Katalog

29 OCAK 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Fikri Sağlar, Hurşit Tolon’un evinde bulunan CD’ye yasak konulmasına tepki gösterdi 5 Çünkü çocuklarından ayrılmak istemiyorlar. Bize başvuran kadınların yüzde 95’i deprem sonrası işsiz kalmış. Çocuğunu okula gönderemeyen aileler var. Van’da ekonomi yavaş yavaş çöküyor. Her şey dışarıdan geliyor. Mağazaların çoğu kapandı. Bu arada çadırkonteynır kentlerde taciz olaylarının yaşandığına ilişkin duyumlar alıyoruz. Buralarda insanlar birbirlerine çok yakın yaşıyorlar. Özel alan yok. İkiüç aile aynı çadırda yaşıyor.” ??? Hava kapandı birden... O masmavi gökyüzü yine grileşti, kar atıştırmaya başladı. Çantasında üç yumurta bulunan genç, örgüt üyesi olmak suçundan yargılanacaktı... İstenilen ceza 11 yıldı... Ya parasız eğitim için pankart asan, çantalarında kitap defter bulunan gençler... Onlar da! Bu ülkede gençler üniversite kapısı önünde silahla taranarak öldürüldü, bu ülkede katliamlar yaşandı, bu ülkede Server Tanilli yıllarca tekerlekli sandalyeye tutsak kaldı. Ve bu ülkede 12 yaşındaki çocuğun bedeninden 13 kurşun çıkarıldı, babasıyla birlikte öldürüldü. Bu ülkede kız çocuklarına tecavüz edenler yargıca aklandı... Bu ülkede medya sindirildi... Gazeteciler zindanlara atıldı... Silah değil, kalem, yumurta örgütlü suç oldu! Öykümüz bir ışık gibi titreyen... Öykümüz ölümlerle, acılarla sürüp giden... Bu öykü hepimizin öyküsü... ??? Yumurtalı, kalemli teröristlerin(!) zindanlarda, silahlı çetelerin dışarıda olduğu bir Türkiye... Tecavüzcüler, dolandırıcılar, soyguncular sarmaş dolaş. Kuşkulu bir kararsızlık, Uludere katliamı, toprak altından çıkarılan insan iskeletleri. Yüz yüze geliyoruz güneşşiz ölülerle mutsuz bir yerde... Sadece bakıyoruz olup bitenlere... İçimiz yanıyor, kelimeler bitiyor o anda... Ergenekon’da yasak yoktu TÜREY KÖSE Fikri Sağlar ANKARA Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Birgün gazetesi yazarı Fikri Sağlar arasında “Dolmabahçe görüşmesine” ilişkin davada yargının aldığı “gizlilik kararı” tepki çekti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “benimle mezara gider” dediği görüşmeye ilişkin davanın duruşmasında alınan gizlilik kararını değerlendiren Sağlar, “Ergenekon’da bu CD’nin yayın yasağı yoktu. Şimdi yasak kondu. Bunu anlamış değilim. Öyle bir dosya ki kişilerin tıynetine göre, içindekilerle birileri üzerinde baskı yapmaya uygun bir içerik var” dedi. Büyükanıt ile Erdoğan arasında gerçekleştirilen görüşme yoğun olarak tartışılmış Sağlar, Büyükanıt’la ilgili yazısı nedeniyle açılan davanın duruşmasında incelenen CD’yle ilgili olarak, “Şimdi yasak kondu. Bunu anlamış değilim” dedi. ancak taraflar içeriğe ilişkin açıklama yapmaktan kaçınmıştı. Davanın önceki günkü duruşmasında Büyükanıt’ın eşi Filiz Büyükanıt’a ait olduğu iddia edilen harcamalarının bulunduğu CD izlenirken hâkim, gizlilik kararı alarak gazetecileri dışarı çıkarmıştı. CD’nin içeriğiyle ilgili yayın yasağı koyan mahkeme, ayrıca CD’deki bilgilerin kimse ile paylaşılmaması konusunda davanın taraflarını uyardı. Sağlar dün bu konudaki sorularımızı yanıtlarken, mahkemenin yayın yasağını anlayamadığını söyledi. Ergenekon’da bu CD’nin yayın yasağı olmadığına dikkat çeken Sağlar, şu değerlendirmeyi yaptı. “Biz yazımızda ‘Büyükanıt hakkında dosyalar var mı?’ diye sormuştuk. ‘Büyükanıt’a dosya verildi mi?’ iddiasını dile getirmiştik. Hurşit Tolon’un evinde böyle bir dosya bulunduğu ifade edildi. Büyükanıt’la ilgili dosyaların varlığı yadsınamaz. ‘Bu dosyanın içeriğinde kendisine baskı kurulacak unsurlar var mı?’ bunu sorguladık. CD’de gördük ki içinde her şey var. Öyle bir dosya ki kişilerin tıynetine göre içindekilerle birileri üzerinde baskı yapmaya uygun bir içerik var. Koo paretiflerden banka hesaplarına kadar... Ayrıca cinayetler başlığı altında bir klasör var. Böyle bir dosyayı tutanlar bu dosyanın içeriği üzerinden birileri üzerinde baskı kurabilirler. Demek ki Büyükanıt’la ilgili bir sürü dosya var.” Sağlar, bir gazetecinin görevinin “gerçekleri” toplumla paylaşmak olduğunu vurgularken, “Dolmabahçe’de ‘Büyükanıt’a bir dosya mı verildi?’ diye sorduk. Bunun karşılığında o makama yakışmayan, nezaketten uzak bir üslupla cevap verildi. Daha sonra Başbakan o görüşmenin mezara kadar götürüleceğini söyledi. Büyükanıt da ‘Devlet işi konuştuk’ dedi. Devlet işi konuşulmuşsa neden mezara gider” dedi. Bitmeyen Bir Öykü... Yüzlerini sabaha döndürüyor sokaklar... Sokaklar üzgün ve yaslı biraz. Kar dinmiş, hava biraz olsun açmış... Sis inmiş denizin üzerine. Bir gün önce akşam saatlerinde kentin en dalgın sokaklarında yavaş adımlarla yürürken, soğuktan üşümüş çocuklar gördüm çöp bidonlarında bir şeyler arayan. Burunları kıpkırmızı olmuştu soğuktan... Yaşları 78 en fazla... O denli istedim ki kar altında bir şafakta uyanmayı... Beyazlar giymiş bir vadiden aşağıları seyretmeyi... Uzak ıssız ovalarda yürümeyi. Gözlerinde giz yanan gençlerle konuşup, sorunlarını dinlemeyi... Kar altında İstanbul... İstinye sırtları, Çamlıca’nın etekleri... Yollar bomboş... Yumup gözlerimi gitmek bir yerlere... İlkyazı oralarda beklemek... Işıldayan ve titreyen bir güneşi, kırların üzerine tül gibi örtülü gelincikleri. Özgürlüğün, birey olmanın mutluluğunu! Beklemek... ??? Mutluluk o kadar uzak ki bizlere... Hele hele kadınlarımıza. Kadın olmak zor benim ülkemde... İstanbul üşürken Van donuyor... Depremin üzerinden üç ay geçmesine karşın insanlar çolukçocuk yazlık çadırlarda yatıp kalkıyor. Bir yaşam savaşımı var Van’da... Toplanan paraların ne olduğu bilinmiyor, yardımlar gelmiyor, işsizlik almış başını gidiyor. Erkeklerin çoğu işsiz, çocuklar hasta... Van Kadın Derneği’den sosyolog Aylin Çelik bakın ne diyor: “Erkekler işsiz kalınca öfkelerini kadınlardan çıkarıyorlar. Eşlerinden şiddet gören kadınları çadırdan çıkarıp başka şehre gönderiyoruz. BAKAN DİNÇER, KALDIRILABİLECEĞİNİN SİNYALİNİ VERDİ RANT PROJELERİNİN YARATTIĞI YIKIMLARA KARŞI ORTAK SES ‘Andımız’ hedefte ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda yürümenin, Öğrenci Andı’nın ve her ulusal bayramda saygı duruşunda bulunmanın milli bir şey değil, şekilcilik olduğunu savunarak, “Başka ülkelere karşı rekabet duygusu taşınmasını milli olarak görüyorum” dedi. Dinçer, katıldığı bir televizyon programında tartışma yaratacak açıklamalar yaptı. Güneydoğu’da öğrenciler ile öğretmenler arasında iletişim sorunu yaşanırken Fatih Projesi’nin bu bölgede nasıl etkili olacağının sorulması üzerine Dinçer, bölgede Kürtçe eğitim verilmesine yönelik sinyal verdi. Dinçer, “Keşke gücümüz yetse de öğretmenlerimiz Kürtçe eğitim verse” dedi. Dinçer, bu nedenle bölgede Kürtçe bilen öğretmenlere öncelik verildiğini belirterek, “Küçük yaşlardaki çocuklara Türkçe öğretmek de önemlidir” diye konuştu. Türkiye’de herkesin kendini bu ülkeye ait hissetmesi gerektiğini belirten Dinçer, başka ülkelere karşı rekabet duyguları taşımayı “milli” olarak gördüğünü ifade etti. Kürsüde İstanbul ÖZLEM GÜVEMLİ 3. köprü, Marmaray, Kanal İstanbul başta olmak üzere İstanbul’u talan eden rant projelerinin yarattığı yıkımlara karşı örgütlenen farklı görüşlerden demokratik kitle örgütleri, mahalle dernekleri, kent hareketleri birleşiyor. “İstanbul kent hakkına sahip çıkıyor” sloganı ile bir araya gelen sivil toplum hareketleri bugün Taksim Gezi Parkı’nda serbest kürsü kurarak örgütlü bir kent mücadelesi için ilk adımı atacak. Daha çok yaratacağı rant ile ön plana çıkan büyük kentsel dönüşüm uygulamalarının en çok eleştirilen noktalarının başında projelerden etkilenecek halkın süreçten tamamen dışlanması geliyor. Bu kentsel dönüşüm projelerinden etkilenenler bir çıkış yolu bulmak için kendi aralarında örgütlenip eylemler düzenliyor, hukuki mücadele yürütüyorlar. İlk buluşma bugün 11.00’de tüm ağaçları kesilmek üzere işaretlenmiş Taksim Gezi Parkı’nda gerçekleştirilecek. Buluşmada, University College London öğretim üyesi şehir plancısı Prof. Yves Cabannes ve BM Uluslararası Mukimler Birliği Koordinatörü Cesare Ottolini birir sunum yapacak. C MY B C MY B