15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 N SAN 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER 3 Türkiye klasiği Köksüz Yükselişin Sonu LİSANS üstü de dahil, yükseköğretimin çeşitli alanlarındaki sınav rezaletlerinden sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz: Vatandaşın evladını iyi okutup iyi yetiştirmek için katlandığı mali özverinin toplamı eğer ortaöğretimin köklü bir değişimden geçirilmesi için harcanmış olsaydı, bu ülke çoktan nitelikli bir yükseköğretime kavuşmuş olurdu. Hem de akılcı ve eşitlikçi bir giriş sistemi olan, bilimsel bir alan seçişle, daha iyi insan yetiştiren bir yükseköğretime. ma, olmadı ve tam tersi yapıldı: Meslek yüksekokullarını özerk kalması gereken üniversitelerin içine sokarak, üniversiteler düzeyindeki gelişmeyi nitelikten niceliğe çevirip olur olmaz yerlerde üniversite açarak, üniversite sistemini özerklikle ilgisi olmayan bir YÖK mekanizmasına bağlayarak, YÖK gibi bir merkezi kuruluşu yükseköğretimi ülkedeki insan gücü gereksinimine uygun bir planlama birimi olarak geliştirmek yerine acayip sınavlar kargaşasına sokarak. Evren’li Doğramacı döneminin büyük yanlışı, ortaöğretimde köklü değişimden geçmemiş bir ulusal eğitim sisteminin tepesine ilk bakışta devrim gibi görünen yanlış bir yükseköğretim mekanizması oturtmak olmuştur. Oysa, yükseköğretimde asıl devrim, 1940’ların ortasında Hasan Âli Yücel’in gerçekleştirdiği “üniversite reformu”yla yapılmıştı. O reformun tamamlanması, yine o reformun getirdiği özerklik kavramını sürdürerek yapılmalıydı. Bu ise üniversitelerin, nicel insan gücü planlamasına ters düşmeden kendi aralarında oluşturacakları özerk bir ortak kuruluşa bırakılabilir ve onun uzaktan, gevşek ve uygar niteliksel gözetimine emanet edilebilirdi. rtaöğretim, sayısal açıdan olmasa bile, nitelik ve sistem açısından son yıllarda en ihmal edilmiş alanlardan biri oldu ve neredeyse tam bir ticaret istilasına uğradı. O açıdan bakınca, eskiden misyonerlik uzantısı sayılan ya da Batı kültürüne düşkünlük olarak eleştirilen yabancı dil ağırlıklı resmi ve özel liseler bu istila karşısında parlayan birer öğretim yuvası sayılır duruma gelmiştir. Asıl kangren, zayıf ortaöğretimle yükseköğretime giriş sınavları arasına sıkışmış bir gençliğin sığındığı dershaneler furyasındadır. Dershane kurucularına ve oralarda görev alanlara da yüklenemezsiniz. Onlar, ilgilerini ve bilgilerini başka alanlar yerine yine de “bir çeşit öğretim”e aktarmış oldukları için kutlanmalıdırlar bile. Suçlama parmağı, onlara değil, kangreni yaratan ve hâlâ başka ameliyatlar peşinde koşanlara yönelmelidir. Dolayısıyla, yükseköğretim basamaklarındaki ya da hemen öncesindeki genç seçmenler ya da özellikle evlatlarını iyi okutup iyi yetiştirmek için ağır özverilere katlanan olgun seçmenler, 12 Haziran kampanyası boyunca bütün partileri ve adayları ulusal eğitimin çeşitli aşamalarına ve sorunlarına ilişkin tutumlarına göre değerlendirerek oy kullanmalıdırlar. Toplumun geleceği, ülkeyi bu eğitim kargaşasına sokmuş olanlar ile kargaşadan kurtarma güvencesi verebilir görünenler arasında yapılacak bir tercihe bağlıdır. Isparta’da koruma altındaki Eğirdir Gölü’nün kıyısına çöp döküldüğü haberlerinin ardından AKP’li Eğirdir Belediye Başkanı Osman Nuri Özmeral, medyanın önünde gölün suyunu içti. Eğirdir Gölü’nü Isparta’nın misafir odası olarak değerlendiren Özmeral, geçmişe göre gölün ve çevresinin daha temiz olduğunu ileri sürdü. Özmeral, Eğirdir’e ait çöplerin Isparta’daki Koçtepe mevkisindeki çöp depolama alanına götürüldüğünü ve ilçe sınırlarında hiçbir yere çöp atılmadığını aktardı. Ancak açık alanlara, bilgisi dışında değişik maddelerin atılmış olabileceğini savunan Özmeral, “Huzurunuzda gölümüzün suyunu rahatlıkla içebildik, çünkü bu su, Isparta’ya verdiğimiz su” dedi. Cumhuriyet’in Boynundaki lmik... İnsanlık Anıtı’nın boynuna çelik ilmiği geçirip infaz ettiler dün... Tüm infazlar böyle yapıldı... Kendilerinden olmayan kim ve ne varsa... Önce İmam yok etme emri verdi... Sonra yok ediciler yanaştılar... Sehpalar kuruldu... Susmayan aydınlar, satılmamış gazeteciler, namuslu bilim adamları, yürekli yargıçlar, onurlu komutanlar, direnen yayıncılar, cesur sivil toplum önderleri... Laik Cumhuriyeti savunan... Mustafa Kemal’i unutmayan... Çağdaşlığın derdinde olan... Çağdışılığa karşı duran kim varsa... Yıkım iskeleleri, idam sehpaları niyetine... Delikler açıldı bedenlerde... Testereler çalıştı... Sağı solu oyuldu canların... Çelik halat geçirildi boyunlara... Ve yok edildiler... Cumhuriyetçiler, aydınlıkçılar, laikler, Kemalistler, yurtseverler... Dün heykelin boynuna geçirilen çelik sicimin altı kez koptuğu haberini veriyordu televizyonlar... Ve görüntülerde; vuruldukça sarsılan, sallanan, direnen, ama parça parça dökülen İnsanlık Anıtı vardı... (........) Öbürlerinin infazını da aynen böyle seyretmiştik... İmam yıkım emri verdiğinde, çevreye yasak bantları çekildiğinde, polisler etrafı kuşattığında, yıkım makineleri çalışmaya başladığında, sabah karanlıklarında evlerden testere sesleri yükseldiğinde, içimizdeki korku ve acıyla sorduk kimi zaman: “Ne bu?..” “Yıkım...” “Kim?...” Türkan Saylan mı?... İlhan Selçuk mu?.. Ya da hepsi mi?.. “Tarikat şeyhinin yanına yakışmadığı için” sökülen heykele iyi bakın... Sadece kendi yıkılışını anlatmaz... Bir karşıdevrimin kin ve nefretle yıkımını anlatır size... Bir yok edişi... İlkelliğin çağdaşlığı infazıdır o... Çelik halatı İnsanlık Anıtı’nın boynuna geçirdiler dün... A 11 Nisan’da fotoğrafı çekilen kirli Eğirdir Gölü, 15 günde temizlenmiş olacak ki belediye başkanı dün gölden su içti! (AA) Çernobil faciasının yıldönümüne Japonya’daki felaket damga vurdu O Fukuşima’nın gölgesinde anma Çernobil felaketinin 25. yıldönümünde yurt genelinde çeşitli eylemler ve açıklamalar yapılırken; Doğu Karadeniz Bölgesi’nde HES projelerine karşı yaşam savaşı veren Derelerin Kardeşliği Platformu’ndan da HES’lere karşı ‘nükleer vurgulu’ bir Çernobil açıklaması geldi. Mersin’de de bir grup genç sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta örgütlenerek Mersin Akkuyu ve Sinop’ta nükleer santral kurmak isteyen hükümeti ‘gürültü bandosu’ oluşturarak protesto etti. Antakya’da da Antakya Çevre Koruma Derneği yöneticilerinin düzenlediği etkinlik bürokrasiye takılınca, ölüm ile eşanlamlı nükleer felaketin yıldönümünde mezarlıkta açıklama yaptı. zmir ve Adana da güne protestolarla uyandı. Haber Merkezi Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) Dönem Sözcüsü Ömer Şan tarafından ‘Çernobil’i Unutmak Mümkün mü’ başlığıyla yapılan yazılı açıklamada, “Çernobil’den Fukuşima’ya ve Erivan’a’ uzanan nükleer santral tehlikelerine değinilerek; ‘Günümüzün Çernobil’i HES projeleridir’” vurgusu yapıldı. DEKAP’ın açıklamasında, 25 yıl önce 26 Nisan 1986 tarihinde, Ukrayna’nın Çernobil kentindeki nükleer enerji reaktörünün patlamasıyla büyük bir nükleer facia yaşandığı vurgulanarak, Çernobil’in etkilerinin hâlâ devam ettiği belirtildi. Facebook’ta örgütlenen bir grup genç de Mersin Akkuyu ve Sinop’ta nükleer santral kurmak isteyen hükümeti ‘gürültü bandosu’ oluşturarak Mersin’de protesto etti. Atatürk Caddesi’nde bir araya gelen gençler darbuka, def, düdük, sıvı yağ tenekesi ve içine taş doldurulmuş pet şişelerden oluşan çalgıları çalarak caddede tur attılar. Antakya’da düzenlenmek istenen etkinlik bürokrasiye takılarak çevrecilere açıklama yapmaları için bir yer gösterilmedi. Nükleerin ölüm anlamına geldiğini söyleyen çevreciler de açıklamalarını Antakya Asri Mezarlığı’nda yaptı. Japonya Fukuşima ve Çernobil kazalarının farklı olduğunu bir kez daha vurgularken Ukraynalılar 25 yıl önceki faciada yaşamını yitirenleri unutmadılar. (AP) Yolcu teknesi Galata’ya çarptı İstanbul Haber Servisi ÜsküdarEminönü seferini yapan TURYOL’a ait Altınkaya 1 yolcu teknesi henüz belirlenemeyen bir nedenle Galata Köprüsü’nün ayağına çarptı. Dümen kilitlenmesi yüzünden meydana geldiği öne sürülen kazada 18 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralıların hayati tehlikesi bulunmadığı belirtildi. Kaptan ve 4 personelin ifadesi alındı. TORTUM VE SAZLIDERE ki göl 7 cana mezar oldu ERZURUM / İSTANBUL (Cumhuriyet) TORTUM Erzurum’un Uzundere ilçesinde Tortum Gölü’ne uçan otomobilde bulunan biri kadın 5 kişi yaşamını yitirdi. Arnavutköy Sazlıdere Baraj Gölü’ne düşen otomobildeki 2 kişinin cesetleri çıkarıldı. Erzurum’dan Artvin yönüne giden otomobil önceki gece 23.30 sıralarında yoldan çıkarak 80 metreden göle uçtu. Gölün dibi bataklık olduğu için otomobil sudan çıkarılamadı. Kazada Elif Kaya, İbrahim Yıldız, Ramazan Karadağ, Muhammet Dargın, Emin Altunkanat öldü. İstanbul Arnavutköy Sazlıdere Baraj Gölü’ne hareket halindeki bir otomobil düştüğünün bildirilmesi üzerine çalışma başlatan ekipler, 34 ZML 66 plakalı araca ve biri kadın 2 kişinin cesedine ulaştı. Ölen erkeğin üzerinde SAZLIDERE Tahir Baştürk (42) adına kimlik bulunurken ölen kadının kimliği araştırılıyor. ‘Siyah para’ ile dolandırıcılık Sabaha kadar eylem Nükleer santrallar İzmir ve Datça’daki eylemlerle protesto edildi. İzmir Nükleer Karşıtı Platform üyeleri, havaya “nükleere hayır” yazılı balonları bıraktılar. Datça Cumhuriyet Meydanı’nda da dün sabaha dek süren eylem yapıldı. Önceki gün saat 09.00’dan dün saat 10.00’a dek, 25 saat alanda eylem yapan yurttaşlar, “Nükleer santrallara hayır” dedi. Nükleere isyan stanbul Haber Servisi Çernobil felaketinin yıldönümünde, nükleer santrallar, dün stanbul’da üç gösteri ile protesto edildi. Greenpeace, Yeşiller Partisi Küresel Eylem Grubu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütü üyesi akşam saatlerinde nükleer santralları Taksim’den Tünel’e yürüyerek protesto etti. Yürüyüşte “Tüpgaz AKP”, sloganı atıldı. Karadeniz syandadır Platformu üyesi yaklaşık bin kişi de Taksim Meydanı’ndan Galatasaray’a yürüdü. Gruba, Loç Vadisi Koruma Platformu, eski ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ve sanatçı Şevval Sam da destek verdi. Grup Galatasaray’a geldiğinde, yere yatarak,1 dakika ölüm eylemi yaptı. stanbul Nükleer Karşıtı Platform bileşenleri Çernobil kazasında tarihsel sorumluluğu bulunan eski SSCB yeni Rusya Federasyonu’nun stanbul Başkonsolosluğu önüne siyah çelenk bıraktı. ADANA (AA) Gerçek banknot boyutunda kesilmiş ve üzerine Avro resmi işlenen siyah kâğıtların, özel bir solüsyon içinde gerçek paraya dönüştüğünü belirterek dolandırıcılık yapmaya çalışan 3 yabancı uyruklu zanlı yakalandı. Polis, Fransız uyruklu Joseph Desire B. (36), Joel Lionel G. (28) ile iyi Türkçe bildiği belirtilen Ruanda uyruklu İdriss D. (20) adlı zanlıları suçüstü yakaladı. Zanlıların otel odalarındaki aramalarda, çok sayıda banknot görünümünde siyah kâğıt ile özel solüsyon malzemeleri ele geçirildi. Önce biber gazı, sonra ceza KOCAELİ (AA) Kartepe ilçesinde bir kadın, “kızını taciz ettiği”ni öne sürdüğü birlikte yaşadığı kişiyi, cinsel organını keserek yaraladı. Bahçelievler Mahallesi’ndeki evlerinde Nebahat Ö, kızı G.Ö’yü (16) taciz ettiğini iddia ettiği, birlikte yaşadığı Hasan Ö. ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Hasan Ö, Nebahat Ö. ve kızı G.Ö’yü darp etmeye başladı. Bu sırada Nebahat Ö, evde bulunan biber gazını alarak Hasan Ö’ye sıktı. Nebahat Ö., fenalaşarak yere düşen Hasan Ö’nün cinsel organını mutfaktan aldığı bıçakla kesti. Cinsel organın ameliyatla yerine dikileceği öğrenildi. Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Akkuyu beldesinde nükleer santral kurma girişimlerini protesto etti. nönü Parkı’nda toplanan çevrecilere; çok sayıda sendika, meslek odası ve siyasi parti temsilcileri destek verdi. “Nükleere inat yaşasın hayat” ve “Nükleer enerji ölüm demektir” sloganları atan grup adına konuşan Prof. Dr. Figen Doran, “Zararsız radyasyon yoktur. Bu yanlıştan dönülsün” dedi. C MY B C MY B Adana da ayakta Adana Nükleer Karşıtı Platform bileşenleri,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle