Katalog

SAYFA CUMHUR YET 23 AĞUSTOS 2011 SALI 6 HABERLER Balyoz Harekât Planı davasında yargılanan tutuklu sanık Tuğamiral Cem Aziz Çakmak, hakkındaki suçlamaları eleştirdi ‘İddianameyi reddediyorum’ HAT CE TUNCER Balyoz Harekât Planı davasında tutuklu sanıklar Tuğamiral Cem Aziz Çakmak ve Albay Tayfun Duman 2002 tarihinde dönemin Donanma Komutanı Özden Örnek’in haklarında soruşturma emri verdiğini ve o nedenle askeri mahkemede yargılandıklarını anlatarak “Bir amiralin mahkemeye sevk ettiği bir subayı sözde gizli yapıda görevlendirmesini akıl ve mantık kabul eder mi” diyerek iddianamedeyi eleştirdi. Tuğamiral Çakmak savunmasına, “Hiçbir maddi delil içermeyen kasdi yanlışlıklar ile dolu ve tamaman sahte dijital verilere dayanan iddianameyi, polis tespit tutanaklarıyla fezlekelerini ve memleketimizin şehirlerinden fışkıran, fışkırabilecek dijital ortamda üretilen veya üretilecek hakkımdaki tüm iddiaları şimdiden lanetle reddediyorum” sözleriyle başladı. Sanık ve avukatların bugüne kadar yaptıkları savunmalarda, ortaya koy ALBAY TÜRKŞEN: B R SAVUNMA YAPTIM HAYATIM DEĞ ŞT ’ Tutuklu sanık Albay Ali Türkşen, Poyrazköy duruşmalarında yaptığı savunma nedeniyle Balyoz ve Gölcük davalarında sanık olduğunu söyledi. Yazar Orhan Pamuk’un sözlerine atıfta bulunan Türkşen “Hani Nobel ödüllü yazarımız diyor ya ‘Bir kitap okudum, hayatım değişti’ diye. Ben de ‘Bir savunma yaptım hayatım değişti’ diyorum” dedi. Savcılık sorgusunda kendisidukları zaman, mekân, şahıs, kavram hataları ve sahte dijital verilerle davanın çöktüğünü savunan Tuğamiral Çakmak şöyle devam etti: “Bizleri bir süre daha çöken bu sahte davanın enkazında tutabilirsiniz. Ancak asıl soru bu davanın sonunda enkazın altında kimlerin kalacağıdır.” Hazırladığı iddia edilen 3 Ocak 2003 tarihli “Öncelikli ve özellikli personel listesi”nde bir subayın bir NATO komutanlığı olan CCMAR NAPLES’te görevli olduğunun yazıldığına dikkat çeken Çakmak, “Bu ne 41 kişinin isminin yer aldığı “Operasyonel Faaliyetleri Yürütecek Personel Listesi” gösterildiğinde şaşırtığını belirten Türkşen “Savcı bana ‘yapmışsınız Albayım rapor var’ deyip, başını diğer savcıya çevirdi. Diğer savcı da bana engizisyon döneminden kalma ‘Albayım yapmadıysanız, yapmadığınızı ıspatlayacaksınız o zaman’ diye tarihi bir cümle kurdu” dedi. mahkemeye sevk eden, diğer bir ifadeyle bana güvenini yitirdiğini açıkça göstermiş olan Oramiral Özden Örnek’in sözde böyle bir gayri yasal oluşumda beni görevlendirmesi mümkün müdür?” Tuğamiral Çakmak, “Akıl, mantık, hukuk, adalet ve vicdan gibi kavramların anlamını yitirdiği bu davada adeta ‘önce idamlarına karar verelim, sonra tanıkları dinleyip delilleri değerlendiririz’ tutumunun benimsendiği izlenimini veren mahkemenizin objektiflik ve tarafsızlı komutanlık 1 Temmuz 2004 tarihinde kurulmuştur. Savcılar iddianamede bu konuyu görmezlikten gelmişler” diye konuştu. Balyoz Planı kapsamında Suga Harekât Planı’nı hazırladığı iddia edilen tutuklu sanık emekli Oramiral Özden Örnek’in Donanma Komutanı olduğu 2002 yılında kendisini askeri mahkemeye sevk ettiğini anlatan Çakmak şu soruları yöneltti: “2002 yılında beni TSK’den ihraç edilmek üzere askeri ‘Beni ihraç etmek istedi’ ğı tartışılır hale gelmenin ötesini geçmiştir” diye konuştu. Balyoz davasının Türk ordusu ve donanmasının tasfiye harekâtı olduğunu savunan Çakmak, savunmasını şu sözlerle tamamladı: “Hiçbir ülkenin hakkımızda ‘bizim çocuklar başardı’ diyemeyeceği için buradayız. Başımıza çuval geçiremeyeceklerini bildikleri için buradayız. Atatürkçü kimliğimiz nedeniyle buradayız. Özgürlüğümün çalınması nedeniyle 16 Nisan tarihinde düğün davetiyelerini yakmak zorunda kalan kızıma bunu bize yapanlardan ve destekçilerinden hesap soracağıma dair söz verdim ve sözümü tutacağım. Hainlik ve ihanetin odağı olan ve dış mihraklara uşaklık eden şerefsizlere sesleniyorum. Bu koltuklara oturacaksınız ve vatana ihanetten yargılanacaksınız” Deniz Kurmay Albay Tayfun Duman da, 8 Nisan 2002 tarihinde Örnek tarafından askeri soruşturma açılmasına dair emir verdiğini anlatarak “Askeri mahkemede 12 duruşma sonrasında beraat ettim. Öyle bir tesadüftür ki sözde Balyoz planının görüşüldüğü seminerin son günü olan 7 Mart 2003 tarihinde ben Askeri Mahkemede 2. duruşmadaydım” dedi. Kendisinin yazdığı iddia edilen listeleri hazırlamasının hayatın ve askerliğin olağan akışına aykırı olduğunu savunan Duman, Genelkurmay Başkanlığı’nın kendisine tahsil edilmiş bir bilgisayar olmadığına ilişkin yazıya heyetin dikkatini çekti. Tutuklu sanık Tümamiral Soner Polat ise savunmasına, yazarımız Meriç Velidedeoğlu’nun Cumhuriyet Gazetesi’nde 10 Haziran 2011 tarihinde yayınlanan yazısından “75 milyonun canını, ülkenin sınırlarını ve bütünlüğünü korumakla görevli bu insanları, bu askerleri; inanılmayacak sayıda yanlışlarla dolu, ciddiyetten uzak bir biçimde hazırlanmış, düzmeceyim diye adeta haykıran bir iddianame ile yargılama, yalnızca askerin onurunu kırmaya kalkışmak değil, yargıyı da bu maskaralığa bir bakıma alet etmektir” şeklindeki bölümü okuyarak başladı. İddianamenin bazı sanıklar tarafından “iftiraname” olarak isimlendirildiğinin altını çizen Tümamiral Polat, soruşturma savcılarının lehte olan delilleri sümenaltı ettiğini savundu. 163 kişi hakkında tutuklama kararı çıkan 11 Şubat’taki duruşmada bulunmasına karşın hakkında yakalama kararı verildiğini anlatan Polat “Günlerce kendimi tutuklatmak için uğraştım” dedi. Deniz Kurmay Albay Barbaros Büyüksağnak’ın avukatı Şule Nazlıoğlu Erol, müvekkilinin suç tarihinde İtalya’da olduğunu belirterek “Büyüksağnak’ın tek yumurta ikizi olmadığına göre bir kişi aynı anda iki yerde olamaz” dedi. Davanın ikiz kardeşi emekli tuğamiral Hüseyin Hoşgit ile birlikte tutuklu yargılanan Emekli tuğamiral Hasan Hoşgit, “Avukat Hanım’a itiraz ediyorum. Benim ikizim (Hüseyin Hoşgit) de burada birlikte yargılanıyoruz. Hem de tek yumurta ikizim. Ama bizim bir suçumuz yok ikimizde buradayız” diye açıklamada bulundu. DD ALARA YANIT: G.Kurmay’ın talimatıyla toplantı yapıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu’nun talimatıyla, Balyoz davası nedeniyle Hasdal Askeri Cezaevi’nde yatan askerlerin tahliyesi için gizli toplantı yapıldığı haberlerine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Bahse konu toplantının Genelkurmay Başkanı’nın talimatıyla Genelkurmay Adli Müşavirliği koordinatörlüğünde, kuvvet komutanlıklarının adli müşavirlerinin katılımıyla icra edildiğini” bildirildi. Bu çalışmanın, kurumsal görüş bildirmeye hazırlık amaçlı teknik seviyede bir faaliyet olduğu belirtilerek “Bu nedenle toplantıya, yazılarda belirtilen anlamı yüklemek yanlıştır” ifadesi kullanıldı. Genelkurmay’ın internet sitesinden yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’nda yapılan bir toplantıdan bahsedildiği hatırlatıldı. “Bahse konu toplantı, Genelkurmay Başkanı’nın talimatıyla Genelkurmay Adli Müşavirliği koordinatörlüğünde, kuvvet komutanlıklarının adli müşavirlerinin katılımıyla icra edilmiştir” ifadesine yer verilen açıklamada, toplantıda, yeni yasama döneminde CMK’de ve askeri hukuki mevzuatta yapılması düşünülen yeni düzenlemelerin neler olabileceği üzerinde değerlendirmeler yapıldığı bildirildi. Açıklamada, “Bu çalışma, kurumsal görüş bildirmeye hazırlık amaçlı, teknik seviyede bir faaliyettir. Bu nedenle toplantıya, yazılarda belirtilen anlamı yüklemek yanlıştır” ifadesi kullanıldı. ‘Lehteki delile sumen altı’ Mehmet Perinçek, M. Bedri Gültekin, Erkan Önsel ve Turhan Özlü mahkemeye sevk edildi 4 kişiye tutuklama istemi İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan İşçi Partisi (İP) Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı ve Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Doğu Perinçek’in oğlu Mehmet Perinçek ile Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal çalışanlarının da aralarında bulunduğu dokuz kişi dün adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından 5 kişi serbest bırakılırken Mehmet Perinçek’in de aralarında bulunduğu 4 kişi tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. İP Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin, Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turan Özlü, Aydınlık Gazetesi İstihbarat Şefi Mehmet Bozkurt, Ulusal Kanal muhabiri İlyas Gümrükçü dün sabah saat 09.15 sıralarında Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. İstanbul Üniversitesi’nde araştırma görevlisi Mehmet Perinçek ve Aydınlık gazetesi çalışanları Ruhsar Şenoğlu, Özlem Konurusta ve Caner Taşpınar ise öğleden sonra saat 15.00 sıralarında adliyeye sevk edildi. Sağlık kontrollerinin ardından, soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız’a ifade veren gruba, yakınları ve İP üyeleri de destek verdi. Eşzamanlı operasyonla gözaltına alınan ve emniyette açlık grevine başlayan İP yöneticileri ve gazeteciler, emniyette susma haklarını kullandılar. Gazetecilere, savcılıkta, yaptıkları haberlerle ilgili sorular yöneltildiği öğrenildi. Savcı Kansız, şüphelilerden Mehmet Perinçek, İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin, İP İstanbul İl Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel ile Ulusal ‘RESEPS YON PTAL’ Bürosu) ANKARA (Cumhuriyet Başkanlığı, 30 Genelkurmay kutlamaAğustos Zafer Bayramı n resepları çerçevesinde verile ni açıkladı. siyonların iptal edildiği rde yaşadıDuyuruda “Son günle olaylar nedeniyle ğımız üzücü Türk milleşehitlerimize ve yüce e duydutinin manevi değerlerin n dolayı bu ğumuz derin saygıda ere sosyal yıla mahsus olmak üz psiyon, halk konetkinlikler (rese denildi. seri) yapılmayacaktır” Taş: Ülkemiz gözaltında ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ve beraberindeki bir heyet dün Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan şçi Partisi ( P) yöneticileri, Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal çalışanlarına destek amacıyla 3 gündür açlık grevinde olan partili ve gazetecileri ziyaret etti. “Yaşasın devrimci dayanışma”, “Özgür basın, özgür Türkiye”, “Bası na özgürlük, kahrolsun faşist dikdatörlük” sloganları ile karşılanan Alper Taş, basın kuruluşlarına ve anayasaya göre siyaset yapma hakkı olan şçi Partisi’ne yapılan operasyonu şiddetle kınadıklarını belirtti. Taş, “Ülkemiz gözaltında. Bir dava yaratmışlar herkesi o davanın içine sıkıştırmaya çalışıyorlar. Kürt siyasetinin temsilcilerini ‘KCK’, devrimci sosyalistleri ‘Devrimci Karargâh’, ulusal düşünceye sahip insanları ise ‘Ergenekon’dan tutukluyorlar” dedi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Davanın ikizleri Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turhan Özlü’yü tutuklanmaları istemiyle İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk etti. Kansız, ifadelerini aldığı Mehmet Bozkurt, İlyas Gümrükçü, Ruhsar Şenoğlu, Özlem Konar Usta ve Caner Taşpınar’ı ise serbest bıraktı. CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter: Bu işkence Serter arkadaşlarının serbest bırakılması için açlık grevine giren Ulusal Kanal, Aydınlık gazetesi ve İşçi Partisi üyelerine destek amacıyla İstiklal Caddesi Deva Çıkmazı’ndaki Ulusal Kanal önüne geldi. Serter burada yaptığı açıklamada “Başka ülkelerde herhangi bir siyasi parti mensubu ya da herhangi bir parlamentere karşı küçük de olsa bir hukuksuzluk olsa veya bir gözaltı du rumu söz konusu olduğunda bu hemen gündeme getiriliyor. AmaTürkiye’de uzunca bir süredir hem CHP’den, şu anda milletvekili seçilen sayın Balbay ve Haberal, hem İşçi Partisi Genel Başkanı ve partinin yöneticileri çok uzunca bir süredir gerçekten biri işkence ile yüz yüzeler, ruhsal ve psikolojik bir işkence. Fakat Batılı ülkeler bu konuda sessiz” diye konuştu. HABERAL ÇAPA’YA NAKLED LD ‘Ani ölüm riski’ teşhisine doğrulama İstanbul Haber Servisi Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nde tedavi altında bulunan İkinci “Ergenekon” davasının tutuklu sanığı ve CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, İstanbul Üniversitesi (İ.Ü) İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’ne (Çapa) nakledildi. Fakültenin Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda yapılan anjiyo ve elektrofizyoloji testleri Mehmet Haberal’a daha önce konulan ve ani ölüm riski bulunan “ventriküler taşikardi” teşhisi doğrulandı. Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı, Haberal’a elektrofizyolojik test ve anjiyo yapıldığını anlattı. Helvacı, uzmanların Haberal’ın hastalığının doğuştan olması nedeniyle stres ve üzüntünün hastalığı tetikleyerek ani ölümlere neden olabileceğini söylediklerini belirtti. Helvacı, “Literatüre göre hayati risk yüzde 24 civarında.” Haberal’ın 78 sat müşahade altında tutulacağını ifade eden Avukat Helvacı “Bu testlerden sonra tekrar Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’ne gönderileceği söyleniyor. Hem sürekli oradan oraya sevk hastanın sağlık durumunu etkiliyor hem de bir komplikasyon durumunda müvekkilime davalı olduğu doktorlar müdahale edecek” dedi. BALYOZ SORUŞTURMASI Koramiral Cora tutuklandı Amirallere Suikast Davası kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan Koramiral Deniz Cora dün tutuklandı. Beşiktaş’taki stanbul Adliyesi’ne gelen Cora, stanbul Merkez Komutanlığı’na ait sivil araçla Çırağan Caddesi üzerindeki savcı ve hâkimlerin kullandığı kapıdan giriş yaptı. Cora, daha sonra mahkeme yazıişlerinin bulunduğu kata çıktı. stanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkan Deniz Cora’nın hakkındaki yakalama emri, yüzüne karşı okundu. Mahkeme, Cora’nın tutuklanmasına karar verdi. Cora, davanın görüleceği ilk duruşma olan 12 Eylül’de savunma yapacağını söyledi. Cora daha sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. (Fotoğraf: AA) ki kurmay albay tutuklandı İstanbul Haber Servisi Balyoz Planı soruşturması kapsamında kurmay albaylar Levent Kerim Uça ve Murat Özenalp dün tutuklandı. İstanbul Merkez Komutanlığı’na bağlı sivil plakalı bir araçla gelen kurmay Albaylar Bora Oyurdu, Levent Kerim Uça ve Murat Özenalp ile emekli Yarbay Binali Aydoğdu’nun, Balyoz Planı’na ilişkin soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından ifadeleri alındı. Savcı Ayar, Oyurdu, Uça ve Özenalp’i tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk ederken, Aydoğdu’yu serbest bıraktı. İstanbul nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce de tekrar ifadeleri alınan 3 kurmay albaydan Uça ve Özenalp’in tutuklanmasına, Oyurdu’nun serbest bırakılmasına karar verildi. C MY B C MY B