18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Gedikli ve Babacan, krize karşı tedbirli olunması yönünde uyarı yaparken Başbakan ‘Teğet bile geçmez’ dedi Erdoğan bakanlarıyla çelişti Ekonomi Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa’da baş gösteren ekonomik krizin Türkiye’ye yansımalarına ilişkin olarak, “Biz yere çok sağlam basıyoruz. Batı’da, Avrupa’da kriz olabilir ama biz bunların hepsine hazırlıklıyız. Daha önce ‘teğet geçecek’ dedim. Bu defa pek teğet geçeceğe de benzemiyor. Daha iyiyiz, daha güçlüyüz. Hiç endişeniz olmasın” dedi. Başbakan’ın bu değerlendirmesi piyasalara moral verse de kısa bir süre önce AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “kriz geliyor, tedbirli olun, paranızı tutun, harcamayın” uyarıları ile çelişince kafalar karıştı. Gedikli ve Babacan, ABD ve özellikle Avrupa’daki krizin Türkiye’ye yansımaları olacağını belirterek fazla harcama yapılmaması uyarısında bulunmuşlardı. Erdoğan ise yatırımcı güvenini tazeleme çabası olarak değerlendirilen konuşmasında oldukça olumlu bir tablo çizdi. Özel Harekât.. Kaç yıl önce askeri nitelikli silahların polise alınması için karar çıkmıştı anımsadınız mı? Söz konusu teknik silahların TSK’nin bilgisi dışında alımına itiraz edilmiş, alımlar durdurulmuştu. Teknik bilgim yetersiz ancak dünkü haberlere bakılırsa istenen nitelikte silahların bir bölümünün alımı gerçekleşmiş, ilgili bölümlere teslim edilmiş. Dün medyada geniş yer verilmesi sağlanan bir de özel tim tatbikatı vardı. Başarılı tatbikat görüntüleri ile birlikte, özel eğitimden geçmiş Özel Harekât polislerinden bir grubun terörle mücadelede rol almak üzere bölgeye gönderildikleri haberine yer verilmişti... 13 askerin şehit olduğu Silvan haberleri ile yan yana gelen gelişmeler, doğrusu istense yaratılamayacak türden bir zamanlama çakışması... Asker çocuklarını şehit vermiş ailelerin acıları üzerine, şüphelerin oturtulduğu sorgulamalar bağlantılı yaratılan medyatik imaj dudak uçuklatıcı... Bakan, sorumlu komutanların görevden alındıklarını açıklamakla yetiniyor... Zaten yandaş medya haber ve yorumlarında askerlerin ölümlerinin bir dizi sorumsuzluğun ürünü olduğu yargısını bilinç altına kazınacak sayısız iddialar söz konusuydu... Çarklar işliyor. TSK’nin terörle gereken mücadeleyi veremediği, Özel Harekât güçlerine ihtiyaç duyulduğu yargısı kafalara kazınıyordu. Hükümet bu yoldaki icraat adımlarını peş peşe uygulamaya sokuyordu. Besbelli hazırlıklar önceden tastamam. Silvan son hamleler için ideal fırsattı... İçişleri Bakanı Özel Harekâtçıların yeni mezunlarının töreninde, özel eğitimden geçirilmiş, göreve başlatılan özel timcilerin sayısının 6618 kişiyi bulduğunu açıklıyordu. Bundan bir sonraki eğitimden 600 mezun daha alınacak, en yakın tarihlerde 17 farklı bölgede, teröre karşı profesyonel görev alacak özel timci sayısı 11 bine ulaştırılacaktı.. Her şey iç içe, öylesine üst üste yaşanıyor ki... TSK’nin komuta kademesinden ne kadar çok sayıda üst rütbeli komutanın, suç, örgüt ilişkileri bilinmeyen özel yargının özel iddianamesi kapsamında tutuklu olduklarını bile kamuoyu henüz kavrayamamışken, ön tutuklamalı tümünün askeri şura toplantısında emekliye sevk edileceklerinin haberleri dün kesinlik kazanmışa benziyordu. Seçim sonrası yandaş, cemaat medyasının ileri gelenlerinin sistematik işledikleri tezler; “Yüzde elli oy gücünün, iktidar gücünde verilmiş yetkiler anlamına geldiği, buna göre hükümetin TSK üzerinde, ağustos şura kararlarında da varlığını, gücünü ortaya koyması gerektiği..” telkinleri yerini buluyordu. Savaşa gönderilir gibi askere gönderilen, iç acıtan sayılarla terör kurbanı şehit düşen, cenazeleri evlerine geri gelen askerlerimizin gerçeği ortada dururken, “Terörle mücadele TSK sorumluluğunda sürdürülmeli” tezini savunmak hiç de kolay değil. TSK’nin gerçekten ideolojik, özellikle terörle mücadele ciddiyet konusunda haksız suçlanmasının büyük bir siyasi oyun olduğunu görsek bile. Asıl kuyruk acısının emir komuta zinciri içinde çok titiz işletilmiş terfi sisteminin istenildiği boyutlarda kırılamaması, siyasi, özellikle de cemaat kullanımına istenilen ölçeklerde açılamamasının olduğu kaygılarını taşısak bile. Demokrasilerde TSK yönetiminin sivil iktidar yönetimi üstünde bir güç olması savunulamayacağına göre, darbecilik suçlamaları karşısında da boynumuz kıldan ince.. Yine de insan hakları, hukuk devleti, demokrasi savunuculuğu, özel yetkilerle donatılmış yargı, soyut, toptancı, insan haklarını gasp eden suçlamalara, yargısız infaz içerikli tutuklamalara karşı yürekli duruş istiyor... Oy çoğunluğu terörü üzerine, ele geçirilmiş, baskı altına alınmış medya terörü, göreceli kimliklerini korumaya çalışan tüm sivil toplum örgütlenmelerine yönelik “her yol mubah” baskı ve terörü eklenince, yürekli duruş sergileyebilecek örgüt, birey bulmak iyice zorlaşıyor.. Gazeteci tutuklusu rekoru kırılan ülkemizde, tutuklu gazetecilerle dayanışma yapan meslek örgütleri, arkadaşlarımızın haberleri medya eliyle sansürlenir, birçok arkadaşımız daha işini, yerini kaybederken, “Kamuoyuna nasıl ulaşılacak” sorusu giderek önem kazanıyor. Doğayı, çevreyi, üyelerini, toplumu, kamu yararı görevi, sorumluluğu ile korumakla yükümlü meslek örgütlerinin yasal yetkilerinin çaktırmadan ellerinden alınmasına ne demeli? Meslek odalarının yasal sorumluluk gereği yargıda hak aramaları bile ellerinden alınıverdi. AKP’nin 12 Eylülü ile zaten üst yargı kurumları ele geçirilmiş, yargıç güvencesi iyice tehdit altına alınmıştı... Yazı başlığımıza dönersek, terörle silahlı güçle mücadelede asker gücünün yanında polis gücünün sorumlu olması, profesyonellik aranmasında yanlış bir iş yok gibi... İnsanlık tarihi sivil diktatörlüklerin özel sivil silahlı güce dayandıklarının kötü örnekleri ile dolu olmasa. Susurluk’ta ucu yakalanamayan, faili meçhul cinayetlerdeki sabıkalı timleri özel kötü örnekler olarak bir kenarda bırakalım... AKP iktidarında özel timlerin büyük kentlerdeki operasyonlarında kullanılan orantısız güç, gaz bombası, şiddet.. yeterince ürkütücü değil mi? TÜS AD: KR Z OLMAZ stanbul Haber Servisi TÜS AD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, “Türkiye bir kriz yaşamıyor. Kısa dönemde kriz beklentimiz yok. Her ülke gibi çalkantılardan etkilenebilir ama önemli olan gündemi ve beklenti yönetimini doğru yapmak” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TÜS AD yöneticilerini Huber Köşkü’nde kabul etti. 1.5 saat süren görüşmenin ardından açıklama yapan Boyner, Türkiye’nin ekonomide bazı ‘ince ayarlar’ yapması gerektiğini belirtti. Boyner, “Biz maalesef ithal ettiğimiz kadar ihraç edemiyoruz. Türkiye içinde daha fazla katma değer üretiyor olmamız lazım” diye konuştu. S&P: Türkiye ekonomisi sert inişe geçebilir Bu arada JP Morgan tarafından müşterilerine gönderilen araştırma notunda Başbakan Erdoğan’ın piyasalara ilişkin açıklamaları hakkında değerlendirmelere yer verildi. Erdoğan’ın yorumları cesaret verici olsa da hükümetin bu sözlerini tutacağı ve planlanan, önlemlerin yatırımcı güvenini tazeleme konusunda etkili olup olmayacağı konusunda aşırı iyimser olmak için çok erken olduğunu belirten JP Morgan, Erdoğan’ın konuşmasındaki 3 ana başlık hakkında şu değerlendirmeleri yaptı: “Türkiye Avrupa krizine iyi hazırlanmış durumda ve kriz bu kez Türkiye’yi teğet bile geçmeyecek”: Hükümetin bazı üyeleri 1 endişelerini dile getirmiş ve halkın en kötüsüne hazırlıklı olmasını ve harcamalarını kısmasını istemişti. Bu yorumlar iç piyasada eğilimlerin giderek daha fazla endişeli bir hal almasına neden olmuştu. Ayrıca dolardaki yükselişe karşın hem bireysel yatırımcılar hem de şirketler dolar satmamışlardı. Erdoğan’ın bu açıklamaları yerel piyasada cesareti arttırabilir ve dolarda satışlara neden olabilir. “Harcama disiplini Türkiye’nin artan dayanıklılığının arkasındaki temel unsur oldu ve harcamalar konusundaki disiplin sürecek”: Erdoğan’ın harcamaların kısılacağı konusunda cesaret veren bu 2 S&P Türkiye analisti Frank açıklamaları yeni mali sıkılaştırmaGill, “Türkiye’nin gelecekteki ların iç talebi sınırlaması, dış denkredi notunu tahmin etmek zor” geleri düzenlemesi ve yatırımcı eğidedi ve sert inişe doğru gidiyor limini güçlendirmesi sonucu doolabileceğini söyledi. Gill’in Bloğurabilir. ombergHT’de yer alan açıklamala“Bugün doların aşırı derı şöyle: ğer kazanmasından şi Türkiye ekonomisi sert inişe kâyet eden insanlar geçmişte doğru gidiyor olabilir, TL’nin aşırı değer kazanma Ülkenin gelecekteki kredi nosından şikâyet ediyordu. Kimtunu tahmin etmek zor, se endişelenmesin bu ikisi ara Aşırı ısınmaya karşı Türkisında dengeyi sağlayacağız.” ye’nin aldığı önlemleri izliyoruz, Erdoğan’ın bu son tespiti, do Kur rejimi nedeniyle ekonolardaki son yükselişten hükümide sistemik şok riski bulunmumetin rahatsızlığını net bir şekilde yor, ortaya koyuyor. Hükümetin lira Türkiye’nin kamu borç poya destek verecek önlemler alacağı zisyonu somut biçimde iyileşti. anlaşılıyor. 3 Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, kriz olduğuna inanmadığını söyledi: Asgarinin asgarisi mi olur? Ekonomi Servisi Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜTSİS) Yönetim Kurulu Başkanı Halit Narin, Türkiye’nin bölgesel asgari ücret gibi bir yanlışın içine itilmek istendiğini söyledi. TÜTSİS’in 50. yılı ile ilgili toplantıda konuşan Narin, “Bölgesel asgari ücret demek, o bölgede asgari ücretin de altında kayıt dışı çalışan insanların para vermesi demektir. Kayıt dışı çalışıyorsa adam, bölgesel asgari ücretin altında şu kadar eksiğini vererek insanı çalıştırıyorsa, onun daha altına düştüğü zaman, daha da altında para vererek çalıştıracak demektir. Türk halkını yöresel olarak sen şu kadarlık değersin diye ayırmak mümkün değil. Bu çok yanlıştır. Dolayısıyla bölgesel asgari ücrete karşı olmamız icap ediyor. Türkiye’de asgari ücret zaten asgaridir. Asgarinin de asgarisi olur mu?” dedi. Narin, son günlerde kamuoyunda tartışılan Kıdem Tazminatı Fonu’na ilişkin, “Fazla işçi çalıştıranlar bu fona parayı vermesin diye, sulandırıyorlar. Kimse de buna sahip çıkmak istemiyor. Biz olsak çıkardık” diye konuştu. Kriz söylentisi hükümetin taktiği Ali Ağaoğlu, dolardaki yükselişi anımsatarak belirsizlik anında bile satış yapabildiklerini, bunun da Türk ekonomisinin ne kadar dinamik olduğunu gösterdiğini kaydetti. Ekonomi Servisi Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, son günlerdeki kriz söylentilerine ilişkin, geçmiş dönemlerde köşe yazarlarının ve ekonomistlerin “batıyoruz” şeklinde yazdığını, hükümetin olumlu mesajlar verdiğini dile getirerek “Şimdi roller değişti. Köşe yazarları bugün ‘ülkenin durumu iyi’ diyor, siyasiler ‘dikkatli olun’ mesajları veriyor” diye konuştu. Ağaoğlu, düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye’de kriz olduğuna inanmıyorum. Hükümetin bilerek çıkardığı bir söylenti. Kriz laflarını hükümetin uyguladığı bir taktik olarak görüyorum” ifadesini kullandı. Ağaoğlu, cari açığın Türkiye’nin en büyük sorunu olduğunu vurgulayarak bunun şimdilik finanse edilebildiğini, ancak ileride sorun yaratabileceğini söyledi. Ağaoğlu, konut fiyatlarında gerileme beklemediğini anlatarak “Yukarı çıkma olabilir. Yüzde 1015 artış olur” dedi. Ağaoğlu, kredi faizlerinin borçlanmak için hâlâ cazip olduğunu, burada psikolojik sınırın yüzde 1’in üzeri olacağını belirterek oranların bunun üzerine çıkması halinde konut satışlarında sorun yaşanabileceğine işaret etti. Ağaoğlu, “Ucuz konut furyasında da inşallah bir sıkıntı yaşanmaz diye düşünüyorum, o konuda ciddi endişelerim var” dedi. Gözümüz alt gelir grubunda Ağaoğlu’nun, TOK ve Kiptaş’tan sonra en fazla konut üreten firmalardan biri olduğunu dile getiren Ağaoğlu, “Gözümüz C gelir grubunda. Müşterinin de çoğunluğu orada. Devlet bu tür arazileri kentsel dönüşüm yasası çerçevesinde özel sektöre açarsa biz seve seve orada görev almaya talibiz” dedi. Ağaoğlu Şirketler Grubu’nun yılın geri kalanında devam eden projelerinin dışında, 10 bin konuta yakın yeni projeye başlamayı hedeflediğini anlatan Ağaoğlu, Maslak’taki 7 bin konutluk projelerine 9. ayda başlamayı umduklarını belirterek aynı bölgedeki 850 dairelik My Home projesinin metrekare fiyatının 4 bin 800 lira civarında olduğunu, burada satışların neredeyse bittiğini açıkladı. Altın aldı başını gidiyor SEV L ARINAN ANKARA Altın fiyatlarındaki yükseliş hız kesmiyor. Uluslararası piyasada altının ons fiyatı, 1.628,76 dolara çıkarak rekorunu yeniledi. Açılıştan itibaren yukarı yönlü hareket eden altın, dün de 1.617,80 1.628,76 aralığında yüksek seyretti. Uluslararası piyasada direnç olarak görüen 1,630 dolar seviyelerini zorlamaya devam eden altının ons fiyatı dün öğleden önce 1.625,66 dolarla kırdığı rekoru, gün içinde 1.628,76 dolarla yeniledi. Uluslararası piyasada altının ons fiyatı akşam saatlerinde ise yeniden 1.626,11 dolara geriledi. şikâyet ediyor İç piyasada altın fiyatının yıl başından bu yana yaklaşık yüzde 22 oranında artmasının ardından altın bozdurmak isteyenlerin yoğun talebiyle karşılaşan kuyumcu esnafında nakit para kalmadı. Yastık altındaki altınlarını satarak gelir elde etmek isteyen müşteriler artık geri çevriliyor. Bu arada kuyumcu esnafı, yüksek fiyatlardan dolayı satamamaktan da şikâyetçi. Koçak Gold’dan Nihat Koçak, genel anlamda zor bir dönemden geçtiklerini belirterek “Altın fiyatı genelde yaz dönemlerinde yükselir. Son dönemdeki artış ise ekonomik krizle ilgili. Daha da artacağını düşünüyorum. Şu anki artış nedeniyle talepte düşüklük söz konusu. Satış da yapılmıyor. Tabii altınını bozdurmak isteyenler de var. İhracat yaptığımız ülkelerde de sıkıntı olduğu için talepte düşüklük söz konusu” dedi. Ünsal Mücevherat’tan Aykan Bakanay da “Artış devam ettikçe insanlar, satmaktan da almaktan da korkuyor. Bu rakamların daha da yükseleceğini öğrendik. Otomatik olarak düşen işlerimiz daha da düşecek. Vitrine bakıp gidiyorlar” değerlendirmesini yaptı. Ercan Kuyumculuk’tan Ercan Ciritçi de satamamaktan şikâyet ederken, İlhan İpek Kuyumculuk’tan Adnan İlhan işlerinin çok olumsuz etkilendiğini belirtti. Emlak vergisi mükelleflerine kolaylık Ekonomi Servisi Maliye Bakanlığı, yaşanan sorunlar ve bürokrasi şikâyetleri üzerine Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımladığı “Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği” ile uygulamalara açıklık getirdi. Buna göre, emlak vergisi bildirimi sırasında, mükelleflerden, tapu sureti, kimlik fotokopisi, vergi kimlik numarasını gösteren belge, elektrik ve su abone belgesi, yapı kullanma izin belgesi, metrekare cetveli veya başkaca bir belge talep edilmeyecek. Maliye Bakanlığı, bu konuda belediyeleri uyardı. Kuyumcu satamamaktan C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle