18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 10 TEMMUZ 2011 PAZAR 4 büyük oğlunun hediye ettiği Amman işe sedef tespih ile yatmakta. Anneme ise çok şükür her istediğimi sorarım. O hem sağ hem de aklen sağlıklı. Ama nedense çok şeyi sormamışım. Ya merak etmemişim, ya da etmiş de sormayı unutmuşum. Çoğumuz hep öyle yapmaz mıyız? Sonunda iş işten geçtikten, tepemizdeki çatı uçup gittikten, tüm yağmurlar artık üstümüze yağmaya başladıktan sonra, çok geçtir artık, nafile sorular... Hay Allah ben neden sormadım, bunları anneme?... Vah vah anlatıyordu da, oysa... Neden daha can kulağıyla dinlemedim onu?... Yaşamımda en çok rastladığım yakınmalardır bunlar. Tarihimiz demek olan bugünümüzün temeli geçmişimiz, bizim geçmişimiz, oralarda bir yerde ve neler olduğunu bilen kişi de yanımızda durmaktadır. Ama aklımıza gelmez, sormayız. Bir olayı, bir anıyı, bir tarifi, bir yemeği sormayız; nasıl kendi yaşamımızı sonsuz sanırsak, yakınlarımızı da öyle kabul ederiz ve elimizden kaydıklarında onlarla birlikte geçmişimizin de uçup gittiğini fark ederiz. Bugün annemin 92’nci doğum yıl dönümü. Bugün, onun yanında değil, seyahatte olacağım. Hediyesini de, döndüğümde, gelini, torunu ile birlikte kendisini İznik Gölü kıyısındaki çok sevdiği bahçeye götürdüğümde vereceğim. Oysa o kaç yıldır, bana Anneler Günü’nde, Babalar Günü’nde doğum günlerinde hep, aynı eşsiz hediyeyi veriyor. Doksanında sağlam bir annesi olmaktan, yetmişini aştığı halde, yağmurların üstüne düşmesini önleyen çatıyı hâlâ muhafaza edebilmekten daha değerli ne hediye olur? Bu kez, anneme doğum günü armağanını verirken, ondan başka armağanlar da isteyeceğim. Ondan, anlatırken yarım kulak dinlediğim, ayrıntıları öğreneceğim. Yanına oturup, hep soracağım: Anne şu olayı da anlat! Hani geçen gün söylüyordun, çok geç olmadan bir daha söyle!... Tam olarak neydi, evin adresi?... Bugün 10 Temmuz 2011. Bugün annemin doğum günü ve ben daha nice sağlıklı yılları birlikte yaşamamız dileğiyle bu yazıyı anneme armağan ediyorum!... HABERLER Öcalan’ın açıklamasının ardından BDP’li belediye başkanlarından çarpıcı çıkış Çok Geç Kalmadan Anne Sevgili, 10 Temmuz 1919’da dünya, tarihinin gördüğü en büyük savaştan yeni çıkmış, koca koca imparatorluklar çökmüş, Çar gitmiş, Avusturya İmparatoru bitmiş, Osmanlı Sultanı miadının dolduğundan habersiz, son direnişlerini sergiliyor. 10 Temmuz 1919’da, Anadolu’dan İstanbul’a geri çağrılmış olan Mustafa Kemal Paşa, askerlikten ve rütbelerinden arınıp istifa ederek, sinei millete döneli daha bir gün olmuş, bir haftadır da Erzurum’da kongre hazırlıkları içindedir. 10 Temmuz 1919’da, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde gecenin içinden çoban ateşleri parlamaktadır. 10 Temmuz 1919’da, İstanbul çoktan mütarekeyle tanışmıştır. Mütareke işgal, mütareke zillet, mütareke yoksulluk, mütareke yoksunluk, mütareke ateş, kan, acı, ihanet ve direniş demektir. Dersaadet’te sabah ezanları yanık ve derinden okunurken, Dolmabahçe önünde demirlemiş, İngiliz dretnotunun güvertesini, İrlandalı tayfa er temizlerken, daha Paris’te çöpçüler yola bile inmemiş, New York henüz 9 Temmuz’dan çıkmamışken, İstanbul’un Asya yakasının bilmem hangi semtinin bir ahşap evinde Sadi ile Lütfiye’nin bir kızları dünyaya gelir, adını Rahşan koyarlar. O sırada, Hatice ile Lütfi’nin iki yaşında olan çocukları Samim İstanbul’un hangi semtindedir, ne yapmaktadır bilemem. 10 Temmuz 1919’da doğan Rahşan’ın yolu Samim ile kesişecek, annem olacaktır. Ve de annem, bugün 92 yaşını tamamlıyor. Bugün bu öyküyü anlatmak için masa başına oturana kadar sevgili, annemin hangi semtte doğduğunu hiç merak etmediğimin farkına vardım. Babama geçmişle ilgili sorular soramam. Artık çok geç. O, 25 yıldır Dallas’taki mezarlıkta, Rum asıllı bir boksörün komşu kabrinde, üstünde en ‘Özerklik ilan edilsin’ MAHMUT ORAL ‘Ölümleri durdurabiliriz’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Evinden alınarak faili meçhul bir cinayete kurban giden HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın, ölümünün 20. yıldönümünde kayıp yakınlarının düzenlediği eylemle anıldı. İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi, 126. haftasında Vedat Aydın’a adandı. Aydın’ın eşi Şükran Aydın, “Binlerce genç öldürüldü, binlerce köy yakıldı, milyonlar sürgün edildi. Bunların olması gerekmiyordu. En azından şimdi ölümleri durdurabiliriz” dedi. Şükran Aydın, soruşturma dosyasındaki bazı belgelerin kaybolduğunu ve Susurluk kazasında ölen Hüseyin Kocadağ’ın kendisini sorguladığını belirterek “Bizim tariflerimiz doğrultusunda 3 kişinin resmini çizdiler. Fakat geçen hafta savcılığa gittiğimde sadece iki tane resim vardı. Biri yoktu dosyada” diye konuştu. Yemin krizi salı günü masada İstanbul Haber Servisi Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku Bağımsız Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, “Blok sayesinde Türkiye’de ilk kez Meclis halka ve sokağa bu kadar yakınlaştı. Türkiye bir dönüm noktasında. Biz de emek eksenli ittifakımızı çatı partisi ile sürdüreceğiz. Temmuz ayı bitmeden somut adımlar atacağız” dedi. Kadıköy’deki Kazım Koyuncu Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte konuşan Kürkçü, “‘Öcalan istedi Meclis’e gidiyorlar’ deniliyor. Öcalan’ın ne dediği önemlidir ama Türkiye’deki durum, bloğun ne düşündüğü de önemli. Ebedi bir boykottan ziyade mücadelenin parlamento kürsüsünden yürütülmesi gerektiği yönünde yaygın bir anlayış var. AKP tutuklu milletvekilleri konusunda uzun süre ayak diredi. Ancak BDP milletvekilleri olmadan Meclis’i işletemeyeceğini gördü. Konu ile ilgili salı günü Diyarbakır’da toplanacağız” diye konuştu. DİYARBAKIR Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada, “devlet yetkilileriyle barış konseyi kurulması için mutabakata vardık” sözlerinin ardından Diyarbakır’da olağanüstü toplanan BDP’li belediye başkanları ile il genel meclisi başkanlarından çarpıcı bir çıkış geldi. Yerel yöneticiler, özerklik ilan edilmesi için Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) çağrı yaptı. Diyarbakır’da merkez Kayapınar ilçesindeki Cegerxwin Kültür Merkezi’nde 4 saat kadar süren toplantının ardından tüm belediye başkanları ve il genel meclisi başkanları BDP Genel Başkanı Hamit Geylani’nin öncülüğünde, kültür merkezinin önünde bir basın açıklaması yaptı. Yerel yöneticiler adına açıklamayı Van Belediye Başkanı Bekir Kaya yaptı. 12 Haziran seçimlerinde Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun her türlü baskıya karşın önemli bir zafer elde ettiğini belirten Kaya, bloğun TBMM’yi boykot kararını desteklediklerini kaydetti. Kaya, “2011 seçimlerinde Kürtler statüsüz ve kimliksiz yaşamak istemediklerini beyan etmişlerdir. Bu nedenle seçim sıradan bir seçim olmaktan öte Kürtlerin ilk kez kendi özyönetim organlarıyla kendilerini yönetme beyanı olarak görülmelidir. Demokratik ortak vatanda, demokratik cumhuriyet kapsayıcılığında, demokratik özerklik ile kendi kendilerini yönetmelerinin seçimi olarak cereyan etmiştir. Bu anlamda seçim sonuçları birkaç eksik veya fazla milletvekili sayısı olarak görülmemelidir. Yüzyıllardır ret ve inkâra yeri geldiğinde imha politikalarına kurban edilen Kürtlerin, bu saygın ve tutarlı duruşu dikkate alınması gerekirken, bir kez daha 12 Eylül’ün anayasası ve antidemokratik yasaları tarafından engellenmiştir” dedi. Halkın talepleri karşılanana kadar demokratik siyasal mücadelede yerlerini alacaklarını belirten Kaya, bu yüzden TBMM’nin zamana yaymadan, tatile girmeden sorunun çözümü için iradesini ortaya koyması gerektiğini söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle