17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 28 N SAN 2011 PERŞEMBE [email protected] 18 KÜLTÜR Süleyman Saim Tekcan, Galeri Işık’taki yeni sergisini ve IMOGA’daki çalışmaları anlattı 50 yıldır bitmeyen coşku HAKAN DERMAN Ayşe Erkmen ve Fulya Erdemci basın toplantısında. Prof. Süleyman Saim Tekcan, 50. sanat yılını kutluyor. Yağlıboya resimle, özgünbaskıyla, gravürle ve heykelle geçen dolu dolu tam 50 yıl. Dünya müzelerinde, koleksiyonlarda bulunan yüzlerce yapıt. Bir yandan sanatsal üretkenlik; bir yandan eğitmenlik; bir yandan da dünyanın en iyi grafik sanatları müzeleri arasında gösterilen IMOGA’yı (İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi) ayakta tutma çabaları. Bunca yıldır bitmeyen bir heyecan, bitmeyen bir enerji… 50. sanat yılını birkaç sergiyle kutluyor Süleyman Saim Tekcan. Şubat ayında Çırağan Sarayı’nda açtığı sergiyi Ankara sergisi izledi. 50. sanat yılının son sergisini Fevziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları’nın 125. yılı için hazırladı. Galeri Işık Teşvikiye’de süren “İdoller” konulu sergide desenler, yağlıboyalar ve karışık teknikle yapılmış 36 yapıt yer alıyor. Sergi 14 Mayıs gününe kadar sürecek. Sanatla dolu tam 50 yıl. Düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Bu 50 yıllık serüven içerisinde 8 önemli dönemden oluşan sanatsal çalışmalarım mevcut. Bunlar arasında en son dönemimi oluşturan “Atlar ve Hatlar”, gravürler ve tuval üzerine yağlıboyalardan oluşmaktadır. Atlar dönemi, 25 yıl gibi uzun bir dönemi kapsamaktadır. Atlar, resimsel anlatımım açısından, taşıdığı altın kesim oranları bakımından önemli bir tercih olmuştur. Soyut dönem, Anadolu uygarlıklarına göndermeler, sosyal içerikli figürler, objeler gibi dönemlerden sonra en uzun zaman dilimini Bu isimler arasında Elif Naci, Cihat Burak, Nurullah Berk, Avni Arbaş, 50. sanat yılını kutlayan Tekcan’ın Galeri Işık’taki sergisi 14 Burhan Doğançay, Adnan Çoker, Mayıs’a kadar izlenebilecek. stanbul Grafik Sanatlar Müzesi IMOGA Erol Akyavaş, Ergin İnan, Turhan Selçuk, Semih Balcıoğlu, Devrim Erise Tekcan için 40 yıllık bir düşün gerçekleşmesi anlamını taşıyor. bil, Balkan Naci İslimyeli, Mehmet Güleryüz, Mengü Ertel, Adnan Turani gibi pek çok değerli sanatçı bulunmaktadır. Atölyenin Bu sergim için “Anıtolanaklarını sanatçıların ortak sal Resimler ve İdolkullanımına açması ve gönüllü ler” başlığı altında yeni bir üretimin ortaya konması, bubir konsept belirledim. gün binlerce eserden meydana Türk kültürünün kökengelen bir koleksiyonun doğmasını lerini oluşturan unsurlar, sağladı. bildiğiniz üzere sanatsal IMOGA’yı diğer müzeleranlatımımda kullandığım den ayıran fark nedir? unsurlardır. Dolayısıyla IMOGA, imece usulüyle saAnadolu, yani Türk külnatçıların kendi kurduğu bir mütürünün üzerine inşa edilzedir diyebiliriz. IMOGA, Türdiği topraklara ait idoller kiye’de Cumhuriyet kurulduğu ve semboller bu sergide tarihten bugüne kadar müze biöne çıkıyor. Özellikle de Hitit kültürü ve sanatıyla onu belirleyen un nası olarak tasarlanmış ilk binadır. Bunu üzüsurların sanatıma yansımalarını görmeniz lerek söylüyorum. Müzede hem eserler sergilenmekte hem de sanatsal yaratı süreçleri devam mümkün olacak. Sanata yatırım yapıyorsunuz. Bize etmektedir. Bu yönüyle de bir faklılık taşıdığını söyleyebiliriz. IMOGA’yı anlatır mısınız? IMOGA, Grafik Sanatlar Müzesi olarak ana IMOGA, 40 yıllık bir rüyanın gerçekleşmesi anlamını taşıyor benim için. İn koleksiyonu özgünbaskı resimlerden oluşan san bir proje için genelde bir ömür vere dünyada adı bilinen 35 müzeden biridir. biliyor; bir ömür tüketebiliyor. Bu, ilk atöl İçinde exlibris müzesini de barındıran ve biyemizin kuruluşu ve onun yarattığı he na olarak da geniş bir alanı kapsayan bir müyecanla başlayan bir serüven. Türk sa ze aynı zamanda. 2004’te açılan müze, bugün natının en üst noktasındaki en az 50 sa yılda 3540 bin kişi tarafından gezilmektedir. kapsayan dönemim olmuştur. natçının bu ortak sanat mekânında baskı resim 2008’de yaptığımız 1. İstanbul Uluslararası Son serginiz ‘Anıtsal Resimler ve İdoller’ alanında çalışmaları ve bu birikimin bir süre Grafik Bienali ile müzemiz 100 ülkeden kaadını taşıyor. Bize bu sergiden ve yenilikle sonra gün yüzüne çıkarılarak bir müzede ser tılımla 1800 uluslararası sanatçının daha eserinden söz eder misiniz? rine kavuşmuştur. gilenmesi düşüncesiyle oluştu. Sanatla temizlenen su Ayşe Erkmen 54. Venedik Bienali’nde Türkiye’yi ‘Plan B’ adlı işiyle temsil edecek Kültür Servisi Sanat dünyasında bir fenomen olarak kabul edilen ve bu yıl 4 Haziran27 Kasım 2011 tarihleri arasında düzenlenecek olan Venedik Bienali 54. Uluslararası Sanat Sergisi’nde Ayşe Erkmen Türkiye’yi, “Plan B” adlı işiyle temsil edecek. Türkiye Pavyonu, Fulya Erdemci’nin küratörlüğünde, Yeni Zelandalı eleştirmen ve küratör Danae Mossman’ın küratöryel işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Türkiye Pavyonu, bu yıl Venedik Bienali’nin ana mekânı olan Arsenale’nin Artigliere binasında yer alacak. Organizasyonunu İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın üstlendiği Türkiye Pavyonu’nun tanıtımı önceki gün Salon’da bir basın toplantısıyla yapıldı. Fulya Erdemci, bienalin konseptiyle ilgili bilgi verirken Erkmen de “Plan B” adlı işini anlattı. Erkmen, Venedik’in suyla olan kaçınılmaz ve karmaşık ilişkisinden yola çıkan perfomatif heykel yerleştirmesiyle Arsenale’nin bir odasını kompleks bir su arıtma birimine dönüştürecek. Arıtma biriminin birbirlerinden ayrılmış parçaları odanın dört bir yanına dağılacak ve renkli borularla yeniden birbirlerine bağlanacak. Erkmen, izleyiciyi de dönüşüm sürecinin parçası haline getirecek ve sonunda arıtılmış su kanala geri verilecek. Erhan Arık’ın ‘Horovel’ adlı sergisi Depo’da NSANLIK ANITI’NIN K NC F GÜRÜNÜN DE BAŞI V NÇLE ND R LD Sınır hikâyeleri Kültür Servisi “Bir rüya gördüm. Ardahan’da dünyaya geldiğim, Ermenilerden kalan evimizin ahır olarak kullandığımız bölümündeydim. Rüyamdaki ses, evin bu en değersizleştirilen bölümüyle ilgili bana hesap soruyordu...” İki yıl önce gördüğü rüyanın izini süren belgeselci ve fotoğraf sanatçısı Erhan Arık, beş ay boyunca Türkiye Ermenistan sınırındaki köyleri dolaştı ve ortaya hem Ermenilerin hem de Anadolu’nun hikâyesini anlatan “Horovel” adlı bir fotoğrafvideo çalışması çıktı. Arık’ın 30 Nisan’dan itibaren Depo’da sergilenecek bu çalışması adını, Anadolu’da çiftçilerin tarlalarda çalışırken okudukları kısa dörtlüklerden alıyor. (Sergi 5 Mayıs’a kadar Depo’da görülebilir. 0 212 292 39 56) mansların ardından saat 23.00’te Mihran Tomasyan bu sezon son kez sergileyeceği “Sen Balık Değilsin ki” isimli gösterisiyle sahneye çıkacak. 30 Nisan Cumartesi günü programında ise Rem Dans Proje Topluluğu, Noland Proje Topluluğu, Atmasyon Dans Kumpanyası ve Gonca Yalçıner’in yönetmenliğini, Esra Yurttut’un koreografisini üstlendiği “Telesekreter” dans tiyatrosu yer alıyor. Program, 2 Mayıs’ta Prospero Dans Topluluğu’nun son gösterimini yapacağı “Mesele” gösterisiyle sona eriyor. www.mayasahnesi.com Kültür Servisi “İnsanlık Anıtı”nın yerinden kaldırılması için yapılan çalışmalar önceki gece heykelin ikinci figürünün de başının kesilmesiyle sürdü. Başı kesildikten sonra heykel başı vinçle yere indirildi. Kaldırılma çalışmaları sürerken dünya basını da heykelin yıkımına büyük ilgi gösterdi. Wall Street Journal gazetesi internet sitesinde yer alan “TürkErmeni anıtı seçim kampanyasında ifade özgürlüğünün sembolü oldu” başlıklı yazıda heykelin yıkılmasını eleştirmenin, mu halefetin yürüttüğü “Erdoğan’ın ifade özgürlüğüne karşı bir tehdit olduğu” kampanyasına bir destek olduğu sözlerine yer verildi. Independent gazetesi de “Türkiye ve Ermenistan çekişirken dostluğun eli geri çekildi” başlığıyla verdiği haberde anıtın dikildiği dönemden beri tartışma yarattığına vurgu yapıldı. AFP ve AP gibi haber ajansları da Erdoğan’ın anıtı “ucube” olarak nitelendirdiğini ve yıkım planını eleştiren Bedri Baykam’ın geçen hafta bıçaklandığını vurguladı. sizden özür dileme duygusuna kapılıyoruz. Sevgili Aksoy, bizim dinimiz heykeli ve resmi vb. yasaklayıcı dindir, bilirsiniz. Bu gerçek, bunca zamandır AKM’nin çürümeye terk edilişinden de apaçık anlaşılır... Bizler ancak Cumhuriyet’le sanat ve Batı uygarlığının getirdiği değerlerin ne olduğunu düşünmeye başladık. Bugünkü geri kalmışlığımızın kökenleri, slam’ın insanlarımıza kabul ettirdiği böyle anlamsız kör inançlara kadar uzanıyor. Evet, Kars’ta oy savaşları vardır. Ermeni düşmanlığını gizleyerek kullanmaya kalkanlar, orada hâkim bir partinin oylarını insanlık anıtı üzerinden çalmaya kalkanlar da olabilir. Fakat biz şunu biliyoruz değil mi; bir ülkenin egemenlerinin geri kalmışlığının, nevrozunun, saplantılarının, inadının bedelini o ülkenin aydınları, sanatçıları, entelektüelleri öder. nsanlar buna “kader” derler! Bu kaderi bozacak güce erdiğimizde sizin heykeliniz mutlaka Kars’taki yerine yeniden dikilecektir. Gözlerinizden öperim. K A M İ L M A S A R A C I Ç İ Z İ K K Ü L T Ü R LEYLA ERB L’DEN MEHMET AKSOY’A MEKTUP Zorbalık hepimizi utandırıyor Başınıza gelen olay yüzünden ne kadar üzgün olduğunuzu anlıyorum; biz de öyle. Televizyonda sizi seyrederken, açıklamalarınızı dinlerken gözlerim yaşarıyor! O anıta yatırılan yaratıcı gücünüzün, emeğin, paranın, ekibinizle çalışma çabalarınızın karşılığı böyle olmamalıydı. Üstelik sanat algısı düzeyinin ne olduğu şaibeli bir buyruk nedeniyle yıkılıyor koskoca anıt! Ancak, siz sanatçı yüreğinizle gene de size bu durumu reva gören ortamı hoş görmelisiniz. Çünkü, sanatın gücünü, büyüklüğünü algılayacak bir zihniyet yeşertilmedi bu ülkede. O anıt taş değil sizin evlatlarınızdı; oğlunuz ve kızınızdı. Siz evlatlarınızı kurban veriyorsunuz istemeden! Bu zorbalık hepimizi utandırıyor; Maya Sahnesi’nd e dans zamanı Kültür Servisi Maya Sahnesi, “29 Nisan Dünya Dans Günü”nü üç günlük bir performans seçkisiyle kutluyor. Maya Sahnesi’nde yarın saat 19.30’da kısa performanslardan oluşan bir seçkiyle etkinlik başlıyor. Aralarında Aslı Bostancı, Gonca Gümüşayak, Umut Sürel ve BGST dansçılarının da yer alacağı perfor C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle