19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Türkiye, Suriye, Ürdün ve Lübnan arasında, AB’ye alternatif gösterilen Şamgen, olaylar yüzünden durdu Şamgen oldu kangren ŞEHR BAN KIRAÇ Türkiye’nin büyük umutlar bağladığı Türkye, Suriye, Ürdün ve Lübnan arasında kurulması planlanan, bu ülkeler arasında vizenin de kaldırılmasını öngören ve bir anlamda AB’ye alternatif olarak gösterilen Şamgen projesi Suriye’de yaşanan olaylar yüzünden rafa kalktı. 4 ülke arasında ulaştırma, enerji, ticaret ve turizm olmak üzere 4 alanda işbirliğini hedefleyen Şamgen’de şimdilik umutlar başka bahara kaldı. Haziran 2010’da 4 ülkenin dışişleri bakanları yüksek düzeyde işbirliği konseyi anlaşması imzalarken 4 ülke arasında serbest ticaret ve serbest vize anlayışına dayanan çalışma da başlatılmıştı. Sektörel bazda Türkiye’nin ticaret, Suriye’nin enerji, Ürdün’ün ulaştırma ve Lübnan’ın turizm koordinasyonunu sağlaması hedeflenirken bu işbirliğinin bölgenin gele Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Suriye’de ve Ortadoğu ülkelerinde yaşanan karışıklıklar nedeniyle Şamgen projesi rafa kalktı. Şu anda 4 ülkenin ulaştırma bakanlarının bir araya gelmesi bile mümkün görünmüyor. ceği ve kaderi açısından büyük önem arz etmesi bekleniyordu. Ortak vize anlaşmasıyla turistlerin masraflarının azaltılması ve ülkelerin birbirinden daha çok turist çekmesi de hedefleniyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kasım 2010’da, Lübnan ziyaretinde Arap Bankalar Birliği’nde Türkiye’nin arka arkaya Suriye, Lübnan, Libya ve Ürdün ile vizeleri karşılıklı olarak kaldırdığını hatırlatarak Şamgen için “AB, ‘Schengen’ diyor. Peki biz niye kendi aramızda bir benzerini rahatlıkla yapamıyoruz? Nedir bu anlamsızlık, nedir bu korku, nedir bu çekince? Bunu anlamak mümkün değil” demişti. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre Suriye’de ve Ortadoğu ülkelerinde yaşanan karışıklıklar nedeniyle Şamgen projesinin şimdilik rafa kalktı. mzalansaydı da uygulanamazdı Diplomatik kaynakların yaptıkları açıklamada “Şamgen kapsamında bazı adımlar atıldı. Vize bunlardan bir tanesiydi. 4’lü bir serbest dolaşım sahası yaratacak şekilde bir düzenleme yapılması tabii ki gündemdeydi. Ama bazı konular Suriye’deki gelişmeler nedeniyle askıda. Şu anda 4 ülkenin ulaştırma bakanları toplanmak istese pek bir araya gelebileceklerini sanmıyorum” denildi. Ortadoğu Ekonomi Derneği Başkanı ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Serdar Sayan, “Şamgen Suriye’deki olaylar olmasaydı ticaretin canlanmasına katkıda buluAvrupa Borsaları dün de inişli çıkışlı bir gün geçirdi. nabilecek bir projeydi. Ortadoğu’da vizenin serbestleştirilmesi ticareti kolaylaştırıcı bir durum olacaktı. Ama şimdi Suriye’de olan biteni düşünürsek Şamgen’nin resmi olarak devreye girmesi olanaklı görünmüyor. Anlaşma imzalanmış olsaydı bile, Suriye’deki gelişmeler bunun uygulanmasını olanaksız kılacaktı. Ancak sonunda Suriye’ye demokrasi ile birlikte istikrar da gelirse Şamgen’in yürürlüğe girebileceğini ve etkin olacağını düşünüyorum” diye konuştu. Öte yandan 2011’in ilk 7 ayında Türkiye’nin Suriye’ye yaptığı ihracat da hız kesti. Ocaktemmuz döneminde Suriye’ye yapılan ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0.95 artışla 1 milyar 14 milyon dolar oldu. En çok ihracat yapılan ilk 20 ülke arasında Suriye 1 basamak gerileyerek 19. sıraya indi. Olmuyor, Piyasalar Sakinleştirilemiyor... Dün bir televizyon kanalında günlük piyasalar haberine yukardaki cümlelerle girildi.. Gazetemizin dünkü 8. sayfasında dış basından derlemeler her zamanki gibi düşündürücü, ders verici.. Londra varoşlarından, yılların katlanan yoksullaşmasında; gençlerin kendilerini rap ve hip hop’la dile getirmeleri.. Çok fazla anlam yüklendiği için haberlerde “düş kırıklığı olarak” açıklanan, BerlinParis liderler görüşmesinden çıkan sonucun; “sürekli kriz yönetimi” olarak özetlenmesi.. ABD ekonomisinin anlatımında çizilen “batan gemi” karikatüründe, ne yapılacağı sorulan kaptan Obama’nın ancak gemi battıktan sonra, suyun altından gelen “bekleyin bir planım daha var” seslenişi... Ekonomistler, NTV’nin dünyada yaşanmış büyük ekonomik krizlerin masaya yatırıldığı tartışmasında, tarihi gerçekleri birbirlerine eklemleyerek, tüm dünya büyük ekonomik krizlerinin arkasından kendi koşullarına özgü büyük savaşların geldiğini ayrıntıları ile açıkladılar. İçinde yaşanılan büyük, zamana yayılmış krizin de kaçınılmaz dünya paylaşım dengeleri, ekonomi ilişkilerini kökten değiştireceğinin, geriye dönüşün söz konusu olamayacağının altını çizerek, bu değişim dalgalarının zamana yayılması, yumuşak etkiler yaratması dileklerini eklediler. Şom ağızlılık yapmama adına, tarihte yaşanmış büyük savaşların benzeri olasılıklardan söz etmek istemediler.. Kapitalizmin büyük krizleri sürecinde gelir dağılımında bozulmaların kaçınılmaz bir sonuç olduğunun, patlayan işsizlik, yoksullaşma, yoksunlaşma ile en alttan, dipten büyük dalgaların ortaya çıktığı gerçeğinin altını çizerlerken, klasik bilim içinde yerini almış Marx’ın öngördüğü işçi sınıfı örgütlülüğü koşullarının görülmemesi hallerinde, örneklerini sık sık gördüğümüz yönünü bulamamış toplumsal patlamaların kaçınılmaz olduğunu örnekleri ile verdiler. Tersine bir refleks de, eski düzene özlemin bir yansıması, sistemin korunması özlemi olarak sağdan, ırkçı, dinci olarak tanımlanabilecek özlemlerle ortaya çıkan hareketler. Nazilerin ırkçılığının bütün dünyayı kasıp kavurması, Hitler olayı, dünya savaşı çarpıcı örnek olarak tarihteki yerini almış konumda. Günümüzde Lonrda, derken Hamburg işsizleryoksul, yoksunlar patllamaları, Norveç’teki ötekileri hedef almış ırkçı katliam günümüz gelişmelerinde iki uclu enerji, tepki birikimlerinin kaygı duyulması, dersler çıkarılması gereken örnekleri değiller mi? Zengin Kuzey dünyasının boyutları, süresi henüz öngörülemeyen içinde olduğumuz küreselleşmiş kapitalizm, piyasalar düzeninin, tek kutuplu dünyanın büyük krizinin sonuçları üzerine şimdiden yaşadıklarımız böyle.. Yoksul Güney dünyasındaki yansımaları, çok önceden, çok daha acımasız boyutlarıyla, yoksul Güney dünyasındaki milyarlarla dünyalının yaşamlarının bir parçası haline gelmişti bile.. Tek kutuplu dünya düzeninde küreselleşen bir tek dini imanı olmayan paranın kuralları, sanal piyasalar düzeni olunca bölgeler, ülkeler arasındaki uçurumlar öylesine katlandı ki.. İnsan eksenli, küreselleşebilen, güçlenen tek bir örgüt, emekten yana ideolojik duruş da olmayınca.. İnsanların, toplumların kendilerine savunmada öne çıkan reflekleri doğaldır ki en ilkel koşullarda, ırklar, dinler, mezhepler, aşiretler, aileler, bireyin kendini kurtarması kavramları.. ayrışmasında geriye dönük, en ilkel biçimlerde yaşandı. Teorisyenlerin diliyle en altta kalmamak, en yoksul olmamak adına yerel, ilkel parçalanmalar, savaşlar.. dünyanın her yerinde, piyasalar düzenini besleyen, kaynakları daha az elde, daha acımasız toplayan, kan emici bir ideolojik yapılaşma olarak sonuçlarını verdi.. Geçmiş yüzyıllarda kaldığını sandığımız klasik sömürgecilik düzeninin sonuçlarından daha da insanlık dışı olaylar yaşandı, yaşanıyor.. Televizyonlardaki açlıktan ölen çocuklarının görüntüleri ile bakamadığımız Somali örneği yoksul Güney dünyasında yaşanan sonuçların sadeci bir boyutu. Arap baharları patlamaları umut ponpalanan, ancak sonuçları sorgulanan başkaldırı örnekleri.. Dün yorumsuz düz haber yapmaya çalışan bir arkadaşımızın gidişi noktalanma sürecinde Kaddafi’nin Libyası’ndaki gelişmeleri anlatırken, “Gaddar, diktatördü ancak petrol gelirinden halkına pay verdiği için uzun süre ayakta kaldı. Gelecek yönetimlerin Libya petrol gelirlerini nasıl bir öncelikle dağıtacağı henüz belli değil..” sözleri üzerinde gerçekten düşünmeli.. Parçalanarak özgürleştirilen Yugoslavya da, Avrupa’nın içinde 9 devletçiğin halklarının çok daha yoksul, yoksun, çaresiz olmaları, küreselleşme sonrası parçalanmış, özgürleştirilmiş tüm ülkelerde yaşananların tipik örneği.. Dökülen taze kanla, yaratılmış geleceğe dönük düşmanlık tohumlarının sonuçları cabası.. Kimler ortaya çıkıp da, demokrasi götürülen Irak, Afganistan işgalleri, teröre odak yapılan başta Pakistan yoksul dünyanın pek çok ülkesinde yaşanan insanlık dramlarını, milyonlarla insan canı kaybının üzerine akıl almaz yeni yoksullaşma, yoksunlaşmaları olumlu gelişmeler olarak savunabilirler ki. Elektrik ve doğalgaza zam kapıda Ekonomi Servisi Hükümet, döviz kurundaki artış ve maliyetlerin arttığı gerekçesiyle hem elektrik fiyatlarına hem doğalgaza zam yapmaya hazırlanıyor. Ekonomi yetkilileri, döviz kurunda ve doğalgaz alış maliyetlerindeki artışa bağlı olarak elektrik ve doğalgaza zam yapılmasının değerlendirildiğini söylediler. Reuters’a göre, bir ekonomi yetkilisi, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artış için alternatifler üzerinde çalışıldığını ve zamanlaması ile miktarı konusunda önümüzdeki günlerde karar verilmesinin beklendiğini kaydetti. Doğalgaz ve elektrik fiyatlarına zam yapılması gerektiğini belirten özel sektörden bir kaynak, “Zam ihtiyacı yüzde 35 civarında. Ancak bu miktarı tek seferde yapacaklarını tahmin etmiyorum. Bizim için ilk etapta iki haneli bir zam yapılsa bile yeterli. Benim tahminime göre 1 Ekim’den başlayarak yavaş yavaş her ay enerji fiyatlarına zam yapılacak” diye konuştu. 17.4.1946 tarihinde Fransa’dan bağımsızlığını alan Suriye Arap Cumhuriyeti dünyanın ve Türkiye’nin baş gündemi. Bu ülke ile savaşacak mıyız, bizi savaşa mı sürüklüyorlar, bu ülke üzerinde neler dönüyor, bunlar çok ciddi merak konusu. Peki bu komşumuzu biz yeterince tanıyor muyuz? Pek sanmıyorum. Bu nedenle sizlere Suriye’yi rakamlarla tanıtmaya çalışacağız. Suriye 1956 yılında Mısır’la Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni kurdu. Bu birleşik cumhuriyet 1961 yılına kadar devam edebildi. Bu tarihte Mısır’dan ayrılan Suriye ayrı bir cumhuriyet olarak dünya sahnesinde yerini aldı. 1970 yılından beri sosyalist Baas Partisi tarafından yönetilen Suriye’de en son seçim 2007’de yapıldı. Oyların yüzde 97.6’sını alan Beşşar el Esad başkanlığına devam ediyor. 107.4 milyar dolar GSYİH ile dünyanın 67’nci büyük ekonomisi. Kişi başına milli geliri 4.800 dolar. GSYİH’nin yüzde 17.1’i tarım, yüzde 27.3’ü sanayi, yüzde 55.7’si hizmetlerden oluşmaktadır. Yoksulluk oranı yüzde 12’dir. 2010 büyüme oranı yüzde 3.20 ile Cari açık beklentisi artıyor Ekonomi Servisi Merkez Bankası anketinde cari açığa ilişkin beklentiler yükselirken büyüme beklentisi geriledi. Ağustosun ilk anketinde 70 milyar 772 milyon dolar olan yıl sonu cari açık beklentisi, 1.2 milyar dolar artışla Ağustosun ikinci anketinde 71 milyar 990 milyon dolara çıktı. 2011’in ilk beklenti anketinde bu rakam 46.9 milyar dolardı. Ağustosun birinci dönem anketinde yüzde 6.1 olarak belirlenen yıl sonu yıllık büyüme beklentisi, bu dönemde yüzde 6’ya, gelecek yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 4.8’den yüzde 4.4’e geriledi. Yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 7.19’dan yüzde 7.21’e çıktı. Ağustosun ilk anketinde 1.71 lira olan cari ay sonu dolar kuru beklentisi 1.77 liraya, yıl sonu kur beklentisi 1.70 liradan 1.72 liraya çıktı. oranı 28.6’dır. Enflasyon oranı ise yüzde 4.4’tür. İşgücü 5.5 milyon kişidir. İşgücünün yüzde 17’si tarımda, yüzde 16’sı sanayide, yüzde 67’si hizmetler sektöründe çalışmaktadır. İşsizlik oranı yüzde 8.3 ile dünyanın 94’üncü sırasındadır. Askeri harcamalarının GSYİH’ye oranı yüzde 5.9 ile dünyanın en çok askeri harcama yapan 10’uncu ülkesidir. Askere alınabilir 1649 yaş grubunda erkek nüfusu 5.8 milyon, kadın nüfusu 5.6 milyon kişidir. Banu Avar diyor ki: “Emperyal tehdit altında olan, sokaklarında Batılı aktivist ve silahlı çetelerin fink attığı, her yanından bir anda pıtrak gibi terörist faaliyet fışkıran Suriye, Arap baharı adı altında bölgeyi çökertme operasyonunda bir halkadır. Suriye düşerse, Lübnan düşer, Suriye düşerse İran düşer, Suriye düşerse Türkiye düşer… Avrasya kilidi dağılır… O kapıdan girenler Avrasyayı mahveder..” Bu durumda Allah’ın bize bir lütfu olan Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesine sıkı sıkıya sarılmalı ve Batı’nın hesaplarını bozmalıyız. Biliniz ki Amerika’nın hesapları genelde yanlış çıkıyor. Moody’s, YunanistanFinlandiya anlaşmasını ‘not kırıcı’ buldu Ekonomi Servisi Yunanistan’ın Finlandiya ile yaptığı ikili teminat anlaşmasının bundan sonra ortaya çıkacak benzeri olaylarda çözümü güçleştireceğini düşünen Moody’s, “Yunanistan’ın alacağı mali yardım karşılığında, yardım aldığı ülkeye teminat vermesini öngören anlaşmaların kredi notu açısından olumsuz olacağını” açıkladı. Yunanistan’ın Finlandiya’ya, Avro üyesi ülkelerin yapacağı mali yardımda bu ülkenin katkı payına eşdeğer bir tutarda teminat vermesini öngören ikili yardım anlaşmasının ardından, Avusturya, Hollanda ve Slovakya da mali yardım karşılığında teminat istemişti. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s bu olayı, bu tür anlaşmaların Yunanistan’ın bundan sonraki mali yardım dilimini almasını geciktirebileceği ve temerrüde yol açabileceği gibi nedenlerle olumsuz buldu. Moody’s ayrıca, Yunanistan’dan teminat istenmesinin Avro ülkelerinin irade eksikliğini gösterdiğini de vurguladı. 12.29, bütçe giderleri 14.97 milyar dolardır. Cari işlemler açığı ()1.4 milyar dolarla dünyanın 85. sırasında yer alır. İhracatı 11.86, ithalatı 15.44 milyar dolar olan Suriye’nin belli başlı ihraç ürünleri ham petrol, mineral, petrol ürünleri, meyve ve sebze, pamuk lifi, tekstil, giyim, et ve canlı hayvan, buğday; ithal ürünleri ise makine ve ulaşım araçları, elektrik makineleri, gıda ve canlı hayvan, metal ve metal ürünleri, kimyasallar ve kimyasal ürünler, plastik, iplik, kâğıttır. Petrol üretimi 440 bin 400 varil/gün ile dünyanın 33’üncü, petrol tüketimi 252 bin varil/gün ile dünyanın 49’uncu sırasında yer alır. Doğalgaz üretimi 6.04 milyar sm3 ile dünyada 48’inci, tüketimi 6.18 sm3 ile 56’ncıdır. Elektrik üretimi 36.5 milyar kWh ile dünyada 57’inci sırada, tüketimde ise 27.3 milyar dolar ile 63’üncü sırada yer almaktadır. Döviz rezervleri 20.57 milyar dolar, dış borcu da 7.5 milyar dolardır. Kamu borcunun GSYİH’ye dünyanın 69’uncu sırasında yer almaktadır. Sanayi büyüme oranı daha yüksek olup yüzde 6’dır ki bu Suriye’yi dünya sıralamasında 72. sırada göstermektedir. Suriye’nin 22.5 milyon olan nüfusun %35.2’sini 014 yaş grubu, % 61’ini 1465 yaş grubu oluşturmaktadır. Nüfus artışı binde 9’dur. En büyük şehirleri Halep 2.9, Şam 2.5, Humus 1.2, Hamah 0.9 milyon nüfusa sahiptir. Nüfusun yüzde 90.3’ü Araptır. Geri kalan yüzde 9.7’lik grupta Ermeni ve Kürtler önemli bir paya sahiptir. Sünni Müslüman oranı yüzde 74, Alevi, Şii gibi diğer mezhepler yüzde16, Yahudi ve küçük gruplar yüzde10’dur. Nüfusun yüzde 56’sı kentlerde yaşamaktadır. Okuma yazma oranı yüzde 80 civarındadır. Eğitime yapılan harcamalar GSYİ’nin yüzde 4.9’unu oluşturmaktadır. Cep telefonu kullanan insan sayısı 10 milyon, internet kullanıcı sayısı ise 4.5 milyondur. Yüzölçümü 185.180 km2 olup Suriye Hakkında Neler Biliyoruz? sahil şeridi uzunluğu 193 kilometredir. Suyla kapalı alan 1.550 km2, İsrail işgali altında bulunan alan 1.295 km2’dir. Çöl iklimin hâkim olduğu Suriye’de en yüksek nokta Hermon Dağı olup 2 bin 814 metredir. Toplam alanın yüzde 24.8’i tarıma elverişlidir. Ekili alan yüzde 4.47 olup diğer alanlar yüzde 70.73’tür. El Safa ve Türk sınırında isimsiz bir volkan pasif durumdadır. Kum fırtınaları en büyük doğal felaketlerini oluşturur. Suriye’nin brüt sabit yatırımı GSYİ’nin yüzde 18.7’sini oluşturmaktadır. 2010 bütçe gelirleri T.C. ESKİŞEHİR 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI DOSYA NO: 2010/705 Talimat Satılarak paraya çevrilmesine karar verilen taşınmazlar: 1) Eskişehir ili, Tepebaşı İlçesi, Çamlıca Mahallesi’nde Kain, tapunun 7295 Ada, 20 Parsel Sayılı, 127 m2 yüzölçümlü arsanın tamamı için 40.000,00 TL; 2) Eskişehir ili, Tepebaşı İlçesi, Çamlıca Mahallesi’nde Kain, tapunun 7295 Ada, 21 Parsel Sayılı, 127 m2 yüzölçümlü arsanın tamamı için 40.000,00 TL; 3) Eskişehir ili, Tepebaşı İlçesi, Çamlıca Mahallesi’nde Kain, tapunun 7295 Ada, 22 Parsel Sayılı, 126 m2 yüzölçümlü arsanın tamamı için 40.000,00 TL muhammen kıymet takdir edilmiştir. HALİHAZIR DURUM VE EVSAFLARI: Satışa çıkarılan taşınmazların her biri arsa vasfını haiz olup, çevresinde tek ve üç katlı yapılar bulunmaktadır. Belediye altyapı hizmetlerinden yararlanmaktadır. Şehir merkezine uzak mesafededir. SATIŞ ŞARTLARI: 1) Yukarıda açık tapu kaydı ve özellikleri belirtilen; 20 PARSEL SAYILI ARSANIN 1. Satışı 07/10/2011 günü saat: 14.4014.50 saatleri arasında, 21 PARSEL SAYILI ARSANIN 1. Satışı 07/10/2011 günü saat: 15.0015.10 saatleri arasında, 22 PARSEL SAYILI ARSANIN 1. Satışı 07/10/2011 günü saat: 15.2015.30 saatleri arasında Eskişehir 4. İcra Müdürlüğü’nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 2. Satış 17/10/2011 günü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkuller en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen süre sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2) Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin 20’si nispetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcıya 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu, harç ve masrafları ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. (KDV % 18) 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihlale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin müdürlüğümüzün “2010/705 Talimat” sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İşbu ilan ilgililere tebliğ mahiyetindedir. 05 Ağustos 2011 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (İc.İf.K.126) (Basın: 53921) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle