Katalog

2 N SAN 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Babacan hem “Laf yetiştiremeyiz” dedi hem de “Polisiye tedbir” uyarısına tepki gösteren Özince’yi topa tuttu: Başımıza dert açtınız Ekonomi Servisi Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çin’in Nanjing şehrinde düzenlenen G20 toplantısına katıldıktan sonra geldiği Pekin’de, Türk gazetecilerin sorularını yanıtlarken bankacılık sektörünün Türkiye’ye çok büyük maliyetler getirmiş bir sektör olduğunu söyledi. Babacan, “Polisiye tedbir almak istemiyoruz” şeklindeki sözlerine, görevinden önceki gün itibarıyla ayrılan Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince’nin tepki gösterdiğinin hatırlatılması üzerine, “49 tane genel müdür var. Bizim her bankanın genel Dokunan Yanar Arkadaşımız Ayşenur Arslan’ın önceki günkü ‘Medya Mahallesi’ programının konuğu arkadaşımız Tuğrul Eryılmaz, 68 kuşağından günümüze ulaşmış bir gazeteci arkadaş olarak özeleştirisini yapıyordu... Radikal gazetesi basılarak Ahmet Şık’ın basılmamış ‘İmamın Ordusu’ kitap taslağının yok edilmesi eylemi sürecinde orada bulunan gazeteci arkadaşların, benzeri yaşanmamış olayın şaşkınlığında, birkaç kare fotoğraf çekmenin ötesinde seyirci kalmalarının çok yanlış olduğunun altını çiziyordu. Hukukta, yasalarda yeri olmayan yayımlanmamış kitap taslağının yok edilmesi eyleminde gazetecilerin bir duruşunun olması gerektiğinin altını çizdi. Toplumun yaşadığı büyük baskı, korkunun gazeteciler üzerindeki etkisinin yansımasının sadece genç arkadaşlarımızı değil, geçmişin hak arama kültüründen gelmiş arkadaşlarımızı da bir biçimde teslim aldığının bir yansıması olarak değerlendirdi. Tuğrul Eryılmaz içimizde insan hakları, demokrasi, özgürlükler, gazetecilik etiği, değerlerinde, savunulmasında tepki verme, eylemlere katılmada her dönem önde arkadaşlarımızdan biridir. Genel yılgınlığa, teslim oluşa ilişkin özeleştirisi öylesine içtenlikliydi ki... Gazeteciler için kırılma noktasından geçtiğimizin de ipuçlarını veriyordu... “Yetti gayri” noktasını geçmiştik, özeleştiri, çıkış noktaları arayıp bulma sürecine girmiştik... Elimde olmadığı için içim burularak Ahmet Şık’ın basılmamış kitabının ham kopyalarından birinin arkadaşlarımızdan birinin elinde kalmış olmasını diledim. Geçmiş deneyimlerimizle, kopyayı saklayabilmiş arkadaşlarımızdan herhangi birinin kopyayı sanal dünyanın verdiği teknik olanaklar içinde yurtdışına göndermesini, oradan servisle ülkemiz ve dünyada, sanal ortamda yüz binlerin okumasını sağlayacak biçimde yayılmasını diledim... Aynı saatlerde arkadaşımız Ertuğrul Mavioğlu’nun ailesi ile Silivri yolunda olduğunu, Ahmet’in kitabının sanal ortamda yayımlanacağını bilmenin rahatlığının yüzüne yansımasını gözlemlediğini bilemezdim... Benim aklıma gelen, Özal’ın Türkiye’ye gelen Çernobil radyasyon bulutunu saklatması, araştırma yasağı koyması sürecinde, elimde çay, toprak, gıda maddeleri ürünleri, Berlin’de tahlil yaptırmak üzere yola çıkma deneyimimle ilişkili, aklın yolundan geçen, gazetecilik refleksiydi... Şık’ın yakın çevresinden üretilen, kitabı okumuşların akıllarında kalanlardan bir özeti içeren metne herkesin imza atması kampanyası şıktı, ama eksikti... Medyanın uzun yıllar üzerimize çöken iktidarpatronaj baskısından daha belirleyici, gazetecilik kimliğinde yandaşyalakalık yarışı, kirlilikten arınmak, uyanmak kolay olmayacaktı... Dün sabah haberlerde ayrıntıları ile sanal itaatsizlik eyleminin boyutlarını izlerken; üzerlerine ağır baskılar uygulanmış, sindirilmiş gazetecilerin, enkaz altından sağ çıkma, ayağa kalkma çabalarını, küçük küçük katkıları ile ortaya çıkan dik duruşu görmenin sevinciyle... gazeteciliğin kimliği, onuru, sorumluluğu adına umutlarımı tazeledim... Ahmet, polisler arasında götürülürken, Fethullah cemaati örgütlenmesi içerikli kitap çalışması bağlantılı tutuklanmasına tepki olarak ‘Dokunan yanıyor’ demişti. Sanal itaatsizlik eylemi bütününde, arkadaşlarımız, 298 sayfalık kitap taslağı metnine önsöz olarak arkadaşımızın; suskunluğun, korkunun ecele faydası olmayan durum vaziyetlerimizi çok çıplak anlatan kendisinin kaleme aldığı önsöz metnini eklemişler. Adını çok daha düşündürücü, anlamlı olarak “Dokunan Yanar” yapmışlar.. Bilişim teknolojisinin ağlarında okumak isteyenlerin önlerine düşen kitabı tıklayanlar bir günde yüz binlere varmış. Okuduklarını dünkü gazete köşelerinde paylaşan, suç ortaklığını üstlenen arkadaşlarımız bir çırpıda onlarla... İletişim ağlarında dayanışma ile birçok siteye birden düşen kitabın, elindeki metne uyduğunu söyleyen Aydın Engin arkadaşımız tanık... Gazeteciler meslek ilkeleri adına ayıplı duruştan silkinmeye doğru anlamlı bir duruşu sergiliyor. Çorbada tuzu olan herkese selam... Çağımızda insan hakları, demokrasi, basın özgürlüğü önündeki en etkin tuzaklarda, silahlı güçten daha etkin medya gücünün kullanılmasında... Türkiye rejimi demokrasi olarak tanımlanan ülkeler içinde en gerilerde bir yerlerde... Medya patronaj sermaye dağılımı, doğrudan yandaş, cemaat, holding ilişkilerinin bütününde iktidarın denetimle susturdukları olarak paylaşılmış bir yapılanmanın bir başka örneği yok. Yıldız gazeteci, marka olmanın varlık yolu, bir biçimde kimlik satışı, görünen, gizlenebilen hizmet yarışı olunca bizdeki vahim tablo ortaya çıkıyor. AKP iktidarları, rejimin eksen kaymasında kendilerine rol biçmiş cemaatler, iki dönemdir tüm demokratik kurumları ele geçirme icraatlarında medyayı kullanabilmenin rahatlığında aykırı seslere giderek daha tahammülsüzler. Hele de referandum, rejimin ekseninin kaydırılmasında, yargı bağımsızlığının kırılmasında dönemeç 12 Eylül’den sonra üslup iyice sertleşti... Olup bitenleri basın özgürlüğü, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, Ergenekon davası kapsamında mantıklı tartışabilmek olanaksız... Devlet Bakanı Babacan, görevinden ayrılan Ersin Özince’nin, kredi sınırlamalarıyla ilgili sözlerine ateş püskürdü. Eski defterleri de açan Bakan Babacan, 20002001 krizi nedeniyle oluşan açıkların ancak ödenebildiğini, 380 milyar liranın Hazine’den çıktığını anlattı. Babacan, “Eğer banka sadece kendi bir yıllık kârını gözeterek hareket ederse, Türkiye’ye yeni bedeller ödetebilir” dedi. müdürünün söylediklerine tekrar cevap vermemiz, laf yetiştirmemiz gibi bir pozisyonumuz olamaz” dedi ama çok ağır sözlerle yanıt da verdi. Almış oldukları tüm kararların, Merkez Bankası’nın ve ilgili tüm birimlerin uygulamış olduğu tüm politikaların, Türkiye’nin uzun vadeli istikrarı için uyguladığı kararlar ve politikalar olduğunu söyleyen Babacan, şöyle konuştu: “20002001 krizinde, bankacılık krizi sebebiyle Hazine çok büyük bir borç yükü altına sokuldu. Biz o borçların ödemesini, daha yeni Ekim 2010’da tamamladık. Bu bedelin toplamı, borçlanma faiziyle bugüne getirdiğimizde 380 milyar lira ediyor. Bu 380 milyar lirayı halkımızın kolay anlaması için ne alabiliriz diye şöyle ifade edeyim: 380 milyar liraya 10 milyon adet otomobil alabilirsiniz, 5 milyon adet daire satın alınabilir. Olayın vahametini ve boyutlarını söylemek için bunu özellikle kastediyorum.” Bankacılıkla ilgili alınan bütün kararların uzun vadeli istikrar ve Türkiye’ye yeni bedeller ödetmemek için olduğunu belirten Babacan, eğer banka sadece kendi bir yıllık kârını gözeterek hareket ederse, bu hareketlerin toplamının Türkiye’yi istikrarsız bir ortama götürebileceğini kaydetti. “Uygulamalar kararlılıkla devam edecektir. Tabii ki ağlayanlar, sızlayanlar olabilir” diyen Babacan, önlemleri Türkiye’ye yeniden bedeller ödetmemek adına aldıklarını yineledi. AB tanımlı kamu borçlarının 459.5 milyar lira olduğunu hatırlatan Babacan, “Eğer o gün bankacılık krizi yaşamasaydık, yani bankalar o gün başımıza bu derdi açmasaydı, bugün Türkiye’nin borcu 381 milyar daha az olacaktı. Dolayısıyla herkes devletin koyduğu düzenler içerisinde ve devletin koyduğu regülasyon ve denetim çerçevesinde işini yapmaya devam edecek” diye konuştu. Özince Başkan, Bali Genel Müdür Ekonomi Servisi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine geçen Ersin Özince’nin yerine İş Bankası Genel Müdürlüğü’ne Adnan Bali atandı. Atamadan önce, Genel Müdür Yardımcısı görevinde bulunan Bali, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu. 1986 yılında İş Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda göreve başlayan Bali, farklı yöneticilik görevlerinden sonra 30 Mayıs 2006’da Genel Müdür Yardımcılığına yükseltilmişti. Türkiye’yi marka yapacaklar Yoğun katılım Dış Ekonomik lişkiler Kurulu (DE K) bünyesinde Türk ngiliz ş Konseyi (T K) öncülüğünde oluşturulan CEO Platformuna, Türk tarafını temsilen T K Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, ngiliz tarafını ise temsil etmek üzere ngiliz hükümetince görevlendirilen Vodafone Global CEO’su Vittorio Colao başkanlık ettiler. Türkiye’den, Koç, Sabancı, Borusan, Doğuş, gibi gurupların katıldığı toplantıda, BP, Rolls Royce, BAE Sytem, Mott MacDonald, HSBC gibi dünya devi şirketler katıldı. Türkiye ile ngiltere arasında kurulan CEO Platformu’nda ngiliz üst yöneticiler Türkiye’yi uluslararası arenada pazarlamaya karar verdi. CEO’lar Türkiye’nin markalaşmasında deneyimlerini, sektörlerinden bağımsız olarak kullanacak. HASAN ER Ş Enerjisa ve Akfen’den atak Ekonomi Servisi Akfen Hidroelektrik Santral Yatırımları’nın bağlı ortaklığı Çamlıca Elektrik Üretim’in Kayseri’de kurulan Çamlıca III HES projesi üretime başlıyor. Akfen Holding’ten yapılan açıklamaya göre, EPDK’nin lisansla HES projesinin Enerji Bakanlığı tarafından geçici kabulünün yapıldığı anımsatıldı. Enerjisa da 142.5 MW gücündeki Bares rüzgâr santralı lisansını portföyüne ekledi. 2013 yılı başında devreye alınması hedeflenen rüzgar santralı, 57 türbin ile yılda yaklaşık 500 Gwh enerji üretecek. Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman, açıklamasında, 2015 yılında en az 5 bin MW kurulu güce ulaşmayı hedefleyen Enerjisa’nın, üretim portföyünü büyütme ve çeşitlendirmeye yönelik faaliyetlerine hız kazandırdığını belirtti. Hakman, Türkiye’nin tek sahadaki en büyük rüzgâr santralı olma özelliği taşıyan Bares’in, 57 türbin ile yılda yaklaşık 500 GWh enerji üreteceğini, kaydetti. 6 sektöre odaklandılar Platformun ilk etapta odaklandığı sektörler ise enerji, inşaataltyapı, Finansal hizmetler, bilgitelekomünikasyonteknoloji, savunma sanayii ve havacılık. Her bir sektör için her iki ülkeden de iki veya daha fazla CEO’nun oluşturulacak çalışma grubuna başkanlık etmesine karar verildi. Çalışma gruplarının başkanları kendi ülkelerindeki faaliyetleri takip edecek, yeni projeler oluşturulması için çalışmalar yürütecek. CEO Platformu belli aralıklarla her iki ülkede bir araya gelerek somut adımlar atılmasını sağlayacak. İngiliz tarafından henüz net olarak çalışma komitelerinin başkanları belli olmazken Türk tarafında dağılım gerçekleşti. Çalışma komiteleri başkanları ise şöyle; Finansal hizmetler: Doğuş Grubu, Bilgitelekomünikasyonteknoloji sektörü: Vodafone Türkiye, Savunma sanayi ve havacılık sektörü: Koç Holding ve THY, Elektrik üretim, yenilenebilir enerji ve verimlilik: Sabancı Holding, Petrol, doğalgaz dağıtımında enerji koridoru: Çalık Holding, Altyapı ve inşaat: Borusan Holding. Enerji için iki komite oluşturuldu. Elektrik üretimi, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanındaki projeleri bir çalışma komitesi izlerken Türkiye’nin enerji koridoru olmasının yarattığı iş fırsatlarını başka bir çalışma komitesi izleyecek. LONDRA Türkiye ile İngiltere arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla ilk kez oluşturulan İngiltereTürkiye CEO Platformu’nda İngiltere’nin önde gelen şirketlerinin CEO’ları, uluslararası arenada Türkiye’nin markalaşması için çalışacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İngiltere’deki resmi temasları sırasında Türkiye’den dokuz, İngiltere’den 10 üst yöneticinin katılımı ile gerçekleşen platformun ilk toplantısında, ‘Branding Turkey’ başlığı ile İngiliz üst yöneticiler pazarlama ve markalaşma deneyimlerini Türkiye’nin pazarlanması için paşlaşmasına karar verdi. İngiliz üst yöneticiler bu amaçla Türkiye’ye dönük projeler gerçekleştirecek ve bulundukları her ortamda Türkiye’yi anlatacaklar. İki ülke işbirliğinde, ilk etapta finans, inşaataltyapı, bilgi teknolojileri, savunma ve havacılık ile enerji sektörlerine odaklanacak. Türkiye’nin bir marka olarak pazarlanmasında iki ayrı strateji izlenecek. Buna göre Türkiye tüketiciye yönelik mesaj ve platformlarda bir turizm ülkesi, yatırımcıya ise yatırım ülkesi olarak dünyaya tanıtılacak. Öncelikle yatırım ortamının geliştirilmesi için projeler geliştirilirken yatırımcılar davet edilecek. Denizbank Doğu’da öncü olacak PEL N ÜNKER KOB ’lere sunduğu kredi olanaklarını anlatmak için Mardin’e giden Denizbank ekibi Cercis Murad Konağı’nda doyasıya eğlendi. Düzenenlenen temsili kına gecesinde Denizbank şletme ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun damat; EIF Proje Yöneticisi Özlem Çotuk gelin rolünü üstlendi. Diyarbakır Denizbank, Büyüyen Anadolu’ya Kredi Kolaylıkları Programı (BAKK) kapsamında Avrupa Yatırım Bankası’ndan (EIB) temin ettiği 50 milyon Avro kaynak ile Türkiye’nin azgelişmiş bölgelerindeki KOBİ’lere 100 milyon Avro kredi kullandıracak. Banka yetkililerinin Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED) üyeleri ile bir araya geldiği toplantıda konuşan Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Avrupa Yatırım Fonu (EIF) garantisiyle sağlanan kaynağın, iki yılı ödemesiz, 5 yıl vade Denizbank, tarım kredilerinden sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bulunan KOB ’lere yönelik kredilere ağırlık veriyor. Banka, EIB ile birlikte Türkiye’nin azgelişmiş bölgelerindeki KOB ’lere 100 milyon Avro sağlayacak. li, sadece yatırım amaçlı değil, işletme finansmanı olarak da kullanılabilecek bir fon olduğunu söyledi. Ateş, bölgeler arası dengeli kalkınmanın önemine işaret ederek “İki milyon KOBİ’nin 250 bini Doğu’da bulunuyor. Burada yapılacakları öteden be ri banka olarak araştırdık. Tarımda nasıl öncülük yaptıysak Doğu’da da öncülük yapacağız. Bu makus talihi yenmek lazım” dedi. Bölgedeki çalışan ve şube sayılarını iki katına çıkarmayı planladıklarını söyleyen Ateş, Türkçeye hâkim olmayan bir müşteri kitlesi varsa bölgedeki şubelerinde Kürtçe konuşulmasında sakınca görmediklerini ve Kürtçe ATM kullanabileceklerini ifade etti. DOGÜNSİFED Başkanı Tarkan Kadoğlu da şiddet olaylarından dolayı bankaların kredi vermede zorluk çıkardıklarını dile getirdi. Kadoğlu “DenizBank’ın diğer kredi kuruluşları için örnek teşkil edilmesini diliyoruz” dedi. UN RoRo’YA REKABET SORUŞTURMASI Rekabet Kurulu, UN RoRo İşletmeleri hakkında soruşturma açtı. Kurul, 10 Mart 2011 tarihli toplantısında, UN RoRo İşletmeleri hakkında, Fransa ve İtalya varışlı RoRo hizmetleri pazarlarında rakiplerini pazardan çıkarmaya yönelik eylemlerde bulunmak ve Ulusoy RoRo İşletmeleri ile aralarında imzaladıkları protokole tanınan muafiyetin şartlarına uymamak suretiyle 4054 sayılı Kanunu ihlal edip etmediğinin tespiti amacıyla soruşturma açılmasına karar verdi. DO’YA 5 TEKL F İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan İstanbul Deniz Otobüsleri’nin (İDO) özelleştirilmesi için başlatılan ihale sürecinde 5 firma/ortaklık, teklif verdi. Teklif dosyaları ihale komisyonuna teslim edildi. İhale için TepeAkfenSouterSera Ortak Girişim Grubu, Global Liman İşletmeleri, Yıldırım Holding, Deniz Turizm Yatırımları Stena Yatırım Holding Ortak Girişim Grubu ile Torunlar Gıda teklif verdi. THY, 15 BOE NG Ç N MZA ATTI THY, Boeing ile 15 adet Boeing 737 uçağı için sipariş anlaşması imzaladı. Konuya ilişkin açıklamada, THY’nin geçen ay opsiyon hakkını kullanarak kesin siparişe çevirdiği 15 adet yeni nesil Boeing 737 uçağı için sipariş anlaşması imzaladığı belirtildi. THY geçen yıl satın aldığı 20 uçağa ek olarak, liste fiyatı üzerinden toplam değeri 1.2 milyar dolar tutan 10 adet Boeing 737800 ve 5 adet 737900ER daha sipariş etti. ÇMD’DEN GENÇLERE KAR YER ÇAĞRISI 40 bin kişiye istihdam sağlayan ve önümüzdeki beş yıl içinde bu rakamın 85 bine ulaşacağı öngörülen çağrı merkezi sektörüne nitelikli eleman yetiştirmeyi hedefleyen Çağrı Merkezleri Derneği Gelişim Akademisi eğitim programının ilk mezunları diplomalarını aldı. Akademide müşteri temsilcisinden yönetim ekibine kadar sektörde her pozisyonda çalışanlar için özel eğitim programları sunuluyor. Yıl sonuna dek yaklaşık 500 kişiye eğitim verecek olan akademi, sektörde sertifika ve diploma verebilen tek program. C MY B C MY B