Katalog

28 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER Hayata Dönüş operasyonu davasında şikâyetçi sıfatıyla dinlenen Sakine Demir ‘Yardım istedik; küfrettiler’ dedi 7 ‘ nsan katletmeye gelmişler’ HÜLYA KESK N Hayata Dönüş operasyonu Davasının 3. duruşmasına 39 tutuksuz sanıktan hiçbiri katılmadı. Şikâyetçi sıfatıyla dinlenen Sakine Demir ise operasyonda ne olduğunu bilmedikleri bombaların kullanıldığını, yanan koğuşa değil kendilerine su sıkıldığını, operasyonda kafasının yarılmasına karşın ilk müdahalenin ertesi gün yapıldığını söyledi. Demir, “Onlar insan katletmeye gelmişler. Bugün yaşıyorsam bu bir şanstır” dedi. Mahkeme de operasyonda kimyasal madde kullanılıp kullanılmadığının sorulmasına ve Bayrampaşa’daki operasyona katılan Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı görevlilerinin tespit edilmesine karar verdi. “Hayata Dönüş” operasyonlarının yapıldığı ve 12 tutuklu hükümlünün hayatını kaybettiği Bayrampaşa Cezaevi katliamı ile ilgili sadece 39 er hakkında açılan davaya Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sa Adliye önünde eylem Duruşma öncesinde adliye önünde toplanan Halk Cephesi üyeleri de operasyonun gerçek sorumlularının yargılanmasını istedi. MazlumDer üyeleri ise operasyonda Bayrampaşa Cezaevi’nde görevli olan çavuş A.S’nin ifadeleri ile ilgili suç duyurusunda bulundu. (SERKAN YILDIZ) kine Demir, o dönemde hükümlü olduğunu ve olay günü de C2 koğuşunda bulunduğunu belirtti. Sabah saat 05.00’te silah sesleriyle uyandığını anlatan Demir, “Resmen taranıyorduk. Koğuşlara gaz bombası atıldığı için göz gözü görmüyordu. İçerde nefes almakta güçlük çekiyorduk. Tavandan açılan deliklerden gaz bombaları atılıyordu. C1 koğuşundan çığlıklar yükseliyordu. Bazı arkadaşla rımız feci şekilde yanmıştı, etleri sarkıyordu. Biz yanan arkadaşlarımızın üzerine su dökerek acılarını hafifletmeye çalışıyorduk. 6 arkadaşımız içerden çıkarılamadı. Ben o cezaevinde tam 7 yıl kaldım” dedi. “Tavandan açılan deliklerden atılan yakıcı maddelerin elbiseleri yakmadığını, ancak etlerimizi yaktığını gördük” iddiasını yineleyen Demir, “Jandarma hava boşluğun dan kiremitleri kafamıza atıyordu. Benim kafam yarıldı” diye konuştu. Daha sonra müdahil avukatların sorularını yanıtlayan Demir, “Kapılara vurarak yardım istediniz mi” sorusuna, “Durumu çok ağır olan arkadaşlarımızın hastaneye götürülmesini istedik. Kapılar açılmadı, aksine bize küfür ettiler” yanıtını verdi. Duruşmada Mehmet Yavuz Kaya’nın talimatla ifadesi okundu. Kaya cezaevi içinde müdahalede bulunmadığını, dışarıdaki güvenliği sağlamakla görevli olduğunu söyledi. Şikâyetçi avukatı Ömer Kavili ise “Sanıkların hepsi dış emniyette görevli olduğunu söylüyor. Bunlar mahkemeyle alay mı ediyor? O zaman eylemin failleri kim? O sanığın mahkemenin huzurunda ifadesinin alınması lazım” dedi. Duruşmaya savcı ile müdahil avukatları ve CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal arasında salon boşaltma tartışması çıktı. Mahkeme, duruşmayı 2 Aralık 2011 tarihine erteledi. Hukukumuz Gelişirken... Kapsam: Madde 2 (1) Bu kanun, müsabaka öncesinde, esnasında veya sonrasında, spor alanları ile bunların çevresinde, taraftarların sürekli veya geçici olarak gruplar halinde bulundukları yerlerde veya müsabakanın olduğu yere gidiş ve geliş güzergâhlarında, takımların kamp yaptığı yerlerde uygulanacak güvenlik önlemlerini, şike, teşvik primi ve diğer yasak fiil ve davranışları, bunlara uygulanacak yaptırımları, spor kulüplerinin, spor kulübü yöneticilerinin, sporcuların ve diğer görevlilerin, genel kolluk ve özel güvenlik görevlilerinin, hakemlerin, taraftarların, taraftar derneklerinin, taraftar temsilcilerinin, spor federasyonlarının yazılı veya görsel ya da işitsel kitle iletişim kuruluşları ile mensuplarının ve diğer ilgili kişi ve kurumların spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine ilişkin hususlardaki görev ve sorumluluklarını kapsar. Yargılama ve usul hükümleri Madde 23(1) Bu kanun kapsamına giren suçlardan dolayı yargılama yapmaya Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun ihtisas mahkemesi olarak görevlendireceği asliye veya ağır ceza mahkemeleri yetkilidir. (2) Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135’inci maddesi hükümleri, 11’inci maddede tanımlanan suç bakımından da (11. maddenin başlığı: Şike ve teşvik primi O.E.) uygulanır. (3) Bu kanun hükümlerine göre idari para cezasına ve diğer idari yaptırımlara karar vermeye, cumhuriyet savcısı yetkilidir. Yasa maddelerini akılda kalan kadarıyla değerlendirmenin, insanı çoğu kez yanlışa götürdüğüne tanık olduğumdan sizleri iki maddeyi okuma zahmetine soktuğum için öncelikle özür dilerim. Alıntıladığım maddeler son dönemde Türk sporunu yakından ilgilendiren şike ve teşvik primi soruşturması nedeniyle önem taşıyor. İlk madde yasanın kapsadığı konuları özetliyor, ikincisi de yetkili mahkemeleri belirliyor. Sözü uzatmadan kesinleştireyim. 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’dan aldım iki maddeyi de. Hukukumuzda ve hukuk sistemimizde önemli değişiklikler yaşanıyor. Kimine göre bu değişiklikler hukukun genel ilkelerine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinlişmiş ilke kararlarına aykırılık oluşturuyor. Kimine göre ise ileri demokrasinin kurulmasına, ilerletilmesine ve yaygınlaştırılmasına yarıyor. Şike ve teşvik primi iddiaları ile ilgili olarak sürdürülen soruşturma ve tutuklamalar konusunda bir değerlendirme yapma durumunda değilim. Sadece şaşkınlığımı anlatmak için uzun bir anımsatma girişi yaptım. Bilindiği gibi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bir süredir “Leb demeden leblebiyi anlıyor” deyişiyle ya da eski deyişle “tarfetül ayn içre”, yeni deyişle göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürelerde değişiklikler yapmayı başarıyor. Mahkemelerin yargı çevresine yönelik değişiklikler yapıyor. Yeni özel yetkili mahkemeler oluşturuyor. Hâkim ve savcıların, mahkeme başkanlarının yerlerini değiştiriyor. Ama nedense, andığım yasa 14 Nisan 2011 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesine, yani aradan 106 gün geçmesine karşın yasayla verilen görevi yerine getirmiyor. Herhalde bir bildikleri vardır. Topbaş’a onur madalyası İstanbul Haber Servisi Marmara Grubu Vakfı, Dünya Yerel Yönetimler Birliği (UCLG) Başkanı seçilmesi nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a onur madalyası verdi. Vakfın, Dedeman Otel’de düzenlendiği aylık toplantıda ödülünü alan Kadir Topbaş, İstanbul’un bir ülke özelliği taşıdığını belirterek “Bu yüzden sadece idareciler değil, gücü yeten herkes bu şehir için sorumludur” dedi. Yassıada için harekete geçen Günay’a Sivas’ta katledilen aydınların yakınları sordu: Madımak neden müze olmuyor SELDA GÜNEYSU Asiltürk kaçakçılık iddiasını reddetti İstanbul Haber Servisi İşadamı Orhan Asiltürk, kaçakçılık iddiasıyla hakkında açılan dava kapsamında görülen duruşmada ilk savunmasını yaptı. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuksuz sanık Aslıtürk, “Dava konusu ihracat gerçekleşmiştir. Kaçakçılık söz konusu değildir” dedi. Mahkeme duruşmayı erteledi. ANKARA Adnan Menderes ve dönemin siyasilerinin yargılandığı Yassıada’nın müze olacağını dile getiren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a, 1993’te Sivas’taki Madımak Oteli’nin yobazlar tarafından kuşatılıp yakılması sonucu yaşamını yitiren aydınların yakınları tepkili. Günay, yeniden Kültür ve Turizm Bakanlığı’na getirildiği günden bu yana, yeni dönemde bakanlığın öncelik verdiği konulardan birinin de Yassıada’nın müze yapılması olduğunu belirtiyor. Günay’ın bu yöndeki açıklamalarına Madımak’ta yaşamını yitiren aydınların yakınları tepki gösterdi. Şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı, “Madımak’ın müze olması için taleplerini başta Bakan Günay olmak üzere tüm siyasilere ilettiklerini” belirtti. Akatlı şöyle konuştu: “1 Temmuz günü bir mektup yazmış ve bu mektubu ilgili herkese iletmiştim. Sizin hiç babanız yandı mı diye sormuştum. O yazıya Bakan Günay başta olmak üzere devletin herhangi bir yetkilisinden yanıt gelmedi. Kulak arkası edildi. Günay, Cumhuriyet’te, Fazıl Say ile ilgili çıkan yazımın ardından beni aradı. O gün de aynı talebi dile getirdim. Ancak Sayın Bakan, kendi dönemlerinde oradaki kebapçının kaldırılmasıyla gurur duyuyor. Müze ile ilgili olarak söz sahibinin valilik olduğunu belirtiyor. Madımak’taki kebapçı kapatıldı, ne idüğü belirsiz bilim ve kültür merkezi yapıldı diye içi rahat olmamalı Sayın Bakan’ın. Biz, ‘Sorumluluk valilikte. Benim işim değil’ anlayışını kabul etmiyoruz. Yassıada müze olabiliyorsa Madımak da müze yapılabilir. Yassıada müze olabiliyor da Madımak neden olmuyor?” Bakan Günay önceki gün Yassıada’da incelemede bulunmuştu. (MAHMUT SERDAR KAYA) ‘Sayın Günay içiniz rahat mı?’ Akatlı Şair Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan da Yassıada davasının “Türkiye’deki demokrasi davalarının en önemlilerinden biri olduğunu” dile getirdi. Aysan, “O davada hiç kuşkusuz çarşaf çarşaf özel yaşamın ortaya serilmesi manidardır. Ancak ne yazık ki siyasiler o davadan ders almadığı gibi 1980 darbesini gerçekleştirdiler. Sivas katliamı da bunların bir sonucuydu. Katliamın sonunda da Madımak ne yazık ki müze değil, bilim ve kültür merkezi yapıldı. Merkeze Behçet Aysan’ın kitaplarının yerine Pinokyo, Metin Altıok’un kitaplarının yerine de Sindirella kitapları koymayı tasarlıyorlar herhalde. Şimdi Sayın Bakan’a soruyorum: Yassıada’da da Madımak’ta olduğu gibi katillerin ve mağdurların adları yan yana mı yazılacak? Yani Yassıada Müzesi’nde de orada yargılananlarla yargılayanların adları da birlikte mi yazılacak? Günay’ın içi rahat mı?” görüşünü dile getirdi. Aysan ayrıca Akatlı’yla birlikte babalarının adlarının bilim ve kültür merkezine dönüştürülen Madımak’tan silinmesi için gerekli hukuki süreci başlattıklarını, eğer babalarının adları silinmezse, gidip bizzat isimleri kendilerinin sökeceğini belirtti. Aysan Günay’dan ‘fırça’ açıklaması İstanbul Haber Servisi Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bakan Ertuğrul Günay’ın Yazma Eserler Başkanı Doç. Dr. Muhittin Macit’e “çaktın, sınıfta kaldın” diyerek tepki gösterdiğine ilişkin haber üzerine açıklama yaptı. Açıklamada “Bakan Günay’ın söz konusu tepkisi haberde yer aldığı şekilde olmayıp kesinlikle incitme amacı içermeyen bir konuşma mahiyetindedir. Kesinlikle Sayın Macit’e yönelik bir azarlama ve fırçalama söz konusu değildir” denildi. MEB’DEN BURS ALAN ÖĞRENC SAYISI 6.5 KAT ARTTI mam hatiplilere burs ayrıcalığı MAHMUT LICALI Gümrükte rüşvet davası İstanbul Haber Servisi İstanbul gümrüklerinde rüşvet alındığı ve yolsuzluk yapıldığı iddialarına ilişkin Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu 3 sanık tahliye edilirken, eski İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürü Lütfü Ekinci ile eski Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürü Hayrettin Eker’in de aralarında bulunduğu 5 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Mahkeme heyeti, sanık Nazmi Çallıoğlu’nun da tutuklanmasını kararlaştırdı. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi. kat artarak 24 bin 395’e yükseldi. Aynı yıl Öğretmen Yetiştirme ve ANKARA Milli Eğitim Bakan Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı lığı (MEB) ekonomik desteğe ihtiyaç Anadolu öğretmen liselerinde okuyan duyan başarılı ilköğretim ve ortaöğ 20 bin 418 öğrenci burs imkânından retim öğrencilerine verdiği karşılık yararlanırken 2010 yılına gelindisız burs hizmetinde ğinde öğretmen liseimam hatip liseli öğlerinde burs alan öğrencilerine ayrıcarenci sayısı 15 bin YURTKUR da lık tanıdı. İmam ha397 azalarak 5 bin tip liselerinde 2010 türbana vize verdi 21’e düştü. yılında burs alan öğ ANKARA (Cumhuriyet Büİmam hatip lisesinrenci sayısı yaklaşık rosu) ÖSYM’nin üniversi de okuyan öğrencile6.5 kat artarken teye giriş sisteminde aday re sağlanan rekor düAnadolu öğretmen larda aradığı “başı açık fo zeydeki destek diğer toğraf” ve “sınava başı liselerinde eğitim meslek liselerine ise açık gelme” şartlarını kalgören öğrencilerin yansımadı. Erkek dırmasının ardından bursu ise 4 kat düşTeknik Öğretim Genel YURTKUR da benzer bir tü. Her 10 imam ha uygulamaya imza attı. Yük Müdürlüğü’ne bağlı tip öğrencisinden 1’i sek Öğrenim Kredi ve Yurt ortaöğretim kurumlaburs almaya başladı. rında okuyan burslu lar Kurumu (YURTKUR) MEB Strateji Geöğrenci sayısı 2009’da Genel Müdürü Hasan Alliştirme Daire Baş bayrak, yaptığı yazılı açık 3 bin 334 iken 2010 kanlığı tarafından lamada, yeni akademik yıl yılında bu rakam 3 da yurtlara kayıt kabul işhazırlanan “Milli bin 316’ya geriledi. Eğitim İstatistik lemlerinde kız öğrencilerin Kız Teknik Öğretim başörtülü ya da başı açık leri Örgün Eğitim Genel Müdürlüğü’nde olduğuna bakılmaksızın 20102011” adlı çade 2009 yılında 1982 getirdikleri fotoğrafların lışmada yer alan veöğrenci burs desteğikabul edileceğini belirtti. riler bakanlığın nin yararlanırken, imam hatip liseleri2010’da burs alan öğne sağladığı burs desteğini ortaya çı renci sayısı yalnızca 6 kişi artarak kardı. MEB’in verilerine göre, 2009 1998 öğrenci olarak hesaplandı. yılında Din Öğretimi Genel MüdürGenel ortaöğretim kurumlarında lüğü’ne bağlı Anadolu imam hatip ve okuyan öğrencilerin yüzde 3.4’ü imam hatip liselerinde okuyan 3 bin burs imkânından yararlanabiliyor. 857 öğrenciye burs desteği verilirken İmam hatip liselerinde ise bu oran 2010 yılında bu rakam yaklaşık 6.5 yüzde 10.3’ü buluyor. Ekinci ailesi adalet arıyor Maltepe sahil yolunda yaklaşık 2 ay önce karşıdan karşıya geçerken bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden garson Oktay Ekinci’nin (24) ailesi sürücünün yakalanmamasına tepkili. Acılı eş Zehra Ekinci, çarptıktan sonra kaçan araç sürücüsünün MOBESE kameralarına karşın yakalanamadığını ve buna bir anlam veremediğini söyledi. Zehra Ekinci kaza yerinin 200 metre ilerisindeki MOBESE kayıtlarının silindiğini öne sürerek “Defalarca emniyete başvurduk. Kamera kayıtlarını istedik. Aracın rengi beyaz, plakası 34 DC... ile başlıyor. Kazadan sonra trafik tıkanmış ve araçlar ilerleyememiş. Öncesindeki görüntüler izlense eşime çarpıp kaçan araç bulunabilir. Tek isteğim 1 ve 7 yaşındaki çocuklarım Emir ile Berat’ı babasız bırakan vicdansız şoförün bir an önce adalete teslim olması” dedi. Kazayı görenlerin ortaya çıkması için Maltepe sahil yoluna ve kazanın yaşandığı yerdeki elektrik direklerine Ekinci’nin fotoğrafları asıldı. C MY B C MY B