18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 İçişleri Bakanı HansPeter Friedrich, aşırı sağın şiddet potansiyelinden çekindiğini ifade etti Almanya’da Norveç korkusu 3 milyonu Türk, 4.5 milyon Müslümanın yaşadığı Almanya’da, yaygınlaşan slam karşıtlığının Norveç’teki olayları andıran boyutlar kazanmasından kaygı duyuluyor. ‘Avrupalı Türkler tehlikede olabilir’ Dış Haberler Servisi TürkAlman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK), Norveç katliamının Avrupa’daki aşırı sağcıları cesaretlendirebileceği konusunda uyardı. Vakfın Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen yayımladığı yazılı açıklamada, “Yazdığı manifestosunda Türk ve Müslüman düşmanı olduğu ortaya çıkan, Norveç’i Faruk Şen . kana bulayan Anders Behring Breivik’in saldırısı Avrupalı Türkler için yeni tehlikelerin habercisi olabilir” ifadelerini kullandı. Aşırı sağcıların, Norveç’teki olaydan cesaret alarak ve giderek artan İslamofobi, Türkofobi ve yabancı düşmanlığı nedeniyle AB’nin birçok ülkesinde Türklere karşı çeşitli saldırılar kesimini etkisi altına aldığının ortaya çıktığını hatırlatarak sol protestolar ile ırkçı sağ protesto potansiyellerinin birbirine karıştırılmasının çok acı sonuçlar vereceğini de belirtti. Norveçli eylemcinin özellikle İslam dünyasından gelen göçe karşı olduğunu vurgulayan Prof. Funke, “Ama eğer orada sağ pouygulayabileceği belirtilen açıklamada, Avrupalı Türklerin koruma altına alınması istendi. AB’de aşırı sağcılara yönelik takiplerin arttırılması talep edilen metinde, “Ekonomik kriz aşırı sağı, ırkçılığı ve İslamofobiyi tetikliyor” tezi savunuldu. Açıklamada yeni ırkçılık 5 ana önemli noktada toplandı: 1. Yeni ırkçılıkta doktriner liderler ortaya çıkıyor ve bunlar doktrinlerini ya Breivik gibi manifestolarda topluyor ya da Thilo Sarrazin gibi Türkleri ve Müslümanları aşağılayan kitaplar yazıyor. Sarrazin’in görüşlerini, Almanya’daki kamuoyu araştırmalarına göre halkın yüzde 75’inin desteklediğini söyleyebiliriz. pülist ve yabancı düşmanı çevreler olmasaydı, olay bu boyutlarda bir radikalizme dönüşmezdi. Almanya’da da Thilo Sarrazin, yanlış genellemeleriyle ırkçı düşüncelere kapı açtı” görüşünü dile getirdi. Sol Parti Başkan Yardımcısı Sahra Wagenknecht, Almanya’nın Norveç’teki kanlı ey Avrupa Sağının Ezberi Bozuldu “Breivik’in fikirleri doğru. Bazı düşünceleri hele dört dörtlük! Avrupa bir İslam istilası altında…” Bu sözlerin sahibi rasgele, sıradan bir isim değil. 76 insanın yaşamına mal olan Norveç katliamına imza atan Anders Behring Breivik’in, 1500 sayfalık manifestosunda beyan ettiği “faşo” fikirlerin cümlesine canı gönülden katıldığını söyleyen şahıs, Berlusconi hükümetine ortak “Kuzey Ligi” partisinden ünlü bir parlamenter. “Yabancı düşmanlığı” ile tanınan “Kuzey Ligi”nin Avrupa parlamentosuna gönderdiği temsilcilerinden biri olan Mario Borghezio’nun bu sözleri; Avrupa sağcılarının tam Norveç canisinden mesafe almak için sıraya girdiği döneme rastladı ve ortalık karıştı. Avrupalı parlamenterin ifadesini tevil adına apar topar devreye giren parti kodamanları; “Bu görüşler yalnızca hezeyan içinde olan Borghezio’yu bağlar. Norveç’ten bu talihsiz açıklamalar adına özür dileriz!” dediler. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT İslam karşıtlığı ve Müslüman göçmenlere yönelik önyargıların, Thilo Sarrazin’in 1.5 milyona yakın satan kitabından bu yana giderek daha da yayılması, Oslo’daki katliam sonrasında Alman siyasetini iyice tedirgin etti. Federal İçişleri Bakanı HansPeter Friedrich, merkezkaç nitelikteki birbirinden bağımsız terör odaklarına karşı uyanık olunması gerektiğini belirtti. Aşırı sağdaki şiddet potansiyelinden çekindiğini kaydeden Friedrich, aşırı sağın, “sol otonom grupları” izleyebileceğini savundu. Birçok politikacı ve uzman, Almanya’daki Avrupa Birliği (AB) karşıtlığı, Avro’nun çökme olasılığından tedirginlik ve İslam düşmanlığının, Norveç’teki Anders Behring Breivik türü terör eylemleri için toprağı “verimli kıldığına” dikkat çektiler. Berlin Hür Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hajo Funke, Almanya’da Sarrazin’in tetiklediği ortamı Norveç’le ilişkilendirirken Almanya’da da “verimli bir zemin hazırlandığı” uyarısında bulundu. Prof. Funke, Almanya’da yabancı ve İslam düşmanı kesimlerin toplumun yüzde 20 ile 40 arasında değişen bir 2. AB’deki bazı liderlerin “AB bir Hıristiyan değerler topluluğudur” şeklindeki açıklamaları, Breivik gibi kişilerin bundan etkilenmesine yol açıyor. 3. İslam karşıtı bilim adamlarının yazdıkları kitaplar yeni ırkçılığı destekleyen görüşler içeriyor. 4. Aşırı sağ partiler söylevlerinde daha popülist bir yaklaşım içindeler. Belirli gençleri ırkçı saldırılara azmettiriyorlar. 5. Genç akademisyenler ve orta üstü sınıfta aşırı sağcılık ve ırkçılık gelişiyor. Açıklamada, Ankara’ya da “27 AB ülkesindeki büyükelçilerini bir araya getirip Türklere ve Müslümanlara yapılacak saldırılar karşısında ne gibi tedbirler alınabileceğini tartışmaya açması” çağrısında bulunuldu. lemlerin benzerlerine sahne olabileceğini belirterek “Sağ popülizmin kabul edilemeyeceğini” içeren bir politika izlenmesi için çağrıda bulundu. Wagenknecht, ülkedeki tüm Neonazi örgütlerin artık kapatılması gerektiğini belirtti. Almanya’da 3 milyonu Türk, 4.5 milyon Müslüman yaşıyor. Türkiye’ye çağrı nkârdan gelmeyi yeğliyorlar Dediler… ama Borghezio’nun da ağzını büzemediler. Birdenbire partisinde öksüz ve yetim bırakıldığını gören ırkçı politikacı özetle “Ne yani?” diyerek atağa geçti ve ekledi: “(İslama ‘karşı cihad’ açılmasını öneren) Oriana Fallaci’ye vaktiyle övgü düzerken iyiydi de şimdi aynı görüşler Breivik manifestosunda karşınıza çıkınca mı kötü oldu? Destek verdiğiniz dünkü düşüncelerin bugün arkasında duramamak, korkaklıktır!” 11 Eylül saldırıları ardından yazdığı “Öfke ve Gurur”, “Aklın Gücü”, “Fallaci, Fallaci ile Söyleşiyor” manifestolarında “üstün Batı uygarlığını koruma adına”,“İslam Avrupa’yı ele geçirmeden biz İslamı Avrupa’dan kovalım” mesajını veren ünlü yazar Fallaci, yaşamının son döneminde böylelikle popülaritesine popülarite katmış; kitapları Batı ülkelerinde kapışılmıştı. Yalnız İtalya’da, piyasaya çıkan her cildi “1 milyon”dan aşağı satmayan Fallaci’nin söylemlerinden çok farklı şeyler söylemeyen Breivik’ten “vebalı”mış gibi şimdi bucak bucak kaçan Avrupa’nın bilumum “faşo”, “ırkçı”, “popülizm hayranlarına”; Borghezio işte düşülen derin “açmazı” hatırlatıyor: “Ben dün neysem oyum. Samimi olmayan sizlersiniz. Sizi gidi takıyyeciler!” demeye getiriyor. Borghezio olayı, Avrupa’nın her yanında yükselişe geçen aşırı sağ partilerin girdikleri “yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal” durumuna tipik bir örnek. Anders Behring Breivik’in 1500 sayfalık külliyatında, döne döne “hayranlık” belirttiği İslam düşmanı Geer Wilders başta olmak üzere Avrupa’nın en “baba” popülistleri ve ırkçıları bir bir şimdi; “Breivik mi? Hâşâ! Tanımıyoruz!” yapıyorlar. Putin dahi, Breivik manifestosuna kendine gösterilen teveccühler önünde vakit geçirmeden tutum almak ve sözcüsü vasıtasıyla “Bunlar birer hezeyandır. Bizimle uzak yakın ilgisi olamaz!” açıklaması yapmak gereğini hissetti. Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanan Marine Le Pen keza, Wilders gibi, 24 saatten fazla süre kulağının üzerine yattıktan sonra, “vahşeti lanetlediğine dair” ağzında bir şeyler geveledi.. . Avusturya’nın “Özgürlük Partisi” lideri HeinzChristian Strache ivedelikle ortaya çıkıp; “Saldırıyı biz de kınıyoruz” dedi. Ancak bir tehdit sallar gibi, hemen şunu da ekledi: “Solcular, sakın ola Breivik meselesini malzeme yapmaya yeltenmesin!” On yıldır engel tanımaksızın sürekli yükselen Avrupa sağı, Oslo katliamı ile beklenmedik biçimde kontrpiyede kaldı. Breivik tasavvurlarına hayli yakın olmakla birlikte çünkü “bir caniyle aynı fotoğrafa girmek görüntüsünü” kendilerine yediremiyorlar. Almanya’dan “Der Spiegel” bu durumu “Avrupa’nın popülistlerinin savunmada olmaya hiç alışık olmadıkları, arkada bıraktığımız son bir haftada ortaya çıktı” diyerek özetliyor: “Eski Kıta’da, entegrasyon sorunlarının demografik tarafı öne çıktıkça; popülist saldırılarının da tonu yükseliyordu. Bu retoriğin ortamından popülistler şimdi kendilerini soyutlanmak peşinde. Bu nedenle, Breivik hadisesinin ideolojik kökenlerine ilişkin soruları cevapsız bırakmayı yeğliyorlar.” Avrupa sağı bu çerçevede Breivik’e, “münferit olay” ve “meczup” gözlüğüyle yaklaşıyor. Breivik’in bir numaralı kahramanı Wilders; “Suçlunun manifestosu onun bir deli olduğunu göstermeye yetiyor!” diyor ki; bu, bire bir Breivik’in avukatı Geir Lippestad’ın da söylemi. Lippestad bir adım ileri giderek, “Müvekkilim ‘akli dengesi bozuk’ tanımını kabul etmezse, kendisine başka avukat bulsun!” diyor. Sadece Norveç canavarının avukatı ile Avrupalı popülistler değil, yıllarca Müslüman dünyasıyla bağlantılı olan herkesi “Bin Ladin” şablonuyla değerlendiren ana akım medyadaki hâkim görüşler de bu yönde. Medyanın da, “saldırıları yaratan düşünce ortamını” yargılamak yerine, “meczup Breivik” formülüne iltifat ettiği görülüyor. Avrupa’nın bu konuyla dürüst, derinlemesine yüzleşme yapmak çabasına girişeceğine dair henüz bir emare yok. Umarım karar vermek için erkendir ve gelişmeler beni yanıltır. ‘Breivik tek başınaydı’ talya’da Kuzey Birliği’nden Borghesio, Norveçli katil için “Breivik’in düşünceleri mükemmel” dedi. Katliamı alkışlayan AP vekili ASLI KAYABAL MİLANO İtalya’da hükümet ortağı Kuzey Birliği Partisi’nin Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Mario Borghezio, Norveç’te katliam gerçekleştiren Anders Behring Breivik’e destek çıktı. Radio 24’te konuşan Borghezio’nun “Breivik sahip olduğu düşüncelerinde yüzde yüz haklı. Bunlar çok iyi düşünceler. Özellikle İslam ve Avrupa’yı bekleyen tehlike konusunda dile getirdiği kaygılar, bizim Oriana Fallaci’nin düşüncelerine benziyor” şeklindeki sözlerine, İtalya’da hükümet düzeyinde resmi bir tepki verilmemesi dikkat çekti. 2006 yılında yaşamını yitiren Fallaci, İslam ve göçmen karşıtı görüşleriyle tanınan İtalyan gazeteciydi. Borghezio “Elbette Oslo’daki dengesizle aynı kafada değilim ama öte yandan Hıristiyanlar kurbanlık hayvan gibi katledilmemeli, Hıristiyan nüfusu korumak gerekli” diye konuştu. La Repubblica gazetesinde yazan gazeteci Michele Serra, Borghezio’nin katil Brievik konusundaki açıklamasını, “İslam ve Yahudi karşıtı, eşcinsellere kin duyan ırkçı bir siyasetçinin zehir zemberek sözleri” şeklinde yorumladı. Dış Haberler Servisi Norveç’te İslam karşıtı olmayan iktidar partisine ders vermek için cuma günü bombalı ve silahlı saldırılar düzenleyen Anders Behring Breivik’in, saldırıları tek başına mı yoksa bir örgütle bağlantılı olarak mı gerçekleştirdiği tartışmaları devam ediyor. Norveç İç İstihbarat Servisi Başkanı Janne Kristiansen, İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye yaptığı açıklamada, Breivik’in Norveç ya da başka bir ülkedeki aşırı sağ gruplarla ilişkili olduğuna dair ellerinde şimdilik bir kanıt olmadığını söyledi. Ancak Kristiansen, Breivik’in suç ortakları olup olmadığı konusundaki araştırmaların devam ettiğini kaydetti. Oslo ve Utoya Adası’ndaki saldırıların tek zanlısı durumundaki Breivik, saldırıları aşırı sağcı bir örgüte bağlı iki hücreyle birlikte planladığını öne sürmüştü. Manifestosunda da İngiliz aşırı sağıyla bağlantılı ve ırkçı ve İslam karşıtı İngiliz Savunma Ligi örgütüyle irtibatta olduğunu iddia etmişti. İngiliz Savunma Ligi ise yaptığı yazılı açıklamada, Breivik’i “terörist” olarak niteleyerek iddiaları reddetti. Breivik’in akıl sağlığının yerinde olup olmadığı da sorgulanıyor. Avukatı Geir Lippestad önceki gün müvekkilinin akli dengesinin yerinde olmadığını öne sürerken, Janne Kristiansen buna kuşkuyla yaklaştığını söyledi. Kristiansen, “Her şeyi tartıyor, amacı uğruna yıllarca uğraşıyor. Bu akıl hastası bir kişinin sergileyeceği bir tutum değil” dedi. Breivik’in “akıl hastası” olduğu görüşünün mahkemeye savunma gerekçesi olarak sunulup sunulmayacağı netleşmedi. Breivik’in akli durumu iki psikiyatrın raporuyla belirlenecek. izem: Yüzme bilmiyorum Norveç’teki kampa düzenlenen saldırının ardından kayıplar arasında olduğu belirtilen Türk kökenli Gizem Doğan’ın kaçarken “Bir polis insanları öldürüyor. Ormana kaçıyoruz” dediği öğrenildi. Koşarken arkadaşına mesaj gönderen Gizem son olarak, “Ne yapacağımı bilmiyorum. Çok korkuyorum. Arkadaşlarım göle atlıyor. Ben yüzme bilmiyorum” diye yazdı. Gizem Doğan’dan hâlâ haber alınamadı. G Münferit olay, meczup edebiyatı Erdoğan, Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın sözlerine Baku’dan tepki gösterdi: ‘Sarkisyan özür dilemeli’ Dış Haberler Servisi Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ın Dağlık Karabağ ile ilgili olarak “Dağlık Karabağ’ı biz aldık, yeni nesil de bundan sonra Ağrı’yı ele geçirsin” sözlerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tepki gösterdi. Erdoğan, “Bu devlet adamlığına veya bir cumhurbaşkanına yakışan bir ifade, bir yaklaşım tarzı değildir. Gelecek kuşakları, yeni nesilleri kin ve nefretle donatmak devlet adamlığına yakışmaz” dedi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Zagulba Sarayı’nda düzenledikleri ortak basın toplantısında bir gazetecinin, söz konusu açıklamaya ilişkin görüşünü sorduğu Erdoğan, konuyla ilgili çok sert bir açıklamayı Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığını hatırlattı. Erdoğan şunları söyledi: “Bu bir devlet adamlığına veya bir cumhurbaşkanına yakışan bir ifade tarzı değildir, bir Erdoğan, Baku’da Aliyev’le buluştu. (AA) bellidir. Bunu Birleşmiş Milletler de söylüyor, tescilli. Bunun çözümü gerekir. ‘Siz şu anda Karabağ’ı teslim aldınız bizden, biz ölüp gideceğiz, Ağrı’yı da siz halledeceksiniz.’ sözleri için “Böyle bir mantık olur mu” diye soran Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu ne demektir ‘Ermenistan Türkiye ile ey gençler, bundan sonra istediği gibi istediği şekilde bir savaşa da girebilir’. Bunların hepsini reddediyoruz, böyle bir devlet adamlığı, böyle bir diplomasi olmaz. Sarkisyan burada çok ciddi bir yanlış yapmıştır, tarihi bir yanlışın altını bizzat kendisi tescilleyerek çizmiştir. Özür dilemesi lazım ve bu yanlışından dönmesi lazım.” Aliyev de Sarkisyan’ın açıklamalarını “Sarkisyan’dan başka bir şey beklemiyordum” sözleriyle değerlendirdi. ‘Böyle diplomasi olmaz’ şcinsel düşmanlığını suç sayan teklif reddedildi Berlusconi liderliğindeki hükümet, Borghezio’nun sözleri karşısında sessiz kalırken, önceki gün Temsilciler Meclisi’nde yapılan oylamada muhalefetteki Demokrat Parti (Pd) Milletvekili Anna Paola Concia’nın İtalya’da gitgide tırmanan eşcinsel düşmanlığının suç sayılması amacıyla verdiği yasa önerisi çoğunluk partilerinin temsilcilerince reddedildi. E yaklaşım tarzı değildir. Gelecek kuşakları, yeni nesilleri kin ve nefretle donatmak, devlet adamlığına yakışmaz. Burada Sarkisyan’ın yaptığı bir tahriktir. Kin ve nefretle kendi gençliğini donatma gayretidir. Dolayısıyla Ermenistan gençliğinin geleceği ne olacaktır? Bu gidişle karanlık olacaktır. Şu anda Yukarı Karabağ’da bir işgal vardır ve işgalci olanlar C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle