18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 TEMMUZ 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER 7 JİTEM’i herkes biliyormuş Oluşumun, çişleri Bakanlığı’nın onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşü alınmadan Jandarma Genel Komutanlığı’nın kendi inisiyatifiyle kurulduğu tespit edildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, emekli Albay Arif Doğan’ın kamuoyuna yansıyan birtakım açıklamaları nedeniyle JİTEM ile ilgili başlattığı soruşturmada, JİTEM adlı oluşumun, İçişleri Bakanlığı’nın onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşü alınmadan, Jandarma Genel Komutanlığı’nın (JGK) kendi inisiyatifiyle kurulduğu tespit edildi. Ancak kurumlardan gelen yanıtlardan devletin JİTEM’den haberi olduğu ortaya çıktı. Terör ve organize suçlara bakmakla görevli Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel tarafından bir süre önce başlatılan soruşturma çerçevesinde, “JİTEM adlı bir oluşumun var olup olmadığı” konusunda, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazılar yazdı. Gelen cevaplarda, JİTEM’in varlığı kabul edilerek, “Bu birimin terörle mücadele kapsamında faaliyet yürüten bir oluşum” olduğu kaydedildi. Öte yandan, JGK’dan verilen cevapta ise JİTEM adlı oluşumun, 1990 yılında İstanbul Haber Servisi Birinci Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Jandarma Genel Komutanlığı’na “Komutanlık bünyesinde JİTEM adında bir kurum olup olmadığına” ilişkin müzekkeresine Jandarma Genel Komutanlığı’ndan verilen 19 Ocak 2010 tarihli cevap yazısında “komutanlığın bünyesinde JİTEM adı altında bir birim bulunmadığı” belirtilmişti. JGK yazısında “kötü niyetli çevrelerin JİTEM tabirini kullandıkları, bazı bilinçsiz jandarma personelinin de JİTEM ve JİT ifadelerini kullanmamaları konusunda uyarıldıkları” kaydedilmişti. Birinci Ergenekon davası dosyasına giren Jandarma Genel Komutanlığı’nın Adli Müşavir Hâkim Kıdemli Albay Gazi Koçer imzalı yazısında, “Jandarma Genel Komutanlığı kuruluş ve kadrolarında JiTEM adı altında bir birim bulunmamaktadır ve geçmişte de böyle bir kadro oluşturulmamıştır” sonlandırıldığı ifade edildi. Savcı Yüksel, soruşturma kapsamında, JİTEM’in kurulduğu kabul edilen 1988 yılından 2005 yılına kadarki süreci ve söz konusu oluşuma atfedilen faaliyetleri mercek al Bir Taş Atsam Denize... Deniz kıyısına vardığımızda ilk iş bir taş alıp atarız... Sonra gelenler de aynısını yapar; herkes biraz taş alıp atar... Arkasından da bakarız; suya düştü mü?... Niçin?.. Bir: Denize geldiğimizi anlamak için... İki: İlk ilişki, selam niyetine... Üç: Bakarız, taş battı mı?.. Dört: Denizi sevdiğimiz için... Beş: Sevmediğimiz için... Klozeti atmaktan iyidir... Çünkü o sene ikisi dalgıç, dört kişi zar zor çıkarttılar limanın sularından kapaklı klozeti... Demek ki atmak için de dört kişi taşıdı evden denize kadar... Uzun uzun düşünmüştüm; insan klozeti niye götürüp denize atar?.. Öte tarafta da 15 kilometre vasıflı boru döşemişler, şehrin kanalizasyonunu denize bağlamak için... Yani kendi haline bıraksan kanalizasyonun denize gideceği yok... Tam tersine gidecek... Bunun için proje de çizildiği kesin... Proje olunca bir danışmanlık şirketi de vardır... O zaman uzun uzun yorucu toplantılar da yaptılar ki kanalizasyon denize aksın... Belediye Başkanı bir altmış beş boyunda... Nereden biliyoruz; çünkü medyaya tanıtırken, borunun içinde eğilerek poz vermiş, on beş santim daha kısa olsaydı borunun içinde dimdik yürüyüş bile yapabileceğini açıklamıştı... Bir de konuşması var arşivde; “Bu boru medeniyete açılan penceredir” diye başlıyor... Eğilip borunun içinden bakarken “Buradan bakıldığında kültürümüzü göreceksiniz” diye bitiyor... Deniz mevsimi gecikmeli de olsa başladı... Neredeyse istisnasız; tüm şehirlerin, kasabaların, beldelerin merkezlerindeki denizler pis kokuyor... O pis kokular ve kirli bir deniz için ne kadar projeler çizildi, ne çok toplantılar yapıldı, ne emekler verildi, ne kadar para harcandı, bilemezsiniz... Uğraş uğraş, sonunda şu kokan denizler elde edildi... Gidince göreceksiniz... Sonra hemen bir taş alıp... JGK, J TEM YOK DEM ŞT ifadeleri yer aldı. JGK yazısında Olağanüstü Hal Kanunu gereği 19 Mayıs 1987 yılında Jandarma Asayiş Komutanlığı’nın kurulduğu anlatıldı. JGK yazısında Ağustos 1987 tarihinde Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı teşkil edildiği ve Ekim 1987 tarihinde Jandarma Asayiş Komutanlığı’nın emrine verildiği belirtildi. Birinci Ergenekon davasında tutuklu bulunan emekli Tuğgeneral Veli Küçük ise duruşmalarda JİTEM diye bir kuruluş olmadığını belirterek 8 Haziran 2010 tarihli duruşmada “Bu kuruluşu yok etmek, dağıtmak, dejenere etmek için işi JİTEM’e döktüler. Susurluk zamanında JİTEM soruldu. Jandarma Genel Komutanlığı ‘yok’ dedi. Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı var. Ben bunun komutanlığını yaptım. Zevk muştu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nda talimatla ifade veren İkinci Ergenekon davasının tutuksuz sanığı emekli Albay Arif Doğan, Jandarma Genel Komutanlığı emriyle Jandarma Asayiş Bölge Komutanlığı bünyesinde ikinci bir emre kadar JİTEM Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele Grup Komutanlığı adı altında deneme amaçlı kurulduğunu söylemişti. Doğan, duruşmada kendisinin kurduğu JİTEM ile iddianamedeki JİTEM’in aynı olmadığını anlatmıştı. Eski Jandarma İstihbarat Daire Başkanı, İkinci Ergenekon davasının tutuksuz sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, savunmasında JİTEM diye bir birimin olmadığını iddia etmişti. darma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı olan ve içinde PKK itirafçılarını da barındıran JİTEM, 90’lı yıllarda Güneydoğu’da işlenen pek çok faili meçhul cinayetten sorumlu tutuluyor. için yapmadım. Görev verildi. Jandarma istihbaratı milli kuruluştur. Dejenere etmek için kullanıyorlar” diye konuş tına aldı. Savcı Yüksel’in yürüttüğü soruşturmada, JİTEM adlı oluşumun, İçişleri Bakanlığı’nın onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşü alınmadan, JGK’nın kendi inisiyatifiyle kurulduğu tespit edildi. Söz konusu oluşumla ilgili olarak asker şahıslar hakkında yapılan soruşturma çerçevesinde savcı Yüksel, “yetkisizlik” kararı vererek, dosyayı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Açılımı Jan HASDAL CEZAEV ’NE GÖNDER LD LER Balyoz’da 5 tutuklama İstanbul Haber Servisi Eskişehir’de bulunan Balyoz belgelerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında mahkemece sorgulanan 6 kişiden, aralarında bir tuğamiralin de bulunduğu 5 asker tutuklandı, bir kişi serbest bırakıldı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından sorgulanmalarının ardından tutuklanma istemiyle İstanbul Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen 6 muvazzaf askerin sorgusu dün tamamlandı. Nöbetçi hâkimlik, Genelkurmay Başkanlığı Personel Yönetim Sistem Daire Başkanlığı’nda görevli Tuğamiral Fahri Can Yıldırım’ın ve bir albayın da aralarında bulunduğu 5 muvazzaf askerin tukuklanmasına karar verdi. 5 asker Hasdal Askeri Cezaevi’ne gönderildi. ‘BUGÜNKÜ NES L ŞEY TAN A B AĞIMLI’ Hatay şehidine ağlıyor MEHMET AL SOLAK Şevki Yılmaz yine sahnede ÖMER ŞAN RİZE Rize Belediye Başkanlığı ve RP Rize Milletvekilliği döneminde, Atatürk ve Cumhuriyet’e ağır hakaretlerde bulunan Şevki Yılmaz, bu kez de torununun İzmit Başiskele Karşıyaka bölgesindeki Özel Nadide İlköğretim Okulu bahçesindeki sünnet düğününde ortaya çıktı. Rize Belediye Başkanlığı ve Rize Milletvekilliği döneminde, Atatürk ve Cumhuriyet’e ağır hakaretlerde bulu nan Yılmaz, “Bugünkü nesillerimiz bugünkü mekteplerde maalesef şeytana bağımlı halde yetiştiriliyor. Allah öyle intikam alıyor ki, elhamdülillah bizim elimize kelepçe vurmak isteyenler, şimdi Silivri’de millet adına millete hesap vermenin gününü dolduruyorlar” dedi. AKP’li il ve ilçe yöneticilerinin de katıldığı sünnet töreninde Yılmaz “Yakında Gölcük merkezde hafızlık okulu açacağız” dedi. HATAY Tunceli Pülümür’de şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Hüseyin Gözübüyük, dün memleketi Hatay’da düzenlenen törenle toprağa verildi. Şehit için ilk tören Elazığ Asker Hastanesi’nde düzenlendi. Askeri ve mülki yetkililerin katıldığı törenin ardından şehit asker toprağa verilmek üzere memleketine gönderildi. Gözübüyük’ün cenazesi Antakya Belediyesi morgundan alındıktan sonra Aksaray Mahallesi’nde bulunan baba evine getirildi. Burada şe hidin bir aylık eşi Arzu, babası Ahmet, annesi Aysel ve kardeşleri Murat ve Emine tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Gözübüyük’ün cenazesi daha sonra Antakya Belediyesi Mezarlığı’na getirildi. Törene katılan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, şehidin babası Ahmet ve kardeşi Murat’a başsağlığı dileğinde bulundu. Arzu Gözübüyük’ün, bir ay önce evlendiği eşinin fotoğrafını bir an bile elinden bırakmadığı törende, vatandaşlar terör örgütü aleyhine slogan attı. Şehidin annesi Aysel Gözübüyük, “Bundan sonra herkes Hüseyin” diyerek gözyaşı döktü. Şehidin kayınvalidesi Sevgi Bölükbaşı ise, “Hüseyinimin bugün ikinci düğününü yapıyoruz. Allah kimseye böyle acı vermesin. Kızımla sadece 15 gün birlikte oldu. Birbirlerine doyamadılar” dedi. Cenaze, daha sonra Antakya Şehitliği’nde toprağa verildi. Öte yandan Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde önceki gün 2 uzman çavuşun saldırıya uğrayıp yaşamını yitirdiği aynı noktada, dün gece geç saatlerde ses bombası patlatıldı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Dokunulmaz Futbol Cumhuriyeti Baştarafı Arka Sayfada Bugün Kadıköy’ün övündüğü Özgürlük Parkı’nın nasıl Özgürlük Parkı olduğuna bir göz atalım. Efendim, macera yirmi yıl ötesine gider, bugün gördüğünüz park alanı o zamanlar bir vakfa aittir. Ve o zamanların ANAP’lı Belediye Başkanı Osman Hızlan burayı, sosyal tesis yapacağını söyleyen Fenerbahçe kulübüne hibe eder. Nasıl olur demeyin, Fenerbahçe oldu mu bütün sular durur. Spor takımlarının sosyal tesisi ne demeye gelir? Ortaya bir yüzme havuzu yapılır, iki üç tenis kortu konulur, bir bölümü yemeğe ayrılır ve parayı bastıran içeri girer. Ancak devir döner ve CHP’li Cengiz Özyalçın Kadıköy Belediye Başkanı olur ve ilk iş, bu muhteşem büyüklükteki verimli toprak parçasını Fenerbahçe’den almak için dava açar. Dava dört yıla yakın sürer ve sonuçta Fenerbahçe kaybeder. Nereden mi biliyorum, bir zamanlar evim bu parkın karşısındaydı ve parkı kurtarma timinde olduğum için macerasını ezbere bilirim. Elbette ki, spor kulüplerine gösterilen ayrıcalıklar sadece Fenerbahçe için değildir, mutlaka başkalarına da yapılmıştır, benim bildiğim bu. Bunu anlattım. Öte yandan, kişisel maceralarımda, bir rastlantı sonucu Bağdat Caddesi’ni kapatan Fenerbahçeli taraftarlar arasında sıkışıp kalmak da var. Polisin yok olduğu böyle bir zamanda yanımdaki ayağı sakat bir insanı ezilmekten, caddedeki bir gece kulübünün korumalarından yardım isteyerek kurtarabilmiştim. O günden beridir, bilirim ki, Fenerbahçe maçlarında evden dışarı çıkılmaz. Çünkü yer gök onlara aittir ve biraları da kafaya diken taraftar ne sakat dinler ne kadın! Belki de bütün taraftarlar böyledir. Ben bildiklerimi anlatıyorum, ama şunu da itiraf etmeliyim, “Çarşı her şeye karşı” sloganını çok severim. Görülen o ki, bu yaz sıcaktan da sıcak geçecek, üç yıl sonra da olsa Deniz Fener’iyle de ilgili soruşturma başladı. Herkesin bildiği gibi iktidarlar belirli zamanlarda bazılarını kurban etmek zorundadırlar. Popüler bir alandan örnek verelim, Muhteşem Yüzyıl dizisinde ilerde görülecek, iktidarının doruğunda olan Kanuni, bir zamanlar hayatını kurtaran ama daha sonra Topkapı Sarayı’ndan daha büyük ve incelikli İbrahim Paşa Sarayı’nı inşa ettiren ve hakkında rüşvet iddiaları ayyuka çıkan Pargalı’yı öldürtecek. Öyledir, iktidarlar kurban sever. Bu kural dünya kurulduğundan beri hiç değişmedi. CEZAEV NDEK GAZETEC LER Ç N BULUŞMA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, cezaevlerindeki tutuklu veya hükümlü gazetecilere dikkat çekmek için tüm basın emekçilerini, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini ve yurttaşları, bugün İfade Özgürlüğü Anıtı önündeki buluşmaya çağırdı. Nitelikli gazetecilikten ve meslek ilkelerinden uzaklaşmış yayıncılığın siyasi iktidarlar tarafından “basın özgürlüğü” gibi takdim edildiğini dile getiren İpekçi, buna karşın halktan gerçeklerin saklanmasına karşı mücadele eden gazetecilerin mesleki çalışmalarının “terörist faaliyet” olarak gösterilip yargılandığına dikkat çekti. İpekçi, “Cezaevlerinde tutuklu olarak yargılaması devam eden on binlerce kişiden bir kısmını ‘halkın haber alma hakkını’ kullanmasına aracılık eden gazeteciler oluşturuyor. Halen cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak 70 gazeteci var” dedi. TSK’DEN HRAÇ ED LEN ASTSUBAY SUÇLANIYOR 65 el bombası bulundu CEM L C ĞER M SAMSUN Samsun’da bir ihbar üzerine eski bir astsubayın babasına ait mezarda yapılan aramada 65 adet el bombası bulundu. Samsun’un Atakum ilçesinde Atakum İlçe Jandarma Karakolu’nu telefonla arayan kimliği belirlenemeyen bir kişi eski astsubay Korhan A’nın Çakırlar Yörükler Mahallesi’ndeki mezarlıkta babası Tuncel A’nın gömülü bulunduğu mezarı açarak içi ne 1 çanta saklayıp mezarı tekrar kapattığını ihbar etti. Mezarı açan jandarma buradaki bir çanta içinde taarruz ve savunmada kullanıldığı belirtilen 65 el bombası buldu. Astsubay olduğu dönemde rüşvet ile silah kaçakçılığı suçlarından Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildiği belirlenen Korhan A. gözaltına alındı. Korhan A. suçlamayı kabul etmeyerek, bombaların kendisine ait olmadığını savundu. Soruşturmanın genişletilerek sürdürüldüğü bildirildi. Okkır anıldı Ergenekon soruşturması kapsamında örgütün kasası olduğu iddiasıyla tutuklanan ve cezaevinde akciğer kanserine yakalanan Kuddusi Okkır ölümünün 3. yıldönümünde Yalova’nın Subaşı beldesinde bulunan mezarı başında anıldı. Eşinin düzmece iddialarla tutuklandığını ve göz göre göre ölüme gönderildiğini söyleyen Sabriye Okkır, “Eşimin ölümünden sorumlu olanlar halen görev başında. Görünen o ki Kuddisi Okkır’ın öldürülmesi için herkes üstüne düşeni yapmıştır. Bu cinayet elbirliği ile işlenmiştir” dedi. Okkır, basın açıklamasının ardından eşiyle ilgili yazdığı “Cinayeti Gördük” isimli kitabında yer alan, Kuddisi Okkır’ın yazmış olduğu şiirleri mezarı başında okudu. (Fotoğraf: FARUK KIRTAY) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle