Katalog

SAYFA CUMHUR YET 5 MAYIS 2011 PERŞEMBE [email protected] 16 Gencer’in biyografisi talyancada KÜLTÜR USTA YÖNETMEN ATIF YILMAZ’I BEŞ YIL ÖNCE BUGÜN KAYBETM ŞT K ‘Lirik müziğin kraliçesi’ ASLI KAYABAL En uzun soluklu yönetmen SUNGU ÇAPAN MİLANO Gazetemiz yazarı Zeynep Oral’ın opera sanatçısı Leyla Gencer’in biyografisini kaleme aldığı “Tutkunun Romanı” kitabının İtalyancası “Leyla Gencer, Il Canto e La Passione”nin tanıtımı önceki gün Milano’da yapıldı. İtalya’da Mursia Yayınevi’nden çıkan kitap, La Scala’ya bağlı Lirik Müzisyenler Akademisi’nde düzenlenen bir toplantıda tanıtıldı. Gencer anısına düzenlenen toplantıya Oral’ın yanı sıra, müzik eleştirmeni ve Gencer’in arkadaşı Lorenzo Arruga, ünlü soprano ve La Scala Akademisi öğretim üyesi Luciana Serra ve La Scala Operası’nın yöneticisi Luisa Vinci de katıldı. Toplantıda Gencer’i lirik müziğin kraliçesi konumuna getiren doğal yeteneğinden söz eden Arruga, Gencer’in çok yönlü bir sanatçı olduğunu da belirtti. Zeynep Oral ise ilkgençlik yıllarında tiyatroya yoğun bir ilgi duymasına karşın lirik operayı başarılamamış bir tiyatro yapıtı olarak algıladığını, birkaç yıl sonra 1960’ların başında Paris’te sahnelenen ve Maria Callas’ın rol aldığı “Tosca Operası”nın lirik opera konusundaki önyargılarını değiştirdiğini anlattı. Oral, “Tosca operasını izlemeye karar verdim ancak biletler tükenmişti. Sabah 5.00’te operanın önünde uzayıp giden kuyruğa girdiğimde kendimi biraz yalnız hissettim. Çevremdeki birkaç kişi nereden geldiğimi sordu. ‘Türkiye’den’ diye yanıtladığımda ‘Lirik müzisyen Leyla Gencer’in ülkesi’ dediler. Yalnızlık hissim geçti” dedi. Oral yıllar sonra Leyla Gencer’in biyografisini yazmaya karar verdiğinde de Gencer’in başlangıçta bu öneriye İtalya’da bir süre önce benzer içerikte bir kitap yayımlandığı için sıcak bakmadığını anlattı. Oral, “Sonunda kabul etti ama kendisini ikna etmek doğrusu pek kolay olmadı” dedi. 5 Mayıs 2006’da 81 yaşındayken perdeyi indiren, yarım yüzyıl süresince, konu bakımından öz kaynaklara dönmeyi yeğleyip komediden drama, epikten polisiyeye bütün farklı türleri deneyerek yeni üslup arayışlarına giriştiği 114 film yapmış, ölene dek sinemamızın en verimli ve önemli yönetmenlerinin başında gelmiş Atıf Yılmaz’ı kaybedeli 5 yıl olmuş! 9 Aralık 1925 Mersin doğumlu Yılmaz, ortaöğreniminin ardından bir süre İstanbul Hukuk’a Selvi Boylum Al Yazmalım devam edip rotayı Güzel Sanatlar Akademisi’ne çevirdikten, Yılmaz, Kemal Bilbaşar’ın iki öyküsün1947’de Asmalımescit’teki Nuri İyem den uyarlayarak kasaba gerçeğini ele aldığı, atölyesine devam ettikten ve “Tavanara toplumsal içerikli “Gelinin Muradı”yla sı Ressamları” sergisine katıldıktan son (1957) Ethem İzzet Benice, Esat Mahra 1950’de Semih Evin’e “Allah Kerim” mut Karakurt, Aka Gündüz gibi yazarfilminde çıraklık ederek sinemaya girdi. Dö ların piyasa romanlarından yapılan vasat nemin tutulan oyuncularından Hüseyin uyarlamalara dayanan ilk dönem filmlePeyda’nın yönetip oynayacağı, gişede çok rinin en başarılısını imzaladı. Zaten daha iyi çalışan ve ağdalı Doğu melodramları de sonra filmografisinde Yaşar Kemal (“Munen türü de başlatan “Mezarımı Taştan rad’ın Türküsü” 1965, “Ölüm TarlaOyun”un (1951) senaryosunu yazdı. sı” 1966), Orhan Kemal (“Suçlu”İlk filmi “Kanlı Feryat”ı 1952’de çeken 1960), Haldun Taner (“Keşanlı Ali Des tanı” 1964), Vedat Türkali (“Dolandırıcılar Şahı” 1961), Kemal Tahir (“Battı Balık” 1962, “İki Gemi Yanyana” 1963), Orhan Hançerlioğlu, Recep Bilginer vb. gibi namlı edebiyatçılarla sürekli çalışmayı sürdürecektir üstat. “Ah Güzel İstanbul”, “Kozanoğlu”, “Pembe Kadın”, “Köroğlu” vb. gibi, “iyi niyetli ama olmamış” filmleriyle sona eren 1960’ların ardından yeni biçimanlatım denemelerine giriştiği 1970’lerde Aragon’un dünyanın en güzel aşk romanı dediği, ünlü Cengiz Aytmatov eserinden uyarladığı “Selvi Boylum Al Yazmalım” ve kırsaldaki bağnaz inançlara dair bir gazete haberine dayanan “Adak”la iki küçük başyapıt ortaya koydu. Kadının kimlik arayışını konu edinen, Müjde Ar’ın başını çektiği “Kadın Filmleri” denen yeni bir dönemi de başlattığı 1980’leri, gözde yıldızı Türkan Şoray’ın taşradaki çevre baskısına direnip özgür seçimini yapan, kasabalı bir kadını oynadığı, Necati Cumalı uyarlaması “Mine”, İlyas Salman’lı “Talihli Amele”, “Dolap Beygiri”, Müjde Ar’lı “Adı Vasfiye”, “Aahh Belinda”, Duygu Asena’dan uyarladığı “Kadının Adı Yok”, Türkan Şoray’lı “Hayallerim, Aşkım ve Sen” gibi seçkin fantezi filmlerle geçirdi. Oldukça erotik “Düş Gezginleri”, epey festival dolaşan “Berdel”, senaryosunu Yıldırım Türker’in yazdığı “Gece, Melek ve Bizim Çocuklar”, Habib Bektaş’ın “Gölge Korkusu” adlı romanından Gaye Boralıoğlu’nca uyarlanan “Eylül Fırtınası”yla 1990’larda da ileri yaşına karşın üretkenliğini sürdürmüş Yılmaz, uzun kariyeri boyunca Yılmaz Güney’i keşfetmesinin yanı sıra ustalık ettiği Zeki Ökten, Şerif Gören, Ali Özgentürk gibi yönetmenleri de sinemamıza kazandırmıştır. 195060’lı yıllarda oyuncu Orhan Günşıray’la, 1980’lerdeyse yönetmen Yavuz Özkan ve Ömer Kavur’la ortaklaşa yapım firmaları da kurmuş olan Atıf Yılmaz kuşkusuz (saygın sinema yazarı Rekin Teksoy’un da belirttiği gibi) “Türk sinemasının en uzun soluklu yönetmeni” unvanını hak etmektedir hâlâ. Usta yönetmen Atıf Yıl maz için bugün Atıf Yıl maz Stüdyosu’nda anma etkinl iği dü açan Küçükçekmece’de zenleniyor. Kapılarını geçen yıl ki ma, 11.00 14.00 saatle Atıf Yılmaz Stüdyosu’ndaki anri arasında gerçekleşec ek. Atıf Yılmaz’ın eşi Deniz Türka li’nin konuşma yapaca ğı etkinlikte stüdyo öğrencilerinin çektiği kısa metraj film ler gösterilecek, projeler konuşulac ak. Anmaya, Atıf Yılma z imzalı filmlerde rol almış olan, yö netmenin dostları Türka n le Mansur ve Halil Erg ün’ün de katılması bekle Şoray, Laniyor. Atıf Yılmaz Stüdyosu’nda anm a Eğreti Gelin CÜNEYT GÖKÇER T YATRO ÖDÜLLER 12 MAYIS’TA VER LECEK ‘Bilge Karasu’yu Okumak’ Kültür Servisi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nün düzenlediği “Bilge Karasu’yu Okumak” başlıklı sempozyum bugün Üniversitenin Sedat Hakkı Eldem Oditoryum’unda saat 9.00’da başlıyor. Müge Gürsoy Sökmen’in konuşmasıyla başlayacak sempozyumda, aralarında Oruç Aruoba, Murathan Mungan, Ali Akay, Jale Parla, Cüneyt Türel’in de bulunduğu yazarlar, eleştirmenler, akademisyenler iki gün boyunca Bilge Karasu’yu okuma deneyimlerini değerlendirecek. (0 212 236 69 36) ‘Onur Ödülü’ Ayten Gökçer’in ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Anasanat Dalı Başkanlığı’nca, Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden, 2009’da yaşamını yitiren Cüneyt Gökçer anısına bu yıl ilk kez verilecek “75. Yıl Cüneyt Gökçer Tiyatro Ödülleri”nin sahipleri belli oldu. Gökçer’in eşi tiyatro ve sinema oyuncusu Ayten Gökçer, “Onur Ödülü”ne değer görüldü. Ankara Devlet Konservatuvarı Mahir Canova Sahnesi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan konservatuvarın Tiyatro Anasanat Dalı Başkanı Doç. Füsun Balkaya, konservatuvarın kuruluşunun 75. yılında ilk kez verilecek olan ödüllerin öneminden bahsetti. “Cüneyt Gökçer Tiyatro Ödülleri” kapsamında, Kadın Oyuncu Onur Ödülü’ne Gülgun Kutlu, Erkek Oyuncu Onur Ödülü’ne Ergün Uçucu, Kadın Oyuncu Sanat Ödülü’ne Sumru Yavrucuk, Erkek Oyuncu Sanat Ödülü’ne Selçuk Yöntem, Yazar Ödülü’ne Civan Canova, Reji Ödülü’ne Yücel Erten, Eleştiri Ödülü’ne Üstün Akmen, Hizmet Ödülü’ne ise Mesut İktu değer görüldü. Ödüller, 12 Mayıs’ta Ankara Devlet Konservatuvarı’nda gerçekleştirilecek bir törenle sahiplerine verilecek. Cazın Grammy yıldızı Dianne Reeves, ‘Strings Attached’ projesiyle çıktığı dünya turnesi kapsamında stanbul’da Kültür Servisi Bugüne dek “En İyi Caz Vokal Performansı” dalında dört kez Grammy ödülüne değer görülen Dianne Reeves, “Strings Attached” projesiyle, bu akşam İş Sanat Kültür Merkezi’nde olacak. 1980’lerin başlarından bu yana en iyi caz vokalistlerinden biri olarak kabul edilen Reeves, dünya turnesi kapsamında geldiği İstanbul’da, günümüzün en önemli gitaristlerinden Russell Malone ve Romero Lubambo eşliğinde söyleyecek. “En İyi Caz Vokal Performansı” dalında art arda üç kez Grammy alan tek şarkıcı olan Dianne Reeves, son olarak 2006’da yönetmenliğini George Clooney’nin yaptığı “Good Night, and Good Luck” filmindeki yorumlarıyla bu ödüle değer bulunmuştu. 2003’te Grammy’ye değer görülen “A Little Moonlight” albümünde efsanevi prodüktör Arif Mardin’le birlikte çalışan Reeves, Wynton Marsalis ve Lincoln Center Caz Orkestrası’yla da kayıtlar gerçekleştirdi, konserler verdi; Daniel Barenboim yönetimindeki Chicago Senfoni Orkestrası’yla da bir kayıt yaptı ve Simon Rattle’ın yönettiği Berlin Filarmoni’yle konuk sanatçı olarak bir konser verdi. Arif Mardin, Reeves için şöyle demişti: “Dianne’in coşan sesini seviyorum. Bazen tramplenden atlayan bir yüzücü gibi, bir an havada asılı kalıyor ve muhteşem bir parendeden sonra biraz daha yükseliyor.” Asturias Ödülü Muti’ye MADRİD (AA) İspanya’nın “Nobel”i olan Asturias Ödülü’ne bu yıl, sanat dalında İtalyan şefmüzik yönetmeni Riccardo Muti değer görüldü. Sanat, insan hakları, bilim dalları ve spor alanlarında 8 dalda verilen 50 bin Avro’luk (yaklaşık 115 bin TL) Asturias Ödülü, ağustosta kuzeydeki Oviedo kentinde Veliaht Prens tarafından veriliyor. düktör Arif Efsanevi pro mış olan e çalış Mardin’le d s, En yi Caz e Dianne Reev nsı dalında a Vokal Perform z Grammy ke tam dört görüldü, art ülüne değer mmy alan öd Gra arda üç kez ı oldu. tek şarkıc ‘L SZT P YANO HAFTALARI’NIN KONUĞU DÜRRÜOĞLU Fotoğrafları eşliğinde Liszt konserleri Kültür Servisi 19. yüzyılın efsanevi Macar piyano virtüöz ve bestecisi Franz Liszt’in doğumunun 200. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 18 Nisan’da başlayan “2011 İstanbul Liszt Piyano Haftaları” kapsamında bugün, 1992’de “Nany Philippart” yarışmasını kazanan, Fondation Belge de la Vocation ve J.W. Peelemans ödülleri sahibi ünlü sanatçımız Muhiddin Dürrüoğlu Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat’ta konser verecek. Fulya Sanat’ta görülebilecek bir diğer etkinlik ise Franz Liszt Müzesi ve Macaristan Milli Kültür Fonu’nun katkılarıyla açılan Liszt’in yaşamını anlatan sergi. Fotoğraf, poster ve yazılarla Liszt’in yaşamından çeşitli enstantanelerin anlatıldığı sergi, mayıs ayı sonuna kadar sürecek. C MY B C MY B