17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 18 EYLÜL 2011 PAZAR 6 HABERLER 20112012 öğretim yılı başlarken eğitim için ayrılan kamu kaynakları hâlâ yeterli değil Ders zili sorunlu çalacak F GEN ATALAY ‘Dosya kapatılmak isteniyor’ İstanbul Haber Servisi Cumartesi Anneleri ve İHD İstanbul Şubesi Kayıp Komisyonu üyeleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle 338’inci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Kayıp yakınları, Susurluk hükümlüsü, eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın açıklamalarında Ayhan Efeoğlu’nun katledildiği itiraf ettiğini belirterek kaybedilen Ayhan ve Ali Efeoğlu kardeşlerin akıbetinin ortaya çıkarılmasını istedi. Avukat Mustafa Yağcı “Soruşturmanın üzeri örtülerek kapatılacağı endişesindeyiz” dedi. Bir öğretim yılı daha kalabalık sınıflar, yetersiz derslikler, öğrencilerin beklentilerine cevap vermeyen programlar, öğretmenlerin atama sorunları, okullardaki akran zorbalığı, şiddet, çocuk haklarının uygulanmaması gibi birçok sorunla başlıyor. Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) Eğitim İzleme Raporu’na göre, her yıl binlerce genç, ortaöğretimi diplomasız terk ediyor. Ortaöğretim çağındaki gençlerin üçte biri ne okuyor ne de çalışıyor. Ortaöğretim sistemi, gençlerin ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Ortaöğretimde kaydedilen yüksek devamsızlık ve okulu terk oranları, Türki Fotoğraf: VEDAT ARIK ye’de ortaöğretimin hitap ettiği genç nüfusun beklentilerine yanıt vermekten uzak olduğuna, kişisel gelişimlerini ve toplumsal katılımlarını olması gereken ölçüde güçlendiremediğine ve ortaöğretim çağındaki çocukların yetersiz kamu hizmetleriyle karşılaşabildiklerine işaret ediyor. Sayılarla eğitim İstanbul’da 20102011 öğretim yılında 212.332 çocuk, ortaöğretim çağında (1417 yaş) olmasına rağmen bir ortaöğretim kurumuna kayıt olmamış. Bunların 106.224’ü kız çocuğu. Bu ilde derslik başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 45, ortaöğretimde 35. Bilgisayar başına düşen öğrenci sayısı 85. Okul başına düşen kütüphane sayısı ilköğretimde 0.81, ortaöğretimde 1.64. Şanlıurfa’da, 20102011 öğretim yılında, 98.420 çocuk ortaöğretim çağında olmasına rağmen bir ortaöğretim kurumuna kayıt olmamış. Bunların 53.985’i kız çocuğu. Bu ilde derslik başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 53, ortaöğretimde 44. Bilgisayar başına düşen öğrenci sayısı ise 277. Erzurum’da da 20102011 öğretim yılında 29.972 çocuk ortaöğretim kurumlarına kayıt yaptırmamış. Bu ilde, derslik başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 26, ortaöğretimde 25. Bilgisayar başına düşen öğrenci sayısı ise 78. Erdoğan, Zafere mi, Yoksa... Başbakan’ın Kuzey Afrika seferine ilişkin Batı basınında çıkan yazıları okuyor musunuz? Bunlar önemli, bu yazıları, Çin’i dışarıda tutarsak, “dünyayı yöneten” Batı’nın üç başkenti, Washington (Beyaz Saray/ Pentagon), Brüksel (AB) ve Londra da okuyor... Erdoğan’ın gezisinin iki önemli yönü var. İkisi de birbirini tamamlar nitelikte. Bunlardan biri, İsrail’e karşı Filistin davasının dünyada bir numaralı savunuculuğunu üstlenmesidir. Erdoğan, İsrail’e (belki de Yahudiliğe /Siyonizme) karşı, kendi ilkgençliğinden beri damarlarında akan köktenci politikasından milim sapmamıştır denebilir. Eğer bu doğru değilse, Filistin davasını savunarak Arap dünyasının belirleyici liderliğine soyunmuştur. Bu rol de şüphesiz İsrail’i hedef alarak inşa edilebilir. Yani İsrail güncel bir bahanedir! Erdoğan’ın müttefiki, Arap dünyası iktidarları değildir... Müttefiki öncelikle Arap ülkeleri halklarıdır! Halklar üzerinde etkisi ile iktidarları etkilemeyi hedefliyor. Kabul edelim ki Erdoğan bunu başarıyor. Başbakan’ı nasıl yansıtıyor Batı basını? Müslüman dünyanın yeni sesi... Mısırlılara için yeni Arap kahramanı... Halk kahramanı gibi... Ortadoğu’nun prensi gibi... Erdoğan Arap ülkelerini İsrail karşıtı söylemiyle fethediyor... Türkiye Arap Baharı’nın kalbinde lider rolüne soyundu.. Bunlar olayın bir yönü... Bu açıdan, Erdoğan, Batı’nın istediği rolü üstleniyor denebilir: Batı sistemiyle bütünleşme, seçimler, liberal demokrasi, pazarların engelsiz açılması... İslamın köktenciliğinin yumuşaması... Erdoğan burada etkili olabilir. Hele “Laiklik dinsizlik değildir, devlet laik olabilir”.. biçimindeki, Batı’nın da hoşuna gidecek siyasal rejim önerileri de buna hizmet edecektir. Sağlıkçılardan ıslıklı protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık çalışanları, hükümetin sağlık alanında kanun hükmünde kararname ile yaptığı ve yapmaya hazırlandığı değişiklikleri Sağlık Bakanlığı’nın önünde dün protesto etti. Islık ve sloganlar eşliğinde tek sıra halinde Sağlık Bakanlığı’na doğru yürüyüşe geçen sağlık emekçileri, “Kanunsuzluğa, Hukuksuzluğa, Keyfi Yönetime Son” pankartı açtı. KHK’yi Ata’ya şikâyet ettiler ANKARA (ANKA) Eğitimİş Sendikası heyeti yeni öğretim yılının başlangıcı dolayısıyla, ilk önce MEB önünde 20112012 eğitim öğretim yılındaki sorunlara ilişkin kitlesel basın açıklaması ardından da geleneksel Anıtkabir ziyareti yaptı. Heyetin başında bulunan sendika başkanı Veli Demir, Anıtkabir Şeref Defteri’ne “Çok önem verdiğiniz Milli Eğitim Bakanı sizi KHK’lerle silmek istiyor” diye yazdı. Öğrenme gerçekleşmiyor ERG Raporu’na göre, eğitim sisteminin günümüzde en öncelikli sorunu “öğrenme”nin istenen ölçüde gerçekleşmiyor oluşu. 15 yaşındaki çocukların yüzde 60’ı basit matematiksel problemleri çözemiyor. Eğitim sistemi eşitlikçi değil. Türkiye, sosyoekonomik kökenin öğrenci başarısını en çok etkilediği 3 OECD ülkesinden biri. Sosyoekonomik köken bakımından en alt yüzde 20’lik dilimin yükseköğretime erişim oranı yalnızca yüzde 0.43. Sosyoekonomik köken bakımından en üst yüzde 20’lik dilimin en iyi okullara erişim olasılığı yüzde 63.6, yükseköğretime erişim oranı ise yüzde 28.04. Hak aramanın cezası 2 7 yılrova Çuku a, ADANA (AA) Adana’d si Balcalı Tıp Fakülte Üniversitesi (ÇÜ) hizmetler ve Hastanesi’nde, “destek gellemeye temizlik işi ihalelerini” en ettiği 25 le çalışınca polisin müdaha ndan hasavcılık tarafı kişi hakkında, l edildi. şçizırlanan iddianame kabu isteniyor. pis ler için 27’şer yıl ha eylemde, 22 Ağustos’ta yaptıkları “ihaleye ilgili gözaltına alınan işçilerle i yaptırmarıştırma ve görev fesat ka alarıyla idmak için direnme” suçlam 1. Ağır Cedı. Adana dianame hazırlan l edilen iddiaza Mahkemesi’nce kabu rkez Yönetinamede, D SK Genel Me v Sağlık ş cisi Mustafa Hotlar ve De nın da arara’ Bölge Başkanı Bülent Ka duğu 25 kişi bulunduğu bulun larında en 12’şer yıl hakkında, her bir ihaled ’er yıl, poleden 24 olmak üzere 2 iha amaktan da lislere görevlerini yaptırmr yıl istendi. 3’er yıl olmak üzere 27’şe Eğitim Reformu Girişimi, milletvekillerinden, eğitim sistemindeki sorunların çözümü için sürekli çaba göstermelerini istedi. Milletvekillerine, “Eğitimin Öncelikli Sorunları” konulu bir dosya ile illerindeki eğitim durumunu gösteren ve her milletvekili için ayrı hazırlanan “il eğitim göstergeleri kartı” yollanacak. Milletvekillerine gönderilecek dosyada, sorunlar şöyle sıralanıyor: Eğitim sistemi, çocuk ve gençlere temel becerileri kazandıramıyor. Eğitim siste Milletvekillerine ‘sorunlarımızı çözün’ mektubu mi içinde “temel becerileri edinme”yi ve “öğrenme”yi sağlayacak en önemli unsur olan öğretmenler, gerektiği biçimde eğitilmiyor ve desteklenmiyor. Eğitim sistemi, yeterince eşitlikçi değil. Ortaöğretim sistemi, gençleri kaybe diyor. Merkezi sınavların pekiştirdiği rekabetçi yapı, okulun ve öğrenme olgusunun sistem içindeki önemini kaybetmesine neden oluyor Eğitim yönetimi yapı ve süreçleri, gereksinimlere yanıt verecek nitelikte değil. Eğitim hizmetlerine yeterince kamu kaynağı ayrılmıyor. Eğitim ortam ve süreçlerinde çocuk hakları mevzuat düzeyinde güvence altına alınmıyor ve uygulama süreci de çok çeşitli sorunlara ev sahipliği yapıyor. Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ, kitabında terör örgütleriyle görüşmeyi analiz ediyor MİT’i işaret etmiş AYKUT KÜÇÜKKAYA ran’dan füze kalkanı tepkisi Haber Merkezi İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, NATO füze kalkanı sisteminin Türkiye’ye kurulmasından kaygı duyduklarını belirterek, Ankara’dan kararı yeniden gözden geçirmesini istedi. İran’ın resmi ajansı İRNA’ın haberine göre, Salihi “Konunun, bölge ülkeleri arasında daha fazla yanlış anlamaya yol açmaması için umuyorum ki Türk yetkililerin yeterince gerekçesi ve gerekli izahatı vardır” diye konuştu. ‘Gerginliğe gerek yok’ Haber Merkezi “Ukrayna ve Dünya: Ortak Tehditler, Ortak Bir Gelecek” isimli 8. Yalta yıllık toplantısında konuşan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Türkiyeİsrail arasındaki gerginliğe ilişkin “Gerginliğin azalmasına izin vermeli ve yavaşça bir araya gelmeliyiz. İki ülke arasında bir ihtilaf yok, çünkü ortada bir sebep yok” dedi. Türkiyeİsrail ilişkilerine dair de Peres, “Bence Erdoğan’ın nereye gittiğini sormamız lazım. Laik bir yoldan mı, dinsel bir yoldan mı? Bence ikisini sentezliyor” diye konuştu. Alacak kavgası: 2 ölü ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Emlakçı 54 yaşındaki Nazmi Karabulut ile 24 yaşındaki Gökhan Demirkıran gittikleri ormanlık alanda alkol almaya başladı. Kısa süre sonra yanlarına gelen Bekir Gülen kendileri ile alacak konusunda tartışmaya başladı. Gülen yanındaki tabanca ile Karabulut ve Demirkıran’a ateş açarak öldürdü. Gülen ve bir emekli polis gözaltına alındı. MİTPKK arasında Oslo’da yapıldığı öne sürülen görüşme sırasında, Genelkurmay Başkanı olan emekli Orgeneral İlker Başbuğ kaleme aldığı “Terör Örgütlerinin Sonu” kitabında, terör örgütleriyle hükümetler arasında yapılan görüşmelere ilişkin çarpıcı bilgilere yer veriyor. Başbuğ, “Görüşmelerin, toplum tarafından iyi karşılanmayacağını düşünen hükümetler, görüşmeleri bazen doğrudan özellikle istihbarat örgütleri üzerinden yürütürken böyle bir şeyin olmadığını açıklamayı, bazıları da görüşmeleri dolaylı olarak üçüncü tarafın üzerinden yürütmeyi tercih etmektedirler” diye yazıyor. Başbuğ kitabında Eylül 2010’da Audrey Cronin tarafından yazılan “Terör Nasıl Sona Erer” başlıklı kitabında yer alan istatistiksel verilere de yer veriyor. Cronin’in 455 terör örgütü üzerinde yaptığı çalışmada ulaşılan sonuçlarla ilgili bilgilere yer verilirken, “Örgütlerin sadece yüzde 18’i görüşme sürecinin başlamasını istemiştir. Terör örgütleri ile yürütülen görüşmelerin, başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali ise oldukça düşüktür, yüzde 10 civarında” deniliyor. Başbuğ’un Mayıs 2011’de Remzi Kitabevi tarafından basılan kitabında BAŞBUĞ NE D YOR? Emekli Orgeneral Başbuğ’un kitabında “Görüşme” başlıklı bölümünde şöyle yazıyor: “Görüşmelerin, toplum tarafından iyi karşılanmayacağını düşünen hükümetler, görüşmeleri bazen doğrudan özellikle istihbarat örgütleri üzerinden yürütürken böyle bir şeyin olmadığını açıklamayı, bazıları da görüşmeleri dolaylı olarak üçüncü tarafın üzerinden yürütmeyi tercih etmektedirler. Ancak, yapılan incemeler, hükümetlerin görüşmeler yoluyla terörü kontrol altına alabildiğini, uzun vadede terör örgütlerinin düşüşe geçtiğini gösteriyor. ... Hükümetlerin terör örgütleriyle görüşüp görüşmeyeceklerine ilişkin vereceği karar kritik bir konudur. Burada önemli olan nokta, terör örgütünün gerçek hedefinin ne olduğunun hükümetler tarafından iyi ve doğru şekilde değerlendirilmesidir. Bazı durumlarda tek başına terör örgütü liderinin olaya bakış açısının dikkate alınması yanıltıcı olabilir. Liderin yanında, örgütün bütününün liderin görüşlerine nasıl baktığı da anlaşılmalıdır. Örgüt üyelerinin, şiddeti devam ettirmelerinin, menfaatlerine ve hedeflerine zarar verebileceğini düşünmesi önemlidir. Bu nedenle, hükümetler örgütlerin içindeki düşünceleri iyi analiz etmelidir.” Bu tamam da... Tamam olmayan temel bir nokta var: İsrail meselesi... ABD Filistin’e devlet statüsü tanınması konusunda Birleşmiş Milletler’de hayır diyecek. Yani Erdoğan, İsrail konusunda ABD ile çatışıyor. Erdoğan, Arap iktidarlarına da Filistin devletinin kurulmasına destek vermek bir zorunluluktur diyor... ABD için başlıca baş ağrısı, olayın bu yönüdür! Erdoğan’ın İsrail politikasını, New York Times, “ABD’ye meydan okuma” olarak görüyor. Epey doğru! Aslında, İslam köktendinciliğini büyük tehdit olarak görüyorsa Beyaz Saray, bunun panzehiri, Filistin devletinin kurulmasıdır. Ortadoğu’da vahşi çelişkiyi/cepheleşmeyi yumuşatacak ve İslam köktendinciliğinin (ve buradan kaynaklanan terörün) hayat damarlarını tıkayacak tek çare budur! İran’ı da sakinleştirmenin yoludur bu... Tabii, ABD ve Batı, Ortadoğu’da sürekli savaş halinin ortadan kalkmasını istiyor mu, tartışmalıdır... Çünkü sürekli savaş halinin, bir politik ekonomisi, içte iktidar olmanın aracı, Arap ülkeleri üzerinde egemenlik kurmanın ve sürdürmenin yolu, savaş sanayisi ihtiyaç ve dilekleri, petrol üzerinde baskı kurmanın yöntemi... vardır! Eğer, Ortadoğu’da gerginliğin azaltılması politikası ağırlıklık kazanırsa, Filistin devletinin kurulmasına destek, öncelik kazanır... (Obama, ilk yıllarında, bu yönde umut vermişti ama İsrail ve şahinler buna izin vermedi!) Erdoğan’ın Filistin politikası, Batı’nın aradığı, “Hah, tam zamanı işte..” diyeceği bir köprü ise Erdoğan’ın İsrail politikası başarıya ve kendisi de tarihsel şan ve şöhrete ulaşır. Ama bugünkü siyasi koşullar, tersi olgulara işaret etmektedir. Çünkü yürürlükte olan, Batı’nın Suriye ve İran’ı yıkma politikalarıdır. Yani İsrail merkezli Batı politikası tam istim ilerliyor! Hele Libya’yı devirmenin tadı damaklarındayken... Erdoğan’ın borusu pek de öteceğe benzemiyor. Dolayısıyla, Erdoğan, Türkiye için Ortadoğu’da İsrail’le sürekli çatışmacı bir politikanın temelini atıyor. Ortadoğu’da genel savaş tamtamlarının durulmasını beklemek, uzak bir hayaldir.. Erdoğan ve Davutoğlu, kurnazlık yapıyor: Türkiye’de füze kalkanlarını konuşlandırarak ABD+Brüksel+Londra’yı sakinleştiriyor! Böylece, İsrail Arap ülkeleriOrtadoğu politikası nedeniyle, Batı’nın Erdoğan iktidarına yönelebilecek ciddi bir tehdidi de bertaraf ediyor gibi.. Tabii bir de ABD+Erdoğan+Fethullah arasında, orduyu bertaraf etme konusunda, 6 yıldır süren bir kardeşlik anlaşması var! Erdoğan, “ordu iktidarı” yıkıldıktan sonra, tek iktidar seçeneği olarak da ABD karşısında güçlü bir pozisyon aldığına inanmakta! Batı, iki arada bir derede.. Erdoğan ise iki derede bir arada! İzliyoruz efendim! Yarın, “Erdoğan ve Laiklik...” ‘Şeyini şey ettiğimin şeyi’ İstanbul Haber Servisi Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, Bülent Arınç’ın 2004 yılında düzenlediği bir basın toplantısında, bir gazetecinin sorusuna verdiği “Şeyini şey ettiğimin şeyi” yanıtına ilişkin açıklama da yaptı. Öztürk şunları anlattı: “Yıllar sonra Bülent Bey, bunu bana anlattı. Bir gazeteci ‘Efendim bu sene 23 Nisan resepsiyonuna eşli davet yapmadınız? Nedeni nedir?’ diye sormuş. O da ‘Şeyini şey ettiğimin şeyi...’ dedi. Bülent Bey’e, ‘Neden böyle bir cümle sarf ettiniz?’ diye sordum. Bülent Bey de ‘Soruyu defalarca sordular, bu seferkinde kafiye uydu’ dedi.” Cronin’in kitabına atfen verilen bilgiler özetle şöyle: Terör örgütlerinin varoluş süreleriyle, görüşmeleri kabul etmesi arasında bir ilişki vardır. 10 yaşın altındaki terör örgütleri görüşmelere olumsuz bakarken, 20 yaşın üstündeki örgütlerin görüşmelere yaklaşımı olumlu oluyor. İstatistikler, genel olarak 5 terörist örgütten bi rinin görüşmeleri kabul ettiğini gösteriyor. Terör örgütlerinin yaklaşık yüzde 18’i görüşmeleri kabul etmiştir. 455 örgütten 81’i görüşmelere katılmıştır. 81 görüşmeden, 24’ünde çözüme ulaşılmış, 22’sinde stabil durum ortaya çıkmış, 26 durumda terör devam etmiş, 9 görüşme ise tamamlanamamıştır. Görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanma ihtimalinin yüzde 10 civarında olması, devam eden görüşmelerin başarılı olarak sonuçlandığı anlamına da gelmemektedir. Görüşmelere devam eden örgütlerin yarısına yakınının ise, düşük yoğunlukta ve şiddette de olsa, terör eylemlerine devam ettiği de ulaşılan diğer bir sonuçtur. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle