23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 9 TEMMUZ 2011 CUMARTES 4 HABERLER AKP ve CHP anlaştı. Ortak ‘irade beyanı’ hazırlanacak. CHP pazartesi yemin edebilir Zor Çocuklar, Zor! Türkiye Gençlik Birliği’nden 45 kişilik bir heyet 6 Temmuz günü Yayladağ sınır kapısından, Suriye’ye geçti. Gençlerimiz dört günlük gezileri süresince, çeşitli üniversiteleri (Tishon, Şam ve Halep) kimi kolejleri ziyaret edecekler, Suriyeli yaşıtlarıyla görüşecekler, buradan giderken, götürdükleri Türk gençliğinin barış dileklerini içeren mesajları bırakıp, oradan Suriyeli akranlarının aynı içerikteki iletilerini alıp bize getirecekler. Ben gençleri meydanlardaki ahmak savaş gösterileri yerine, barış mitinglerinde görmeyi, birbirleriyle çatışma, yerine, kol kola şarkı söylerken izlemeyi yeğlerim. Suriye ve Türkiye gençlerinin tam da böyle bir birlikteliğine gereksinim olduğu zamanda gerçekleşti ziyaret. Doğrusu, iki ülke ilişkileri, kamuoylarının tam olarak bilmedikleri nedenler yüzünden oldukça kritik bir aşamada şu sıralarda. Son yıllarda Türkiye ile ilişkiler içinde olan hele hele Beşşar Esad’ın işbaşına gelmesiyle iyi ilişkiler yakın komşuluk ilişkilerine dönüşmüş bulunan Türkiye ile Suriye arasındaki durum şimdilerde gerginlik safhasını da aşıp, çatışma eşiğine dayanmış durumda. Gösteriler ve ayaklanmalarla başı iyice sıkışmış olan Suriye’de rejime karşı baş kaldırıp, birçok polisi öldüren isyancıların silahlarının Türkiye’den gitmiş olduğu yönündeki ciddi söylentiler tüyler ürpertici niteliktedir. Kimi gözlemcilerin her gün sığınmacıların kafilelerle aştıkları sınırda çatışmanın eşiğine geldiğini belirtiyorlar da, nedenini açıklamıyorlar, bir türlü. Görünürdeki neden Arap Baharı denen, Araplar arasından birden fışkırıvermiş olan demokrasi tutkusu. Bir süre maşrikten mağribe (doğudan batıya) Ortadoğu’da ne olduğu çoğu kimse tarafından tam olarak bilinmeyen bir Arap baharı yayılıp duruyor. Tunus’ta patlak veren olaylar, Libya’ya, oradan Mısır’a sıçradı, sonunda gelip Suriye’ye dayandı. Libya’da iç savaş benzeri çatışmalar çıktı. NATO müdahale etmeye kalktığında Tayyip Bey tepkisini şöyle koydu: NATO Libya’da ne arıyor? NATO’nun Libya’da ne aradığı kendisine nasıl anlatılmışsa anlatılmış olmalıydı ki, “Lebbeyk” diyerek, NATO’nun Libya harekâtına aktif olarak hava ve deniz kuvvetiyle katıldık. Şimdilerde ise, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Libyalı muhaliflerle toplantılar yapıp, Kaddafi’nin artık gitmesi gerektiğini söylüyor. Bölgede bir şeyler dönüyor, ama ne dönüyor? Bunu anlamak için Amerikan planlarını bilmek gerek. Türkiye’ye nasıl yansıyacağını tahmin edebilmek için Irak savaşı sonrasında doğan ortamı, Kuzey Irak’taki oluşumu, demokratik özerklik isteklerini, İran’a karşı planlananları iyi kavramak zorunlu. Kamuoyu bunların ne kadar farkında, böylesine kritik bir dönemde TSK’nin tarumar adilmiş olmasının doğurduğu tehlikenin ne kadar ayırdında? Kimi yurtseverlerin uykusunu kaçıran olasılıklar, yöneticilerimizi tedirgin ediyor mu? “Ben BOP’un eşbaşkanıyım” diyen Tayyip Erdoğan, Suriye ile çatışma olasılığına ne diyor? Bölgede İran’ı da kapsayacak gelişmelerden sonra nasıl bir harita çizilecek? Bu sorular gündemde ve önemlerini koruyorlar. Savaş tamtamlarını çalıyor Sam Amca. Bölge halklarının çıkarlarını düşünenlerin savaş çağrılarının ardındaki niyeti iyi görmeleri ve göstermeleri gerek. Bir kez daha barışın savaştan çok daha fazla yürek istediği bir döneme giriyoruz. Ve bu dönemde, TGB, Türkiye ile Suriye’nin gençleri arasında iyi niyet, barış ve dayanışma köprüsü kurmak için kolları sıvamış bulunuyor. İşleri çok zor. Çünkü egemenlerin planlarına karşıdır çabaları. Emperyalizm savaşmaya karar verdi mi, kararan gözü, hiçbir şeyi görmez, düşmandan önce barışçıyı hedef alır kendine. TGB’li gençler, bugün dönüyorlar. Umarız ilettikleri barış mesajı yerine varmış, etkili olmuştur. Ama doğrusu işleri zor, hem de çok zor. Barışın savaştan daha zor olduğu daha çok yürek istediği dönemdeyiz bir kez daha. Krizde sona doğru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, AKP ve CHP grup başkanvekillerini bir araya getirerek seçimlerden yaklaşık bir ay sonra tutuklu milletvekilleriyle ilgili yaşanan “yemin krizini” çözüm aşamasına getirdi. AKP ve CHP yöneticileri, çözümün TBMM’de bulunması konusunda anlaşmaya vardı. İki parti, yemin krizinin çözümünü sağlayacak “irade beyanı” niteliğinde bir metin üzerinde çalışma başlatırken son karar liderlere bırakıldı. Pazartesi günü hükümet programı üzerindeki görüşmeler öncesi CHP’lilerin yemin etmelerine yönelik beklenti arttı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iki partinin ortak açıklamasının çözüm için yeterli olacağını söyledi. TBMM’de dün yemin krizinin çözümüne dönük yoğun bir temas trafiği yaşandı. Önceki gün Kılıçdaroğlu ile görüşen Çiçek, dün Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Çiçek, bu görüşmenin öncesinde de AKP’li TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ile Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ile görüştü. Daha sonra Adalet Bakanı Sadullah Ergin de görüşmeye dahil oldu. Kuzu ve İyimaya’nın ayrılmasının ardından görüşme Çiçek ve Ergin arasında bir süre daha devam etti. Erdoğan, Çiçek ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin soruları üzerine yemin krizini görüştüklerini belirterek Kılıçdaroğ SON KARARI ERDOĞAN VE KILIÇDAROĞLU VERECEK AKP ve CHP grup başkanvekillerinin dün yaptığı görüşmede “Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’na görüşmeyle ilgili bilgi verelim. Onlardan gelecek son direktifler doğrultusunda pazar günü ya da pazartesi sabahı son kez buluşalım. Liderlerimizin istekleri konusunda karşılıklı anlaşma olursa irade beyanını kamuoyuna duyuralım” kararı alındı. AKP tarafının yeni anayasa sürecine destek istediği de belirtildi. AKP ve CHP’liler en geç pazartesi gününe dek “irade beyanı niteliğindeki metin” üzerinde müzakereyi sürdürecek. leri yalnız bıraktı. İki partinin yöneticilerin toplantısı ise saat 20.00’de sona erdi. lu’nun, Çiçek’in grup başkanvekillerinin sorunun çözümü için toplantıya çağırması yönündeki önerisi için “Meclis Başkanımızın daveti halinde bu davete uyabileceğimizi söyledik” diye konuştu. Yeniden bir araya gelinecek AKPCHP çözüm buluşması Erdoğan’la görüşmesinin ardından BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la da görüşen Çiçek, akşam saatlerinde AKP ile CHP grup başkanvekillerini makamında bir araya getirdi. Görüşmeye AKP’den grup başkanvekilleri Nurettin Canikli ve Ahmet Aydın ile Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, CHP’den ise Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ile Tekirdağ Milletvekili Turgut Dibek ve İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın katıldı. Çiçek, saat 19.00’da başlayan toplantıya bir süre katıldıktan sonra AKP ve CHP’li CHP’li Hamzaçebi, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, “En geç pazartesi gününe kadar yeniden bir araya geleceklerini ve net bir tablonun ortaya çıkacağını” bildirdi. Bir irade beyanı üzerinde çalıştıklarını belirten Hamzaçebi, “Buna deklarasyon demek yanlış olur. Görüşler, irade beyanı... Sonuçta ikinci toplantıda kararlaştırılacak ve kamuoyuna açıklanacak. Bu yazılı olabilir, kameraların karşısında bir ifade olabilir” dedi. Hamzaçebi, “Pazartesi yemin edebilir misiniz?” sorusuna, “Bir tablo ortaya çıksın, görelim. CHP, parlamentoyu çalıştırmak isteyen, yasama sürecine katkı vermek isteyen, Türkiye’nin so runlarını çözmek isteyen bir partidir. Parlamento bizim olmamız gereken yerdir” yanıtını verdi. “AKP’yi son derece olumlu bulduğunu” belirten Hamzeçebi, “Bu çalışmadan Genel Başkan’ın, MYK’nin haberi olacaktır. Karar iki tarafta da genel başkanların olacaktır” dedi. Hamzaçebi yasal bir düzenleme olup olmadığı sorusuna ise “yasalarda düzenleme yapmak şeklinde bir yol haritasının sorunu baştan tıkamaya, sürecin uzamasına neden olacağını” belirterek, “O işin sonraki aşamasıdır. Şu anda böyle bir değerlendirme yapmadık” dedi. AKP’li Canikli ise olumlu ve yapıcı bir görüşme yaptıklarını belirterek, “Biz CHP’li milletvekillerinin TBMM’de yasama faaliyetlerine katılması arzusunda olduğumuzu ve onları TBMM’de görmek istediğimizi çok net şekilde ifade ettik. Konu bütün boyutlarıyla bu çerçevede tartışıldı. Bu teatiden sonra bizim düşüncelerimizi, kanaatlerimizi, kendi yetkilileriyle görüşmek ve değerlendirmek; onların da bize aktardığı düşünceleri, yetkililere aktarmak ve tekrar bir araya gelmek üzere ayrıldık” dedi. ‘Yasal düzenleme sistemi tıkar’ Canikli, deklarasyon metniyle ilgili sorulara “şu anda böyle bir karar bulunmadığı” yanıtını verdi. Canikli, yasal düzenlemeyle sorunun çözülmeyeceğini belirterek “Yasal düzenlemeler yapmak sistemi tıkar” dedi. Kılıçdaroğlu: Ortak açıklama yeterli olur AKP ve CHP grup başkanvekillerinin açıklamalarının ardından Kılıçdaroğlu, CNN Türk kanalında gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Grup başkanvekillerinin ortak bir açıklama yapması CHP için yeterli olur mu” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Elbette, çünkü o zaman parlamento demokrasiye, milli iradeye sahip çıkmış oluyor. Parlamento kendi yolunu kendisi bulacaktır. AKP ve CHP’nin ortak bir açıklaması yeterli” yanıtını verdi. CHP yönetiminin yemin etmeme tavrına daha önce desteğini açıklamış olan Baykal’ın, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede, ‘’CHP bir an önce yemin ederek Meclis çalışmalarına katılmalıdır. yi yönetilemeyen kriz derinleşti, parti kan kaybediyor. Kendi sözlerimizin tutsağı olmamalıyız’’ dediği öğrenildi. (Fotoğraf: AA) BDP DE Ç ÇEK’LE GÖRÜŞTÜ Yemin için ‘müzakere masası’ talebi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmamasının neden olduğu krizin çözüm girişimlerinin CHP’den sonraki ikinci ayağı olan BDP de görüşme trafiğine girdi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le görüşen BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin bakış açısını, “Önce neyi nasıl çözebileceğimizi tartışacağımız masada bir araya gelelim, sonra yemin” diye ifade etti. Yemin krizinin çözümüne yönelik görüşmeler trafiğinin hız kazandığı saatlerde dün, AKP ve CHP grup başkanvekillerinin bir araya glemesinin öncesinde BDP de Çiçek’le resmen ilk diyaloğu kurdu. Demirtaş, Şırnak Milletvekili Gültan Kışanak ile birlikte Çiçek’i ziyaret etti. Edinilen bilgilere göre görüşmede Demirtaş, “Önce masaya oturmamız lazım. Biz masaya oturmaya hazırız. Masaya oturduğumuzda, bizim ‘demokratik siyasetin önünün açılması’ olarak tanımladığımız çerçevede bir ilerlemenin olabileceği yaklaşımı doğarsa TBMM’ye gelir yemin ederiz” görüşünü ifade etti. Demirtaş, “Yemin etmemizin ardından, masaya gelmenin bir anlamı olmaz. Önce masayı, masada neyi, nasıl çözebileceğimizi görelim. Ancak öncelikle Başbakanın ve AKP’nin kimi yöneticilerinin ‘politik dili’ değişmeli. Bu dil değişmedikçe masada bir araya gelmenin de anlamı olmaz” dedi. Görüşmede Demirtaş ayrıca Hatip Dicle ile ilgili ısrarlı olmayacakları mesajını vererek “Hatip Dicle ve diğer beş arkadaşımızın durumuyla ilgili bir ön şartımız yok. Sayın Dicle’nin mağduriyetinin giderileceği ile ilgili bir irade beyanı, bir mutabakat yeterli. Ancak elbette sonunda bu sorunlar çözülmeli” diye konuştu. Çiçek’in ise, “Türkiye’nin tüm temel sorunların çözüm yeri TBMM’dir. Önemli sorunlar arasında bulunan Kürt sorununun çözüm yeri de hiç şüphesiz burasıdır. Kürt sorunu ve diğer temel sorunların çözümüne katkı vermeniz açısından Meclis’te olmanız gerekiyor. Bu süreçte elimden geleni yapacağım. Sizin de bu süreçte ‘masaya oturma’ dışında başka somut önerileriniz de varsa paylaşın” mesajlarını verdi. Demirtaş, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada ise şu görüşlere yer verdi: “Herkes şartı, koşulu bir tarafa bırakıp, şartsız koşulsuz meseleyi tartışsın. Biz, ilkelerimiz çerçevesinde de bir araya gelip tartışmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Bunun için de partiler arası mutabakatın önemli olduğunu düşünüyoruz. Bugüne kadar yaşanan restleşmeler sorunun çözümüne katkıda bulunmamıştır. Tabii ki sorunun çözümünde Meclis Başkanı’na misyon düşüyor. Ama asıl görev iktidar partisinde ve hükümettedir. Başından beri kimse ‘diz çöksün’ diye uğraşmadık. Ama birinin birine tükürdüğünü yalatması anlayışını da asla kabul etmeyiz.” Demirtaş, Meclis Başkanlığı’nda, partilerin grup başkanvekilleriyle bir toplantı yapılacağına yönelik BDP grubuna herhangi bir çağrı gelip gelmediği sorusuna, “Hayır, bize bir çağrı gelmedi” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde CHP’nin Meclis çalışmalarına katılmasını istedi Baykal: Yemin edelim TÜREY KÖSE ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski genel başkan Deniz Baykal ile görüşmesi yemin krizindeki görüş ayrılıklarını ortaya koydu. İlk aşamada yemin etmeme tavrına destek veren Baykal, dün “Kendi sözlerimizin tutsağı olmayalım, bir an önce yemin edelim. Bu sorun 1 Ekim’e kalırsa ara seçim değil, seçim kararı çıkar” mesajı verdi. Kılıçdaroğlu dün sosyal paylaşım sitesi Twitter’da “Bugün milletvekilinden öğrenciye on binlerce insan tutuklu olarak yıllarca yargılanmayı bekliyorsa demokrasiden ve adaletten bahsedilemez” mesajı verdi. Kılıçdaroğlu, grup toplantısından sonra milletvekillerini 5’er kişilik gruplar halinde dinlemeye başlamıştı. Bir cenaze nedeniyle Konya’ya giden Baykal ile görüşememişti. Kılıçdaroğlu ile Baykal dün bir araya geldi. Baykal, bir saati aşan görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, “Partinin izleyeceği politikaya hepimiz destek olmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar izlediği po litikaya tam bir katkı verdik, bundan sonra da ona katkı yapacağımız çok açıktır” dedi. Baykal, gazetecilerin soruları üzerine “Bu bunalımı, benim ağzımdan çıkacak bir cümleyle aydınlığa kavuşturma imkânı yok. İçinde bulunulan durumu ayrıntılı ve kapsamlı olarak anlattım, önerilerimi, değerlendirmelerimi sundum” demekle yetindi. Edinilen bilgiye göre Baykal, Kılıçdaroğlu’na şu görüşleri iletti: “İlk gün tavrımız doğruydu. 133 milletvekili olarak kürsüye gidilerek ‘Milli iradeye saygı gösterilmemiştir, bugün yemin etmiyoruz’ diyerek tavır gösterilebilinirdi. Ancak şu an bu sürdürülebilir bir tavır değil. CHP bir an önce yemin ederek Meclis çalışmalarına katılmalıdır. İyi yönetilemeyen kriz derinleşti, parti kan kaybediyor. Parti içinden farklı sesler çıktı. ‘CHP yemin etmeden yasama faaliyetinde bulunabilir, komisyonlara girebilir’ açıklamaları doğru değil. Kürsüde konuşacaksak neden yemin etmedik? Bizim yeminle sorunumuz yok ki. Bu tavır sürdürülür ve 1 Ekim’e kadar kalırsa tatilden sonra ara seçim değil, seçim kararı çıkar. AKP, kri zi çözmek için girişimde bulunmuyor. Başbakan ‘tükürdüklerini yalayacaklar’, ‘kendileri kuyuya düştüler, kendileri çıksınlar’ diyor. Nasıl ortak çözüm üretilebilir? Yaşanan yemin krizi değil, demokrasi krizi. Kendi sözlerimizin tutsağı olmamalıyız. İktidarı beklemeden kendi tavrımızı ortaya koymalıyız. 8 ayrı dosya olmasına rağmen ortak kararın çıkması dikkat çekici, tahliye edilmemelerinin siyasi bir tavır olduğunu gösteriyor bu.” Kılıçdaroğlu’nun ise “değerlendirmeleri dikkate alacağını” söylemekle yetindiği öğrenildi. Topuz’dan ‘boykot kalkmalı‘ çağrısı Krizin aşılması için devreye giren eski CHP İstanbul Milletvekili Ali Topuz, bugün toplanacak parti meclisine (PM) “Boykot amacına ulaştı. Boykot kararını kaldırma, TBMM’ye girme ve yasama çalışmalarına katılma kararı alınmalıdır” çağrısı yaptı. Topuz, “Gelinen noktada CHP yeni bir karar vermeli. Bu boykot kararı grupta konuşulmalıydı. Bazı siyasi duyarlılıklar nedeniyle genel başkan bunu MYK’de konuşurak gruba tebliğ etmiştir. Şimdi bu konu PM’de konuşulmalıdır. PM şu tespitleri yapmalıdır: Boykotun amacı milli iradenin TBMM’ye yansımasının önündeki engellerdir. Bu konuyu topluma mal etme ve yabancı kamuoyuna duyurmak içindir. Bu tutum amacına ulaşmıştır. Artık şimdi Meclis’e girip yasal düzenlemeleri yapmanın zamanı gelmiştir” dedi. Gül: Çözüm yeri TBMM’dir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP ve BDP’li milletvekillerinin yemin etmemesine ilişkin “Milli iradenin, demokrasinin üzerine gölge düşmemesi gerekir. Türkiye’nin bütün sorunlarını hep beraber, el birliği içerisinde çözmenin yeri de TBMM’dir” açıklamasıyla TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in önceki gün yaptığı açıklamalara destek verdi. Gül, Kocatepe Camisi’nde bir gazetecinin yemin krizine ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine “Türkiye’de gayet güzel bir seçim yapıldı. Güzel bir seçimden sonra temiz bir başlangıcın olması gerekir. Türkiye’nin bekleyen büyük sorunları var. Bunlar el birliği içerisinde halledilecek konulardır. Milli iradenin, demokrasinin üzerine gölge düşmemesi gerekir. Türkiye’nin bütün sorunlarını hep beraber, el birliği içerisinde çözmenin yeri de TBMM’dir. O bakımdan bütün siyasi partilerimizi Meclis’te beraber, Türkiye’nin bütün karşılaşılan sorunlarını el birliği içerisinde çözmeye bir kez daha davet ediyorum” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle