19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 7 MAYIS 2011 CUMARTES 6 HABERLER Belediyelerdeki soruşturma kapsamında yapılan tutuklamaları İzmir Barosu ‘Hukuksuzluk’ diye niteledi İzmir’de 17 tutuklama OZAN YAYMAN/EMRE DÖKER Rüzgâr Eken… Başbakan’ın konvoyuna yapılan ve bir polis memurunun yaşamını yitirmesi, bir başkasının yaralanmasıyla sonuçlanan silahlı saldırı, bu satırları yazmakta olduğum perşembe gününün akşamına kadar, derin dinci ve derin AKP’ci medya dışında pek fazla ilgi görmedi. Buna şaşırmadığımı söyleyemem. Çünkü geçmiş cumhurbaşkanlarından birine yapılan “suikast girişimi”nden sonra, tepedeki bir siyasetçiye yapılan ikinci silahlı saldırıdır bu. Öyleyse, belirgin ilgisizlik nereden kaynaklanıyor? Saldırının doğrudan Başbakan’a yöneltilmemiş olmasından mı? Oysa silahlı saldırı sırasında Başbakan konvoyda bulunmuyor olsa da, hedefin şu ya da bu biçimde kendisine yönelik olduğu yeterince açıktır. Nitekim seçim gezisinin bir sonraki durağında yaptığı konuşmada, daha öncelerde pek fazla görünür neden olmaksızın tekrarlamayı sevdiği “kefenimizle yola çıktık” türünden bazı sözleri, bu kez somut bir olaya ilişkin olarak dile getiriyor. Böylece asıl hedefin kendisi olduğunu da kabul etmiş oluyor... Silahlı saldırının arkasında PKK’nin mi, başka bir örgütün mü bulunduğunu belki hiçbir zaman tam olarak bilemeyiz. Çünkü “devlet büyükleri”ne karşı girişilen bu türden eylemler, her zaman ve her ülkede, oldukça karışıktır. Amerika Birleşik Devletleri başkanlarına karşı biri biri arkasına işlenen suikastlar bunun yakın örneklerindendir. Kennedy’leri kimlerin, neden öldürttüğü hâlâ açıklığa kavuşmuş değil ve kavuşamaz da. Palme cinayeti ve benzerleri için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Katiller açıkça ortaya çıksa ve itirafta bulunsalar bile bu her zaman az çok böyle olacaktır… Ilgaz Dağı’ndan Başbakan konvoyuna açılan ateş beni çok düşündürdü ve düşündürmekte… Can kaybına neden olması, korkutmaya değil öldürmeye yönelik olduğunu gösteriyor. Saldırıyı düzenleyenler Başbakan’ın konvoyda bulunmadığını bilmiyorlar mıydı? Bence böylesine profesyonel bir saldırıyı gerçekleştirenlerin bunu bilmemesi düşünülemez. Öyleyse amaç göz korkutmak mı? Sayısız korumayla ve silah işlemez araçlarla gezen Başbakan’a, istersek seni de vurabiliriz mi denilmek isteniyor? Bir sonraki durakta, daha da arttırılmış güvenlik önlemleri altında yaptığı konuşmada Başbakan, her zamankine göre daha düşük profilli bir söylemle de olsa teröre meydan okudu ve çoğu kez yaptığı gibi “merhum Menderes” örneğine vurgu yaparak kaderden dem vurdu…. “Allah’ın kader planında bizler için koymuş olduğu ömrü, tayin ettiği ömrü kimsenin kısaltmaya veya uzatmaya gücü yetmez” dedi… “Kader planı” ne demek? Yüce tanrı tek tek bütün kulları için planlar mı yapıyor? Başbakan’ın “bizler” dediği kim? 6 yaşındaki çocuğu babasız kalan fukara polis memuru Recep Şahin, bu “bizler”e dahil mi? Tanrı onu neden Başbakan’ın konvoyunda terör kurşununa hedef yapsın? Bir aydır o bölgede silahlı bir eylem olacağına ilişkin duyumlar alınıyormuş. Gereğince önlem alınmış olsa, polis memurunun kaderi daha başka olamaz mıydı? Kadere bunca inanan ve bunu her fırsatta yarı meydan okuma yarı tevekkül dozunda dile getiren Başbakan, acaba neden işi “Allah’ın kader planı”na bırakacağına, çevresindeki güvenlik önlemlerini bugüne kadar hiçbir siyasetçide benzeri görülmedik ölçüde arttırıyor? Yoksa Tanrının planlarına ve kadere inancı, dile getirdiği kadar güçlü değil mi? Bunları yazarken aklıma, WikiLeaks belgelerinde Amerikalı diplomatların yazışmalarında geçen bir cümle geldi. “Erdoğan Allah’a inanır ama güvenmez…” Şiddetin iyi bir şey olduğunu kimse söyleyemez. Görevini yapmakta olan günahsız kimselerin eşlerini dul, çocuklarını öksüz bırakmak ise, amaç ve hedef ne olursa olsun alçaklıktır. Buna karşılık, tavrıyla ve söylemleriyle ortamı sürekli olarak geren, karşıtlıkları alabildiğine kışkırtıp keskinleştiren bir siyasetçinin, şiddetten yakınmaya pek de hakkı olmasa gerek. Çünkü ölümsüz halk deyimlerimizden birinde dile getirildiği gibi, rüzgâr eken eninde sonunda fırtına biçer… Sevgili okurlarıma: Bugün 20.30’da, müzisyen arkadaşım Haluk Çetin’le,OsmaniyeDüziçi Öğretmen Lisesi Sinema Salonu’nda (Eski Düziçi Köy Enstitüsü Binası) EğitimSen’in konuğu olarak şiir ve müzikseverlerle buluşuyoruz… İZMİR İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yanı sıra, Aydın Kuşadası ve Karabağlar belediyelerine, “ihaleye fesat karıştırma”, “devleti zarara uğratma”, “sahte evrak üretme” savıyla pazartesi sabah düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve önceki gece saatlerinde mahkemeye çıkarılan 20 kişiden 17’si dün sabaha karşı tutuklandı. İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, kararın hukuksuz olduğunu savunarak “Arama ve yakalama kararlarını veren hâkim, mahkemede de yargılamayı yapmıştır. Hukuk yara aldı” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, yargılama sürerken İzmir Adliyesi’nde sabahladı. Operasyon kapsamında ilk gün 44 kişi gözaltına alınmıştı. 24 kişi serbest bırakılırken mahkemeye çıkarılan 20 kişiden 17’si ise, sorgularının ardın dan tutuklandı. 3 kişi ise serbest bırakıldı. Tutuklananlar arasında, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç, Karabağlar Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Hulusi Gülşen, Destek Hizmetleri Daire Başkanı Serpil Keskin, Büyükşehir Şirketler Genel Koordinatörü Hilmi Özen, Grand Plaza Genel Müdürü Reha Pekerten, Büyükşehir Alım Şube Müdürü Mehmet Sayar, Adnan Saygun Sanat Merkezi Müdürü Nagehan Genç, organizatör Ata Karataş, Hakan Say, Ömer Devrim Ergin, Harun Aslan, Mustafa Çakar, Candan Genceroğlu, firma yetkilisi Erden Erdener, organizatör Alaattin Eraslan, Kuşadası Belediyesi Sosyal İşler Sorumlusu Erdoğan Uyan ve Büyükşehir Protokol Müdür Vekili Zeki Karatay yer alıyor. oğum gününde annesiz Destek Hizmetleri Daire Başkanı D Silivri’deki duruşmada hâkim Üründü ile avukat Erol arasında söz düellosu yaşandı Balyoz davasında sert tartışma HAT CE TUNCER İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen Balyoz Harekât Planı davasının dünkü oturumu tartışmalı geçti. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay’ın sanıkların tutukluluk hallerine devam kararına koyduğu muhalefet şerhi tartışmaları sertleşti. Davaya bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ömer Diken, Akçay’ın kişisel yorumlarının “yok hükmünde” olduğunu ifade ederken sanık avukatları kararın hukuki bir metin olduğunu savundular. Sanık Tuncay Çakan’ın Emniyet’te geç saatte sorguya alınmaktan yakınması üzerine müdahil ÖzgürDer avukatının “Darbe dönemini hiç yaşamadınız mı?” sözleri duruşmada tepkilere yol açtı. Davanın 29. oturumunda üye hâkim Murat Üründü, emekli Tuğgeneral Halil Kalkanlı’ya 1. Ordu Plan Semineri’nden önce “iç tehdide” yönelik bir çalışma yapıp yapmadığını sordu. Çok sayıda sanığın avukatı Şule Nazlıoğlu Erol ise söz alarak “Hâkim Murat Üründü’nün dosyayı okumuş olmasını ümit ediyorum. Eğer iddianameyi okuduysanız ‘Seminerde iç tehdidi tartıştınız mı tartışmadınız mı’ diye sormazdınız” dedi. Üründü’nün “Siz iddianameyi okudunuz mu” sorusu üzerine Erol, “Okudum, siz okudunuz mu” diye aynı soruyu yöneltti. Başkan Diken ise “Mahkememiz dosyayı okumuştur. Siz mahkemeyi hukuki denetime tabi tutacak makam mısınız ki bu şekilde mahkemeyi sorguluyorsunuz?” dedi. Eylül’de işkence gördüm’ Emekli Kurmay Albay Erdal Akyazan savunmasında savcı Savaş Kırbaş’ın geçen duruşmalardaki 12 Eylül sorularına gönderme yaparak şunları söyledi: “Savcı gözlerinden şimşekler çakarak ‘13 Eylül’de neredeydiniz’ diye soruyor. Ben darbeye karşı çıktığım için sorguda dayak yiyordum. Kenan Evren 13 Eylül günü Çankaya’da Atatürk’ün koltuğuna otururken siz neredeydiniz?” Mahkeme heyeti tahliye kararı vermezken sanık yakınları tepki gösterdi. İzleyiciler “Allah belanızı versin” diye beddua etti. Sanıklar hep birlikte İstikal Marşı okuyunca savcı Kırbaş hazırola geçerek İstiklal Marşı’na eşlik etti. ‘12 Davaları protesto ettiler Cumhuriyet Güçbirliği milletvekili adayları ve bazı sanık avukatları Silivri Cezaevi önünde Ergenekon ve Balyoz davalarını protesto etti. Kırklareli Bağımsız Milletvekili Adayı gazeteci Halil Nebiler, “Sıkıyönetim askeri mahkemelerini de DGM’leri de izledim. Onlarda hukuk vardı. Buradaki özel yetkili mahkemelerde ise hukuk yok” diye konuştu. Serpil Keskin, Bergama Cezaevi’ne gönderildi. Keskin’in anne olabilmek için 17 yıl boyunca mücadele verdiği ve kızı Selen’in birinci doğum gününde tutuklandığı belirtildi. Keskin’in yakınları ise bebeğine hâlâ süt verdiğini ifade ederek duruma tepki gösterdi. Keskin’in, yazılım uzmanı eşi Murat Keskin, “Eşime eşyalarını teslim etmek için cezaevine gittim. Yatacak yeri yok. Yerde yatacağı söylendi. Bebeğimizi bu olumsuz şartlarda cezaevine vermem” dedi. İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, tutuklama kararı sonrası İzmir Adliyesi’nde yaptığı açıklamada, “Bu şaibeli bir hukuk kararıdır. Operasyon kapsamında arama ve yakalama kararlarını veren hâkimin, mahkemede yargılamayı da yapması usule aykırıdır. Buna ilişkin itiraz dilekçemiz kabul edilmedi. Şimdilik süreci değerlendireceğiz. 7 gün içinde üst mahkemeye itiraz hakkı kullanılacak” dedi. Operasyon sonrası mahkemenin dava dosyasına ilişkin verdiği “kısıtlama” kararı da avukatların elini kolunu bağlıyor. İzmir Barosu’na bağlı avukatlardan oluşan Gönüllü Avukatlar Koordinasyon Kurulu, avukatlarından Cihan Türsen, yapılan dinlemelerin yasalara uygun olup olmadığını görmek istediklerini belirterek “Kısıtlama kaldırılırsa dinlemelerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığını görebileceğiz” diye konuştu. Bu arada geceyi İzmir Adliyesi’nde geçiren Başkan Kocaoğlu’na dün de birçok sivil toplum örgütü, üretici temsilcisi tarafından destek ziyaretleri gerçekleştirildi. Önceki gün de ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone Kocaoğlu’nu kentteki programı kapsamında ziyaret etmişti. Amerika Birleşik Devletleri’nde Wall Street Journal da, genel seçim öncesi gerçekleştirilen operasyonun “siyasi” içerik taşıyabileceğine dikkat çekmişti. KILIÇDAROĞLU STANBUL’DAYDI ‘Telefon dinler sorunları dinlemezler’ S BEL BAHÇETEPE S i l i v r i ’ d e “ D u r uş m a l a r ı zleme Eylemi” KOOPC’DEN GENEL KURULA ÇAĞRI Kooperatifimizin 2010 Yılı 12. Olağan Genel Kurul Toplantısı 08 Mayıs 2011 Pazar günü saat 14.00’te aşağıdaki gündemi görüşmek üzere Ahırkapı Sokak No: 24 Cankurtaran, Sultanahmetİstanbul adresindeki Armada Hotel’de yapılacaktır. Ortaklarımızın katılmasını önemle rica ederiz. YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1. Açılış ve saygı duruşu, 2. Başkanlık Divanının seçimi ve tutanaklara imza atma yetkisinin verilmesi, 3. Kooperatif Başkanı ve konukların konuşmaları, 4. Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu yazanakları ile 31 Aralık 2010 tarihli bilanço ve gelir gider çizelgesinin okunması, görüşmeye açılması ve ayrı ayrı onaya sunulması, 5. Yönetim ve Denetim Kurullarının ayrı ayrı aklanması, 6. Ortaklık ve parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen, adreslerine gönderilen bildirimleri sürekli olarak geri dönen, kooperatifle herhangi bir yolla iletişim kurmayan, katılım paylarını yatırmayan ortakların ortaklık bağlarının sona erdirilmesinin görüşülmesi, 7. 2011 yılı iş izlencesi, tahmini bütçe ve ödeme planının görüşülerek karara bağlanması, katılım payı ödemelerini geciktirenlere uygulanacak tutum ve yöntemin belirlenmesi, 8. Yönetim Kurulu üyelerine ödenecek huzur hakkı ile Denetim Kurulu üyelerine ödenecek aylık ücret tutarının belirlenmesi, 9. Dilekler, öneriler ve kapanış. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’un bazı ilçelerini ziyaret etti. Telefon dinlemelerine dikkat çeken Kılıçdaroğlu “Bunlar telekulak hükümeti. Halkın sorunlarını sokakta dinlemezler, cep telefonunu dinler” diye konuştu. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan seçim otobüsüyle dün sabah Ümraniye’ye gelen Kılıçdaroğlu’nu, Tepeüstü Kavşağı’nda vatandaşlar davul eşliğinde “Başbakan Kılıçdaroğlu” ve “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” sloganlarıyla karşıladı. Üsküdar’a geçişi sırasında kâğıt toplayan vatandaşları gören Kılıçdaroğlu, seçim otobüsünden inerek, esnaf ve yurttaşlarla kucaklaştı. Kılıçdaroğlu, Beykoz Paşabahçe, Kavacık ve Çekmeköy’de de halka seslendi. Sancaktepe Meydanı’na giden Kılıçaroğlu’nu binlerce yurttaş karşıladı. Yurttaşlar “Telefonumu dinleme sevgilimle konuşuyorum Recep Bey” yazılı dövizin de olduğu dövizler açtı. Konuşmasına Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anarak başlayan Kılıçdaroğlu, 12 Eylül ürünü olan AKP’yi alaşağı etmek için gücü halktan alacağını vurgulayarak, “12 Eylül ürünü bütün yasaları yüzde 10 barajı, YÖK gibi ne kadar ucube yasa varsa hepsin halkın çıkarları için değiştirmeye söz veriyorum... Rant iktidarını yıkacağız, halkın iktidarını kuracağız” dedi. MHP GENEL BAŞKANI BAHÇEL : yitirmenin acısı içindeyim. Mücadelesi yolumuzu aydınlatacaktır. • Saat: 08.00’de c’in bahçesinde olalım. • Başvuru : 0535.636 59 11 0535.270 56 84 Dr. Gürbüz Çapan Eski Esenyurt Belediye Başkanı C MY B C MY B Eylem Sürüyor! 9 Mayıs’da Silivri’deyiz! stanbul’a büyük görev düşüyor İstanbul Haber Servisi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 12 Haziran’da yapılacak genel seçimin, AKP’nin kötü yönetiminden kurtuluşun değerli bir kilometre taşı olacağını belirtti. Tuzla’da dün partililere konuşan Bahçeli, “Bu seçim, yol kavşağındaki bir Türkiye’nin temel tercihlerinin bir kez daha millet iradesi tarafından netleştirildiği bir seçim olacak. Bu seçimlerde iktidarın yeniden belirlenmesi sürecinde İstanbul’un üzerine çok büyük bir sorumluluk düşüyor” dedi. BÜYÜK KAYIP Yaşamını özgürlük, demokrasi ve hukuk mücadelesine adayan HALİT ÇELENK’i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle