19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA 13 Alptekin’in mutluluğu İstanbul Haber Servisi Doğuştan bağ dokusu kas hastası olan 13 yaşındaki Alptekin Albayrak, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in girişimiyle akülü tekerlekli sandalyesine kavuştu. Alptekin, ismini vermek istemeyen bir hayırseverin aldığı akülü sandalye ile okuluna rahatlıkla gidebileceği için çok mutlu olduğunu söylerken Erzen de “Alptekin’in yüzüne tatlı bir tebessüm verebildiysek ne mutlu bizlere” dedi. Taşeron çalıştırılmaya direnen işçilere polis müdahalesi sırasında 5 işçi yaralandı Eylemdeki işçiye gözaltı MUSTAFA ÇAKIR SAVAŞ KÜRKLÜ Yumruğa çelenkli kınama ZONGULDAK (Cumhuriyet) Ereğli İlçesi Belediye Başkanı CHP’li Halil Posbıyık’a yönelik, Türk Metal Sendikası üyesi işçilerin, geçen cuma akşamı iftar çıkışı gerçekleştirdiği yumruklu saldırıyı kınamak isteyen bir grup, sendika önüne siyah çelenk bırakmak istedi. Sendika üyelerinin buna izin vermemesi üzerine çıkan tartışma kavgaya dönüştü. Tekme ve yumruklu kavgaya polis biber gazıyla müdahale etti. ANKARA/ADANA DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlıkİş) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde taşeron çalıştırmaya direnen 26 işçinin gözaltına alındığını, 5 arkadaşlarının da arbede sırasında yaralandığını söyledi. Çerkezoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile yargı kararlarına karşın Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinin taşeron işçi çalıştırmakta ısrar ettiklerini bildirdi. Türkiye’nin değişik illerindeki hastanelerde taşeron işçi olarak görev yapan sağlık çalışanları eylem Taşeron olarak görev yapan sağlık çalışanları eylemlerini sürdürürken, üzerindeki baskılar da artıyor. Son olarak Adana’da haklarını isteyen 26 işçi gözaltına alındı. lerle seslerini duyurmaya çalışıyor. Çerkezoğlu, Samsun Gazi Devlet Hastanesi’nde yıllık izin haklarını, tazminatlarını talep ettikleri için işten çıkarılan ve 205 gündür direnişte olan işçilerin geçen günlerde gözaltına alındıklarını anımsatarak, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde benzer olayların yaşandığını söyledi. Hastanelerde taşeron işçi çalıştırılamayacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile mahkeme kararları olduğunu dile getiren Çerkezoğlu, şöyle devam etti: “Sağlık alanında taşeron sisteminin hukuksuz ve uygulanamaz olduğu kabul edilmiştir. Üniversite hastaneleri artık bu ıs rardan vazgeçmelidir. İşçiler haklarının farkındadır. Bu haklarını ihale masalarında kaybetmek istemiyor. Sağlık Bakanlığı’nın, üniversite hastanelerinin işçilerin haklı taleplerini yerine getirmesini istiyoruz. Taşeron sistemi bütünüyle ortadan kaldırılmalıdır.” Çerkezoğlu, kadrolu işçiler ile taşeron işçilerin çalışma koşulları arasında hem maddi hem de özlük hakları bakımından büyük farklılıklar olduğuna da dikkat çekti. Bu arada SES Şube Başkanı Muzaffer Yüksel de konuyla ilgili bir açıklama yaparak, Balcalı çalışanlarına yapılan polis saldırısını ve olaylara neden olan Çukurova Üniversitesi yönetimini kınadıklarını açıkladı. ktidarda Dün Bugün!.. İktidarın taban tabana zıt politikaları neyi gösteriyor? Dün Kürt açılımı yapıyorlardı; İmralı görüşmeleri, BDP’yle kol kola ilişkiler, Habur karşılamaları... Kıbrıs’ta “Yes be annem” politikası! Ya bugün?.. Dün AB yanlısıydılar, bugün dondular! Mübarek dosttu önce, sonra devrilmesi gerekti. Kaddafi kardeşti, NATO operasyonuna ne gerek vardı; bugün AKP, Libya’yı bombalayan ortak gücün unsuru. Esad, ailecek kankaydı; bugün bir bakıma tehdit... Tutarlılık bunun neresinde? “Arap Baharı” diyorlar; dün “zalimlerin” baskısıyla bunalan halklar, özgürlüğe kavuşacakmış, demokrasi gelecekmiş. Yaşananların uzun erimde özgürlükle, demokrasiyle ilgisi yok. Baksanıza, demokrasi isteyenler Mısır’da askeri yönetimi işbaşına getirdiler... Ne oluyor peki? Irak’ta yaşanan süreç, gerçeği gözler önüne seriyor. Söz konusu ülkeler küresel sisteme entegre ediliyor, o kadar... Vahşi kapitalizmin tüketim toplumuna evrilecekler. Yandaş yönetimler kurulacak. Tüm varlıkları, zenginlikleri, özellikle de enerji kaynakları, çokuluslu şirketlerce bölüşülecek. Bunun bedeli, gerekirse milyonların yaşamı olacak. BOP haritasına göre ikiye, üçe bölünecekler... Sınırlar değişecek... Küresel sömürünün, kapitalizmin, özellikle kriz dönemlerinde savaşlara gereksinimi olduğunu da anımsayalım... İçeri dönüp bakarsak; Suriye iç meselemiz oldu, ne ilgisi varsa! Aslında küresel boyutu da olan iç meselemiz terör, orta yerde duruyor yıllardır. Başbakan önceki gün terör örgütünün esnaftan vergi toplama aşamasına geldiğini, buna asla “müsamaha” edilemeyeceğini söylüyor. Bu aşamalara da belirli “müsamahalarla” gelinmedi sanki! Irak’ta PKK kamplarını bombalamanın şehit cenazelerine tepkileri azaltma amacı taşıdığı, “gaz alma” operasyonu olduğu, ABD’nin sınır ötesi geçişe izin vermediği savlarına ne demeli? En önemlisi, terörün ülke sınırları içindeki yapılanması. Şimdi şahin kesilenlerin yıllardır sorunu önlemeye yönelik ciddi bir planlama yapmadıkları ortada. Öte yandan hangi ülke, sınırları dışında kendisine yönelik terör kamplarına seyirci kalabilir? Anımsayın, 2008 Şubatı’ndaki Güneş Operasyonu’nu? Kara birlikleriyle sınır ötesi kara harekâtının başlamasından birkaç gün sonra, stratejik ortak Amerikan Başkanı George Bush ve ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Türkiye’nin bir an önce geri çekilmesini istedi. Buna karşılık Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kandil alınmadan operasyonun bitmeyeceğini söyledi. Kimi yayın organlarında Türkiye’nin Irak’a kalıcı olarak yerleşeceği haberleri yer aldı. Ancak sınır ötesi harekât, 7. günde kamuoyunun beklemediği biçimde sona erdi. Ne olmuştu peki? Konuyu duyuran Irak Dışişleri Bakanı Zebari, Türk birliklerinin çekilmesinden memnunluk duyduklarını açıkladı... Gelelim yaman bir çelişkiye... Batı, PKK’yi sözde “terör örgütü” ilan ediyor, çalışmalarını kısmen engelliyor, İran’a karşı savaşan PKK’nin unsuru PJAK’ı ise destekliyor. İran kara birlikleriyle Irak’a girerek PJAK’a darbe üstüne darbe vuruyor, Türkiye ise hava kuvvetleriyle yetiniyor. Tıpkı Güneş Operasyonu’nda olduğu gibi, vardır bir izahı?.. YEN GENEL MÜDÜR, ÇALIŞANLARI EMEKL L ĞE ZORLARKEN, KABUL ETMEYENLER N DE YER N DEĞ ŞT R YOR FIRAT KOZOK Evliyaoğlu toprağa verildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Geçirdiği rahatsızlık sonucu yaşamını yitiren eski milletvekili Gökhan Evliyaoğlu, dün toprağa verildi.196165 yılları arasında milletvekilliği yapan Evliyaoğlu için TBMM’de de tören düzenlendi. Evliyaoğlu’nun cenazesi Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. AA’da kadro temizliği ANKARA Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü’ne atanan eski Başbakanlık Sözcüsü Kemal Öztürk, görevine hızlı başladı. Son 1 hafta içerisinde yaklaşık 70 çalışan emekliliğe zorlanırken, emekliliğe hak kazanmayan 52 kişinin de görev yerleri değiştirildi. Başbakanlık muhabirlerine uyguladığı baskı ve sansürle adı gündeme gelen Öztürk’ün hızlı yükselişi, AKP iktidarıyla başlamıştı. Başbakan Erdoğan’ın basın danışmanlığını da yapan Öztürk, AA Genel Müdürü olduktan hemen sonra “kadro temizliğine” başladı. Öztürk, emekliliği yaklaşan isimler üzerinde baskı kurarken, emekliliğine uzun zaman olanların da yerlerini değiştirerek kurumdan ayrılmaya zorluyor. Edindiğimiz bilgilere göre, 52 kişinin görev yerini değiştiren Öztürk, yaklaşık 70 kişiden de emeklilik dilekçesi imzalamalarını istedi. Bu kişi lere 4 Ekim’e kadar süre tanındı. TGS’den açıklama Türkiye Gazeteciler Sendikası Yönetim Kurulu, Öztürk’ün uygulamalarını sert bir dille eleştirdi. Sendika, “Emekliliğe zorlama, görevden alma, istek dışı atamalar, gereksiz yere uyarı cezaları verilmesi gibi uygulamalar çalışanların geleceğe yönelik endişe ve kaygılarını arttırdı, işyeri barışını yok etti” dedi. Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] Beyoğlu: AKP ‘Görevini’ Yapıyor, Peki ya CHP? Son günlerde aralarında konuşan AKP’liler “yahu ne kadar kolay oluyor artık her şey” diye birbirleriyle gülüşüyorlardır. Gerçekten de her şey onlar adına her konuda mükemmel gidiyor. Artık her dedikleri emir: Tak fişi bitir işi. Beyoğlu çıkarmasını AKP yıllardır sabırlı şekilde planladı, tezgâhı hazırladı. Oralardan her geçtiklerinde, değişik yerlerde eğlenen insanlar onlara battı. “Siz daha keyfinizi sürün, son gülen iyi güler” dediler. Güçlenmeyi beklediler sabırla. Sırayla basın, ordu, yargı ve sonunda ideolojik olarak CHP yok olduktan sonra “Yallah” diye saldırdılar. Ne de olsa geçen yıl “yetmez ama evet”çilerin saflıktan yerlerde sürünen desteğini de arkalarına alıp hukuk kapısını sağlamca kapatmışlardı. Bahaneler hazırdı. “Yola taştınız” dediler, Asmalı’da masaları ve sandalyeleri hoyratça kaldırdılar… Gülünç şekilde “ruhsatınız yok” deyip o etrafa neşe saçarak güler yüzle çalan müzisyenleri, hem de enstrümanlarına el koyarak yok ettiler. Yetmedi, Galata’da keyifle kadeh tokuşturan masalara taktılar, onları da topladılar. Şimdi müşterilerinin yüzde 90’ını kaybeden ve nefesleri kesilen işletmelerin çaresizlik içinde yok olmalarını heyecanla bekliyorlar. “Pera”da yaşananlar tarihisinematografik sahneler. Evet, ama “yetmez…” Tüm işletmeler bir araya gelerek referandumla “artık Türkiye’de yeni bir ileri demokrasi dönemi”nin başladığını anlatan numaracı Cumhuriyetçilerden yerlerden tükürdüklerini yalamalarını istemeliler. Belki böylece saçtıkları çamurları temizleyip Beyoğlu’nu kurtarabilirler. Renkli laleler, Dalton kardeşler… Artık ortalarda fink atmıyorlar. Aynen “hoşgörü” kelimesi gibi kullanım süreleri doldu, şimdi yıkım sürecinde onlara gerek kalmadı. (Hoşgörünün, türban için bile geçerliliği kalmadı, Kılıçdaroğlu sağ olsun!) “Laikçi”ler dedikleri çağdaş insanlara karşı tam tersine güçlerinin yettiği her noktada çemberi daraltıyorlar. AKP’lilerin özgürlük kelimesi ile tek ilişkileri ona kökten düşmanlıkları. Onlar her gülücüğe, flörte, hatta heykele buz gibi bakıyorlar. Sırayla attıkları her adımın hedefi, herhalde “kâfir yuvası” muamelesi gören Beyoğlu’nu ıslah edip Fatih’e benzetmek. Son haftalarda Beyoğlu’nun yalnız yaşam tarzına değil, ideo HARB SEM H POROY lojisine de saldırdılar. Cumhuriyetçi Aydınlık gazetesi ve İşçi Partisi de bu hoşgörü çıkarmasından nasibini aldı. “İleri demokratlar” muhalefet hakkına şans tanımak istemiyorlar. Haklı eylemlere imza atan “Hepimiz Ermeniyiz” grubundan tut da, Şener ve Şık savunucularına veya büyük medyanın şöhretlerine kadar, kimsenin de kılı kıpırdamadı! Hani o ulvi demokrasi kelimesinin anlamı içinde, düşmanlarının bile ifade hakkı için can vermeye meraklılardı? Geçiniz efendim… Bir parti hatırlıyorum. Atatürk’ün kurduğu, ardından da yıllarca karanlıkla, Menderes’le, AP’yle, Özal’la, AKP’yle yıllarca, başarılı olsa da olmasa da mücadele eden… Bugün o parti de tüm ideolojik altyapısından kopmuş. Laiklik, Cumhuriyet, çağdaş yaşam artık ana kapsama alanından çıkmış! CHP, maalesef ne barrestoranları, ne sokak müzisyenlerini, ne heykeltıraşları savunmaya değer görüyor. Varsa yoksa AKP’ye benzeme yarışı ve ailelere yapılacak 600 TL’lik yardım paketi… Bu dönemde yaşananlar, normalde CHP’nin her gününü sokakta geçirerek AKP politikalarının mağdurlarıyla dayanışmasını gerektiriyor. Ama bunlar gerçek hayatta karşılık bulamıyor. CHP Milletvekili İsa Gök’ün bireysel çabaları dışında CHP’yi pek ortalarda göremedik. Açık konuşmak gerekirse, CHP’nin İşçi Partisi’nin çözümlemeleri ve Aydınlık gazetesini daha yakından takip edip muhalefet stilini gözden geçirmesi lazım. CHP konuyu kavramayı başarsa, bugün yurdu ayağa kaldırabilir. Ama CHP, iktidar partisine benzemeye çalışıp onun seçmenlerini ürkütmemekten başka bir düşünce geliştiremez durumda! Kim bilir tepemizdeki bu sıkıntı bulutları veya CHP hakkında büyük şair Can Yücel ne derdi? Mezarına bile tahammül edemeyip ölülere bile “hoşgörü” ile yaklaşmayı düşünemeyen beyni çürümüş güruh hakkında mesela? Beyoğlu’nda yudumlayacağı içkisine bile katlanamayan özürlülerin alnına hangi dizelerini yapıştırırdı? Bu sorulara “Can Baba” adına yanıt arayan çok seveni oldu. Yıkılan mezartaşı anıtın sahibi “kader” dostum Mehmet Aksoy’la beraber Yücel’i anmak üzere UPSD olarak yarın (çarşamba), ortak bir basın toplantısı yapacağız: Taxim Hill Hotel, Sıraselviler Caddesi, saat 10.30. HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] BULUT BEBEK NURAY Ç FTÇ BULMACA SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEK LER KEMAL URGENÇ [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇEL K [email protected] YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yaşlı ve zayıf kimse. 2/ Kemiklerin yuvarlak ucu... Osmanlılar döneminde vergi ve haraç vermeyen Müslüman ahali. 3/ Durgun su.. Briçte roberi oluşturan iki bölümden her biri. 4/ Memelilerde asalak olarak yaşayan ipsi solucan... Tantal elementinin simgesi. 5/ Kokmuş hayvan ölüsü... Doğu Karadeniz yöresine özgü ipek başörtüsü. 6/ Çabuk davranan, çevik... Meriç Irmağı deltasında, birçok kuş türünü barındıran ve “tabiatı koruma alanı” kapsamına alınan bir göl. 7/ Yinelenen dize. 8/ Yol kontrol ve bakımı için demiryollarında kullanılan küçük araba... Bir nota. 9/ Hindu inanışında, tanrısal bir varlığın dünyadaki bir kötülüğe karşı koymak üzere insan ya da hayvan bedenine bürünmesi. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Bir çimento türü. 1 2/ Yoksullara yiyecek dağıtan hayır 2 kurumu... Eski Mı 3 sır’da güneş tanrısı. 4 3/ Moldova’nın başkenti. 4/ Türk 5 tuluat tiyatrosunda 6 baş komik görevin7 deki uşak tiplemesi... Vaktinde kılın 8 mayan namazı ya 9 da tutulmayan oru1 2 3 4 5 6 7 8 9 cu sonradan dinsel kurallara uygun olarak yerine 1 B A H A İ L İ K getirme. 5/ Uğurlu sayılan 2 E C İ R A N I K şey... Kısık sesli küçük 3 R A S A T İ T A keman. 6/ Utanç duyma.. 4 G R A F İ T A L Orta Afrika’da büyükbaş 5 A R A T A N T hayvanlarda görülen uyku 6M A T A R A Ç A hastalığı. 7/ Cilve... “N Z A B dediğin demir kale/Ya 7 O T O A U R A alınır ya alınmaz” (Ka 8 T E L A L E V A N T E N racaoğlan). 8/ Halojenler 9 grubunun dördüncü ametali olan yalın cisim... Çocuğun eğitim ve öğretimiyle ilgili erkek bakıcı. 9/ Sarma tekniğiyle yapılan bir tür işleme. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle