15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 N SAN 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Yargıtay Başkanı Gerçeker, Anayasa Mahkemesi törenine katılmamalarının gerekçesini açıkladı 5 Shakespeare’in bir dizesi geldi aklıma haberi okuyunca: “Yaşlısın deseler de inanmam aynalara Gençlik ve sen aynı yaştasınız ya!” Gelecek doğmadı daha acılardan... Gelecek yaşamı kuşatmadı henüz... İşimiz zor, bunun bilincindeyim... ÖDP olayı ülkemin ne denli kuşatma altında olduğunu, hukuksuzluğun nasıl ivme kazandığını gösteriyordu. YSK kararıyla seçimlere girme hakkı elinden alınan ÖDP, sokaklarda hukuka isyan ediyor ama kimseler duymuyor. Ne televizyonlar ne gazeteler. Her şey göğün mavisi gibi değil... Zifiri bir karanlık var gün ortasında... Kıyım var, acı var, 18 yaşındaki üniversite öğrencilerinin aylardır zindanda yatmaları var... Suskun bir toplum... Unutkan, boşvermiş... Tepkisiz! Hiç kimse esen fırtınayı önemsemiyor, iktidartarikatlar ilişkisini görmüyor. Çünkü gelecek hiçbir zaman doğmadı acılarda Attila Jozsef’in dediği gibi... ‘Onurumuzu koruduk’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü törenini boykot ya da protesto etmesinin söz konusu olamayacağını belirterek, “Ben temsil ettiğim kurumun saygınlığını ve onurunu korumak zorundayım” dedi. “Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Yargıtay ve Danıştay’daki iş yüküyle ilgili ‘Başkanlar yıllardır uyuyorlar’ sözleri nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nin 49. kuruluş yıldönümü törenlerini protesto ettiği” yönündeki değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine Gerçeker, töreni boykot ya da protesto etmesinin söz konusu olamayacağını söyledi. Hasan Gerçeker, “Ben temsil ettiğim kurumun saygınlığını ve Törene katılmamasının protesto ya da boykotla ilgisi olmadığını belirten Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Ben temsil ettiğim kurumun saygınlığını ve onurunu korumak zorundayım. Yapılan ağır ve haksız eleştirilere karşı burada fedakârca çalışan arkadaşlarımızın hakkını korumak zorundayım” dedi. onurunu korumak zorundayım. Yapılan ağır ve haksız eleştirilere karşı burada fedakârca çalışan arkadaşlarımızın hakkını korumak zorundayım” dedi. Göreve geldiği günden beri yapılan işlerin ortada olduğunu dile getiren Gerçeker, “Çok haksız ve ağır birtakım eleştirilere muhatap olmak çok üzüntü verici. Elbette ki Anayasa Mahkemesi yüce bir kurumdur, yüksek mahkemedir. Ben yine gerekli kutlama görevimi yerine getirdim. Çiçek gönderdim” diye konuştu. Başkan Kılıç’ın sözleri üzerine Yargıtay’ı savunmak zorunda olmadığını, yapılan çalışmaların somut olarak ortada olduğunu söyleyen Gerçeker, 2005 ile 2010 yılında çıkan iş sayısı kıyaslandığında, aynı kadro, aynı personelle yapılan işin 500 binden 800 bine çıktığının görüleceğini belirtti. Gerçeker, “Bu, söylenen sözlerin ne kadar doğru olmadığını gösteren en güzel gösterge” dedi. “Danıştay Başkanı Mustafa Birden ile anlaşarak törene gitmediler” şeklinde yorumlar yapıldığını da hatırlatan Gerçeker, böyle bir durumun da söz konusu olmadığını söyledi. Hasan Gerçeker, “Bunun protestoyla, boykotla ilgisi yok. Benim kimseyle küsmek, darılmak gibi bir huyum yok. Tamamen kurumsal bir çaba içindeyiz. O kadar sıkıntımız var. Bugün yeni dairelerle, yeni binayı bitirmek için uğraşıyoruz. Arkadaşlarımız sürekli kontrol ediyor. Ben devamlı kontrol ediyorum. Ama elimizden gelen bu, olanaklarımız bu. Ankara dışından gelen yeni üyelerin lojman sorununu da halletmeye çalışıyoruz. Ama bunlar hep zaman istiyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu çağrılmadı Anayasa Mahkemesi’nin 49. kuruluş yıldönümü törenlere Yargıtay ve Danıştay temsilcileri katılmazken ilk kez törene ana muhalefet liderinin çağrılmadığı ortaya çıktı. Yüksek mahkeme yetkilileri, ana muhalefet partisine davetiye gönderildiğini söyledi. Ancak kısa bir süre sonra Zonguldak’taki mitingde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, “Bana davetiye gelmedi” dedi. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri akşam saatlerinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç tarafından da doğrulandı. Kılıç, davetiyenin gönderilmemesini, “Yasada yeri olmadığı için gönderilmedi” gerekçesiyle açıklamaya çalıştı. Çekip Gitmek Sessizce... Çekip gitmek istiyorsun bazen... Oturup düşünüyorsun uzun uzun... Özlemleri, umutları... Yitip giden yılları... Alçalan sis bulutlarının içinde o taze güzellikleri... Cahit Külebi’nin dizelerinde yer alan “yüzünde uzak sevgilerin derin aydınlığını”... Başını göğe çevirip bakmayı uzun uzun... Mavi göğün yalnızlığında yarım kalmış bir öyküyü. Yıldızların gece yarısı sevişmelerini. Uzun yolculukları... Bir pencere kenarına oturup, elindeki kitabı okumayı. Öğrenmeyi, insan olmayı, sevgiyi. Pablo Neruda’nın dizelerini gecenin karanlığında haykırmayı: “Gözlerim arar onu, çağırır yanıma Yüreğim çağırır, ama yoktur bu sefer Böyle gecelerdeydi beyazlaşır ağaçlar Gayrı ne eski biziz ne de geceler.” Ekmeğe ve özgürlüğe ne denli muhtaçsak, ne denli seviyorsak hayatı... İnsan çekip gitmek istiyor kimi zaman. Adı bilinmedik bir yere... Bir meşelik ormanına, dağların ardında bir taşra kasabasına. Kaybolan umutlarımızı toplamaya belki, belki aşklarımızı aramaya... O soğuk kış günlerinde Ankara’da çadırlarda eylem yapan TEKEL işçileriyle Samsun’da, İzmir’de, Diyarbakır’da buluşmaya. Hani “parasız eğitim isteyen” üniversiteli gençlerle konuşmaya... Sahi kaç yıl hapis cezasıyla yargılanıyor o çocuklar ve TEKEL işçileri. Kuşlar gibi konmak akışına zamanın... Unutmak her şeyi... Bir ölgün ışık odanın içinde yılların çizgilerini aydınlatıyor yine. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan’la birlikte idam edilen Hüseyin İnan’ın babası Hıdır Amca da yaşamını yitirmiş. Hıdır Amca 90 yaşındaydı... Nasıl da acı çekmişti 1972’den bu yana... Kaç gün kalmıştı üç fidanın ölüm yıldönümüne? Yıllar ne çabuk geçiyordu... İşkenceler, zindanlar... Acımasızlık, ikiyüzlülük! C HP’Lİ HAMZAÇEBİ’DEN TEPKİ: Kılıç, AKP sözcülüğünü bırakmalı İstanbul Haber Servisi CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın kuruluş yıldönümü törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu davet etmemesine tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de CHP’lileri İslamı bilmemekle suçlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a tepki gösterdi. Akif Hamzaçebi, CHP Tuzla İlçe Başkanlığı’nda düzenlediği toplantıda şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi iktidar partisinin sözcülüğünü bırakıp kendi işleriyle, gerçeklere yoğunlaşırsa daha iyi olur” dedi. Başbakan’ın bugün açıklaması beklenen “Çılgın Projesi”ne değinen Hamzaçebi, “Başbakan çıkıp derse ki işsizlik rakamını yüzde 2’ye indireceğim. Çılgın proje bu olur” diye konuştu. kin, Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’a yönelik “Ecevit’in adını ağzına almak için önce aptes alman lazım” sözlerine Bülent Arınç’ın “Bu ne İslamı bilmektir, ne aptesi bilmektir...” yönünde cevap verdiğini anımsatarak “Sayın Arınç bize diniman dersini vermeye hakkınız yok. Sağınıza baktığınız zaman haramzadeleri, solunuza baktığınız zaman haramizadeleri göreceksiniz. Göremiyorsanız bendeki dosyaları gönderirim görürsünüz” dedi. Kadıköy Belediyesi’nde meclis üyeliği yaptığı dönemde yargılandığı bir dava dosyasının “yandaş basın” tarafından son 1 aydır yeniden gündeme getirilerek CHP’nin yıpratılmaya çalışıldığını savunan Tekin, “O dosyalar benim namusum şerefim. Ey yandaş basının genel yayın müdürleri neden Deniz Feneri davasını, imar yolsuzluğu iddialarını görmezden geliyorsunuz” diye sordu. Tekin, bir gazetecinin “Başbakan’ın mahallesinde kendisine meydan mı okuyorsunuz” sorusuna “Her yerde kendisine meydan okuyoruz” karşılığını verdi. D SK’in öncülüğünde toplanan gazeteci örgütleri Sultanahmet Meydanı’ndan Beyazıt’a yürüdü. Burada yapılan açıklamalarda gazetecilerin tutuklanması ve basın üzerindeki baskılar protesto edilerek, 1 Mayıs’ta Taksim’de düzenlenecek eyleme katılım çağrısı yapıldı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Gazeteciler, tutuklanan meslektaşları için Beyazıt’a yürüdü Vurdumduymazlık... Sevdayı, aşkı bilmemek. Bir otobüs şoförünün, öpüşen sevgililere “İnin aşağıya, burası fuhuş yuvası değil” diyerek aşağılaması. Cehalet! Bilgisizlik! Aşk özgürlüktür, aşk hayattır! Bir mor menekşedir sevgi... Bir kırmızı gül! Bilir misiniz yaşamın rengini yüreklerinde taşır kadınlar... Kaçıp gitmek bir yerlere... Uzaklara, kimseler bulmasın diye... Anıların çiçeklendiği, insan olmanın erdemliliğinin saklı olduğu yerlere. Kimdi onlar, nereliydi, ne iş yaparlardı diye soracak olursanız... Bakın çevrenize tanırsınız... Biten zamana yol veren ustalardır! Tekirdağ’da bir fidan, Tunceli’de özgürlüğe açılan pencere... Karanlıktan aydınlığa uzanan bir sevgi ırmağı... Barış... Dostluk... Kardeşlik... Emeğin örgütlü gücü... Bir kız çocuğu bakıyor Harran ovasında... Diyarbakır çarşısında tablacı çocuklar. Gün Sümbül Dağları’nın ardından doğarken, Çukurova’da ırgatlar tarlalarda çalışıyor... Bir çağlayan ne zaman fışkırır zamanın içinden? Ne zaman özgürdür aşk? Bilen var mı? Bak Hüseyin’in babası Hıdır Amca da öldü... İşte böyle geçiyor yaşam... ‘1 Mayıs’ta Taksim’deyiz’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon operasyonları kapsamında tutuklanan Ahmet Şık ve Nedim Şener’in gazeteci arkadaşları Sultanahmet Meydanı’ndan Beyazıt’a “dayanışma” yürüyüşü düzenledi. DİSK’in öncülüğünde toplanan gazeteci örgütleri, basın üzerindeki baskıların tarihin hiçbir döneminde bu kadar artmadığına dikkat çekerek, “1 Mayıs İşçi Bayramı’nda tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için, basın üzerindeki baskıların son bulması için Taksim’de olacağız” dediler. Sultanahmet Meydanı’nda toplanan grup, “Basın üzerindeki baskılara hayır” pankartı taşıyıp, “Şiirden, kitaptan bomba olmaz Başbakan”, “Dokunan yansa da dokunacağız” sloganları atarak, Beyazıt Meydanı’na yürüdü. Gazeteciler adına basın açıklamasını okuyan Özgür Mumcu, gazetecilerin susturulduğunu ya da susturulmaya çalışıldığını belirtti. Türkiye’de 57’den fazla gazetecinin cezaevinde bulunduğunu ifade eden Mumcu, “Türkiye prangalı bir basınla ne demokratikleşebilir, ne özgürleşebilir ne de refahını adil dağıtabilir. Gazeteciler bu yılki 1 Mayıs’ta, 12 Eylül 1980’den bu yana benzeri görülmemiş bir heyecan ve katılımla yer alacak” diye konuştu. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise “basın emekçilerinin sorunu işçi sınıfının da sorunudur” diyerek “Yozlaşmış, gerçekleri halktan saklayan, yargısız infazlar yapan, hakaret, yalan ve iftiralarla dolu niteliksiz yayıncılığa karşıyız. Halka gerçekleri anlatan, araştıran, soran, eleştiren, meslek ilkelerine uygun nitelikli yayıncılığın önündeki engellerin de kaldırılmasını istiyoruz” dedi. Cezaevlerinde tutulan Nedim Şener, Ahmet Şık ve diğer gazetecilerin bir an önce özgürlüklerine kavuşturulmasını isteyen Görgün, “1 Mayıs 1977 katliamının aydınlatılmasını istediğimiz kadar, suikasta uğrayan gazetecilerimizin davalarının da aydınlatılmasını istiyoruz. Ve bütün bunları, 1 Mayıs’ta, 1 milyon yürekle Taksim’de haykırmak istiyoruz” ifadesini kullandı. GEREKÇE: KAMU GÜVENL Ğ ekin’den Arınç’a yanıt Tekin de, dün Başbakan Tayyip Erdoğan’ın evinin bulunduğu Üsküdar Burhaniye Mahallesi’nde seçim irtibat bürosunun açılışını yaptı. Te T BDP çadırları mahkeme kararıyla söküldü MAHMUT ORAL BEK R ŞAH N YSK AÇIKLADI 52 milyon seçmen ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YSK Başkanı Ali Em, kesinleşen seçmen kütüklerine göre 12 Haziran’da yurtiçinde 50 milyon 189 bin 930, yurtdışında ise 2 milyon 568 bin 977 seçmenin oy kullanacağını açıkladı. Em, harcamaların 246 milyon 298 bin 170 lira olduğunu kaydetti. Em, seçmenlerin YSK’nin sitesindeki “nerede oy kullanacağım” bölümünden sandık numaralarını öğrenebileceklerini kaydetti. ‘Artık Abbas yolcudur’ Kardeş kavgası çıkmasından endişe duyduğunu söyleyen Bahçeli, Nevşehir’den AKP’ye ‘Ya kendine çekidüzen vermeli ya da defolup gitmeli’ diye seslendi AYŞE SAYIN NEVŞEHİR MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı korku ve panik sardığını, bu korkuyla herkese hakaretlerle saldırdığını belirterek, “Ne yaparsa yapsın 12 Haziran’da Abbas yolcu! Millet de sanıyor ki bunlar yine gümbür gümbür geliyor, duyduğunuz boş teneke sesi. AKP ya kendine çekidüzen vermeli ya da defolup gitmeli” dedi. MHP lideri Bahçeli gezilerini Nevşehir’in ilçe ve beldelerinde sürdürdü. Son dönemde Erdoğan ile Bahçeli arasında polemik konusu olan “bozkurtçakal” tartışması, partililerin seçim afişlerine de yansıdı. Bahçeli’nin konvoyuna Kalaba’da katılan bir partilinin aracındaki, “Kurdun mekânı çakala diyar olmaz” yazısı dikkat ekti. Bahçeli, Topaklı, Kalaba beldeleri, Kozaklı, Avanos, Ürgüp ve Derinkuyu’da yurttaşlara seslenirken hedefinde hükümet ve Başbakan Erdoğan vardı. Bahçeli, “Ülkede gidişat iyi değil. Ya AKP kendine çekidüzen vermeli, gerekli tedbirleri almalı ya da defolup gitmeli. Bunu herhangi sebepten değil kaygı duyduğum için; kardeş kavgası başlayabilir. Bin yıllık kardeşliğimiz tehlikeye girebilir. Zaten Türkiye’de de çok görünmüyorsun, ya havadasın ya havaalanındasın. Taşımayla karadan havadan adam getiriyorsun, sonra büyük tantanayla gürültüyle konuşuyorsun, televizyonlar sabahtan akşama kadar o görüntüyü veriyor. Millet de sanıyor ki bunlar yine gümbür gümbür. Hayır, duyduğun ses boş teneke sesidir” diye konuştu. AKP ve Erdoğan’ın kendini gelecekte Yüce Divan’da yargılanmaktan kurtarmaya çalıştığını savunan Bahçeli, “9 yılda yaptıklarının 9 kere hesabını verecekler” dedi. Bahçeli, terör konusunda ise “Güneydoğu’da terör aldı başını gidiyor. Bu durumda Başbakan susuyor, Cumhurbaşkanı da kayıtsız kalıyor” ifadelerini kullandı. DİYARBAKIR/GAZİANTEP BDP ve DTK’nin, dört talebi dile getirmek için birçok kentte kurduğu çadırlar, mahkeme kararıyla polis tarafından söküldü. Polis çadırları sabaha karşı basıp sökerken Tunceli’de bağımsız aday Ferhat Tunç yaralandı. Oturma eylemleri için 24 Mart’ta Diyarbakır’da kurulan ve ardından Doğu ve Güneydoğu ile İstanbul, Adana, Mersin, İzmir ve Manisa’ya yayılan “Demokratik Çözüm Çadırları”, “Kamu Güvenliği” gerekçesiyle söktürüldü. Polisler çadırların kurulduğu yerleri gece sabaha karşı eşzamanlı olarak basarak söktü ve kamyonlara yükleyip götürdü. Söküm işlemi sırasında zaman zaman gerginlikler de yaşandı. zmir’de BDP’nin “sivil itaatsizlik” eylemleri kapsamında Agora Ören Yeri yanındaki Agora Parkı’nda kurduğu çadır, dün sabaha karşı polis tarafından kaldırıldı. Belirlenen adreslere yapılan baskınlarda da, 60 kişi gözaltına alındı. Şüpheliler 15 çocuğun bulunduğu belirtildi. Manisa’da BDP üyesi bir grubun önceki gece kaldırılan “Demokratik BDP’nin 24 Mart’ta oturma eylemi için kurduğu “Demokratik Çözüm Çadırları”, “Kamu Güvenliği” gerekçesiyle söktürüldü. Polisle BDP’liler arasında çadırların sökümü sırasında gerginlikler yaşanırken Tunceli bağımsız milletvekili adayı Ferhat Tunç yaralandı. Çözüm” çadırını yeniden kurması üzerine polis gruba müdahale etti. 17 kişinin gözaltına alındığı olayda, 4 polis atılan taşlarla yaralandı. Tunceli’de Seyit Rıza Meydanı’nda kurulan çadır 2 akrep ile 2 panzerle gelen polislerce basıldı. Baskın sırasında yollar trafiğe kapatıldı. BDP’nin bağımsız adayı Tunç, Belediye Başkanı Edibe Şahin ile BDP İl Başkanı Suat Demir çadıra geldi. Polisler tarafından çadır söküldüğü sırada içeride oturma eylemi halinde olan Tunç’un başına demir direk isabet etti ve kaşı yarıldı. Kalabalık yağmura rağmen alanı terk etmeyip, ateşler yakarak sabaha kadar oturma eylemlerini sürdürdü. Siirt’te Belediye Garajı yanında kurulu çadır saat 02.00 sularında yaklaşık 500 polis ve zırhlı araçlar eşliğinde basıldı. Çadırda bulunan bütün eşyalara ve sökülen çadıra el konuldu. Çadırda nöbet tutan Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ise çadırın kaldırıldığı yerde oturma eylemi başlattı. Iğdır’da dün çadırı yeniden kurmak isteyen bir gruba polis müdahale etti. Aralarında BDP Milletvekili Pervin Buldan’ın da bulunduğu bir grup partili oturma eylemi yaptı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle