27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER KIZI FERDA ÖZYURDA 9 ‘Sözünü tuttu törene katıldı’ TÜREY KÖSE Pazar Kahvaltısı Pazar günleri yeni âdetimiz dışarıda ve mümkünse manzaralı bir yerde “brunch” yapmak. Bu “brunch” olayı bize uydu. Hem geç kalkılıyor, hem kahvaltı ve öğle yemeği bir arada yeniyor, hem vakit geçiyor. Moda öyle hızlı yayıldı ki, geç kalırsanız özellikle Boğaz civarında sokağa iki sandalye atmış çay ocağında bile yer bulmanıza imkân yok. Bizim çocukluğumuzda pazar kahvaltıları özeldi. Ama özelliği ailecek evde yapılmasıydı. Böyle dışarı çıkıp yer arandığını hatırlamıyorum. En lüksünden en salaşına her yerde bir kahvaltı çılgınlığı başlamış durumda. Balıkçılar bile pazar sabahı kahvaltı veriyor. Bazı yerler de köy kahvaltısına takmış. Bunun da meraklısı çok. Kıtlıktan çıkmış gibi yerken, yumurtanın köyden gelmiş olmasının bir faydası olduğuna inanıyorlar belki. Hele hava biraz güzelse, pazar sabahları kahvaltı veren yerlerin önünden geçmeyin. Kahvaltı merakı yüzünden sahil yolundan geçmek mümkün değil. Özellikle Avrupa’ya gidenler kahvaltı konusunda sorun yaşar. Çünkü biz kahvaltıda peynir, zeytin yemeyi severiz. Onların kahvaltısı bize uymaz. Millet kahvaltıya bir oturuyor, bir daha kalkmıyor. Yaklaşık iki, üç saatlik bir eğlence biçimi. Çoğu yer açık büfe yapıyor ki artık akla gelecek her şey var. Ankara’ya doğru giderken Bolu civarındaki kebapçılarda bile öyle bir açık büfe köy kahvaltısı sunuluyor ki akıllara ziyan. Çeşit çeşit peynir, zeytinle başlıyor, çiftlik tavuğu, enginar dolması, patlıcan kızartmasıyla devam ediyor, revani, baklava, sütlaçla son buluyor. Elli metreye yakın büfe kurulmuş. Tabağını şöyle dört, beş kere dolduranlar var ki haftalık istihkakı tamamlıyor sanırsınız. Artık gelecek hafta bir şey yemeyecek gibi görünüyorlar. Televizyonlarda habire, sabah kahvaltısında “bir kibrit kutusu” büyüklüğünde peynir, iki zeytin, iki adet ceviz yemeliyiz gibisinden programlar yapıp duran diyetisyenlere inat, millet omletten kabak dolmasına, çorbadan kuruyemişe ne bulursa götürüyor. Bazıları bu işi alışkanlık haline getirmiş. Belli ki her pazar aynı yere gidiyorlar. Karı koca karşılıklı oturmuş kahvaltıya ama birbirleriyle konuşmuyorlar. Gazetelerin pazar ilavelerini açmışlar, evlerinde adeta pijamayla oturur gibi bir rahatlık içindeler. Kimi çoluk çocuğu toplamış gelmiş, çocuklar deli gibi koşturuyor, oynuyor, çığlık, kıyamet... Bazı yerler var ki millet kapıda kuyrukta bekliyor. Sanırsınız peynir ilk defa keşfedilmiş insanlık tarafından, onun tadına bakmak niyetindeler. Evet, yeni pazar eğlencemiz “brunch”... Tabii ben bu yazıyı yazdıktan sonra artık pazar kahvaltısını unutuyorum, evde bir kibrit kutusu büyüklüğünde peynire talim ediyorum, o da ayrı... ANKARA Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın avukatları ve “idam gecesi”nin tanığı olan Halit Çelenk’in ömrü “anma” törenlerinde geçerken “Yenilmeyenlerin Tanığı”nı dün “üç fidan”ın yanına uğurladık. Halit Çelenk’in kızı Ferda Özyurda, babasının geçen yıl sağlık sorunları nedeniyle 6 Mayıs etkinliklerine katılamadığını anımsatırken “Seneye mutlaka katılacağım, demişti. Sözünü tuttu, cenazesiyle katılıyor” dedi. Halit Çelenk “üç fidan”ın idamlarına tanıklığını ve sürece ilişkin değerlendirmelerini “İdam Gecesi Anıları” ve “Yenilmeyenlerin Tanığı” kitaplarında anlattı. Çelenk, “o gece”yi şöyle anlatıyordu: “Deniz ‘Allahaısmarladık. Cezaevindeki bütün devrimcilere selam. Onları benim için tek tek öpün’ diyor ve metin adımlarla avluya doğru yürüyor. Çift ilmik Deniz’in boğazına asılıyor. Bu esnada Deniz, gecenin derinliklerine dalga dalga yayılan gür sesiyle şunları söylüyor: ‘Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın MarksizmLeninizmin yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm. Yaşasın işçiler, köylüler.’ Emperyalizm kelimesinin ‘izm’ini bitiremeden infaz savcısı ‘Çek, çek’ diye bağırıyor. Bu esnada Deniz, ayağının altındaki tabureyi tekmelemek isterken cellat arkadan tabureye vuruyor. Tabure yere düşüyor. Deniz’in ayaklarının uçları masaya kadar uzanıyor. Deniz’in boyunun sehpaya göre hesaplanmamasından doğan bu durum, görevlilerde bir şaşkınlık, bir heyecan yaratıyor. Bu sırada infaz savcısı ‘masayı da çek’ diye bağırıyor. Masayı da çekiyorlar. Saat 01.25. Deniz karşımızda, uzun beyaz gömleği içinde asılı duruyor. İdamdan 10 dakika sonra doktorlar Deniz’e yaklaşıyor ve gömleği sıyıyararak nabzını yokluyorlar: ‘Nabız atıyor’ diyorlar. Saat 02.15’e kadar bekleniyor. Son bir muayeneden sonra Gezmiş ipten indiriliyor. Böylece Deniz 50 dakika ipte kalıyor. Başgardiyanın odasına dönüyoruz. Deniz’in asılmadan önce oturduğu sandalyede Yusuf oturuyor. Bizi görünce ‘Duydum Deniz’in sesini’ diyor Yusuf. (...) Yusuf tabureyi tekmelemek isterken cellat tabureyi hızla çekiyor. (...) Hüseyin İnan tabureye çıkıyor. İlmiği boynuna takıyorlar. İnan tabureye bir tekme sallıyor. Düşüremiyor. Bir tekme daha vuruyor ve deviriyor tabureyi. İnfazı kendi kendine yapıyor.” Solun bütün renkleri Karşıyaka Mezarlığı’ndaydı ERDEM GÜL ANKARA “Uyan artık uykudan uyan/Uyan esirler dünyası/Zulme karşı hıncımız volkan/Bu ölümdirim kavgası...” Enternasyonal, solun cenazelerinde alışılmış bir marş değil. Ama Halit Çelenk’in uğurlanmasına çok yakıştı. Karşıyaka Mezarlığı’nda saygı duruşuyla birlikte Enternasyonal’in sözleri, Halit Çelenk’i uğurlamaya gelenlerin oluşturduğu tabloyu da çok iyi yansıttı. Enternasyonal gibi “tüm insanlığın daha iyi bir dünyada yaşamasını” dileyen bir marşın eşliğinde, Türkiye’deki solun tüm renklerinin katıldığı bir törenle uğurlandı Halit Çelenk. Çelenk, Enternasyonal Marşı’nı vasiyet ederek, belki de bundan sonraki solun uğurlamaları için de yeni bir gelenek başlatıp, giderken de yaşarken olduğu gibi yine çığır açtı. Solun çileli tarihinin dönüm noktalarını oluşturan 68’liler, 78’liler, sosyalist soldaki partiler TKP, ÖDP, EMEP, ESP, SDP, “Gelenek Sürüyor, DevGenç Yürüyor” ve “6. Filo’yu Unutmadık” sloganıyla Devrimci Gençler, D SK, KESK, eski T P’liler, Halkevleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Kızılırmak Köy Dernekleri Federasyonu, CHP Ankara örgütü, ADD, birey olarak yaşlılar, kadınlar, gençler oradaydı. Bütün sol, tüm renkleriyle, pankartlarıyla, sloganlarıyla ‘Halit Abi’lerine veda etmeye gelmişti. Halit Çelenk, binlerce kişinin katıldığı törenle ‘üç fidan’ın yanına uğurlandı Deniz’lere kavuştu AL CAN ULUDAĞ SEV L ARINAN AĞABEY BORA GEZM Ş O fotoğrafta yerini aldı Çelenk’in ömrü bu acı tanıklığı genç kuşaklara aktararak anma törenlerinde geçti. Çelenk geçen yıl anma etkinliklerine katılamadı. Gönderdiği mesajda “Denizseverler, Yusufseverler, Hüseyinseverler”e şöyle sesleniyordu: “Düştüm ve sol bacağım beş yerden kırıldı. Ameliyat oldum. Üç buçuk aydan beri evimde yatıyorum. Yürüyemiyorum. Bu nedenle çok istediğim halde Sevgili Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in mezarına bugün gelemedim. Oysa infazlardan bu yana her 6 Mayıs sabahı oraya gelir, sevgili dostlarımla ve sizlerle birlikte olurdum. Bu kez bu beraberlikten yoksun kaldığım için çok üzgünüm. Karl Marx’ın Kapital adlı yapıtını dilimize kazandıran çevirmen/yazar Alaaddin Bilgi Evrensel gazetesinin 28 Nisan 2010 tarihli sayısında bu olayı ve bu toplantıya katılamayışımın nedenlerini anlattı. Tarihsel önemli kişiliğe sahip olan büyük insanlarla Deniz’leri karşılaştıran bu yazıda geçen yıl 6 Mayıs’ta Deniz’lerin mezarında çekilen benim, Deniz’lerin ablaları Şekibe’nin ve Alaaddin Bilgi’nin fotoğrafları yayımlandı. Bugün o fotoğraftaki yerimi alamamanın acısını yüreğimde taşıyorum. Bundan sonra her 6 Mayıs’ta beraber olacağız.” Evet, 6 Mayıs 2011’de Halit Çelenk Karşıyaka Mezarlığı’ndaydı... O fotoğrafta yerini aldı... ANKARA 68 kuşağının devrimci öğrenci liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarına tanıklık eden avukatı Halit Çelenk, “üç fidanın” idam edilişlerinin yıldönümünde son yolculuğuna uğurlandı. Binlerce kişinin katıldığı törende Halit Çelenk, “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganı ve Enternasyonal Marşı eşliğinde toprağa verildi. Törene Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş de katıldı. Karşıyaka Mezarlığı dün tarihi günlerinden birini daha yaşadı. Deniz’lerin ölüm yıldönümüne bir gün kala, 90 yaşında yaşamını yitiren Halit Çelenk için Karşıyaka Mezarlığı 2 No’lu Kapı’da on binlerin katıldığı tören düzenlendi. Törene Halit Çelenk’in eşi Şekibe Çelenk, kızları Ferda Özyurda ve Serpil Güvenç ile torunları katıldı. Töreni sandalyede seyreden Şekibe Çelenk’i torunları teselli etti. Binlerce kişi, “Devrim şehitleri ölümsüzdür”, “Halit Çelenk onurumuzdur” sloganları attı. Çelenk’in kızı Ferda Özyurda, babasının kendilerine ve tüm gençlere öğretmeye çalıştığı devrimci ruhu anlattı. Özyurda, “Hukuk fakültesini annemle birlikte el ele bitirip hukuk felsefini özümseyen, siyasi inançlarını bütünleştiren, antiemperyalist, sosyalist bütün emekçileri, öğretmenleri, öğrencileri, işçileri, köylüleri yılmadan savunan hukuk duayeni. İnancı doğrultusunda siyasi mücadelesini 60’lı yıllarda Çağdaş Hukukçular Derneği ve Türk Hukuk Kurumu gibi kurumlarda sürdüren, halkı sosyalizme inandıran, Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in avukatı ve yoldaşı. Buraya bir mesaj göndererek değil, her yıl olduğu gibi kendi fiilen ve her zamanki kararlılığıyla, naaşıyla katılıyor” dedi. ‘Başladığı gibi bitirdi’ LHAN TAŞCI Şekibe Çelenk eşini, Ferda Özyurda ve Serpil Güvenç babalarını gözyaşlarıyla uğurladı. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) Çelenk’in cenazesi Enternasyonal Marşı eşliğinde Deniz’lerin mezarına yaklaşık 200 metre uzaklıkta toprağa verildi. eslim olmamayı, dik durmayı öğretti’ Törende babası için yaptığı konuşmada gözyaşlarını tutamayan Serpil Güvenç ise 6 Mayıs’ın üç fidanların, 12 Mart askeri faşizmi tarafından katledildiği gün olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Bugün babamın, yoldaşımın, avukatımın onlara katıldığı gün... Onlarla anılmak, onlarla birlikte olmak için öleceği günü kendisi seçti diye düşünüyorum.” Babası Halit Çelenk’in Deniz’ler için söylediklerini aktaran Güvenç, “Bizler bugün buraya Deniz’lerin mezarı başına yas tutmak için gelmedik. İnançlarımızı, bilincimizi ve heyecanlarımızı tazelemek, burada yatan ölümsüz dostlarımızla birlikte olmak için geldik” dedi. Törende katılanlar adına hazırlanan ortak açıklamayı da KESK Ankara Şubeler Platformu Sözcü ‘T sü İbrahim Kara okudu. Kara, 68 önderlerinden Gezmiş, Aslan ve İnan’ın katledilmesinin üzerinden 39 yıl geçtiğine dikkat çekerek “Onları unutturmak isteyenlere inat; onlar 39 yıldır emekçi halk kitleleri; dün olduğu gibi bugün de onları yüreklerinde yaşatmayı sürdürüyorlar. Onların idam kararlarını verenler ise kendi çürümüşlükleri ile hatırlanmıyorlar” dedi. ‘Ölüm tarihini kendi seçti’ Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in mücadele arkadaşı Aydın Çubukçu ise “Onlar buradaki varlıklarıyla bize güç katıp yeniliyorlar. Ama bu yıl ki 6 Mayıs, Halit Çelenk’in 6 Mayıs’ıdır. Söylenecek çok fazla bir şey yok. Kuvvetle inanıyorum bugün ölmeyi o seçti. Saatini ona göre kurdu. Her 6 Mayıs’ta birlikte olacağız. Burada 3 fidan vardı, yanlarına bir de çınar geldi” diye konuştu. Törene katılamayan yazar Alaaddin Bilgi’nin mesajı okundu. Törenin ardından Çelenk’in tabutu, cenaze namazı için Karşıyaka Camisi’ne götürüldü. Bu arada mezarlıkta bekleyen binlerce kişi, Deniz’lerin mezarlarının önünden saygı geçişi yaptı. Cenaze namazının ardından ambulansla tekrar 2 No’lu kapıya getirilen Çelenk’in Türk bayrağına sarılı tabutu omuzlara alındı ve Deniz’lerin mezarının olduğu yere götürüldü. Bu sırada “Devrim şehitleri ölümsüzdür” sloganı atılırken dakikalarca alkışlandı. Çelenk’in cenazesi Enternasyonal Marşı eşliğinde Deniz’lerin mezarına yaklaşık 200 metre uzaklıkta toprağa verileceği yere götürüldü. Çelenk, “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganı ve Enternasyonal Marşı söylenerek burada toprağa verildi. Deniz’lerin arkadaşı Mustafa Yalçıner, burada yaptığı kısa konuşmada, “Sadece avukatımız değildi, biz oyduk, o da biz” dedi. ANKARA Başkent, Halit Çelenk’in son yolculuğuna hazırlanırken “Deniz ruhlu” her yaştan genç de Karşıyaka gömütüne doğru yola çıkmışlardı. O saatlerde Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş’e cep telefonundan ulaştığımda İstanbul’dan Ankara’ya geliyordu, karayoluyla. Sesinde baba dostunu, kardeş savunmanını, 6 Mayıs’ın onurlu savaşımcısını yitirmenin hüznü vardı. “Halit Çelenk, o çocukların yalnız avukatı değildi” dedi ve ekledi: “Halit Çelenk onların abisiydi. Şekibe Çelenk de onların ablalarıydı.” Bora Gezmiş, hızlı akan yaşamdan sıyrılıp insanların kendi çocuklarının bile mezarlarına gidemediği zamanlar olurken Çelenk’in 39 yıl boyunca Deniz Gezmiş’in, Hüseyin İnan’ın Yusuf Aslan’ın idam edildikleri 6 Mayıs gününde mezarlarına gelmesine duydukları minneti dile getirirken “Bir tek rahatsızlığı nedeniyle geçen sene gelemedi. Orada da gönderdiği mektubu Şekibe Çelenk okudu” dedi. Cumhurbaşkanı koltuğunda oturanların bile her şeyi parayla ölçer olduğu bir düzende; onurlu bir yaşamın tanığı ve mimarı olan savunman Halit Çelenk’in ne yaptığını da tarihe not olarak aktardı Bora Gezmiş: “Halit Bey bırakın avukatlık ücreti istemeyi, mahkeme masrafları için bile en ufak ücret talep etmedi. Hepsini cebinden karşıladığı gibi Ankara’da olduğu için çocukların bütün ihtiyaçlarını da kendi cebinden karşıladı.” Çelenk’in düşünsel yaşamında da eğilip bükülmediğine tanıklığını paylaşan Bora Gezmiş, “Nasıl başladıysa siyasal yaşamına bitirişi de orada oldu” dedi. KILIÇDAROĞLU: TÜRK YE SEVDALISI ‘3 fidanın yanına bir çınar geldi’ ANKARA/ADANA (Cumhuriyet) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yayımladığı mesajda, “Üç fidanın avukatı Halit Çelenk, Deniz’in, Yusuf’un, Hüseyin’in yan yana değil, üçer mezar aralıklı olarak sonsuzluğa uğurlandığı Karşıyaka’da toprağa veriliyor. Bağımsız Türkiye ve hukuk sevdalısı Halit Çelenk’e rahmet, ailesiyle sevenlerine baş sağlığı diliyor; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı sevgiyle, saygıyla anıyorum” dedi. Eğitimci Mustafa Gazalcı, da “3 fidanın yanına 1 çınar geldi. Öğretmenler onu hiç unutmayacak” dedi. Gazalcı, şöyle konuştu: “Halit Abi hukukun bir çelengiydi. Bütün emekçilerin, öğretmenlerin, aydınların avukatıydı. TÖBDER davasında O bizim avukatımız oldu. O davadaki hukuk ihlallerini ortaya koydu. 12 Eylül darbesinden sonra açılan Barış davasınında da bizim avukatımız oldu. Öğretmen iken meslekten men davalarımızda avukatımız oldu. Halit Abi yaşamı boyunca örnek bir insan oldu. O hiç kendini düşünmedi. O darda kalan insanlara elini uzattı. Onurlu yaşadı.” Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Vedat Ahsen Coşar ise “Halit Bey avukatlık mesleği için çok önemli, anıt bir isimdi. Kendisiyle dostluğum da vardı, meslek ustası olarak etkilendiğim bir avukattı. Anlamlı bir günde yaşamını yitirdi. Kader onları birleştirdi. Savunma önemli bir ismini kaybetti” dedi Çelenk’in birlikte avukatlık yaptığı yakın dostu Nevzat Helvacı da “Biz uzunca süre beraber çalıştık, beraber savunma yaptık. Kendisi gerçekten bir hukuk çınarıydı. Bu söz boş bir söz değildir, ona çok uygun düşer. Hem iyi bir hukukçu, hem iyi bir yazar, hem de iyi bir düşünce adamını kaybettik” diye konuştu. ‘Büyük tesadüf’ Gezmiş, kendilerinin aynı zamanda baba dostlarını yitirdiklerini, akrabalarını kaybetmişçesine derin bir üzüntü yaşadıklarını anlattı, Karşıyaka’ya doğru ilerlerken. Bora Gezmiş, tarihi rastlantı karşısında da şaşkındı: “Takdiri ilahi midir, nedir? Onlarla aynı gün yaşamını yitirmesi, aynı yerde defnedilmesi çok büyük bir tesadüf.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle