Katalog

18 EYLÜL 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA [email protected] MÜZİK 9 Ustaların öğrencisi 2001 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı’na üçüncülükle giren Altan, müzik teorisi okur: “Çok iyi klasik Türk müziği eğitimi aldım. Nevzat Atlığ, Selahattin İçli, Cüneyt Orhon hocam oldu. Bunlar çok değerli hocalar ve biz o neslin son öğrencileriyiz. Dünya müzikleriyle de ilgileniyordum, birçok dilde şarkı söylüyordum. Otellerde solistlik yaptığım için birçok turist geliyordu ve repertuvarım daha da genişliyordu.” Nartların tanrıçası Albüm “Adiğe Xeku” adlı şarkıyla başlıyor. “Te Wikuere” Çerkezlerin çok sevdiği bir dans şarkısı. “Adiyuf” şarkısı, Çerkezlerin ataları Nartların ışık tanrıçasının hikâyesini anlatıyor. “Kalbin Şarkısı” anlamındaki “Gum Yi Wored” şarkısına Rusya’da “Barış Ödülü” verilmiş. Gülcan Altan söz ve müziklerini kendisini yazdığı “Sipse si Adiğe” şarkısını bütün Adigelere armağan ediyor. “ stanbul Yolu” anlamındaki “Yistanbulako” ise bir sürgün ağıtı: “Çerkez sürgünü esnasında çekilen acıları, yok olan aileleri ve anavatan Kuzey Kafkasya’yı terk etmenin verdiği acıyı anlatıyor bu şarkı. Azamat, Salaman Xatsa ve Sılaşara Abhazca şarkıları.” Gülcan Altan, albümdeki Çerkez halk şarkılarını orijinal kayıtlarından dinleyerek hazırlanmış: “Şarkıların otantik halleri tamamen albümdeki gibi ama üzerine biz biraz daha armonizasyonu kuvvetlendirdik. Nefesli, telli bütün etnik Çerkez entrümanlarını kullandık. Akordeon ve garmon vazgeçilmez enstrümandı. Panduri çaldık. Üzerine gitar, bas gibi güncel enstrümanları da ekledik. Bu bir Çerkez popu değil, tam tersi otantikliği ön planda olan ama herkesin dinleyebileceği tarzda bir albüm. Düzenleme şekliyle Çerkez cazı gibi biraz. Grup Gündoğarken de koroda bana destek oldu.” Gunef albümünün kapağı Ceren Aksungur tarafından hazırlanmış. Gülcan Altan, Nart mitolojisindeki bir tanrıça gibi tasvir ediliyor. Bir Çerkez masalı... Gülcan Altan, Çerkez halk şarkılarından oluşan bir albüm çıkardı HAT CE TUNCER Etnik enstrümanlar “Dünyalı bir müzisyenim” diyor Gülcan Altan. Yıllardır şarkılarıyla Türkiye’den Portekiz’e, Kafkasya’ya uzanan repertuvarıyla şarkılar söylüyor. Dünya müziği yapıyor ama Gülcan Altan kökenlerine bağlı bir Çerkez. “Gunef” adıyla çıkardığı yeni al bümünde Çerkezce şarkılarda Kafkasya’dan dünyaya yayılan bir halkın hüzünlerini, acılarını, sevinçlerini anlatıyor. Gülcan Altan, daha ilkokul çağlarından itibaren hep şarkı söyleyen öğrenci olmasına karşın müzik yaşamı üniversite yıllarında başlar. Özel bir okulda turizmcilik okuyan Altan, daha sonra Trakya Üniversitesi İşletme Fa kültesi’ne geçer. Öğrencilik yıllarında Kırklareli’ndeki, Edirne’deki orduevlerinde program yaparak yabancı ve Türk müziği şarkıları söyleyerek harçlığını çıkarır. Ancak iki yıl işletme okuduktan sonra bırakır ve konservatuvara gitmeye karar verir. İstanbul’da Tarabya Oteli’nde Çetin İnöntepe Orkestrası’nda solistlik yapan Altan bir süre de Gelişim Orkestrası’nda çalışır: “Artık müzik benim tek mesleğim haline gelmişti. Bir daha başka hiçbir şey ile uğraşmadım. Alaylı dönemde çok tecrübe kazandım. Sahne duruşu, sahne estetiği, şarkı söyleme tekniklerini öğrendim, Alpay, Melike Demirağ gibi birçok ünlü isimle çalıştım.” ‘Ben saf bir Çerkezim’ Müzik dünyasının saygın sanatçılarından Vedat Sakman ile yaklaşık 10 yıl birlikte müzik yapan Gülcan Altan, 2008 yılında “Vedat Sakman Şarkıları Gülümser” albümünü çıkardı. 2010 yılında yayımlanan 10 dilde şarkıların seslendirildiği “Anlat” albümünde Adigece bir şarkı söyledi: “Ben saf bir Çerkezim. Annem de babama da Çerkez. İstanbul’da büyüdüm, bizim Denizli’deki köyümüz bölgedeki tek Çerkez köyü. 1960’lı yıllarda İstanbul’a göç etmişler. Ben İstanbul’da doğdum. Ama bizim evde Çerkez âdetlerine göre yaşanıyor. Evde Çerkezce konuşulur ve Çerkez geleneklerinin bütün kuralları uygulanır. ‘Anlat’ albümüne koyduğumuz ‘Dann’er Sip’o’ şarkısı, babamın bana söylediği bir şarkıydı. Babam bu şarkıyı bizi ninni gibi söylerdi.” Farklılıklara saygı Gülcan Altan, 2 ay önce yayımlanan “Gunef” albümünde Çerkez halklarının dilinde Adigece, Abhazca şarkılarla Çerkez masalları anlatıyor, ağıtlar yakıyor: “Gunef otantik öğeleri ön planda olan çağdaş bir albüm oldu. Çerkez müziğini ilk defa dinleyecek olanlar bu müziğin hem karakteristik özelliklerini hem de dünya müziği içerisinde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu fark edeceklerdir. Çerkez Ada Müzik tarafından yayımkimliği benim için önemli. lanan Gunef albümünde birini Kariyerim açısından etnik Gülcan Altan’ın yazdığı 10 şarkimliğimi ön plana çıkartakı yer alıyor. Gunef, Çerkezcerak böyle bir albüm yapde “kalbin ışığı” anlamına gelimak sakıncalı gibi gözükse yor. Adigece ve Abhazca’da de benim için bir risk taşıkullanılan “kalpten gelen ışık” mıyor. Çünkü Çerkez müzidiye çevrilebilen bir sözcük: ği ve bu şarkıların herkes “Aslında Çerkezce tam olarak tarafından bilinmesi, daha Türkçeye çevrilemiyor. Kalbin önemli benim kariyer heen derininden gelen sevgiyi, saplarımdan. Çerkez sanatiyiliği, ışığı anlatıyor. Bu şarıçı imajı da beni rahatsız etların hepsi Çerkezlerin acılarımiyor. Her ırkın kendine nı, hüzünlerini, sevinçlerini, has özellikleri var. Ben de Kafkasların coşkusunu anlatıKafkasyalı olmanın bana yor. Repertuvar seçimine o verdiği tüm özelliklerle hayüzden çok özen gösterdim. yata daha sıkı sarılıyorum. Göçü, Kafkasların, Abhazların, Kendimi daha güçlü ve renAdigelerin enerjisini anlatıyor.” kli hissediyorum. Çok renklilik ve kültürlülük tüm dünyayı yaşanır ve güçlü kılıyor. Tabii farklılıklara saygı göstermek çok önemli.” ‘Kalbin ışığı’ Çerkezlerin bildiği şarkılar C MY B C MY B Gülcan Altan, Gunef albümündeki repertuvarı, Çerkezlerin anavatanı Kuzey Kafkasya’da ve Çerkez diyasporasında bilinen halk şarkılarından oluşuyor: “Çerkezceyi kendi aramızda konuşuyoruz ama yazılı bir dil olmadığı için ve bütün dünyaya sürgün olup dağıldıkları için kaybolma riski altında. Kiril alfabesini kullanıyoruz bu yüzden şarkı sözlerini albüm kapağına Kiril ile de yazdım. Bu albümü, insanlar bu şarkıları çocuklarıyla söylesin diye yaptım.”