25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sayı 42 Muhittin Dalkılıç’ın “Yeni Hayat Adamına Yeni Adabı Muaşeret” (1932) kitabından birkaç bölüm daha aktarıp konuyu kapatalım. Bir dostunuzu gece yatısına mı çağırdınız, dikkat etmeniz gereken noktalar var: “Misafirin odasında mutlaka ihtiyat fazla yorgan veya bu nevi örtüler bulundurulmalıdır. Ekseriya kış misafirliğinden üşünüyor ve hasta dönülüyor... Komodun üstünde bir elektrik kontağı halinde karanlıkta kalınmaması için ihtiyat bir mum veya gece kandili ve kibrit bulundurmalıdır. Bir masanın üstünde de bir tepsi içinde bir sürahi iyi su, her ihtimale karşı mutlaka bir kutu aspirin, akşam yemeğinin herhangi bir hazım güçlüğüne karşı bir küçük şişe içinde karbonat (karbonat dö sut) bir şişe meyve tozu. Sivri sineklerin ısırıklarına sürülmek üzere bir şişe kolonya.” Misafirlere de bir uyarı: “Ev sahibi av meraklısı ise ve birlikte ava çıkmışsanız bir kaç el silâh atınız, fakat asla ev sahibinden daha çok miktarda avla dönmeğe kalkışmayınız.” Gençlik dönemi için de önemli uyarılar var: “Gencin bu yaşında kuvvetlerinin dörtte üçüne şehvet ilcaatı hükmeder. İşte asıl konuşma muaşereti bu cummizah@gmail.com Görgülü Olun, Tükürürken Konuşmayın yaştan başlar. Bu yaş, ukelâlık, bilgiçlik çağıdır. Biri sözünü bitirmeden 'lâfını balla kestim!' gibi bayağı sözlerle sözünü kesmeyiniz. Balla değil baltayla kesmiş gibi kabalık etmiş olursunuz. Konuşurken her tarafı gözlerle dolaşmak lâzımdır. Türk konuşurken kelimeleri temsil etmeğe çalışır. Dikkat olunursa bu yüzden epice kazalara da sebep olmuşuzdur. Bir şeyi tarif ederken kim bilir kaç biçarenin burnu budur, diye bir yumruk indirmişizdir... (Küçüğüm, bijum) gibi hitaplar soğuktur. Bunların yerine (canım) hitabı çok samimî olur; 'elmasım, ruhum, anam' da iltifat değildir... Tükürürken konuşmak, konuşurken göz kırpmak doğru değildir.” Kitap “son söz”le bitiyor: “Yürümenin, kalkmanın, bakmanın, gülmenin, oturmanın, konuşmanın, nefes almanın bile velhasıl her fiziyolojik hareketin, cansız şeyleri tanzimin, canlı şeyleri kullanmanın ve daha nice kayıtsiz hesapsız şeylerin muaşeretleri vardır. Bunları ayrı ayrı yazmağa lüzum yoktur. Zaten her hangi bir kariimiz, kitabımızı okuduktan ve icabeden muaşeret kaidelerini öğrendikten sonra, lüzum halinde kitapta olmayan bir vaziyette de muaşeretin neyi icabettireceğini en asgarî hata ile bulabilir. Bu emniyetle iddia edebilirim ki kitap asrın muaşeret ihtiyaçlarına karşı belegan mabelâğ kâfidir.” Büyükanıt yine ağladı Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, “Balyoz Davası'nda yargılanan arkadaşları için ağlamıyor, Fenerbahçe için ağlıyor” eleştirilerinin üzerinden bir hafta geçmeden yine ağladı. Büyükanıt, bir gazetedeki “Fenerli Alex, Türk oldu” haberini okurken “Alex'im Türk oldu, yazık, başına bi sürü iş gelir, bütün dünyada itilir kakılır artık” derken gözyaşlarını tutamadı. Büyükanıt’ın bu seferki ağlamasında sosyal ve siyasal bir yan olması Balyoz'da kendini eleştiren eski silah arkadaşlarına bir mesaj olarak yorumlandı. Kasımpaşa G.Saray maçına radikal kararlar! Futbol Federasyonu, pazartesi günü oynanacak KasımpaşaG.Saray karşılaşmasında kural değişikliklerine gitti. Federasyondan yapılan açıklamada, “Biri küme düşmüş, öbürü küme düşmekten beter olmuş iki güzide takımımızın durumlarını göz önüne alıp maçı daha ilgi çekici duruma getirmek için bu kurallara gerek duyuldu” denilerek yeni kurallar tanıtıldı. Buna göre:  Bu karşılaşmada “eski mahalle maçları” havası hedefleniyor, böylece hem sıcak, hem nostaljik bir ortam yaratılacak...Üç korner bir penaltı olacak.  Saha dışına kaçan top son vuruşu yapan futbolcu tarafından getirilecek.  Seyirciler arasına kaçan top “kesiim mi lan topunuzu” diyen bir seyirci tarafından bıçakla kesilecek.  Topa fazla abanılmayacak.  Takım kadroları, maç başlamadan önce, takım kaptanları arasındaki “aldım, verdim, ben seni yendim” tekerlemeli “alışma” yoluyla belirlenecek, iki yıldız oyuncu aynı takımda yer alamayacak.  Kale direkleri kaldırılacak ve yerlerine taşlar konularak kalelerin alanı belirlenecek.  Çok terleyen futbolcuların sırtlarına anneleri tarafından havlu konulacak.  Çevredeki yollardan saha içine araç trafiği akışı sağlanacak arabalar geçerken maça ara verilip birer bardak su içilecek..  45’er dakikalık iki devre kuralı rafa kaldırılarak, maçın süresi, 5’te devre 10'da biter şeklinde olacak. TAR HTE HERHANG B R GÜN... Düşük yaparken iyi de ÖSYM’de puan düşük gelince kötü mü? 1 MAYIS: Eskiden “Bahar Bayramı”ydı 1 Mayıs. Ne güzel günlerdi o günler. Sonra tuttular “İşçi Bayramı” dediler de gerilimden başka n’oldu?.. N’olduğunu ben size söyleyeyim; bahar gelmez oldu! Bakın mayıs ayı geldi, bahar hâlâ ortalıkta yok. Bahar Taksim’e çıkabiliyor mu? Hayır! Oysa işçiler BU 1 Mayıs’ta da Taksim’deydi. Her şeye kadir olan Ak Parti bence bir an önce bu önemli soruna da el atmalı, bahar artık bir an önce gelmeli! Bahar gelirken eli boş da gelmemeli, Ak Parti’nin hazırladığı seçim torbalarıyla gelmeli. Bahar kapıyı çalmalı, torbayı verip, oyu kapmalı!.. 3 MAYIS: Liseli gençler bir âlem! Şimdi de ÖSYM’de puanları yanlış hesaplandı diye feryat etmeye başladılar. Neymiş efendim, puanları düşük hesaplanmış, hep düşük puanlar geliyormuş. Ak Parti iktidarı tüm bunları; liselileri ahlaklı yetiştirmek için yapıyor kardeşim! Liseli kızların daha lise çağında “düşük” yaptığını duyuyoruz. Düşük yapan bir liseli bizi şaşırtmıyor da, puanının düşük gelmesi mi şaşırtıyor?.. Ayrıca bu ülkede muhalefet partileri de, her seçimden sonra oylarının “düşük” çıktığından, sandıkta hile olduğundan yakınırlar ama sesleri öylesine cılız çıkar ki, sonuçlar asla değişmez!.. Seçimlerde olan durumun ÖSYM’de olması bence gecikmiş bir vaziyettir. Ama ne yapsın Ak Parti, o kadar çok düşürülecek puan var ki ülkede, sıra bunlara daha yeni geldi. Bence bunlarla da yetinilmemeli! Ak Parti’ye yakın olmayan Süper Lig ya da Bank Asya ligi takımları varsa, bence bir an önce bunların da puanları bir şekilde düşürülmeli! (Puan yetmezse ligden de düşürülebilirler!) 5 MAYIS: Ooooh! Nihayet internete de doğrudürüst filtre geliyormuş!.. Filtresiz haliyle sağlığımıza zararlıydı zaten. Yüzde 42 niyetli kardeşim, sağlığa zararlı sigarayı filtreli filtreli içersin ama iş internette filtreye gelince hemen karşı çıkarsın! Ak Parti bu, maşallah ahtapot gibi kolları var, her yere yetişir! İnternetin zararlı muhalif içeriğinden sizleri korumak için şimdi de filtreleme getiriyor. Filtreli yabancı kahveni içerken filtrelenmiş internete girmek kim bilir ne güzel olacak. Şahsen 22 Ağustos’u filtreyle çekiyorum!. Üstelik size 48 ay taksitle, düşük faizli krediyle, tam 4 ayrı filtre seçeneği sunuyorlar. Seç, beğen al filtreni!.. Bu filtreleme sayesinde artık internette de “Ak Partili” dışında kimse kalmayacak. İnsan bazen kötü kötü düşünüyor da, Ak Parti’nin kendinden olmayanları bir kabloyla boğmadığı kaldı sanki, ben muhalif olsam valla dayanamazdım bu kadar baskıya, hemen geçerdim iktidar saflarına. Eeeee, o zaman henüz vakit varken, siz de bir an önce Ak Partili olun da; “hayatta kalmayı başarın” be yüzde 42 niyetli kardeşim!.. MÜMTAZ ARIKAN  insan ölür foto montajı kalır!  meteliğe nükleer atmak!  sorun kitapçığı...  hayal sigortası...  lise bittikten sonra ÖSYM’yi bitirelim yeter!  ay başını getirebiliyoruz ama aylık getiremiyoruz!  dikkat M Ting var!  AB’ye girersek, Londra’dan Kars’a, Moskova’dan Milano’ya kadar bu birlik bizim!..  üst dudağı ayrı, alt dudağı ayrı okurum!..  yağlı yiyip karına şiddet etme!  yerli dizi yersiz tecavüz!  lütfen bu manzaranın altında, hislerinizi dökmeyiniz! C HAN DEM RC C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle