18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 9 TEMMUZ 2011 CUMARTES 6 HABERLER SEÇİM ANALİZ RAPORU Terör örgütü lideri, kendisiyle görüşen heyetle Barış Konseyi’nin kurulması için mutabakat sağlandığını söyledi Öcalan: Anlaşma sağlandı Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmede, kendisiyle görüşen heyetle Barış Konseyi konusunda anlaştıklarını söylediği ileri sürüldü. Öcalan’ın TBMM’deki yemin krizine ilişkin olarak da “Hükümetle bir mutabakata varılarak yemin edebilirler’’ dediği belirtildi. MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, kendisiyle görüşen heyetle Barış Konseyi’nin kurulması için mutabakata vardıklarını söyledi. Öcalan, BDP’nin Meclis boykotuyla ilgili ise, “Hükümetle bir mutabakata varılarak yemin edebilirler” dedi. Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla çarşamba günü yaptığı görüşmenin ayrıntıları Fırat Haber Ajansı’nda yayımlandı. Kendisini ziyaret eden heyetle son görüşmesinde “Barış Konseyi”nin kurulması için mutabakata vardıklarını söyleyen Öcalan, “Heyetle Barış Konseyi’nin kurulmasına ilişkin bir mutabakata varmış durumdayız. Barış Konseyi ne resmi bir devlet organı olacak ne de sadece sivil bir organ olacaktır. Barış Konseyi, barış çalışmaları, barışın gerçekleşmesi ve çözüm için çalışacaktır. Bir ay veya bir aydan daha kısa bir sürede Barış Konseyi kurulmalıdır. İkinci ve en önemli diğer bir husus da Anayasa Konseyi’nin kurulmasına ilişkindir” dedi. Mutabakat vurgusu TBMM’deki yemin krizini de değerlendiren Öcalan, şunları söyledi: “Hükümetle bir mutabakata varılarak yemin edebilirler. Bu mutabakat mutlaka olmalı ve önemlidir. Yapacakları mutabakat metni, devlete sunduğum protokollerle paralel olabilir veya kendi koşulları ve durumlarına göre yapabilirler. Örneğin bu protokollere Hatip Dicle’nin durumu, diğer beş tutuklu vekilin serbest bırakılması, KCK’lilerin serbest bırakılması, hatta tüm tutsakların serbest bırakılması, yüzde on barajının düşürülmesi ve TMK’nin değiştirilmesi gi bi hususlar eklenebilir. Öyle hemen Hatip Dicle meselesi ve diğer meseleler çözülmeyebilir, hemen serbest bırakılma olmayabilir. Bu şekilde yazılı bir mutabakat sağlanırsa BDP de yemin edebilir ve Meclis’e dahil olur, çalışır.” Oluşturulmak istenen çatı partisine ilişkin de görüşlerini açıklayan Öcalan, partinin adını “Demokratik Ulus KongrePartisi” olarak belirledi. Öcalan, ulusal Kürt konferasında Kürt parlementosu kurulmasını da istedi. CHP oyları iç bölgelere doğru sızdı CHP’nin raporuna göre CHP, sahiller dışında da oylarını arttırırken parti görevlisi bulunan 6 bin sandıktan ise hiç oy alamadı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP yönetiminin bugün Parti Meclisi’ne (PM) sunacağı seçim raporunda, CHP’nin oyunu arttırdığı ve iç bölgelere doğru sızma yaptığı saptaması yapılırken; CHP örgütünün değerlendirmesine göre, seçim sonuçlarını olumsuz etkileyen etkenler “örgüt yapısı, aday seçimindeki yanlışlar, AKP’nin seçim süreci boyunca devlet olanaklarını kullanması ve yarattığı baskı ortamı” olarak sıralandı. Raporda, ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu olmak üzere 6 bin sandıkta parti görevlisi olmasına karşın hiç oy çıkmamasına dikkat çekildi. CHP yönetiminin hazırladığı raporda şu görüşlere yer verildi: Genel seçimlerdeki yüzde 5’lik oy artışı, 2007 seçimlerinde partinin aldığı oy oranı baz alındığında kendi oy tabanına oranla yüzde 25 civarında bir büyümeye karşılık gelmektedir. CHP hiç oy almadığı ya da çok sınırlı oy aldığı farklı kesimler ya da bölgelerden ziyade kendi seçmen profilinden ve güçlü olduğu bölgeler ve çevresinden oy almıştır. 2007 seçimlerinde kıyılarda yoğunlaşan CHP oylarının özellikle Akdeniz, Ege ve Marmara’da iç bölgelere doğru sızmaya başladığı hem il hem de ilçe düzeyinde görülmektedir. Partilerin oy oranlarındaki artışın kaynaklarından birisi de seçime katılım oranındaki yüzde 3’lük artıştır. 2007’de sandığa gitmeyen yüzde 3’lük bu seçmen kitlesi AKP’nin oy artışında önemli rol oynarken CHP seçimin genelinde bu kitleden aldığı oyun üzerinde bir performans göstermiştir. CHP, milletvekili sayısını arttıran tek parti olmuştur. AKP’nin CHP’nin yüksek oy aldığı Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde kaydetmiş olduğu oy artışı iddia edilenin aksine CHP’nin bu bölgelerdeki etkinliğinin kaybolmasına neden olmamış, tam tersine CHP güçlü olduğu bölgelerde önceki seçimlerde AKP ile arasındaki oy farkını azaltmıştır. CHP, 2007 seçimlerine göre coğrafi bölgeler bazında tüm Türkiye’de oy oranını ya korumuş ya da arttırmıştır. CHP’nin oyu 61 ilde oransal olarak AKP’den daha fazla artmıştır. Ağrı, Bingöl, Bitlis, Gümüşhane, Iğdır ve Siirt illerinde 2011 seçimlerinde CHP net oy kaybı yaşamıştır. Bu illerin ağırlıklı olarak Doğu Anadolu Bölgesi’nde olması dikkat çekicidir. Türkiye çapında toplam 3 bin 698 sandıkta, CHP sandığa kayıtlı CHP üyesinden daha az oy almıştır. 8 bin 917 sandıkta ise CHP’ye hiç oy çıkmamıştır. Bunların 6 bin 213’ünde CHP sandık görevlisi kayıtlı bulunması dikkat çekicidir. Bunların Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yoğunlaştığı görülmektedir. CHP’nin 2011 seçimlerinde 2007’ye göre oylarını en çok arttırdığı ilçeler, sosyoekonomik bakımdan görece daha fazla gelişmiş ilçelerdir. Hizmet sektörünün genişlediği ilçelerde CHP oyları 2011 yılında zirve yapmıştır. Aksine AKP oylarında hizmet sektörünün yoğun olduğu yerlerde gözle görülür düşüş yaşanmıştır. Tarım sektörünün yoğunlaştığı ilçeler AKP’nin oylarını arttırdığı ve CHP’nin büyük oranda oy yitirdiği seçim çevreleri olmuştur. CHP örgütü tarafından yapılan değerlendirmede, seçim sonuçlarını olumsuz yönde etkilediği düşünülen dört ana başlık çıkmaktadır. Bunların başında maddi sıkıntılar ve ödenek gelmektedir. Örgüt yapısı ve aday seçimindeki yanlışlar; AKP’nin seçim süreci boyunca devlet imkânlarını kullanması ve yarattığı baskı ortamı ve din ve etnik kimlik sömürüsüne de dikkat çekilmektedir. İl başkanlıklarından 56’sı maddi yetersizlik, 28’i örgütün çalışmaması ve hantal yapısı, 34’ü aday seçimi, 20’si AKP’nin devlet kaynaklarını kullanması nedeniyle olumsuzluk yaşandığını bildirdi. CHP örgütü, seçim sonuçlarını olumlu etkileyen en önemli faktörü örgüt emekçileri ve gönüllülerinin özverili çalışmaları olarak görmektedir. Tunceli’de 1 şehit, 3 asker yaralı TUNCELİ /HATAY (Cumhuriyet) Tunceli’de güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK üyeleri arasında önceki gün başlayan çatışmada 1 uzman onbaşı şehit oldu. 3 askerin de çatışmada yaralandığı bölgeye takviye birlikler sevk edildi. 26 Haziran’dan beri son 15 günde 6. şehit verildi. Pülümür ilçesi Çakırkaya köyü kırsalında arazi arama ve tarama faaliyetlerini sürdüren güvenlik güçleri, 1015 kişilik bir PKK’li grup ile karşılaştı. Çıkan ilk çatışmada 2 asker yaralandı. Çatışma gece boyu aralıklarla sürerken; dün sabah saatlerinde yeniden sıcak temas sağlanan teröristlerin açtığı ateşle Hataylı Piyade Uzman Onbaşı Hüseyin Gözübüyük şehit oldu, 1 asker de yaralandı. Yaralı asker, Elazığ Asker Hastanesi’ne götürülerek tedaviye alındı. Tunceli 4. Komando Tugay Komutanlığı’ndan helikopterlerle profesyonel birliklerin sevk edildiği bölgede çatışmanın devam ettiği belirtildi. Hatay Garnizon Komutanı Piyade Albay Semih Erdoğan, sağlık görevlileriyle birlikte şehidin baba evine giderek acı haberi verdi. Oğlunun şehit olduğunu öğrenen anne Aysel ve baba Ahmet Gözübüyük, sinir krizleri geçirdi. Şehidin amcası Abdullah Gözübüyük, şehit askerin yaklaşık 1 ay önce evlendiğini, eşi Arzu’nun ise Mersin’de bulunan anne ve babasını ziyarete gittiğini anlattı. stanbul bağımsız milletvekili Levent Tüzel ile BDP’li Hasip Kaplan, sabah kahvaltısında gazetecilerle sohbet etti. 1 aylık evliydi ‘Çözümün anahtarı Başbakan’ Erdoğan’ın tutuklu vekillerle ilgili olarak devreye girmesi gerektiğini belirten BDP’li Kaplan, “Arkadaşlarımız Ergenekon ve Balyoz davasının rehinesidir’’ dedi. stanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de Meclis tatile girmeden çözüm için adım atılması gerektiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, “Bu kilitlenmenin anahtarı Başbakan. Başbakan’ın yeni anayasa, demokratikleşme niyeti varsa bu kilidi açar” dedi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in kendilerine “Anayasa Uyum Komisyonu oluşturulsun, yaz boyunca tatile girmeden çalışsın” dediğini aktaran Kaplan, kendilerinin “TBMM’nin tatile girmeden gerekli anayasa, yasa değişikliklerini yapmasını istediklerini” aktardı. İstanbul bağımsız milletvekili Levent Tüzel ile BDP’li Hasip Kaplan, dün sabah kahvaltısında gazetecilerle sohbet etti. Tüzel, “Meclis tatile girmeden çözüm için adım atılması, demokratik tepkilerin gereğinin yapılmasının önemi” üzerinde durdu. Kaplan da “halkın iradesine saygı duyulmasını” isterken “Arkadaşlarımız Ergenekon ve Balyoz davasının rehinesidir. Ergenekon ve Balyoz davasının sanıkları devleti yıkmaktan yargılanıyorlar. Bizim 5 KCK davası tutuklusu arkadaşlarımız basın açıklamasından yargılanıyor. Sayın Dicle’nin konumu, YSK’nin bile bile lades demesi, tuzak kurması seçmene, Diyarbakır halkının özgür iradesi ile oynaması, siyaset tarihinde unutulmayacak bir durumdur. Kürt halkının seçtiği 6 vekil parlamentoya gelemiyor, Leyla Zana’nın zorla ifadeye çağrıldığı haberini aldık, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’u ifadeye çağırdılar. Biz Meclis’e gidenler dahi yargı tehdidi altındayız. Yargıtay’daki dosyalarımız her an tasdik edilebilir, her an diğer vekillikler de düşürülebilir” dedi. ‘80 B N BAŞVURU YAPILMALI’ Çiçek ziyareti TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e yaptıkları ziyaret hakkında bilgi veren Kaplan “Sadece ‘Kürt sorunu çok önemlidir, gündeme almak zorundayız’ dedi. ‘Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulsun, meclis tatile girince de çalışsın’ dedi. TBMM Başkanı olarak kolaylaştırıcı bir rol alacağını söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın da çağrısı vardı. Ancak Başbakan’ın söyleminde zerre kadar değişiklik yok. TBMM Başkanı formül bulmak zorundadır. Liderleri, grup başkanvekilleri dinlemek zorundadırlar. Ondan sonra anayasa değişikliği, TCK, CMK değişiklikleri yapılabilir” açıklamasını yaptı. Dicle’nin seçmenlerine A HM çağrısı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Anayasa Mahkemesi’nin de nihai kararını açıklamasıyla iç hukuk yollarını tamamen tüketen Hatip Dicle’nin avukatları, dava dosyasını AİHM’ye taşıyor. Avukatları Dicle adına AİHM’de dava açmaya hazırlanırken kendisine oy veren 80 bin seçmeni de bireysel olarak başvurmaya davet etti. Dicle’nin avukatı Fethi Gümüş, Dicle’nin karşılaştığı hukuksuzluğu AİHM’ye taşıyacaklarını belirtti. Gümüş, “Dicle’nin seçmenleri zaMAHKEMEDEN RET ten YSK hakkında il seçim kuruluna başDiyarbakır 4 ve 6. vurularda bulundu Ağır Ceza Mahkemeve bunlar halen deleri, KCK tutuklusu 5 milletvekilinin serbest vam ediyor. Halkın iradesiyle seçilen bir bırakılması için yapılan başvuruyu reddetti. kişi hakkında verilecek kararı, ancak Daha önce KCK tuTBMM’nin vermesi tuklusu milletvekille gerekir, başka kuri için yapılan başvu rumların değil. Huru yerel mahkemeler kuken de mantıken tarafından reddedilde budur. (...) Biz miş, bunun üzerine avukatlar zaten ulusavukatlar bir üst mah lararası hukuka taşıkeme olan 4 ve 6. yacağız bu konuyu. Ağır Ceza MahkeleSeçmenlerin ri’ne başvurmuştu. AİHM’ye başvuruları olursa biz avukatlar olarak bu konuda onlara her türlü hukuki desteği sunacağız” dedi. ESP üyeleri de Ofis semtinde imza standı açarak, Dicle ve tutuklu bulunan 5 blok milletvekili için 10 günlük imza kampanyası başlattı. Dicle’nin milletvekilliğinin iade edilmesi, tutuklu bulunan 5 blok milletvekilinin tahliye edilmesi ve yüzde 10 seçim barajının kaldırılması talebiyle toplanan imzalar TBMM’ye gönderilecek. SAADET PART S ’NDE SULAR KAYNIYOR DSP L DER BASKILARA D KKAT ÇEKT Kamalak’a istifa çağrısı A N K A R A (Cumhuriyet Bürosu) Genel seçimlerde ağır bir yenilgi alan Saadet Partisi (SP) karıştı. SP Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Aydın, Genel Başkan Mustafa Kamalak’ı istifaya çağırdı. Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, 12 Haziran’da yapılan genel seçimlerde Milli Görüş’ün 42 yıllık siyasi tarihinin en kötü sonucunun alındığını belirterek bu kötü sonucun sorumlusu olarak Kamalak’ı gösterdi. Aydın, “Seçimdeki başarısızlık karşısında parti yönetiminin takındığı tavır, ‘Biz her şeyi yaptık. Takdir böyleymiş’ şeklindedir. Bu anlayış yanlıştır. Temel kural, yetkiyi kullanan sorumludur” dedi. Aydın, “Sayın Kamalak, derhal istifa etmelidir. Zaten kendisi vekildir. ‘Bizde istifa yoktur’ gibi yanlış birtakım kelimelerle insanımızın kafası karıştırılmaktadır. Aldığı görevi yerine getiremeyen kişinin yapacağı en şahsiyetli davranış, görevinden istifa etmek, daha ehliyetli kişinin gelmesinin önünü açmaktır” ifadesini kullandı. Türker: Asıl şike siyasette A N K A R A (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Masum Türker, futboldaki şike iddialarını anımsatarak “Aslında şike Türkiye’de her yerde var. Son 1 yıl içinde baskı yoluyla oluşturulan bir siyasal şikeyi hep birlikte yaşadık” dedi. Türker, DSP Ankara İl Başkanlığında yaptığı basın toplantısında, geride bırakılan seçimde Türkiye’nin iki kutuplu bir siyasal yapıya dönüştürülmek istendiğini belirtti. Temel görüntünün Türkiye sorunlarının çözülmesi yönündeki beklentileri daha ilk başlangıçta, karşılanamayacağı yönünde olduğunu anlatan Türker, “Yemin krizinin çözülmesi konusunda Hükümetin biraz katı duruşu Türkiye’nin aslında siyasal yaşamının bir gergin ortamda ve yeni bir yaşam tarzının dayatılacağını açıkça ortaya koyuyor” dedi. Masum Türker bir soru üzeri pazar günü gerçekleştirilecek DSP kurultayına Rahşan Ecevit’in parti üyesi olmadığı için davet edilmeyeceğini söyledi. Fotoğraf:AA SON 15 GÜNDE SALDIRILAR ARTTI C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle