17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 26 HAZ RAN 2011 PAZAR 4 katkıda bulunmak gerekir. Doğrusu Ergin’in bu sözleri üzerine bizim sokak adlarını yadırgar oldum. Benim HABERLER Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın konuşmasını yaptıktan sonra salondan gitmesini eleştirdi Cemal Süreya’nın Evi Sevgili, Çocukluğum ve ilk gençliğim, BahariyeModaMühürdar arasında küçük bir üçgenin içinde geçti. İlk anılarımın mekânı Bademaltı Sokak 14 numaradaki bahçeli evdir. O ev, altmışlı yıllarda apartmana dönüştü, sonra sokakta onu diğerleri izledi. Daha Bademaltı sokağındaki ev, ev olarak dururken ben oradan, Mühürdar Caddesi’ne kavuşup denize ulaşan Yaver Bey Sokağı’na taşınmıştım bile. Yatılı Galatasaray Lisesi bitip üniversiteye terfi edince, Yaver Bey Sokağı 13 numaradaki mini minnacık apartman dairesinden birkaç sokak ötede, artık tek başına bir odamın da olduğu Cihanseraskeri Sokağı 22 numaraya taşınmıştım. Bademaltı sokaktaki badem ağacını hiç görmedim, gören varsa bile artık yaşadığını sanmam. Yaver Bey Sokak’a adını veren Yaver Bey’in kim olduğunu bilmem, bilene de rastlamadım. Acaba sokağın kaç sakini merak etmiştir, Yaver Bey, kimin yaveriydi, adı neydi? Cihanseraskeri Sokağın, Rıza Paşa Karakolu’nun arkasında olmasından ve eskiden oralara Rıza Paşa arsaları denmesinden yola çıkarak sokağın adını Abdülhamid’in paşalarından Şıpka kahramanı Serasker Rıza Paşa’dan aldığını buldum. Cihanseraskeri Sokağı Mühürdar Caddesi’ne paralel olup Tuğlacı Emin Bey ile Sarraf Ali Bey sokakları arasında kalırdı. Kimdi Tuğlacı Emin Bey, kimdi adının ardına Bey bile eklemeye gerek görülmeyen Sarraf Ali? Zengin veya dönemine göre varlıklı olmanın dışında ne yapmışlardı da adları sokaklara verilmişti? Adını andığım sokaklardan geçenlerin de bu soruları sorduklarını pek sanmıyorum. Ben, o zamanlar bu adları yadırgar mıydım? Doğrusu onu da şimdi anımsamıyorum. Ama üniversiteden sonra gittiğim Paris’te, şair ve akademisyen Ergin Günçe’nin, Gay Lussac Sokağı’ndan geçerken bir gün şunları söylediğini anımsıyorum: Bak görüyor musun, oturmuş burjuva toplumlarında öyle her zenginin adını vermiyorlar sokaklara. Burada sokağa adını verebilmek için ortaya değerler koymak, topluma ‘Demokrasi bu mu?’ Kemal Kılıçdardoğlu, T M’in 18. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Erdoğan’ın tavrına tepki gösterdi. İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 18. Olağan Genel Kurulu’nda konuşmasını yaptıktan sonra salondan ayrılmasını eleştirerek, “Demokrasiden söz eden bir kişinin ana muhalefet partisi başkanını dinlemesi gerekir mi, gerekmez mi? Demokrasi bu mu?” dedi. Erdoğan’ın salondan ayrılmasından sonra kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, demokrasiden, özgürlükten, hukukun üstünlüğünden söz edildiğinin altını çizerek şöyle devam etti: “Karşıt düşünceleri dinlemeyip kendi kendinize propaganda yapıp sonra meydanı bırakıp gidiyorsak bu olmaz. Önce bir doğrunun altını çizmemiz lazım. Muhalefet önemli. Ben de biliyorum önemli. Her ülkede iktidar olur ama sadece demokrasilerde muhalefet olur. O nedenle demokrasi söylemimizin inandırıcı olması için eylemlerimizle söylemlerimizin tutarlı olması lazım. Konuşacağım ama konuştuğumun gereğini yapmayacağım. Kusura bakmasınlar birbirimizi kandırmayalım.” Türkiye tarihinde ilk kez sorunlu bir Meclis’in açılacağını belirten sokak adlarını yadırgamamdan sonradır, Haldun Taner’in, bir gün dairesinin balkonundan sahili seyrederken “Yalı’da Sabah” öyküsünü yazdığı Yaver Bey Sokak’ın hemen köşesindeki, girişi Mühürdar Caddesi’nden olan binaya taşınması. O zamanlar da Mina Urgan, Mühürdar Caddesi üzerinde iki bina ötedeki yerde oturuyor muydu bilmiyorum. Ama İstanbul döneminin son günlerinde, Nâzım Hikmet’in sıkça gittiği Mühürdar Çay bahçesi artık apartman betonları altında kalmıştı çoktan. Her ne kadar, Kadiköy’de eski Hal binası olan yerdeki tiyatroya adı verilmiş olsa bile Yaver Bey Sokak’ın adının da Haldun Taner olmasını çok isterdim. Ama bizde, hâlâ yazar çizer, aydın sanatçı kişilerin adlarını sokaklara vermek pek yaygınlaşmadı. Bilmem Haldun Taner’in babasının Osmanlı’nın son Meclisi Mebusan’ın üyesi, Kurtuluş Savaşımızın meşruiyetini o zamanlar İstanbul’da ilk savunan hukuk hocası Ahmet Selahattin olduğunu bilir misin? Peki kentte bu koca Ahmet Selahattin’in adını taşıyan bir küçük sokakcık var mıdır? Dediğim gibi, bizde pek yaygın bir davranış değil bu tür kadirşinaslıklar. Bu işe takmış, sokak adları üzerinde kafa yormuş biri olarak, yaşamımın en mutlu beş yılını geçirdiğim Cihanseraskeri Sokağı’na, Cemal Süreya’nın adının verilmesine çok sevinmiştim. Önceki gün gazetelerde, şimdi o sokak üzerinde Cemal Süreya’nın ömrünün son yıllarını geçirdiği eve bir plaket takılacağını öğrendim. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın patronajında gazeteciyazar Necati Göngör’ün öncülüğüyle hazırlanan plaketin çizim ve tasarımını ise Semih Poroy yapmış. Hepsini kutlar, hepsine, bir İstanbullu olarak teşekkür ederim. Sevgili, bu hafta iki hoş haberin üst üste geldiği ender zaman dilimlerinden biri oldu. Prof. Besim Üstünel Üniversitesi’nde öğretmenlik yaptığı Galatasaray öğrencilerine, burs için iki milyon liralık Hazine bonosu bağışlamış, bu irfanı gibi yüreği de zengin hocamıza da teşekkür bir borç. ‘KAN DAVASI G B BAKMAYIN’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yargıçların Ergenekon ve Balyoz dava larına “kan davası” gib i bakmamaları gerektiğini vurgulayarak “Davaya bakan yargıçlardan bir isi zaten tazminat davasın a mahkum edildi. Onlar ın tarafsız olmadıkları ya rgı kararıyla kesinleşmiş. Artık yargıcın o davadan çekilmesi lazım. Bizim aramızda husumet vardır. Ben lehine, aleyhine de karar versem ‘bu, ka muoyunda tartışılır’ de mesi lazım. Ama yargı ç, ‘Hayır, bu davaya baka cağım. Hepinizin burnundan getireceğim’ derse böyle bir davranış olmaz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “Halkın ira desine o kadar vurgu yaptınız. Bunları kim seçti? Yurtdışından ge lenler mi seçti? Bu ülk enin insanları seçti. Bu ülkenin insanlarının seçtiğ insanların iradesine da i rbe koyuyorsunuz. Sonr a demokrasiden, hukuku n üstünlüğünden bahsed eceksiniz. Birbirimizi ka ndırmayalım” dedi. Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, T M Kongresi’nde bir araya geldi. (AA) Kılıçdaroğlu, “Dönüp bakmamız lazım. Bu sorunları yaratan kim? Ana muhalefet partisi mi yoksa iktidar mı? Peki bu sorunlar bilinmiyor muydu? Biliniyordu. Peki bu sorunların çözülmesi için neden çaba sarf edilmedi?” dedi. toplanmadı’ ‘3 yıldır deliller Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Seçme seçilme özgürlüğü vardır. Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurup, ‘Aday olmak istiyorum aday olmama da engel bir şey var mıdır yok mudur’ dediniz ve kâğıdınızı aldınız. İstediğiniz partiden aday oluyorsunuz. YSK bakıyor belgelere, ‘Senin aday ol manda bir engel yok’ diyor. Halkın iradesini biliyoruz. Halk seni milletvekili seçiyor. YSK onaylıyor adını ‘milletvekili’ diye yazıyor. Ayrıca YSK, TBMM’ye de yazını gönderiyor. Siz tutuklusunuz mahkum değil. Hakkınızda verilmiş bir hüküm yok. Neden tutuklusunuz o da meçhul. Ama tutuklusunuz. Şimdi bu kişinin parlamentoda gelip yemin etmesi lazım. ‘Efendim sen kusura bakma TBMM’ye gidip yemin edemezsin’. Niçin? 3 yıldır deliller toplanmadı. Onun günahı ne? Kim delilleri toplamadı. İktidar ne güne duruyor.” “Bütün Cumhuriyet tarihi boyunca, yazılmamış kitap dola yısıyla tutuklama, hapse atılma hangi iktidar döneminde yaşandı” diye soran Kılıçdaroğlu “Bunun adı ileri demokrasi. Hangi ileri demokrasi. Anayasa değişikliği eyvallah. Anayasa değişikliği yapalım” dedi. ‘Kimse eleştiremiyor’ İşadamlarının hükümeti eleştiremediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Buyursun eleştirsin bakalım. Başına ne gelecek göreceğiz. Böyle demokrasi mi olur? Bir işadamı sadece özel bir konuşmada ‘CHP birinci parti olabilir’ demiş. Vay sen misin onu söyleyen... Bir partinin birinci olacağını düşünmek, ne zamandan beri suç oldu” diye konuştu. ‘Önyargıları kenara bırakalım’ T M’in 8. genel kurulundaki konuşmasında muhalefet partilerine ve sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulunan Erdoğan, ‘Özgürce konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım’ dedi İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerine, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya, yeni bir anayasa hazırlanması için çağrıda bulunarak, “Gelin, önyargıları bir kenara bırakalım, ön şartları bir kenara bırakalım, geçmişteki olumsuzlukların ürünü refleksleri bir kenara bırakalım. ‘YEN B R ANAYASAYA HT YAÇ VAR’ 12 Haziran ile başlayan yeni sürecin, hukukun üstünlüğünün çok daha fazla güç kazanacağı bir süreç olacağına inandığını belirten Erdoğan, “Yaşanan tartışmalar da bir kez daha göstermiştir ki Türkiye, yeni bir anayasaya, yasaların da çok ciddi bir refor ma artık her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Dün, bizim tek başımıza yürütmek zorunda kaldığımız reformlara karşı çıkanların, bugün işin ucu kendilerine dokununca hukuku ve demokrasiyi hatırlamaları manidardır. Milli irade üzerinde hiçbir engeli, ve sayeti, gölgeyi asla ve asla kabul etmiyoruz, tasvip etmiyoruz. Türkiye, bir hukuk devletidir” diye konuştu. Erdoğan “Kaportası yamulmuş, motoru tekleyen, elektrik aksamı güven vermeyen bu arabayı bırakalım ve sıfır kilometre bir araçla yolumuza devam edelim” dedi. Özgürce konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım” dedi. Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Haziran Genel Seçimleri’nden sonra ilk kez Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 18. Olağan Genel Kurulu’nda karşılaştılar. Dış Ticaret Kompleksi’ndeki genel kurulun yapıldığı salona önce CHP lideri Kılıçdaroğlu, ardından da Başbakan Erdoğan geldi. Çağrı yaptı Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ı oturduğu yerden kalkarak karşıladı ve el sıkıştı. Erdoğan, TİM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada 12 Haziran seçimlerine girerken, en büyük projelerinin yeni bir anayasa olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Bütün muhalefet partilerine, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya, konuyla ilgili herkese sesleniyorum. Birbirimizin önünü kesmek değil, birbirimizi tamamlamak için çalışarak, mümkün olan en geniş uzlaşmanın ürünü bir yeni anayasa metni hazırlayalım. Bu geniş katılımın içinde halkımızın iradesi olsun, sivil toplum kuruluşları olsun, çalışmayı en geniş anlamda yapalım.” CHP, tutuklu vekilleri için geliştirilecek hareket planı üzerinde çalışıyor Balbay ve Haberal için komisyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmamasına karşı geliştirilecek eylemlilikler üzerinde çalışan CHP, Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal için özel bir komisyon oluşturdu. Tutuklu milletvekillerinin ziyaret edilmesi de komisyon gündeminde bulunuyor. Haberal, TBMM’ye kaydını yaptıran tutuklu ilk milletvekili oldu. Edinilen bilgilere göre CHP’nin Balbay ve Haberal komisyonu, Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum başkanlığında oluşturuldu. Komisyon, CHP’nin tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmamasına karşı TBMM’de sergileyeceği muhalefetin hukuksal çerçevesi üzerinde çalışacak. Komisyonun Silivri’ye giderek Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile görüşecekleri de belirtiliyor. mal Kılıçdaroğlu’nu bilgilendirecek. Kaydını yaptırdı Zonguldak’tan milletvekili seçilmesine karşın mahkeme tarafından serbest bırakılmayan Mehmet Haberal, TBMM’ye kaydını yaptıran tutuklu ilk milletvekili oldu. Haberal’ın TBMM’ye kaydı dün yapıldı. Ha CHP yönetimi, Balbay ve Haberal için özel bir komisyon oluşturdu. Tutuklu milletvekillerinin ziyaret edilmesi de komisyon gündeminde bulunuyor. Mehmet Haberal, TBMM’ye kaydını yaptıran tutuklu ilk milletvekili oldu. beral’ın kayıt işleminin cezaevinden gönderdiği evrak üzerinden yapıldığı öğrenildi. TBMM’de kaydını yaptıran CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter de Balbay ve Haberal kararına karşı CHP’nin tavrını doğru gördüğünü söyledi. Serter, “Karara karşı eylem fikrine nasıl bakıyorsunuz” sorusunu, “En şiddetli şekilde tepki verilmesi gerektiği ni düşünüyorum. Çünkü yapılan olay bizim daha önce de anayasa değişikliği döneminde altını önemli çizdiğimiz gibi yargının siyasallaşmış olduğunun açık bir kanıtıdır. Dolayısıyla halkın iradesiyle, oylarıyla milletvekili seçilmiş bulunan CHP’nin iki çok değerli mensubunun, yasama organında görev alma hakkının engellenmesini ben kendim olarak da şiddetle protesto ediyorum ve CHP’nin bu konuda yapacağı her türlü eyleme de bütün yüreğimle, gönlümle destek vermeye hazırım” diye yanıtladı. S Serter, “CHP Meclis’i boykot eder mi” sorusuna ise “Zannetmiyorum. Çok şiddetli bir tepki verilecektir ama hiç fark etmez. Bu konuda, hangi kararı alırsa parti yönetimi, ben o kararı bütün gönlümle uygulamaya hazırım” yanıtını verdi. Serter, CHP’nin boykot dışında vereceği en sert tepkinin ne olabileceği yönündeki bir soruyu da “Bireysel olarak çıkıp da Meclis’in ortasında birtakım provokatif eylemler yapacak değiliz” diye yanıtladı. Serter, MHP’nin utuklu vekili Engin Alan konusunda ise “Yine aynı şekilde ona da şiddetle karşıyım” dedi. ‘Boykot olmaz’ Komisyon ayrıca milletvekillerinin serbest bırakılmamalarına karşı yapılan itiraz sürecini izleyecek. Balbay ve Haberal’ın avukatlarıyla da iletişim içinde çalışacak komisyon, süreçle ilgili CHP Genel Başkanı Ke C MY B C MY B Avukatlarla diyalog
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle