19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 IMF, Türkiye’nin 2001 sonrasında zor kazandığı esnekliği, son dönemde büyümedeki dengesizlikle zayıflattığını açıkladı Dengesiz büyüme zayıflattı gevşek makroekonomik politikalar ve rekabet gücündeki büyük eksikliğin krediyle finanse edilen ve ithalata yoğunlaşan bir iç talebe yol açtığına, cari işlemler açığının hızla yükseldiğine ve açığın büyük ölçüde kısa vadeli borçlanma ile çözülmeye çalışıldığına dikkat çekti. Niçin Değersiz? Halkımızın önemli bir bölümü için özgürlüğün, bağımsızlığın bir değeri yok, siyasal, kişisel, sosyal haklar da fazla anlam ifade etmiyor. Dolayısıyla kısıtlamalar, hatta haklara el koymalar fazla rahatsız etmiyor, tepki de doğurmuyor. Niçin? Haklar, bir savaşım, bir çaba, bir özveri sonucu kazanılmış ise değerlidir. Kişi, toplum, çaba, savaşım, özveri sonucu kazanımlara değer verir. Dilimizde bir özdeyiş var: “Haydan gelen huya gider.” Ne yazık ki, halkımızın önemli bir bölümü için haydan gelmiş olan, özgürlüğü, bağımsızlığı hakların huya gitmesi, yeterli tepkiyi doğurmuyor. Konuyu açıklayacak, yazmak istediklerimi daha iyi ifade eden bir fıkra aktarayım. Fıkrayı 1970 ve 80’li yıllarda Osmanlı Bankası İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcılığı yapan Dr. Demirhan Tokel’den dinlemiştim. Salomon erginlik çağına gelmiş, peder zengin ama o da iş kurmak, işadamı olmak peşinde. Bir gün babasından istekte bulunur. “Baba, sermaye ver de iş kurayım.” Baba olur ama önce para kazanabileceğini kanıtla, bir on lira kazan da getir diyor. Salomon işin kolayını bulmuş; ertesi gün annesinden bir on lira alarak caka ile babasına uzatmış: “İşte, on lira kazandım.” Baba parayı burnuna götürmüş, koklar gibi yapmış, sonra bu parayı sen kazanmamışsın diye yırtmış. Salomon şöyle düşünmüş. Aptallık bende, babam tabii annemin kullandığı kokuyu bilir, koku da çanta içine sinmiştir. Bunun üzerine Salomon, birkaç gün sonra komşusu Raşel teyzeden on lira ister; kazanılmış para gibi babasına götürür. Baba yine parayı koklar gibi yapar, sen bu parayı kazanmamışsın diye yırtar. Salomon bizim peder de az değilmiş Raşel teyzenin de kokusunu almış diye düşünerek Moiz amcadan aldığı parayı bu kez babasına götürür. Yine aynı sahne; baba parayı koklar gibi yaparak kazanılmadığına karar vererek yırtıyor. Salomon bakmış sağdan, soldan on lira alarak babaya kazandım diye götürüp babayı uyutmaya kalkışmak çözüm değil, hem paralar yırtılıyor, hem iş kurulamıyor. Mahallede pazar kurulan bir gün Salomon da pazara satıcı olarak girmiş; limon almış, limon satmış, akşama kadar on lira kazanmış. Akşam babasına gururla on lirayı uzatmış. Baba tekrar parayı koklayıp yırtmaya kalkışınca, Salomon: “Baba delirme hiç para yırtılır mı” diye babasının eline sarılmış. Bu fıkra değerin kaynağını gösteriyor. Biz de şöyle bir geçmişe bakalım. Halkımızın önemli bir bölümü bağımsızlık savaşına katılmamış, hatta karşı çıkmış. Savaş başarı ile sonuçlanınca ya ürkmüş susmuş ya da desteklemiş, katılmış gibi görünüp çıkar sağlamaya çalışmış. 1926’da İsviçre’den Medeni Kanun’u aktarmışız. Halkımızın kişisel haklar konusunda bir talebi, bir baskısı olmuş mu? Hayır. 1930’lu yıllarda kadınlara ilk kez seçme seçilme hakkı tanıyan ülkelerden biri olarak övünüyoruz. Peki, kadınlarımızdan böyle bir talep, böyle bir baskı gelmiş, direniş, savaşım verilmiş mi? Hayır. 1946’da çok partili döneme geçiş... Bu bağlamda bir halk direnişi, halk baskısı, mücadelesi var mı? Aslanköy gibi bir iki olay dışında yok. İsmet Paşa’nın iyi niyeti, engin sabrı, demokrasiye inancı olmasaydı, Türkiye çok partili yaşamı, serbest seçimi, halkoyu ve iktidar değişimini çok beklerdi. Nitekim Türkiye bir daha bir 14 Mayıs 1950 ve o zamanki havayı yaşayamadı. Ağzı kalabalık şarlatanları, iç ve dış odakların kuklalarının uydurmalarını bir yana bırakarak gerçekleri görmeye çalışalım. Sosyal haklar, büyük ölçüde 1960’lı yılların başlarında Bülent Ecevit’in Çalışma Bakanı olduğu dönemde sağlandı. Haklar, özgürlükler, bir savaşım, bir çaba, bir direniş, bir özveri sonucu kazanılmadığı için bir değer de taşımıyor. Kolayca el konulabiliyor. Merak ederim, günümüzde AKP ileri gelenlerinin aileleri, milli mücadeleye katıldı mı? Şehitleri, gazileri, İstiklal Savaşı madalyalı büyükleri var mı diye... Bir toplum bağımsız ve özgür yaşamak istiyorsa, bunu hak etmeli. Kişisel, toplumsal haklara sahip olmak istiyorsa, en azından verilenleri korumaya çalışmalı, gerçek bir demokratik düzen özlüyorsa gereken savaşımı da vermeli. Ürkerek, korkarak, yalakalık yaparak, idarei maslahat anlayışı ile günü kurtarmaya çalışarak, hiçbir sorunu çözemeyiz. Verilenleri, kazanımları da birer birer yitiririz. Uluslararası Para Fonu, Ekonomi Servisi IMF, Türkiye’nin 2001 krizi sonrasında elde ettiği zor kazanılmış esnekliğin, son dönemde büyümede yaşanan dengesizliklerle zayıfladığına dikkat çekti. IMF’nin, “Türkiye: 2011 IV. Madde KonsültasyonuUzman Raporu; Uzman Ekleri, İcra Direktörleri Kurulu Görüşmeleri Hakkında Kamu Bilgi Uyarısı ve Türkiye’den Sorumlu İcra Direktörü Açıklaması” raporu yayımlandı. ANKA’nın haberine göre IMF heyetinin Türkiye temasları sonucu hazırlanan 177 sayfalık raporun “Ana Konular” bölümünde, 20082009 küresel krizinden sonraki dinamik toparlanmanın üretimi kriz öncesi düzeylerin oldukça üzerine çıkardığı belirtildi. Rapordaki zorluk ve soru işaretlerini şöyle özetlemek mümkün: L Düşük tasarruf düzeyi bulunan Türkiye’de eko nomi ithalatı finanse edecek sermaye akışlarına güveniyor. Akışlar tersine döndüğünde reel etkinlik ani düşüş gösterdi. Daha bağımsız bir para politikası yürütme yeteneği sınırlanırken Türkiye’nin azalan risk primi duyarlılığı küresel likidite koşullarına karşı artmış olabilir. L Rapora göre Türkiye’de, geçen yıl yüzde 10.2 olan cari açığın GSYH’ye oranı yıllar içinde şöyle olacak: 2012 (yüzde 7.8), 2013 (yüzde 6.1), 2014 (yüzde 5.9), 2015 (yüzde 6.3), 2016 (yüzde 6.8). L Sermaye akışları tersine çevrilirken periyodik nominal para değeri kaybına karşın rekabet, fiyat ve ücret artışlarında ülkeler arası kalıcı farklar nedeniyle derece derece sarsıldı. L Reel para biriminde değerlenme, yerleşiklerin ithal mal satın alma güçlerini artırdı. L Büyüyen cari işlemler açığı, özel tasarrufyatırım dengesinde bir azalmayı yansıttı. Katılık işsizliği körüklüyor L Emek piyasasındaki katılıklar, hızlı GSYH büyümesine karşın işsizliği yüksekte tutuyor, ithalatı teşvik ediyor. Geçen on yılın büyük bölümünde Türkiye’nin işsizlik oranları, emek gücü katılımı düşse bile yüzde 10’lar civarındaydı. Emek arzı, çalışma çağındaki nüfusun hızla büyümesi ve tarım sektöründeki hızlı emek çıkışına bağlı olarak hızla arttı. 20082009 sonrası krizi sonrası toparlanmada işsizlikte güçlü düşüş görülürken, bu kısmen, bir tür kılık değiştirmiş işsizlik olarak tarım kesiminde ücret almadan çalışmadan kaynaklandı. SON TARİHİ 31 OCAK Babasına ev alan da var kendi arabasını alan da... Ankara, Mamak doğumlu Kübra Öztürk, ilkokul 2. sınıfta okurken öğretmenlerinin de yönlendirmesiyle Rotary Kulübü’nün açmış olduğu satranç merkezine başvuruyor. Kayaş’ta bir gecekonduda yaşayan Öztürk, 8 yaşında kendisini İspanya’da Dünya Satranç Şampiyonası’nda buluyor. Öztürk, üstün başarılarından kazandığı parayla, ailesine ev aldığını anlatıyor keyifle. Şu an Hacettepe Spor Akademisi ikinci sınıf öğrencisi olan Öztürk’ün amacı, satranç üzerine spor akademisyeni olarak satrancı zorunlu ders haline getirmek. Aylık geliri 1400 lira olan Öztürk, büyük usta rütbesine yükseldiğinde 20 bin lira ödül kazandığını da sözlerine ekledi. Türkiye’nin ilk kadın büyük ustalarından 23 yaşındaki Betül Cemre Yıldız, 14 yıldır satranç oynuyor ve geçimini bu alandan sağlıyor. Açıköğretim İktisat Fakültesi’ni ve Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi’ni bitiren Yıldız, “Satranca 9 yaşında başladım. O günden bu yana ailemden harçlık almıyorum. Yaklaşık 3 bin lira civarında aylık gelirim var” diye konuşuyor. 11 yaşında milli sporcu olan Yıldız, 14 yaşında uluslararası usta unvanını elde etti. Dünya şampiyonasında Türkiye’ye ilk madalyasını kazandıran Yıldız’ın İzmir Balçova’da bir de satranç merkezi var. Ali Nihat Yazıcı, “Betül burada ders vermiyor. Ancak eğer verseydi, aylık 56 bin lira kazanırdı” şeklinde konuştu. Kübra Öztürk Sendikalara istatistik tehdidi Ekonomi Servisi Birçok sendika toplu iş sözleşme yetkisini kaybetme korkusu yaşıyor. Gözler ocak sonunda yayımlanması beklenen işkolu istatistiklerine çevrildi. Çalışma Bakanı Faruk Çelik, istatistiklerin pazartesi yayımlanabileceğini belirtti. Sendikalara nefes aldıracak yüzde 10 barajının binde 5’e düşürülmesini öngören yasa tasarısı henüz Meclis’e Bakanlar Kurulu’ndan geçmedi. Eğer, o istatistikler 30 Ocak Pazartesi günü yayımlanırsa birçok işçi sendikası, toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini kaybedecek. Örneğin Türkİş’e bağlı 33 sendikadan sadece 12 sendika bu hakkını koruyabilecek. 40 bağımsız sendikadan da 1’nin toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi olacak. 16 sendikanın bağlı olduğu DİSK ise toplusözleşme yetkisinden tamamen mahrum olacak. Betül Cemre Yıldız İş Bankası altı bin okula dokundu OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA DAVOS ZİRVESİ ‘İflas kapısı açılmamalı’ DAVOS (AA) Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısının ‘Küresel Ekonomiye Bakış’ oturumunda krizi ensesinde hissetmeyen tek konuşmacı olarak öne çıkan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, moderatör Martin Wolf’un da dikkatini çekti. Financal Times’ın baş ekonomik yorumcusu Wolf, Babacan’a söz verirken “Burada imtiyazlı konumda tek sizsiniz, bize ders verin” dedi. Babacan, A v r o Bölgesi’ni krizi doğru yönetememekle eleştirerek “Yunanistan’ın iflası mutlaka engellenmelidir. İflas iflastır, bunun düzenlisi düzensizi, geçicisi kalıcısı, gönüllüsü gönülsüzü olmaz. Ama iflas kapısı bir kere açılırsa ardından herkes gider. Herkes bunun bedelini öder” dedi. ANTALYA 2005 yılından beri Türkiye Satranç Federasyonu’nun ana sponsorluğunu üstlenen İş Bankası, 6 bine ulaşan satranç sınıfı sayısını bu yıl 9 bine taşımayı hedefliyor. 2 milyon 250 bin öğrencinin seçmeli ders olarak satrancı tercih etmesine katkıda bulunan İş Bankası, Türkiye’deki 39 bin okula ulaşmayı planlıyor. Türkiye Satranç Federasyonu’nun bu yıl satranç akademisi kurma çalışmalarına değinen Türkiye Satranç Federasyonu Başkan Ali Nihat Yazıcı, 2000’de 50 bin lira olan federasyon bütçesinin 2011’de 8 milyon liraya ulaşAli tığını söyledi. Bütçenin yüzNihat Yazıcı ? 2005’ten beri Satranç Federasyonu’nun ana sponsoru olan İş Bankası, 2 milyon 250 bin öğrencinin seçmeli ders olarak satrancı tercih etmesinde rol oynadı. de 80’inin sponsorların oluşturduğunu dile getiren Yazıcı, özellikle son yıllarda düzenledikleri organizasyonlarla birlikte 150 milyon liralık bir ekonomi yarattıklarını ifade etti. Türkiye Küçükler Satranç Şampiyonası nedeniyle Antalya Kemer’de gazetecilerle bir araya gelen Ali Nihat Yazıcı, 11 yılda Türkiye’de 150 uluslararası organizasyona imza attıklarını belirterek Türkiye’nin geçen yıl 4 dünya, 1 Avrupa şampiyonasına ev sahipliği yaptığını söyledi. Yazıcı, dünyada gerçekleşen satranç olim piyatlarının yüzde 20’sinin Türkiye’de organize edildiğine dikkat çekerek bu yıl dünya satranç olimpiyatının Türkiye’de gerçekleşeceğini belirterek “180 ülkeden 2 bin 250 oyuncunun katılacağı organizasyona 27 Ağustos 10 Eylül tarihlerinde İstanbul Yeşilköy Dünya Ticaret Merkezi ev sahipliği yapacak. 14 gün konuğumuz olacaklar” dedi. İş Bankası Kurumsal İletişim Bölüm Müdürü Suat Sözen, bu yıl 7’nci yaşına giren proje kapsamında Türkiye’deki satranç sporcusu sayısının 30 binden 185 bine, okullarda satrancı seçmeli ders olarak tercih eden öğrenci sayısının da 100 Suat binden 2 milyon 500 bine Sözen çıktığını söyledi. Sigarada sağlık bahane, zamlar şahane Ekonomi Servisi BETAM tarafından yapılan bir araştırma, geçen yıl sigaraya yapılan ciddi özel tüketim vergisi zammının, sağlığa değil hükümet gelirlerini arttırmaya yönelik olduğunu ortaya koydu. Seyfettin Gürsel, Gökçe Uysal, Ayşenur Acar ve Duygu Güner tarafından hazırlanarak kaleme alınan raporda, Ekim 2011 itibarıyla tütün ve tütün mamullerine büyük bir özel tüketim vergisi (ÖTV ) zammı yapıldığı hatılatılarak düzenlemeyle, bu vergi artışının sigara tiryakileri üzerinde önemli bir etkisinin olacağı ve yaklaşık 300 bin kişinin sigarayı bırakabileceği düşünüldüğü savları dile getirildi. Raporda, 20042010 arasında zamlar sayesinde reel ÖTV gelirleri yüzde 40’lık bir artış gösterdi ve 2010 itibarıyla da ÖTV gelirleri, toplam vergi gelirleri içinde yüzde 6.3 gibi küçümsenmeyecek paya sahip olduğuna, bunun da hükümetin gelecekte de en azından sigaranın nispi fiyatının düşmesine izin vermeyecek bir zam politikası sürdüreceğini gösterdiğine dikkat çekildi. Moda şovu başlıyor Türk moda endüstrisinin dünyaya açılan penceresi İstanbul Fashion Week’te (IFW) geri sayım başladı. Taksim Tepebaşı’nda 811 Şubat 2012 tarihleri arasında düzenlenecek etkinlikle dünyaca ünlü tasarımcılar “2013 Sonbahar / Kış ” koleksiyonlarını sunacak. İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, “16.2 milyar dolarlık ihracatımızın içinde markalı ihracat yaklaşık 1 milyar dolar ile sadece yüzde 6 civarında bir pay alıyor. 2023 hedefleri çerçevesinde bunu IFW’nin kaldıraç etkisiyle birlikte bu rakamı yaklaşık 10 yılda minimum 10 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Nüfusu 750 b lerin büyükşeh ini aşan ilsına ilişkin ka ir yapılman sının yasalaşmun tasarıde 13 il büyükş ası halinsü kazanabile ehir statüce CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in lerden Aydın, k. Bu ildeprem vergileriyle ilgili soru önergesini Muğla, Tekird Denizli, ağ yanıtlayan Maliye Bakanı Mehmet zon, Şanlıurfa, , TrabŞimşek, 1999 yılında Marmara manmaraş, B Kahradepreminin ardından çıkarılan kanun Van, Manisa, alıkesir, Hat çerçevesinde faiz vergisi ile belediyeler fusu 2010 yılı ay’ın nütarafından tahsil edilen ek emlak vergisi 750 bin kişi sı itibarıyla nırının üzedahil olmak üzere toplam 2 milyar 649 rinde bulunuyo milyon 745 bin TL ek vergi alındığını açıklanan veri rdu. Son le belirtti. Şimşek ayrıca 1 milyar 987 milyon 2010 yılına gör r, nüfusu e 33 bin TL özel işlem vergisi ile 3 milyar lerden Malatya artan il114 milyon 342 bin TL özel iletişim din’in de 750 ve Marb vergisi de tahsil edildiğini bildirdi. aşan iller aras in sınırını ına ka ğını gösterdi. tıldı 13 il büyükşe hir oluyor Depremde vergi bilançosu 8 milyar TL Kuzey Marm OdayeriPaşak ara Otoyolu Projesi devret model öy kesimi yapişleti ka teklif alma usu psamında kapalı ihale edilecek. lü ile 5 Nisan’da lik ve Haberle Ulaştırma, Denizciİspanyol Havayolları Spanair, tüm uçuşlarını durşme Bakanlığ ı yolları Genel Müdürlüğü’nü Kara durduğunu açıklayarak iflas bayrağını çekti. Spakara Yücetep n Annair’den yapılan yazılı açıklamada, gelecek aylar için e’ nunda yapıla deki toplantı salogörülen finans eksikliğinden dolayı güvenlik ve sağcak olan ihale dosyasının satış duyulu bir önlem olarak uçuşların tamamen durduolacak. Söz kobedeli 100 bin TL rulduğu bildirildi. Spanair’den bir sözcü, iflas işlemnu teminat tutarı su işe ait geçici lerinin başlatılmasının öngörüldüğünü duyurdu. Spad a 15 milyon TL olarak belirle nair’in programda olan gelecek cumartesi 91, pazar n ken ihale tarih di. Teklifler, en ergünü de 121 uçuşunun bulunduğu ve toplamda 10 bisinden başlam inden 7 gün öncenin üzerinde yolcunun etkileneceği kaydedildi. Uzun ak üz ere, ihale günü saat 14.00’ zamandır ekonomik sorun yaşayan Spanair’in, yüzde e Genel Müdür kadar Karayolları 49’unu Katar Airways’e satmak için yürüttüğü müzalüğü İşletmel er Dairesi Başkanlığ kereler olumsuz sonuçlanmış, Katalonya Özerk YöKomisyonu B ı Görevlendirme netimi de Spanair’e yatırım yapmama kararı almıştı. aş veya posta ile kanlığı’na elden teslim edilece k. 3. köprü ihale si 5 Nisan’da Spanair iflas etti C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle