19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul K Edirne B Kocaeli K Çanakkale B İzmir PB Manisa B Denizli PB Zonguldak K Sinop K Samsun B Trabzon K Giresun K Ankara B 3 2 3 4 5 3 1 2 4 3 4 4 2 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B PB K PB B B K Y Y Y K B K 3 2 5 11 13 13 6 8 5 8 1 4 1 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki B Stockholm B Londra B AmsterdamB Brüksel B Paris B Bonn B Münih B Berlin B Budapeşte B Madrid B Viyana B 4 1 2 7 5 2 3 5 3 4 2 12 2 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam K K B Y B K PB PB PB PB PB B Y 2 4 11 9 4 7 13 8 7 2 12 16 9 Kuzey ve doğu kesimlerin parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, batı ve doğu Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Van ve Iğdır dışında Doğu Anadolu ile Ordu, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Hatay, Sivas, Kayseri ve Niğde çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. İç ve doğu bölgelerde hava sıcaklığı 5 ila 7 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. 17 OCAK 2012 SALI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Ocak GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Ne var ki, siyasal tartışmaların, yoksa parti liderleri arasındaki ağız dalaşı mı desek bu hafta da devam edeceğini tahmin edebilmek için geçen hafta sonuçlanmadan bu haftaya devreden kimi konulara göz atmak yeterli. Örneğin, Silivri savcısının hakkında hazırladığı fezlekeden bir haftadır “görev veya” sonuçlar çıkaran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun... ...laik Cumhuriyet’in artık sona erdiğini ilan eden yargısını kanıtlayacak ilk örneği 19 Mayıs’ı okullara hapsederek veren Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve partisinin... ...sergilediği işaretlere bakarak AKP’nin eğitim ve Cumhuriyet karşıtı politikalarını hedef alan açıklamalar yapmasını bekleyenlere de rastlanıyor. ??? 19 Mayıs yasaklamasını, yıllardır geleneğe dönüşen diğerlerinin izleyeceği pek çok çevreye egemen. 23 Nisan, 30 Ağustos günlerindeki kutlamaları yeni baştan “dizayn” etmek için Çankaya’daki AKP’linin desteğiyle Köşk’te kimi toplantılar yapıldığı haberleri kulaklara fısıldanıyor. Cumhuriyet tarihinin temel olaylarını belleklerden silmeye yönelik hamleleri gerçekleştirecek zamanı var Köşk’teki AKP’linin de, partisinin de! Köşk’ün görev süresi beş mi, yedi yıl mı tartışmalarına noktayı koyacak yasanın bu hafta içinde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi ve AKP çoğunluğunun evet oylarıyla yasalaşması bekleniyor. Tabii, bu konuda yeni bir sürecin başlaması da olası. CHP ve MHP, Köşk’teki AKP’linin görev süresinin son anayasa değişikliğine göre 5 yıl olduğunda direniyor ve CHP, şayet yasa 7 yılı öngörerek kabul edilirse Anayasa Mahkemesi’ne gitmekten söz ediyor. Köşk’teki AKP’li, görev süresiyle ilgili gelişmeleri dikkatle ve tabii merakla izliyor. Yedi yıl, 2014’e kadar Köşk’te kalmayı istiyor ve hatta ikinci bir kez halkın oylarıyla Çankaya’da olmayı yeğlediğine de kuşku yok! Amma velakin, Meclis’teki, partilerdeki hesaplar Köşk’e uymuyor. 7 yıla şapka çıkardın mı, aynı anayasanın 101. maddesinin 3. fıkrası gereği; “iki kez cumhurbaşkanı seçilemeyeceği” hükmüne boyun eğmek, şu gül gibi yaşamaya alıştığı Köşk’e 2014’te veda etmek zorunda. ??? Fakat henüz açığa çıkmayan asıl ilgi çekici gelişmeler kuşku yok AKP bünyesinde olageldi. Uzun süre suskun kaldı AKP Genel Merkezi, nihayet süreyi açıkladı. İç bünyede uzun tartışmalardan sonra Köşk’teki AKP’linin görev süresini 7 yıl olarak saptayıp ilan etmesinin altında acaba hinoğluhinlik yatmıyor mu? Köşk’teki “arkadaşının” görev süresinin 7 yıl olması doğrudan RTE’nin geleceğiyle örtüşüyor. 2007 genel seçimlerinden önceki demeçlerinde Çankaya’ya çıkmaya pek hevesli görünen RTE, parti içi baskı ve kargaşa korkusu, Kayseri’den başlattığı, “Halk beni Cumhurbaşkanı görmek istiyor” diyen dayatıcı demeçleri sonucu “arkadaşını” Cumhurbaşkanı adayı ilan etmek zorunda kaldı. “Arkadaşının” Çankaya’yı beş yıl sonra bırakması RTE’nin işine gelmiyor, siyasal hesaplara uymuyor. ??? Şu hesabın içinde olması kişiliğine uygun değil mi: RTE, 2014’e kadar parti içi dengeleri düzenlemeyi… bir genel seçim veya yerel seçimlerde partiyi yine zafere ulaştırabilmeyi… ve Çankaya’ya tabii başarabilirse yeni anayasada cumhurbaşkanına Özal’ın hasretini çektiği ama başaramadığı siyasal vesayet sağlayacak yeni olanaklarla çıkmayı düşleyebilir. Muhalefetin 5 yıl dayatması Anayasa Mahkemesi’nde başarıya ulaşırsa, aylardır kafasında tartıştığı geleceğe dönük projeleri içeren olası hesapların altüst olacağını, yukarı çıkarsa 2012’de AKP’de onarılması zor kargaşanın yaşanacağını, tahmin etmekten de öteye, adı gibi biliyor. Gelinen bu noktada Köşk tartışmaları hukuksal açıdan mı, yoksa siyasal kimi gereklerin zoruyla mı sorusunu izlenen gelişmelere bakarak yanıtlamak olanaklı. İktidarın hesapları böyle ise muhalefetinki şöyle: RTE yukarı, AKP aşağı! Vurgun gibi ortaklık Hükümetin başlattığı işbirliği uygulamasıyla, özel sektör Türkiye genelinde inşa edeceği hastaneler için devletten uzun yıllar boyunca, yüklü miktarda kira alacak MURAT KIŞLALI NEDEN TEKLİF VERİLMEDİ? KİRALAR SAĞLIK BÜTÇESİNİ AŞIYOR ükümetin bu şekilde yaptırdığı şehir sağlık tesislerinden Ankara’daki 3 bin 566 yatak kapasiteli Etlik ile 3 bin 662 yatak kapasiteli Bilkent kampuslarının da ihaleleri tamamlandı. Sözleşmeleri imzalanma aşamasında. Etlik’in yıllık kirası 319 milyon TL, Bilkent’in 289 milyon TL olacak. Buna göre, Sağlık Bakanlığı, Döner Sermaye Bütçesi’nden, Kayseri ile beraber yapıma başlama aşamasında olan bu üç kampus için özel sektöre yılda 745.7 milyon TL kira ödeyecek. 25 yılda sadece bu üç kampusa ödenecek kira tutarı, Sağlık Bakanlığı’nın 2012 bütçesini 4 milyar TL aşarak 18.6 milyar liraya ulaşacak. 18.6 milyar liraya ulaşıyor. Hükümetin başlattığı Kamu Özel Ortaklığı düzenlemesiyle, Sağlık Bakanlığı “şehir hastane kampusları” adı altında özel sektöre çeşitli sağlık tesisleri yaptırmaya başladı. Bunlardan Kayseri Sağlık Kampusu’nun ihalesi tamamlandı ve yapımına başlandı. Kayseri için devletin belirlediği arsa ve işletme bedeli dahil tahmini sabit yatırım tutarı 427 milyon 454 bin 111 TL. Buna göre Kayseri’de ihaleyi kazanan Ortak Girişim Grubu (OGG), devletin hesabıyla 427.5 milyon liralık hastane kompleksini 3.5 yılda tamamlayıp devlete devredecek. Bu hastanenin sağlık işletmesini devlet yapacak. Ancak döner sermayeden 25 yıl boyunca her yıl bu özel sektör ANKARA Hükümetin başlattığı “Kamu Özel Ortaklığı” uygulamasıyla, Sağlık Bakanlığı Türkiye genelinde özel sektöre 16 adet “şehir hastane kampusu” yaptıracak. Yapımına başlanan Kayseri’deki 427.5 milyon liralık sağlık kampusunu 3.5 yılda tamamlayacak olan özel sektör grubu, 25 yıl boyunca her yıl buradan 137.7 milyon lira kira alacak. Devlet, 1200 yataklı Erzurum Hastanesi’ni 193 milyon liraya yaptırırken Kayseri’deki yaklaşık 1600 yataklı kampus için 25 yılda toplam 3.4 milyar lira ödeyecek. Kayseri’den sonra Ankara’daki Etlik ve Bilkent kampusları imza aşamasında. Devletin sadece bu üç kampus için ödeyeceği 25 yıllık kira bedeli Sağlık Bakanlığı’nın 2012 bütçesini 4 milyar lira geçerek H grubuna 137 milyon 730 bin TL ödenecek. Buna göre hastaneyi yaklaşık 3 yıllık kira bedeli karşılığı yapacak olan grup, geriye kalan 25 yıl boyunca buradan kira kazanacak. 3. Köprü zarar edecek OKTAY EKİNCİ 00 yatağın bedeli 3 milyar TL Kayseri’deki sağlık kampusu 1583 yataklı bir hastane ile çeşitli sağlık tesislerinden oluşuyor. Buna karşın Sağlık Bakanlığı, Bakan Recep Akdağ’ın memleketi olan Erzurum’da acil, ameliyathane ve laboratuvar birimi olan 1200 yataklı hastaneyi ihale ile 193 milyon 270 bin 612 liraya yaptırdı. Bu hesaba göre 1200 yataklı Erzurum Hastanesi’ni 193.3 milyon lira verip yaptıran devlet, 427.3 milyon liraya çıkacağını hesapladığı Kayseri’deki kampus için 25 yıl boyunca toplam 3.4 milyar TL ödeyecek. 2 ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYİ KONU ALAN YASA ÇIKMAZSA 52 SENDİKADAN 42’SİNİN YETKİSİ DÜŞECEK Sendikalar tehdit altında çıkarılmamasının tek sorumlusu iktidardır” derken, sendikal hakların sağlanabilmesi için 12 Eylül’den kalan kanunların değiştirilmesi gerektiğini söyledi. MUSTAFA ÇAKIR ? DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, “Yasanın FOTOĞRAF: NECATİ SAVAŞ ANKARA Hükümetin işkolu istatistikleri konusunda bu ayın sonuna kadar yasal değişiklik yapmaması durumunda 52 sendikadan 42’sinin yetkisi düşecek. DİSK ve Hakİş’e bağlı sendikalar yüzde 10’luk işkolu barajının altında kalacak. Sadece Türkİş’e bağlı 35 sendikadan 10’u barajı aşabilecek. Türkiye’de bir sendikanın toplu sözleşme yapabilmesi için iki barajı aşması gerekiyor. Birinci baraj bulunduğu iş kolunda mevcut Türkiye’deki toplam işçi sayısının en az yüzde 10’unu örgütlemiş olması; ikincisi de toplu iş sözleşmesi yapacağı işyerindeki en az yüzde 50 işçiyi örgütlemiş olması. Sendikanın yüzde 10’luk işkolu barajını aşıp aşmadığı Çalışma Bakanlığı tarafından ocak ve temmuz aylarında yayımlanan istatistiklerle belirleniyordu. Bu istatistikler de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sendikalar ve işverenler tarafından yapılan bildirimlerle oluşturuluyordu. An? Baştarafı Arka Sayfada cak bu kural 2009’da değiştirildi. İstatistiklerde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun işe girişçıkış kayıtlarının dikkate alınmasını öngören yasa değişikliği yapıldı. Bu düzenleme yapılırken, yüzde 10 olan işkolu barajının düşürülmesine ilişkin yasa değişikliği ise yapılmadı. Bu nedenle 2009’dan bu yana istatistiklerin yayımlanması 4 kez ertelendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bu aydan itibaren erteleme olmayacağını söyledi. Bu kapsamda da yüzde 10 olan işkolu barajını binde 5’e indiren Toplu İş İlişkileri Yasa Taslağı hazırlandı. Ancak taslak aylardır Bakanlar Kurulu’nda bekliyor. Öğretmenler Dinçer’in sözünü tuttu! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in farklı sektörlere yönelmelerini istediği ataması yapılmayan öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde balon, çiçek, pamuk şekeri sattı. Türk EğitimSen öncülüğünde bir araya gelen atama bekleyen öğretmenler dün MEB önünde eylem yaptı. Öğretmenler eylemde, “Madem atamayacaktın 2011 KPSS’yi neden yaptın?”, “44 bin gerçekti, hayal olmasın”, “Öğrenciye tablet, öğretmene sabret” yazılı dövizler taşıdılar. Öğretmenler bakanlık binasının önüne geldiklerinde alkış ve ıslıklarla MEB’in politikalarını eleştirdiler. Türk EğitimSen Genel Başkanı İsmail Koncuk yaptığı konuşmada, AKP hükümeti döneminde atanamayan öğretmen sayısının iki kat arttığına dikkat çekerek Türkiye genelinde yaklaşık 150 bin öğretmen açığı bulunduğunu, 350 bin öğretmen adayının ise atama beklediğini ifade etti. Koncuk, şubat ayında atama yapılmaması durumunda eylemlerine devam edeceklerini ifade etti. ‘Tek sorumlu AKP’ DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, “AKP iktidarının Meclis’te çoğunluğu var. Muhafet de yasanın çıkmasını istiyor. Yani Meclis’te matematik sorunu yok. Yasanın çıkmamasının tek sorumlusu AKP iktidarıdır” dedi. Türkİş’teki seçim yargıya taşındı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tek Gıdaİş ve TOLEYİS sendikaları, 811 Aralık tarihleri arasında yapılan Türkİş Genel Kurulu’nun, ana tüzüğe aykırı gerçekleştirildiğini belirterek iptal davası açtı. Dava dilekçesinde, genel kurula katılan 362 delegenin 70’inin delegelik sıfatı olmayan kişilerden oluştuğu savunuldu. Mustafa Kumlu’nun 223 delegenin oyunu alarak, yeniden genel başkan seçildiği Türkİş Genel Kurulu, yargıya taşındı. Tek Gıdaİş ve TOLEYİS sendikaları adına avukat Akın Yılmaz, Ankara 14. İş Mahkemesi’nde dava açtı. Dilekçede, hem genel kurulun iptali hem de genel kurula katılma hakkı bulunan delege sayısının tespiti istendi. tedirginlikle yaşamak nasıl bir şey? Bu günlerden ona ne kalacak? Aklıma, bir dostumuzun oğlu geliyor, askerliğini buralarda yapmıştı, geldiğinde uzun süre konuşmadı, insan içine çıkmadı. Çıktığında sürekli çevresine bakınıp en ufak bir seste kendini masaların altına atıyordu. Bu yıllarca sürdü. Yoldayız, Nusaybin’den sonra yol Suriye sınırıyla baş başa ilerliyor. Suriye sınır kuleleri hemen şurada. Sınırın öte yanında ekilmiş topraklar var, bir de tellerle kuşatılmış bomboş bir arazi devam edip gidiyor. Bu arazi mayınlı ve elli yıla yakın öylece bırakıldığı için dünyanın organik tarıma en uygun toprakları. Hatay’dan başlıyor, Şırnak dolaylarında bitiyor. İşte İsrail bir zamanlar bu toprakları istemişti, mayından temizleyecek ve 25 yıl eko Savaş Yorgunu Topraklarda lojik tarım için kullanacaktı. Az kaldı gidiyordu, Tayyip Erdoğan hükümeti bu toprakları az daha gözden çıkarıyordu. Neyse ki, muhalif seslerin baskısıyla bu iş olmadı, şimdi Genelkurmay’ın NATO’yla birlikte buraları temizlemesi bekleniyor. Bence bu iş bir an önce başlamalı, seksen lira için ölümü göze alarak kaçağa çıkan köylülere verilmeli. Neden hâlâ bu topraklar bize bakıyor, biz onlara?.. Uludere’ye yaklaşıyoruz, hava karardı ve tepelerdeki kuleler ortaya çıktı, bunlarda bölgedeki ısıya karşı duyarlı aletler var. Bölgeye giren her canlıyı tespit ediyor. Sanırım, kurda kuşa burada PKK’li diye çok mermi atılmıştır. Az sonra Uludere’ye varacağız. Oradan da Ortasu’ya, on beş gün önce ölülerini gömen bir köye. Ama derin bir sessizlik var. Köye doğru yaklaştıkça sessizlik artıyor. Oysa ben bir yığın sivil toplum örgütü çalışanının, psikologların bölgede olması gerektiğini düşünmüştüm; tıpkı aynı bölgedeki Bilge köyünde akrabalar arası yaşanan bir kan davası nedeniyle 44 kişinin öldüğü o sarsıcı olaydan sonra olduğu gibi. Hayır kimseler yok, kar altındaki köyde çıt yok. Sadece ölülerin ayak sesleri duyuluyor. Başbakan’ın “talipli çıkmazsa milli bütçeden yaparız” dediği 3. köprüyü de içeren SakaryaTekirdağ otoyolu projesi için 10 Ocak’taki “YapİşletDevret” ihalesine teklif verilmemesinin başlıca nedeni çevresel değil “ekonomik” kaygılar. TrakyaAnadolu arasında kesinlik kazanan “yeni ulaşım projeleri” nedeniyle İstanbul Boğazı’ndan 3. karayolu geçişinin “zarar” edeceğini hesaplayan aday firmaların, şartname satın almalarına rağmen ihaleden çekilmelerindeki başlıca nedenler özetle şöyle: 1 KREDİ RİSKLİ: Uluslararası finans kurumları, özellikle AB kuralları içerisinde “çevresel çekinceler” yaratan projelere artık kredi desteği vermiyorlar. Hasankeyf’i tehdit etmesi nedeniyle Ilısu Barajı’nda yaşanan kredi krizinin, İstanbul’un yaşam kaynaklarını tehdit eden 3. köprüde de gündeme gelebileceği kaygısı, projeye kredi desteğiyle aday olunmasını riskli kılıyor. 2 DAVALAR SÜRÜYOR: Meslek odalarının ve STK’lerin İstanbul Nâzım planlarında da yer almayan 3. köprünün şehircilik ilkelerine, ulaşım master planına, genel imar hukukuna ve çevresel sorumluluklara aykırı olduğu gerekçeleriyle açtıkları davalar sürüyor. Hukuk sürecinin “proje iptali”yle sonuçlanması ihtimaline karşı, mahkeme kararları kesinleşmeden yapılmak istenen ihale sakıncalı bulunuyor... 3 DPT ONAYI YOK: Devlet Planlama Teşkilatı’nın, 3. köprü ve bağlantılı yeni otoyolun “devlet bütçesi”yle yapılmasına onay vermemesi, yapişletdevret modeline müşteri olanları da çekimserliğe itiyor. Çünkü ihale şartnamesindeki “zararın devlet tarafından karşılanması”na da DPT onayı yok ve ulusal bütçede de karşılığı olmayan bu güvence sağlam yasal temellere bağlı değil... 4 MARMARAY ETKİSİ: İhale yapılsa bile Marmaray devreye girdikten sonra tamamlanabilecek olan 3. karayolu geçişi, bugün yaşanan yoğunluğa hizmet edemeyecek. Çünkü Ulaştırma Bakanlığı’nın da resmi raporlarına göre Marmaray birinci köprüde yüzde 40, ikinci köprüde ise yüzde 20 olmak üzere Boğaz’dan karayolu geçişlerinde ortalama yüzde 30 azalma sağlayacak. Buna ağır vasıtaların İDO tarafından gerçekleştirilecek RoRo geçişini yeğlemeleri de eklendiğinde, 3. köprü temel gerekçelerini yitirecek.. 5 BOĞAZ TÜP GEÇİŞİ: Ulaştırma Bakanlığı’nın uzman çevrelerce yapılan itirazları dinlemeden ihale ettiği “GöztepeAhırkapı Otomobil Tüp Geçişi” de tamamlandığı takdirde, iki köprüdeki yoğunluk daha da azalacak. Tarihi Yarımada’yı otomobilden arındırma ilkesine aykırı olan proje de 3. köprüyü gereksiz kılacak gelişmelere aday görünüyor... 6 RORO SEÇENEĞİ: İDO’nun özelleştirmeden sonra da yatırım programına aldığı ve 3. köprüye en etkili alternatifi oluşturacak Ambarlı (İstanbul)Bandırma RoRo seferleri ise ulusal ve uluslararası taşımacılık sektörünün de desteklediği en rasyonel “TrakyaAnadolu” geçiş projesi... Hizmete girdiğinde ağır vasıtalar için 68 saatlik mesafeyi 2.5 saate indirecek; İstanbul kenti ile kuzeydeki ormanlık kuşağın kamyonlarTIR’lar tarafından çiğnenmeyeceği bir çevreci ulaşım olanağını sağlayacak; zaman, yakıt ve sürücü yorgunluğu açısından da büyük kazanımlar elde edilmiş olacak... 7 ŞEHİRCİLİK KARARLARI: İstanbul’da “otogar”, “merkez hal” gibi, Anadolu’dan kente geldikleri halde Trakya yakasına geçmek zorunda kalan otobüsleri ve kamyonları çeken başlıca merkezler, yeni planlarda Anadolu yakasında tasarlandı. Ayrıca iş ve ticaret merkezleri ile turistik konaklama tesislerinin de Anadolu yakasında çoğalarak Boğaz geçişinde dengenin sağlanması plan hedefleri arasında... Bu gibi şehircilik kararları da devreye girdiğinde, iki köprüde önemli rahatlama sağlanacak; böylece 3. köprüye gerekçe oluşturan geçiş yoğunlukları giderilecek... İşte bütün bu nedenlerle 3. köprü açıkça “zarar” edeceğinden son ihaleye “gelen” bile olmadı. Hükümetin bütün bunlara rağmen “gerekirse milli bütçeden yaparız” açıklaması ise anlaşılmaz bir inadın siyasal söylemi olarak tarihe geçiyor... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle