15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 N SAN 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 19 FUAR 2 MAYIS’TA B T YOR Floransa’da Maggio Musicale Fiorentino: Leyla Erbil’in Mektubu… Dün bu sayfalarda, bilge yazar Leyla Erbil’in Kars’taki “İnsanlık Anıtı” adlı heykelin yıkılması nedeniyle heykeltıraş Mehmet Aksoy’a yazdığı mektup yayımlandı. “Zorbalık hepimizi utandırıyor” başlığıyla verilen mektupta çok, ama çok düşündürmesi gereken satırlar var. Kimleri mi? Okurlar bağışlasınlar, ama bunca yıllık yazmanın, çevirmenin ve okumanın ardından, bu ülkede kimlerin düşündüğünü, kimlerin düşünmediğini söyleyebilecek, yaklaşık da olsa saptayabilecek durumda değilim. Belki de ‘düşünmek’ ve ‘düşünce’ sözcükleri, zamanın akışı içerisinde yaşadığımız coğrafyanın gündeminden hep artan bir hızla silinip gittiği için! Ama kesin olan bir şey var: Artık neredeyse hiç düşünmüyoruz. Sadece yaşamakla yetiniyoruz. Sular alçaldığında gördüğümüz, iskele babalarına yapışık istiridyeler ne kadar yaşıyorsa, biz de hayatın o kadarıyla idare edip gidiyoruz. Filozoflar eskiden beri: “Doğada hayatını anlamlandırma çabasında olan tek canlı türü insandır” söylemini istedikleri kadar tekrarlasınlar; bizler, anlamlandırmanın ‘anlamını’ çoktan unuttuk. “Hayatın anlamından çok kendisini sevmeyi öğrenmemiz gerek…” demiş olan Dostoyevski’yi de sanırım yanlış anladık (zaten anlamlandırmayı beceremeyenler, neyi doğru anlayabilirler ki?). Belki de şöyle anlamışızdır bu sözü: “Hayatı anlamlandırmayı falan bir yana bırakalım da, sadece sevmeye çalışalım!” (Nasıl bir sevmek olabilirse böylesi; ama zaten Dostoyevski de asla bunu kastetmemişti, biz öyle anladık!) Her neyse. Bugüne kadar yazdıklarıyla hayata hep yeni anlamlandırmalar katmış ve anlamlar getirmiş olan Leyla Erbil, mektubunun hemen başında Mehmet Aksoy’a şöyle demiş: “Başınıza gelen olay yüzünden ne kadar üzgün olduğunuzu anlıyorum; biz de öyle. Televizyonda sizi seyrederken, açıklamalarınızı dinlerken gözlerim yaşarıyor!” Belki buraya da bir “biz de öyle” eklemek gerekiyor. Çünkü ‘bizim gibiler’ arasında bu sahne karşısında gözleri yaşarmayan yoktur herhalde. Gelgelelim Leyla Erbil’in o unutulmaz “Mektup Aşkları”nın bir yerindeki: “…gözyaşlarımıza bile sahip olamadık – başkasına ve başka hesaplara göre akıp gitmekteyiz…” deyişini hatırlayınca, döktüğümüz o gözyaşlarıyla da acı acı hesaplaşmamak elde mi? Leyla Erbil’in mektubunun beni düşündürme bağlamında asıl ‘vuran’ satırları ise şunlar oldu: “…Üstelik sanat algısı düzeyinin ne olduğu şaibeli bir buyruk nedeniyle yıkılıyor koskoca anıt! Ancak, siz sanatçı yüreğinizle gene de size bu durumu reva gören ortamı hoş görmelisiniz. Çünkü, sanatın gücünü, büyüklüğünü algılayacak bir zihniyet yeşertilmedi bu ülkede…” Evet, Shakespeare’in deyişiyle “Olmak mı yoksa olmamak mı…” diye başlayan ünlü sorgulamanın sanat bağlamındaki yeri de işte yukarıdaki cümlede; “Çünkü, sanatın gücünü, büyüklüğünü algılayacak bir zihniyet yeşertilmedi bu ülkede…” Yeşertilmedi, ve yeşertilmiyor. Açılan her yeni üniversiteye bir ‘Güzel Sanatlar Fakültesi’ ile bir ‘Konservatuvar’ın eklenmesi neredeyse moda oldu. Ama bunların kaçında ‘sanat’, ‘sanatın gücü’, ‘sanatın işlevi’, ‘sanatın tarihselliği’, ‘sanatın güncelliği’ ve benzeri kavramlar tartışılmakta? Programlarında böyle tartışmalara yer veren eğitim kurumları ancak parmakla gösterilebilir. Aslında gerek de yok, çünkü biz, sanatı düşünmekten değil, hep ‘uygulamaktan’ yanayız ve unutmayalım, heykel yapmak kadar yapılan heykelleri yıkmak da ‘sanatsal uygulama’ çerçevesinde görülebilir! Ne demişti Mustafa Kemal Atatürk: “Sanatı olmayan bir milletin hayat damarlarından biri …” Boş verin, cümleyi yarım bıraksak da olur. ‘Kemalizm’, çoktan aşılıp çağdışı kalmadı mı? Ustalar buluşması cak!) Festivalde 6 kez sahnelenecek ve 3 Mayıs temsili RAI 5 televizyonunda, İtalya sinemalarında ve ABD’de canlı yayınlanacak. Daha sonra da Avrupa sinemalarında ve dünyanın geri kalanında… Biz hâlâ heykelleri kıralım, kitapları yasaklayalım! Çağdaş sanatın kapıları açıldı S BEL ÇORBACIOĞLU BarenboimMehta ikilisi Her yıl mayıs ayı geldi mi, Floransa’da, sanatseverlerin etekleri tutuşur. Çünkü “Maggio Musicale Fiorentino” festivali başlar. Yani Müzik Baharı… Bakmayın festivalin adı öyle ama bu aynı zamanda opera baharı, alternatif müzik baharı, tiyatro ve dans baharı, sözcüklerin ve şiirin baharı, sergilerin ve sinemanın baharıdır… Bu yıl 74. kez tekrarlanıyor. Bu yılın özelliği, İtalya’nın birlik ve bütünlüğünün 150. yıldönümünün kutlanıyor olması. Tüm ekonomik güçlüklere karşın en mükemmel program hazırlandı. Festival dün akşam başladı, 23 Haziran’da sona eriyor. İki ay içinde kentin 20 mekânında 70 etkinlik yer alacak… Festival dün gece Maestro Zubin Mehta’nın yönettiği, Ferzan Özpetek’in sahneye koyduğu, Verdi’nin “Aida” operasıyla açıldı. Şu Floransa ve Maggio Musicale ile aramda tuhaf bir çekim var! 2007 yılında bu görkemli festivalin kapanışı, yine Zubin Mehta yönetiminde dev bir açıkhava konseriyle yapılmıştı. Ve konserin solisti Fazıl Say’dı. Olağanüstüydü. Ertesi akşam başka bir şölen var: Ünlü maestro Zubin Mehta, o akşam 75. yaşgününü kutlayacak. Nasıl mı? Arkadaşı ve meslektaşı Daniel Barenboim’ı ve Floransa Maggio Musicale Orkestrası’nı yöneterek kutlayacak. Programda Listz ve Beethoven eserleri var. İşin en güzel yanı, bir akşam sonra bu konser, RAI 3. Radyo aracılığıyla kentin her yanından duyulacak. 30 Nisan, kentin “Beyaz Gecesi”, yani sabaha dek sayısız etkinlik var. Türkiye’deki klasik müzik meraklılarına sesleniyorum: BarenboimMehta ikilisinin konserini sakın kıskanmayın. Çünkü aynı ikiliyi, üstelik dünyanın en muhteşem orkestralarından biriyle, Viyana Filarmoni Orkestrası’yla birlikte biz de bu yaz, Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’nde dinleyeceğiz. Müthiş bir olay! Başta Rengim Gökmen olmak üzere Aspendos Festivali için çalışan herkesi kutluyorum. 21 Haziran tarihini şimdiden aklınızda tutun. Biletler satışa dün çıktı. Bence fazla oyalanmadan biletinizi alın. Sonra yer kalmazsa, üzülürsünüz… erzan Özpetek’in ‘Aida’sı… Sevgili okurlar, siz bu yazıyı okuduğunuzda ben Floransa’da o görkemli Maggio Musicale Opera binasında Ferzan Özpetek’in sahnelediği “Aida”yı izlemiş olacağım. Ama bu yazıyı yazarken henüz izlemedim. Şimdilik bildiklerim şöyle: Ferzan Özpetek, sahne tasarımı için en iddialı isimlerden birini seçti: Fellini, Martin Scorsese, Anthony Minghella gibi ustalarla çalışmış, Oscar Ödüllü sanat yönetmeni Dante Ferretti. Anadolu esintisi olarak Nemrut’taki Komagene İmparatorluğu’ndaki kral başlarından Ferretti’ye söz etti… İtalyan sanatçı zaten onları biliyordu, kolları sıvadı... Operanın görüntü yönetmenliğini, Ferzan’la son filmi ‘Serseri Mayınlar’da çalışan Maurizio Calvesi üstlendi. Kostümler, daha önce yönetmenin ‘Mükemmel Bir Gün’ ve ‘Serseri Mayınlar’ filminden tanıdığımız Alessandro Lai’den. Koreografiyi gerçekleştiren ise festivalin dans böZubin Mehta F Ferzan Özpetek ArtBosphorus Çağdaş Sanat Fuarı, önceki gün Fulya Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen törenle sanatseverlere kapılarını açtı. Açılışta Yunan sanatçı Evgenia Papadimas bir piyano resitali verirken performans sanatçısı Nezaket Ekici’nin 22 kişilik dansçı grubu ile hazırladığı gösteride, dünyaca ünlü tabloları fuar katılımcıları ile birlikte canlandırdı. ArtBosphorus Çağdaş Sanat Fuarı’nın bu yıl direktörlüğünü üstlenen Denizhan Özer, geçmiş yıllarda fuarlarda yapılanları tamamen değiştirdiklerini, sanatın insanları yakalayan yanını öne çıkarmak için bir tema belirlediklerini belirtti. “Düşler, Renkler, Gerçekler” teması ile sanatçıların düşlerini ve renklerini sanat piyasasının gerçekleriyle yoğurmayı hedefleyen Özer, bu yaklaşımın, fuarı fiziksel olmayan iki bölüme ayırdığını söyledi. Dans gösterileri, müzik resitalleri, performanslar, video art programları ve sanat filmlerinin yanı sıra eğitim programlarına da yer verdiklerini açıklayan Özer, “çocuklara sanatı sevdirip benimsetirsek yönetici olduklarında heykeller yıkmayan, sanatçıları bıçaklamayan bireyler yetiştirmiş oluruz” dedi. ArtBosphorus Çağdaş Sanat Fuarı 2 Mayıs Pazartesi gününe kadar Fulya Fuar ve Kongre Merkezi’nde görülebilir. eyla Gencer’le Floransa ve Milano’da Şu günler hep Leyla Gencer’le soluk alıp veriyorum. “Leyla GencerTutkunun Romanı” kitabım (Cumhuriyet Kitap), yazar Alessandra Chiappano tarafından İtalyancaya çevrildi. MURSIA Yayınevi yayımladı. Kitap 1 Mayıs’ta İtalya’da piyasaya çıkıyor. 2 Mayıs’ta Floransa’da Biblioteca delle Oblate La Colombaia’da; 3 Mayıs’ta Milano’da Accademia Teatro alla Scala’da tanıtımı ve imza günü yapılıyor. İçinizden yolu oralara düşen olursa, sevincimi paylaşmaya, sevgili Leyla Gencer’i birlikte anmaya beklerim... İlk kurulduğunda TEDA’ya (TC Kültür Bakanlığı’nın, kültür, sanat ve edebiyatımızın Türkçe dışındaki dillere çevrilmesini içeren kuruluşa) başvurmuştum. “Leyla Gencer ilgi çekmez” diye geri çevirmişlerdi. Leyla Gencer de buna çok gülmüştü... Şimdi kadehimi bir kez daha Leyla Hanım için kaldırıyorum. L lümü yöneticisi, uluslararası meslek yaşamında hızla yükselen Francesco Ventriglia… Birkaç gün önceki basın toplantısında Floransa Belediye Başkanı, uzun uzun “Aida”yı yönetmesi için götürdükleri öneriyi Ferzan Özpetek’in kabul etmesi karşısında duyduğu sevinci anlatıyordu. Önceki akşam genel prova vardı. Küçük bir araştırma yaptım, harika geçmiş. (Benim de kaynaklarım var elbet.) Bir hanım provanın sonunda şöyle diyordu: “Bugüne dek belki kırk kadar farklı Aida gördüm, ama böylesini hiç görmedim.” (O farkı, bir sonraki yazıda anlatabilirim an 39. İstanbul Müzik Festivali her yıl bir tema üzerine kurgulanacak Sezen Aksu altın defteri imzaladı BREMEN (AA) Almanya’nın Bremen kentinde başlayan ve Türkiye’nin konuk ülke olduğu “Jazzahead” adlı fuarda konser vermek amacıyla kente gelen şarkıcı Sezen Aksu, kentin altın defterini imzaladı. Bremen Eyaleti Başbakanı Jens Böhrnsen, Aksu ve Montreux Caz Festivali’nin kurucusu Claude Nobs onuruna, Belediye Sarayı’nda resepsiyon verdi. ‘Uzaklara Yolculuklar’ bulunduğu 600’den fazla yerli ve yaKültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Borusan Holding bancı sanatçıyı ağırlarken, üç dünya ve altı Türkiye prömiyerine ev sahipliği sponsorluğunda düzenlenen 39. İsyapacak. tanbul Müzik Festivali’nin prograBu yıldan başlayarak Türk ve yabanmı, dün düzenlenen basın toplancı bestecilere eser siparişi vererek çağtısıyla açıklandı. İKSV Yönedaş müzik repertuvarını zenginleştirtim Kurulu Başkanı Bülent meye destek olma kararı alan festivalEczacıbaşı, Borusan Kültür de, İlhan Usmanbaş’ın ve genç besteSanat Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Hamedi ve İstanbul ci Turgut Pöğün’ün İstanbul Müzik Festivali tarafından sipaMüzik Festiriş edilmiş yeni yapıtlarıvali Direktörü nın dünya prömiyerleri Yeşim Gürer Bu yılın yıldızları yapılacak. Festivalde, Oymak’ın da kaarasında Gidon Kremer, konser öncesinde gerçektıldıkları toplantıYuri Bashmet, Renée leştirilecek söyleşi ve anda, İstanbul Müzik Fleming gibi adlar var. latıların yanı sıra bu yıl Festivali’nin bu yıldan ilk kez seyircilere açık başlayarak programını Festivalin Onur Ödülü olarak ustalık sınıfları da her yıl bir tema üzeriMuammer Sun’a, Yaşam gerçekleştirilecek. ne kurgulayacağı ve Boyu Başarı Ödülü de 39. İstanbul Müzik Fesbu yıl ilk temanın tivali’nin “Onur Ödülü”, “Uzaklara YolcuGidon Kremer’e verilecek. ülkemizin önde gelen luklar” olduğu besteci, eğitimci ve müaçıklandı. zik araştırmacısı MuamBu yıl 429 mer Sun’a, 4 Haziran Cumartesi akşaHaziran tarihleri arasında mı Aya İrini Müzesi’nde gerçekleştirigerçekleştirilecek festival, lecek açılış töreninde sunulacak. Festiaralarında Gidon Kremer, valin “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” Yuri Bashmet, Patricia ise çağımızın en esin verici ve en sayPetibon, Hilary Hahn, gın kemancıları arasında sayılan GiRenée Fleming, don Kremer’e 10 Haziran Cuma akChristoph Escşamı Aya İrini Müzesi’ndeki konserinhenbach gibi yılden önce verilecek. dız isimler ve klaFestivalin biletleri yarından başlayasik müziğin en rak www.biletix.com, İKSV ve festival önemli orkestralasüresince Aya İrini Müzesi’nde yer rından Schleswigalan gişeden alınabilir. Holstein Festival (www.iksv.org/muzik) Orkestrası’nın da Çanakkale’de Koro Festivali Kültür Servisi Çanakkale’de 5 ülkeden 16 koro ve 400 koristin katıldığı “Uluslararası Korolar Festivali” başladı. 1 Mayıs’a kadar sürecek olan festivalin Genel Yönetmeni Mete Gökçe, Türkiye’de ilk kez 400 koristin, 5 gün boyunca bir çatı altında koro kampı oluşturduğuna dikkat çekerek, “Ve ilk defa bir koro festivali, 100’e yakın müzik öğretmenliği bölümü öğrencileri tarafından organize ediliyor” dedi. Venedik’in jüri başkanı Aronofsky Kültür Servisi Oscar Ödüllü yönetmen Darren Aronofsky’nin bu yılki Venedik Film Festivali’nin jüri başkanı olduğu açıklandı. Festivalin organizatörleri, Aronofsky’yi, “çağdaş sinemanın anahtar figürü” olarak tanımladı. “Siyah Kuğu”nun da yönetmeni Aronofsky, “Güreşçi” ile 2008’de Altın Aslan ödülünü almıştı. Festival 31 Ağustos 10 Eylül 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. ‘Vahşi Batı’ bu akşam Kültür Servisi 2010 Haziran’da kurulan Tiyatro Baykuş’un ikinci oyunu “Vahşi Batı”, bu akşam 21.00’de Profilo Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. Sam Shepard’ın eseri; Yıldırım Türker’in çevirisi ve Levent Suner’in rejisiyle sahneye taşınıyor. Burak Sergen, Kerem Atabeyoğlu, Levent Ulukut ve Tülin Oral’ın rol aldığı oyun, 17 Mayıs’ta Oyun Atölyesi’nde izlenebilir. Renée Fleming C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle