18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 28 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE [email protected] 16 Kırklareli’nin tek sineması da kapandı KIRKLARELİ (Cumhuriyet) Kırklareli’de, 11 yıldır faaliyet gösteren kentin tek sineması Cine Plaza, perdelerini kapattı. İşletmeci Gürhan Toker, halkın sinemaya yeterince ilgi göstermediğini belirterek “11 yıl önce sinemayı açarken çok heyecanlı ve mutluyduk. 20 yıl sonra kente bir sinema açmıştık. Kırklareli halkı sinemasına sahip çıkmadı. Sinemaya günde 3 kişi geliyordu” dedi. Böylece Türkiye’de sineması olmayan Tunceli, Bayburt, Şırnak, Ardahan ve Kilis illerine Kırklareli de eklenmiş oldu. KÜLTÜR Cervantes’in kemikleri aranıyor ANKARA (AA) İspanya, Don Kişot’un yaratıcısı Miguel de Cervantes’in kemiklerini aramak için harekete geçti. Arama projesini gerçekleştirecek tarihçi Fernando Prado, elde edilecek sonuçların yazarın fiziksel özelliklerinin nasıl olduğu konusunda kesin bilgi veremeyebileceğini ancak neden öldüğünün net şekilde anlaşılabileceğini kaydetti. Yazarın ölümünün 100. yılı nedeniyle 2016’da birçok uluslararası etkinlikler düzenlenmesinin planlandığını ifade eden Prado, Cervantes’in kemiklerinin bu tarihe kadar bulunacağı konusunda umutlu olduklarını dile getirdi. ltür Ser Zaim’in son fi visi Derviş Suretler düny lmi Gölgeler ve an film festivalle ın önde gelen rinden Montr World Film F eal estiv 20 23 Ağust ali’ne seçildi. arasında festiv os tarihleri Greats” (Dün alin “World y bölümünde g anın Büyükleri) österilecek fi lm, 1963’te Kıbrı olaylar sırasın s’ta başlayan kuklacısı olan da bir Karagöz bab düşen genç k asından ayrı ızın dönüşüm ve o geçirdiği lgu sürecini anlatı nlaşma yor. Gölgeler ve Su retle Montreal’de r Kü ‘Man Booker’ adayları açıklandı Kültür Servisi Dünyanın en prestijli edebiyat ödüllerinden “Man Booker”ın 2011 yılı adayları açıklandı. İngiltere gizli servisi MI5’ın eski istihbarat şefi ve yazar Stella Rimington’ın başkanlığındaki jüri, 138 kitap arasından ilk elemeyi (longlist) geçen 13 kitabı belirledi. Bu yılki adaylar arasında 2004 yılının Booker sahibi Alan Hollinghurst ve ödüle daha önce üç kez aday gösterilen Julian Barnes da yer alıyor. Diğer adaylar ise Sebastian Barry, Carol Birch, Patrick deWitt, Esi Edugyan, Yvvette Edwards, Stephen Kelman, Patrick McGuinness, A.D. Miller, Alison Pick, Jane Rogers, D.J. Taylor. Şairin kehaneti... ‘AVRUPA KÜLTÜR PROGRAMI’ AB’den ortak kültür projelerine destek Kültür Servisi Avrupa Birliği tarafından oluşturulan “Avrupa Kültür Programı”, 2011 yılı teklif çağrıları için Türkiye’den projeler bekliyor. Uygulanacak projeleri finanse etmek üzere 20072013 yılları arasında toplam 400 milyon Avro’luk bir bütçe oluşturuldu. Başvurular Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki “Kültürel İrtibat Noktası” tarafından Ankara’da ve ayrıca İstanbul’daki İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın içindeki ofiste yürütülüyor. Avrupa Birliği’ne üye ve aday ülkeler arasındaki kültürel diyaloğun arttırılması, kültürsanat eserlerinin ve sanat çalışmalarının sınır ötesi dolaşımının geliştirilmesi zemininde oluşturulan ve sadece kurumların başvurabileceği fona, sanat alanında faaliyet gösteren her tüzel kişilik başvurabiliyor. Yüzde 50’sinin destekleneceği projelerde aranan önemli özellik ise projelerin uluslararası bir ortakla yürütülmesi. Tiyatro, müze, belediye, üniversite, dernek, kamu kurumları, sanat galerisi ve kültür enstitülerinin de başvurabileceği programa projelerin yazılması sürecinde teknik destek veren “Kültürel İrtibat Noktası” ekibi, eylülün ilk haftasında proje yazma eğitimi verecek. Projelerin destek alıp almayacağı ise başvurulardan beş ay sonra açıklanacak. 2007’den bu yana Türkiye’den toplam 39 kurumun destek aldığı “Avrupa Kültür Programı” kapsamındaki projelere örnek olarak 2008’de İstanbul Modern’de, Yunanistan ile İrlanda ortaklığında açılan “Gölgeye Övgü” sergisi verilebilir. (www.ccp.gov.tr) “Kehanet 1985” adlı şiirinde şöyle diyecektir: “Lokman şair senin hayatın / Yedi kırlangıcın hayatı kadar / Altısını ardı ardına yaşadın / Bir kırlangıcın daha var.” Ve Cemal Süreya “kehanet”ini tutturamasa da ölüm vaktini bilecektir, “Tanrım, üstü kalsın” diyerek… REF K DURBAŞ ‘Kendi tarihi Ağustos 1 yle’ 10 Cemal Sü 931’de doğan re bugün sek ya yaşasaydı sen yaşınd a olacaktı Amy Winehouse adına vakıf Kültür Servisi Ünlü İngiliz şarkıcı Amy Winehouse’un önceki gün ailesi ve yakın arkadaşlarının katılımıyla gerçekleştirilen cenaze töreninin ardından babası Mitch Winehouse, kızının adını taşıyacak ve bağımlılıkla mücadele edecek bir vakıf kurmak istediğini açıkladı. Cenaze töreninde “Özel bir kliniğe paranız yetmiyorsa, iki yıllık bir bekleme listesine girmeniz gerekiyor” diyen Mitch Winehouse, kızının içki sorununun üstesinden gelmek için çok çabaladığını söyledi. Winehouse’un “Back to Black” albümü ise son bir haftada ABD’de 37 bin satarak, Billboard müzik listesine dokuz numaradan yeniden giriş yaptı. Albüm, son üç yılda bu kadar satış rakamına ulaşamamıştı. Winehouse’un sanal ortamda en fazla indirilen şarkısı ise “Rehab” oldu. 1931 yılında Erzincan’da doğan 185 çocuktan biridir. Bir doğum günü yoktur, ama ileride bol bol kendisine seçer. Kimi gün 10 Ağustos der, kimileyin biriyle birlikte kutlamak amacıyla 4 Mart’ı seçer. Annesi Alevi bir Zaza kızıdır: Gülbeyaz. Babası yakışıklı bir adam: Hüseyin… Yüzünü hiçbir zaman anımsayamayacağı annesini altı yaşında kaybeder. Edebiyat ile ilgilenmesinin bir nedeni de annesidir; çünkü “Kerem ile Aslı”yı ezbere okur. Babası ile tuhaf bir ilişkisi vardır. Hiçbir zaman dayak yemediği babası bir trafik kazasında feci şekilde ölmüştür. Dört yaşında kardeşi Kemal’in öldüğünü öğrenecektir. İlkokulda adından, soyadından, okulundan, mahallesinin ve sokağının adından utanır. İlkokula da hastalığı nedeniyle bir yıl geç başlar, ama okuyup yazmayı biliyordur, hatta amcası a’nın Cemal Sürey ültür Servisi sız Mezarlığı’ndaki K Kulak Kasımpaşa at 14.00’da ziyaret edigün sa Derkabri, bu Kültür Sanat emal Süreya lenen etkinliğe, lecek. C düzen neği tarafından in yanı sıra aralarında erin dernek üyel n, Semih Poroy, Necaüle Haydar Erg de bulunduğu şair, yazar ası ör’ün ti Güng lerinin katılm zerler ile seveniyor. ve çi beklen eya Cemal Sür anılıyor Cemal Süreya’nın gözünden Edip Cansever. beş sıfırlı rakamlarla matematiği dahi öğretmiştir. On bir yaşında İstanbul’da Sansaryan Han’a konuk olur. Kız kardeşi beş yaşındadır, büyükannesi 65… Tahta bir sıranın üzerinde uyurlar, ertesi gün de Bilecik’e sürgüne giderler. Babasını da o sürgünde kaybedecektir. İlk dergisini bir arkadaşı ile ilkokulda çıkarır ve bir kuruşa kızlara satarlar. Lise yıllarında aruz vezniyle şiirler yazar, kendi kendine eski yazıyı öğrenir. İlk şiiri “Şarkısı Beyaz” adıyla, 8 Ocak 1953’te Mülkiye dergisinde çıkar. Belleğine çok güvenmektedir. Bu nedenle telefon numaralarını bile deftere yazmaz, belleğinde tutar. Bir arkadaşı ile iddiaya girecek ve kaybedince adından bir harfi atacaktır. 26 yılda 28 ev değiştirmiştir. Kitaplara ve çiçeklere sadıktır. Çiçekler susuz kalmasın diye uzun süre evden uzak kalamaz. Evlenince mutluluğun bittiğine inanmaktadır. Kendisine sorarsanız birkaç kez evlenmiştir, oysa onu ta nıyanlar yetmiş kez evlendiğini sanır. Utangaç bir adamdır, hem de son derece. Bir dükkâna girip bir şeyin fiyatını soramaz, sorunca da almak zorunda kalır. Satıcı kızacak diye bir şeyin yarım kilosunu da almaz. Paris’e gidip Louvre’u, Konya’ya gidip Mevlana müzesini görmemiştir. Kars’ı görmeden de “Kars” şiirini yazmıştır. İçkiye çok geç başlamıştır, daha çok evinde içmeyi sever. Meyhaneye dostları var diye gider. Sigarayı bıraktıktan sonra içkinin dozunu artırmıştır. Berbere gitmez, saçlarını kendisi keser. Kendisini, kendi dilince şöyle tanımlayacaktır: “Hayatımı düşündüğüm zaman, zaman zaman düşünürüm, nedir ana çizgisi diye… Sonunda buldum: Şefkat arıyorum. Nasıl bir adamım? Herhalde şöyle: Çocukluğunu yitirmemiş bir adamım. Bununla birlikte biraz da ciddi bir adamım. Okuyan bir adamım. Yalnız bir adamım. Fazla kalabalıktan hoşlanmam. Küçük bir arkadaş çevrem vardır. Dolaşmayı da sevmem. Aynı masada oturur, aynı masada çalışır, aynı lokantada yemeğe giderim.” Ve şairin pek bilinmeyen bir yönü: Resim tutkusu… İlk resim dersini amcasından almıştır. Sonra arkadaşları Edip Cansever, Sezai Karakoç, Metin Eloğlu, Ferit Edgü ile resim üzerine konuşmaları… Özellikle Cansever’le resim albümlerini karıştırmaları ve onları Edip için İngilizceden çevirmesi… “Hatay Defterleri”ne çizdiği desenler toplansa bir küçük albüm oluşturur. Asıl adı Cemalettin Seber idi, Cemal Süreya diye bilindi. Kendi tarihiyle 10 Ağustos 1931’de doğmuştu. Yaşasaydı bugün seksen yaşında olacaktı. 1985’te ömrü için bir “kehanet”te bulunmuştu: Lokman Hekim uzun ömrü için kartalın yaşama süresini temel alır. Kartalın o çağda seksen yıl yaşadığı varsayılır. Lokman Hekim de yedi kartalın hayatı kadar yaşar, yani 560 yıl. Cemal Süreya ise kendi ömrüne kırlangıcı seçer. Yedi kırlangıcın ömrünü… Kırlangıç ise dokuz yıl yaşar, yani 53… “Kehanet 1985” adlı şiirinde şöyle diyecektir: “Lokman şair senin hayatın / Yedi kırlangıcın hayatı kadar / Altısını ardı ardına yaşadın / Bir kırlangıcın daha var.” Ve Cemal Süreya “kehanet”ini tutturamasa da ölüm vaktini bilecektir, “Tanrım, üstü kalsın” diyerek… Çocukluğunu hiçbir zaman yitirmemiştir çünkü… K A M İ L M A S A R A C I Ç İ Z İ K K Ü L T Ü R srail Orkestrası’ndan Wagner ezgileri yükseldi Kültür Servisi İsrail Oda Orkestrası, önceki gün Almanya’daki “Bayreuth Festivali” kapsamında, Richard Wagner’in “Siegfried Idyll” adlı yapıtını yorumlayarak bir ilke imza attı. Uzun yıllardır Nazi düşüncesiyle ilişkilendirilmesi nedeniyle İsrail’de çalınmayan ünlü besteci Wagner’in yapıtlarının bir İsrail orkestrası tarafından Almanya’da ilk kez seslendirilmesi “tarihi bir an” olarak nitelendirildi. Festivalin resmi programında yer almayan konser için İsrail Oda Orkestrası’nın şefi Roberto Paternostro, “Burada Wagner çalmak bizim için büyük bir keyifti” dedi. Seyirciler tarafından ayakta alkışlanan ve büyük beğeni toplayan konser yine de eleştiri oklarını üzerine çekmekten kurtulamadı. Soykırımdan kurtulanların ve Yahudilerin oluşturduğu çeşitli topluluklar, Wagner’in müziğinin nefreti yaydığını ve İsrailli müzisyenlerin bu kararlarını gözden geçirmesi gerektiğini belirtti. Balenin istikameti Bodrum NURPER DEĞ RMENC ‘2. Senfoni’ C MY B C MY B Wagner’in yapıtlarının bir srail orkestrası tarafından seslendirilmesi “tarihi bir an” olarak nitelendirildi. BODRUM Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin tek bale festivali, “Bodrum Uluslararası Bale Festivali” 15 Ağustos3 Eylül tarihlerinde Bodrum Kalesi’nde sanatseverlerle buluşacak. Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen festivalin açılış temsilini İstanbul Devlet Opera ve Balesi, “İstanbul Mozaik” adlı eserle yapacak. 3 bölümden oluşan eserde U. Scholz/P. de Bana/J. Martinez’in koreografileriyle “Mi Favorita”, “Creatures” ve “2. Senfoni” adlı eserler seyircisiyle buluşacak. St. Petersburg Boris Eifman Devlet Bale Topluluğu, 18 Ağustos’ta “Ben, Don Kişot” adlı eseri, Almanya’dan festivale konuk olan Mecklenburg Schwerin Devlet Bale Topluluğu ise 21 ve 22 Ağustos’ta ünlü koreograf Young Soon Hue tarafından sahneye konan “Carmen”i seyirciyle buluşturacak. Festivalin bir diğer konuğu Washington Bale, “Rock’n Roll” adlı gösteriyle 2526 Ağustos’ta Bodrum’da olacak. Koreografisini, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Başkoreografı Mehmet Balkan’ın yaptığı “Mevlana’nın Çağrısı” adlı bale de Mersin ve Samsun Devlet Opera ve Balesi tarafından 29 Ağustos’ta sahnelecek. 1, 2 ve 3 Eylül tarihlerinde ünlü İspanyol topluluk Los Vivancos, “7 Kardeş” adlı programla izleyici karşısına çıkacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle