19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Mevsim etkilerinden arındırılmış rakamlara göre, inşaatta çalışanlar 95 bin, sanayide 50 bin kişi düştü İstihdamda kayıp başladı ? Tarım dışı istihdam, Ağustos 2010 döneminden beri ilk kez düştü. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre eylüle kıyasla tarım dışı işgücü 11 bin azaldı. Sanayi istihdamında mayıs döneminden itibaren istikrarlı bir düşüş gözlemleniyor. ? BETAM’ın hesaplamasına göre, inşaat ve sanayideki kayba karşılık, Ekim 2011 döneminde hizmetlerde 56 binlik ve tarımda 40 binlik artış yaşandı. Bu da sanayi ve inşaattaki istihdam kayıplarının işsizlik üzerindeki olumsuz etkilerini bir miktar telafi etti. Ekonomi Servisi İstihdamın lokomotifi olan inşaat ve sanayide istihdam kaybı başladı. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre ekim döneminde eylül dönemiyle kıyaslandığında tarım dışı işgücü 11 bin azaldı. Tarım dışı istihdam 28 binlik düşüşle 18 milyon 171 bine geriledi. Bu gelişmeler sonucunda tarım dışı işsiz sayısı 18 bin arttı ve mevsim etkilerinden arındırılmış tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 11.6’dan 11.7’ye yükseldi. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün açıkladığı işgücü verilerinden yaptığı hesaplamaya göre, tarım dışı işgücü aylık olarak neredeyse aynı kaldı ancak tarım dışı istihdam az da olsa düştü. Tarım dışı istihdamın Ağustos 2010 döneminden beri ilk kez düştüğü görülüyor. ‘Yes Be Annem’ Kıbrıs davasının efsanevi ismi Rauf Denktaş ile yüz yüze teğet de olsa karşılaşmalarımız, Kıbrıs ve Türkiye’deki iktidarların, savunduğu değerler nedeniyle kendisini en çok dışladıkları, karaladıkları, horladıkları, ellerinden gelse konuşturmak istemedikleri, “Yes be annem..” günleri ağırlıklı.. Hani doğma büyüme Kıbrıslıların ağırlıklı KKTC vatandaşlarına, en çok birleşik Kıbrıs, AB vatandaşı olmanın, özgürleşme, zenginleşmenin, düş görmenin tek yolu olarak pazarlandığı kampanyalardan söz ediyorum.. Ünlü Annan Planı’nın geçerli kılınması, asıl sorun AB’nin kendi ilkelerini, hukukunu ayaklar altına alarak Birleşik Kıbrıs’ı anlaşma olmadan üye almakta bir sakınca görmediği, çözüm için de Türkiye ve KKTC’nin öngörülen formüllere uymaya çok sıkı zorlandıkları referandum günleri... Kıbrıs davasının efsanevi ismi olduğu için seyahat ve konuşma yasağı getirilemeyen Denktaş, kimi yerlerde çok ağır yalnızlaştırmanın ötesinde, hakaretleri, ağır suçlamaları göze alarak, inatla çok iyi bildiği konular, sorunlar üzerinden “Yes be annem” modasına uymayan gerçekleri tek başına anlatabilmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Annan Planı etkisi altındaki KKTC vatandaşlarının çıkarlarına aykırı gerçekleri bir bir saymanın ötesinde, ayrıntılarını en iyi kendisinin bildiği bir uzun soluklu hak savaşımının satır aralarını, tuzaklarını anlatıyor, KKTC vatandaşlarının haklarına giden yol ile Türkiye çıkarlarının, gerçeklerin moda, sıkı pazarlanan reçetelerin tam tersi olduğuna, kurulan tuzaklara ışık tutmaya çalışıyordu. Dışlanmışlığı, dinlemek isteyenlerin, hele de örgütlenmelerin cılızlığı yanında, tek başına onurlu, dik duruşu, inadı, sabrı ile ister istemez farklı bir saygıyı da uyandırıyordu. Azına, çoğuna bakmadan, karşısında bulabildiği, dinlemeye hazır herkesi, her ortamı değerlendiriyor, inandığı davayı anlatabilme uğruna iğne ile kuyu kazıyordu.. İnadı, inancı ile söylediklerinin en yaşamsal konularında ne kadar haklı olduğunu kanıtlamayı, belki tek başına değil, çok hızlı ekonomiktoplumsalsiyasal değişimlerle birlikte kanıtlamayı başarmış, saygınlığını anlamlı yeniden kazanmış, kendisini silmeye kalkanları cenaze töreninde saygı göstermek zorunda bırakmış olarak aramızdan ayrılmış, bugün toprağa veriliyor. ??? AB üyelik haklarını otomatik olarak koparmış, dünyanın tanıdığı, istediği uluslararası desteği almış Rum yönetimi, aslında KKTC vatandaşları için ağır tuzaklar içeren Annan Planı’nı bile, geldiği noktadan geriye gidiş olarak görüp referandumdan hayır sonucunu çıkarınca, bizimkilerin pompalanmış evet oylarına kenetlenmiş düşleri düş kırıklığına dönmüştü. AB, Rum yönetimlerinden peşpeşe gelen olumsuz yeni kararlar, KKTC yönetimi ile birlikte, belki de daha çok Erdoğan hükümetlerini zora soktu. Asıl soğuk duşu bir kez daha halk, KKTC vatandaşları yemişlerdi. Türkiye’nin siyaseten zorunlu büyük desteği, içerik olarak taşıma suyla değirmen döndürmenin ötesine hiç geçemediğinden, AB, Rum yönetimlerinin yeni olumsuz kararları, genel olumsuz gidiş, dünya, hele de Avrupa’nın çok derin ekonomik, siyasete de yansıyan krizi, KKTC vatandaşlarını çok daha olumsuz koşullara çekiyor, KKTC, Türkiye çıkarlarından vazgeçerek, kendileri, çıkarları için barış, kurtuluş düşlerini buharlaştırıyordu. Denktaş’ı çözüm reçetelerinde engel, çaktırmasalar da düşman olarak görenler, resmen ilan etmeseler de, pek çok konuda söylediklerinde ne kadar haklı olduğunu teslim etmek noktasına gelmişlerdi. Çıkış yolu bulamamaktan gelen değişim, KKTC’nin seçimlerine, iktidar yapısına da yansımıştı. Erdoğan hükümetleri ise, AB üyelik düşleri yolunda varılmış kimi anlaşmaların AB cephesinden gelen, takvim öncelikleri dayatmalarına da artık “evet” diyemeyecek konumdalar. Köprülerin altından çok sular aktı, görüşme masalarında en kolay uzlaşılacak, çoktan aşılmış olması gereken maddeler bile, tekmili birden Kıbrıs Rum ve Yunanistan cephesinden veto yemişken, artık anlaşmalar gereği de olsa limanlarımızı Rum yönetimine açamayacak bir noktadalar. Başbakan Erdoğan, iktidar yetkililerinin yakın tarih açıklamalarında, “Yes be annem” sözcüklerinin içerdiği anlamlar, çoktan Denktaş’ın savunduğu tezler çizgisine taşınmış bulunuyor. Denktaş’a “Kıbrıs davasının efsane ismi” sıfatı ile, hak ettiği saygınlık iade edilirken, bu yoldaki çabalarının, yaptıklarının, liderlik kimliğinin teslim edilmesi; geleneğimiz, ölümle tehdit olmaktan çıkanın değerinin geç teslim edilmesi... ile sınırlı değil elbet. Kıbrıs, Türkiye gerçeğinde, gerçekçi olmayan, masa başı, uçuk kaçık, emperyal projelerin, dayatmaların, bir kez daha işletilememesi, iflas etmeleri ile ilişkili bir durum .Tek başına kalmışken bile inandığı değerlerden ödün vermeyen, haklılığına inandığı tezleri savunan Denktaş, Kıbrıs davasının efsane ismi, kendisi için yapılacak anıt mezardaki yerinde, bugün toprağa verilirken, bize yukardan “Yes be annem..” diyerek gülümsüyor olabilir mi? İnşaatta kayıp 95 bin Mevsim etkilerinden arındırılmış rakamlara göre eylül dönemine kıyasla ekim döneminde inşaat istihdamında 95 bin, sanayi istihdamında ise 50 bin kayıp yaşandı. Sanayi istihdamındaki kayıplar, sanayi üretim endeksinde kasımda 2.5 puanlık düşüşe tekabül etti. Sanayi istihdamında mayıs döneminden itibaren istikrarlı bir düşüşün gözlemlendiğine dikkat çeken BETAM’ın hesaplamasına göre, “Ekim 2011 döneminde hizmetlerde 56 binlik ve tarımda 40 binlik artışlar, sanayi ve inşaattaki istihdam kayıplarının işsizlik üzerindeki olumsuz etkilerini bir miktar telafi etti.” TÜİK verilerine göre, İşsizlikte artış sürecek ekimde işsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına Ekspresinvest Ekonomisti Nilüfer Sezgin: Yavaşlamaya karşın isgöre 2.1 puanlık azalışla tihdam piyasası güçlü seyrini koruyüzde 9.1 oldu. İşsizlik yor ve işsizlik verileri tarihi düşük seoranı eylül ayında ise viyelere yakın seyrediyor. 2011 yılının yüzde 8.8 düzeyindeydi. sonuna doğru ekonomik aktivitede de Kentsel yerlerde işsizlik gözlenmesi beklenen yavaşlamaya paoranı 2.5 puanlık azalışralel mevsimsellikten arındırılmış işsizla yüzde 11.1, kırsal yerlikte yükseliş bir miktar daha belirgin lerde ise 1.1 puanlık şekilde görülebilir. BGC Partners ekoazalışla yüzde 5.3 oldu. nomisti Özgür Altuğ: Ekimde işsizlikte Tarım dışı işsizlik oraönceki aylara göre bir miktar iyileşnı, 2.5 puan düşüşle yüzde mede hız kesilmesi var ve bu son 11.6’ya geriledi. Genç nüderece “normal”. 2012’de ise ekofusta işsizlik oranı ise 4 puanomide beklenen yavaşlamanın na yakın düşüşle yüzde 17.4 ülkenin iş yaratma kapasitesini oldu. Türkiye’deki işsiz sayısı 2 sınırlamasıyla birlikte işsizlikte bir miktar daha artış milyon 454 bin kişi, istihdam ediolmasını bekliyoruz. lenlerin sayısı da 24 milyon 486 bin kişi oldu. SABANCI, AVRUPA KRİZİNİ DEĞERLENDİRDİ: Biz de etkileniriz ? Türkiye’nin ekonomik açıdan bağımlı olduğu Avro Bölgesi’nde yaşananlardan etkileneceğini belirten Güler Sabancı, AB üyeliğine muhalefet konusundaki soru üzerine değişen şartlar göz önüne alınarak, tam üyelikten vazgeçilmeden yeni modeller düşünülebileceğini söyledi. Ekonomi Servisi Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, CNN International’da yayımlanan Marketplace Avrope programına katılarak Richard Quest’in sorularını yanıtladı. Programda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yapılan bir röportaja da yer verildi. Sakıp Sabancı Müzesi’nde yapılan röportaj “Bu muhteşem ev, Türkiye’nin en varlıklı ve güçlü sanayici ailelerinden biri olan Sabancılar’ın eviydi. Şimdi artık muhteşem bir müze. Sabancı Grubu ise otuzdan fazla şirketiyle büyük bir kuruluş” anonsuyla başladı. Quest, ilk olarak Güler Sabancı’ya Avro Bölgesi’ndeki krizin Türkiye’deki etkilerini sordu. Sabancı, soruyu şöyle yanıtladı: “Her şeyden önce, Avro Bölgesi’nde yaşananlar önemli bir sorun. Hem ülkemiz hem de benim şirketim için. Avrupa ile ekonomik açıdan entegre olmuş durumdayız. Türkiye’nin ihracatının yüzde 47’si AB’e gidiyor. Bankalarımızın borçlanmalarının yüzde 75’i Avrupa bankalarından. Türkiye’ye gelen turistlerin yüzde 75’i yine AB’den geliyor. Yani bir bağımlılık var. Bu nedenle Avrupa’daki yavaşlama Türkiye için önemli bir meseledir.” Atan Erkan Güral ve Yakup Fırat işbirliği için imzayı Küthaya Seramik’in Ortaklar’daki showroomunda attılar. Güral, her yıl 7 bin ustaya gezici arabayla eğitim verildiğini de anlattı. eni anayasa ve vergi reformu öncelikli Sabancı hükümetten beklentilerine ilişkin soru üzerine de “2012 Türkiye için kritik bir yıl. Öncelikli olarak yapılması gereken yeni bir anayasadır. Ekonomik açıdan da beklentimiz vergi reformudur” yanıtını verdi. Güler Sabancı, Quest’in Türkiye’de AB’ye üyeliğine karşı oluşan muhalefete ilişkin olarak sorusu üzerine de özetle; “Tam üye olabilirsiniz ancak farklı bir model uygulanabilir” diyerek değişen şartlar göz önüne alınarak, tam üyelikten vazgeçilmeden yeni modeller düşünülebileceğini söyledi. Y İdeal Standart, Kütahya bayilerinde satılacak Ekonomi Servisi Türkiye’nin dört bir tarafına yayılmış geniş bayi ağı ve 5 kıtada 52 ülkeye gerçekleştirdiği ihracatla sektörün önemli oyuncularından Kütahya Seramik, dünyanın en büyük banyo gereçleri üreticisi İdeal Standart’ın distribütörü Ece Grup’la iş ortaklığı anlaşması imzaladı. Bu iş birliğiyle, İdeal Standart ve Jado markalı ürünler Kütahya Seramik’in tüm mağazalarında satılacak. Böylecek tüketici Kütahya bayilerinde yer ve duvar seramiklerinin yanı sıra küvet, hidromasaj sistemleri, banyo mobilyaları, vitrifiye seramik ürünler ve banyo aksesuvarlarını temin edebilecekler. Kütahya Seramik Porselen Turizm Yönetim Kurulu üyesi Erkan Güral, düzenlenen basın toplantısında yapılan iş ortaklığıyla ilgili şu bilgileri verdi: “İş birliği bugün itibarıyla yapılıyor. Yani burada atılan imzalar gerçek. Buradan da Antalya’ya geçeceğiz ve orada 400 civarında bayi ile toplantı yaparak işbirliğini anlatacağız. Bayilerin bir kısmı hemen, bir kısmı da gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra İdeal Standart ürünlerini satmaya başlayacaklar.” Güral, söz konusu işibirliği ile bu yıl 1820 milyon lira ek bir ciro yapılacağını, gelecek yıl da bu miktarın en az ikiye katlanacağını da söyledi. İdeal Standart Türkiye SatışPazarlama Müdürü Yakup Fırat da yapılan işbiriği ile Kütahya mağazalarında dünyanın en lüks showroomlarıyla aynı ürünlerin kullanıcılara sunulacağını, yeni yapılanmanın Kütahya Seramik’in küresel marka olma yolunda önemli bir adımı olmasının yanı sıra İdeal Standart’ın da daha fazla kullanıcıyla buluşmasını sağlayacağını dile getirdi. İNDİRİM YAPMADI İran doğalgazı tahkim yolunda Ekonomi Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, İran’dan alınan doğalgazda indirim taleplerinin devam ettiğini belirterek, “İran, talebimize olumlu yanıt vermedi. Tahkim şu an için kaçınılmaz gözüküyor” dedi. Yıldız, dünyada, birçok büyük şehirde sistem arızası nedeniyle elektrik kesintilerinin yaşandığını belirterek, “Bunun bir daha olmayacağının garantisini veremeyiz, ama olmaması için bütün tedbirleri alıyoruz” dedi. Köprü vergisi de mi gelecek? ? Ne bedelli askerliğin ne de 2B gelirlerinin köprüyle ilişkilendirilmemesi gerektiğini belirten Maliye Bakanı Şimşek, 3. köprünün bütçe olanaklarıyla gerçekleştirilmesi gündeme gelirse “ilave gelir imkânlarının araştırılacağını” söyledi. Ekonomi Servisi 2011 Yılı bütçe gerçekleşmeleri ve 2012 yılına ilişkin öngörülerini açıklamak için bir basın toplantısı düzenleyen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bedelli askerlikten gelecek gelir, üçüncü köprü için kullanılacak mı” şeklindeki bir soru üzerine, bedelli askerlikten ve 2B’den gelecek gelirlerin 3. köprü ile ilişkilendirilmemesi gerektiğini söyledi. Şimşek, “Bu aşamada, ‘2B’den kaynak alalım, köprü yapalım’ gibi bir değerlendirme yok. Meclis aşamasında değerlendirmeler olabilir. Bu aşamada 2B gelirleri afet riskini azaltmak amacıyla özellikle İstanbul gibi illerde kentsel dönüşümde kullanılmak üzere ilgili bakanlığa ödenek olarak kaydedilecek. Köprüyü biz yaparsak bütçede daha önce öngörmediğimiz harcama gündeme gelirse, ya giderleri kendi içerisinde yer değişikliği ile yapacağız ya da ilave gelir imkânlarını araştıracağız” dedi. Bakan Şimşek, geçen yılın merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri ve makroekonomik gelişmeler konusunda özetle şunları söyledi: Son rakamlar, muhtemelen büyümenin yüzde 8 civarında olacağını ortaya koyuyor. Global ekonomideki büyüme tahmini ise yüzde 4’ün altında, yüzde 3’e yakın. Yüzde 8’lik büyüme dünya ekonomisindeki büyüme hızının yaklaşık iki katı. açığı 2011 yılında yüzde 56.5 oranında azalarak 17 milyar 439 milyon liraya düştü. Türkiye’de kamu borç stokunun GSYH’ye oranı yüzde 40’ın biraz altına düştü. Avrupa’da yüzde 90’larda olan bu oranın 2014’de brüt yüzde 32’lere inmesini öngörüyoruz. ‘E.ON’dan büyük yatırım Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Alman enerji devi E.ON’un Doğuş Holding’le ortak yatırım yapacağı konusundaki haberlerin ne derece doğru olduğu konusunda bir soruyu yanıtlarken, “Kendileri (E.ON şirketi) ile görüştük. Türkiye’de yatırım yapmak istediklerini söylediler. Türk ortaklarını kendileri seçiyorlar. Daha çok üretim kaynaklarına yatırım yapacaklar. Türkiye’de enerji sektöründe özel sektörün yatırımlarını tercih ederiz. Umarım E.ON da bunlardan biri olur” dedi. Basında yer alan haberlerde E.ON’un Türkiye’de 5 6 bin MW yatırım planladığı (en az 5 milyar dolar) yer almıştı. ütçe açığında azalma var Yılın tamamında merkezi yönetim bütçe giderleri 313 milyar 302 milyon lira, faiz hariç bütçe giderleri 271 milyar 90 milyon lira oldu. Merkezi yönetim bütçe gelirleri 295 milyar 862 milyon lira, genel bütçe vergi gelirleri 253 milyar 765 milyon lira olarak gerçekleşti. Bu sonuçlara göre 2010’da 40 milyar 81 milyon lira olan merkezi yönetim bütçe B Tüketici 2011’i kötümser kapadı Tüketici güven endeksi aralıkta bir önceki aya göre yüzde 1.1 artarak 92 değerini aldı. Ancak kasımda 91 değerini alan endekste kötümser durum aralıkta da sürdü. Endeks, ocakta 91.3, şubatta 93.6, martta 93.4, nisanda 93.5, mayısta 92.9, haziranda 96.4, temmuzda 94.8, ağustosta 91.7, eylülde 93.7, ekimde 89.7, kasımda 91 değerini almıştı. Endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu ifade ediyor. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler, “Bulgar telekomu Vivacom’un satışı ile ilgileniyoruz. Ancak henüz alınmış bir kararımız yok” dedi. C MY B C MY B Turkcell Vivacom’a bakıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle