19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Murat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Celal Üster ? Spor: Arif Kızılyalın ? BilgiBelge: Edibe Buğra Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 ? Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.42 Güneş: 7.11 Öğle: 12.24 İkindi: 14.59 Akşam: 17.24 Yatsı: 18.47 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 29 OCAK 2012 En Kenardakiler Genç adam aşka geldi. Zaten tedarikliydi. Hemen pantolonunun arka cebine el attı. Aslanım be, oradaydılar işte. İşi sağlama almış, ne olur ne olmaz, demiş, ikilemişti. Asıldı pantolonunun cebine, bir tanesini çekti çıkardı. Hazırdı işte. Birden bir nara kopardı: ‘“Aslanım! Canım sana feda, Müslüm Abim!’” Naranın ardından elindeki jiletle başladı üst tarafı çıplak olan bedenini santim santim doğramaya... “Ah Müslüm Abim, ah! Anam bacım senin yoluna kurban olsun! Olsuun!” Müslüm Gürses’in onu duyması imkânsızdı. Olsun.. o bağırmaya da kendini jiletle doğramaya da devam etti. Şu dünyada tek bir şey için yaşıyordu. Varsa Müslüm Abisi yoksa Müslüm Abisi. Bütün bir yıl bu konseri beklemişti. Müslüm Abisinin bütün kasetleri kendinde var olmasına vardı ya, konser gibisi yoktu. Şu jileti çekip, şöyle derinin üstünde gezdirmek, bedeninin hafifçe ürperdiğini hissetmek, sonra usul usul derinin daha altına kaymak... Yoktu lan! Bundan daha zevkli bir şey yoktu! Karı kız bile yanında sıfır kalırdı. Tabii, önce bir iki duman üflemek gerekirdi. İfrata kaçmadan, az kafa yapmalıydı.. yoksa sonra ne yaptığını hatırlamazdı insan. O zaman işin zevki de hoşluğu da kaçardı. Kafa tam kıvamında olmalıydı. O zaman jilet bir tüy gibi okşardı insanı. Bu durumda derhal harekete geçilmeliydi. Bu Müslüm Abi de acayip adamdı. Büyük bir adamdı. Ne sözler geliyordu adamın aklına. Nereden bulup çıkarıyordu bunları? Sanki Müslüm Abisi her sözü onun için kaleme almıştı. Her söz onun hayatı üstüneydi. Aynen bu sözler gibiydi onun hayatı. Baştan sona zulüm. Baştan sona kahır. O neden doğmuştu? Anası onu neden doğurmuştu? Lağımdan beter bir çirkefin içinde yaşasın diye mi? Lakin anasının ne kabahati vardı? Kadıncağız ne bilsindi oğlunun hayatı kahır içinde geçecek. Zulümden başka bir şey görmeyecek. Beş paralık bir hayatı olacak! Ne bilsindi? O da aynen Müslüm Abisi gibi mertçe, erkekçe sevmişti. Sevmişti de ne olmuştu? Yüreksizin biri çıkmıştı kız. “Ulan sen şu çulsuz halinde benim peşimden niye koşturup duruyorsun? Şu odun kafana iyice bir sok. On tane yüreğim olsa sana birini bile vermem. Haddini bil azıcık.” Kızı orada, o anda çekip vurması lazımdı. Lanet olsun! Ah ulan lanet olsun! O an donup kalmıştı, kız şımarık şımarık yürüyüp yanından geçip gitmişti. Keşke kızı öldürseydi. Şimdi mapusta olur, sabahtan akşama kadar Müslüm Abisini dinler, bir iki püf çekip zıbarırdı. Ne kızı öldürebilmiş ne de mapusa düşebilmişti. Koskoca kışı orada burada, inşaat şantiyelerinde, kahvelerde, çay ocağının yanında geçirmişti. Ah ah.. keşke bir cinayet işleyip mapusa düşseydi. Orada kış daha korunaklı olurdu. “Anam bütün jiletler senin olsun. Bütün kahırlar!” Bu jiletler de bu aralar pek kötü çıkıyordu. İşte bir iki doğramadan sonra ortadan ikiye ayrılıvermişti elindeki. Neyse ki, tedarikliydi. Of be, taze bir jiletle, yeni taze bir çizik. Vallahi bir süre sonra acı bile duyulmuyordu. Jilet artık yüreğine doğru ilerliyordu. Acı vermeden, usulca. Beş parası yoktu tabii. Onun parayla işi de yoktu. Bugün kazanır bugün harcardı. Yeter ki bu dünyada dirlik düzen olsun! Yeter ki kafamız iyi, elimizde jilet bir Müslüm Abi’yi dinliyor olalım. O kadar! O gece o, Müslüm Gürses konseri bitene kadar kendini doğradı. Kendini doğrayan başkaları da vardı. Konser bittiğinde ortalık kan revandı. Yeterince kahır depolayanlar sakin bir biçimde evlerine dağıldılar. Onlar her zaman en kenarda dururlardı. Daha geçenlerde beş tanesi, bu taşı toprağı altın denilen iş kentinde bekâr odasında çıkan bir yangında hayatını kaybetmişti ve kimseler onlardan söz etmediler, öylece geçip gittiler. ‘Halis’ kraliçemizi kaybettik Haber Merkezi Cumhuriyet gazetesinin 3 Temmuz 1932 tarihinde düzenlediği yarışmada Türkiye Güzellik Kraliçesi seçilen, ardından 31 Temmuz 1932’de Belçika’da yapılan yarışmada bir ilki gerçekleştirerek “Dünya Güzellik Kraliçesi” olan Keriman Halis (99), dün kalp yetmezliği sonucu yaşamını yitirdi. Bir mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Halis’in her zaman saygı ile hatırlanacağını” ifade etti. Genç cumhuriyetin uluslararası arenada Türkiye adına çağdaş kadınını temsil eden Keriman Halis’e yarışmadaki başarısından sonra Atatürk tarafından kraliçe anlamına gelen “Ece” soyadı verildi. Be Keriman Halis, Cumhuriyet okurlarının oylarıyla ülkemizi temsil etmiş ve ilk Dünya Güzellik Kraliçemiz seçilmişti bek’te kızının evinde yaşayan Keriman Halis Ece’nin cenazesi, 30 Ocak Pazartesi (yarın) İstanbul’da toprağa verilecek. Halis, İstanbul’da 1913’te meşhur tüccarlardan Hızır Söndürme Cihazları acentesi Tevfik Halis Bey ve Ferhunde Hanım’ın 6. çocuğu olarak dünyaya geldi, öğrenimini sonraki adı Boğaziçi Lisesi olan Feyziati Lisesi’nde yaptı. Halis’in amcası, ünlü operet bestecilerinden Muhlis Sabahaddin Ezgi, halası ise ünlü kadın bestekâr Neveser Kökdeş’tir. Atatürk’ün mesajı Keriman Halis’in dünya güzeli seçilmesinin ardından Atatürk yayımladığı mesajda özetle şunları kaydetmişti: “Cumhuriyet gazetesi takdir ve tebriklerimize hak kazanmıştır. Türk gençlerine bu münasebetle şunu da hatırlatmayı lüzumlu görürüm: ... Asıl uğraşmaya mecbur olduğunuz şey yüksek kültürde, yüksek fazilette birinciliği tutmaktır.” Halis, Belçika dönüşü tam bir kraliçe gibi karşıland. (Fotoğraflar: CUMHURİYET ARŞİV) ‘Heyecandan bayılabilirdim’ Keriman Halis 18 yaşında, gazetemizin 3 Temmuz 1932 yılında düzenlediği yarışmada Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildi. Halis, Türkiye’yi temsilen Belçika’nın Spa kentinde yapılan ve yirmi sekiz ülkeden temsilcinin katıldığı “International Pageant of Pulchritude”de (Uluslararası Güzellik ve Zarafet Yarışması), “Dünya Güzellik Kraliçesi” seçildi. Yurda dönüşünde Sirkeci Garı’nda coşkulu bir kalabalık tarafından karşılanan Keriman Halis’e 30 bin kutlama telgrafı gönderildi. Keriman Halis, Dünya Güzellik Kraliçesi seçildiği anı şu sözlerle anlatmıştı: “En sonunda ben ve Almanya güzeli kaldık. Kırmızı bir tuvalet giymiş, yakasına da beyaz kurdele takmıştım. Jüri başkanı elindeki zarfı açtı. Heyecandan bayılabilirdim. Ve bütün tiyatro salonu, ‘Yaşasın Miss Turkey!’ sesleriyle inledi.” İLK RÖPORTAJINI CUMHURİYET’E VERDİ Manşet haber Cumhuriyet gazetesinin 1 Ağustos 1932 tarihli sayısında Keriman Halis’in birinciliği “Türkiye Güzeli Keriman Halis dünya kraliçesi intihap (seçilme) edildi” başlığı ve “Keriman Halis’in boyasız yüzü, masum güzelliği, kibar hali, emsalsiz endamı ile şark ve garp güzelliklerini meczetmiştir” alt başlığıyla manşetten duyruldu. Tam sayfa verilen haberde Halis ile yapılan ilk mülakat ile annesi Ferhunde Hanım ile röportaja da yer verildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle