25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B Y B B A A B Y Y Y Y Y Y 32 32 31 31 33 35 36 26 27 26 28 30 34 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y PB PB A A A A A A A B B B 28 35 37 31 34 33 43 41 40 42 35 32 32 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki B Stockholm B Londra Y AmsterdamPB Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih B Berlin B Budapeşte Y Madrid PB Viyana Y 24 19 22 27 27 28 28 28 27 25 25 31 26 Belgrad B 28 Sofya PB 24 Roma B 29 Atina B 32 Zürih PB 27 Moskova Y 21 Aşkabat A 38 Taşkent A 42 Baku A 31 Bişkek A 39 Tiflis A 31 Kahire A 38 Şam A 41 Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Batı karadeniz, Orta Karadeniz kıyıları ile Edirne, Kırklareli Tekirdağ, İstanbul’un Çatalca, Silivri ilçeleri, Bilecik, Sakarya, Eskişehir, Ankara, Kırıkkale, Kırşehir, Çankırı, Çorum ve Amasya çevreleri öğle saatlerinden sonra ve akşam saatlerinde kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gökgürültüllü sağanak diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. 2 AĞUSTOS 2011 SALI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Ağustos GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada geliyor diye yorumlandı. Darbelere sessiz kalan kalemler, istifaların demokrasimizin güçlenmesine neden olduğunu yazıyor. Öyleleri var ki içlerinde biri, yurt gezisinde Kenan Evren’e yakınlığını kanıtlamak için enginarın konservesini sevmediğini, o nedenle o gece menüye konulan zeytinyağlı enginarı yemek istemeyeceğini söyledi. Bir uzun zaman darbelere karşı sessiz kalan, hatta bugün yerden yere vurdukları 1982 Anayasası’na karşı çıkma cesareti gösteremeyenlerin pek çoğu şimdi birer asker düşmanı. Eski Genelkurmay Başkanı’nın askere veda mesajında açıkladığı nedenlerden başka nedenler olup olmadığını sormak, soruşturmak gereğini duymuyorlar. Orgeneral Işık Koşaner; mesajında; 173’ü muvazzaf, 77’si emekli olmak üzere 250 generalamiral, subay, astsubayın, evrensel hukuk kurallarına, hakka, adalete, vicdani değerlere uygun olmayan biçimde tutuklu bulunduğunu ve… bu durumun yetkili makamlara iletilip anlatılmasına, takip edilmesine karşın, “soruna yasal çerçevede bir çözüm bulunmasının mümkün olmadığını” söylüyor. Genelkurmay Başkanı’nın girişimlerini reddedenin adını vermeye gerek yok. Orduyu dikensiz gül bahçesine çevirmek isteyen, bu amacına erişmek için açıklamadığı planı 2002’den beri aşama aşama uygulamaya koyan RTE! Henüz sorulamayan sorulara geçelim: Işık Koşaner’in yerine Genelkurmay Başkanlığı’na Jandarma Komutanı Orgeneral Necdet Özel’in zamanından önce atanmasıyla… evrensel hukuk kurallarına, hakka, adalete ve vicdani değerlere aykırı olarak Hasdal karargâhında yatanlarla ilgili hukuksal sorun ortadan kalktı mı? Bu soruyu ikinci bir soru; Genelkurmay Başkanlığı’na atanan Orgeneral Özel’in yanıtlaması zorunlu bir başka bir soru izliyor. Yeni Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in, bugünlerde atanacak yeni kuvvet komutanlarının, “emekli” Işık Koşaner’in ortaya koyduğu Hasdal sorunuyla ilgili düşünceleri nelerdir? Genelkurmay Başkanlığı görevini üstlenirken Orgeneral Özel’in RTE ve Çankaya’daki AKP’li ile gece yaptığı görüşmelerde bu konuya değinilmiş midir? Orgeneral Özel, Çankaya ve hükümetin bu konudaki görüşlerini öğrenmek istemiş midir? Veya Orgeneral Özel bu konudaki düşüncelerini iktidardaki birbirini kollayan, destekleyen siyasal güce açıklamış mıdır? Bu soruların doyurucu biçimde yanıtlanması gerekiyor. Zira bu sorular hemen pek çok çevrenin aklına takılan, yanıt arayan sorular. Nitekim CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bu soruları başka biçimde gündeme getirdi: Haklı olarak “Yeni Genelkurmay Başkanı Özel, istifaların nedenini ortadan kaldıracak bir görüşme ortamı yarattı mı?” diye, Çankaya’daki görüşmenin temel öğesine değindi. Koşaner olayı Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği gibi Çankaya’dakinin “kendisine seçen ya da öneren kişiye olan bağlılığının” bir kez daha kanıtlanmasına da vesile oldu. TSK’nin komuta heyeti birden boşalıyor. Ordu komuta heyetinin nasıl oluşacağına ilişkin kaygı verici sorular yanıtsız. Bu sırada yukarıdaki, üstelik barışta TSK’nin başkomutanı AKP’li, gönül rahatlığıyla, “Her şey mecrasında. Boşluk yok” diye demeçler verebiliyor. Bakınız; ne hallerde demokrasimiz, nasıl da ileri? Kılıçdaroğlu, komutan istifalarını “demokratik protesto” diye yorumladı. Açık gizli yandaşlar; vay, sen nasıl olur da Avrupalının olayı “demokratikleşme” diyen açıklamasına karşı tavır sergilersin diye CHP Genel Başkanı’na yüklendi. Bu koşullarda ve birbiriyle partizanlıkla bağlı ÇankayaBaşbakanlıkMeclis’teki çoğunluğun yeni anayasa yapacağına inanır mısınız? Bir düşünün: RTE’yi bugün tek başına buyruk, her alanda dilediği gibi oynayan, medyayı, yargıyı, orduyu, sivil toplum örgütlerini bağımsız, özgür görev yapmaktan alıkoyan, işadamlarını ayağına kadar getirtip şefaat dilemelerine sürükleyen olanakları RTE nasıl elde etti? Bugün darbe anayasası diye karaladığı 1982 Anayasası’nı kullanarak! Bu gerçek ortada iken RTE’den çağdaş, gerçekten ileri demokrasilere özgü, insan haklarına saygılı, toplumun her katını kucaklayan bir anayasa yapmasını beklemek abesle iştigal anlamına geliyor. Zira RTE için yeni anayasa demek, 1982 Anayasası’nı daha değişik ifadelerle yenilemek demek! Bu gerçek unutulabilir mi? Sıcak temas sağlandı Yaralı 4 asker helikopterle Van Asker Hastanesi’ne kaldırıldırılırken bölgeye çok sayıda takviye güç sevk edildi. Başlatılan geniş çaplı operasyonda teröristlerle yer yer sıcak temas sağlandığı bildirildi. (Fotoğraf: AA) GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ortamının yarattığı büyük toplumsal yıkımdı. O dönemde İzmir’de mesleğe usul usul damgasını vurmaya başlayan kuşağın önemli bir bölümü 12 Eylül öncesinin politize ortamından etkilenmiş, içinde yer almıştı. Meslek büyüklerimiz onları kendi bakış açıları ve ağabeylikleriyle, Türk toplumunun gerçekleriyle tanıştırıyordu. Arkadaşlardan biri Tutunamayanlar’ı okuduğunu söyleyince bir ağabeyimiz şakayla karışık takılımıştı: “Ula oğlum önce tutunanları okusana.” Oğuz Atay’ı o yıllarda hep gençlik hayallerimizin gölgesinde okumuştum. Temmuzda yeniden bir başka gözle okudum. Atay, 20. yüzyılın ortasındaki devlet yapımızı, aydınlarımızı, gençlerimizi, toplumsal değerlerimizi acımasızca ama sanki bütün bunların acısını içinde hissederek anlatıyor. Roman kahramanları Selim ve Turgut’un kişiliğinde ve etrafında bütün toplum ve insan perdelerini indiriyor. Mizahı da öyle bir kullanmış ki hani “öfkeli mizah” diye bir kavram ortaya atılsa yeridir. Selim, Turgut, arkadaşları sanki etrafımızda yaşayan insanlarmış gibi etekemiğe bürünüyor. Yaşamın içini doldurmaya çalışırken söyleniyorlar: “Hayatın başı ve sonu belli; hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım...” (sy. 447) Genel tarihe bakışı alaya aldıktan sona “ciddi” bir karakterin davranışını tarif ediyor: “Aklını başına toplamak için saçlarını tarar.” (sy. 239) Şarkılar yazan Selim, dönemin eğitim anlayışına, Atatürk’e bakışına gönderme yapar: “Ve büstlerinden yalnız göğsüne kadar tanıdığım Atatürk...” (sy. 119) Toplumun her kesimini deşeleyen Atay, elbet köşe yazarlarına da dokundurmalıydı: “... Fıkra köşesine adını bile bulmuş, köşe kapmaca diyecekmiş.” (sy. 487) Turgut uzun uzun Dickens, Dostoyevski, Ömer Seyfettin, Goethe, Beethoven bilgisi parçaladıktan sonra kendisini tarif ediyor: “Ben de okumadığım kitaplardan en iyi anlayan insanım bu dünyada.” (sy. 581) Bir insanın kendisini tükenmiş hissetmesinin Atay’ca tarifi şöyle: “Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: Mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşunkalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.” (sy. 598) Atay, kahramanlarını “dün” ile “yarın” arasında sert ifadelerle tartıştırıyor: “Bir gün öncesine korkak bir bezirgânlıkla sarılmadan yaşayabilecek miyiz? Yoksa, yarından korktuğumuz için düne köle gibi bağlanacak mıyız?” (sy. 350) Selim’in yazdığı şarkılardan bir kesitle noktayı koyalım: “Şol cennetin ırmakları, akar Allah deyu deyu / Öğle namazında güneş, yakar Allah deyu deyu / Geç katıldı bu kervana, Allahım yakındır sana / Bir o yana bir bu yana, bakar Allah deyu deyu.” (sy. 131) Atay, insanı, içinde onlarca oda, yüzlerce dolap, raf, kiler bulunan kocaman bir evi tek tek tarif eder gibi anlatıyor. Tutunamayanlar’ı okurken ille de bir yere tutunmanız gerekmiyor, zaten o sizi geçmiş, gelecek, bugün arasında bir salıncak gibi yolculayıp duruyor. Atay, 40’lı yaşlarda yitirdiğimiz edebiyatçılarımız arasında. Yaşasaydı Tutunamayanlar’ın arkasını getirecekti. Toplum bugün nasıl? Temmuzun ikinci yarısında Prof. Yılmaz Esmer başkanlığında yapılan “Dünya Değerler Araştırması”nın Türkiye sonuçları şu başlıkla açıklandı: Türk halkı mutlu. İnsanlarımızın yüzde 77’si mutluyum demiş. Ne güzel... Gazetelerde yer aldığı kadarıyla sonuçların ayrıntılarına baktım. Yüzde 63, parlamentoyla, seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayalım, güçlü bir lider ülkeyi yönetsin, demiş. İnsan haklarına büyük ölçüde saygı gösterildiğine inananların oranı sadece yüzde 15. İşini kaybetme endişesi içindekilerin oranı yüzde 68. Çocuklarına iyi bir eğitim sağlayamama endişesi duyanların oranı yüzde 76. Kadına şiddet gereklidir diyenlerin oranı yüzde 30. Ve halkımız mutlu... Atay gibi toplumun karaciğerine kadar inecek, her şeyi tüm çıplaklığıyla gözler önüne serecek edebiyatçılara gereksinmemiz var. Oğuz Atay bu yüzden hâlâ güncel. Van’da pusu: 3 şehit Başkale’deki silahlı saldırıda 4 asker de yaralandı. Başbakan Erdoğan, saldırının ardından Bakan Şahin ve MİT Müsteşarı Fidan’dan bilgi aldı Haber Merkezi Van’da askeri araca düzenlenen saldırıda Astsubay Başçavuş Coşkun Tanrıöver, Jandarma Uzman Çavuş Ramazan Sağ ve ismi öğrenilemeyen bir asker daha şehit düştü. 4 asker de yaralandı. Çatışmanın ortasında kalan Başkale Kaymakamı Bilgihan Bayer ve 1 koruması da araca isabet eden kurşunun camı patlatması nedeniyle cam kırıklarından hafif yaralandı. Şehit Uzman Çavuş Sağ’ın 15 gün önce İzmir’den Van’a geldiği, evli ve 3 çocuk babası olduğu öğrenildi. Saldırının ardından Başbakan Tayyip Erdoğan MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’den bilgi aldı. Van’ın Başkale ilçesinin Gedikbaşı köyü mevkisinde dün 16.15 sıralarında bir askeri aracın geçişi sırasında terör örgütü PKK üyelerince saldırı düzenlendi. Saldırıda 3 asker şehit düşerken 4 asker de yaralandı. Çatışmanın ortasında kalarak hafif yaralanan Kaymakam Bayer ve koruması, Başkale Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralı 4 asker ise helikopterle Van Asker Hastanesi’ne kaldırıldı. Saldırının duyulmasının ardından bölgeye takviye asker sevk edildi ve geniş çaplı operasyon başlatıldı. Bölgede teröristlerle yer yer sıcak temas sağlandığı bildirildi. Hakkâri’nin Çukurca ilçesine bağlı Üzümlü köyünden yola çıkan ve plakası henüz belirlenemeyen sivil plakalı bir transit tipi aracın geçişi sırasında, önceden yola döşenen mayın patladı. Patlamada araç şoförü Adil Özer ağır yaralandı. Yaralı Özer, çevreden geçenler tarafından Çukurca Sağlık Ocağı’na, ardından ambulansla Hakkâri Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Mayının patlamasının ardından Çukurca’nın Dersinki Tepesi ile Üzümlü bölgesinde yoğun top atışlarının yapıldığı belirtildi. Erdoğan bilgi aldı Saldırının ardından Başbakan Erdoğan, Başbakanlık Resmi Konutu’nda, ilk olarak MİT Müsteşarı Fidan’ı kabul etti. Erdoğan’ın Fidan ile görüşmesi yaklaşık yarım saat sürdü. Erdoğan, daha sonra Bakan Şahin’i de kabul etti. Erdoğan ile Şahin’in görüşmesi de yaklaşık 40 dakika sürdü. BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, ramazan ayı nedeniyle geldiği Siirt’te BDP il örgütünü ziyaret etti. Hakkâri’de mayın tuzağı emirtaş: En acil ihtiyacımız barış Demirtaş, burada yaptığı açık D lamada “Her gün her saat gelen ölüm haberleri, acı haberler bize gösteriyor ki, ekmekten sudan daha acil bir ihtiyacımız daha var. Toplumun en acil ihtiyacı barıştır. O ülkede kan akıyorsa barışa acil ihtiyaç var. Bu ülkede siyaset yapan herkesin birinci derecede sorumluluğu bu acil ihtiyacı karşılamaktır” dedi. MMO’nun raporuna göre Avrupa ülkeleri arasında sondan 2. sıradayız ‘Demir ağlar’la öremedik Makina Mühendisleri Odası, demiryolu mevcut durum ve sorunları tespit etti. Rayolcu ve yük taşımacılığında olağandışı porda, demiryollarının, 1950’lerden itibaren karayolu ağırlıklı ulaşım politikaları nedeniyle gerilemeye vurgu yaptı. Odanın raporunda demiryollarının yüzde 41.5’inin ikinci planda kaldığına dikkat çekildi. Demiryollarının yüzde 41.5’inin CumhuriCumhuriyetten önce yapıldığı vurgulandı. yet’ten önce yapıldığı belirtilerek 19231950 İstanbul Haber Servisi Türkiye, demiryolu taşımacılığında olağanüstü bir gerileme yaşıyor. Avrupa ülkesi arasında demiryolu ile yolcu taşımacalığında yüzde 2.3, yük taşımacılığında yüzde 4.4 oranı ile Türkiye sondan ikinci sırada yer alıyor. Makina Mühendisleri Odası, hazırladığı “Ulaşımda Demiryolu Gerçeği Raporu” ile arasında yılda ortalama 172 km, 1950 sonrasında yılda ortalama 34 km demiryolu inşa edildiği kaydedildi. 1950 yılında 9 bin 24 km olan toplam demiryolu hattı uzunluğunun bugün 11 bin 52 km olduğu yani 61 yılda yalnızca 1981 km demiryolu yapılabildiği belirlendi. Rapora göre anahat yapımı da 1951 sonrasında toplam 972 km, yıllık ortalaması ise 16 km olarak gerçekleşti. Odanın verilerine göre 1950 yılında yüzde 42 olan demiryolu ile gerçekleşen yolcu taşımacılığı bugün yüzde 1.8’e, yük taşımacılığı da yüzde 78’den yüzde 5.4’e düştü. Karayolu taşımacılığı ise aynı dönemde yükte yüzde 19’dan yüzde 94.6’ya, yolcuda yüzde 98.3’e yükseldi. erilemenin nedeni dışa bağımlı politikalar’ Rapordaki verileri değerlendiren Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar, bu durumun başlıca nedeninin dışa bağımlı ulaşım politikaları olduğunu söyledi. Serbestleştirme, özelleştirme, “yap–işlet–devret”, “yap–işlet” ve “kamu–özel sektör ortaklığı” yoluyla kamunun güçsüz kılındığını belirten Çakar, özel sektörün güçlendirilmesine yönelik politikaları eleştirdi. Çakar, “Genel Demiryolu Kanunu Tasarısı” ile “TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün Yeniden Yapılandırılması ve Türkiye Demiryolu Taşımacılığı AŞ Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı”nın 154 yıllık demiryolu kazanımlarının ve TCDD’nin tasfiyesini amaçladığını savundu. Çakar, demiryollarını tekrar canlandırılabilmesi için şu önerilerde bulundu: “ Ulaştırma Ana Planı yapılmalı; bu plan kapsamında, demiryolu, denizyolu, havayolu ve karayolu için ayrı ayrı ana planlar hazırlanmalı. Ulaştırmanın bütünü ve demiryollarında altyapı, araç, arazi, tesis, işletme ve taşınmazlara yönelik bütün özelleştirmeler ve belediyeler ile üçüncü şahıslara devirler durdurulmalı. Ankaraİstanbul hattı ile Boğaz tüp geçit projesi arasında bağlantı kurulmalı, kentlerde başta metro olmak üzere hafif raylı sistemler yaygınlaştırılmalı. TCDD’nin parçalanarak işlevsizleştirilmesi, siyasi kadro atamaları ve her düzeydeki uzman kadro kıyımına son verilmeli.” ‘G Saldırıya 1 tutuklama daha SİİRT (AA) Siirt’te 15 Temmuz’da devriye görevi yapan polis otomobiline yönelik terör örgütü PKK mensuplarınca düzenlenen ve komiser Osman Demir’in şehit düştüğü silahlı saldırıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, teröristlere yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla önceki gün Bolu’da gözaltına alınan H.S. tutuklandı. Böylece tutuklananların sayısı 8’e yükseldi. ‘Gerçek sayı 2 binin çok üstünde’ Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri 29 Temmuz Cuma günü başlattıkları açlık grevi eylemlerine son verdi. Açlık grevi, 1997 yılında çatışmada öldürülen kardeşi Ali Yıldız’ın cenazesi ailesine teslim edilmediği için 54 gündür ölüm orucunda olan Hüsnü Yıldız’a destek amacıyla gerçekleştiriliyordu. Galatasaray Lisesi önünde yaptıkları basın açıklamasıyla açlık grevlerini sonlandıran aileler adına konuşan Nagehan Kurt, “Müslüman olduğunu iddia eden AKP, Ali Yıldız’ın cenazesini derhal teslim etmelidir” dedi, Kurt, ülke genelinde tespit edilen toplu mezar sayısının 200’e, toplu mezarlardaki ceset sayısının ise 2 bine yaklaştığını, gerçek sayının ise bunun çok üzerinde olduğunu kaydetti. (ALİ AÇAR) Öldürülen 3 PJAK’liden biri Türk TAHRAN (AA) İran Fars Haber Ajansı, güvenlik ve istihbarat birimlerinin Batı Azerbaycan eyaletinde düzenledikleri operasyonlarda Irak’tan ülkeye girdikleri belirlenen PJAK’li teröristlerden üçünün ölü ele geçirildiğini bildirdi. Ölü ele geçirilen teröristler arasında bulunan ve grubun lideri olduğu bildirilen “Cemil” kod adlı Murat Karasac’ın Türk vatandaşı olduğu belirtildi. Aynı operasyonda 4 teröristin ele geçirildiği kaydedildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle