Katalog

SAYFA CUMHUR YET 21 AĞUSTOS 2011 PAZAR [email protected] Fotoğraflar: UĞUR DEM R 14 MÜZİK Dost Bağı ‘Sanatçı duyarlıdır’ anlatıyor: “Toplumsal olayları anlatırım. Aşk ille de karşı cinsten olanların sevgisi değildir. Bütün sevgileri içerir. Edebi ağırlığı olan deyişleri önde tutarım. Rüzgâr gibi bir kulaktan girip öteki kulaktan çıksın istemem. Toplum tarafından beğenilirse zaten o eser kalıcı olmuş demektir. Bu sanata bağlılığımdan dolayı yazmayı hiç bırakmadım. Kendinizi sanatın içine attığınız zaman kenara çekilseniz de bırakamazsınız. Ben hiçbir zaman maddiyat göstermedim sanat hayatımda. Ozanlık, apayrı bir gelenektir. Ozan duyduğu, gördüğü konuları halkın nabzını tutarak dile getiren, kalemine, sazına döken insandır. Bir yetim çocuğu görüyorsun, çöpten ekmek toplayan insanları görüyorsun içinden gelenleri döküyorsun.” Yıldız, Y ükselozanlarıAnadolu’nun tüm gibi eserlerinde sevgiyi, erdemi a saya 1b9k8a3sneyetılrıçnıdaŞryaennYiPdüaekkns’epalinyYa“Dost Bağı” dö ek ah l t adlı ir k ıldız, beklemediği bir ilgi ile karşılaşır: “Bazı sanatçılar eserlerimi derlemeye başladı. Musa Eroğlu, Belkis Akkale, İzzet Altınmeşe eserlerimi okudu. ‘Dost Bağı’ eserimi 48 sanatçı okumuştu. TRT, 20’den fazla eserimi repertuvara A aldı. Zirve Plak’a ‘Aklım Fikrim’ diye bir kaset yaptım. ‘Nenni Küçücüğüm’, ‘Geçti Zaman’, ‘Gururlanma İnsanoğlu’ isimli kasetlerim çıktı. 1983 senesinden 1993 senesine kadar 11 kaset yaptım. Sanatçı dostlarımla da 3 muhabbet kaseti çıkardık. 300’e yakın şiirimden 200’ünü müziklendirdim. Hâlâ da yazıyorum. Ben sanatımı seviyorum, bağlama çalıp okumayı seviyorum. Özellik de işin mutfağında olmak hoşuma gidiyor. Benim yazdığım eserleri başkalarının okuması hoşuma gidiyor. Geçenlerde ‘TRT’de Yüksel Yıldız’dan alınan’ diye duyurduklarında haz duyuyorum. ‘Gül Menekşe’ diye bir türküm vardı. Can Etili, Belkıs Akkale okudu, klip çekti. ‘Ömrüm’ diye bir türküm vardı, İzzet Altınmeşe okudu. ‘Yaz Bahar Ayları’ deyişimi Sabahat Akkiraz okudu. Bunlar aklıma gelen isimli sanatçılar. simsizler sayamayacağım kadar çok.” Yüksel Yıldız, ozanlık geleneğini günümüzde de sürdüren ender sanatçılardan biri ‘Aşık toplumu anlatır’ Anadolu kültürüne ışık tutuyor Ozanlar, toplumun sesi olmuş yüzyıllardır. Anadolu’nun acılarını, aşklarını, isyanlarını ozanların dilinden duyurmuşlar. Yüksel Yıldız, bu geleneği günümüzde de sürdüren ozanlarımızdan biri. 70’li yıllarda Âşık Yıldız adıyla tanınan Yüksel Yıldız, 40 yıla yakın bir süredir çalıp söylüyor. Yüksel Yıldız ile sohbetimizde günümüzün popüler dünyası içinde bu sanatın taşıyıcısı ozanlarımızı nasıl unutup ihmal ettiğimizi bir kez daha anlıyoruz. HAT CE TUNCER Ozanların kaderi olduğunu fark ettik: “Bizim zaten içimiz dertli, yanıyor. Niye yanıyor? 13 yıldır kaset yapamadım. Firmalar bizim gibi çalıp okuyanlara ‘gidin CD’nizi kendi imkânlarınızla yapın, paranızı getirin basalım’ derler. Biz kenarda köşede kalacağız, firma kazanacak, biz bir şey kazanamayacağız. Kaynak kişi diye gösterirlerse eline 35 kuruş geçer. Bir CD’nin şu andaki maliyeti 56 bin lira. O parayı harcayacak gücümüz olmadığına göre yapamadım. Hem imkânım yok, hem de gururuma dokundu. Ozanların kaderi budur. Bütün ozanların çoğu böyledir. Feyzullah Çınar’ın sazından sözünden bugünkü sanatçıların hepsi etkilenmiştir. Allah rahmet eylesin yoksulluk içinde öldü. Aşık Hüdayi de Ankara Belediyesi’nde çalışırken vefat etti, kimse sahip çıkmadı. Benim sağlığımda toplumun bana sahip çıkması lazım. Çok şükür 70’li yıllarda elime geçenlerle yatırımımı yaptım. Ama çoğu arkadaşım zor durumda kaldı.” Yıldız ile sohbetimiz Y üksel gibi vefasızlıklaiçinde boyunca karşılaşmış bir duygu üksel Yıldız, Sivas’ın merkeze bağlı Tokuş köyünde doğmuş. İlkokul yıllarında çalıp söylemeye başlamış, ilk eğitimini dedelerinden, amcalarından almış. İlkokuldan sonra Sivas Erkek Sanat Okulu’na giden Yıldız, bağlamasını elinden düşürmemiş. Kul Himmet’ten, Pir Sultan Abdal’dan, Hatayi’den deyişler okumuş. Askerlik döneminde orduevinin orkestrasında görevlendirilen Yıldız için bu dönemde eğitimi olmuş: “1966 senesinde İstanbul’a geldim, fabrikada çalışmaya başladım. Hem çalıştım hem sazımı ilerlettim. Fabrika lojmanlarındaki toplantılara düğünlere gittim. O esnada benim kafamdan geçen piyasaya kendimi adapte edip plak çıkarmaktı. 1970 yılında kendi imkânlarımla parasını vererek stüdyoya girdim. O zamanlar plak şirketleri Beyazıt’taydı. İlk olarak Afşin Plak’a girdim. O zaman makaralı teypler vardı. Sahibi İsmail Ezer dinledi, kabul etti. Âşık Yıldız adıyla ilk çıkan 45’lik plağımın bir yüzünde ‘Bozatlı Hızır’ diye Abdal Dede’nin bir deyişi, diğer yüzünde kendi yazdığım ‘İstanbul’a Gelmiş Hanım Olmuşsun’ türküsü vardı. Plak çok satınca, hemen ikinci sözleşmeyi yaptık.” Yüksel Yıldız, gençlik yıllarında usta malı dediği geçmiş dönem ozanlarının deyişlerini besteleyip seslendirirken daha sonra hem sözünü hem bestelerini kendi yazdığı eserleri okumuş: “1977’ye kadar 7 plak çıkardım. 77’den sonra artık plak dönemi yavaş yavaş bitmeye başladı. Kaset döneminde müziğe ara vermedim, ama araştırma için kendimi piyasadan çektim. Eski Bektaşi ozanlarının kitaplarını alıp okudum. Onlardan feyz aldım. Musa Eroğlu’nun, Arif Sağ’ın, Yavuz Top’un, rahmetli Ali Ekber Çiçek’in toplantılarına katıldım, samimiyetimiz oluştu. Ali Ekber Hoca, ‘Plak dönemini bir kenara bırakacaksın. Ustalaştın, artık Y kendi eserlerini kendin değerlendireceksin’ diyerek, beni radyoya götürdü. Radyoda okuduğum eserleri hemen TRT repertuvarına aldılar.” Yüksel Yıldız, 13 yıl aradan sonra Arda Müzik’ten gelen teklif üzerine yeniden stüdyoya girmeye hazırlanmanın mutluluğunu yaşıyor: “13 senedir kaset yapmıyordum. Şimdi Arda Müzik’ten bir CD’miz çıkacak. Bağlamaları Cengiz Özkan ile birlikte çalacağız. Arşivlere bakmışlar ‘bir de muhabbet CD’si yapalım’ diye teklif geldi. Yurtdışında yaşayan akrabam Ali Turan Ataş ile birlikte bir CD çıkaracağız. Bir de şiir kitabı düşünüyorum kısmet olursa. Hayat böyle devam edip gidiyor.” Yüksel Yıldız, kendisi bilgisayar kullanmasa da çocukları internette babaları için “facebook”ta sayfa açmışlar. Eskiden ozanlar köy köy dolaşıp seslerini duyururlarmış ama artık internet üzerinde de ulaşmak mümkün. Yüksel Yıldız ile arama motoru Google’da yaptığımız aramada Âşık Yıldız dönemine ilişkin bilgiler dahi bulduk. Hatta Yüksel Yıldız’ın eski plaklarının satıldığı bir siteyle bile karşılaştık. O yüzden Yüksel Yıldız, albüm çıkaracağı zaman eser bulamamaktan yakınan sanatçılara da kırgın: “Ben gidip de ‘şu eserimi oku’ diyemem. O insanlar kaynak kişiyi bulmayı bilsinler. Çırak usta ilişkisi buna dayanır. Gelsin istediği kadar okuyayım, beğendiğini seçsin. ‘Usta kim kaynak kişi kim’ bunu bilsin. Ben 64 yaşıma gireceğim. Hâlâ ustaları dolaşırım. İnsan üzülüyor, biz bu eserlerin yaratıcısıyız, yazıyoruz, üretiyoruz. İlkokuldayden köyümüze Bayram Aracı gelmişti. Ondan büyük feyz aldım. Kartal’da 1966 senesinde Muzaffer Erdem hocanın yanına sığınmıştım. Ondan çok şey öğrendim. Hâlâ da bir eser yazdığımda arar fikrini sorarım.” 13 yıl aranın ardından... Çırak usta ilişkisi TRT dönemi ANMA VEFAT OrtaDoğu Teknik Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi statistik Bölümleri’nin Kurucusu, Türkiye statistik Kurumu Eski Başkan Yardımcısı, Lefke Üniversitesi Eski Rektörü, Değerli Eşim, Sevgili Babam ve yetiştirdiği binlerce öğrencinin Sevilen Hocası Şairdi, ressamdı, güzel insandı. Denizi severdi, bir deniz mevsimi aramızdan ayrıldı. Yahya Kemal ile Orhan Veli’nin Aşiyan Mezarlığı’nda kabir arkadaşı oldu. Tanımayanların bile sevdiği ‘BABAM’ 1. sınıf E. Emniyet Müdürü Prof.Dr. YALÇIN TUNCER Bulunduğu Arizona (ABD) Eyaleti’nde 18 Ağustos 2011 tarihinde Allah’ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi en kısa zamanda yurda getirilecektir. Başımız Sağolsun A LES Ahmet Arif KIZILYALIN’ı sonsuzluğa uğurlayışımızın 4. yılında saygıyla anıyoruz. KIZILYALIN A LES Haliç Üniversitesinden almış olduğum öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. PINAR EZGİ ÖZGENEL 006344 ve 12390 no.lu sarı basın kartlarımı kaybettim. Hükümsüzdür. C MY B HATİCE TUNCER C MY B