19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 AĞUSTOS 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER Yeni anayasa çalışmalarında partinin bağlı kalacağı çerçeve netleşmeye başladı 5 Nusayri Alevi... Sünnilerin yönetimindeki Arap ülkeleri bu nedenle elçilikleri geri çekiyor. ABD Afganistan’da Taliban liderini Usame bin Ladin operasyonu yöntemiyle öldürmeye kalkınca olayın rengi değişmedi AKP’den iki kriter ERDEM GÜL ANKARA AKP, çalışmalarına ekim ayında başlanması planlanan yeni anayasa sürecine ilişkin iki kriter belirledi. Buna göre AKP, yeni anayasanın TBMM’den zorunlu sayısal çoğunlukla çıkmasını yeterli sayacak ve ‘zorunlu olmadıkça’ halkın desteğini aramak için referanduma götürmeyecek. AKP, 12 Eylül’de yapılan referandumdaki 26 madde başta olmak üzere anayasada 2000’li yıllarda yapılan değişikliklerin de aynen korunmasını istiyor. AKP’nin yeni anayasa sürecindeki stratejisini belirlemek üzere geçen hafta Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik başkanlığında çalışmalara başlayan hukukçular komisyonu, partinin bağlı kalacağı çerçeveye ilişkin belirlemeler yaptı. AKP’de yeni anayasa için belirlenen çerçeve içinde iki kriter dik Yeni anayasa sürecinde AKP’nin önceliği niteliğindeki iki kriter, “Anayasanın referanduma götürülüp götürülmemesi” ve “12 Eylül referandumunda kabul edilen 26 madde başta olmak üzere 2000’li yıllarda anayasada yapılan değişikliklerin korunup korunmayacağı” konusunda belirlendi. AKP yeni anayasa için referanduma soğuk bakarken, 2000’li yıllardaki değişimlerin yeni metinde korunmasını istiyor. kat çekiyor. Edinilen bilgilere göre ekim ayında TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in inisiyatifinde siyasi parti temsilcilerinden oluşacak ‘Uzlaşma Komisyonu’nda AKP temsilcileri bu kriterlere göre hareket edecek. Yeni anayasa sürecinde AKP’nin önceliği niteliğindeki iki kriter, “Anayasanın TBMM’den yeterli çoğunlukta çıksa bile halkın desteğinin aranması için referanduma götürülüp götürülmemesi” ve “12 Eylül referandumunda kabul edilen 26 madde başta olmak üzere 2000’li yıllarda anayasada yapılan değişikliklerin korunup korunmayacağı” konusunda belirlendi. Partinin ekim ayındaki yeni anayasa görüşmelerinde bağlı kalacağı kriterler şöyle tanımlanıyor: Referandum masraflı: ğu yakalayıp anayasayı TBMM’den geçirmek yeterli olacaktır. 26 maddeye dokunulmamalı: Yeni anayasa der sekse, yeni anayasaya toplumsal destek sağlamak açısından yine referandum yoluna gidilebilir. Şu anda gitmeme yönünde eğilim içindeyiz. Ama bu koşulları da o aşama geldiğinde yeniden değerlendireceğiz. Türkiye’ye ‘Rol Modeli’... Emperyal güçlerin Türkiye’ye biçtiği “rol model” artık iyiden iyiye kendini göstermeye başladı... Kahire’de Tahrir Alanı’nı dolduran gençler, sakallı, sarıklı, beyaz entarili Müslüman Kardeşler “Arap Baharı”nın işaret fişeğini “demokrasi ve özgürlük” için mi ateşlemişlerdi? ABD kendine yakın liderleri devirip, aynı ideolojideki başka kişileri iktidar koltuğuna oturturken, Neoliberalizm sarmalındaki yoksul Ortadoğu halkları, ABD ve AB ülkelerinin oyununa geldiklerinin farkında değillerdi. Bir çatışma süreciydi bu... Eski diktatörler devrilecek yerine başkaları gelecekti... Hüsnü Mübarek fazla direnemedi... Libya lideri Kaddafi hâlâ direniyor... Suriye’de Esad da tüm olumsuz koşullara karşın direneceğe benziyor, başka çaresi yok! Türkiye için biçilen “rol modeli”, “Yeni Osmanlıcılık”, “Müslüman demokratlık” ve “Müslüman liberal” kavramlarını içeriyor. “Arap Baharı”nın içeriği “demokrasi ve özgürlükler” değil... Mısır’a baktığımızda bunu rahatlıkla görüyoruz... ABD ve kimi AB ülkeleri Afganistan ve Irak’tan çekilecek... NATO’nun Afganistan’da bir işlevi kalmadığı apaçık ortada. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da etnik, mezhepsel, aşirettarikat eksenli çatışmaların olduğu Suriye örneğinde ortaya çıkıyor. Afganistan ve Irak’ta askeri işgallerle bir sonuca varamayan ABD, BM kararlarıyla kimi ülkeleri NATO çatısı altında toplama çabasını değişik yöntemlerle uygulamaya çoktan başladı bile. Amaç Ortadoğu’yu tıpkı Balkanlar’da olduğu gibi bölüp parçalayıp 12 milyon nüfuslu devletçikler haline getirmek. Bu Libya’da da yapılmak istendi ama Kaddafi NATO güçlerine karşı direniyor... Ölüm kalım savaşı veriyor. Aynı durum Suriye için de geçerli. Suriye’de Esad yönetimi Referandum, anayasa yapımı ve değişiklikleri için önemli ve genellikle başvurulan bir yol ve yöntemdir. Ama bizim yeni anayasayı referanduma götürmeden yapma imkânlarımız vardır. Öncelik bu imkânları kullanmaktır. Çünkü referandum masraflı bir yöntem. Zorunlu olmadıkça bu masrafa girmemek gerekir. TBMM’de anayasanın 367’nin üstünde bir oy desteğiyle geçmesi referandum zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Bize göre bu çoğunlu Biz istemeyiz ama muhalefet isterse: Biz refe randuma gerek duymadan TBMM’deki çoğunluğu yeterli görürüz, ama bu TBMM’de sağlanacak uzlaşma ve anayasanın alacağı destek oyuna da bağlı. Yeterli çoğunluk olan 367’nin hemen üstünde kritik bir sayıda kalınırsa, büyük uzlaşma yerine bizimle bir başka parti arasında uzlaşma olursa, uzlaştığımız parti referandumda ısrar ederse o zaman referanduma gidebiliriz. Ayrıca TBMM’de destek vermeyen partilerin oy oranları yük ken esas olarak 1982 Anayasası’nın kalan orijinal maddeleri anlaşılmalı. 1990’lı yılların sonundan itibaren ve özellikle 2000’li yıllarda AB ve demokratikleşme yönünde yapılan anayasa değişikliklerine dokunulmamalı. Örneğin 2007’de referandumla kabul edilen Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi değişikliğine yeniden dokunmanın bir anlamı yok. Yine en son 12 Eylül referandumunda kabul edilen 26 madde korunmalıdır esas olarak. Ecevit döneminde yapılan değişiklikler de keza. Böyle 70 civarında değiştirilen madde var. Bunlar korunmalıdır. mi? Bu kez tuzak ABD vurucu timine kuruldu, helikopter roketatarla düşürüldü. 31 ABD askerinin ölümü Obama’yı iyice sarstı... Başa dönecek olursak, Suriye’de mezhep çatışması var... Bu çatışma giderek bir iç savaşa dönüşüyor... ABD bu tezgâhı 1978’de Kahramanmaraş ve Çorum’da, 1993 yılında Sivas’ta, ardından Gazi Mahallesi’nde tezgâhlamış olmasın? Bakın şu anda dünya piyasaları yerle bir oldu, borsalar düştü, ABD’nin kredi notu kırıldı... İtalya ve İspanya’nın ekonomik krizin içinde olduğu söyleniyor ama dolar, Avro ve altın almış başını gidiyor. İtalya’nın piyasalara 2, İspanya’nın ise 1 trilyon dolar borcu var... Bu Avrupa Merkez Bankası’nı aşar. Bu nedenle ikinci bir resesyon kaçınılmaz gözüküyor. İçişleri Bakanı Davutoğlu, Başbakan Erdoğan’ın buyruğuyla Suriye’ye gitti. Suriye’ye bir bakalım... Suriye’nin dini yapısının yüzde 74’ü Sünni, yüzde 1314 Nusayri Alevi, yüzde 10’u Hıristiyan, yüzde 3 Dürzi... Suriye’de iktidar ise Nusayri Alevilerde! Muhaliflerin amacı Nusayri Alevi iktidarını devirip, Sünni, ABD yanlısı bir iktidar kurmak. Başbakan Erdoğan, Suriye’deki çatışmalara ilişkin “bu bizim içişlerimize giriyor, sabrımız taşmak üzere” demedi mi? Sünni Arap Suriyelilerin Urfa’da akrabaları var. Nusayri Arap Alevilerin Hatay, Adana ve Mersin’de akrabaları yok mu? Var! Onlarda bizim kardeşlerimiz değil mi? Ortadoğu’da bir oyun oynanıyor... Nedir bu oyunun adı: “Demokrasicilik... Yani ABD güdümlü iktidarlar... Ilımlı mı olur ılımsız mı burası hiç önemli değil... Bir süre kullanılırlar sonra Mübarek gibi demir kafese konulup yargılanırlar.” Demirtaş, devlet ve PKK’nin elini silahtan çekmesini istedi, ‘Öcalan’ın durumunu tartışalım’ dedi ‘Artık ölümler durmalı‘ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetle tıkanan görüşmeler, ramazan ayındaki saldırılar, özerklik, çatı partisi, Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmeler ve Kemal Burkay’la ilgili konuştu. Demirtaş, hükümetin Öcalan’la görüşmelere devam etmesi gerektiğini savunarak “Öcalan’ın özgür kalmasının da tartışmaya açılması gerektiğini” söyledi. Demirtaş, NTV’ye açıklamalarda bulundu. Blok olarak ölümlerin durması çağrısı yaptıklarını söyleyen Demirtaş, “Hükümet askeri operasyonları durdurmalıdır. PKK eylemlerini durdurmalıdır. İki tarafda tetikten ellerini çekmelidir. Siyaset de çözüm oluşturabileceğine dair güçlü mesajlar vermelidir, sadece BDP değil hükümet de bu mesajları güçlü bir şekilde vermelidir” dedi. Hakkâri kent merkezi, Yüksekova ilçesi ve Bingöl Karlıova’da gündüz saatlerinde gerçekleştirilen olayların adeta “geliyorum” dediğini anlatan Demirtaş, “Halbuki barış çok kolay çok mümkündür. Hükümet maalesef ki bu ölümleri durdurabilcek tek bir şey söySilahların leyemiyor. Söylediği susmasını ve barışın tek şey var ‘Belini kıracağız!’ Doksanlı yıllarformüllerinin da olduğu gibi ‘Bitirekonuşulmasını ceğiz, tüketeceğiz’ diistediklerini belirten yor. Bunlar artık TürDemirtaş, yeni bir kiye toplumunun duymak istediği şeyler deadım atılmadıkça ğil. Biz barışın formüÖcalan’ın mralı’ya lü nedir, onu hükügiden heyetle metten duymak istiyoruz” diye konuştu. görüşmeyeceğini Demirtaş, yeni bir söyledi. Demirtaş, adım atılmadıkça Öca‘Hükümet Öcalan’ın lan’ın İmralı’ya giden özgürlüğü dahil her heyetle görüşmeyeceğişeyi tartışmaya açık ni de söyledi. Hükümetin müzakereleri devam olmalıdır’ diye ettirmesi gerektiğini ankonuştu. latan Demirtaş, “Öcalan’ın koşulları düzeltmelidir. Hatta özgürlüğü dahil olmak üzere her şeyi tartışmaya dahil olmalıdır hükümet. Yani biz bu ölümleri mi izleyeceğiz yoksa artık gerçekten de barışı konuşup kan davası ruh halinden çıkacak mıyız? Biz ‘hükümet taviz versin, devlet bölünsün, toplum parçalansın’ demiyoruz. Bunlar taviz değildir. Bunlar barışa doğru giden yolda atılacak makul adımlardır” dedi. Demirtaş, DiyarbakırBingöl karayolunu kesen PKK tarafından kaçırılan 2 asker ve 1 sağlık teknisyeni için katkı sunmaya hazır olduklarını belirtti. BDP Grup Başkanı ayrıca çalışmaları süren çatı partisi konusunda, ekim, kasım ayına kadar çatı partisinin olgunlaşacağını ve tüzel kişiliğe kavuşabileceğini düşündüğünü anlattı. Türkiye’ye 31 yıl sonra dönen Kürt siyasetinin önemli isimlerinden Kemal Burkay’la ilgili düşüncelerini de paylaşan Demirtaş, Burkay’la görüşmek istediklerini ancak BDP olarak kendisine siyasi bir çağrı yapmanın doğru olmayacağını, takdirin Burkay’a ait olduğunu belirtti. SAVCI DAVANIN BAŞKA LE ALINMASINI STED Tunceli’nin Çemişgezek ilçesindeki toplu mezarın açılmasına karar verilirken, toplu mezarda bulunanlardan Ali Yıldız’ın abisi Hüsnü Yıldız’ın cenazeyi alabilmek için başlattığı ölüm orucu 62. gününe girdi. Toplu mezar açılıyor TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde 19 PKK’li ve 2 DHKPC’linin bulunduğu toplu mezar açılıyor. Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde, 1997 yılında Aliboğazı mevkiinde meydana gelen çatışmada öldürülen 19 PKK’li ve 2 DHKPC’li ilçe merkezinde bir toplu mezara gömüldü. 21 kişinin toplu mezara gömüldüğü anlaşılınca aileler cenazelerini almak için başvuruda bulundu. Çemişgezek Savcılığı, ailelerin başvurusu üzerine mezarın açılması talebini ve dosyayı, Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi. Ancak Özel Yetkili Savcılık dosyayı geri gönderdi. Ailelerin yeniden Tunceli Başsavcılığı’na başvurması üzerine dosya Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi ancak oradan da takipsizlik kararı çıktı. Bunun üzerine avukatlar AİHM’ne başvururken, Tunceli’deki STK’ler mezarın açılması için yeniden Tunceli Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu. Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı yetkilileri dün Hüsnü Yıldız’ın avukatı Taylan Tanay’ı arayıp mezarın yarın açılacağını belirtti. KCK davası yine Kürtçe savunmaya takıldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK’nin kent yapılanması olduğu iddia edilen KCKTM davasında, avukatlarla mahkeme arasındaki kriz kopma noktasına geldi. Sanıklardan Muharrem Erbey, Kürtçe savunma yapmak isteyince mahkeme başkanı mikrofonu kapattırdı. Cumhuriyet Savcısı Levent Kaya, davanın başka bir kentte görülmesi talebinde bulundu. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 26. duruşmasında savunma yapmak için dilekçe veren Muharrem Erbey, Kürtçe savunma yapmak isteyince, Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, “Sanığın Kürtçe olduğunu düşündüğümüz bir dille konuştuğu görüldü” ifadesini kayıtlara geçirtti. Yılmaz, sanığın konuşmasını sürdürmesi üzerine mikrofonun kapatılması talimatını verdi. Söz alan sanık avukatlarından Zeki Ekmen, sanıklara savunma hakkının tanınmadığını belirterek “Sanıklara savunma hakkı tanınmadığı sürece avukatların burada bulunması mümkün değildir” dedi. Mahkeme Başkanı Yılmaz, baronun kullandığı Otomatik Avukat Atama Sistemi’nde (OCAS) mahkemenin avukat görevlendirmesi yapmak için kullandığı şifrenin değiştirildiğini belirterek “Şifreyi değiştirdikleri için avukat görevlendirmesi yapamıyoruz. Bunu tutanak altına aldık” dedi. Savcı Levent Kaya ise davanın başka bir kente alınması talebinde bulundu. Verilen kısa aranın ardından Mahkeme Başkanı Yılmaz, Diyarbakır Baro Başkanlığı’na sanıklara avukat görevlendirmesi yapmaları için yeniden yazı yazılmasına, Savcı Kaya’ya davanın başka kente nakli için mütalaa hazırlaması için süre verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Duruşma çıkışında açıklamalarda bulunan BDP Grup Başkanı Selehattin Demirtaş, “Bu dava, Kürtçe anadilin yargılandığı bir davadır” dedi. Şifre değişti Greve yeni anayasa koşulu MUSTAFA ÇAKIR Memur konfederasyonları ile bakanlık toplusözleşmenin uygulaması üzerinde anlaşamadı ANKARA Memur konfederasyonları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında, “toplusözleşmenin” nasıl uygulanacağı konusunda uzlaşma sağlanamadı. Bakanlık tek bir toplusözleşme yapılmasını isterken konfederasyonlar 3 düzeyde toplusözleşme istedi. Hükümetin yeni anayasada düzenleme eğiliminde olduğu grev konusunda da anlaşma sağlanamadı. Memur konfederasyonları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratları Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası üzerindeki görüşmelerini önceki gün de sürdürdü. Önceki günkü toplantının ana gün dem maddesini “toplusözleşmenin” nasıl gerçekleştirileceği konusu oluşturdu. Bu konuda Çalışma Bakanlığı ile konfederasyonlar arasında görüş ayrılıkları çıktı. KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, hükümet kanadının toplusözleşmenin malisosyal haklarla sınırlı olmasını istediğini, kendilerinin ise buna karşı çıktığını söyledi. Tombul, kamu personelinin ataması, kamu hizmeti anlayışı, siyasi ve demokratik talepler ile kamu çalışanlarına siyaset yasağının kaldırılması gibi konuların da toplusözleşmelerde ele alınması gerektiğine dikkat çekti. Hükümetin konfederasyonlarla tek bir toplusözleşme yapmak istediğine işaret eden Tombul, kendi lerinin ise konfederasyonlar, işkolları ve tüzelkişiliği olan belediyeler, üniversiteler gibi kurumlarda olmak üzere 3 düzeyde toplusözleşme talebinde bulunduklarını söyledi. Her işkolunun kendine özgü koşulları olduğunu dile getiren Tombul, ayrıca baraj ya da yetkili sendika yerine her sendikanın kendi üyeleri için toplusözleşme yapabilmesi gerektiğini de söyledi. PKK ÜÇ ŞÇ Y KAÇIRDI BİNGÖL / ŞIRNAK (Cumhuriyet) Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Derinçay köyü yakınlarında özel bir şirkete ait hidroelektrik santralı (HES) şantiyesini basan bir grup PKK’li terörist, üç iş makinesini ateşe verdi. Teröristler, daha sonra şantiyede iş makinesi operatörleri Mehmet Akif Uslu, Mehmet Uslu ile şantiye bekçisi Emrah Avlı’yı yanlarına alarak kaçtı. Şırnak’ın Cizre ilçesinde İran’ın Irak ve Türkiye sınırında PJAK’a yönelik operasyonlarını protesto eden grup İdil caddesinde barikatlar kurup, lastikler yakarak yolu trafiğe kapattı. Grup daha sonra polise, havai fişek, taş ve molotof kokteylleri ile saldırdı. Polis, gruba tazyikli su ve biber gazı sıkarak müdahale etti. MemurSen’in grev konusunu yeni anayasaya bırakma eğiliminde olduğunu, hükümetin de benzer bir tutum izlediğine dikkat çeken Tombul, grevsiz toplusözleşmenin olamayacağını vurguladı. C MY B C MY B ‘Grevsiz olmaz’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle