19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MAYIS 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Ruslar nükleeri garantiledi beyaz et alımında yan çizdi Ekonomi Servisi Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESDBİR) Başkanı Zuhal Daştan, geçen yıllarda gündeme gelen Rusya’ya yılda bir milyon ton tavuk işleneceği haberlerinin ‘balon’ çıktığını söyledi. Daştan, “Rusların nükleer santral ihalesini almak için bu şekilde haberler yayıldı. Ne zaman nükleer santral imzası atıldı, balon patladı. Rusya’ya sadece bir firmamız iki konteynır ürün gönderdi. Arkası gelmedi” diye konuştu. Beyaz et sektörünün ihracat hedefinin yer aldığı ülkeler arasında ilk sı Kürt Sorunu, Demokratik Özerklik ve CHP Kürt sorunu, RTE istediği kadar “sorun” olmaktan çıktı desin, 12 Haziran seçimlerinin ertesinde de Türkiye’nin gündeminde, belki de ilk sırada olacak. Kürt siyasetinin beklentileri, seçim düzleminde ifade ediliyor ve bildirgelerde dile getiriliyor. BDP’nin yüzde 10 baraj adaletsizliğini aşmak için bağımsız adaylarla seçime girmesinin ötesinde, Türkiye solunun bir kesimiyle Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku oluşturup daha “Türkiye partisi” gibi hareket etmesi, olumlu. Bu, milliyetçi bir çizgiden sınıfsal bir çizgiye doğru, isabetli bir “açılım”. Blokun, bildirgesine hâkim olan en önemli unsurun, Türkiye’de Kürt sorununu çözüme götürecek “Demokratik Özerklik”. Bu yaklaşımı daha önce BDP gündeme getirmişti getirmesine ama, “Demokratik Özerklik”i, ağırlıkla Güneydoğu için tahayyülleri, eksik ve yanlıştı. Türkiye’nin tamamına şamil olmayan bir modelin, sorunu çözmeye yetmeyeceğini, özerk bölge yaklaşımının tüm Türkiye bölgeleri için geçerli bir “model”e dönüştürülmesi gerektiğini bu sütunda defalarca ifade etmiştik. En ağırlıklı bileşeni BDP olan blokun seçim bildirgesinde demokratik özerkliğin tüm Türkiye için geçerli bir yaklaşım olduğu noktasına varmış olması, bu açıdan olumlu. Gerçekten de 73 milyonluk nüfusu, hızla kapitalistleşmiş ve beraberinde birçok sorunlarla, eşitsizliklerle yüz yüze kalmış bir ülkeyi, bu kadar merkezi bir yapılanmayla yönetmek akıldışıdır, bir. Antidemokratiktir, iki. Dolayısıyla, yeni anayasanın en önemli yapı taşını “özerk bölgeler” oluşturmalıdır. Türkiye’nin siyasi ve idari yapısını, “81 il ve merkez”den, “Merkezbölgesel meclis ve demokratik yerel yönetimler” biçiminde bir yapılanmaya dönüştürmek zorunluluktur. Bu, hem istediğimiz demokratikleşmeye, hem toplumsal kaynakların rasyonelce büyütülüp daha adil bölüşülmesine imkân verecek hem de Kürtlerin kültürel ve siyasi beklentilerine çözüm üreterek kalıcı bir barışı tesis etmeye hizmet edecektir. Bu yaklaşıma, özellikle CHP’nin açık olması ve kafa yorması beklenir. Nitekim CHP’nin, Kürt sorunu ile ilgili çözüm arayışları sırasında, yerel yönetimleri daha da güçlendiren Avrupa Özerklik Şartı’na Türkiye’nin çekince koyduğu maddelerden çekinceleri kaldıracağını bildirmiş olması, çok önemli bir adımdır. Bilindiği gibi Türkiye, Avrupa Özerklik Şartı’nın 11 ana maddesinden belli bir kısmını kabul ederken bir kısmına da çekince koymuştu. Çekince konulan maddeler arasında, “yerel makamların kendi yetkilerini kullanımı, kendi iç örgütlenmelerini kurmaları”, “yerel makamlara danışılmadan planlama yapılmaması”,”yerel makamların başka ülkelerle işbirliği anlaşması yapması” gibi şartlar bulunuyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu, şartın tüm maddelerine sahip çıkarken CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da tüm maddelerin uygulanması gerektiğini ifade ederek “Bu çerçeve çok önemlidir. Bunu inceleyip Türkiye’ye bir model olarak sunacağız. Merkez – yerel dengesi açısından da önemli olacak” demişti. Kürt sorununa kalıcı çözümler üretmede, Türkiye’yi demokratikleştirmede, birbirine yakınlaşmış iki parti CHP ve BDP’dir. Bundan sonra yapılması gereken, özerk bölgeler yaklaşımını ete kemiğe büründürmek ve anayasaya konulacak bir modele dönüştürmektir. Bu konuda, Kürt siyasetinin kafası henüz netleşmiş gibi durmazken Türkiye solunun da yeterince beyin eksersizi yaptığını söyleyemeyiz. CHP ise Avrupa yerel şartıyla ana prensipte önemli bir adım atmaktan öte, kamuoyuna açıklanmaya hazır bir modeli henüz üretememiştir. Blok, tüm Türkiye için sayıları 2025 dolayında özerk bölge öngörmektedir. Önerilen, siyasi, kültürel, ekonomik yönden türdeş, sınırdaş illeri kümelendirerek özerk bölgeler oluşturulmasıdır. Bilindiği gibi AB ilkeleri ışığında böyle bir kümelenme var ve Düzey 2 olarak adlandırılıyor. Bu yapılanma 26 bölgeye ayırdığı Türkiye’de, “Kalkınma Ajansları” kurulmasını ve bölgesel kalkınmanın bu ajanslar üstünden gerçekleştirilmesini öngörüyor. Bu bölge modeli, tamamen neoliberal ekonomik prensiplere dayanıyor. Yerele dönmüş görünmekle beraber, aslında tamamen merkezi iktidara bağlı “Kalkınma Ajansı” yaklaşımına mesafeli durulmalıdır. Hem bölge tanımlarını, hem de işlevlendirmeyi tamamen eşitlik, katılımcılık ve kültürel özgürlük esasları üstüne, baştan üretmek gereklidir. Konuya yarın devam edeceğim… Bugün 160 milyon dolar olan ihracatı 2023’te 2.5 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini anlatan Daştan, Rusların nükleerde imza atıldıktan sonra tavuk almadıklarını, yalnız bir şirketin iki konteynır ürün gönderdiğini ve devamının gelmediğini dile getirdi. rada Suudi Arabistan’ın olduğunu söyleyen Başkan Daştan, bu konuda hem Bakanlık hem de sektör temsilcileri olarak girişimlerin sürdürüldüğünü ifade etti. AA’nın haberine göre, Antalya’nın Manavgat ilçesinde Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESDBİR) tarafından düzenlenen, 1. Uluslararası Beyaz Et Kongresi’nde konuşan Daştan, İran’ın da sektörün en büyük müşterileri arasında olduğunu belirterek, bu ülkeye ihracatın BM yaptırımlarından dolayı çok zor yapılabildiğinden yakındı. Beyaz et sektörünün en büyük sorununun yeterli hammaddenin olmaması olduğuna işaret eden Daştan, hammadde ihtiyacının ortadan kaldırılması için çalışmaların hızlandırılması gerektiğini vurguladı. Daştan’ın verdiği bilgiye göre, halen yıllık 1 milyon 600 bin ton olan beyaz et üretiminde 2023 yılı hedefi 3 milyon ton. 160 milyon dolar olan beyaz et ihracatının da 2.5 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor. Sektörde 2000’den bu yana zaman zaman büyük sorunlar yaşadıklarının altını çizen Daştan bun ları, ‘hormon’ ve ‘kuş gribi’ krizi olarak sıraladı. Sektöre ait verilerin 2008’den bu yana toplanmadığını kaydeden Daştan, “Rekabet Kurumu 2008 yılında aldığı bir kararla sektördeki üreticileri sadece birbirine selam verebilir duruma getirdi. Dernek olarak biz dahi üretim ve satış bilgilerine ulaşamıyoruz. Bundan dolayı bu kongrede verilen rakamlar birbirini tutmayabilir. Bu rakamlar ancak el yordamıyla bulunan rakamlardır” değerlendirmesinde bulundu. MMEKA’NIN GELECEĞ PAZARTES NETLEŞECEK Ekonomi Servisi MMEKA’nın ortaklarından Mehmet Kazancı, Mehmet Emin Karamehmet ile ortaklığının geleceğinin pazartesi günü netleşeceğini söyledi. Kazancı Bloomberg HT televizyonuna yaptığı açıklamada, MMEKA’da ortaklığa devam edip etmeyeceklerini değerlendirdiklerini kaydetti. Kazancı, Karamehmet Ekonomi Servisi Çanakkaaleyhine açtığı davayı geri le’deki Kale Seramik fabrikalaçekmeyeceğini de söyledi. rının seramik kalıplarını üretKazancı ile Karamehmet mek için 1969’da İstanbul Sefaarasında Başkent Gaz’ı köy’de kurulan Kale Kalıp’tan yedevralmak için kurulan ni gelişen Türk savunma sanayiiÇankaya Doğalgaz nin gözbebeği olan iki yeni şirket dağıtım adlı şirket ile doğdu. İlk kez 1989’da EuroStinger ilgili sorun çıkmış, füzesinin 22 değişik parçasını üreteKazancı şirketin rek savunma sanayiine adım atan, dabilgisi dışında ha sonra Rapier füzelerinin gövde ve kakurulduğunu ileri nat takımlarını üretmeye başlayan Kale sürerek ortağına Havacılık halen savunma sanayiine indava açmıştı. sansız hava araçları (İHA) üretiyor, F 35’te önemli bir rol üstleniyor ve geliştirdiği ilk Türk piyade tüfeğinin seri üretimine hazırlanıyor. AMER KALIYA KIZDI YERL TÜFEK YAPTI Kale Grubu Şirketleri Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay ilk Türk piyade tüfeği projesine, biraz mahcubiyetten, biraz inattan ama iddialı girmiş. Oktay, IDEF’yi gezerken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de gösterilen tüfeğin hikâyesi şöyle anlatıyor: ABD’de Ohaio’daydık. Bir arkadaşım beni Cold fabrikasından emekli eski bir yönetici ile tanıştırdı. Adamın muhteşem bir silah koleksiyonu vardı. Dünyada tasarlanmış ne kadar piyade silahı varsa, ilk beş seri numaralısından biri oradaydı. Ama içlerinde ne “Kırıkkale” vardı ne başkası. Sordum, “Siz tasarlamadınız ki onları, bende orijinalleri var” dedi. Çok canım sıkıldı. Dönünce ilk işim bu oldu. Silahı yaptık, SAT komandoları uzun menzilli keskin nişancı için olanını test ettiler, çok beğendiler. Piyade tüfeği de mevcutların en iyisi ve en hafifi. Seri üretime geçilecek. Adamın duvarına bir tane de biz asacağız. Kale Kalıp, seramik niyetine başlayıp süper savaş uçaklarının uzmanı oldu Kale Havacılık ve KalePratt&Whitney ortaklığı insansız hava aracından uçak motorunun bölümleri ile kritik parçalar üretiyor. F35’lerde, Boeing 737747, 777 ve 787’lerde, Airbus 319320321’lerde Kale’nin de emeği bulunuyor. Kale Grubu Şirketleri Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay, IDEF Savunma ve Havacılık Fuarı nedeniyle bir grup gazeteci ile görüşürken özetle şunları söyledi:  Kale Havacılık yüzde 100 Türk sermayesi ile kuruldu. EuroStinger’den sonra Rapier füzelerine de gövde ve kanat parçaları yaptık. Boeing, Airbus, Spirit, Northrop Grumman ve Lockheed Martin’in yapısal parça ile alt montaj tedarikçisiyiz.  F35’in önemli alt yapımcısıyız. Savaş uçağının ilk test uçuşunda 200’ün üzerinde gövde ve kanat parçası bizimdi.  F35’in motoru olan F135’in en kritik parçalarını üretmek üzere yüzde 49 Pratt&Whitney ile Kale Pratt&Whitney Uçak Motor Sanayi AŞ’yi kurduk. İlk yatırım 60 milyon dolar. 7 Mayıs’ta İzmir Serbest Bölge’de temel attık. 2012’nin ikinci çeyreğinde uçak motoruna başlıyoruz.  TSK’nin envanterine girmiş ve operasyonel olarak gözcülük yapan tek İHA bizim. Ayrıca Heronlar’dan az küçük “Bayraktar”ın üretimine başlayacağız. Bayraktar’ı ihraç için Katar’la görüşmemiz var. Su: Çok kaza yapanın ehliyeti alınsın OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA TAŞ USTALIĞI YAŞAYACAK Veysi Duva Mustafa Su MARDİN Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, sigorta şirketlerinin fazla kaza yapan araçlar için uyguladıkları ve ek prim almalarını sağlayan ‘sürprim’ oranının yüzde 80’den yüzde 300’e çıkarıldığını, bunun sigorta şirketlerinin dolandırılmasını bir nebze önlediğini fakat yine de yeterli olmadığını kaydetti. Sigorta şirketlerinin bazı kişiler tarafından sahte hasarlar gösterilerek dolandırılmasından yakınan Su, sürprim oranının serbest bırakılmasıyla bilinçli olarak kaza yapıp sahte hasar ödemesi alanların önünün kesileceğini çünkü bu kişilerin priminin çok yüksek tutarlara ulaşacağını ifade etti. Sahte hasar nedeniyle şirketlerin zarar etmemesi için bankacılıkta olduğu gibi Eksper incelemesinin ardından feragat eden sigortalıyı, sahtecilik nedeniyle mahkemeye vereceklerini belirten Su, abartılı kasko hasarlarının, toplam hasar içindeki payının yüzde 30’a kadar çıktığı bilgisini verdi. kara liste sistemine geçmesi gerektiğini ifade eden Su, özellikle kasko poliçelerinde dolandırıcılığın arttığını belirterek “Bilinçli kaza yapanlar var. Ekspertiz gönderdiğimizde kazadan feragat ediyor. Artık bu kişileri mahkemeye vereceğiz. Sigorta şirketleri de kara liste oluşturmalı. Bir kişi 20 kere kaza yapmışsa, dolandırıcılık yapmışsa poliçe verilmemeli” diye konuştu. “Adam alkollü, kaza yapıyor. Al Anadolu Sigorta kaybolan ve unutulan mesleklere olan ilgiyi kolsüz yazdırıyor. Zarar arttırmak için hayata geçirdiği ‘Bir gören biz oluyoruz. Aynı araç 19 kere kaza Usta Bin Usta’ projesi kapsamında yapmış. Böyle durum Mardin’de taş oyması ocağı açtı. 22 larda ilgili kişinin eh Kursiyere taş oymacılığı eğitimi sağliyetine el konulmalı.” lanırken, mezun olanlara sertifika vediyen Su’ya göre, abar rilecek. Su, “Buradan çıkan kursiyetılı kasko ödemeleri lerimizin kendi atölyelerini açmalanin, hasar ödemeleri rı için İş Bankası ile anlaşıp, onlara içindeki payı yüzde 10 uygun kredi imkânı da sağlıyoruz. Özellikle Mardin’in marka değeriile 30 arasında. Su, Anadolu Sigor nin artması, bu tarz taş oymacılığına ta’nın son dönemlerde en olan siparişleri arttırdı” dedi. Kurbaşarılı ürününün acil du siyerlerin hocası ve Mardin’de aktif ustalık yapan üç ustadan biri rumlarda sigortalının tüm Veysi Duva, özellikle UNESCO masraflarını karşılayan Nefes ile anlaşma kapsamında MarSigortası olduğunu belirterek din’deki restorasyonların “Ayda 10 TL’ye acil durumbaşlamasıyla işlerin yoları, tüm sağlık masraflarını ğunlaştığı bilgisini karşılıyoruz. 4 ayda 8 bin 692 kişi verdi. bu poliçeden aldı” dedi. BMW montaj tesisi kurabilir Alman otomobil üreticisi BMW, montaj tesisi kurmak üzere aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkeleri değerlendirdiğini açıkladı. BMW’nin genel kurulunda Türkiye, Brezilya, Rusya, Hindistan veya Kore’de de bir tesis kurulmasının değerlendirildiği belirtildi. Uçak bakım merkezinde grev başlıyor İstanbul Haber Servisi Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki Amerikan ortaklı Pratt&Whitney THY Teknik Uçak Motoru Bakım Merkezi Limited Şirketi’nde çalışan işçiler, bugün greve çıkıyor. Havaİş Sendikası, toplu iş sözleşmesinde 111 gün süren görüşmelerin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine, işçilerin çoğunluğunun oyuyla 12 Nisan 2011 tarihinde grev kararı almıştı. Grev kararı sonrası işveren kapsam dışı personelden topladığı imzalarla grev oylaması istemiş, yapılan oylamada da 235 çalışandan 186’sı “greve evet” demişti. Havaİş’ten yapılan açıklamada, yeni Genel Müdür Enrique Hernandez’in şirkete gelmesiyle birlikte çalışanlara ve sendikaya karşı olumsuz bir tutum sergilenmeye başlandığı belirtildi. Müdürün tutumunun toplu iş sözleşmesini engellemek amaçlı bir provokasyona dönüştüğü ifade edilerek, “Fazla mesai ödenmeden 12 16 saat çalıştırılan işçiler, insanca yaşam koşullarının sağlanması için sendikalı oldular. Haklı mücadelemiz sürecek” denildi. talya’ya ‘vizesiz’ gemi turu 6 yıldır Ege, Adriyatik ve Dalmaçya kıyılarında vizesiz gemi turu düzenleyen Apex Tour, vizesiz tur programına İtalya’yı da ekledi. Ocean Majesty gemisi ile İzmir’den başlayacak tur güzergâhında İtalya’nın Trieste kenti de yer alıyor. 31 Mayıs’a kadar yapılacak rezervasyonlarda yüzde 40’a varan indirim yapan şirket, Adriyatik ve Dalmaçya sahilleri turu için 499 Avro’dan başlayan fiyatlar sunuyor. Doğan, borcunu yapılandırdı Doğan Yayın Holding, kendisinin ve bağlı ortaklığı Doğan TV’nin toplam 2.86 milyar liralık ihtilaflı vergi davasında 1.5 milyar liralık kısmın yeniden yapılandırması için başvuruda bulundu söz konusu tutar 294 milyon liraya indirirken, geri kalan için de çalışmaların sürdüğünü açıkladı. Ayrıca, Doğan TV Holding ve D Yapım’ın 12.65 milyon TL tutarında matrah artırımı başvuruları yaptığı açıklandı. Shopping Fest’ten 8.15 milyar TL gelir İstanbul Shopping Fest’in gerçekleştirildiği 18 Mart26 Nisan 2011 tarihlerinde kredi ve banka kartı ile yapılan alışveriş cirosu, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 26’lık artışla 8 milyar 153 milyon 77 bin TL’ye ulaştı. İstanbul’a 40 günlük süre içerisinde gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı ise 4.5 milyon kişi oldu. Yabancı müşterilerin yüzde 84’ü etkinlik tarihleri arasında alışveriş yapıtlarını belirtti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle