19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 13 MAYIS 2011 CUMA 14 EKONOMİ KOBİ halka arzına ‘şemsiye modeli’ Vergide Temel Prensipler Zedelenmemeli ergi hukukunun temel ilkelerinden biri kıyas yasağıdır. Çok basit bir tanımla kıyas yasağı, bir vergi kanununda yer alan hükmün başka bir vergi uygulamasında dikkate alınamamasıdır. Aslında bu ilke verginin yasallığı ilkesinin bir uzantısıdır. Örneğin, Katma Değer Vergisi Kanunu’ndaki bir hüküm bu vergiye benzer nitelikleri nedeniyle özel tüketim vergisi açısından uygulanamaz. Eğer o hüküm uygulanmak isteniyorsa, aynı düzenlemelerin Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda da yapılması gerekir. Herkes tarafından çok net bilinen kıyas yasağı ilkesine rağmen vergi idaresinin bazı durumlarda “kıyas” uygulaması yaptığı görülmektedir. Son olarak geçen yaz aylarında; 9 Temmuz 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 19 seri numaralı Özel Tüketim Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile kıyas yasağı açık olarak ihlal edilmiştir. Hatta ne yazık ki şu anda yürürlükte olmayan bir kanuna kıyas yapılarak vergi uygulaması şekillendirilmiştir. Anılan tebliğ ile 1 Ağustos 2002 tarihinde yürürlükten kaldırılan Akaryakıt Tüketim Vergisi’ne kıyas yapılmıştır. Dikkatinizi çekiyorum sayın okurlarım, 2010 yılında yürürlüğe giren bir Genel Tebliğ ile 2002 yılında yürürlükten kaldırılan bir Kanun’a kıyasla vergi uygulaması belirlenmiştir. KOB ’leri sermaye piyasalarına sokmanın yolları aranıyor. SPK Başkanı Akgiray, birden fazla KOB ’yi portföy mantığı altında paketleyip “şemsiye çatı” altında bir araya getirecek formül geliştirmeye çalıştıklarını söyledi. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, birden fazla KOBİ’yi portföy mantığı altında paketleyip “şemsiye çatı” altında bir araya getirecek formül geliştirmeye çalıştıklarını belirterek, “5’er milyon lira büyüklüğünde 20 tane KOBİ bir araya gelse 100 milyon lira oluyor. 100 milyon liraya yabancı yatırımcı da yerli yatırımcı da gelir” dedi. Türkiye’deki firmaların yüzde 98’inin KOBİ statüsünde olduğuna işaret eden Akgiray, “Türkiye ekonomisi KOBİ aslında. Ankara’da Ostim var. Süper firmalar, süper zanaatkârlar, ustalar var ama büyüyemiyorlar. Bir tanesi mayın temizleyen robot yapmış. Her şeyiyle harika. ‘Ama şimdi ne yapacağım, nasıl satacağım bunu. İşimi nasıl büyüteceğim, nasıl para bulacağım’ diye düşünüyor” dedi. Türkiye’de KOBİ’ler içinde potansiyel olarak süper star, süper yıldız olmaya aday çok firma bulunduğunu, ancak Türkiye’de sermaye piyasalarına, kurumsal yönetim piyasalarına, profesyonelliğe erişimleri sınırlı olduğu, belki de olmadığı için büyüyemediğini, bu şansı kulla V Belirlenen uygulama ise son derece önemli bir uygulamadır. Anılan tebliğ ile petrol rafinerilerince imal veya ithal edilen ÖTV’ye tabi malların yine ÖTV’ye tabi malların imalatında yakıt olarak kullanılması sırasında ÖTV uygulanmayacağı belirtilmektedir. Bu uygulama doğru veya yanlış olabilir. Eğer petrol rafinerilerinin yakıt olarak kullandıkları ÖTV’ye tabi mallar üzerinden ayrıca ÖTV alınmak istenmiyorsa, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda düzenlemeler yapmak gerekmektedir. 2002 yılında yürürlükten kalkmış bir kanuna kıyas yaparak bu tür işlemler üzerinden ÖTV alınmayacağını belirtmek vergi hukukunun temel ilkelerinden biri olan kıyas yasağına aykırı hareket etmek anlamına gelir. Değerli okurlarım, yukarıda belirttiğimiz gibi vergi hukukundaki kıyas yasağı, verginin yasallığı ilkesinin bir uzantısı niteliğindedir. Verginin yasallığı ilkesi ise anayasamız ile güvence altına alınmıştır. Eğer kıyas yoluyla bazı vergi uygulamaları yapılırsa verginin yasallığı ilkesi zedelenmiş ve keyfi vergi uygulamaları ortaya çıkmış olur. Modern vergi sistemi ve vergi idaresi hayallerimiz, verginin yasallığı ve kıyas yasağı ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır. Umarız bu ilkelerin zedelendiği uygulama örnekleri çoğalmaz. namadıklarını anlatan Akgiray, “810 sene iyi iş yapıyor, sonra iş yavaş yavaş kendi kendini öldürüyor, yazık oluyor. Dolayısıyla eğer biz devlet olarak KOBİ’lerimizi sermaye piyasalarımıza sokabilirsek Türkiye ekonomisinin büyüme hızının ne olacağını düşünmek bile zor. Yüzde 67’leri geçin. Çok farklı olabilir” diye konuştu. KOBİ’nin gücünün sınırlı olduğunu, küçük firmanın bağımsız denetçiye 510 bin lira veremeyeceğini ifade eden Akgiray, imkânların sınırlı olması nedeniyle çok küçük bir şirketin kendilerini dinleyip “ben de halka açıla cağım” diye ortaya atılmasının çok zor olduğunu vurguladı. SPK Başkanı, KOBİ’lerin halka arzı konusunda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle çalışmalar yapıldığını, KOBİ sayılan firmaların bazı maliyetlerini bakanlığın bir şekilde üstlendiğini, SPK, İMKB, MKK ücretlerinin onda 1 seviyesine indirildiğini, KOSGEB desteğinin de olduğunu anlattı. Akgiray, şöyle devam etti: “ Böyle bir formül geliştirmeye çalışıyoruz. Firmalar halka arzdan önce bir araya gelsin. Bir şemsiye çatı oluştursunlar; şemsiye çatı bir sermaye piyasası aracı olsun, o halka arz yapsın. Toplanan parayı da firmaların değerleri oranında firmalara sermaye olarak dağıtsın. Hukuken bunun sağlam, doğru olması lazım. Teknik olarak kolay, kâğıt üstünde yaptık her şeyi. Yarın biri ayrılmak ister, para kime gidecek, vs. Onu güvenceye aldıktan sonra bu sene içinde yeni bir finansal ürün diye sunabileceğiz.” Akgiray, söz konusu modelde farklı sektörlerin de bir araya gelebileceğini, firmanın kendi tüzel bağımsız varlığının devam edeceğini; ancak söz konusu firmaların muhasebecisi, denetçisi, kargo firmasının belki de bir araya gelip ortak masrafa girerek birim maliyeti azaltabileceklerini anlattı. Bunun dünyada örnekleri olup olmadığı konusunda ise primitif bir benzerinin Polonya’da olduğunu, ancak geliştirecekleri modelin orijinal, Türkiye’nin koşullarına daha uygun bir şey olmasını istediklerini söyledi. Anadolu’ya kuluçka merkezi Avea Üst Yöneticisi Akdemir, iyi eğitim almış gençlerin mobil teknolojiler alanındaki yetkinliklerini Anadolu’ya değer katacak şekilde kullanmalarına olanak tanıyacak yeni bir girişimcilik platformu kuracaklarını açıkladı. vea, Anadolu’da kalkınmada dezavantajlı bölgelerde mobil uygulama geliştirmeye yönelik projesi “Memleketim Anadolu, İşim Teknoloji” projesi ile Anadolu’da bir kuluçka merkezi kurarak, iyi eğitim almış gençlerin bu yetkinliklerini Anadolu’ya değer katacak şekilde kullanmalarına olanak tanıyacak Erkan yeni bir Akdemir girişimcilik L SEL ÖĞRENC LERDEN ‘ÖRNEK’ G R Ş MC L K Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin (TOBBETÜ) lise 11. ve 12. sınıf öğrencilerini girişimciliğe teşvik etmek amacıyla düzenlediği “Girişimcilik Yarışması” sonuçlandı. Birinciliği Mersin Fen Lisesi 12. sınıf öğrencisi İlker Dinçer, “Yağmur Sensörlü Akıllı Branda Sistemi İmalatı” isimli projesiyle kazandı. Proje köylerde, güneşte meyvesebze kurutulurken aniden bastıran yağmurun, ürünleri ıslatarak kayıplara yol açmaması için geliştirildi. Sistem, yağmur damlaları düşer düşmez, bir sensör yardımıyla, brandaların otomatik olarak kapanması esasına dayanıyor. İkinciliği alan Ankara Hacı Ömer Tarman Anadolu Lisesi’nden Deniz Gün ile Özge Güleryüz’ün ortak hazırladıkları “Işıldayan Bitkiler” projesi ateşböceklerinden, büyük ağaçlara gen transfer edilerek gece aydınlatma giderlerinin azaltılması konusunda. İzmir Atatürk Lisesi’nden Onurcan Darıcı’nın üçüncülüğü kazanan “Sor Bakalım” isimli projesi de sınavlara hazırlanan öğrencilerin kurulacak internet sitesine yönelttikleri soruların, uzman öğretmenler tarafından cevaplanması esasına dayanıyor. A Prim affıyla gün boşlukları ödenebilir mi? Torba Kanun’la getirilen son prim affı basında yer almaya başladığından beri, okuyucuların en çok sordukları soruların başında eski yıllardaki gün boşluklarının ödenip ödenemeyeceği geliyor. Öyle ya, artık herkes emeklilikle ilgileniyor, sosyal güvenlik hakkını arıyor. Eski yıllardaki gün boşluklarını ödemek isteyenler prim affını düşünerek en az maliyetle eski yılları borçlanarak gün sayısını arttırmayı düşünüyor. Bu ay sonuna kadar uygulanacak olan prim affı, geriye dönük hizmet kazanılmasına imkân vermiyor. Bu prim affı, çalıştırdığı işçilerden dolayı SGK borcu olan işverenlerin borçlarını taksitle ödeyebilmeleriyle ilgili. Ayrıca 20032011 döneminde isteğe bağlı sigortalılığı devam ettiği halde ara dönemlerde biriki ay gibi borcu olan isteğe bağlı sigortalıları ve topluluk sigortasına prim ödeyenleri kapsamakta. Dolayısıyla askerlik borçlanması, yurtdışı borçlanması, doğum borçlanması gibi yasal borçlanmalar dışında prim affı kapsamında eski yıllarda çalışılmayan sürelerin primini yatırmak mümkün olamayacak. platformu kurmayı hedefliyor. Avea Üst Yöneticisi (CEO) Erkan Akdemir, projenin tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, teknolojideki büyük gelişmeye karşın, ondan faydalanan insan sayısının yeterince çok olmadığını belirtti. Akdemir, bu proje ile iyi eğitim almış gençleri, belli bir alım garantisi de vererek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya giderek iş kurmaya teşvik etmeyi amaçladıklarını belirterek “Avea olarak Anadolu’ya inovasyon tohumları ekiyoruz” dedi. Avea Kurumsal İletişim Direktörü Füsun Feridun ise proje kapsamında bölgede bir kuluçka merkezi kurmayı hedeflediklerini belirterek, bu merkezin İstanbul’daki ArGe merkeziyle bağlantılı olacağını kaydetti. Feridun, projeyi geliştirirken Hindistan, Kenya gibi örnekleri in celediklerini belirterek “Mobil çözümler Anadolu’dan çıksın ve Anadolu’nun kalkınmasına faydası olsun istiyoruz. Orada yaşayanlar, oradan İstanbul’a okumaya gelenler, bölgenin ihtiyaçlarını çok daha iyi biliyorlar” dedi. Proje ile üniversite öğrencilerine ve yeni mezunlara girişimcilik imkânı yaratacaklarının altını çizen Feridun, başvuru sürecine ilişkin şu bilgileri verdi: “Bugün itibarıyla www.aveaisimteknoloji.com adresine genç girişimci adayları proje fikirleriyle başvurabilecekler. Girişimciler bir form doldurarak iş fikirlerini anlatacaklar. Haziranın ilk haftasında bu iş fikirlerinden 50 tanesi seçilecek. Seçilen projelere 1 ay süresince online iş planı danışmanlığı verilecek. Temmuzun son haftasında ise seçilen 10 proje bölgede kurulacak yeni kuluçka merkezinden altyapı olanaklarından yararlanacak. İlgili proje Avea’nın iş modeli ile uyuşuyorsa, ürün ve hizmet satın alma garantisi de verilecek.” STAJ DÖNEM NDE ÖDENEN SSK’LER EMEKL L ĞE SAYILIR MI? 5.7.1972 doğumluyum. Lise ikinci sınıfta 1990 yılında stajyer olarak sigortalı oldum ama hiç prim ödenmedi. Şu an babamdan yetim aylığı almaktayım. Sigortalı olarak işe başlarsam emeklilik yaşım ve prim ödeme gün sayım ne olur? Canan Doğan Staj döneminde ödenen sigorta primlerinin emekliliğe bir etkisi yoktur. İsteğe bağlı sigorta primi ödemeniz mümkün olup, bu durumda isteğe bağlı sigorta primi ödenmesi durumunda 2036 yılına kadar 9 bin gün sayısını tamamlamanız halinde 58 yaşını doldurmanız gereklidir. Aksi Sorularınız için halde 2048 yılına kadar kademeye tabi malicozum ism olursunuz ve 2048 yılından sonra 9 bin mmo.org.tr adresine mail günü doldurmanız halinde 65 yaşında atabilirsiniz. Tüm emekli olursunuz. sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. Türkiye’de uçak ve uzay mühendisliği dalında İTÜ ve ODTÜ’de lisans programı yürütülmekte... Mühendislik eğitimi veren iki üniversitenin dışında, 1986 yılında Anadolu Üniversitesi’nde uluslararası sivil havacılık standartlarına uygun nitelikli eleman yetiştirmek üzere kurulan Sivil Havacılık Yüksekokulu’nda, havacılık elektrik ve elektroniği, uçak gövdemotor bakım, sivil hava ulaştırma işletmeciliği, hava trafik kontrol ve pilotaj bölümlerinde de eğitim veriliyor. Daha sonraları Erciyes, Kocaeli, Erzincan üniversitelerinde açılan sivil havacılık yüksekokullarında havacılık sektörünün çeşitli dallarında eğitim veriliyor. Geçen günlerde Türk Hava Kurumu’nun girişimi ile havacılık ve uzay bilimleri odaklı yeni bir vakıf üniversitesi kuruldu. Rektörlüğüne ise Prof. Dr. Ünsal Ban atandı... Ünsal Hoca’yı yakından tanırım... Genç ve çalışkan hocalarımızdan. TOSYÖV başkanlığım döneminde gerçekleştirilen birçok projede başarılı çalışmalarına tanık oldum... Umarım burada da başarılı olur. Hafta başında kendisiyle İstanbul’da rektör olarak atandığı THK Üniversitesi hakkında konuşma olanağını buldum. “Üniversitenizin mevcut okullarımızdan farkı nedir” sorumu yanıtlayarak başladığı konuşmasında heyecanı her cümlesine yansıyordu... Bakın genç rektör neler anlatıyor: Üniversitemiz Türkiye’nin ilk, dünyanın 37’nci havacılık ve uzay bilimleri üniversitesi. Vizyonumuz, Havacılık ve Uzay Bilimleri Eğitiminde Farklı Bir Adım... üniversitemizi havacılık ve uzay bilimleri alanında dünyadaki en saygın bilimsel kurumlardan biri haline getirmek. Temel amacımız ise havacılık ve uzay alanında ülkemizi gelişmişlik çerçevesinde daha ileriye taşımak, bilgi ve araştırmayı uluslararası ve ulusal düzeyde geliştirmek ve ülkemiz için ekonomik kıymetlere dönüştürmek, ilkeler ve değerlere ilişkin küreselulusalbölgesel hedefler arasında işlevsel ilişkiler kurmak. Öncelikle Türk Hava Kurumu hakkındaki bilgilerinizi tazelemek isterim. Türk Hava Kurumu 1925’te kurulurken, Mustafa Kemal Atatürk, “Türkiye’de havacılık sanayisini kurmak, havacılığın askeri, ekonomik, sosyal ve siyasal önemini anlatmak, askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak, havacılık faaliyetleri için gerekli araç ve gereçleri hazırlamak, personel yetiştirmek ve uçan bir Türk gençliği yaratmak” amaçlarını ilke edinmesini ve bunların gerçekleştirilmesini istemiştir. Cumhuriyet döneminde havacılık alanında birçok başarılı çalışmaya imza atan Vecihi Hürkuş, mühendis Selahattin Reşit Bey ve işadamı Nuri Demirağ’ı rahmet ve minnetle anıyoruz. Üniversitemizin bu bağlamda üzerine düşen sorumlulukları yerine getireceği inancı içindeyiz. Ülkemizde hiçbir üniversitede olmayan havacılık eğitimi deneyimiz var. Türkiye’de 1935 yılından bugüne kadar 5 bin 500 pilot yetiştirmiş Türk Hava Kurumu Türkiye’deki en tecrübeli uçuş okuludur. Etimesgut, İnönü ve Selçuk eğitim merkezleri ile yurt genelinde bölgesel olarak eğitim vermektedir. THK’nin bu birikimini ve başarılı çalışmalarını üniversitemizin eğitimine katacağız. Küresel rekabetin getirdiği süreci iyi öngörerek bölümlerimizi planladık. Üniversitemizde havacılık ve uzay bilimleri fakültesinde uçak mühendisliği, uzay mühendisliği; astronomi, mühendislik fakültesinde ise elektrik ve elektronik mühendisliği, makine mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, mekatronik mühendisliği; işletme fakültesinde havacılık işletmeciliği, lojistik sistemler yönetimi; hava ulaştırma fakültesinde hava trafik yönetimi, havacılık bakım&onarım, havacılık elektrik elektroniği, pilotaj dallarında eğitimlerini vereceğiz. Havacılık meslek yüksekokulunda da biletleme&rehberlik, yer hizmetleri teknolojileri, kabin hizmetleri gibi havacılık sektörünün hizmet alanında eğitim vereceğiz. İstanbul’da Sabiha Gökçen’de, Ankara’da TAİ yerleşkesinde bize tahsis edilecek arazide de uçak ve uzay bilimleri ağırlıklı TEKNOPARK kuracağız. Uçak ve uzay endüstrisinde katma değerli ürün geliştirmeye öncülük yapacağız. Girişimcileri ve bu alandaki KOBİ’leri destekleyeceğiz. Önce İzmir ve İstanbul’daki yerleşkelerimizle, daha sonra diğer illerimizde açacağımız birimlerle üniversitemizdeki eğitimi Türkiye’ye yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz. Üniversiteye bu yıl ek kontenjanla 180 öğrenci alınmasını planlanıyoruz. Üniversite Türk savunma ve uzay sanayisine teknik personel yetiştirecek. Türk Hava Kurumu Havacılık ve Uzay Üniversitesi’nden mezun olan öğrenciler Türkiye’nin güzide kurumlarında hemen iş bulabilecek. Ülkemizin en genç rektörünün konuşmasından tutabildiğim notlardan derlediklerim bunlar... Sayıları 62’yi bulan vakıf üniversitesi arasında ilk ihtisas üniversitesi... Türk Hava Kurumu’nu bu girişimi nedeniyle kutlamak gerekiyor... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle