25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 N SAN 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 15 Cari açığın risk olarak kalmayı sürdürdüğünü belirten Roubini, şimdi de kredilerdeki artışa dikkat çekti Krediler aşırı genişledi Ekonomi Servisi Kriz kâhini olarak bilinen ünlü ekonomist Nouriel Roubini, Türkiye ekonomisi için en büyük riskin cari açık ve aşırı hızlı kredi genişlemesi olduğunu vurguladı. Yerel Zincirler Konferansı’na katılan ve CNBCe’ye konuşan Roubini, “Cari açığın milli gelire oranı 2010’da yüzde 6’nın üzerindeydi. Bu yıl bu rakam daha da yükselebilir. Emtia fiyatlarındaki artış ve iç talebin aşırı hızlı büyümesi cari açığı daha da yükseltebilir. Önce cari açığın finansmanında yabancı yatırımlar ön plandaydı. Son dönemde sıcak parayla finansman sağlanıyor. Bu da kırılganlığa yol açabilir” dedi. Roubini, Merkez Bankası’nın düşük Tekbirle Kesildi... Canlı yayında izledik.. Başbakan Erdoğan’ın “ucube” olarak nitelediği, hemen yıkımını istediği “İnsanlık Anıtı”, açılmış davalarda iç ve dış yargının karar vermeleri beklenmeden, buyruk işlemi yapılarak, anıtın seçim öncesi katledilmesi operasyonu başlatıldı. Önceki gün başlatılan infazda, yıkımı yapan işçilerin tekbir sesleri arasında, ikizlerin ilk önce kafaları kesildi.. Tekbir getirme; din bilgelerinin tüm yorumlarında, “Allahuekber” diyerek, Allah’ın adının yüceltilmesi.. olarak açıklanıyor. İnanmış Müslümanlar en çok namazlar arasında, inançlarına inanç katmak, sevinç, ferahlığa kavuşmak üzere zorunlu olmayan bu ibadeti yerine getiriyorlar. Yerleşik geleneklerde savaşlarda moral değerlerini yükseltmek, düşmanın moralini bozmak üzere tekbir getiriliyor. Çok sevilen, dine hizmet etmiş kişilerin ölümünün ardından da, cenazeler kaldırılırken tekbir getirilmesi geleneği yaygın.. Bir de siyasal İslami hareketlerin, siyasal içerikli eylemlerinde, çatışmalarında, siyasal cinayetlerde, cenaze kaldırmalarında yaygın tekbir getirme örnekleri yaşanıyor.. İnsanlık Anıtı’nı yıkma ihalesini almış şirketin büyük olasılıkla taşeronluk düzeninde, karın tokluğuna çalıştırılan yıkım işçileri, İnsanlık Anıtı’nın kafasını keserken hangi inanç yorumuna göre, duygularla tekbir getirmişlerdir? Emperyal düzenin güdülemesinde paramparça, sonuna kadar kullanılan siyasi İslami akımların militanlarının, Müslümanlık adına, cennete gitmek uğruna, tekbir getirerek insanlık suçları işlemelerinin yüzlerce, binlerce örneğine tanıklık ediyoruz.. Farklı şeriat yorumları ile, mezhepler, yorumlar, aşiret çatışmalarında, inançlı Müslümanların diğerlerini, kitleleri, yine inanmış Müslüman olarak, aynı Tanrıya ibadet ederken, tekbir getirerek camilerde, dini törenlerde, cennete gideceklerine inanarak öldürmeye kalkışmaları, toplu terör katliamları en acıtıcıları... Çağın zenginlik, stratejik enerji kaynağı petrol yatakları üzerinde yerleşik çoğunluk İslam dünyasında, emperyal çıkarların maşası bir avuç diktatörün, şeyhin yolsuzluklara batık, halklarını din kardeşlerini emperyal çıkar odaklarına satmaları ile yoksullaşma, yoksunlaşma ile radikal İslami akımlar çatışmaları patlamaları iç içe.. Emperyal çıkarlar eksenli işgallerin olduğu ülkelerde, Irak’ta, Afganistan’da, tersine düşmanlıkla beslenen İran’da şeriat, mezhep, cemaat çatışmaları üzerinden cinayetler, toplu katliamlar, insanlık suçları en acımasız boyutlarda.. derken.... Yoksul, çaresiz İslam dünyasında aynı zamanda uzun soluklu emperyalizmin suç ortaklığını yapan diktatörler, şeyhlere karşı başkaldırılarla gündeme gelen yeni kanlı çatışmalar dünyanın en sıcak gündemi. Sosyolojik, tarafsız değerlendirmelerde, İslam dünyasında yaşanan bu cemaat, mezhep, siyasal iktidar çatışması gibi görünen kanlı hesaplaşmaların tek açıklaması var: Yoksul Güney dünyası içinde yoksulluğu daha fazla paylaşmamak, en aşağıdaki, en çaresiz olmamak üzere başkaldırmaya çalışanlar, çok çaresiz, başkaca örgütlenmeleri olmadığından birbirlerini aşiret, mezhep üzerinden ezerek üste çıkmaya çalışıyorlar.. Biat kültürü, çaresizlikte yüzyıllar gerisinde kaldığını sandığımız ilkel koşullarda bir kör çatışmadır yaşanıyor.. Kendi din kardeşlerine karşı böylesine acımasız, yok etme kültürünü edinenlerin, öfkelerini, çaresizliklerini bastırma araçları içinde sanata, heykellere, anıtlara düşman olmaları işin doğasında var. ABD’nin Irak işgalinde medyatik eylem olarak, Saddam’dan çok çekmiş Şiilere, Kürtlere el altından verilmiş araçlarla, iplerle, en ilkel yöntemlerle Bağdat’taki Saddam heykelinin yıktırılması, elbette çok simgesel bir güç gösterisiydi. Taliban Afganistan’daki yenilgisinin acısını çıkarmaya dönük, heykelleri, anıtları indirerek, en ilkel refleksle gösterme gereksinimi içindeydi. Seçim kampanyasını İstanbul’u ada yapacak çılgın kanal projesi ile açan Başbakan Erdoğan, ikinci dönemini tamamlayan AKP iktidarı için, seçim öncesi Kars’taki İnsanlık Anıtı’nı infaz ederek seçimlerde oy artışı yapma hesabı, güç gösterisi gereksinimi, güdüsü neyin nesi? Bu denetlenemeyen orantısız iktidar güç gösterisi, yaşamın her alanına dönük, kendi istediklerini yapmak.. “İleri Demokrasi”ye yürüyüş yolunu, “kendi için Müslüman” felsefesi ile çizmek, önlerine çıkan her engeli, insan hakları, demokrasi, güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığını ayaklar altına alarak çözmeye kalkışmak.. Özünde hiç de kolay bir yürüyüş değil.. Kaçınılmaz, diktatörleşme eğiliminden, orantısız güç kullanmadan, tehditten daha çok besleniyor.. Konu milyonlarca üniversite adayı, sınavlara katılan gençlerin geleceği ile oynamak olsa bile.. Gözü kara militan kadrolaşmada “YÖK’te, ÖSYM’de çuvalladık, yanlıştan dönüyoruz” demektense, kör inatla “tatmin olduk” demek, ödün vermemek kolay yol gibi görülebiliyor.. Ödün vermemek uğruna sanata, heykele düşman Taliban’a benzemek yolu bile seçilebiliyor. Cari açığın bu yıl daha da yükselebileceği tahmininde bulunan Roubini, ülkenin en büyük ikinci riskinin hızlı kredi genişlemesi olduğunu söyledi. faizyüksek munzam politikası başarıya ulaşmazsa, bankanın geleneksel politikalara dönerek faiz arttırabileceğini söyledi. Roubini, “Merkez Bankası’nın aldığı tedbirlerin işe yarayıp yaramadığı izlenmeli. Yıllık yüzde 30’u aşan ciddi bir kredi büyümesi var. Bireysel konut kredilerinde bu oran daha da yüksek. Eğer önlemler işe yaramazsa ve enflasyonda artış başlarsa faiz arttırımı gibi geleneksel önlemler gerekli hale gelebilir” diye konuştu. Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıkları arttır masının ise bankacılık sistemini uzun vadede güçlendirebileceğini belirterek, “Merkez Bankası’nın EKONOM YE tedbirleri bankacılığı daha dayanıklı kılar. KATKI Çünkü aşırı hızlı kredi genişlemesi devam SAĞLAR ederse finansal kırılganlığa yol açacaktır. Amaç kredi büyümesini kontrol alRoubini, Erdoğan’ın açıktında tutmak ve takipteki kredi oraladığı çılgın projeyi de değernının artmasını önlemek” dedi. lendirerek, “Elbette İstanbul önemli bir lojistik ve taşımacılık merkezi. İstanbul’un roB hata etti lü bu tür projelerle büyümeTürkiye Perakendeciler Federasyoye devam edebilir. Bu tür nu’nun İstanbul’da düzenlenen yerel büyük altyapı projeleri İszincirler konferansında da konuşan Routanbul’un ve bölgenin bini, Türkiye’nin bu yıl yüzde 6 büyüyebiekonomik büyümesileceğini kaydetti ve “Avrupa Birliği Türkine de katkı sağye’yi tam üye yapmayarak hata etti” dedi. lar” dedi. A Bakan Şimşek: Borç yapılandırmasına ek süre Ekonomi Servisi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TürkArap Forumu toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlarken, borçların yeniden yapılandırılması uygulamasında bir ay ek süre vereceklerini kaydetti. Maliye Bakanı Şimşek, şöyle konuştu:  Borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasadan yararlanmada süreyi uzatmayı düşünüyoruz, vatandaşa 1 aylık ek süre vereceğiz. Çalışmalar son aşamada. Buna ilişkin birkaç gün içinde Bakanlar Kurulu kararı çıkacak.  Yeniden yapılandırmada 20 milyar liranın üzerindeki tutar için başvuru yapıldı. Bu tahsil edilecek tutar. Aslı ise bunun iki katı kadar. Söz konusu yasa kapsamında mükelleflerin başvuru yaparak yapılandırmadan yararlanması için tanınan süre 2 Mayıs’ta sona eriyor. SO: Finansman maliyeti sorunu yine gündemde Ekonomi Servisi Sanayinin rekabet gücü önündeki önemli engellerden birinin kaynak yaratma sıkıntısı ve sermaye yetersizliği olduğu belirten İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, “Finansman, son dönemde maliyetlerdeki nispi azalmaya rağmen hâlâ, KOBİ’lerimiz başta olmak üzere sanayimizin başta gelen sorunları arasındadır” dedi. Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar’ın konuk olduğu İSO Meclis Toplantısında Küçük, buna karşılık Merkez Bankası’nın ekonomideki fazla ısınmayı engellemek amacıyla zorunlu karşılıkları arttırdığını, bunun da kaçınılmaz olarak kredi maliyetlerine yansıdığını belirterek tüketim eğilimi ve üretimin bundan olumsuz etkilenebileceğini söyledi. Kredi hacminin daralmasının bankacılık sektörünü de olumsuz etkileyeceğini bildiren İSO Başkanı, “Cari açık karşısında, Merkez Bankamızın önlem alma yoluna gitmesi anlaşılır ve anlamlıdır ancak alınan bu önlemlerin bazı yan etkilerinin olacağı açıktır. Ayrıca bu önlemler hiçbir işe yaramayacaktır denemez elbette ama cari açıkla mücadelede asıl olan yapısal dönüşümü başlatacak tedbirlerin devreye girebilmesidir” diye konuştu. Her adımda yarını düşünmeliyiz Ekonomi Servisi Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, insanlık tarihinin çok özel, çok farklı bir dönemine tanıklık edildiğini kaydetti. Tarihte benzeri az görülmüş bir ‘uyanış’ döneminde yaşandığına işaret eden Eczacıbaşı, “Artık anlıyoruz ki insanoğlu kendi kendinin sonunu getirebilir, üstelik bu hiç de uzak bir ihtimal değildir. Yaptığımız her işte ‘sürdürülebilirlik’ ilkesini merkeze koymazsak, sonumuz iyi gözükmüyor” diye konuştu. Bülent Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Girişim Endüstriyel’in Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği ile gerçekleştirdiği işbirliği kapsamında derneğin olağan toplantısına katıldı. Burada yaptığı konuşmada Eczacıbaşı, sürdürülebilirliği sağlamada özel kesimin kritik rolüne inandığını ifade ederek “Sorumluluğu biz taşıyoruz. Uluslararası örgütlere, kamu yönetimine, yerel yönetimlere sorumluluğu atacak lüksümüz yoktur. Geleceğimiz bizim elimizde ve sürdürülebilirlik konusunda yapacağımız her türlü girişimin tek anlamlı başlangıç ilkesi bu” şeklinde konuştu. Otoda vergiler düşsün Ekonomi Servisi Türkiye Odalar ve ğaz köprülerinden ve otoyoldan geçiyor, Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Maliye yine kazanıyor. Aracın sigorHisarcıklıoğlu, otomotiv sektöründe tasından, servisinden, motorlu taşıtlar vergi ve girdi maliyetlerinin AB ülke vergisinden Maliye kazanıyor. Maşallerinin seviyesine çekilmesi, ikinci el lah Anadolu’nun yediveren gülü gibimotorlu taşıt araçları ticaretinin kayıt al yiz. Biz bir büyüdükçe, kamuya yedi detına alınması ve MTV’nin çevreyi kir fa kazandırıyoruz. O yüzden siyasetletme vergisi olarak yeniden düzenlen çilere, bürokratlara her ortamda şunu söylüyoruz: Bu sektöre sahip çıkın...” mesi gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, yapılması gerekenleri de Hisarcıklıoğlu, Otomotiv Yetkili Satıcılar Derneği (OYDER) tarafından dü şöyle özetledi: Sektörde uyguzenlenen “Otomolanan vergilerin Avtiv Sektörünün GeHisarcıklıoğlu, koşullar rupa Birliği ülkeleleceği” konferansınsağlandığı taktirde otomotiv rindeki seviyelerde da, Türkiye ekonoolması geliyor. misinde önemli bir ülkesi olarak markalaşmaya Enerji başta olağırlığa ulaşmış olan hazır olunduğunu belirtti. mak üzere üretim otomotiv sektörünün, girdilerinin, rakibiistihdamda, üretimde ve ihracatta kendisini kanıtladığını ve Tür miz olan ülkelerin seviyesinde temin kiye ihracatında birinci sıraya yükseldiğini edilmesi sağlanmalı. İkinci el motorlu taşıt araçları ticahatırlattı. Sektörün kamunun ve özellikle de Ma retinin tanımı yapılmalı, kriterleri belirliye’nin en sevdiği sektör olduğunu dile lenmeli ve kayıt altına alınmalı. Motorlu Taşıtlar Vergisi uygulaması, getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: “Otomobil satılırken Maliye kazanı AB ülkelerinde olduğu gibi, her araç yor. Sonra o otomobile yakıt konunca için yol kullanım ve çevreyi kirletme veryine Maliye kazanıyor. Otomobil, bo gisi olarak yeniden düzenlenmeli. TAV, Medine ihalesi için Suudi bankalarla görüşüyor İstanbul (Reuters) TAV Havalimanları Holding Strateji Direktörü Waleed Youssef, Medine ihalesi için 5 Haziran’da hazır olacaklarını, bazı grupların son gelişmeleri değerlendirmek için ek süreye ihtiyaç duyduklarını dile getirerek, “Umarız erteleme olmaz” dedi. Youssef, şu açıklamaları yaptı: “Proje için finansman konusunda ağırlıklı olarak Suudi merkezli bankalar konsorsiyumuyla 5 aydır görüşüyoruz, olumlu yaklaşıyorlar. Medine için yüzde 70 finansman, yüzde 30 özkaynak kullanmayı değerlendirebiliriz, oran diğer projelerden farklı olmaz. Zagreb Havalimanı ihalesine teklif verme konusunda değerlendirmelerimiz sürüyor, nihai kararı vermedik.” Hayal takımı, ‘en moda konferans’ için geldi TGSD Başkanı Cem Negrin, 56 Mayıs’ta düzenlenecek 4. İstanbul Moda Hazır Giyim Konferansı’nı Başbakan Erdoğan’ın açacağını söyledi. Negrin, konferansa Ermenegildo Zegna, Polo Ralph Lauren, Loro Piana Zara’nın da içinde yer aldığı Inditex S.A ve Tema Fashion gibi firmaların üst düzey yetkililerinin katılacağını açıkladı. Hazır giyimden CPI atağı Türk hazır giyim sektörünü çatısı altına toplayan Collection Premiére İstanbul (CPI) Fuarı’na derneklerden sonra markaların da desteği artıyor. Yurtdışında 20 bin mağaza açma hedefiyle yola çıkan hazır giyim sektörünün ünlü markaları, CPI Fuarı’nın desteğini arkalarına alarak yola devam edecek. Hey Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, “Sektörün bir araya gelmesi, güç ve potansiyelini birleştirmesi çok önemlidir” derken, Abdullah Kiğılı da “Kuruluşundan beri içinde bulunduğum CPI Fuar çalışmalarını destekliyorum” diye konuştu. İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi de “Moda haftası olarak başladık, tanıtımdan sonra fuar oldu. Tüm derneklerin buna destek niyeti var” şeklinde konuştu. 2224 Eylül 2011 arasında CNR Expo İstanbul’da Türk ve dünya modasının önemli firmalarını bir araya getirecek CPI, İstanbul İHKİB öncülüğünde, TGSD, OTİAD, gibi örgütlerce destekleniyor. KISA... KISA... Türkİş, nisan ayında 4 kişilik ailenin açlık sınırını 870 lira, yoksulluk sınırını 2 bin 833 lira olarak hesapladı.  Kurumlar vergisinde beyan dönemi uzadı. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın duyurusuna göre, 2010 yılı gelirleri için 25 Nisan’da sona eren genel beyan dönemi, 29 Nisan akşamına kadar uzadı.  TSKB Genel Müdürü Halil Eroğlu, ESCARUS danışmanlık şirketinin tanıtım toplantısında, Türk Hava Yolları’nın özelleştirilmesinde strateji belirleme çalışmalarının devam ettiğini, özelleştirmenin en erken yılın 2. yarısında ya da 2012’de beklenebileceğini söyledi. Aynur Bektaş C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle