23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER 11 Esrarengiz yakıt alarmı Dış Haberler Servisi İsrail’de jet ya durum rezervlerinden sağlanan az miktarda ya vaalanlarına inmek zorunda kaldılar. Kendel, kıtlarına bilinmeyen bir madde karıştırıldı kıtı aldıktan sonra önceki gece havalanabildiği, Ben Gurion Havaalanı’na yakıt tedarik eden Paz ğının anlaşılması üzerine, önceki gün Ben ardından yakındaki Ürdün ve Kıbrıs’a inerek Aviation Assets firmasının havaalanı yetkililerini uyardığını, bunun üzerine uçaklara yakıt Gurion Uluslararası Havaalanı’nda bütün depolarını doldurabildikleri bildirildi. Ben Gurion’a gelen uçaklar da yakıt ikmali doldurma işleminin durdurulduğunu söyledi. uçuşlar iptal edildi. Son haftalarda, benzine karıştırılmış bilinmeyen maddeden otobüs ve için Ürdün’de Amman ve Kıbrıs’ta Larnaka ha Bunun ardından ülkedeki iç hat seferlerine açık diğer havaalanlarında da uçaklara yakıt ikkamyonların da etkilendiği öğrenildi. mali durduruldu. Kendel dün yaptığı Ben Gurion Uluslararası Havaalanı Müaçıklamada ise yakıtla ilgili sorunun gidürü Şmuel Kendel, jet yakınlarındaki derilip giderilmediğinin henüz netlik kamaddenin ne olduğunun anlaşılamadığını zanmadığını, yakıt örneğinin Almanya’da söyledi ancak İsrail radyo istasyonlarına bir laboratuvara gönderildiğini ve sonucu yaptığı açıklamalarda sabotajı ihtimal dıbeklediklerini söyledi. şı gördüğünü belirtti. Kendel bilinmeyen Yakıta karıştırılmış bilinmeyen maddemadde karıştırılmış yakıt örneğinin labonin, yakıt filtrelerini tıkayarak araçların yaratuvara gönderildiğini ve yapılan testlerkıt depolarına zarar verdiği belirtiliyor. Son de sabotaj şüphesi uyandıracak bir şey buhaftalarda İsrail’in dört bir yanından otolunamadığını duyurdu. büs ve kamyon yakıtlarıyla ilgili benzeri Uçuşların iptal edilmesi üzerine on binlerce yolcu mağdur olurken, uçakların acil srail’de önceki gün bütün uçuşlar iptal edildi. (AP) şikâyetler geldiği öğrenildi. Dış Haberler Servisi Irak’ın kuzeyindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi, bölgeden ihraç edilen petrol için Bağdat’taki merkezi hükümetten ilk ödemeyi aldı.Kürt hükümetinden yapılan açıklamada, ilk ödemenin 243 milyon dolar olduğu, bunun da 1 Şubat ve 27 Mart tarihleri arasında yapılan 5 milyondan fazla varillik ihracattan elde edilen gelirin yarısına denk düştüğü belirtildi. Gelirin geri kalan bölümü Bağdat’ın. Ödemeler, Kürt yönetiminin petrol şirketleriyle tek taraflı olarak imza attığı anlaşmalar yüzünden Bağdat’la arasında yaşanan gerilimi çözmeye yönelik atılan adıma dayanıyor. Bağdat yönetimi, petrolün ulusal kaynak olduğunu, bu yüzden merkezi hükümet tarafından idare edilmesi gerektiğini savunuyor. Kürt yönetimine petrolden ilk pay Bin Ladin ve ‘Arap Baharı’ (2) Abbottabad infazının ayrıntılarına ilişkin spekülasyonlar belli ki daha uzun zaman tartışılacak… Ama ilk etapta beni ilgilendiren konular infazın dinamiği değil… Usame bin Ladin… durdu durdu da… “Niye tam şu sırada, bu ‘konjonktür’ ve bu ‘zamanlamayla’ yok edildi?” sorusu bana daha enteresan geliyor… Bin Ladin’in villa sığınağı, geçen yılın ağustos ayında keşfedilmiş. Ladin ve ailesini barındıran villanın varlığından Obama da 2010 Ağustos’unda haberdar edilmiş… O günden bugüne uzanan 9 ay boyunca “1 Mayıs operasyonunun” hazırlıkları kotarılmış… Dünyanın en azılı teröristini ele geçirmek amacıyla yapılan bir “yıldırım operasyonu” için “9 ay beklemeyi göze almak”, fazla riskli değil mi? Dokuz ayda neler olur öyle değil mi? Nitekim oldu zaten… Amerikalılar Usame Bin Ladin’i, Abbottabad dağlarının yamaçlarında gerçi gene elleriyle koymuş gibi buldular ama bu sürede İslam coğrafyasında akla hayale gelmeyecek değişiklikler oldu. Yerinden asla kıpırdayamayacağı düşünülen, yalnız babadan oğla devredilen hanedanlar silindi. Bu süre içinde Ladin operasyonu defalarca yapılabilirdi. Ama yapılmadı. Neden? CIA tarafından keşfedildiği günden itibaren “yürüyen ceset” gözüyle bakılan teröriste, yeryüzündeki son günlerinde “Arap baharı” haberleriyle manevi işkence etmek için mi? Thomas Friedman “Geronimo’ya Elveda” başlıklı yazısına şakayla karışık aslında böyle başlıyor: “Usame bin Ladin’in İkiz Kuleler ve Pentagon katliamı ardından on yıl yaşayabilmiş olmasının iyi olan tek bir yanı var” diyor Friedman: “O da temsil ettiği (cihat) ideolojisinin, genç Araplar tarafından reddedilmesini bizzat görmesi oldu. Tunus’tan Mısır’a, Yemen’den Suriye’ye uzanan ve adil, onurlu bir yaşam ile kendi kaderlerini kendi ellerine almanın mücadelesini veren barışçı başkaldırılara bizzat tanıklık etti Bin Ladin. Bu; Ladin’in ölümcül şiddet yoluyla ‘püriten İslam’a dönüş seçeneğinden çok farklı bir tercih.” Yalnız Friedman değil, Gilles Kepel’den Olivier Roy’a Ortadoğu’yu bilen ve yakından izleyen gözlemciler; Ladin’in ölümünün İslam dünyasındaki bu sıra dışı paradigma değişikliğine denk düşmesine dikkat çekiyorlar. Terör tehdidi yer yer devam etse de; Ortadoğu’nun artık bambaşka bir evreye girdiğine değiniyorlar. Olivier Roy, “İki olayın mevcut zamanlama içinde birbirine eklemlenmesi bir rastlantı olsa da” diyor: “Bin Ladin’in ölümü Ortadoğu’da El Kaide’nin marjinalleşmesinin tam anlamıyla simgesi olmuştur.” Bin Ladin önce kısacası manen ölüyor/öldürülüyor... Manen bitirildikten sonra, fiziken yok edilmiş oluyor! Rastlantının bu kadarı! bama, ‘Arap baharı’nada eşzamanlı uyanmış Bu süreçte Ladin operasyonunun ön hazırlıklarıyla meşgul olan Başkan Obama ne yapıyor? “Arap baharı”nın arazisini çıpalıyor! Roy’un deyimiyle bu bir “rastlantı” ise... sahiden büyük rastlantı… Ladin’in yerinin yurdunun tespit edildiği 2010 Ağustos’unda tam; Obama zira ilk kez “Arap baharı” reformlarını mercek altına almış… O zaman henüz ortada aleni bir “Arap baharı” söylemi yok… Bin Ali, Mübarek, Kaddafi ve benzerleri koltuklarında oturuyorlar… Ancak ne var ki bir yıl önce İran’da “yeşil isyan” çıkmış… Ahmedinejad’ı; nükleer üzerinde oynanan bahisten dolayı bodoslamadan karşısına almak istemeyen Obama yönetimi, reform yanlısı “yeşil isyan” eylemcilerini dıpdızlak ortada bırakmış… Ortadoğu’nun diğer coğrafyalarında benzer gelişmeler yaşanabileceğini düşünen Başkan o sıcak Tahran yazından tam bir yıl sonra!“Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da siyasi reform” başlığı taşıyan 5 sayfalık bir memorandum hazırlıyor… Ortadoğu’nun siyasi reformlara genelde kapalı olduğunu not etmekle birlikte “alttan alta bölgede bir şeylerin kaynadığına” işaret eden belge; “artan yurttaş huzursuzluğunun işaretlerinden” dem vuruyor ve “mevcut eğilimlerin sürmesi halinde, (müttefik rejimlerin) reform yerine, baskıyı arttıracağı açıktır!” diyor. Başkan Yardımcısı Joseph Biden, Dışişleri Bakanı Clinton, Savunma Bakanı Gates ve silahlı kuvvetler komutanlarına yolladığı bu memorandumda Başkan danışmanlarından, farklı farklı “ülkeler bazında” ele alınacak “siyasi reform stratejileri” hazırlamalarını istiyor. Bu yapılırken, “ABD çıkarı eşittir istikrar” yorumlarının basmakalıp kolaycılığının bir yana bırakılıp geniş ufuklu değerlendirmelerde bulunulmasını istiyor. Kahire konuşmasıyla Başkanlığa adım atmış olan Obama “reformlara geçişin başarıyla yönetilememesi durumunda” ABD’nin bölge çıkarlarının çok daha beter yara alacağını belirtiyor… ABD Başkanı’nın “Arap baharı” hazırlıklarının bu ayrıntılarını; New Yorker’daki ilginç bir yazıda (The Consequentialist, Ryan Lizza, 2 Mayıs) buldum. Kaldığımız yerden yarın devam ederiz. O Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. İlknur Yorgancı C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle