19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MAYIS 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Washington yönetimine göre Türk hükümeti Tahran’la ticari ve finansal ilişkilerini genişletti: AKP İran’la ilişkileri ilerletti SENATODA 196 HAYIR Fransa’dan ‘Soykırım yasası’na ret Haber Merkezi Fransa Senatosu, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını inkâr edenlerin cezalandırılmasını öngören yasa teklifini reddetti. Ermeni soykırımını inkârın cezalandırılmasını öngören yasa teklifi Fransız Senatosu tarafından oyçokluğuyla reddedildi. Oylamaya katılan 290 senatörden 196’sı yasa teklifinin reddedilmesi için Senato Anayasa Komisyonu tarafından hazırlanan önerge lehinde oy kullanırken 74 senatör yasa teklifini destekledi, 20 senatör ise çekimser kaldı. Türkiye’deki finansal sektörün ABD’nin ran için getirdiği tek taraflı yaptırımlar konusunda çok daha dikkatli davrandığını dile getiren ABD’li yetkili Cohen, Türk bankalarını kastederek “Eğer uluslararası finansal sistemin bir parçası olmak istiyorlarsa ran’ı izole etmeleri daha iyi olur” diye konuştu ELÇ N POYRAZLAR Hyundai Wia’dan Türkiye’ye Tahran yasağı EKBER KARABAĞ Bin Ladin, ‘Arap Baharı’ ve Türkiye “Tahrir gösterilerinin” kıvılcımını fitillediği için Mısır devriminin simgesi sayılan internet aktivisti Wael Ghonim, Bin Ladin’in ölümü için şunları yazmış: “Tarih yazan bir yıl yaşamaktayız. Henüz daha mayıs ayındayız. Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Suriye’de iktidardan düşen ve düşmek üzere olan liderleri şimdi de imha edilen OBL (Usame Bin Ladin) izliyor!” “Mısır Baharı”nın aktörleri; OBL’nin infazını bir büyük “özgürleşme” zincirinin halkası olarak yaşıyorlar… Olayı böyle görmekte, böyle yaşamakta da haklılar… Bundan sonra ne olursa olsun, “özgürlükler” açısından hayat, onlar için Mübarek devrinden kötü olmayacak. Konjonktür, Arap baharı ülkelerinin başına kolayına artık bir “Humeyni rejimi” çöreklenmesine izin vermeyecek… Pek pek gidecekleri yer, ABD vizeli “Müslümanlı Kardeşlerin” “ılımlı İslamı” olacak ki bu zaten laik sistemle uzun boylu alıp vereceği olmayan Mısır misali ülkeler için bir Udönüş anlamına gelmiyor… Olan burada bize; “laik Türkiye cumhuriyetine” oldu… ‘ lişkilere zarar verir’ Söz konusu önergede, özetle, yasa teklifinin Fransız anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyumsuzluk taşıyabileceği ve TürkFransız ilişkilerine zarar vereceğine vurgu yapıldı. Teklifin reddedilmesi için verilen önerge büyük ölçüde, Cumhurbaşkanı Nicola Sarkozy’nin iktidar partisine mensup senatörlerin oylarıyla kabul edildi. Senatodaki oturumda söz alan Fransa Adalet Bakanı Michel Mercier, bu hafta sonunda ülkedeki başsavcılıklara bir genelge gönderileceğini ve Ermeni toplumunun, “soykırım görmüş ve Ermeni kökenli olmalarından ötürü maruz kalabilecekleri suçların cezalandırılmasının düzenlenmesini” talep edileceğini duyurdu. Fransız bakan ayrıca, Ermeni lobisinin hukukçularıyla Adalet Bakanlığı arasında soykırımın inkârı ve ırkçı saldırılarla ilgili olarak teknik seviyede işbirliği oluşturulacağını da bildirdi. Bu tür bir işbirliği bugüne kadar sadece Yahudi cemaatiyle yapılmaktaydı. WASHINGTON ABD yönetimi Türk hükümetinin en üst düzeyde İran ile yakınlaştığı, ticari ve finansal ilişkileri genişlettiği açıklamasını yaptı. ABD Senatosu Bankacılık Komitesi’ndeki oturumda konuşan ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali Suçlardan Sorumlu Müsteşar David Cohen, senatörlerin Türkiye ile ilgili sorularını yanıtladı. New Jersey’den Demokrat Partili senatör Robert Menendez’in uluslararası yaptırımlardan kaçmak ve nükleer programına mali destek sağlamak için İran’ın Türkiye’yi kullandığının açık olduğunu söylemesi üzerine Cohen, “Geçen hafta sizin de ifade ettiğiniz endişeleri gündeme getirmek için Türkiye’deydim. Türkiye’de son dönemde iki ayrı eğilim görüyoruz. Hükümetin en üst düzeylerde İran ile etkileşim içinde olduğunu ve İran ile ticaret ve finansal ilişkileri genişlettiğini gördük” dedi. Öte yandan Türkiye’deki finansal sektörün ABD’nin İran için getirdiği tek taraflı yaptırımlar konusunda çok daha dikkatli davrandığını dile getiren Cohen, Türk bankalarını kastederek “Eğer uluslararası finansal TAHRAN Güney Kore’nin Hyundai Wia firması, Türkiye’deki bir firma aracılığı ile İran’a satılan bazı ürünlerinin satışını durdurduğunu bildirdi. İran basını Güney Kore’deki Chosunilbo gazetesine dayanarak verdiği haberde, firma başkanı Lheem Heungsoo’nun, “Aralarında hassas bir ölçüm aracı olan ürünlerimizin Türkiye’deki bir firma tarafından İran’a teslim edildiğini öğrendik. Bu ürünlerin İran’daki füze prograsistemin bir parçası olmak istiyorlarsa İran’ı izole etmeleri daha iyi olur” diye konuştu. Türkiye ziyareti sırasında hükümet yetkililerine “söylemlerinin BM Güvenlik Konseyi zorunluluklarına ters düştüğünü ve genel olarak uluslararası topluluğun İran’a en üst düzeyde baskı uygulama çabalarıyla uyumsuzluk içinde olduğunu” ilettiğini belirten Cohen, Türk yetkililerinin kendisine “bölgenin lideri olarak yalnızca İran ile değil genel olarak bölgedekei her ülke ile ilişkilerini geliştirmek istediklerini” söylediklerini aktardı. mında kullanacağından duyduğumuz endişeden dolayı Türk firmasına satışımızı durdurduk” dediğini duyurdu. Aracı Türk şirketinin ismi haberde verilmedi. Haberde, daha önce WikiLeaks’in ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2009 yılındaki bir belgesini yayımlayarak Türkiye’deki AK Makine firmasının Koreli söz konusu firmadan aldığı hassas bazı ürünleri İran’a sattığı ve Washington yönetiminin bu ürünlerin füze yapımında kullanabileceği konusunda Güney Koreli yetkilileri uyardığı kaydedildi. tede olan bir İran bankasıyla çalıştığını söylemesi ve “Bunlara yaptırım uygulamaya hazır mıyız” diye sorması üzerine Cohen, İran’daki devlet bankası Bank Mellat’ın Türkiye’de şubelerinin bulunmasının endişe konusu olduğunu iletti. Cohen İran’ın finansal sisteme girecek başka yollar yaratma çabalarını dikkatle izlediklerini belirtti. ABD Hazine Bakanlığı’nın Kapsamlı İran Yaptırımları Yükümlülük ve Tasfiye Yasasını (CISADA) sıkı biçimde uygulayacaklarını söyleyen Cohen, “genel olarak eğer bir banka önerilerimize yanıt vermiyor ve CISADA altında yaptırım gerektirecek eylemlerde bulunuyorsa o bankayı güçlü bir biçimde izleriz” şeklinde uyarıda bulundu. Araplar özgürleşirken biz geri gidiyoruz 11 Eylül sonrası dünyada Wael Ghonim’in söz ettiği coğrafyaya “model ülke” olarak dayatılan AKP Türkiyesi’nde özgürlükler, “ileri” değil ne yazık ki geriye gitti… Bu soyut bir değerlendirme değil, gözle görülür bir gerçek. Bunu görmek için gazete başlıklarına göz atmak kâfi: Dünkü “Cumhuriyet”in birinci sayfasına örneğin bakıyorum: “İnternette filtre: İran usulü” şeklinde bir haber karşıma çıkıyor. Haber arka sayfada şöyle dönüyor: “Özgür internetin ölüm fermanı. Güvenlik adına yapıldığı söylenen sistem Çin, İran gibi ülkelerde sansür için kullanılıyor...” Nerde Mısırlı Google yöneticisinin “özgürlük kutlaması”, nerde biz? Aradan geçen her gün onlar “korku duvarlarını” yıkıp kendilerine meydanlarda öyle ya da böyle yeni “özgürlük” dilimleri elde ederken; biz geri gidiyoruz. Arap baharının internet aktivistleri, sanal ortamda yağ halkaları gibi yayılan “domino etkisinde” baştacı edilirken; “model ülke”de taraf olmayan bertaraf oluyor... Medyanın zapturapt altına alınması yetmiyor, internet camiasına İran’la kıyaslanan büyük kısıtlamalar getiriliyor! 2000’li yıllara girene dek ülkemizde “özgürlük” referanslarını, Avrupa ile Batı oluştururken; bugün artık düpedüz “İran” belirliyor… Wael Ghonim gibi Arap baharı aktivistlerinin hayatı gerçekten de içinde bulunduğumuz bu 2011 yılında çok değişti. 2011 onlar için bir iyileşmenin miladı… Bizim için “tarihin çarkı”; Usame bin Ladin’in dünya sahnesinden çıktığı 1 Mayıs 2011’de değil; 2001 yılının 11 Eylül günü tersine döndü. Ne var ki kimse uzun boylu bunun ayırdına varmadı… 11 Eylül’ü izleyen günlerin gazete arşivlerini gözden geçirin... Anlı şanlı yorumcuların birbiri ardına verdiği; “Batı için Türkiye’nin değeri arttı!” 11 Eylül sonrası değerlendirmelerde bu “Türkiye kıymete bindi!” yorumları öyle abartıldı ki; “11 Eylül’ün Türkiye’yi Avrupa’dan kopartmak” şöyle dursun, AB’ye “yaklaştırdığı” dahası 11 Eylül sonrası jeopolitiğinde Brüksel’in eli mahkum Ankara’ya üyelik bahşedeceği varsayıldı… Mellat endişe konusu Menendez’in bazı Türk bankalarının kara lis Aznavour ve Levy de katıldı Oturuma yasa teklifine destek veren Ermeni kökenli Fransız müzisyen Charles Aznavour ile Fransız düşünür Bernard HenriLevy de katıldı. Yasa tasarısı kabul edilseydi, Ermeni soykırımının varlığını inkâr edenler 1 yıl hapis ve 45 bin Avro tazminat cezasıyla yargılanacaktı. arasındaki ayrışmayı sona erdiren anlaşma Gazze ve Batı Şeria’da dün coşkuyla kutlandı. Gazze’de anlaşmanın imzalandığı saatlerde sokağa dökülen Filistinliler arasında kadınlar da vardı. Kutlamalarda El Fetih ve Hamas bayrakları taşındı, birlik sloganları atıldı. Meşal ve Amr Musa da, Kahire’de görüşmeleri sonrasında basına açıklama yaptı (altta) (Fotoğraflar: REUTERS/AFP) El Fetih ile Hamas YEŞ LLER’ N YÜKSEL Ş Almanya’da ikinci Türk kadın bakan OSMAN ÇUTSAY Mısır Filistin’i barıştırdı Dış Haberler Servisi Filistinli rakip gruplar Hamas ve El Fetih arasındaki ayrışmayı ortadan kaldırarak, Gazze ve Batı Şeria’da birlik hükümetinin oluşturulmasını hedefleyen tarihi anlaşma dün Mısır’ın Başkenti Kahire’de imzalandı. Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Hamas’ın siyasi lideri Halid Meşal’in geçen hafta vardığı uzlaşma sonucu imzalanan anlaşma, Hamas’ın 2007’de Gazze’de yönetimi ele geçirmesinin ardından görüşmeyen iki lideri de dün ilk kez bir araya getirdi. Mısır İstihbarat Teşkilatı’nın merkezinde düzenlen törene Filistin’deki 14 siyasi fraksiyondan temsilcilerin yanı sıra uluslararası toplumdan temsilciler de katıldı. Üç İsrailli Arap milletvekili de törende hazır bulundu. BM Genel Sekreteri Ban Kimun, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ve AB Dış Politika ve Güvenlik Özel Temsilcisi Catherine Ashton’ın da katıldığı törende Türkiye’yi de Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu temsil etti. Filistin Yönetimi lideri Abbas törende yaptığı konuşmada, “Filistinliler bölünme sayfasını sonsuza kadar kapattı” dedi ve en kısa zamanda Gazze Şeridi’ni ziyaret edeceğini söyledi. Abbas, “Ya İsrail, ya Hamas” diyerek anlaşmaya karşı çıkan İsrail’e de “İsrail Yahudi yerleşimleri ya da barış arasında seçim yapmalı” sözleriyle mesaj gönderdi. Hamas’ın siyasi lideri Halid Meşal de yaptığı konuşmada anlaşmayı gerçekleştirmek için “her türlü bedeli ödemeye hazır olduklarını” söyleyerek, “Bizim savaşımız İsraille, Filistinli fraksiyonlarla değil” dedi. Meşal sözlerine şöyle devam etti: “Amacımız Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde başkenti Kudüs olan, Yahudi yerleşimcinin olmadığı, tek bir metrekare toprağı bırakmadan, Filistinli mültecilerin dönüş hakkından vazgeçmeden özgür, tamamen egemen bir Filistin devletinin kurulmasıdır.” Öte yandan daha imza töreninde sorunların patlak vermesi, anlaşmanın geleceğine ilişkin soru işaretleri yarattı. Filistin haber ajansı Maan, törende Meşal’in de konuşma yapmak istemesi üzerine törenin bir saat gecikmeli başladığını bildirdi. Reuters haber ajansı da törenden önce Meşal’in Abbas’la birlikte platformda mı, yoksa salondaki Filistinli delegelerle birlikte mi oturacağı konusunda tartışma yaşandığını duyurdu. Mısır’ın arabuluculuğunda sağlanan anlaşma, taraflar arasında dört yıldır devam eden ve zaman zaman silahlı çatışmaya dönüşen ayrışmanın giderilmesini hedefliyor. FRANKFURT Yeşiller’in ülkenin en büyük partisi olma yolunda dev adımlar attığı Federal Almanya’da, tarihsel nitelikli dönüşümlere bir Türk kadın politikacının daha imzası girdi. SPD’nin Berlin eyalet meclisi milletvekillerinden Bilkay Öney’in, Baden Württemberg eyaletinde 59 yıllık Hıristiyan demokrat egemenliğini kırarak iktidara gelen YeşillerSPD koalisyonunda Uyum Bakanı olarak görevlendirileceği açıklandı. 2009 yılına kadar Yeşiller Partisi’nde çalışan ve daha sonra SPD’ye geçen 40 yaşındaki Öney, eski partisinden ayrılışını “Sosyal adalet için daha çok şey yapmak istiyorum” sözleriyle gerekçelendirmişti. Öney, Alman toplumunun göçmenleri hâlâ 40 yıl önceki gözlüklerle görmesinden yakınırken Türk toplumuna da yönelttiği eleştirilerle tanınıyor. Almanya’da ilk kez geçen yıl Aygül Özkan, Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) yönettiği Aşağı Saksonya eyaletinde sosyal işler bakanlığını üstlenmişti. Öte yandan Cem Özdemir’in eşbaşkanlığındaki Yeşiller Partisi’nin Alman siyasetindeki yükselişi dün yeni boyutlar kazandı. “Forsa” tarafından hazırlanan bir kamuoyu araştırması, bugün seçim yapılsa, Yeşiller’in sandıktan, CDU’nun sadece iki puan gerisinde çıkacağını gösterdi. Yeşiller ve SPD’nin yüzde 49 ile parlamentoda çoğunluk sağlamak için yeterli olacağına dikkat çekildi. Gözlemciler, bu eğilim sürerse, seçimlerde iktidarı YeşillerSPD koalisyonunun devralacağına kesin gözüyle bakıyor. srail’den yaptırım çağrısı En büyük olma yolunda Üzerinde anlaşmaya varılan bu maddelere rağmen, İsrail’in tanınıp tanınmayacağı ya da İsraille müzakere edilip edilmeyeceği gibi henüz üzerinde anlaşmaya varılmamış noktalar da bulunuyor. Anlaşma İsrail’i kızdırmış, İsrail Başbakanı Binyamin Netahyahu “Hamas’ın içinde olduğu bir Filistin hükümetiyle barış mümkün olamaz. Filistin yönetimi, Hamas’la mı yoksa İsrail’le mi barış istediğine karar vermeli” demişti. Abbas, Hamas’ın İsrail’i tanımama hakkının olduğunu  Geçici hükümet kurma çalışmalarısöylerken İsrail; dün AB’ye, Hamas İsrail’i nın başlaması ve bir yıl içinde seçimlere gitanımazsa ve şiddet eylemlerini bırakmazdilerek birlik hükümetinin kurulması. Mahsa, Filistin Yönetimi’ne sağladığı fonları mud Abbas ile Halid Meşal bu seçimlerde yakesme çağrısında bulundu. rışmayacak. Seçimleri denetleyecek bir komiteilistinliler sokaklarda nin kurulması.  Seçimlere gidilen süreçte Gazze ve Batı Gazze’de ve Batı Şeri’ada dün binlerŞeria’nın bölünmüşlüğünden kaynaklanan sorunların giderilmesi. Gazze’nin yeniden yapılandırılması ve Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması yönünde çalışılması.  Yüksek Güvenlik Konseyi kurularak, Gazze ve Batı Şeria’da ayrı ayrı görev yapan güvenlik güçlerinin birleştirilmesi yönünde adımların atılması.  Hamas’ın 2007’de Gazze’de yönetimi ele geçirmesinden beri işlevini yitiren Filistin Yasama Konseyi’nin (Filistin Parlamentosu) yeniden toplanması. Gazze ve Batı Şeria’da tutulan iki örgüte mensup siyasi mahkumların salıveAbbas Meşal rilmesi. ce kişi, El Fetih ile Hamas arasındaki düşmanlığı sona erdiren anlaşmanın imzalandığı saatlerde sokakları doldurarak kutlama yaptı. El Fetih ve Hamas bayraklarının taşındığı kutlamalarda, Filistin birliği için sloganlar atıldı, marşlar söylendi. AA’nın haberine göre, 2009 yılı başında İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği Dökme Kurşun Operasyonu’nda kısmen yıkılan Gazze’deki parlamento binasından, El Fetih Devrim Komitesi üyesi Ebu Cuda El Nahhal ve parlamentonun Hamaslı üyeleri kol kola birlikte çıktılar. Hamas, 4 yılı aşkın sürenin sonunda, Batı Şeria’daki Filistin devlet televizyonunun Gazze’den yayın yapmasına izin verdi. Hamas’ın El Aksa televizyonu da ilk kez Batı Şeria’nın Tulkarim kentinden yayın yaptı. On yılın bilançosu Kendinden menkul bu varsayımlar ardında, Avrupa Birliği ile Batı’yı; AnkaraBrüksel, AnkaraWashington hattından ibaret gören ve yalnız güç ilişkileri mantığıyla sınırlayan kısır bir “reel politik” merceği vardı… 11 Eylül ertesinde, ezcümle “İslam âlemine” “düşman” gözüyle bakmaya başlayan Batı kamuoylarından Türkiye, habersizmiş gibi davranıyordu… O tarihe dek “insan hakları” ve “demokratik” değerleri “evrensel” manada öne çıkaran Avrupa halbuki Kafka’nın metamorfoz öyküsündeki Gregor Samsa gibi 12 Eylül sabahında, bir günden diğerine başkalaşarak uyanmıştı. Bu başkalaşmanın en somut örneğiyle, o dönemi yaşadığım İtalya’da; Çizme’nin dünya çapında ünlü yazarı Fallaci’nin birbiri ardına yayımladığı eserlerinde karşılaşmıştım... 11 Eylül’ün ayı çıkmadan daha yazdığı “Öfke ve Gurur”u, 1’er milyon kopya satan “Aklın Gücü” ve “Fallaci Fallaci ile söyleşiyor” üçlemesiyle tamamlayan yazar, bugün Avrupa’nın geneline yayılan Sarrazin çizgisinde İslamafobiyi kaşıyor, Müslümanları ağır terimlerle “ötekileştirerek” aşağılıyor; “üstün Batı medeniyetini” korumak adına “Avrupa’nın kapılarının Bin Ladin’le özdeşleştirdiği İslama kapatılmasını” öneriyordu... “Sessiz çoğunluğun” düşüncelerine tercüman olan Fallaci’nin kalemi; “ırkçılık tabusunu” yıkan muazzam bir değişimin haberciliğini yapıyor, Türkiye bu değişime tümüyle hazırlıksız yakalanıyordu... Bin Ladin sonrası Avrupa’da hızla kabaran bu dalgaya Ankara hazırlıksız yakalandığı için AB süreci çıkmaza girdi. Ve arkada kalan on yıl içinde rotasını giderek yitiren bir “eksen kayması” içine girildi... Devamı Cumartesiye. El Fetih ve Hamas’ın anlaştığı noktalar: F C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle