27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2012 SALI 12 verdi. Tarihe “Kanlı Noel” olarak geçen 2124 Aralık döneminde emekli Tuğgeneral Dr. Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğunun banyo küvetinde öldürülmeleri, olayları tırmandırdı. Türkler bu katliamda 92 ölü, 475 51 yıllık gazetecilik yaralı verdi. Denktaş’ın (TMT) yaşamımda hâlâ “Kıbrıs örgütü direnişe geçti. 25 Aralık sorunu” ve “Avrupa Birliği’ne 1963’te Türk Hava Kuvvetleri Türkiye’nin üyeliği” konusunda uçakları Kıbrıs üzerinden yazıp duruyorum. Gençler için uçunca, geçici ateşkes Rauf Denktaş’ın Kıbrıs’ını sağlandı. özetleyelim. Sonradan bu olayların Yunan“Kıbrıs sorunu” ile masa Rum ortaklığında hazırlanan başında değil, 23 Nisan “Akritas Planı’nın” gereği olarak 1958’de Magosa’da Namık yapıldığı açıklanacaktı. Kemal’in sürgünde yaşadığı Rumların saldırıları 9 Mart’ta “zindanın” önündeki kürsüde Baf’ta, 19 Mart’ta Gaziveren’de yaptığım konuşma ile tanıştım! yeniden başlayınca, (TMT) İngiliz egemenliğindeki adada Türklerin güvenilir bölgelere Rumlar, Atina’nın göçlerini sağladı. Makaryos’un çomaklamasıyla EOKA adlı bir “istenmeyen adam” ilan ettiği yeraltı örgütü kurmuşlardı. Denktaş Ankara’ya geldi. Türk Örgüt, İngilizlere karşı silahlı uçakları, 89 Ağustos’ta eylemler yapıyor, “Enosis” Erenköy ve Güzelyurt Körfezi söylemi ile adanın Yunanistan’a çevresinde bulunan Rum bağlanması için mücadele mevzilerini bombaladı. Rumlar, ediyordu. uçağı düşen Yüzbaşı Cengiz Bu gelişmelere Hürriyet Topel’i işkenceyle öldürdü. gazetesinin sahibi Sedat Denktaş, 1967’de direnişi Simavi, Kıbrıs Türklerine örgütlemek için adaya gizlice destek için “Ya taksim girerken tutuklandı. Bir ya ölüm” söylemi ile yıl sonra karar kaldırılınca adasına bayrak açmıştı. döndü. Denktaş 1958’de de Milliyet 1970’de Türk Cemaat gazetesi, Kıbrıslı Meclisi Başkanlığı’na, Türklere destek için 1973’te Dr. Küçük’ün “Türk Bayrağı” görevden ayrılması kampanyasını üzerine de başlatmıştı. Cumhurbaşkanı Milliyet Ankara Yardımcılığı’na seçildi. Temsilcisi Faruk ??? Demirtaş Savcı Denktaş Ada, 11 yıl süreyle başkanlığında bir barıştan yoksun yaşadı. grup gazeteci ve Kıbrıs’ta Yunan birliğinde öğrenci de bu bayrakları komutanlık yapan bir generalin Kıbrıs’a götürmekle Atina’da yaptığı darbeden sonra görevlendirilmişti. Siyasal Makaryos’un koltuğu sallanır Bilgiler Fakültesi Öğrenci oldu. 15 Temmuz 1974’te Derneği’nden bazı arkadaşlar Yunan cuntasının desteğinde ile ben de bu heyetteydim. Nikos Samson, Makaryos’u Heyet üyeleri çeşitli kentlere devirerek yerine geçti. Amaç, dağılarak bir yandan bayrak artık “anayasa değişikliği” değil, dağıtıyor, bir yandan da 23 “Adanın Yunanistan’a Nisan kutlamaları için bağlanması” idi. konuşmalar yapıyorlardı. Bana 20 Temmuz’da Türk Magosa düşmüştü. Hükümeti, Londra ve Zürih O ziyarette Kıbrıs Türklerinin anlaşmalarının tanıdığı yetkiye önderi Dr. Fazıl Küçük ile dayanarak Kıbrıs’ta “Barış tanışmıştım. Adadaki Türklerin ileri gelenleri, bir Türk savcısı ile Harekâtı’nı” başlattı. Ada ikiye bölündü. de tanışmamızı önerdi. 34 ??? yaşındaki Lefkoşa Savcısı Denktaş, 13 Şubat 1975’te Denktaş ile makamında “federasyon” hedefine yönelik tanıştık. “Birleşik Kıbrıs’ı” hedefleyen “Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni” ilan etti. 1976’da Devlet Başkanlığı’na seçildi. Adanın bölünmüşlüğü insanlara huzur getirdi ama kalıcı çözümü getiremedi. Denktaş, 15 Kasım 1983’te bağımsız “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC)” ilan ettiğinde Atina’da görevliydim. Kanlı Noel’de yaşatılmayanlar Türkiye karşıtlığı ve Kıbrıs’ta “Enosis” söylemleri ile Denktaş, dört ay sonra istifa Atina’da iktidara gelen etti, arkadaşları ile “Türk Andreas Papandreu’yu ve Mukavemet Teşkilatı’nı (TMT)” Yunanları sarsıp dehşete kurdu. Rum saldırıları yön düşürdüğüne tanık oldum. O değiştirmiş, Türkleri hedef gün Denktaş adanın almıştı. Denktaş, Küçük ile bölünüşünü kesinleştirmişti. Ankara’ya geldi, dönemin ??? Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Kıbrıs sorunu konusunda ilk Zorlu’dan adaya asker “plan” ABD Dışişleri Bakanı gönderilmesini istedi. Dean Acheson’dan geldi. Onu İngiltere, Türkiye, Yunanistan Başkan Lyndon B. Johnson’un arasında adanın geleceğine İnönü’ye gönderdiği tehdit ilişkin görüşmelere başlandı. mektubu izledi. Sonuç 1119 Şubat 1959’da Zürihdeğişmedi. Londra anlaşmaları imzalandı. 19871990 yılları arasında Nev İngilizler adadan çekiliyor, York’ta görev yaparken yerine 16 Ağustos 1960’da Denktaş’ı, yılda birkaç kez “Kıbrıs Cumhuriyeti” Birleşmiş Milletler (BM) kuruluyordu. görüşmelerine geldiğinde, Londra Anlaşması izledim. Denktaş’ın hangi BM imzalanırken Yunan Dışişleri Genel Yazmanları ile görüşmeler Bakanı Evangelof Averof, yaptığını anımsayalım: U Thant, “Adada Türkleri ne zaman Kurt Valdheim, Javier Perez silahlandıracaksınız” diye de Cuellar, Butros Butrossorunca Zorlu, “Aaa! Siz daha Gali, Kofi Annan, Ban yeni mi silahsızlandıracaksınız!” Kimun… yanıtını veriyordu. Cuellar da Annan da “plan” Anlaşma, Türkiye ve sundular. BM Güvenlik Yunanistan’ın adada askeri Kurulu’ndan Kıbrıs hakkında bugüne değin 23 karar çıktı. Ne birlik bulundurmalarını da değişti? öngörüyordu. İki bakanın Bir zamanlar Anadolu için sözünü ettikleri “silahlanma” bu Atina’nın izlediği “megalo idea askeri birlikler değildi. Şakayla (büyük ülkü)” siyasası ne ise Kıbrıs karışık bu sözler bile yapay için de “Enosis” aynı ülkünün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uzantısı idi. Yunanların ruhlarını geleceğini gösteriyordu! çok iyi bilen Denktaş, bu olguya ??? karşı mücadeleye ömrünü 30 Kasım 1963 akşamı adamıştı. Kıbrıs siyasasını, Türk Cumhuriyet’te nöbetçiydim. hükümetleri değil, o belirlerdi. Cumhurbaşkanı Makaryos, AKP Hükümeti, “Annan Planı” Türkiye’ye nota vererek Türkleri karşıtlığı nedeniyle Denktaş’ı “azınlığa” dönüştüren anayasa devre dışı bıraktı. KKTC’den değişikliğini önermişti. plana “evet”, Rumlardan “hayır” Ankara’da o gece Çankaya’da, oyu çıktı. Ne değişti? Çünkü Başbakanlık’ta, Dışişleri’nde, onlar oldum olası “dediğim Genelkurmay’da sabaha kadar dedik” diyorlar. Artık BM ışıklar sönmedi. Başbakan uyanmalı, Çekoslovakya’da İsmet İnönü öneriyi reddetti. yaşanan gerçeği Kıbrıs için de 21 Aralık 1963’te Lefkoşa’da görmelidir. Tabii bazı Türk bir Rum polis devriyesi bir Türk yetkililer de… çiftini öldürünce olaylar patlak DİZİ Ankara, 2004’teki Annan Planı sürecinden önce 1959’da da Denktaş’ın önerilerine tepkisiz kalmış Kıbrıs’ın Atası... Uyarılar dinlenmedi ıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla ilgili Londra görüşmeleri 1959 yılında başladığı zaman Rauf Denktaş, 35 yaşında ateşli bir genç, çalışkan bir hukukçu olarak ün yapmıştı. AnkaraAtina arasında pazarlıklar yürütülürken, dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile yaptığı görüşmelerde zaman zaman sıkıntılı anlar yaşadı. Hatta bir defasında yazılı olarak sunduğu öneriler yüzüne fırlatılmıştı... Denktaş, bu tür hareketler karşısında yılmadan, inandığını savunmaya devam etti. Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduktan sonra Makarios’un yürüttüğü ENOSİS hazırlıkları karşısında, üç arkadaşıyla birlikte kurduğu Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) raporlarına dayanarak Ankara’ya mektuplar gönderip dönemim hükümetini uyarmaya çalıştı. Fakat bunda da başarılı olamadı ve 21 Aralık 1963’te Rum saldırıları başladı. Silahsız, savunmasız Kıbrıs Türkleri çok sayıda kayıp verdi. Saldırılar sonucunda 11 yıllık süre içerisinde 103 Türk köyü boşaltıldı, Lefkoşa’daki karma bölgelerde oturan Türkler daha güvenli böl K enktaş, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduktan sonra Makarios’un yürüttüğü ENOSİS hazırlıkları karşısında, üç arkadaşıyla birlikte kurduğu Türk Mukavemet Teşkilatı’nın raporlarına dayanarak Ankara’ya mektuplar gönderip dönemin hükümetini uyarmaya çalıştı. Fakat başarılı olamadı ve 21 Aralık 1963’te Rum saldırıları başladı. Kıbrıs Türkleri çok sayıda kayıp verdi. 11 yıllık süre içerisinde 103 Türk köyü boşaltıldı. edildi. 1968’de izin alarak Kıbrıs’a girişine izin verildi. Kıbrıs’a döndükten sonra deneyimli Rum liderlerinden Glafkos Klerides’le görüşmeler yapan Denktaş’ın siyasi yaşamında en kritik buluşma 27 Ocak 1977’de gerçekleşti. Hakem, dönemin BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim, oyuncular ise Denktaş’la Başpiskopos Makarios. Denktaş, bu tarihi buluşmayla ilgili anılarını şöyle anlatıyor: Makarios hayatı boyunca ENOSİS için mücadele vermiş, Yunanistan’dan gönderilen Grivas’la birlikte, bu uğurda çok kan akıtmıştır. Fakat, önce 15 Temmuz 1974 cunta darbesi, ardından 20 Temmuz 1974 Ba D Doğum gününde buluşma gelere kaydı. Camiler bombalandı, Atatürk’ün heykeli kurşunlandı, yollarda barikatlar kurularak seyahat eden Kıbrıslı Türklere binbir işkence yapıldı. Denktaş, 1963 saldırıları sonrasında uzunca bir süre Türkiye’de sürgünde kaldı.1967’de balıkçı teknesi ile Kıbrıs’a yaklaştığında Makarios’un adamları tarafından tutuklanarak hapse atıldı ve 13 günlük esaretten sonra Türkiye’ye iade rış Harekâtı ile hayalleri suya düşmüştü. Artık bizimle iki bölgeli, iki toplumlu federasyon pazarlığı yapmak zorunda kalacaktı. 27 Ocak 1977’de Lefkoşa Enternasyonal Havaalanı yanındaki BM karargâhında bir araya geldik. Doğum günümdü. Beni kapıda karşıladı, uzun yıllar diledi ve kaç yaşında olduğumu sordu. 23 yaşında olduğumu söyledim. “Nasıl olur? Ben seni daha yaşlı biliyorum” dedi. Cevaben “Esasında 53 yaşındayım, ancak sana karşı, ENOSİS’e karşı verdiğimiz mücadeleyi kapsayan son otuz yılı yaşamış saymıyorum. Hiç olmazsa bundan sonra çocuklarımız, torunlarımız artık yaşamanın tadını çıkarabilecekleri bir ortam bulsunlar” dedim. Makarios kıpkırmızı kesilmişti. Makarios rüşvet istedi Cumhurbaşkanı olduğu zaman, ilk fırsatta Türkçe öğreneceğini söylediği halde, aradan 17 yıl geçmiş olmasına rağmen Türkçesinin sadece birkaç kelimeden ibaret kaldığını gördüm. Görüşme sırasında aniden “Bay Denktaş, bana rüşvet verir misin?” diye Rumca hitap etti. Fakat sadece “rüşvet” kelimesini Türkçe söyledi. Dip Karpaz’da iki Rum ailesinin adını verdi ve bunların gönderilmesini istedi. İngilizce konuşmasını, çünkü Genel Sekreter Waldheim’in kuşkuya kapılacağını söyledim. Ve İngilizce olarak Makarios’un isteğini Waldheim’e anlattım. Bu 14 kişilik aile kısa bir süre sonra Rum bölgesine gönderildi. Makarios’la 27 Ocak 1977 günü yaptığımız görüşmeden sonra, 12 Şubat 1977 günü yeniden buluştuk. Bu buluşma onunla yaptığım son görüşmeydi. Makarios yaşlanmıştı. Eskisi gibi esprisi yoktu, fakat inadı yerindeydi. Başpiskoposun 1963 olaylarından söz etmek istemediği belliydi. Ben de konuşmama 1963 olaylarından başlamak zorundaydım. 19631974 yılları arasında bize yapılanların tablosu çizildikçe Makarios rahatsız oluyordu. “Bay Denktaş 1963 olayları kaza sonucunda oldu” dedi. Ben şunları söyledim: “1963 olayları evvelden planlanmıştı. Sonradan sizinkiler de bunu itiraf ettiler. Bize saldırmak için olaylara zemin olan Akritas Planı’nı açıkladılar. Fakat o günlerde biz Akritas Planı’ndan habersizdik. Sadece bana, olaylardan kısa bir süre önce bir Ermeni arkadaşım gelerek, Rum halkına 1015 günlük erzak almaları çağrısında bulunulduğunu duyurmuştu. Aynı günlerde sigorta acenti Hristofides de bazı Rum tüccarların, üst makamların önerileri ile isyana, talana karşı sigorta yapmakta olduklarını söyleyerek, memlekette bir çatışma bekleyip beklemediğimizi sormuşlardı. Bunlar kaza veya tesadüf olamazdı. Gizli ordular ne olacak? Onların kurulmasına neden izin verdiniz?” Makarios çok sıkılmıştı. Beni hayretler içinde bırakan bir açıklamada bulundu ve şunları söyledi. “İçişleri Bakanı Yorgacis bana gelerek, Türklerin silahlandığını söylemişti. Biz de silahlanalım dedik ve gizli orduların kurulmasına bir saldırma gücü olarak izin verdik.” Denktaş ve Peres de Cuellar EROL MANİSALI enktaş, Makarios ile 1963 olayları D hakkında yaptığı son konuşmaya ilişkin anılarını şöyle tamamlıyordu: “Devlet başkanı (Makarios) bu şekilde konuşmazdı. Kendisine ‘Yorgacis size böyle bir haber vermişseydi, bunu Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fazıl Küçük’le ve garantör devletlerle ele almalı, hiç olmazsa bir soruşturma açmalıydınız. Kendi ülkenizde sırf Rumlardan oluşan gizli orduların kurulmasına nasıl izin verebildiniz?’ demekten kendimi alamadım. Makarios yaptıklarının kendisini ve toplumunu arzu ettiği milli gayenin tam ters istikametine getirip bıraktığını görmekteydi. Geçmişi unutmaya ve unutturmaya çalışması bundandı.” B M Genel Sekreteri Peres de Cuellar henüz görevinden ayrılmamış; birkaç ay sonra ayrılacak. 1990’lı yılların başlarındayız. İstanbul Üniversitesi, genel sekretere fahri doktorluk unvanı veriyor. Tören bitmiş rektörlük binasındaki Mavi Salon’da kokteyl veriliyor. 2025 kişilik dar bir topluluk var. Biz Peres de Cuellar ile bir köşeye çekilmiş Kıbrıs’ı ve Denktaş’ı konuşuyoruz. Sayın Cuellar Denktaş’la defalarca buluştunuz, uzun yıllardan beri tanışıyorsunuz. Denktaş’ın Kıbrıs’la ilgili tutumunu ve görüşlerini yanlış mı buluyorsunuz? Evet Denktaş’la yıllardır buluşuyor, konuşuyor ve tartışıyoruz. Denktaş benim hayran olduğum bir liderdir. Zekâsı ve karizmatik yapısı beni çok etkiler. Peres de Cuellar, olarak, şahsen, görüşlerinin pek çoğuna da katılıyorum. Ama BM Genel Sekreteri olarak bazı dengeleri gözetmek zorundayım. “Yani haklılık, haksızlık başka; küresel hesaplar ve dengeler başka” mı demek istiyorsunuz? Değerlendirmeyi siz yapın, o kadar açık konuşamam. Denktaş için bunları söyleyebilmeniz bile çok önemli. Herhalde, birkaç ay sonra genel sekreterlikten ayrılacak olmanız bunun nedeni. Kısacası, Denktaş’ın haklılığını herkes biliyordu, ama “küresel hesaplar” tek yanlı kararların çıkmasına yol açıyordu. Denktaş, en az dışardakiler kadar Ankara’da da bu nedenle eleştirilmedi mi? Denktaş’ın en önemli yanı, küresel hesaplara karşı çıkmasıydı. Hem de dünyanın en stratejik bölgesinde... Makarios’un yemek oyunu onuşmamızın arasında BM Genel Sekreteri Waldheim’ın bir sorusu üzerine, erken yemek yediğimi, aç karnına çalışmanın bana zor geldiğini söyledim. Waldheim yemek saatinin geldiğini ve yemeğe gidebileceğimizi söyleyince, Makarios gülümseyerek “Madem ki Denktaş aç karnına çalışamıyor ve rahat düşünemiyor, yemeği saat 22.30’da yiyelim” dedi. Esasında yemek saati saat 20.00 olarak kararlaştırılmıştı. Makarios 2.5 saatlik bir erteleme istiyordu. Şaka mı ciddi mi olduğunu anlamaya çalışan Waldheim’a “Bence bir mahsuru yok, ev sahibi sizsiniz. Ancak görüşmeye devam edeceksek bana sandviç getirsinler” dedim. Büyük bir kayık tabak içinde bol sandviçler geldi. Waldheim bu sandviçlerden önce benim tabağıma beş tane koydu. Hemen yiyip beş sandviç daha K aldım ve onları da yedim. Waldheim bunun üzerine kayık tabağı benim önüme koyarak “Anlaşılan gerçekten çok açmışsınız, buyurun” dedi. Makarios donakalmıştı. “Ben yemeği erteleyerek, kendi kendimi cezalandırmış oldum. İki buçuk saat geç yemeyi, Denktaş biraz açlık çeksin ve iyi düşünemesin diye istemiştim. Şimdi o karnını doyurdu, rahat, fakat ben aç kaldım” dedi. 4 maddelik anlaşma Görüşmenin sonunda 4 maddelik bir anlaşma yaptık. Ona, iki bölgeli, iki toplumlu federasyonu kabul ettirmek kolay değildi. Başardık ve bir sonraki görüşmede artık sonuca gidecektik. Aniden hastalandı ve öldü. Özel doktoru Lissarides; “Makarios Beşparmak Dağları’nda dalgalanan Türk bayrağını gördükçe YARIN: Makarios’un mutluluğu C MY B C MY B hastalandı. Bunu hazmedemediği için öldü” demiş. Lissarides’in koymuş olduğu teşhisin doğru olduğu kanısındayım. Makarios hırslı bir insandı. İnandığı her şeyi yapabilecek kadar hırslıydı. Kıbrıs’ın Yunan olduğuna inanmış ve Ada’ya Yunan bayrağını dikmek için öylesine amansız mücadele etmişti ki, Rum gençlerini ENOSİS için ölmeye ve öldürmeye çağırmıştı. Beşparmak’lardaki Türk bayrağını hazmedememesi bundandır. Halbuki Kıbrıs’ı iki toplumlu bir ülke ve kendisini de Rum toplumunun Etnarh’ı değil de, bu iki toplumlu ülkenin bağımsızlığına gerçekten inanmış bir lideri olarak görmüş olsaydı, Beşparmaklar’daki Türk bayrağı yüreğine oturmaz, Türk’ün varoluşu kalbini çatlatmazdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle