17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul A Edirne A Kocaeli A Çanakkale A İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon PB Giresun PB Ankara B 29 35 31 31 33 35 35 25 25 26 26 26 30 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B A B A A A A A PB PB B 30 29 27 32 33 33 35 36 33 35 28 24 23 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel PB Paris PB Bonn B Münih PB Berlin B Budapeşte B Madrid A Viyana Y 20 17 18 19 18 20 19 20 19 19 29 33 24 Belgrad A 31 Sofya A 31 Roma A 29 Atina A 32 Zürih Y 22 Moskova B 19 Aşkabat A 26 Taşkent A 28 Baku B 24 Bişkek PB 35 Tiflis B 28 Kahire A 33 Şam A 33 14 EYLÜL 2011 ÇARŞAMBA Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinin parçalı çok bulutlu, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinin aralıklı sağanak, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Eylül GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Başbakan da bu yeni sıfatından fazlasıyla mutlu, memnun; Mısırlılara “Allah’ın selamı üzerinizde olsun” karşılığını üstelik Arapça verdi. Havaalanındaki manzara ister istemez şu olasılığı akla getiriyor: Kalabalık karşılayıcıların ön sıralarındakiler İslamın kurtarıcısına Türkçe hoş geldin diye bağıracaklar; RTE de Türk halkının değil, Mısır halkına Arapça Allah’ın selamını iletecek! Çok dikkatli, çok düzenli bir organizasyon! Başbakan, Arap Baharı turuna 200 işadamı ile çıktı. Pek çok çevre; demokrasiye olduğu kadar kalkınmaya da gereksinen üç ülkede Türk işadamlarına yatırım olanağı sağlama düşüncesinin RTE’nin asıl hedefi olduğunu öne sürdü. Oysa işadamları asıl amacın örtüsü. RTE’nin asıl derdi; İslamın kurtarıcısı, İslam ülkeleri halklarını koruyan bir lider kimliği kazanmak! Elbette koşullar değişti. Fakat, Arap dünyasının İsrail’e karşı bir önder, bir lider arama diye özetlenebilecek tutkusunda değişiklik yok! Uzun yıllar İsrail düşmanlığının simge ismiydi Nasır. Arap ülkelerini bir bayrak altında toplamayı amaçlayan girişimini; MısırSuriye birlikteliğini simgeleyen tek devlet izlenimiyle kanıtlamak istedi. Batı’ya karşı Sovyetler’le birlikteliği yeğledi. Mısır ordusu silahlarını Sovyetler’den sağladı ve her savaşı yitirdi. Öldüğü zaman yerine kimin geçeceği tartışılıyordu. O sırada Kahire’deydim ve Nasır’ın cenaze törenine katılacak Sovyet Başbakanı ile heyeti de Kahire’deydi. Sovyetler Enver Sedat’ı yeğlediler. Sedat, Sovyetler’le Batı arasında dengeli bir siyaset izledi ve… bir resmi geçit töreninde öldürüldü. Bundan sonra kırk yıl sürecek Mübarek diktatörlüğü dönemi açıldı. Batı henüz RTE’ye Nasır’ın yerini alan veya almaya niyetli bir başbakan gözüyle bakmıyor olabilir. Mısır’ı bugün yönetenler de dün olduğu gibi Türkiye’nin Arap dünyasına lider olma düşüne karşı olduklarını henüz açıklamadılar. Ama izlenen gelişmelerin perde arkası, Mısır’ın Arap dünyasındaki etkinliğini ve lider konumunu, hiç kuşkusuz RTE’ye kaptırmaya niyetli olmadığını gösteriyor. RTE ise başka havalarda. Fazla iddialı bir saptama gibi görünecek ama RTE; Arap (İslam) dünyasının liderliğini kendine yakıştırıyor ve bütün davranışları bu varsayımı doğruluyor. Kahire’de yapacağı, Arap dünyasında önemli mesajlar vereceğini ifade ettiği konuşmayı; “bütün dünyanın merakla izleyeceğini” söylemesi; RTE’nin dizginlenemez Arap (İslam ülkeleri) liderliği özlemine kanıt sayılabilir. Anımsayalım. Necmettin Erbakan’ın sürekli yinelediği bir düşü vardı. Avrupa Birliği’ne karşı, liderliğini yapacağı Arap (İslam) birliği örgütü kurmak! Bu birlik İslam ülkeleri arasında yalnız ekonomik köprüyü kurmayacak; siyasal anlamda Batı’ya karşı özelliği ile dünya siyasetinde önemli bir yer alacak! Erbakan’ın İsrail’i haritadan silmeyi öngören düşsel planını da bu örgüt, Allah’ın izni, İslam ülkelerinin birleşik gücüyle gerçekleştirecekti! O günlerden bugüne dönelim: İsrail’e karşı sert tavrı, Arap dünyasında gerçekleştirdiği son gelişmeler RTE’nin kuşkusuz hocası Erbakan’ın gösterdiği yolda, günün koşullarına uygun değişik yöntemler izleyerek aynı hedefe yöneldiği olasılığını akla getirmiyor mu? Bu olasılık: RTE’nin İsrail’e karşı sert yaklaşımı, Arap dünyasındaki hareketleri, kimi yazarlarımızın “RTE ne yapmak istiyor” sorusunu yanıtlamıyor mu? Terör örgütünün Şemdinli’de iki düğüne davetli gibi sızarak düzenlediği saldırılarda yaşanan can kayıplarının ertesi sabahı Parlamento Muhabirimiz Ayşe Sayın ile birlikte görüştüğümüz BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, gece boyu bölge ile telefon trafiği içinde gelişmeleri takip etmişti. Demirtaş üzgün ve kaygılı olduğunu, bölgede zaten olağanüstü artmış olan askeri hareketliliğin bir kara operasyonuna dönüşebileceği endişesini taşıdığını belirterek “PKK eylemi de askeri operasyon da barışı zora sokuyor. Biz her türlü şiddete mesafe koyarak, siyaset yoluyla katkı vermek istiyoruz” dedi. Demirtaş Dönmek stiyor Ama... kritik gündem maddesi ise 1 Ekim’de TBMM’ye gelip gelmeyecekleri. Demirtaş, “Biz siyaset yapmak için seçildik. Daha fazla rol almak zorundayız. Bunun için de Meclis zemininde olmak önemli. Meclis’e gelme konusunu ilk kez bugün tartışacağız. Arkadaşlarımın gelmek yönünde de gelmemek yönünde de çok güçlü argümanları var” diye durumu özetliyor. Açıklamaktan kaçınsa da sözlerinin satır aralarından “kişisel görüşünün TBMM’ye gelerek yemin etmek yönünde olduğu” izlenimi edindim. Ancak grubunda buna karşı olanların sayısı hiç de az değil. hemen sonra BDP Grubu adına yaptıkları kutlama ziyaretine ‘iade’ beklentilerini hâlâ sürdürdüklerini anımsatıyor Demirtaş. Çiçek ile görüşürlerse, KCK davasından tutuklu 5 BDP milletvekilinin haklarına sahip çıkması gerektiğini ve Meclis’e gelmeseler dahi anayasa sürecine dahil edilmeleri talebini iletecekler. Davutoğlu’nun arkadaşı elçi oldu Muhalefet yeni anayasaya inanmıyor Aktütün Karakolu ziyareti sonrasında “Bu sorun sadece şiddetle çözülemez” diyen ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşme kararı almışlar. Demirtaş, Türkiye’nin gündemindeki önemli bir konuda CHP’lilerle ortak görüşü paylaşıyor: “AKP yeni anayasa yapma ve Kürt sorununu çözme konusunda kesinlikle samimi değil. Referandumla kabul ettirdikleri değişiklik onlara yetiyor. Ancak kamuoyundan yeni anayasa yönünde gelen baskılar var. Hükümet sadece uzlaşmazlığın suçunu muhalefete atabilmek için masaya oturuyor...” Mogadişu’ya dikkat çeken isim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu’nun arkadaşı olan ve İslamcı yapısı ile bilinen Yeryüzü Doktorları Derneği’nin İngiltere Ofisi Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Kani Torun, Türkiye’nin Somali Büyükelçisi oldu. Dışişleri Bakanlığı’na ait bazı atama kararları Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Karara göre, Yemen Büyükelçisi Mehmet Dönmez merkeze alınırken, Birleşmiş Milletler Türkiye Daimi Temsilci Yardımcısı Fazlı Çorman Yemen Büyükelçisi olarak görevlendirildi. Ali Kemal Aydın ise Libya’nın Türkiye Büyükelçisi oldu. Cemalettin Kani Torun ise Somali’nin ilk Türkiye Büyükelçisi oldu. İlk kez bir büyükelçi veya bürokrat dışında özel bir derneğin yönetim kurulu üyesi büyükelçi olarak görevlendirilirken bu ismin Somali’nin ilk büyükelçisi olması dikkat çekti. Yeryüzü Doktorları Derneği, “yurtdışında yaşayan bir grup Müslüman doktor ve sağlık elemanı” tarafından İngiltere’de kuruldu. Davutoğlu’nun eşinin de derneğe üye olduğu ve Torun’un Davutoğlu çiftinin yakın arkadaşı olduğu belirtildi. Çiçek’ten ziyaret bekliyorlar BDP, Meclis’e dönüş kararı almaları durumunda bunun siyaset üzerinde yapıcı etki, Kürt sorununda çözüm umudu yaratması arayışında. Başta Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı olmak üzere devletin tepesindeki yetkililerin de, dönüş yönünde karar çıkması durumunda teşvik edici rol oynamalarında büyük yarar olabilir. Mesela Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e seçilmesinden merkezimiz Ankara’ Diyarbakır’da bugün toplanacak BDP Meclis Grubu’nun ele alacağı birkaç temel konudan biri de bu olacak. Hem PKK eylemleri hem de olası bir kara operasyonunun engellenmesi için ülke genelinde bir kampanya başlatacaklar. Bu çerçevede geniş katılımlı yürüyüşler ve gösteriler düzenleme hazırlığındalar. Demirtaş’a kampanyanın içeriği kadar “Diyarbakır’da toplanmakta neden ısrar ettiklerini” de soruyoruz. Bunun ülkenin batısında yarattığı olumsuz algının farkında olduğunu ama bu algının doğru olmadığını belirtti. Kasıt olmadığını, “kendilerinin TBMM bünyesinde bir parti grubu olduklarını ve resmi toplantılarını Ankara’da yapmaya devam edeceklerini” söyledi. ‘Resmi grup ADALET BAKANI LE ‘RÜZGÂR’ POLEM Ğ PKK teröründeki artışı Demirtaş, AKP hükümetinin İmralı’da hükümlü Abdullah Öcalan ile müzakereleri kesmesine ve verdiği sözleri tutmamasına bağlıyor. Müzakerelerin yeniden başlamasının çözümün anahtarı olacağı görüşünde. Avukatlarının ve ailesinin Öcalan ile bir buçuk aydır görüştürülmemesini de BDP, Güneydoğu’dan Gemlik’e yürüyüşler düzenleyerek, mitingler yaparak kamuoyunun gündeminde tutmak istiyor. Demirtaş, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile yaptığı telefon görüşmesinin ilginç ayrıntısını da anlattı. İmralı’ya 50 gündür ziyaret izni verilmemesinin gerekçesini Bakan Ergin, büyük olasılıkla Güneydoğu’daki terör eylemlerini ima ederek “ ‘Şiddetli rüzgâr’ var koster kalkamıyor” diye açıklamış. Demirtaş da bu sözleri “Ama rüzgârın da şiddeti sürekli artıyor” diye yanıtlamış... BENG YILDIZ MESELES BDP’nin gündeminde bir de, Bodrum’da kadın arkadaşıyla havuzda ve içki içerken fotoğrafları yayımlanan Bengi Yıldız’ın durumu var. Fazla konuşmak istemese de bir konuda net ifadeler kullanıyor Demirtaş: “Disiplin Kurulu’na sevkinin nedeni ramazan ayında bira içmesi değildir.” Kulislerde, Yıldız’ın görevli olduğu dönemde BDP Grubu’nun izni dışında tatile çıktığı gerekçesiyle disipline sevk edildiği ve “geçici ihraç” cezası çıkabileceği konuşuluyor. zemini önemli’ Bugünkü BDP Grubu’nun en ‘Meclis ptal edilen geziye ‘gitmişti’ Tercihe zorlanan hekimler Sağlık Bakanlığı önünde eylem yapacak Bakan Bağış’a tartışmalı müşavir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Dış İlişkiler ve Protokol Müdür Yardımcısı iken iptal edilen bir yurtdışı gezisine “gitmiş gibi” harcırah aldığı ortaya çıkınca istifa etmek zorunda kalan Selçuk Bayraktaroğlu, Avrupa Birliği Bakanlığı Müşavirliği’ne atandı. Bayraktaroğlu’nun Avrupa Birliği Bakanlık Müşavirliği’ne atanmasına ilişkin kararname 7 Eylül 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Bayraktaroğlu’nun 2009 yılında TBMM Dış İlişkiler ve Protokol Müdür Yardımcısı iken iptal edilen bir dış geziye gitmiş gibi harcırah aldığı haberleri basına yansımıştı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, verdiği soru önergesinde bu konudaki savları gündeme taşımıştı. Dönemin TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil tarafından 8 Nisan 2009 tarihinde sorulara verilen yanıtta “Bayraktaroğlu, görev dönüşünde, ziyaretin özel maksatlı bir ziyaret olarak değerlendirilmesini talep etmiş, avans ve harcırahını iade etmiştir. Ancak ‘amirlerini yanılttığı için’ uyarılmıştır. Basına da yansıyan iddiaların sürmesi üzerine konu Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sorulmuş ve ilgilinin yurtdışına çıkmadığı öğrenilmiştir. Bunun üzerine Bayraktaroğlu, devlet memurluğundan çekilme dilekçesini vermiş ve başkanlık makamınca uygun görülmüştür.” Hekimler yürüyecek MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Hekimler, kamu ya da özel arasında tercih yapmalarını zorunlu kılan kanun hükmünde kararnameyi (KHK) 17 Eylül’de Sağlık Bakanlığı önünde protesto edecek. Geçiş süreci verilmediğine dikkat çekecek olan hekimler, en azından yargıdan karar çıkana kadar beklenilmesini isteyecek. Çeşitli illerden Ankara’ya gelecek olan hekimler cumartesi günü saat 11.30’da Türk Tabipleri Birliği (TTB) önünde toplanacaklar. Hekimler buradan Sağlık Bakanlığı’nın önüne yürüyerek saat 12.30’da basın açıklaması yapacak. Ankara Tabip Odası Başkanı Bayazıt İlhan, KHK’nin uygulamaya geçirildiğini belirterek, muayenehanesi olan he Hekimler, kamu ya da özel arasında tercih yapmalarını zorunlu kılan kanun hükmünde kararnameyi 17 Eylül’de Sağlık Bakanlığı önünde protesto edecek. kimlere il sağlık müdürlüğünden telefon açıldığını, yazılar gönderildiğini, tutanaklar tutulduğunu, kamu ya da özel arasında tercihlerini yapmalarının istendiğini söyledi. Bu kararın hekimlere de hastalara da bir katkısı olmadığını dile getiren İlhan, “Bir yandan hekim sayısı yetersiz denilirken, diğer yandan çalışma kısıtlamaları getiriliyor. Bu Anayasa Mahkemesi kararlarına da aykırı” dedi. Yüksek Mahkeme kararları “dolanılarak”, hukuk devletine uymayan adımlar atıldığını kaydeden İlhan, “Hekimler üzerinde baskı var. Öğretim üyelerinin hastanede hasta bakmaları da engellenmiş oldu. Hekim yetersiz, yurtdışından hekim getirelim diyorlar. Bir yandan da ülkede yetişen hekimlerin çalışması engelleniyor” diye konuştu. Değerlendirme yaptılar Ankara Tabip Odası’nda bir araya gelen hekimler, izlenecek hukuki yol üzerinde değerlendirme yaptı. Ankara Tabip Odası Hukuk Bürosu tarafından muayenehanesi olan ve kendilerine buraları kapatmaları için yazı gönderilen hekimler için Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuru dilekçeleri hazırlandı. Dilekçe örneklerinde, kamuda veya özelde çalışma tercihi konusunda hekime verilen sürenin yazının tebliğinden itibaren mesai saatinin bitimi olduğuna dikkat çekilerek, en azından yargı süreçleri sonuçlanıncaya kadar beklenilmesi istendi. Süre verilmemesi halinde, “hekimin mesleki ve kişisel geleceğini, aynı zamanda bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sosyalekonomik geleceğini yakından ilgilendirecek, geri dönüşü ve telafisi güç ve hatta imkânsız sonuçlar ve mağduriyetler doğabileceğine” işaret edilen dilekçelerde, “böylesi önemli bir tercihte bulunabilmek için, hekime makul bir süre verilmesi” talep ediliyor. CHP milletvekilinden rapor MALATYA’YA KURULACAK Aygün: Alevilerin mal varlıkları iade edilsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cemaat vakıflarının mallarının iadesi ile ilgili düzenleme CHP’yi de harekete geçirdi. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün açıkladığı raporda Alevilerin 3 şehirde bulunan 18 dergâh ile 34 şehirde bulunan 167 tekkesinin gayrimüslimlerin mallarının iadesi gibi Alevi kurumlarına geri verilmesi istendi. Aygün, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Alevilerin sorunlarını içeren 22 sayfalık rapor açıkladı. Raporda, 512. sınıflarda okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında yer verilen Alevilik konularındaki eksiklikler ve yanlışlar sıralandı. Alevilerin anayasal ve yasal varlıklarının güvenceye alınması gerektiğini belirten Aygün, gayrimüslimlerin mallarının iadesi gibi Alevi kurumlarının mallarının da geri verilmesini istedi. Hacı Bektaş Veli Türbesi ve dergâhının Aleviler için bir tür “Hac merkezi” işlevi gördüğünün belirtildiği raporda, “Aleviliğin en önemli merkezlerine ziyaretçi statüsünde ve ücret karşılığı girmeleri kabul edilemez. Dergâhın asıl sahibi Alevi topluluklardır ve asıl sahiplerine teslim edilmelidir” denildi. 4. Babıâli Günleri tekne gezisiyle başladı İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) düzenlediği ve bu yıl 100’ü aşkın gazete, televizyon, dergi, radyo yayınevi ve internet sitesinin katılımıyla gerçekleşen “4. Babıâli Günleri” dün boğazda gemi gezisi ve kokteyl ile başladı. Resmi açılış töreni ise bugün Sultanahmet Parkı’ndaki amfitiyatroda gerçekleştirilecek. Resmi açılış töreninde TGC Başkanı Orhan Erinç, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş birer konuşma yapacak. Füze kalkanına yer bulundu Haber Merkezi NATO şemsiyesi altında Diyarbakır’da Pirinçlik bölgesine kurulacağı belirtilen füze savunma sisteminin Malatya’ya kurulacağı ileri sürüldü. Hürriyet’te yer alan habere göre,Türkiye’ye kurulacak füze savunma sisteminin nereye kurulacağı üzerinde AnkaraWashingtonBrüksel hattında prensipte anlaşmaya varıldı. Son değerlendirmede, füze savunma sisteminin uydu fotoğraflarına bakılarak ve Doğu Akdeniz’deki gemilerle Türkiye’nin doğusunu aynı anda görebilme kriterini sağladığından Malatya’ya yakın bir araziye kurulmasına karar verildiği bildirildi. Varılan mutabakata göre harekât merkezleri ve radarların kurulacağı tesislerde bir Türk generali komutasında Türk askeri personeli de yer alacak. Malatyalılar tepkili NATO tarafından kurulması kararlaştırılan ‘füze kalkanı’nın Malatya’da kurulacağının ileri sürülmesi üzerine CHP il örgütü bir protesto eylemi gerçekleştirdi. PTT önünde toplanan CHP’liler ve bazı sivil toplum örgütler, Malatya’ya kurulacağı öne sürülen ‘füze kalkanı’na karşı bir basın açıklaması yaptı. Grup adına, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Hem İsrail’in karşıtıymış gibi politika güdeceksiniz. Hem de füze kalkanını getirip Türkiye’ye konuşlandıracaksınız. Füze kalkanının savunucusu kim? Kim için geldi füze kalkanı? Bu, İran’a karşı İsrail’i korumak için hayata geçirilen bir projedir” dedi. ( SELAHATTİN GÖKATALAY) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle