17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 18 EYLÜL 2011 PAZAR 4 HABERLER CHP lideri Kılıçdaroğlu, PKK ile M T görüşmesinin yayımlanmasının ardından Erdoğan’a seslendi Paris ve stanbul’un Etik ve Estetikleri PARİS Sevgili, Oğlum Devrim, Paris’i 1996’da tanıdı ve ilk görüşte vuruldu. Eşi, Deniz Kurdoğlu da, (8 Eylül’den beri Sirmen) aynı tutkuyla dolu olmalı ki nikâhlarını, on gün önce Paris’te kıydırdı. Sonra bal aylarını da her gelişlerinde yaptıkları gibi ikisi scooter üstünde, artık avuçlarının içi gibi, bildikleri kenti turlayarak geçirdiler. Onları keyifle ve şaşkınlıkla izliyordum. Haydi Devrim, Paris’i Vespa üzerinde turlamaya daha ana karnında (tabii farkında olmadan) başlamış, ya Deniz’deki meraka ne demeli? On beş yıl önce Paris’e ilk gelişinde Devrim sormuştu: Baba buradaki ortalama bir mimar ile İstanbul’daki ortalama bir mimar aynı olamaz değil mi? Sorunun içinde mimarlarımıza küçümseme olduğunu sanan yanılır. Mimarın eserini oluşturan o toplumun talebidir. “Marifet iltifata tabidir.” Osmanlı’nın görkemi, Muhteşem Süleyman’ın iltifatı olmasaydı, Sinan’ın, eşsiz marifetlerini bugün hayranlıkla izleyebilir miydik? Rönesans’ın o eşsiz parlaklığı olmasaydı, bugün kentten çok açık hava müzesini andıran, sokakları bile bir sarayın koridorlarında geziniyormuş duygusu uyandıran Floransa’nın zarafetle karışmış görkemi karşısında, kendimizden geçebilir miydik? Bir kenti yalnız inşa etmek değil algılamak bile belli düzey ister. Götür ham ervahı Floransa’ya, bakıp bakıp, sana ancak şunu söyler: Bu da çok köhnemiş, bunda ne var canım?!!!. O, Dubai Tower haşmetinin ötesine taşamaz. Her ülkenin düzenine bağlı olarak kendi estetiği vardır. O estetik, ülkenin mimarlarından bağımsızdır. Bir ülkede fevkalade mimarlar bulunabilir, buna karşın mimarisi içler acısı olabilir. O ülkenin estetiğini, sistemin etiği belirler. Gelişen ticaret burjuvazisi Rönesans’ı ve kentlerini doğurmuştur. O burjuvazinin zenginliğini ortadan kaldırırsan, ortada Rönesans’ın ne resmi kalır ne düşüncesi. Sanayi devriminin bir yandan da sömürgelerden gelen kaynaklarla semiren sınıfının zenginliği ve yaratıcılığı olmasaydı, bugün ne Paris’i görebilirdin ne Londra’yı... “Koca Mustafa Paşa ücra ve fakir İstanbul/ ta fetihten beri mümin mütevekkil yoksul” diye semtleri tanımlanan bir kentin düzeninde, finans kapitalin başkenti New York’un ezici görkemini aramaya kalkmak olacak iş midir? Görülüyor ki ülkelerin estetiği belirleyen orada egemen olan düzenin etiğidir. Ürettiğinden çok üreyen, insanların “gemisini kurtaran kaptan” deyişini amentü belledikleri ülkelerde, tepelerinde hep filizleri bulunan eciş, bücüş bina benzeri ucubeler estetiğinin egemen olmasında şaşacak ne olabilir ki? Batı’nın debdebesine şaşaasına öykünen ama avanta ve talanın ötesine geçemeyen üretimi ekonominin temeline oturtamayan “Hasta Adam”ın , Pera’da Avrupa aramasındaki zavallılığı görmemek ve “tatlı su frenkliği”ne acımamak elde mi? Bir kez çağının randevusunun gerisine düştüğünde, toplumunun çağıyla randevusuna zamanında yetişmiş olduğu dönemin estetiğini de tekrar yakalaman veyahut da eskide yakalamış olduğunu koruman bile artık mümkün değildir. Nitekim, son günlerde tartışması basınımıza da düşen ve “Kim Kime Dum Duma” köşesinde Behiç’in dehasının ürünü mizahıyla komikliği taçlanan eski İstanbul’un yeni silueti de ürettiğinden çok üreyen, sürekli cari açık veren, emeği de üretimi de gereksiz gören, sömürüye bile hâlâ ulaşamamış, avanta ile talan bataklığının boğucu gazlarını üreten çarpık bir etiğin, sonradan görme estetiğinin ürünüdür. Şimdi Sultanahmet’in Onaltı – Dokuz” hödüklüğe kurban olan siluetinin kabahatini, kendisi de “mimar!” olan Kadir Topbaş’ın sırtına mı yükleyeceğiz yalnızca, yoksa bu çağdışı, etiğin toplumunun estetik duygusunun somut bir ürünü olarak mı göreceğiz? Zaten o siluet ile o “mimar!” başkanın her ikisi de aynı çarpık etiğin, aynı çarpık estetik yansımalarından başka nedirler ki? ‘Konuş ama yalan söyleme’ CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Biz ‘niye görüştünüz?’ demiyoruz. ‘Niye halka yalan söylediniz?’ diyoruz” dedi. İstanbul haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, PKK ile MİT arasında yapıldığı bildirilen görüşmenin ses kayıtlarının internet sitelerinde yayımlanmasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirilerini sürdürerek “Biz ‘niye görüştünüz?’ demiyoruz. ‘Niye halka yalan söylediniz?’ diyoruz. Elini vicdanına koy, halka yalan söylediğin için senin bu millete özür borcun var” dedi. Altunizade’deki Petrolİş Sendikası Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen “Petrol İş Sendikası 26. Olağan Genel Kurulu”na katılan Kılıçdaroğlu, iç ve dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sendikacılara, “Sizin güzel bir sloganınız vardı, ‘Susma sustukça sıra sana gelecek’. Sizin sloganınızı size anımsatırken eğer birlik olamıyorsanız, güç olamıyor, kararlı duramıyorsanız, bilin ki birileri gelir sizi parçalar” diye seslenen Kılıçdaroğlu, “Hangi sendikacılık? Sırtını iktidarda dayamış, kamu bankalarından kredi alan bir sendikacılık anlayışı mı, işçinin hakkını sonuna kadar savunan bir sendikacılık anlayışı mı? Tabii ki emeğin hakkını savunan. CHP’nin varlık nedenlerinden biri de budur, emeğin ‘TÜM DAMLARA KARŞIYIZ’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, idam edilişinin 50. yılında eski Başbakan Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes’i telefonla arayarak duyduğu üzüntüyü paylaştı. Menderes de “Sayın Kılıçdaroğlu’nun beni aramasından dolayı duygulandım” diye konuştu. Öte yandan CHP’den yapılan açıklamada Menderes’le görüşmesinde Kılıçdaroğlu’nun Menderes ve bakanlarıyla birlikte Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının da idamına karşı olduğunu dile getirdiği ifade edildi. ‘M T gerekeni yapmıştır’ Kılıçdaroğlu Petroliş Sendikası’nın genel kurulunda değerlendirmelerde bulundu. Fotoğraf: AA BURAK AKBULUT hakkını savunmak” diye konuştu. ‘Özür borcun var’ Taşeronlaşmaya karşı olduklarını vurgulayan CHP lideri, internet sitelerinde yayımlanan MİT PKK ses kaydına ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör tırmanıyor. Bir şey söyleyeceğiz. ‘Bir dakika’ diyorlar. ‘Muhalefet terörü azdırdı, konuşmayacaksın’ diyorlar. Gidersiniz terör örgütüyle pazarlık yaparsınız... Siz pazarlık yapıyorsunuz diyoruz, ‘Bunu söyleyenler şerefsizdir, bunu ispat edemeyenler şerefsizdir’ diye en ağır hakaretlerle karşı karşıya kalıyoruz. Biz onlara ‘Niye görüştünüz’ demiyoruz. ‘Niye hal ka yalan söylediniz’ diyoruz. Bir siyasetçinin temel görevi halka doğru söylemek değil midir?” Kılıçdaroğlu, kendisine bu konuda hakaret edildiğini belirterek Erdoğan’a yönelik olarak, “Elini vicdanına koy. Bana değil, halka yalan söylediğin için senin bu millete özür borcun var. Çık adam gibi bu milletten özür dile” dedi. imsenin avukatı değiliz’ Görüşmenin devletin görüşmesi olmadığını, özel temsilcinin görüşmeyi gerçekleştirdiğini anlatan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Görüşme, devletin görüşmesi değil. Bir özür de buradan dilenmesi la ‘K zım” diye konuştu. Kendilerinin “İsrail’in avukatlığını yapmakla” itham edildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Biz kimsenin avukatı olmayız. Eğer bir avukatlık aranıyorsa ben, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının avukatıyım. Sen, Batı’nın egemen güçlerinin, Ortadoğu’daki taşeronluğunu yapıyorsun. Ben senin maskeni indirmek zorundayım” diye konuştu. Bütün bu gürültünün arkasında aslında İsrail kalkanı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Sessiz sedasız İsrail kalkanını getirdiler, Malatya’ya konuşlandıracaklar. Şimdi kim İsrail’in avukatı” diye sordu. KONYA (AA) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİTPKK görüşmesiyle ilgili olarak “İstihbarat teşkilatlarının görevleri bellidir. Bir sınırlama yoktur” dedi. ABD’nin Türkiye ve İsrail’e arabuluculuk yapacağına dair haberlerle ilgili ise Davutoğlu, “Arabuluculuğa ihtiyacımız yok” diye konuştu. Davutoğlu, AKP Konya İl Başkanlığı’ndaki basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Geçtiğimiz günlerde internet sitesinde yayımlanan MİTPKK görüşmelerine de değinen Davutoğlu, “Hükümetimizin herhangi bir şekilde veremeyeceği bir hesap ya da durum yoktur. Terörü engellemek için ne gerekiyorsa, harekât dâhil ne gerekiyorsa yapılacak ve terörün bütünüyle dağıtılması için diğer alanlarda da yapılacaktır. Bu konuda da müsteşarımız görevini yapmıştır ve yapacaktır” ifadesini kullandı. ABD Başkanı Barack Obama’ın Türkiyeİsrail ilişkileri konusunda önümüzdeki hafta BM Genel Kurulu’nda görüşmeler yapacağına ilişkin olarak Davutoğlu, “Obama’nın Erdoğan’la görüşmesi, olağanüstü bir olay değildir” yorumunda bulundu. “Ortada bir ara yol bulunmasını gerektirecek durum yoktur” ifadesini kullanan Davutoğlu, “Bundan sonra atılacak adımlar önemli, yapılacak yorumlar değil” dedi. Türkiye’nin, Libya’ya gönderdiği 22 tonluk yardım malzemesine ilişkin olarak Davutoğlu, “Uçaklarımız sanırım şu anda havadadır” diye konuştu. Davutoğlu, KKTC ile Rum yönetimi arasında yaşanan doğalgaz arama faaliyetlerine ilişkin ise “Kıbrıslı Rumların tek başına sondaj çalışması yapmak istemesi provokasyondur. Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için garantör kimliği var” dedi. ‘Ara yola ihtiyaç yok’ Kansere yenik düşen Güngör Yurdakul için Kocatepe Camii’nde tören düzenlendi Yurdakul eşine veda etti Balbay için kampanya ZM R (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP zmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın, tutukluluğunun kaldırılması istemiyle zmir’de, “Bir Milyon mza” sloganıyla kampanya başlatıldı. Kampanyayı, 30 ilçede de eşzamanlı başlattıklarını belirten CHP zmir l Başkanı Tacettin Bayır, “Mustafa Balbay’a özgürlük isteğimizi demokrasinin kalesi zmir’den bir kez daha haykırıyoruz” dedi. “Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığı’na” ifadeleriyle başlayan imza kampanyasının metninde, “12 Haziran 2011 seçimleriyle oluşan yeni Meclis’in 1 Ekim 2011’de tam olarak toplanmasını milli iradenin eksiksiz şekilde temsil edilmesini ve Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Meclis’in bu ruhuna saygı duyan milletvekilimiz Mustafa Ali Balbay’ın, hiçbir engelle karşılaşmaksızın, Ankara’da görevinin başında olmasını istiyoruz” dedi. Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Doğan Yurdakul, yanındaki sivil jandarmalar eşliğinde taziyeleri kabul etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon kapsamında tutuklu bulunan Doğan Yurdakul kansere yenik düşen eşi Güngör Yurdakul ile Kocatepe Camisi’nin avlusunda “vedalaştı”. Yanındaki sivil jandarmalar eşliğinde taziyeleri kabul eden Yurdakul, özel izindeki tüm kurallara uyduğunun altını çizerken “Falso yaparsak bu hakkı bundan sonra kullanacak olanlar zarar görebilir. Onun için özel olarak özen gösteriyorum” dedi. Cenaze törenine katılması için 4 gün özel izin verilen Doğan Yurdakul, cezaevinin büyük ring aracıyla evinden alınarak Kocatepe Camisi’ne getirildi. ÖPEREK UĞURLADIKızı Reyhan ve oğlu Burçak ile taziyeleri kabul eden Doğan Yurdakul, eşinin tabutunu öperek uğurladı. Yurdakul, cenazeye katılanların alkışları eşliğinde cezaevi aracına bindirildi. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) Çiçek: Türkiye elinden geleni yapıyor kul’a taziye dileklerini iletti. İstanbul Haber Servisi TBMM Başkanı Cemil Çiçek, terörün tesirlerinin ortadan kaldırılması, asgari düzeye indirilmesi için Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve onun hükümetlerinin elinden gelen çabayı gösterdiğini söyledi. Çiçek, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan için idam edilişlerinin 50. yılında düzenlenen anma törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. “MİT’in terör örgütüyle görüştüğü” iddialarına ilişkin bir soru üzerine Çiçek, “Türkiye’nin yarım yüzyıla yakın bir süreden beri terörle mücadelesi var. 1980 öncesi başka bir terör, 1980 sonrası, bugün hepimizin yüreğini yakan ve şu kadar zamandır da devlet olarak bütün gücümüzle uğraştığımız bölücü terör. Bu terörün tesirlerinin ortadan kaldırılması, asgari düzeye indirilmesi için Türkiye Cumhuriyeti devleti, onun hükümetleri elinden gelen çabayı göstermiş ve göstermektedir. Bunu yaparken de terörle mücadele eden başka devletler hangi tedbirlere başvuruyorsa; Türkiye’de bunu yapıyor. Çünkü terörle mücadelede her ülkenin yaşadığı tecrübe, aynı zamanda başka ülkelerin de tecrübesidir” dedi. yakta durmakta zorluk çekti Cenaze törenine, oğlu Burçak ile kızı Reyhan Yurdakul’un yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ile bazı milletvekilleri, eski dışişleri bakanlarından Hikmet Çetin ile Yurdakul’un gazeteci arkadaşları ve yakınları katıldı. Camide tören boyunca sivil gö A revlilerin yanından hiç ayrılmadığı Yurdakul taziyeleri kabul etti. Yurdakul kimi zaman ayakta durmakta güçlük çekti. İstanbul’da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İletişim Koordinatörü Baki Özilhan’ın telefonu vasıtasıyla Yurda Alkışlarla gitti... Daha sonra Güngör Yurdakul’un cenaze namazı kılındı. Eşinin tabutunu öpen Yurdakul, cenazeye katılanların alkış ve destek sloganları eşliğinde cezaevi aracına bindirildi. Gazetemiz yazarı Bekir Coşkun, EF etkinlikleri kapsamında yurttaşlarla söyleşti ‘Gazetenize sahip çıkın’ METE KIZIK İZMİR 80. Uluslararası İzmir Fuarı kapsamındaki “Fuar Özel Söyleşileri” etkinliğinde konuşan gazetemiz yazarı Bekir Coşkun, “Bu baskı dönemi bitecek, Cumhuriyete sahip çıkın” dedi. İzmir Sanat Bahçesi’nde kadınların çoğunlukta olduğu İzmirlilere seslenen Coşkun, karanlıklara karşı yılmamanın, bu dönemde Cumhuriyete ve Cumhuriyet gazetesine sahip çıkmanın önemli olduğunu vurguladı. Coşkun, İzmir’in Türkiye için önemine dikkat çekerek “İzmir aydınlığın, çağdaşlığın, duygunun başkentidir. İzmir için ekonomik yönden fazla gelişmemiş derler. Doğrudur. Çünkü İzmirli parayı pulu sevmez. Duyguya önem verir, hile, yalan, hurda bilmez” dedi. Coşkun, ülkede korku imparatorluğu yaratıldığını, herkesin her an Ergenekon denen dava nedeniyle gözaltına alınabileceğini vurgulayarak “Neden Cumhuriyet gazetesi almıyoruz? Hem ülkenin bugünkü durumundan yakınıyoruz, hem de gazetemize sahip çıkmıyoruz. Bunu anlayamıyorum... ” dedi. Coşkun, Sanat Bahçesi’nde zmirlilere seslendi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle