27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER AP’nin yasaklanmasını istediği kablosuz erişim sağlık ve pedagojik sorunları beraberinde getiriyor 7 ‘GAZETECİLERİN ‘TERÖRİST’ OLDUKLARI İÇİN TUTUKLANDIKLARI BAHANESİ SAHTE’ Zizek’in felsefe, Freud ve Lacan psikanalizleri, teoloji, film, opera ve radikal politikalar gibi çeşitli konular hakkında 50’den fazla kitabı var. 1990 yılında Yugoslavya’nın parçalanmasının ardından Slovenya’nın ilk demokratik seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olan ve zaferi kıl payı kaçıran Zizek, kendisine yöneltilen ilgiden tedirgin ama şikâyetçi değil gibi. Türkiye’deki siyasi durumdan özellikle de gazetecilerin tutuklanmasından söz açılıyor. Gazetecilerin “terörist” oldukları için tutuklanma bahanesini “sahte” olarak tanımlıyor ve temel özgürlüklerin mevcut hükümet tarafından ciddi bir biçimde sınırlandığı Macaristan’dan ve Avrupa’nın bu konudaki yetersizliğinden söz ediyor. Tabletli eğitimde soru işaretleri MAHMUT LICALI Modern Çağın Sokrates’i Zizek, Elçin Poyrazlar’a konuştu. ANKARA Avrupa Parlamentosu (AP) Çevre Komitesi, okullarda ve sınıflarda kablosuz erişimin kullanılmasının çocuklar üzerinde “radyoaktif etki” yaratacağı için yasaklanması gerektiği görüşüne varırken Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bilişim teknolojilerini eğitim süreçlerinde etkili bir şekilde kullanılmasını öngören “FATİH Projesi” kapsamında fiberoptik kabloyla erişimin sağlanamadığı kırsal bölgelerdeki okullara uydu aracılığıyla hizmetin verilecek olması akılları karıştırıyor. MEB’in 20112012 eğitimöğretim yılının ikinci döneminde Türkiye genelinde 17 ilde pilot uygulamalarına başlamaya hazırlandığı “FATİH Projesi” hem sağlık hem de pedagojik açıdan bazı sakıncaları beraberinde getiriyor. Bakanlık kent merkezlerindeki okullarda sınıflardaki sıralara kadar çekilecek kablo aracılığıyla internet erişiminin sağlanmasını hedeflerken fiberoptik kablo döşenmesinin imkânsız olduğu bölgelerdeki okullara ise kablosuz erişim kullanmayı hedefliyor. öy ve beldelerdeki okullarda uydu teknolojisi aracılığıyla internete kablosuz erişim sağlanacak olması, 3040 kişilik sınıflarda tabletle öğrenim gören çocukların, insan sağlığı için zararlı olduğu tespit edilen ve radyoaktif etki yaratan sinyallere yoğun olarak maruz kalmasına neden olacak. sağlanacak olması radyoaktif etki tehlikesini gündeme getirecek. Proje kapsamında yerel alan ağı (LAN) içerisinde dersliklere konumlandırılacak 2 adet data prizinden bir tanesine takılacak kablosuz erişim cihazı (wireless access point) üzerinden öğrencilerin tabletleri okul ağına dahil edilecek. Okul ağında derslik bazında kurulumu yapılacak yönetim yazılımları ile etkilişimli akıllı tahta üzerinden tabletlerin kontrolü sağlanacak. Öğrencilere dağıtılacak tabletlerde 3G bağlantı hizmetinin de bulunacak olması öğrencilerin sınıflarda olmasa da evlerinde kablosuz internet bağlantısı kullandıklarında radyoaktif etkiye maruz kalmalarına neden olacak. Bu kapsamda öğrencilerin ders amacıyla evlerde kullanacakları internet erişim bedelini de bakanlık karşılayacak. Tabletli eğitim modelin bugün tam anlamıyla gerçekleştirildiği başka bir ülke bulunmuyor. Yalnızca İngiltere, Portekiz ve Güney Kore’de tabletle eğitim modeline yönelik pilot uygulamalar bulunuyor. K Ünlü Sloven düşünür ‘Demokrasi ile kapitalizm arasındaki ölümsüz evlilik kırıldı’ dedi Zizek: Kapitalizm demokrasi getirmez ELÇİN POYRAZLAR kablosuz olacak Tabletle tahta etkileşimi MEB, şehirlerde internete kablolu erişimi sağlarken projenin ana omurgasını oluşturan sınıflara kurulacak akıllı tahta ile öğrencilere verilecek tabletler arasındaki iletişimin kablosuz erişim cihazı aracılığıyla Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i protesto ederek, bütün öğretmenlerin koşulsuz atanmasını istediklerini bildirdi. İzmir’de Konak Alanı’nda toplanan öğretmenler, İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde tutuklu yakınlarına yönelik yapılan açıklamaya alkışlarıyla destek verirken, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, öğretmenlerin yanına geldi. Kocaoğlu, açıklamayı yapan Elif Yıldız’a, belediye soruşturmasına konu olan şallardan hediye etti. (HİCRAN ÖZDAMAR) Dinçer’e atama protestosu “Ben bir deliyim, giysi satın almam. Çoraplarımı uçak yolculuklarından, tişörtlerimi de gittiğim festivallerden edindim. Üstümdeki pantolonu da bana acıyan akrabalarım aldı”. Son dönemde karşımıza sıklıkla çıkan ünlü Marksist Sloven düşünür Slavoj Zizek’e ait bu sözler. Kıtalararası reklamcılık yarışması The CUP kapsamında düzenlenen İstanbul Yaratıcılık Zirvesi’nde “Olumsuz Düşünmenin Gücü” konulu bir konuşma yapan Zizek’i salondakiler kahkahalar içinde alkışlıyor. Medyada Zizek için “Modern Çağın Sokrates’i”, “Kültürel Teorinin Elvis’i”, “Akademik Rock Yıldızı” gibi yakıştırmalar kullanılıyor. Gerçekten de salona doğru yürürken tüm kafalar bu özensiz ve sıradan giyimli adama çevriliyor ve kısa bir duraksamanın ardından insanlar kitaplarını imzalatma yarışına giriyorlar. Sahnede yaptığı konuşmasında “günümüzün ideolojilerinden” ABD’nin eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin terörle savaş politikalarından, internet üzerinden çöpçatanlık yapan şirketlerin aslında görücü usulü evlenmeyi temsil ettiğinden, reklamlardan ve “kültürel kapitalizmin” zararlarından söz ediyor. Organik yiyecekler alarak kendini iyi hissetme ya da yoksul ülkelerdeki çocuklara yardım etmek amacıyla “sosyal dayanışmanın bir fincan kahvenin fiyatına eklendiği güya ahlaklı tüketimin” de ideolojiye para vermekten başka bir şey olmadığını savunuyor Zizek. ‘Mısır’daki devrimin sonucu iğrenç’ Mısır’daki devrimin sonucunu “iğrenç” olarak tanımlayan düşünür, “Mısır’da ordu ve Müslüman Kardeşler arasında gizli bir pakt olduğunu herkes biliyor. Müslüman Kardeşler ideolojik kontrole sahip olurken ordu da yolsuzluklarına devam edebilecek” diyor. Zizek’in korkulu rüyası ise bundan sonraki süreçte dünyada teknokratlarla kültürel muhafazakârlar arasında Mısır’daki gibi bir uzlaşı olma olasılığı. “Pek çok Batı ülkesinde yönetici siyasi sınıfının artık yönetme kabiliyeti olmadığını görürsünüz. ABD’de Cumhuriyetçi partinin tartışmalarına bir bakın. Fidel Castro kesinlikle haklı. Sanki ahmaklar konuşuyor. Biz gençken gizli bir elitin her şeyi kontrol ettiğini düşünürdük. Tanrım artık böyle bir şey yok!”. min başa çıkması gereken büyük sorunları var demektir.” Ancak kapitalizmin yerine ne konması gerektiğini bilmiyor Zizek. Ona göre 20. yüzyıl kapitalizmi ve eski devlet sistemi artık işlemiyor. ABD’de Wall Street protestolarına verdiği desteğe gelince: “Ben bu protestoları bir başlangıç yaptıkları, sahneyi düşünmeye açtıkları için destekledim. Ama asıl sorun sistem, ancak şimdiye kadar sistemi nasıl değiştirebileceğimiz konusunda bir fikir çıktı mı ortaya” diye soruyor. orkum yeni bir ayrımcılığın oluşması’ Kapitalizmin demokrasi getireceği tezi ise Zizek’e göre geçersiz: “Artık eski komünistlerin en iyi kapitalist yöneticiler oldukları tuhaf bir sisteme doğru gidiyoruz. Demokrasi ile kapitalizm arasındaki ölümsüz evliliğin kırıldığı bir zaman geliyor. Marx kapitalizmin evrensel demokratik özgürlüğü taşıyabileceğini düşündü. Benim korkum ise dünyada bazılarının medeni dünyadan dışlandığı yeni bir ayrımcılığın oluşması. Sanırım bugünün küresel kapitalizmi evrensel özgürlüğü giderek daha az taşıyabilir.” Yemeğin sonunda Zizek’in düşünce fırtınasından çıkarak elini sıkmak için ayağa kalkıyorum. Bana “Sizden nefret ediyorum. Ama iyi anlamda” diyor. “Olumsuz düşünmenin gücü bu olsa gerek” diye geçiyor aklımdan. ‘K komünist değilim’ ‘Ben saf bir Kocaeli’nde başlatılan proje ‘sınıfta kaldı’ ‘Bilgisayarlı eğitim başarıyı düşürdü’ Özel okullar için taslak İZMİR (AA) Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), özel okullar, dershaneler ve kursların da aralarında bulunduğu özel öğretim kurumlarına ilişkin yönetmelikte değişiklik yapmak üzere sivil toplum kuruluşlarının da görüşlerini alarak taslak yönetmelik üzerinde çalıştığı bildirildi. MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, mevzuatın sadeleştirilmesi için çalışma başlattı. Bu kapsamda MEB, sivil toplum kuruluşlarından alınan görüşler doğrultusunda “Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağı” hazırladı. Taslak yönetmelik, her derecede ve türdeki özel öğretim kurumlarının açılış işleyişiyle ilgili usul ve esasları düzenliyor. Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan, hazırlanan yönetmeliğin özel okulların artması için düzenlendiğini belirtti. Ben sorularımı Zizek’le yiyeceğimiz öğle yemeğine saklıyorum. Yemek masasına oturur oturmaz makine hızıyla aktarıyor düşüncelerini. Kafasında öyle şiddetli bir düşünce yağmuru var ki söylemese kelimeler onu boğacakmış gibi duruyor. Birkaç dakikalık süre içinde çocuklar ve küfür, pornografi, seks ve komünizm gibi konular gündeme geliyor. Sinirli el kol hareketle ri heyecanlı olduğu izlenimi veriyor ya da bir gösteri objesi olmaktan memnun değil, söylemek zor. Batılı ülkelerin kendi ekonomik refahı için dünyadaki temel özgürlükleri kurban ettikleri sorusuna şu yanıtı veriyor Zizek: “Kesinlikle. Bu benim kötümser olduğum bir konu. Ben saf bir komünist değilim ve Leninci partinin geleceğini söylemiyorum. Ne yazık ki mevcut ekonomik eğilimler demokrasiyi eşcinsel evlilikler vs. gibi kültürel meselelerin tartışıldığı boş bir törene çeviriyor.” Küresel ekonomik krizin ardından gündeme gelen sorulardan biri de kapitalizmin ölüp ölmediği. Zi zek’in buna net bir yanıtı var: “Hayır. Ne yazık ki durum daha da kötü. Marx’ın kapitalizmi son derece dinamik ve etkili bir sistem. Ancak yaklaşan bir dizi sorunun Giderek büyüyen ve iç güvenliği için mevcut liberal demoayırdığı savunma bütçesini iki katına çıkratik kurumlar yapısı karan Çin’de önemli gelişmeler olabileceiçinde çözülebileceğini ği yorumunda bulunan Zizek, Çin’deki kosanmıyorum. Örneğin münist partinin Arap isyanları başlayınca pafikri mülkiyet doğası niğe kapıldığını ve askeri güçlerini hazırladığını dile getirdi. Zizek’e göre Çin’in kültür gereği neredeyse kodünyasındaki hareketlenmeler izlenmeye münist bir özelliğe sadeğer. Zizek dünyanın içindeki bu belirsiz hip. Ne kadar çok yayıdönemde felsefe ve filozoflara her zalırsa o kadar zenginlemankinden daha çok ihtiyaç olduğunu şir. Eğer bilgi üretimin anımsatmadan edemiyor. merkezi olursa kapitaliz ‘Çin’e dikkat’ Haber Merkezi Türkiye Özel Okullar Birliği’nin “Dijital Çağda Eğitimde Fırsatlar ve Sorumluluklarımız” başlıklı sempozyumunda konuşan eski Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, Kocaeli Belediyesi’nin 3 yıl önce 6. sınıf öğrencileri için başlattığı ve bugüne kadar 80 bin öğrenciye dağıtılan dizüstü bilgisayarların bazı aileler tarafından satıldığını söyledi. Selçuk, “Bazı aileler de güvenlik gerekçesiyle, yani çalınacak diye istemiyor. 6. sınıfların başarısı düşmüş” dedi. Bazen teknolojiyi kullanmakta çok acele etmemek gerektiğini söyleyen Prof. Selçuk, Kocaeli’nde 6. sınıflarda başarının düştüğünün görüldüğünü belirterek, “Bazı ailelerin dağıtılan dizüstü bilgisayarları sattığını, sınıf düzenini bozduğunu, dershanelere getirmelerinin yasaklandığını öğrendik” dedi. Yapılan araştırmalara göre bir öğrencinin okul başarısına, yani öğrenmesine teknolojinin etkisinin yüzde 1 olduğunu söyleyen Selçuk şunları söyledi: “ İyi öğretmenlerin eğittiği çocukların başarısı yüzde 80’e çıkıyor. Gelişmiş ülkelerde de 1 dolar teknolojiye yatırım yapılıyorsa, 1 dolar da öğretmene yapılıyor.” 200’e yakın hastası bulunan İnternet Bağımlılığı Polikliniği ancak iki ay sonraya randevu veriyor Yeni çağın hastalığı SİBEL BAHÇETEPE İnternet bağımlılığının dünyada ve ülkemizde giderek artması uzmanları endişelendiriyor. Bugüne dek özel hastanelerden internet bağımlılığı için hizmet alan hastalar, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde açılan “İnternet Bağımlığı Polikliniği”nin hizmete girmesiyle ilk kez devlet hastanesinden hizmet albaşladı. Yaklaşık 3 aydan bu Alkol ve madde bağımlılığı gibi maya yana hizmet veren poliklinikte, İnternet bağımlılığının, alkol ve madde ba 200’e yakın hasta tedavi oluyor. ğımlılığına benzediğini kaydeden Konkan, Polikliniğin mart ayına dek yobağımlıların alkol ve madde almadığında ğunluk nedeniyle randevu veremediği belirtiliyor. yaşadığı durumların benzerinin internet bağımlılığında yaşandığını anlattı. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Os ? Bir kişinin internet bağımlısı olduğunu söyleyebilmek için internet başında geçirdiği zamanın çok önemli olduğunu, ancak tek kriterin bu olmadığını vurgulayan Konkan, “İnternet bağımlılığı denilebilmesi için boş ve uzun saatleri internet başında geçirmek gerekiyor; kişinin bu sırada çalışma hayatı, okulu, sosyal işlevselliği, eşiyle, kızerkek arkadaşıyla olan ilişkilerinin zayıflaması başlarsa, buna karşın interneti kullanmaya devam ederse, sınır koyamıyorsa o zaman internet bağımlılığı vardır” dedi. man Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve internet bağımlılığı polikliniği sorumlusu psikiyatr Dr. Ramazan Konkan, internet bağımlılığının bir hastalık olduğunu belirtti. Konkan, “Kişi internete girmediğinde, girmek için kendine iş yaratıyor, gideceği, kalacağı yerde internetin olmasına dikkat ediyor; internetin olması ile ilgili birtakım tedbirler alıyor, mobil cihazlardan giriyor. İnternetin olmadığı ortamlarda kalmamaya gayret ediyor, zamanının büyük kısmını evinde geçiriyor. Biri interneti engellediğinde öfkeleniyor, evden, okuldan kaçıyor, yalan söylüyor, bahane uyduruyor. Özellikle 16 yaş ve altı grupta internet bağımlılığı daha fazla” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle