15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 27 N SAN 2011 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AKP’li belediye, yasaya aykırı olarak noter taahhütnamesiyle iskân izni verdi. Aynı gün açılışı Başbakan yaptı Ceza yerine iskân ödülü AYKUT KÜÇÜKKAYA / SELAHATT N GÖKATALAY Kavramlar da Savaşır Dış destekli iç savaşların ivme kazandığı zamanlardayız. Diktatörler için alarm çanları çalıyor. Pek çoğu için yolun sonu görünüyor. Kimileri ise durumu kurtarmak için büyük devletlerle işbirliğinin yetmediğini, sıkı, daha sıkı işbirliğinin gerektiğini düşünüyor. Durum sanıldığı kadar basit değil, kolayca ve işe yaramaz kavramlarla çözülemeyecek kadar karmaşıktır. Kaddafi‘nin, Esad‘ın terör eylemlerine dün sesini çıkarmayanların bugün neden celallendiğini anlamak kolay olabilir mi? Türkiye’yi yönetenlerse bu gerçekten pek çetrefil durumda “ne yapmalı, nasıl bir tutum takınmalı” sorusuna, iç ve dış bağlantılar nedeniyle açık, net bir yanıt veremiyorlar. İşleri kolay değildir! Hafız Esad, zorun açık seçik kullanıldığı bir süreçte Türkiye açısından daha olumlu bir politikayı yeğlemek durumunda kalmıştı. Bu değişimin en önemli belirtisi ise PKK liderinin sınır dışı edilmesiydi. Hatay konusundaki akıl almaz iddialar da rafa kaldırıldı. Beşşar Esad döneminde ilişkiler iyice gelişti. Türkiye’ye karşı ılımlı politikalar güden yönetim, içeride zorbalığa dayalı iktidarını korumak için kanlı bir yol izlemekte kararlı görünüyor. “Peki şimdi Türkiye ne yapsın” sorusuna yanıt arıyorsak, durumu tüm öğeleriyle, adlı adınca aktörleriyle görmek zorundayız. Bazı aktörleri göz ardı edip ya da “güzelleyip” işin içinden çıkamayız. Arap ülkelerindeki isyancılar ne istiyor? Bilinen yanıt, “özgürlük ve demokrasi”dir. Soyut, genellikle muz niyetine yenilen ya da yedirilen haklı istekler. Özgürlük, ama nasıl bir özgürlük? Diktatörden kurtulmayı azami program ilan eden bir özgürlük mü, yoksa yoksulluktan, sömürüden, eşitsiz gelir dağılımından kurtulmayı hedefleyen bir özgürlük mü? Diktatörden kurtulurken “yardım” için silahlı elini hevesle uzatan, zenginlikleri yeniden dağıtmayı ve daha fazla pay almayı, stratejik bölgelerde etkin olmayı planlayan büyük devletlerden kurtulmayı da hedefliyor mu bu özgürlük? Peki “demokrasi”? Nasıl bir demokrasi istiyor isyancılar? Diktatörü kovalayan askerlerin demokrasisini mi? Emperyalistlerle daha iyi ilişkiler kuran sivillerin demokrasisini mi? Demokrasi ve özgürlük gibi parıltılı sözleri kullanırken aklımızın bir köşesinde Irak’ta olup bitenler hep yanıp sönmelidir. Şimdi orada kanlı, tuhaf bir “demokrasi”, çürümüş, silaha mahkum bir “özgürlük” var. Ya başka ne var? WikiLeaks belgelerine yansımış, emperyalist güçler arasında al gülüm ver gülüm, petrol ve stratejik konum pazarlığı var. Diktatörlerin kovalanması iyidir. Asker ya da sivil her türden baskıcı yönetimin alaşağı edilmesinde yarar vardır. Ama bakacaksınız, gelen kim? Bir de günümüzde bir şeye daha iyi bakacaksınız: Savaşlar yalnızca silahla yapılmıyor; emperyal dünyanın kendini “küreselleşme”, “postmodern çağ” diye yeniden tarif ettiği zamanlarda neoliberal saldırı, öncelikle kavramlar üzerinden iş görüyor. Solun asıl geri çekilişi de kavramlar dünyasında olmuştur. Şimdi dış destekli iç savaşlara analitik bir bakış geliştirmek istiyorsanız, konuyu hangi kavramlarla anlamaya çalıştığınıza da dikkat etmelisiniz. Neoliberalizmin kakaladıklarıyla mı, yoksa çözülmedikçe ortadan kalkması imkânsız gerçek hayata ait kavramlarla mı? Bence ikincisini yeğleyin; çünkü karmaşık gibi görünen bu tabloyu, emperyalist metropollerde türetilip bizim gibi ülkelerde işinin ehli “tercümanlar” eliyle piyasaya sürülen kavramlarla çözemezsiniz. Emperyaliste emperyalist, diktatöre diktatör diyecek, eli kanlı emperyalistin getireceğine “özgürlük” denilemeyeceğini de unutmayacaksınız. Diyelim unuttunuz, pek çok örnek var, ama bize en yakını Irak’tır... Dönüp bakacaksınız. TESP T ED LEN EKS KL KLER Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen soruşturma kararına dayanak olan İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişi’nin raporunda belediye görevlilerince tespit edilen eksiklikler şöyle sıralandı: “ Binanın 2. bodrum katındaki (11.50 kot) fazladan yapılmış dükkânlar... 1. bodrum katındaki (7.00 kot) ortak alandan işyerine katılan kısım olduğu... Isıtma sistemiyle ilgili işletme ruhsatı bulunmadığı... Binadaki asansörlerin de işletme ruhsatı bulunmadığı... Mekanik tesisat projeleri ve elektrik tesisat projelerinde onay bulunmadığı...” 14 Kasım 2009 tarihindeki açılıştan. Danıştay Birinci Dairesi’nin kararıyla haklarında imar usulsüzlüğü suçlamasıyla soruşturma başlatılan AKP’li Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, 12 Haziran seçimlerinde AKP’den Malatya milletvekili adayı olan eski Belediye Başkanı H. Cemal Akın ve 21 eskiyeni AKP’li meclis üyesiyle ilgili hazırlanan İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği raporunda skandallar bitmiyor. Eski Belediye Başkanı Akın’ın dönemiyle ilgili “imar planı tadilatı karşılığı belediyeye arsa bağışı yapıldı” tespitini yapan mülkiye müfettişi; halen görevde olan Çakır dönemiyle ilgili de “yasaya aykırı olarak noter taahhütnamesiyle iskân izni verildi” tespitini yaptı. Mülkiye müfettişliğinin raporunda bu tespit, “Yapı sahiplerinin 11 Kasım 2009 tarihli dilekçeleri üzerine Başkanlığın ‘Noter taahhütnamesine istinaden iskân izi verilmesinde mahsur yoktur’ şeklindeki derkenar emriyle ve mal sahiplerinin ‘söz konusu eksiklikleri 1 ay içerisinde tamamlayacaklarını’ Noter’den taahhüt etmesiyle 14 Kasım 2009 tarihli ve 741/31 sayılı Geçici Yapı Kullanma İzin Belgesi’nin düzenlendiği; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30. maddesi hükmüne aykırı olarak düzenlenen bu belgeye istinaden alışveriş merkezinin kullanıma açıldığı” ifadesiyle yer aldı. Geçici Yapı Kullanma CHP’DEN SORU ÖNERGES HP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, Cumhuriyet’in kamuyonun gündemine taşıdığı AKP’li Malatya Belediyesi yönetimi hakkındaki imar usulsüzlüğü iddialarını Meclis gündemine taşıdı. Ağyüz, İçişleri Bakanı Osman Güneş’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Ağyüz, “Cumhuriyet gazetesinin 25 Nisan 2011 günlü sayısında manşetten verilen ‘Üçüncü Kayseri Olayı’ başlıklı haberde yer alan; AKP’li Malatya Belediye Başkanlığı’nca yasalara aykırı olarak yapılan ranta dayalı imar tadilatı için müfettişlerce düzenlenen ‘Ön İnceleme Raporu’ sonucuna göre neden soruşturma izni onayı vermediniz” sorusunu yöneltti. C rağmen, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32 ve 42’nci maddeleri hükümleri uyarınca gerekli işlemlerin yapılmadığı; bilakis, yapı sahiplerinin 11 Kasım 2009 tarihli dilekçeleri üzerine Başkanlığın ‘Noter taahhütnamesine istinaden iskan izni verilmesinde mahsur yoktur’ şeklindeki derkenar emriyle ve mal sahiplerinin ‘söz konusu eksiklikleri 1 ay içerisinde tamamlayacaklarını’ Noter’den taahhüt etmesiyle 14 Kasım 2009 tarihli ve 741/31 sayılı Geçici Yapı Kullanma İzin Belgesi’nin düzenlendiği; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30. maddesi hükmüne aykırı olarak düzenlenen bu belgeye istinaden alışveriş merkezinin kullanıma açıldığı...” Müfettiş raporunda eksiklikler tespit edildikten yalnızca 3 gün sonra geçici yapı kullanma izin belgesinin verilmesi dikkat çekiyor. Müfettişin tespitini yaparken dikkat çektiği 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42’nci maddesi ise cezaları içeriyor. Müfettiş de durumu, “3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42’nci maddesi uyarınca para cezası uygulanmadığı için belediyenin zarara uğratılmış olduğu” diye raporda kayda geçirdi. 3 gün içinde izin İzin Belgesi’nin düzenlendiği gün olan “14 Kasım 2009” tarihinde “büyük bir tesadüf eseri” arsa üzerinde yükselen alışveriş merkezinin açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Müfettişin raporunda dikkat çektiği “yasaya aykırı bulduğu izin belgesi” için belediye yönetiminin Başbakan Erdoğan’ın gerçekleştirileceği açılışa yetiştirilmesi için “farklı bir yola başvu rulduğunu” belgeliyor. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu’na 6 Ağustos 2010 tarihinde sunulan 161/41 sayılı Ön İnceleme Raporu’nda yolsuzluk iddiası şöyle geçiyordu: “Şifa Mahallesi 580 ada 494 parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda, 4 Şubat 2009 tarihli ve 32 sayılı Belediye Meclis kararıyla imar planı tadilatı yapıldığı; bu tadilatla taşınmazın, özelleştirme ve imar mevzuatına aykırı olarak sanayi alanından ticaret alanına dönüştürüldüğü ve taşınmaz üzerine fabrika yapımı için verilen ruhsatla alışveriş merkezi yapılmasına göz yumulduğu.” Mülkiye müfettişi raporunda eksiklikleri sıraladıktan sonra Malatya Belediyesi Başkanlığı’nın icraatını aynen şu ifadelerle rapora geçirdi: “Hususlarının tespit edilmesine znin çıktığı gün açılış! Müfettişin “yasaya aykırı bulduğu izin belgesinin” verildiği gün arsa üzerinde yükselen MalatyaPark’ın açılışını ise Erdoğan yaptı. AKP’N N BURSA’DAK B NASI MÜHÜRLENM ŞT Seçim merkezi kaçak çıktı LEVENT GENCELL 11 kişiye daha soruşturma BB’nin 20052008 dönemine ait tüm yol ve inşaat ihalelerinin hukuka aykırı olduğu belirtildi. Topbaş, 100’e yakın ihalede usulsüzlük yapmakla suçlanıyor. HÜLYA KESK N SEYMEN: SÜREÇ UZATILIYOR Şikâyetçi stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Seymen söz konusu ihaleler ile ilgili iptal kararı verilmesine karşın belediye yetkililerinin kararı yok saydığını söyledi. “ BB yetkililerinin Kamu hale Kurumu kararlarına uymamak gibi bir ayrıcalığının olduğunu varsayarak, suçluları adeta suç işlemeye teşvik etmektedir” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Seymen, “Sanıkların asıl amacı ihaleleri önceden kararlaştırdıkları belli firmalara vermektir. haleye fesat karıştırma, kamu görevini kötüye kullanma suçları oluşmuştur. 56 milyar dolarla ifade edilebilecek düzeyde yol ve kavşak inşaatı belediye tarafından hukuka aykırı olarak inşa edilmiştir. Şimdi de savcılık soruşturmayı genişletme bahanesiyle yargılamanın seçimlerden sonraya bırakılmasını amaçlıyor” dedi. BURSA Devlet Bakanı ve BaşbakanYardımcısı aynı zamanda AKP Bursa milletvekili adayı Bülent Arınç’ın 23 Nisan’da Bursa’da açılışını yaptığı seçim merkezi ruhsatsız çıktı. Bülent Arınç 23 Nisan’da Şehreküstü (Fomara) Meydanı’ndaki seçim merkezinin açılışını yaptı. Daha önce Kırcı AVM olarak kullanılan binanın içindeki işyerlerinin yaklaşık iki ay önce ruhsatsız binada açıldıkları için AKP’li Osmangazi Belediyesi tarafından mühürlendikleri ve binanın bu nedenle boşaltıldığı belirlendi. Bina şimdilerde AKP Bursa İl Başkanlığı tarafından tamamen yenilenerek AKP’nin seçim merkezi olarak hizmet veriyor. Binanın dış cephesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Bülent Arınç’ın dev fotoğraflarının yanı sıra AKP’nin 18 Bursa milletvekili adayının fotoğrafları yer alıyor. Bursalı Kırcı Ailesi’nin yaptırırken büyük tartışmalara neden olan binanın, mitinglerin de yapıldığı Şehreküstü Meydanı’na bakan çift cephesi bulunuyor. CHP Seçim Komisyonu Başkanı Ali Küçüksarı, “AKP Bursa İl Başkanlığı binanın hukuki durumunu bile bile böyle bir adım atmıştır. Belediye başkanları da susmaktadırlar” dedi. OKUL MÜDÜRÜ, MOB LYA S PAR Ş B LE VERD Yurdun 4. katını lojman yaptı İstanbul Haber Servisi Kartal’daki Yüksel İlhan Alanyalı Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü İsmehan Bedir’in, Yüksel İlhan Alanyalı Öğrenci Yurdu’nun 4. katını İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün onayı olmadan, yönetmeliklere aykırı olarak kapatarak daireye dönüştürdüğü öne sürüldü. Bedir’in öğrenci yurdunun 4. katının tümünü işgal ederek “lojman”a dönüştürmesiyle yoksul öğrencilerin barınması için bağışlarla yapılan yurdun kapasitesinin 40 kişi azaldığı iddia edildi. Göreve başlamasının ardından okulun pansiyonunda geçici olarak ikamet eden İsmehan Bedir, daha sonra İlhan Alanyalı ile görüşerek yurdun bir odasında kalmak için izin istedi. Alanyalı, “bir odada” kalmasına izin verdi. Zamanla kaldığı 4. katın tümünü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün onayı olmadan kendisine ait lojmana dönüştüren ve mobilya siparişleri veren Bedir, daire haline dönüştürdüğü kata yerleşti. 165 kişilik yurdun 4. katının müdür Bedir tarafından işgal edilme İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 20052008 dönemine ait tüm yol ve inşaat ihalelerinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla İBB Başkanı Kadir Topbaş ve İBB Fen İşleri Daire Başkanı Abdurrahman Uçak hakkında soruşturma açılmasına izin verilmemesi kararı Danıştay tarafından reddedildi; Topbaş’a yargı yolu açıldı. Danıştay’ın dosyayı gönderdiği İstanbul Cumhuriyet Savcılığı da olayda ihmali bulunan 11 belediye yetkilisini daha soruşturmaya dahil etti. İstanbul Belediyesi yönetimi 100’e yakın ihalede usulsüzlük yapmakla suçlanıyor. Şikâyetçi İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Seymen de konu ile ilgili, “56 milyar dolarlık yol ve kavşak inşaatı İBB tarafından hukuka aykırı olarak inşa edilmiştir. Topbaş ve belediye yet kilileri suçludur. Soruşturmayı tamamlamayarak, seçim sonrasına bırakmayı amaçlıyorlar” dedi. Prof. Dr. Seymen, “yol ve kavşak ihalelerinin Kamu İhale Kanunu’na aykırı olarak pazarlık usulü ile yapıldığı” iddiasıyla, İBB Başkanı Topbaş ve İBB Fen İşleri Daire Başkanı Uçak hakkında Kamu İhale Kurumu’na şikâyette bulundu. Kamu İhale Kurumu’nun şikâyet dilekçesini gönderdiği İçişleri Bakanlığı, olayla ilgili soruşturma açılmasına izin vermedi. Prof. Dr. Seymen de İçişleri Bakanlığı’nın kararını “inceleme yapılmadan verilen siyasi bir karar olduğu” gerekçesiyle Danıştay’a taşıdı. Danıştay 1. Dairesi ise söz konusu köprü, altgeçit, meydan düzenlemesi, yol, kavşak düzenlemesi ve tünel inşaatları gibi temel altyapı inşaatlarının ihalelerinin “pazarlık usulü” ile yaptırıldığı Pazarlık usulü ancak pazarlık usulünün belirli istisnai durumlarda yapılabileceğini belirtti. İhalelerin yasaya aykırı yapıldığına dikkat çekilen kararda, “Eksik rekabet şartlarında sürdürülen ihalelerde saydamlık, rekabet ve eşit muamele ilkelerinin ihlal edildiği, davranan ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüne karar verilmiştir” ifadeleri kullanıldı. Danıştay, incelemenin yapılması için dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise ihalelerde imzası olduğu gerekçesiyle İBB yetkilileri Prof. Dr. Ramazan Evren, Mihmail Manfan, Mücahit Demirtaş, Altay Didin, Cezmi Sukuşu, Yunus Balta, Mevlüt Vural, Sabri Çakıroğlu, Hüseyin Kaya, Nusret Mum ve Ali Karaaslan hakkında da bakanlıktan soruşturma izni istedi. POL S MEMURUNUN YER DEĞ ŞT DD ASI Kübra bebeğin ölümü de ‘sehven’ CEM L C ĞER M siyle, yurt kontenjanı da böylece 40 kişi azaldı. MEB ve Öğretmen Okulları Genel Müdürlüğü’nün “onayı olmadan” yurdun 4. katını lojmana çeviren Bedir, daha sonra ise Kartal İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yazı yazarak yurtta kalmak istediğini bildirdi. Ancak onay olmamasına karşın, Bedir halen yurt binasında ikamet ediyor. Görüşlerine başvurduğunuz Yüksel İlhan Alanyalı Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü İsmehan Bedir ise, “iddiaların asılsız olduğunu, başka bir açıklama yapamayacağını, açıklama yapabilse bunun basın olmadığını” belirtti. Adalet 4 yıldır bekliyor Festus Okey davasında sanık polisi yargılamak için hâlâ nüfus kayıt örneği bekleyen mahkeme, gerçek bir yargılama isteyen 76 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu H LAL KÖSE Nijeryalı sığınmacı Festus Okey’in, Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği’nde polis kurşunuyla öldürülmesine ilişkin davaya bakan mahkeme, baroların, hukukçuların ve insan hakkı savunucularının seslerine kulaklarını tıkadı. Sanığı yargılamak için Okey’in nüfus kayıt örneğini bekleme kararından vazgeçmeyen mahkeme, gerçek bir yargılama yapılmasını isteyenler hakkında dün yine suç duyurusunda bulundu. Okey, 20 Ağustos 2007’de gözaltına alındığı karakoldan, bir saat sonra, silahla vurulmuş olarak çıktı. Sanık polis Cengiz Yıldız ise yaklaşık 4 yıldır tutuksuz yargılanıyor. Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada, uzun zamandır esasa lişkin işlem yapılmıyor. Mahkeme, Festus’un üzerinden çıkan, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği kimliğini dikkate almak yerine, Nijerya adli makamlarından nüfus kayıt örneği bekliyor. Davanın dünkü 13. oturumuna İstanbul Barosu, Ankara Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ile Çağdaş Hukukçular Derneği, Göçmen Dayanışma Ağı üyesi 76 kişi müdahil olarak katılmak istedi. Hukukçular “Havanda su dövülüyor” dediler. Mahkeme ise 76 kişi hakkında mahkemeye hakaret gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Okey, 20 Ağustos 2007’de gözaltına alınmıştı. SAMSUN 2.5 aylık Kübra Nazar Bakırcı’nın ölümünün polis bültenine ‘beslenme yetersizliği’ olarak yazıldığı ancak olayın basın tarafından gündeme taşınması üzerine aynı günün akşamı ‘sehven beslenme yetersizliği’ diye belirtildiği ve ilgili polis memurunun da görev yerinin değiştirildiği iddia edildi. İddiayı ortaya atan eski Samsun Tabip Odası Başkanı ve TTB Büyük Kongre Delegesi Uzman Dr. Cem Şahan, hastane ve otopsi raporunun basından gizlendiğini öne sürdü. Son 5 yıldır Samsun’da “Çocuk Hakları, Sosyal Politika, Yoksulluk, Çocuk Yoksulluğu” üzerine hazırlanan raporlarda imzası olan bir hekim olduğunu söyleyen Dr. Şahan, “Kamu yönetimine şunu sormak isterim: Niçin Samsun’un yoksulluk profili çıkarılmamıştır? Tekrar ediyoruz ki bu kent çocuk yoksulluğuna karşı politika üretmek zorundadır. Ayrıca Kübra’nın ölümünden sonra sergilenen günü kurtarmaya yönelik, tutarsız açıklamaların kamusal etiğe uygun olmadığı da ortaya çıkmış oldu” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle