24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMMUZ 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER 240 kadın başvurdu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de son 1.5 yılda 240 kadının, kocasının kendisini öldürmesinden endişe ederek emniyet güçlerine başvurduğu belirtildi. İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, bunlardan 175’inin ekipler tarafından korumaya alındığını söyledi. Yılmaz, kadınların oturdukları bölgede görev yapan asayiş ya da karakol ekiplerine zimmetlendiğini de bildirdi. 3 Başbakanlık raporuna göre kadınlar resmen ikinci sınıf vatandaş 10 geride başlangıç Kadınlardan protesto FIRAT KOZOK Taciz iddiasında yeni gelişme ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde geçen hafta 14 yaşındaki S.B. adlı kız çocuğuna cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla gözaltına alınan 22 kişiden 4’ü tutuklandı. Sağlık kontrolüne sevk edilen S.B’ye verilen raporda bakire olduğu belirtildi. Bir yerel gazetenin sahibi Yakup K.’nin S.B. ile röportaj yaptığı ve sonrasında genç kızın röportajda adını verdiği kişilere röportajı yayımlamakla tehdit ederek şantaj yaptığı iddiasıyla gözaltına alındı. S.B. ise kimseyle birlikte olmadığını söyledi. KESK’in 4. Olağan Genel Kurulu devam ederken bir grup kadın genel kurulun yapıldığı salonun önüne gelerek konfederasyonun bir süre önce gündeme gelen taciz iddiaları karşısındaki tutumunu protesto etti. KESK Olağan Genel Kurulu’nun yapıldığı Karayolları Genel Müdürlüğü Konferans Salonu önünde toplanan kadınlar, basın açıklaması yaptı. Söz konusu olayda “kadın beyanı esastır” ilkesinin rafa kaldırıldığı savunulurken olağanüstü kongre sürecine gidilmesinin ana nedeni olan konunun, olağanüstü kongrede “malum mesele” olarak görünmez kılındığı belirtildi. (Fotoğraf: AA) ANKARA Başbakanlık’ın “Türkiye’de Kadının Durumu” başlıklı raporu, kadınların yaşama resmen “10” geride başladığını ortaya koydu. Rapora göre 624 yaş arası okuma yazma bilmeyen 175 bin, toplamda ise 3 milyon 125 bin kadın bulunuyor. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Türkiye’de Kadının Durumu” başlıklı raporda yer alan “iç karartıcı” saptamalardan bazıları şöyle: Okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 82’si kadın: Türkiye’de okuma yazma bilmeyenler nüfusun yaklaşık olarak yüzde 8’ini oluşturuyor. 3 milyon 825 bin 644 kişi okuma yazma bilmiyor, okuma yazma bilmeyenlerin 3 milyon 125 bin 244’ünü kadınlar oluşturuyor. 624 yaş grubunda okuma yazma bilmeyen 175 bin kadın bulunuyor. En zayıf iller: İlköğretimde kız çocuklarının net okullaşma oranının en dü şük olduğu iller Yozgat (yüzde 91.19), Çankırı (yüzde 91.54) ve Hakkâri (yüzde 92.72). En yüksek olduğu iller ise Bartın (yüzde 99.91), Amasya (yüzde 99.87) ve Zonguldak (yüzde 99.81). Kızların 45.5’i ortaöğretime devam ediyor: 20102011 öğretim yılında net okullaşma oranı yüzde 69.3 olarak gerçekleşti. Erkek ve kız çocukları için net okullulaşma oranı sırasıyla yüzde 72.3 ve yüzde 66.1. İlköğretimde yüzde 100 olan “cinsiyet oranı”nın ortaöğretim kademesinde yüzde 88.1’e gerilediği görülüyor. Ortaöğretime devam eden 4 milyon 748 bin 610 öğrencinin yüzde 45.5’ini kız çocukları oluşturuyor. Akademik dünyada kadın yok: 200910 yılı itibariyle üniversitede eğitimini sürdüren 3 milyon 529 bin 334 öğrencinin, 1 milyon 566 bin 701’ini yani yüzde 44’ünü kız öğrenciler oluşturuyor. Lisansüstü düzeyde yüksek lisans ve doktora programlarına devam eden öğrencilerin ise yüzde 46.8’ini kadınlar oluşturuyor. Zalimle Empati: Madımak’ta, Boykotta ve Tutuklulukta Son yılların toplumsal ve siyasal kültürümüze kazandırdığı bir kavram empati. Çok kısaca “kendini başkasının yerine koyabilme yeteneği” olarak tanımlanabilir. Empatinin bugünlerde öne çıkması birkaç nedene bağlı: Birinci neden, gelişen insan hakları ve demokrasi ideolojisi. Bu ideoloji, eşit ve adil haklar, temel özgürlükler bağlamında, insanlar arası ilişkilerin daha anlayışlı ve hoşgörülü olmasını gerektiriyor. Daha anlayışlı ve hoşgörülü, eşit ve adil ilişkiler ise ancak insanların birbirlerini “anlamaları” ile olanaklı… “Anlamak” için de kendini “onun yerine koyabilme yeteneğinin”, empatinin gelişmesi gerek. İkinci neden, gelişen pazar ekonomisi. Gelişen pazar ekonomisi, tüketicilerin, özellikle de farklı nitelik taşıyan tüketicilerin, ortak yanlarının keşfedilmesini, mal ve hizmetlerin bu ortak nitelikler üzerinden pazarlanmasını gerektiriyor… Elbette farklı nitelikteki tüketicileri, birey ve grup olarak tanımak için en iyi yöntem, kendinizi onların yerine koymak, empati yapmak. Belki üçüncü ve özel bir neden de, dünyadaki baskının, zulmün önlenmesinde zalimlerin, mazlumlarla empati kurmalarını geliştirmek! Benim de aralarında bulunduğum bir grup yazar, çizer, düşünür ve hatta (az da olsa) kimi politikacılar, insanlar arası baskının ve zulmün önlenmesinde, zalimlerin, diktatörlerin empati yeteneğinin gelişmesini bir çare olarak öneriyor. Yapılan bazı araştırmalar, empati yeteneği sıfır olanların (zorunlu olarak zulüm yapmasalar bile) zulme daha kolay yönelebileceklerini gösteriyor. İçimizdeki Zalim kitabımdaki ana tezlerimden biri, zulmün, “ayrımcı vicdan” sonucu ortaya çıktığıdır: Yani insanlar önce, “biz” ve “onlar” ayrımı yaparak bazı kişi ve grupları “ötekileştiriyor”… Sonra da “ötekileştirdikleri” “onları” düşman ilan ederek, her türlü baskıyı, zulmü, işkenceyi, “onlara” reva görüyor. Bu nedenle bence, zulmü önlemek için önce “ayrımcı vicdan” oluşmasını, insanların “biz” ve “onlar” için ayrı kimlikler, vicdanlar ve standartlar oluşturmasını engellemeliyiz. Bunun için de insanların kendilerinden farklı olduğunu düşündükleri kişi ve grupları anlamaları, onlarla empati kurmaları çok yararlıdır. Buraya kadar anlatmaya çalıştığım empati olayı elbette, çoğunluğun, egemenlerin, yöneticilerin, elinde baskı ve zulüm yapma gücü bulunanların, mazlum ya da azınlık veya muhalif konumundakileri anlamaya çalışmaları üzerine dayalı. Şimdi Türkiye’de yeni bir moda ortaya çıktı: İktidar mensupları ve onların dalkavukları: Ezilenlerin… Baskı altında olanların… Zulüm görenlerin… Muhalefette kalanların… Azınlıkların… Temel hak ve özgürlükleri ihlal edilenlerin… Haksız ve adaletsiz muameleye maruz kalanların… “İktidarla empati kurmasını” yani kendilerini iktidarın yerine koyarak yapılanları haklı ve doğru bulmasını öneriyor! Üstelik de bunu, empati gibi zulmü önleyeceği umut edilen bir mekanizma üzerinden yapmaya çalışıyor. Zalimle empati kurma önerisinin, demokrasiyi ve insan haklarını yok etmeyi “demokratik bir hak” olarak savunmaktan hiçbir farkı yok: Faşizmi, demokrasi maskesi altında savunmak ne anlam taşıyorsa, zalimlerle empatiyi savunmak da o manaya gelir! Madımak Müzesi, CHP ve BDP boykotu ve tutuklu yargılanma konularındaki tartışmalara bir de bu açıdan bakmak gerek diye düşünüyorum. İçerdeki ve dışardaki okurlarımın dikkatine sunarım! Dayaktan kaçarken düştü DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Bağlar ilçesinde bir apartmanın 1. katında ikamet eden Ali Rıza Ö, eşi Güner Ö’yü dövdü. Eşinin şiddetinden kurtulmak isteyen Güner Ö, binanın altında bulunan işyerlerine ait korkuluğa çıktı. Güner Ö, korkuluktan halıların üzerine düşerek yaralandı. Çocuklarını da balkondan atmakla tehdit eden Ali Rıza Ö’yü, polis eve gaz bombası atarak etkisiz hale getirdi. Mucize kurtuluş TRABZON (Cumhuriyet) Trabzon’un Akçaabat ilçesinde Mersin beldesi kırsalında 6 gün önce kaybolan Gökhan Cömert ormanlık alanda sağ bulundu. Gencin kaslarında erime, vücudunda kurtlanma başladığı belirtildi. Bacağına salıncak vidaları saplandı BOLU (Cumhuriyet) Bolu’da Ali Rıza Tekemen Caddesi üzerinde bulunan Garnizon Komutanlığı’na ait askeri lojmanın içerisindeki oyun parkında arkadaşlarıyla birlikte oyun oynayan 8 yaşındaki Metehan Günçal’ın bindiği salıncağın zincirinden biri koptu. Günçal koltukla birlikte yere düşerken koltuğun zinciri tutan iki vidası bacağına saplandı. Küçük çocuğun bacağına saplanan vidalar hastanede çıkarıldı. Loto milyonerinin oğlu borçtan cezaevinde ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Süper Loto oyununda 6 bilerek 11 milyon 295 bin 86 lira kazanan Antalyalı talihlinin, oğlunun borçları nedeniyle cezaevinde bulunduğu belirtildi. Bir süreliğine ortalıktan kaybolan talihlinin ağabeyi Solaklı Köyü Muhtarı Adem Yörük, “Talihlinin oğlu borçları nedeniyle cezaevinde bulunuyor. Kendisi de bir süre önce bankadan 7 bin lira ihtiyaç kredisi çekti. Bu sayede o borçlarını kapatıp rahat bir hayat sürer” dedi. Köydeki marketin sahibi Abdullah Kaya ise “Sabah markete elinde bir kâğıtla geldi. ‘Büyük ikramiye Antalya’ya çıkmış; belki de bana çıkmıştır’ dedi. Kontrol ettik. ‘Bana çıkmış’ diye bağırdı. Öyle abartılı bir sevinme göstermedi. Sanki 11 milyon lira kazanmamış gibiydi. Parası olmadığı için sigarayı veresiye yazdırdı ve gitti” dedi. Damat 10 gün sonra bulundu İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) İzmir’den 23 Haziran gecesi Denizli’ye giderken Büyük Menderes Nehri’ne uçan otomobilde bulunan 20 günlük evli çiftten 17 yaşındaki Nilay Baskın kurtulurken, 19 yaşındaki Birol Baskın kaybolmuştu. Birol Baskın’ın cesedine dün ulaşıldı. Nilay Baskın, cesedin bulunduğu haberiyle yıkıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle