23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 15 Onur Ünlü’nün yeni filmi ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi’ sonbaharda görücüye çıkacak ‘İşbirlikçi sinema yapmıyorum’ AYŞEGÜL ÖZBEK ‘ nsanları Korkutarak…’ Bu hafta köşeme John Howard Lawson’u konuk edeceğim. Lawson, Hollywood’un en nitelikli yazarlarından biriydi. McCarthy döneminde, komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle “Amerika’ya karşı çalışmalar”ı araştıran komitenin karşısına çıkarılmıştı. Duruşmada bildirisini okumak istemişti Lawson; ama komite buna izin vermemişti. Aşağıda yazarın okutulmayan bildirisini sunuyorum: Bu komite, lekelemek, yıkmak istediği Amerikan yurttaşlarını, yasaların dışına çıkarak, dürüst olmayan bir biçimde, bir haftadır suçlamaktadır. Amerikan halkı bu durumu tek kelimeyle özetliyor: çirkef. Mantıklı insanlar çirkefle uğraşmazlar. Ama o çirkefin nereden geldiğini bulmamız, o çirkefte başkalarıyla birlikte boğulmadan buna bir son vermemiz gerekiyor. Kaynak apaçık ortada. “Kanıt” dedikleri şeyleri, satılmışlardan, akıl hastalarından, reklam peşindeki soytarılardan, Gestapo ajanlarından, muhbirlerden, karacahil ve korkak birkaç Hollywood sanatçısından elde etmişler. O insanlar, birey olarak önemli değildirler. Birey olarak ben de önemli değilim. Bu komitenin beni yıkmaya, çalışmamı engellemeye, daha da kötüsü, bir Amerikan yurttaşı olarak beni onurumdan etmeye çalışması, bunu herhangi birine yapabildiklerini göstermek bakımından önemlidir. Bu arada, anayasanın hiçe sayılması konusuna dokunmayacağım. Durum o kadar ortadadır ki, ayrıntılara girmeye gerek yoktur. Lekelemek için yazarların, sanatçıların seçilmesi şaşırtıcı değildir. Yazarlar, sanatçılar, bilim adamları ve eğitimciler, demokrasiden nefret edenlerin ilk hedefleridir. Yazarın demokrasilerde özel bir sorumluluğu vardır, düşünce alışverişini geliştirir. Düşüncelere sınır çizmek ve haberleşmeye sansür koymak amacını güden, bu amaçlarını tutanaklarda da belirten kimselerin saldırısına uğramaktan onur duyuyorum... Siyasal ve toplumsal görüşlerim çok iyi bilinmektedir. Yaygın bir sanat olarak sinemaya inancım da çok iyi bilinmektedir. Hiçbir zaman, kendilerini diktatör ilan edenlerin, düşünceye sansür koymaya kalkışan Gestapoların ve bu çeşit komitelerin buyruğuna göre yazı yazacak değilim. Söz özgürlüğüm satılık değildir; sizin vereceğiniz tavsiye kartlarıyla iş bulacak kadar alçalmadım. Senaryolarını yazdığım filmleri milyonlarca Amerikalı gördü, onayladı. Beni karşınıza almanız, onları karşınıza almanız demektir. Bir yurttaş olarak yalnız değilim burada. Yüz otuz milyon Amerikalının temsilcisiyim. Beni yıkmanız, hiçbir Amerikalının güven içinde bulunmaması demektir. Tarladaki çiftçiyi, ormandaki oduncuyu, makinesinin başındaki işçiyi, hastanedeki doktoru da çağırabilirsiniz buraya onları işlerinden eder, onurlarını lekelemeye kalkışabilirsiniz. Komite Başkanı J. Parnell Thomas küçük bir politikacıdır; daha büyük güçlere hizmet etmektedir. O güçler, ülkemize faşizmi getirmeye çalışmaktadırlar. Amerikan halkının özgürlüğünü ve haklarını elinden almak için uydurma bir tehlike yaratmaya çalışmaktadırlar. İnsanları korkutarak özgürlükleri kısıtlayıcı yasalar getirmeye çalışmaktadırlar. Biraz tarih bilgisi olanlar, bu yöntemi iyi bilirler. Yüzyıllar boyunca “kızıllar”dan, “komünistler”den, “yasa ve düzen düşmanları”ndan söz edilerek birçok ülkede diktatörlüklerin kurulması sağlanmıştır. Söz özgürlüğüyle düşüncelere zincir vurma çabası arasındaki savaş, halkla bir azınlığın, halktan korkan bir azınlığın arasındaki savaştır aslında. Haberleşme özgürlüğüne saldırı, halkımıza saldırıdır. Ama halkımız o saldırıyı nasıl karşılayacağını bilmektedir. Bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da haklar korunacaktır. Onur Ünlü’nün “Polis”, “Çocuk”, “Güneşin Oğlu” ve “Beş Şehir”in ardından çekimleri dün son bulan beşinci filmi “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”, tarzı isminden de anlaşılacağı gibi efsanesi kulaktan kulağa yayılan dizisi “Leyla ile Mecnun”la benzerlik gösteriyor gibi. Filmin oyuncularından Ezgi Mola da filmden söz ederken “Leyla ile Mecnun”a gönderme yapıyor. “Sektörde ‘Onur Ünlü kafası’ diye tarif edilen bir şey var. Şu anda ‘Leyla ile Mecnun’da apaçık görülen bir durum bu. Herkes bir şeyler anlatıyor ama Onur Abi sanki daha başka bir yerden bakarak izleyiciyi yabancılaştırıyor. Ayrıntı olmayan ama çok da ortada olmayan şeylerden söz ediyor.” Onur Ünlü bu kez aile kurumunu hedef aldığı yeni filminde seyirciye güvenlik duygusu vermemeyi tercih ediyor. “Seyirci daha önce karşılaşmadığı tekinsiz bir alanda olsun istiyorum. Ancak o zaman filmle ilgili duygunun geçeceğini düşünüyorum. Ben onların yanına gitmeyeyim, onlar benim yanıma gelsin. Çünkü ben işbirlikçi sinema yapmıyorum” diyor. Filmde Cemal Tan’ı oynayan Selçuk Yöntem film için “anlatılmasından çok seyredilmesi gerekir” diyor. “Derli toplu bir senaryo. Komik, insanı şaşırtan tarafları var. Bizim yaşamadığımız, başkalarının yaşadığı bir olayı dışardan izlemenin komikliğini taşıyor.” Güler Ökten, Yılmaz Gruda, Bülent Emin Yarar, Türkü Turan, Tansu Biçer’in de aralarında olduğu kalabalık bir kadroya sahip filmde olaylar bir orta sınıf Türk ailesinin etrafında geçiyor. Hukuk profesörü Celal Tan’ın karısının başına gelen kötü bir olay sonucu aile işin içinden birbirlerine yalanlar söyleyerek çıkmaya çalışıyor. Aile kurumuna yönelik eleştirisine de buradan bakıyor Ünlü, “Statükonun bize önerdiği aile fikriyle ilgili sıkıntım var. Ben de kentli, orta sınıf bir aileden geliyorum. Aileler birtakım durumları gizlemeye çalışarak işleri daha içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. Asıl can sıkıcı olan birlikte durumun idare edilmesi, statükounun devam etmesi”. Filmin türünün kara komedi olduğunu belirtirken ismindeki “aşırı” kelimesini özellikle seçtiğini söylüyor. “Filmin sahip olduğu humor duygusunu vurgulamak için seçtim. Filmde zaman zaman sinir bozucu derecede komik durumlar oluşuyor. Bazı durumlarda ne yapacağımızı çok bilmediğimiz için güleriz. Bu bir komedi filmi değil ama ölüm karşısındaki boşluk duygusunun ya rattığı o saçma duyguya gülüyor olacağız filmde”. 26 günde Eskişehir ve İstanbul Beykoz Kundura Fabrikası’nda tamamlanan filmi, kabul edilirse bu yıl Antalya Film Festivali’nde ilk kez izleme şansımız olacak. Eskişehir’de geçen hikâyede küçük kentin baskı ve sıkıcılığını yansıtmak ve ailenin kapalılığını vurgulamak da amaçlanmış. Daha önceki yapımlarında olduğu gibi bu filminde de Ünlü seyirciye güvenlik duygusu vermemeyi tercih ediyor. “Seyirci daha önce karşılaşmadığı tekinsiz bir alanda olsun istiyorum. Ancak o zaman filmle ilgili duygunun geçeceğini düşünüyorum. Ben onların yanına gitmeyeyim, onlar benim yanıma gelsin. Çünkü ben işbirlikçi sinema yapmıyorum” diyor. STANBUL CAZ FEST VAL ’NDE BUGÜN Cazın tuhaf mekânları Kültür Servisi Bu akşam İstanbul Caz Festivali kapsamında önde gelen caz sanatçıları “A Strange Place For Jazz” (Caz İçin Tuhaf Bir Yer) isimli projeyle saat 20.00’de Tersane Sahnesi’nde olacak. Adını, ünlü caz müzisyeni Esbjörn Svensson’un topluluğu e.s.t.’ ye ait bir albüm olan “Strange Place For Snow”dan alan proje caz müziğine yeni ufuklar kazandıran müzisyenlere adandı. Gecenin ilk performansı e.s.t.’nin basçısı Dan Berglund’un, Svenson’un ölümünün ardından kurduğu alternatif ve akustik rock etkileri taşıyan Tonbruket’ten. Müzisyene, gitarist Johan Lindström, piyanist Martin Hederos ve davul ustası Andreas Werliin eşlik ediyor. Ardından İlhan Erşahin, Jesse Murphy ve Kenny Wollesen’den oluşan “Love Trio”, usta müzisyen Arto Tunçboyacıyan’ı konuk edecek. Gecenin kapanışını Bill Evans (tenor ve soprano saksofon) ve Randy Brecker (trompet ve vokaller) gibi iki yıldızı barındıran topluluk Medeski, Martin & Wood yapacak. ‘Yıldız Sarayı’ndan Kız Kaçırma’ Kültür Servisi İstanbul Opera Festivali bugün Samsun Devlet Opera ve Balesi’nin “Saraydan Kız Kaçırma” operası ile sürüyor. Yekta Kara’nın sahneye koyduğu gösteri saat 21.00’de Yıldız Sarayı’nda. Operanın orkestra şefliğini ise Naci Özgüç, Markus Baisch ve Tolga Taviş üstleniyor. ‘Harry Potter’a veda Kültür Servisi Harry Potter serisinin son halkası “Harry Potter ve Ölüm Yadigârları”nın 2. bölümünün galası önceki gün Londra’da yapıldı. Filmin galasına serinin yazarı JK Rowling de dahil olmak üzere filmin oyuncuları katıldı. lki 10 yıl önce gösterime giren Harry Potter serisi şimdiye kadar dünya çapında 4 milyar sterlinlik (yaklaşık 10 milyar TL) gişe başarısı elde etti. Film, Türkiye’de ise 15 Temmuz’da izleyiciyle buluşacak. HALK RADYO VE TELEV ZYON YAYINCILIK A.Ş.’N N 2011 YILI OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL ÇAĞRISI Şirketimizin 2011 yılı Olağanüstü Genel Kurul toplantısı ilan hükümlerine göre 30 Temmuz 2011 Cumartesi günü Marmara Sokak No: 16/9 Yenişehir / ANKARA adresinde saat 11.00’de aşağıdaki gündem ile toplanacaktır. GÜNDEM 1Açılış, Divan Heyeti teşkili 2Toplantı tutanağının imzalanması için Divan Heyetine yetki verilmesi 3Yönetim Kurulu Üyesi Zekiye Handan Yayıcı’nın azli, yerine Yönetim Kurulu Üyesi seçilmesi 4Dilek ve temenniler Şirket Denetçisi KENAN ÖZTÜRK STANBUL OPERA FEST VAL Öğrenci pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. Ülkü Eroğuz C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle