24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER Erdoğan, hükümet programını TBMM’de okuyarak üçüncü dönem iktidarını başlattı 5 “hayır” oyuyla özgürlük istemlerine karşı çıkılıyor. Biliyorsunuz “Ergenekon” önemli bir davaydı ilk başta, şimdilerde ise elmalarla armutlar karıştırılıp “her derde deva” bir dava haline geldi. ‘Hedef yeni anayasa’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, 61. hükümetin programını TBMM’de okuyarak AKP’nin üçüncü dönem iktidarını başlattı. AKP’nin seçim beyannamesinin esas alındığı programda en önemli hedef olarak yeni anayasanın yapılacağı açıklanırken, “Mümkün olan en geniş katılımla hazırlanmasını, tüm toplumsal kesimlerin taleplerini yansıtan tam bir toplum sözleşmesi olmasını arzuluyoruz” ifadesi kullanıldı. Programda “Kürt açılımı” diye ifade edilen “Milli Birlik ve Barebirlik Projesi”nin süreceği belirtilirken, demokratikleşme hedefinin “ileri demokrasi” olduğu kaydedildi. Başbakan Tayyip Erdoğan, hükümet programını TBMM Genel Kurulu’na sundu. Programda öne çıkan unsurlar şöyle: Yeni anayasa: Bu dönemde, milletimizin TBMM’den en önemli beklentisi yeni bir anayasa yapılmasıdır. Bu konuda tam bir kararlılık içerisindeyiz. AKP olarak yeni anayasanın mümkün olan en geniş katılımla hazırlanmasını, tüm toplumsal kesimlerin taleplerini yansıtan tam bir toplum sözleşmesi olmasını arzuluyoruz. Seçim sürecinde hemen tüm partiler yeni anayasa taahhüdü ile milletimizin karşısına çıkmışlardır. Bu taahhüdün gereğini yapma noktasında toplumun Meclis çalışmalarını ve tüm siyasi aktörlerin gayretlerini yakından izlemesi kaçınılmazdır. Bu nedenle, önümüzdeki dönem yeni anayasa dönemi olacaktır. Kürt sorunu: Kürt meselesinin çözümü için önceki dönemlerimizde ileri adımlar attık. Kardeşliğimizi daha da pekiştirecek bu reformlara kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Şiarımız, herkes için daha fazla demokrasi, daha fazla hak ve daha fazla özgürlüktür. yürütmüştür, başarılı mücadelemiz sürecek. YÖK’le yola devam sinyali: Öğretim programları yeniden ele alınacak, milli değerler ve uluslararası standartlar esas alınarak eğitim sisteminin tamamen gözden geçirilecek. Eğitim sistemi, “şekle ve törenselliğe değil içerik ve işlevselliğe önem veren” bir anlayışla yeniden yapılandırılacak. YÖK’ün yetkileri azaltılacak. AB süreci: Bazı AB ülkelerinin objektif kriterlerden uzak yaklaşımları süreci olumsuz etkilese de biz çabamızı sürdürüyoruz. Zaman ülkemizin lehine işleyecektir. Önümüzdeki dönemde de sürdüreceğimiz reformlar, ekonomik gelişme ve aktif dış politika, AB ile Türkiye ilişkilerini olması gereken noktaya taşıyacaktır. Ortadoğu’daki gelişmeler: Ortadoğu’da son dönemde cereyan eden değişim hareketinin, bölgenin daha demokratik, şeffaf ve etkin yönetimlere kavuşması bakımından önemli fırsatlar barnındırdığını düşünüyoruz. Nihai istikrarın ancak yönetimlerin meşruiyetlerini halktan aldıkları sistemlerle sağlanabileceği anlayışıyla, kardeş bölge halklarının meşru taleplerinin karşılanacağı reformların gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. srail’den özür beklentisi: Sivil toplum kuruluşları tarafından Gazze’ye insani yardım amacıyla gönderilen sivil konvoya yapılan saldırının ilgili uluslararası platformlarda takipçisi olacağız. İsrail, uluslararası hukuka ve her türlü insani değerlere aykırı bu yasadışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, Gazze’ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça ve hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödemedikçe iki ülke ilişkilerinin normalleşmesi düşünülemez. Düşünceye Kelepçe Vurulmaz... Özgürlük ve demokrasi mücadelesi salt tutuklu milletvekilleri için mi verilir, yoksa bu ülkede cezaevinde bulunan yüzlerce düşünce suçlusu için mi? Yemin kirizinin başından beri aynı şeyi söylüyorum: “Türkiye’de temel hak ve özgürlüklere ilişkin sorun salt seçilmiş milletvekillerinin sorunu değildir.” TBMM’nin ilk yapacağı iş, çağdaş bir anayasa ve yasalardır... Eğer yapılmazsa Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi olarak kalır. Gelelim yemin krizine... CHP ve BDP destekli bağımsız milletvekilleri yemin etmediler. CHP’liler kayıtlarını yaptırdı, maaşlarını aldı, Meclis’e geldi ama yemin etmedi. BDP’liler Meclis’e gelip kayıtlarını yaptırmayıp maaşlarını almadı. Meclis’e girmeyip Diyarbakır’da toplandı. Yemin krizinin başından beri, çözüm yerinin Meclis çatısı altında olacağını yazıyorum, “simgesel nitelikteki protestonun dışında gelişen” olayları doğru bulmuyorum. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi salt CHP’li, MHP’li, BDP destekli bağımsız tutuklu milletvekilleri için değil, “parasız eğitim istedikleri için” bir yılı aşkın süredir hapis yatan üniversiteli gençler için de verilmelidir; cezaevlerinde yıllardır haksız yere tutulan herkesin hakkı ve hukuku için de. Düşünceye kelepçe vurulmuş!.. Hopa olaylarını protesto eden, kalp krizinden ölen sosyalist öğretmen Metin Lokumcu için Ankara’da gösteri yaptıklarından ötürü Sincan zindanında yatan gençler için de. Bu ülkede tutukluluk süreleri neredeyse hükümlülüğe dönüştü... Adlarını bile duymadığımız insanlar, suçlarının hâlâ ne olduğunu bilmeden yatıyor. Çoğunluk partisi AKP’nin demokrasi ve özgürlüklerle, insan haklarıyla pek ilgisi yok. Mahkeme başkanının “salıverilsinler” demesine karşın iki Siyasette “Tükürdüğünüzü yalarsınız”, “Gelmezseniz gelmeyin, milletvekilliğinizi düşürürüz” gibi kof ve kabadayı tavırlar “yemin krizi”nin derinleşmesine neden olur. AKP yüzde 50 oy almıştır ama bir yüzde 50 daha vardır... Birkaç çatlak ses dışında anlı şanlı medyamız, iktidar partisinin istek ve beklentilerine göre hareket ediyor. Tartışmacılar özenle seçilmiş... Diyorlar ki: “CHP ve BDP Meclis’te olmasa da Meclis tıkır tıkır çalışır!” Son günlerde yapılan haber ve yorumlara bakın. Sayıları bir elin parmağı kadar kalan muhalif yazarlar zaten susturuldu. Kimi programlar “isteğe uygun” yapılıyor. Yurtsever ve devrimci kılığında dolaşan sahtekârlar, yandaş kanallarda “para karşılığı” şov yapıyor (konu soytarılığı da diyebilirsiniz), liboş tayfaya çanak tutup, alacağı mangırların hesabını tutuyor. Kimileri de bu sahtekârları alkışlıyor Atatürkçülük adına... Yaşananlar karşısında gerçekten şaşırıyorum... Bir okur mektubunu aktarmak istiyorum bu aşamada: “Seçildiği halde ana muhalefet partisinin ve de bu ülkenin en önemli sorununun çözümünde olmazsa olmaz nitelikteki bir siyasi partinin temsilcilerinin bulunmadığı bir yerin adı, o ülkenin parlamentosu olabilir mi? Böyle bir yerin, halkın egemenliğini temsil ettiği söylenebilir mi?” Gerçekleri görmemiz gerekiyor... Böyle bir yapının siyasal sorumlusunun kim ya da kimler olduğu tartışma konusu olabilir. Bugün ortaya çıkan yapıya “milletin temsil edildiği parlamento” demek, yanılgıdır. Daha açıkçası insanları kandırmaya yönelik bir “zekâ” ürünüdür. Ana muhalefetsiz ve BDP’siz bir parlamento olacağını ya da olabileceğini düşünmek akla zarardır. Zararın neresinden dönerseniz de kârdır. Çünkü Türkiye’nin önünde dağ gibi sorunlar var! Başbakan Tayyip Erdoğan 61. hükümetin programını TBMM Genel Kurulu’nda okudu. (Fotoğraf: AA) En büyük 10 ekonomi: 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyoruz. Özel sektörü teşvik edecek ve müteşebbisin önünü açacak politikalar uygulanacak. Mali disiplin, enflasyonla mücadele ve istihdam esaslı yüksek ve sürdürülebilir büyüme devam edecek. Sermaye hareketleri ve ticaret serbest olacak. Dalgalı kur rejimini sürdüreceğiz. Daha etkin bir vergi sistemi oluşturulacak. Doğrudan vergi gelirleri arttırılacak. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının payının arttırılmasına ve nükleer santralların kullanılmasına devam edilecek. hracat hedefi: 2015 yılında ihracat 200 milyar dolara, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri 50 milyar dolara çıkartılacak. 2023’te turizm geliri 50 milyar doları aşacak. 5 yılda toplam 1 milyon kişi eğitimden geçirilip işe yerleştirilecek.Türk malı otomobil için destek verilecek. Bölünmüş yollar: Bölünmüş otoyol uzunluğu 2015’te 26 bin km’ye ulaşacak. Dört yılda 18 bin km sıcak asfalt dökülecek ve otoyol ağı 750 km arttırılacak. Bugün 300’ü açan uçak sayısı 2023’te 750 uçağa çıkartılacak. şkenceye sıfır tolerans: AKP iktidarı, güvenlik alanında organize suç örgütleriyle, çetelerle, illegal yapılarla etkin bir mücadele C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle