23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA @cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER dishab 9 NATO güçleriyle ortak saldırı gerçekleştiren muhalifler Trablus’u büyük ölçüde ele geçirdi Kaddafi yolun sonunda Pentagon Sözcüsü David Lapan, Kaddafi ile ilgili olarak “Hala ülkede olduğunu düşünüyoruz” dedi. Muhalifler ise konseyi Trablus’a taşıma hazırlıklarına başladı. Dış Haberler Servisi Libya’da NATO güçleriyle birlikte gerçekleştirdikleri saldırıyla başkent Trablus’a giren Kaddafi karşıtı güçler, kentin denetimini büyük çoğunlukla ele geçirdiler. NATO’nun, görevi bırakmasını istediği Muammer Kaddafi’nin Trablus’taki karargâhına ağır bir bombardıman planı içinde olduğu belirtildi. NATO uçaklarının gerçekleştirdiği sortilerde 46 hedefin vurulduğu belirtilirken, Kaddafi’den, en geçe 48 saat içinde karargâhına beyaz bayrak asması istendi. Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen, Kaddafi’nin bir an önce görevi terk etmesi çağrısını yineledi. Muhalif güçlerin sözcüsü Muhammed Abdül Rahman ise küçük çapta direnişle karşılaştıklarını, Kaddafi’nin ele geçirilememiş oluşu yüzünden “tehlike”nin halen sürdüğünü belirtti. Libya’nın başkenti Trablus’taki durumun yaralı ve hastalar açısından endişe verici olduğu ileri sürülüyor. Muhalefet lideri Mustafa Abdülcelil ise yakalanması halinde Kaddafi’yi “adil yargılama” sözü verdi. Abdülcelil, büyük ölçüde muhaliflerin kontrolüne geçen Trablus’a konseyi nakletmek için önlemler almaya başladıklarını ancak Kaddafi’ye bağlı henüz teslim olmamış birliklerin bulunduğunu söyledi. Kaddafi’nin, en ön planda görülen ve babası gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle yargılanacağı belirtilen oğlu Seyfülislam ile diğer bir oğlunun da muhaliflerce ev hapsine alındığı ileri sürüldü. Libyalı muhaliflerin Paris temsilcisi Mansur Seyfülnasr, Seyfülislam Kaddafi’nin Libya’da yargılanabileceğini söyledi. Muhalefetin önde gelen diplomatlarından Mahmud Nacua da Londra’da yaptığı açıklamada Trablus’ta çarpışmaların halen devam ettiğini kaydederek, Kaddafi’nin bulunup adalet önüne getirilmesi için “her taşın altında arandığı”nı ifade etti. Pentagon Sözcüsü David Lapan gazetecilere yaptığı açıklamada, Kaddafi ile ilgili olarak Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazılarına bir süre ara vermiştir. Libya elçiliğine ‘Geçici Konsey’ bayrağı çekildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bugün Libyalı muhaliflerin kalesi Bingazi’ye gidiyor. Muhaliflerin Trablus’u ele geçirmesinden sonra, Ankara’daki Libya Büyükelçiliği’ne Geçici Ulusal Konsey’in bayrağı çekildi. Muammer Kaddafi’ye yakınlığı ile bilinen Büyükelçi Ziyad Ethem el Muntazar, son anda saf değiştirse de sabah erken saatlerde büyükelçiliğe gelen muhaliflerin tepkisinden kurtulamadı. El Muntazar’ın “Devrim oldu, çok mutluyuz” yönündeki sözlerine karşın, büyükelçilikte toplanan muhalifler, bundan sonra kendilerini elçilik müsteşarı Muhammed Zenati’nin temsil edeceği açıklamasını yaptılar. Muhaliflerin Trablus’a girmesinin ardından dün sabah saatlerinde Libya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde hareketli saatler yaşandı. Ankara’da yaşayan ve çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu muhalifler, önceki akşam gelişmelerin Kaddafi rejiminin sonuna yaklaşıldığını göstermesi üzerine, dün sabah için büyükelçiliğe gelerek, göndere yeni bayrak çekilmesi üzerinde anlaştılar. Sabah 9.00 sularında Cinnah Caddesi üzerindeki büyükelçilik binasına önce Geçici Ulusal Konsey’in İnsani Yardım Koordinatörü Abdülmenam Bendarfd geldi. Bendarfd, büyükelçilik kapısında önce toprağı öptü ve ardından büyükelçiliğin bahçesine girdi. Bendarfd ile birlikte çoğunluğunu Libyalı öğrencilerin oluşturduğu grup da büyükelçiliğe girdi. (AA) (AP) “Hala ülkede olduğunu düşünüyoruz, ülkeyi terk ettiğine dair bir bilgimiz yok” dedi. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest de, muhaliflerin Trablus’a girmelerine rağmen, Kaddafi’nin buradan ayrıldığına dair hiçbir kanıt olmadığını belirtti. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Jeffrey Feltman ise Kaddafi’nin yerini bilmediklerini söylerken, yurtdışına kaçmış olabileceği de belirtilen Kaddafi’nin Libya’da Trablus dışında doğduğu kent Sirte ve büyüdüğü yer olan Sabha’da saklanmış olabileceği de ileri sürüldü. Kaddafi’nin Cezayir, Güney Afrika, Uganda, Zimbabve ve Angola’ya kaçmış olabileceği de ileri sürülen iddialar arasında yer alıyor. Öte yandan muhalefet saflarına geçen eski Libya Başbakanı ve Kaddafi’nin bir zamanlar en yakınındaki isimlerden Abdülselam Callud, teslim olmasının imkânsız olduğunu söylediği Kaddafi için, “onun Hitler gibi intihar edecek cesareti yoktur” diye konuştu. Mısır da Libya’da muhaliflerin oluşturduğu Geçici Konsey’i tanıdığını duyurdu. Oğulları muhaliflerin elinde Dış Haberler Servisi Libya lideri Muammer Kaddafi’nin oğullarından Seyfülislam Kaddafi’nin yakalandığı, diğer oğlu Muhammed Kaddafi’nin de muhaliflere teslim olduğu bildirildi. Katar merkezli El Cezire televizyonunun haberine göre, muhaliflerin kurduğu Ulusal Geçiş Konseyi’nin KoorSeyfülislam Kaddafi dinatörü Adil Dabbeçi yaptığı açıklamada, Lahey’deki Uluslararası Ceza MahkeM) insanlığa mesi’nin (UC karşı suç işledikleri iddiasıyla Muammer Kaddafi ile birlikte yargılamak istediği Seyfülislam’ın mahkemeye teslim edil ABD’ye göre Libya’da mesi gerektiğini söyledi. UCM savcısı Luis MorenoOcampo da, Libyalı muhaliflerle, Seyfülislam’ın Lahey’deki mahkemeye teslim edilmesi için temasa geçeceğini bildirerek muhaliflerden adaleti kendi elleriyle yerine getirmemelerini istedi. MorenoOcampo, Seyfülislam’ın yakalandığı haberinin ardından yaptığı açıklamada, “Libya’da intikamın değil adaletin vakti geldi” diye konuştu. Çöl Aslanı’nın dişleri söküldü MUSTAFA K. ERDEMOL Batı’nın Kaddafi sonrası hazırlığı Dış Haberler Servisi Batılı liderler, Libya lideri Muammer Kaddafi rejiminin artık çöktüğü yönünde açıklamalar yaparken, Kaddafi sonrası dönemin hazırlıkları da başladı. ABD Başkanı Barack Obama, daha fazla kayıpları önlemek için Libya liderine yönetimi bırakma yönünde çağrı yaptı. Obama, Libya’daki son olaylara ilişkin yaptığı açıklamada, “Kaddafi ve onun rejimi, iktidarının sona erdiğini kabul etmeli ve kan dökmeyi durdurmalıdır” dedi. Obama açıklamasında, “Libya’da demokrasiye barışçıl geçişi desteklemek ve Libya halkını korumak için uluslararası toplumdaki müttefikleri ve ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam edeceğini” kaydetti. İngiltere Başbakanı David Cameron, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de Kaddafi’nin teslim olması yönünde çağrıda bulundular. Fransa, uluslararası ortaklarıyla Libya konusunda bir zirve toplantısı düzenleme hazırlığında olduğunu duyurdu. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe, Libya’nın geleceği hakkındaki yol haritasının görüşüleceği bir zirveden bahsederek, Libya’da muhaliflerin kurduğu Ulusal Geçiş Konseyi’nin lideri Mahmud Cibril’in ülkenin geleceğini görüşmek üzere önümüzdeki günlerde Paris’te olacağını belirtti. AB’nin de, Kaddafi sonrası Libya konusunda planlamalarını sürdürdüğü bildirildi. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın sözcüsü Michael Mann, Kaddafi sonrası döneme destek olma yolları konusunda bazı senaryolar üzerinde ciddi çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekledi. Kendisinden yüksek rütbeli subaylarla birlikte planladıkları darbeyi kararlaştırılan tarihten daha erken gerçekleştirmiş, böylelikle düşük rütbesine rağmen ihtilalin lideri olmuştu Muammer Kaddafi. 1969 yılının 1 Eylül’ündeki darbeyi, kendilerinin planladıkları darbe sanan çok sayıda subay da Kaddafi’nin darbesinde yer almıştır bilmeden. Bunda aslında şaşıracak bir şey yoktur. Çünkü Kaddafi, düşük rütbesine rağmen, (albay diye bilinir hep ama aslında yüzbaşıdır) etrafına taraftar toplamada gerçekten bir numaradır. Karizmatik, güzel konuşan, idealist bir genç askerdir. Daha sonra, yapılması planlanan “asıl” darbenin bu olmadığını öğrenenler de Kaddafi’nin liderliğini tanıyacaklar, “devrim” adı verilen yeni süreçte Libya bulunduğu bölgenin en dikkat çekici ülkesi olacaktır. Daha gençlik yıllarında içine ihtilal ateşi düşmüş bu genç adamın devraldığı Libya 1969 yılında dünyanın en önemli petrol üreticisi ülkelerinden biriydi. Dolayısıyla ülkedeki değişiklik bu ülkeyle özel anlaşmaları da bulunan başta ABD olmak üzere birçok petrol tekelinin hiç de memnun olabileceği bir değişiklik değildi. Oysa bu tarihten bir yirmi yıl öncesin de, İkinci Dünya Savaşı sonrası şekillenmiş olan dünya siyasetinde pek de önemli bir ülke olarak görülmemiştir Libya. Bir önemi varsa da, o da Amerika’nın bölgedeki en büyük hava üslerinden Wheelus Hava Gücü Üssü’nün burada bulunmuş olmasındandı. Libya, emperyal güçlerle üç sözde “eyalet”in bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş, çok az nüfuslu yapay bir devletti. Başına “kral” olarak oturtulan İdris’in, krallıktan hiç hoşnut olmadığı, hatta bir istifa mektubu yazıp kaçmaya kalkıştığı bile anlatılır. Kuraklığın yanı sıra çekirge bolluğuyla da “kötü” bir ünü olan “krallık” İdris’e uygun değildir. Bu fakir ülkenin ihraç ürünü olarak sadece iki “mal”ı vardır. Biri, birçok ülkenin kâğıt para yapımında kullandıkları Esparto adı verilen bir çeşit bitki, diğeri de her iki dünya savaşında çarpışan kuvvetlerin geride bıraktıkları tank, kamyon ile silahlardan arta kalan maden parçaları. Bu yapay ülkenin kaderi petrol potansiyeline sahip olduğunun anlaşılmasıyla emperyal güçlerce yeniden çizilecektir. Petrol uygarlığının yavaş yavaş dünyaya egemen olmaya başladığı 50’li yıllarda Libya’nın bir petrol deposu olduğu anlaşılınca, 1955 yılında “krallık” Libya Petrol Yasası’nı çıkaracak, küçük küçük petrol imtiyazlarının oluşması böylece mümkün olacaktır. 1961 yılına gelinceye kadar on iyi petrol yatağının daha bulunacağı ülke artık petrol ihraç eden bir ülkedir. Petrolü de çok çok iyidir. Çok yüksek kaliteli, düşük sülfürlü türdendir. İran Körfezi’nde çıkarılan petrolden de çok temizdir. Petrol uygarlığının “yan uygarlığı” otomobil sektörü için Libya’dan daha iyisi yoktur. Akdeniz’de bulunuşu sayesinde petrol naklinde de ideal olan Libya’nın petrolü İtalya’daki rafinerilere kolayca ulaştırılabiliyor, oradan Güney Fransa’ya aktarılabiliyordu. Dünyanın altıncı büyük petrol üreticisidir artık bu “yapay” ülke. Muammer Kaddafi, 1942 yılında, ülke İtalya sömürgesiyken, Sirte kentinde bir çadırda doğdu. Tüm biyografilerinde babasından Libya’nın işgali öyküsünü duyarak büyüdüğü anlatılır. İtalyan işgaline karşı direnen Ömer Muhtar idolüdür. Her gittiği Batı ülkesine çadırını götürmesi de, işgalin dayattığı kültüre çocuk yaşlarda duyduğu tepkinin sonucudur. Bir Fransa ziyaretinde Paris’te Elysee Sa Parası yoktu ama... rayı’nın bahçesine ünlü çadırını “çöl geleneklerine saygı” gerekçesiyle kondurmuştur da. Hiçbir zaman parti aracılığıyla mücadeleye inanmamıştır Kaddafi. Ömer Muhtar’dan sonraki en büyük idolü olan Cemal Abdül Nasır da öyleydi çünkü. Asker önemli bir güç. Ne olacaksa onunla olacaktı. Üniversitede tarih okuduktan sonra Libya Askeri Akademisi’ne girmesinin nedeni budur. Kaddafi, kendini bildiği andan beri Nasırcılığın etkisi altında bir Arapİslam sentezcisidir. Nasır’ın doktrini “Muhammed dönemi İslam fikirleri” ile birleşmiştir. Kaddafi de Nasır gibi tüm Arapların, İslamın egemen olduğu tek bir devlette birleşmesinden yanadır. Kendisini sosyalist de saymaktadır. 1969, 31 Ağustos’u 1 Eylül’e bağlayan gece darbeyi gerçekleştirerek yönetime el koyan Kaddafi ile yanlıları ihtilal fikrine daha on yıl evvel, henüz ortaokuldayken Cemal Abdül Nasır’dan, özellikle yazdığı İhtilal Felsefesi’nden esinlenerek erişmişlerdi. O ihtilal gecesine, Nasır’ın heyecanlı konuşmalarını dinledikleri Arapların Sesi radyosuyla hazırlanmışlardır neredeyse. Devrim sonrası yaptıkları “sosyalist” iddiasının kanıtı gibidir. Ülkede hızlı bir millileştirme gerçekleştirir. Amerikan, İngiliz üslerini kapatır. Ülkede mevcut İtalyanların hepsini kovar. Var olan tüm Katolik kiliselerini kapatması da “İslamcı”lığının kanıtıdır. On yıl sonra, “devrim” yerli yerine oturunca, 1979 Ocak ayında Libya Devrim Komuta Konseyi tüm dünyayı heyecanlandıran resmi petrol fiyatının arttırılması çağrısı yaparken, Kaddafi, Libya’da faaliyette olan yirmi bir petrol şirketinin yetkilisine, isteklerini elde edinceye kadar petrol üretimini durduracağını bildirir. Söylediği şudur: “5 bin yıl petrolsüz yaşamış insanlar meşru haklarını elde edinceye kadar birkaç yıl daha petrolsüz yaşayabilirler.” adırı bile kalmayabilir Ama Kaddafi, Batı’yı parmağında oynatmış bir lider olarak da çok önemlidir. Kurduğu dengeler yüzünden hiç beklenmedik zamanlarda istediğini yaptırabilmiştir Batı devletlerine. Örneğin İngiltere’ye. 1988 yılında LondraNew York seferini yapan 270 yolculu bir ABD uçağının İskoçya’nın Lockerbie kasabası üstünde havaya uçurularak düşürülmesinden sorumlu tutulan Libya vatandaşı Abdülbasit el Megrahi’yi serbest bıraktırabilmiştir. Şimdi geçen yıla kadar Batı’ya dediğini yaptıracak kozlara sahip olan Muammer Kaddafi, emperyal güçlerin niyetleriyle, ülkedeki muhaliflerin isteklerinin çakıştığı bir anda 42 yıllık iktidarının sonuna gelmiştir. Kalacak bir çadırdan bile yoksun olması an meselesidir. Libya Ankara Büyükelçiliği’ne muhaliflerin bayrağı çekilirken, elçilikte çalışan Türk işçi Nazlı Karakoç da Büyükelçinin “hakkını vermediği” gerekçesiyle eylem yaptı. Davutoğlu Libya’ya gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, muhaliflerin başkent Trablus’a girerek Kaddafi iktidarını devirmesinin ardından bugün Uluslararası Libya Temas Grubu Dönem Başkanı sıfatıyla Bingazi’ye gidiyor. Davutoğlu, ziyaret öncesi ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın da arasında bulunduğu 11 ülkenin dışişleri bakanıyla telekonferans yöntemiyle bir görüşme gerçekleştirdi. Davutoğlu ve beraberindeki heyetin Etiyopya’daki temaslarını tamamlayarak bugün Addis Ababa’dan Bingazi’ye geçeceği belirtildi. Davutoğlu’nun Bingazi’de Ulusal Geçiş Konseyi yetkilileriyle görüşmesi bekleniyor. Davutoğlu, Libya ziyareti öncesi resmi temaslarda bulunduğu Etiyopya’da, Libya’daki gelişmelere ilişkin telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Davutoğlu, önce Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe ve eski Libya Temas Grubu Başkanı Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed al Nahyan ile görüştü. Bu görüşmelerin ardından Davutoğlu, Katar, Fransa, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, İtalya, Norveç, İsveç, Danimarka dış işleri bakanları ve İngiltere’nin dışişleri bakan yardımcısıyla görüştü. Bu telekonferans görüşmesinde, Libya Temas Grubu’nun siyasi direktörler düzeyinde bu hafta Türkiye’de toplanması kararlaştırıldı. Toplantının perşembe günü İstanbul’da yapılacağı bildirildi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise Libya’daki geçiş sürecinin başarıyla tamamlanması için Kaddafi’nin derhal adalete teslim olmasını beklediklerini söyledi. Devrim sonrası Libya Ç Fransız bakanla özel görüştü 1969 devriminden sonra ülkesini kalkındıran, petrolün bir damlasını bile Batı’ya ücretsiz vermeyen Arap slam sentezcisi üçüncü dünya lideri Kaddafi, kendisini sosyalist olarak tanımlıyordu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle