18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] EMEK 9 ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow, Başbakan Erdoğan’a gönderdiği mektupta, “Sayın Başbakan, Türkiye sendikal haklar sicilini düzeltmek için acilen harekete geçmelidir. Sendikal haklar insan haklarıdır. Bu haklar yalnızca şiddetten arındırılmış, sendikacılara yönelik misilleme ve tehditten uzak ortamlarda kullanılabilir. Bu ilkenin korunması hükümetlerin sorumluluğundadır. Bu nedenle bu konuyla ilgili ivedi faaliyetlerinizi sabırsızlıkla beklemekteyiz” dedi. Şeffaflık Nasıl Bir Şeymiş? Dünyanın en büyük basın patronlarından biri geçen hafta İngiltere’de parlamenterlerin karşısında kendisine sorulan sorulara cevap vermek zorunda kaldı. Murdoch, gazetelerinden birinde ortaya çıkan “telekulak” skandalı nedeniyle sorgulandı. Başbakanlarla ilişkilerine kadar her tür soruya cevap vermek zorunda kaldı. Yüzü asık ve bu durumdan son derece rahatsız olsa da, bazı sorular belli ki kendisini kızdırsa da, “koskoca basın patronunu bunlar ne cesaretle sorguya çekiyor” diye düşünse de bütün sorulara cevap vermeye çalıştı. Pek öyle ciddi bir gazete olmamakla birlikte yüksek tirajı olan News of the World, skandalın patlamasının ardından hemen kapatıldı. Ama bu, patronu, her ne kadar olan bitenden hiç haberi olmadığını söylese de kurtarır mı bilinmez. Çünkü bu derece ileri bir dinleme skandalının yalnızca haber edinme amaçlı olduğunu düşünmek biraz saflık olur. İşin arkasından neler çıkacağını göreceğiz, ama komisyon karşısında sıkıntıyla ter döken Murdoch’un yanı sıra polis şefleri ve yöneticiler de vardı. Benim için asıl ilginç olansa, bütün bu sorgunun dünyaya naklen yayımlanmasıydı. Anlaşılan buna itiraz eden de olmamıştı. Soruşturmanın gizliliği, mahkemenin açılmış olması, delillerin toplanması, toplanmaması gibi nedenler ortaya atılmamış, komisyon hızla toplanmış ve bütün dünyanın gözü önünde sorularını sormaktan çekinmemişti. Hem de bu sorular arasında dediğim gibi İngiltere Başbakanı’na, politikacılara dek uzanan sorular da vardı. Demek ki şeffaflık böyle bir şeymiş. Acaba bizde polis şeflerini bile televizyondan canlı yayımlanacak bir komisyon soruşturmasına getirmek mümkün olur mu? Getirseniz de acaba cevap verirler mi? İnsanlar suçlu ya da değil, en azından kamuoyu önünde halkın da kafasını meşgul eden sorulara bir biçimde cevap verince, bu türden önemli davalarda kuşkuların en aza indirilmesi sağlanmaz mı? Birleşik Metalİş’e üye oldukları için tazminatsız olarak işten atılan MasDaf işçileri yarın Ankara’ya ulaşacak İşleri için Ankara yolundalar Aylardır fabrika önünde direnişte olan MasDaf işçileri, 20 Temmuz’da başlattıkları Ankara yürüyüşünü yarın tamamlayacak. Sendikanın Kızılay şubesinde buluşacak işçiler, ILO Türkiye temsilciliği ve Çalışma Bakanlığı müsteşarı ile görüşecek. İşverenin, hükümetten de aldığı destekle, işçileri açlıkla terbiye etmek istediğini belirten DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu, artık işçilerin tamamının tazminatsız olarak işten atıldığını, jandarma ve polis ablukasıyla kimsenin fabrikalara yaklaştırılmadığını dile getirerek, “Her geçen gün baskılar artıyor. İşçileri açlıkla terbiye etmeye çalışıyorlar. Hiçbir yasa, kural tanınmıyor. Biz işimiz, aşımız için Ankara’ya yürüyoruz” dedi. Söz konusu sorunların yalnız MasDaf’da değil, Cas ITUC’DEN AKP’YE ‘KURALLARA UYUN’ ÇAĞRISI İstanbul Haber Servisi Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Sharan Burrow, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup göndererek MasDaf işçilerinin uğradığı haksızlığı ve gözaltını protesto etti. Hükümeti, sendika yasalarını ILO (Çalışma Örgütü) sözleşmelerine uygun şekilde değiştirmeye çağırdı. Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu’nun ardından 152 ülkeden 175 milyon üyesi bulunan ITUC da Başbakan Erdoğan’a bir mektup gönderdi. Burrow mektupta, “IMF’den aldığımız bilgilere göre Birleşik Metalİş Sendikası’na üye oldukları için yasadışı olarak çilere karşı kullandığına vurgu yaptı. MasDaf’ta uzun süredir devam eden anlaşmazlık sonucu işçiler yürüyüşe geçmiş ancak jandarmanın per, müdahalesi sonucu devam edemeGea Klima ve benzeri mişlerdi. 20 Temmuz’da yeniden birçok yerde yaşandığına dikkat çeken yürüyüşe geçen işçiler, Ankara’da yaSerdaroğlu, özellikle organize sana pacakları görüşmelerde toplusözleşyi bölgelerinde müdürlükleri, o böl menin işvereni neden rahatsız ettiğini, genin en büyük mülki amiri yaptığı ülkeyi yönetenlerin buna neden sesiçin işverenin polis ve jandarmayı hiç siz kaldığını, hak aramanın karşılızorlanmadan iş ğının neden işsiz kalmak olduğunu soracak. Serdaroğlu’nun verdiği bilgiye göre, MasDaf işçileri bugün Ankara’ya varacak ve Ankara merkezine işlerinden atılan 110’da fazla işçi nisan yürüayından bu yana Düzce’de bulunan MasDaf Makina Sanayi Fabrikası’nın önünde yasal hakları olan işe geri alınma talebiyle nöbet tutuyor” dedi. İşçilerin 19 Temmuz’da sendikanın 234 kilometrelik bir yürüyüş ile Düzce’den Ankara’ya gitme planını duyuracakları basın açıklaması öncesi, polisin gruba saldırdığı ve güç kullanarak aralarında DİSK ve Birleşik Metalİş Yönetim Kurulu Üyesi Celalettin Aykanat’ın da bulunduğu 12 işçi ve sendika liderini gözaltına aldığını anımsatıldı. meyi sürdürecek. Geceyi Birleşik Metalİş Anadolu Şubesi’nde geçirecek işçiler, yarın da Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda görüşmeler yapacak. MasDaf işçilerinin Ankara eylemi 15.00’te bakanlık önünde yapılacak açıklamanın ardından son bulacak. Korkular Üstüne Bir Yazı... İnsanlık tarihinin korkular ve cesaretlerle dolu bir tarih olduğunu biliyoruz. Mağarada yaşayan insanın doğa olaylarından korkusu her doğa olayına ayrı ayrı tapınmasını ve kutsamasını getirmiştir. Zaman içinde kavrama, akıl yürütme ve bilimselliğe dayalı açıklamalar bu korkuları ve kutsamaları insanın belleğinden silmiş ama yerini başka korkulara bırakmıştır. Belki içgüdüsel olarak korkularımızın özneleri değişse de farklı biçimleri sürmeye devam etmektedir. Ülkenin güneydoğusunun, orada yaşayanlar tarafından bölüneceği korkusu yıllardan beri birçok gencin hayatına mal olmakta, ocaklar sönmekte, analar ağlamakta, bunun sonucu farklı etnik kimliklere sahip yurttaşlar arasında son derece sert ve sonu lince varabilen çatışmalar çıkmaktadır. Mağara adamının binlerce yıl önceki gökyüzünden korkusu ve tapınması, yerini daha çağdaş korkulara ve şiddete tapınmaya bırakmıştır. Bu gerilim ve korkunun güç odakları kırda, kentte, işyerinde, pazarda, kahvede, konserde, resim sergisinde, konferansta, okulda ve kısaca hayatın her alanında sürmekte ve tırmanmaktadır. Gerilim ve onu yaratan güçler, her defasında aynı işlevi yerine getirmekte, ardında karşı tarafa yönelik kin ve öfke bırakarak yoluna devam etmektedir. Her tekil olay toplumsal tahayüllerimiz açısından öncekine eklenmekte ve artan hızla kılıçlar bilemektedir. Çalışma hayatı içinde bu korkular sürmekte ve sürekli gerilim içinde yaşanmaya çalışılmaktadır. İşçinin işini kaybetme korkusu onun işverenine karşı her türlü itirazını ortadan kaldırmaktadır. Korku öyle bir iklim yaratmakta ki kişi üzerindeki maliyeti arttıkça etkisi daha fazla genişlemektedir. Genişleyen etki de dalga dalga toplumu daha geniş bir korku çemberine sokan bir sarmal haline dönüşmektedir. Beklenen elbette korkuyu ortadan kaldırmak değil. Ama korkunun ve bilinmezliğin beslediği gerilimin maliyeti hepimizin sırtına, giderek artan bir yük olarak binmeye devam ediyor. Aslında anlamaya çalışmak ve ortak bir dil oluşturma çabası tarafların birbirine el uzatmasıdır. Bir yaklaşma girişimidir. Elinin reddedilmesini de göze alarak bir adım atmak gerekir. Yılların kini ve öfkesi bir elin uzanması ile ortadan kaybolmayacaktır. Ancak her başlangıçın yeni bir umut taşıdığına inanmak için korkuya karşı cesareti savunmak, silaha karşı sözü savunmak, küfre karşı müziği savunmak, her zaman karşıdan bir adım daha fazla atmayı denemek gerekir. Kardemir’de GM S sözleşmeden rahatsız yetki sorunu çözülüyor Kamu çerçeve sözleşmesini yetersiz bulan Alabaş, maden işçisine toplusözleşme hakkındaki görüşlerini soracaklarını söyledi. AL AYAROĞLU Adnan Serdaroğlu ZONGULDAK GMİS toplusözleşme görüşmelerinde anlaşma, madencilerin düşüncelerine göre yönlendirilecek. Bu arada sendika da grev tarihini belirlemek için harekete geçti. Kısa adı GMİS olan Genel Maden İşçileri Sendikası’nın Genel Başkanı Eyüp Alabaş, kamu toplu iş sözleşmeleriyle ilgili Türkİş ile hükümet arasında im zalanan çerçeve protokolüyle ilgili olarak, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı işyerlerini ziyaret edeceklerini ve maden işçilerini bilgilendirerek madencinin toplusözleşme hakkındaki görüşlerini soracaklarını söyledi. Alabaş, GMİS yöneticileriyle birlikte TTK Gelik İşletmesi’nde çalışan madencileri ziyaretinde “Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası (Kamuİş) ile görüşerek çerçeve anlaşmasının çizdiği sınırlar içinde kalan maddeleri ve diğer maddeleri görüşeceğiz. Eğer anlaşma sağlarsak sizin onayınızla sözleşmeyi imzalayacağız. Eğer anlaşamazsak yine sizin onayınızla grev tarihimizi belirleyeceğiz” dedi. AL AYAROĞLU Temel talep grevli toplusözleşme MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Memurlarla hükümet zam pazarlığı öncesinde 4 Ağustos’ta masaya oturacak. Anayasada yapılan toplusözleşme değişikliğinin 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası’na yansıtılmaması, bakanlığın da kanun hükmünde kararname ile değişikliğe sıcak bakmaması nedeniyle pazarlıkların ekim ayına ertelenebileceğine dikkat çekiliyor. Grev li toplusözleşme hakkının temel talepleri olduğunu açıklayan KESK, “Çalışanlar açısından bu olmazsa olmaz bir durumdur” değerlendirmesini yapıyor. Hükümet ile memur sendikaları her yıl 15 Ağustos’ta toplu görüşme masasına oturuyordu. Anayasada yapılan değişiklikle memurlara toplu görüşme yerine toplusözleşme hakkı tanındı. Ancak anayasadaki bu değişiklik Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası’na yansıtıl madı. Yasa değişikliği yapılmadan toplusözleşmelerin nasıl yürütüleceğinde belirsizlik ortaya çıktı. Memurlar bu yıl anayasadaki değişiklik doğrultusunda toplusözleşme yapılmasında ısrar ediyor. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, anayasada yapılan değişiklikle toplu görüşme süreçlerinin bittiğini, bu değişikliğin de herkesi bağladığını söyledi. Yasada da değişiklik yapılması gerektiğine dikkat çeken Özgen, grevli toplusöz leşme hakkının temel talepleri olduğunu belirtti. KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul da anayasa toplusözleşme diyorsa toplu görüşme yapılamayacağını kaydetti. Toplusözleşme ve grev hakkını teminat altına almayan hiçbir düzenlemeyi kabul etmeyeceklerini kaydeden Tombul, hakem kurulu olduğu sürece toplu görüşme sürecinin sadece adının değişmiş olacağına dikkat çekti. ZONGULDAK Kardemir’de Çelikİş Sendikası ile Türk Metal Sendikası arasında uzun süredir devam eden yetki mücadelesinde son aşamaya gelindi. Zonguldak İş Mahkemesi’nde görülen yetki davasında, 18 Haziran 2011 tarihinde görülen celsede, mahkeme konuyu bilirkişiye göndermiş ve süreç bilirkişinin raporunun gelmesine kalmıştı. Bugün görülecek yetki davasının 6. celsesinde bilirkişi raporu yetişirse karar aşamasına gelineceği belirtiliyor. 2010’da Kardemir’de uzun yıllar Çelikİş Sendikası’na üye olan 2 bin 155 işçi, üç gün içerisinde Türk Metal Sendikası’na geçmişti. Yaklaşık 1200 üyesi kalan Çelikİş bu sürecin ardından Kardemir’de azınlık durumuna düşmüştü. Kardemir yönetiminin ihtiyacına karşılık aldığı 1200 yeni işçiyi ve Kardemir özelleştirildiği günden bu yana sendikasız çalışan 650 kapsam dışı personelin ise çoğunluğu Çelikİş Sendikası’na üye yapılmıştı. 1 Eylül 2010 tarihinde üye kayıtları sona eren sendikal yetki mücadelesinin ardından Türk Metal Sendikası ise sendikal yetki mücadelesi sırasında üye yapılan yaklaşık 1700 kişinin naylon üye sayıldığını iddia ederek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Çelikİş Sendikası’na verdiği toplu iş sözleşme görüşme yetkisine itiraz etmişti. Söz var, iş yok CEM L C ĞER M C MY B C MY B SAMSUN D SK’e bağlı Devrimci Sağlık ş Sendikası (Dev Sağlık ş) üyesi oldukları gerekçesiyle Gazi Devlet Hastanesi’nde işten çıkarılan Cemalettin Kömpe ve Ali Şahin adlı işçilerin çadır kurarak 26 Ocak 2011’de başlattıkları “Çadır Eylemi”ne 30 Haziran’da işten çıkarılan sendikanın Samsun Temsilcisi Yüksel Arslan ile eşi Selma Yılmaz Arslan ve Songül Akın da katıldı. Hastanenin geçen günlerde yeni göreve başlayan taşeron firma Atlas Sağlık ve Sosyal Hizmetleri üzerinden çalıştırdığı sağlık işçileri gerekçe gösterilmeden “liste fazlası” olmaları bahaneleriyle işten çıkarıldı. Dev Sağlık ş Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu ve Türk Tabipler Birliğ Merkez Konsey Üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen, SES Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Şinasi Dursun, Samsun Gazi Devlet Hastanesi’nde işten çıkartılan 5 işçiyi ziyaret etmek ve konu ile ilgili Samsun Valiliği ile görüşme yapmak üzere Samsun’a geldi. Deri ş, Türk ş’i göreve çağırdı Deriİş Sendikası Başkanlar Kurulu, işçi sınıfının bütününü etkileyen kıdem tazminatına, Ulusal İstihdam Stratejisi’ne ve tüm antidemokratik uygulamalara karşı Türkİş Konfederasyonu’nu göreve çağırdı. Kurul, konfederasyonun süreci geçiştirmeden emek karşıtı politikalara karşı etkin bir tavır almasını ve meşru düzlemde bir mücadele hattı belirmesini acil bir görev olarak önüne koymasını gerekli gördüğünü açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle