23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul PB Edirne B Kocaeli PB Çanakkale Y İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara Y 14 18 18 15 18 17 18 19 13 20 15 14 18 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B Y PB PB PB PB PB PB Y Y Y 17 17 16 21 24 21 21 24 17 20 13 12 12 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra B AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y BudapeştePB Madrid PB Viyana PB 3 1 5 6 13 14 14 13 13 13 18 20 14 Belgrad Y 15 Sofya Y 15 Roma PB 16 Atina Y 18 Zürih Y 15 Moskova PB 5 Aşkabat B 22 Taşkent Y 18 Baku B 13 Bişkek Y 16 Tiflis Y 18 Kahire B 27 Şam B 26 31 MART 2011 PERŞEMBE Ülkemizin geneli parçalı ve çok bulutlu, Kırklareli ve Edirne dışında, Marmaranın geneli Ege Batı Akdeniz Sivas ve Karaman dışında İç Anadolunun geneli ile Doğu Anadolu’nun Kuzey ve batısı yağmur ve sağanak geçecek. Hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyredecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Mart GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Yeni Ergenekon dalgası çoğu ilahiyat fakültesinde görevli profesörleri vurdu GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nde, “(Kürtleri) inkâr politikalarına son verdiğini” beyan buyurmuş. Yüksek siyaset meraklısı yazarlara göre; Sünni RTE’nin, Şii lider Ayetullah Ali Sistani ile görüşmesi, Erbil’de Kürt aşiret reisi Barzani’yle kucaklaşması Ortadoğu’da Türkiye’nin ağırlığını koyacağı, Türkiye’nin (Başbakan’ın) önderlik edeceği yeni bir oluşumun müjdesiymiş! Radikal’de Cengiz Çandar, dünkü yazısında yüksek siyaset meraklısı yalakaların öngörülerini yalanlıyor. Geziden edindiği izlenimleri içeren yazısında Çandar; örneğin Barzani’nin RTE’yi öven konuşmasından bir cümleyi bir yorumla birlikte şöyle aktarıyor: “(Barzani RTE’ye) ‘Sizin varlığınız, bölgeye barış ve güvenliğin güvencesidir’ diyerek 12 Haziran seçimleri için açık destek ilan etmiş oldu.” Yorum, ilginç. Zira Çandar, çoğu zaman AKP’yi ve liderini destekleyen bir yazar. Yorumu biraz genişletelim. RTE seçim arifesinde içeriye mesajlar veriyor. Sünni, Şii, Alevi arasında fark gözetmediği izlenimini veriyor. Çandar’ın yazdığı gibi, seçim arifesinde Barzani bu sözlerle esas olarak Türkiye’nin Kürt seçmenlerine (şöyle) sesleniyor: Güvenceniz RTE’dir! RTE’nin Irak gezisinin gerçek amacı böylece açığa çıkmış oluyor. Gazetelere düşen parti haberlerine göre, Irak gezisinden RTE’nin amacına, liderlerin konuşmalarına, açıklanan vaatlere bakınca insan, “her şey seçim için” diyesi geliyor. Yoksulluğu ortadan kaldırmak hemen her partinin temel vaadi. CHP aile sigortası ile yoksula her ay 600 TL vereceğini açıklıyor ve MHP, bu miktarı üç aşağı beş yukarı vaatlerinin başına alıyor. AKP, öteden beri uyguladığı sistemi devlet olanaklarıyla zaten yürütüyor. Allı pullu vaatlere diyecek yok elbette. Ne çare, partilerin (örneğin CHP’nin) vaatlerini gerçekleşmesi tek bir koşula bağlı: 12 Haziran’da sandıktan tek başına iktidar çıkmak! AKP, Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) kimi uygulamalarını gerçekleştirmenin peşinde. Öne sürdüğü gerekçe devlet bakanlıklarını kaldırmak! Oysa asıl amaç, dilediğini görevden almak, dilediğini tabii kendine uygun olanları duyarlı yerlere atamak! Sivil kadrolarda da askerde de tasfiye olanağını yakalamak! KHK’yi yaşama geçirecek hükümet tasarısı bir iki gün önce Meclis’e geldi. O günden beri CHP, MHP, hatta BDP kıyameti koparıyor. AKP’nin Meclis’i bypass ettiğini, KHK’nin Meclis’i tasfiye anlayışı olduğunu söylüyorlar. Oysa bu filmi daha önceleri görmüştük. Demokrasimizin Menderes’ten sonra bir diğer yıldızı diye anılan Turgut Özal da tek adamlık sevdasına kapılan başbakanımız, cumhurbaşkanımızdı ve… ...partisi Anavatan’ın Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak bol miktarda KHK çıkardı. Üç partinin aynı ağzı kullanarak KHK’ye sert çıkışları elbette desteklenmelidir ama sözün değeri kalmayan bir dönemden geçiyoruz. Üç muhalefet partisi; KHK’nin Meclis’teki görüşmelerinde yeni sözler değil, yeni ve kalıcı etkisi olacak ortak bir davranış gösterebilir mi? Üç parti adına tek bir konuşmacının KHK’nin rejimsel sakıncalarını açıklayan konuşmasından sonra. ...AKP’yi her türlü sorumlulukla baş başa bırakarak genel kurulu terk edebililer mi? Bu da bir umut işte! İlahiyatçılara baskın Haber Merkezi Ergenekon belgeleri aldılar” dedi. Beyaz’ın davasıyla birleştirilen Malat evinin önünde toplanan komşuları ya’daki Zirve Yayınevi katliamı “Hırsızlar dışarıda, ülkesini sesoruşturması kapsamında dün venler içeride. Böyle şey ol“ilahiyatçı dalgası” yaşandı. 7 il maz” diye tepkilerini dile getide aramalar yapılırken Prof. Ze rirken, bir kaç kişi ise gösteri yakeriya Beyaz’ın Fethullah Gü pan yurttaşlara “Şov yapmayın” len ile ilgili hazırlık aşamasındaki diye tepki gösterdi. kitabının tüm notlarına el konulANKARA: Prof. Abdurrahduğu öğrenildi. İstanbul Özel man Küçük’ün evinde ve başYetkili Cumhuriyet Savcılığı’nın kanı olduğu Türkiye Dinler Tarihi talimatıyla dün sabah İstanbul, Derneği’nde arama yapıldı. 1999 Ankara, Adana, Konya, Malatya, seçimlerinde milletvekili seçilen Trabzon ve Antalya’da çeşitli Küçük, aynı zamanda MHP Geadreslerde arama yapılırken “göz nel Sekreterliği görevini yürüttü. altı” yaşanmadı. Evi aranan ila Küçük, 2009’a kadar ise MHP’de hiyatçı profesörler arasında Beyaz MYK üyeliği yaptı. Yayımlanmış dışında Ankara Üniversitesi İla 23 kitabı bulunduğunu hatırlatan hiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Küçük, “Dünya çapında bilinen Prof. Abdurrahman Küçük, bir bilim adamıyım. Dinler taAkdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Şahin Filiz, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadir Albayrak, İnönü Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Salim Cöhce ile Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin eski dekanı Mehmet Aydın bulunuyor. STANBUL: Prof. Beyaz’ın Esenler’deki evinde arama yapıldı. Beyaz, “Arama, misyonerlikle ilgili çalışmalarım hakkında. Fethullah Gülen ve Saidi Nursi hakkında kitap yazıyordum” dedi. Beyaz’ın kızı Gökçen Beyaz, “Evde, yalnızca Saidi Nursi ve Nurculukla ilgili çıkacak olan bir kitap vardı. Onunla ilgili Abdurrahman Küçük rihinin her alanına giren konularda araştırmalarım vardır. Beni irtibatlandırdıkları dava ile kişilerle hiçbir yakınlığım olmamıştır” dedi. KONYA: Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin eski dekanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın evinde de arama yapıldı. Aydın, evine gelen polislerin Malatya’daki Zirve Yayınevi ile ilgili kendisine birtakım sorular sorduklarını söyleyerek “Ben de kendilerine bilgimin olmadığını söyledim. Benim kesinlikle Malatya’daki Zirve Yayınevi ile ilgili bir bilgim yoktur” dedi. MALATYA: İnönü Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Salim Cöhce’nin İnönü Üniversitesi Yerleşkesi’nde bulunan evinde ve ofisinde arama yapıldı. ADANA: Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Albayrak’ın evinde ve üniversitedeki odasında arama yapıldı. Polisler dosya, bilgisayar kasası, CD, notların yazılı olduğu belgeler ve kitapları incelemek üzere götürdü. Türkiye Dinler Tarihi Derneği ve Dünya Dinler Tarihi Derneği üyesi olduğu bildirilen Albayrak’ın, “Dinlerin Rengi ve Renklerin Dili”, “Semavi Dinlerde Barış ve Şiddet İkilemi”, “Keldaniler ve Nasturiler”, “Kiliseler ve Hıristiyanlaşma Olgusu” adlı kitaplarının bulunduğu öğrenildi. ÖDEVLER B LE D D K D D K ED LD ANTALYA: Akdeniz Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Şahin Filiz’in üniversite yerleşkesi içindeki lojmanında ve üniversitedeki odasında da cumhuriyet savcısının nezaretinde arama yapıldı. Aramaların ardından bir açıklama yapan Filiz, evindeki aramalarda kızı ve oğluna ait oyun ve ses görüntü CD’leri ile ders fotokopileri, evdeki bilgisayarın harddisk örneğinin alındığını belirterek, “Bundan sonra müzik dinleyemeyeceğiz. Öğrencilerimin ödevleri didik didik edildi, haberleri olsun. Dünyanın hiçbir yerinde üniversite öğretim üyesinin sırf düşünceleri ve yazılarından dolayı arandığı baki değildir. Üniversite üretmesin, yazmasın, çizmesin diyorlarsa, o zaman ders de anlatmayalım” dedi. Filiz’in avukatı Ali Altay ise içinde “misyoner” kelimesi geçen her şeye el konulduğunu belirterek “Zirve Yayınevi’yle ilgili misyonerlik faaliyetleriyle ilgili bir suçlama var. O nedenle arama yapıldı. Dizinin reytingi düştü, reytingi yükseltmek için yeni bölüm çekimleri yapılıyor” dedi. Tam tersine hukuksuzluk derinleşiyor ve kurumlaşıyor. Bunun başlıca sorumlusu sizsiniz. Zira siyasetten emniyete tüm taraflar sıkışınca, “İyi de bu kararın altında bir yargıç imzası var. Durumu ciddi bulmasa bu imzayı atar mı” deyip işin içinden çıkıyor. Sayın yargıçlar, İki yıldır her fırsatta Ergenekon davalarının ve soruşturmalarının kabul edilemez yanlarını, akılda kalacağını düşündüğüm benzetmelerle eleştiriyorum. Bunlardan biri şuydu: Düşünceye hazırlık suçu! Dünya artık düşünce suçu diye bir tanımı tarihin çöplüğüne atarken bizde tam tersi bir süreç yaşanıyor. Sanıkların not defterlerindeki, bilgisayarlarındaki bilgi kırıntılarından, özel tutulduğu her halinden belli olan yarım notlardan öyle sorular çıkarılmıştı ki; bu durum bende yukarıdaki tanımı çağrıştırmıştı. Son olaylar, düşünceyi özel olarak yazıya dökmenin bile “hazırlık hareketi” sayılmaya başladığını ortaya koyuyor. Bir yıl önce, “Bu niyet yaygınlaşırsa kime çarpacağı belli olmaz” demiştim. Bu gidişin devamının da nereye çarpacağı belli değil. Yargıç kararlarının güven değil, güvensizlik ürettiği bir ortamdan sizin de mutlu olduğunuzu sanmıyorum. Sayın yargıçlar, İletişim dünyası baş döndürücü bir hızla gelişirken elbette böylesine etkin bir alan hukukun da konusu olacaktı. Uygar ülkeler gelişimi zamanında gördü ve “bilişim suçlarını” ayrı bir uzmanlık alanı olarak derinleştirdi. Bilişim dünyası bizde de hızla gelişiyor ve ne yazık ki hukuk arkadan geliyor. Her şey bir yana digital verilerin nasıl bir süreçten sonra “delil” kabul edileceği sorusu bile kesinleştirilmiş değil. O nedenle bu duruma da şu tanımın uygun olacağını düşünmüştüm: Digital işkence. Bugün tüm Türkiye bu işkenceyi yaşıyor. Evinize, işyerinize bir mektup ya da belge geldi. Açar bakarsınız, ilgilenmemeyi yeğlerseniz yırtar atarsınız. Bilgisayar dünyasında ise bu olanaksız. Silseniz bile, bir yerlere kaydedilmiş oluyor. Çağın motor gücü olarak bütün dünyaya yayılan böyle bir teknolojiden sizler terör örgütü ağı çıkarma uğraşındasınız. Sayın yargıçlar, Son bir ay içinde kamuoyunun yakından ilgilendiği dört davanın daha Ergenekona bağlanması gündeme geldi. Bu, sık yaşanan bir durum. Geçmişte de böylesi dosya arttırıcı kararları yorumlarken şu benzetmeyi yapmıştım: İstanbul’dan Ankara’ya gidiyorsunuz. 3 saat sonra bir tabela; Ankara 200 kilometre. Aradan bir saat geçiyor bir tabela daha; Ankara 250 kilometre. Bu dava görüldükçe uzuyor. Son olaylardan sonra bu benzetmemi değiştiriyorum. Tablo şu: İstanbul’dan Ankara’ya gidiyorsunuz. 3 saat sonra bir tabela; Edirne 90 kilometre. Haritadan güzergâha bakıyorsunuz, doğru yoldasınız. Gaza basıyorsunuz. Tabela; Afyon 50 kilometre. Şaşkınlıkla devam ediyorsunuz. Yeni bir tabela; Silivri’ye hoş geldiniz. Nüfus 73 milyon. Ergenekon soruşturmalarının tek ciddi yanı kaldı; cezaya dönüşen tutukluluklar. Türkiye’yi bu karmaşık trafikten hukuk yoluna sokmak sizin elinizde. Tabii bağlı değilse! Türkiye Yayıncılar Birliği kitap taslaklarına el konulmasına tepkili: Anayasa ihlal ediliyor HÜLYA KESK N Hanefi Avcı ifade verdi İstanbul Haber Servisi Devrimci Karargâh davası kapsamında tutuklanan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Ankara’da yargılandığı dava kapsamında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi. “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabında ‘terör örgütü propagandası’ yaptığı iddialarına ilişkin soruları yanıtlayan Avcı, kitabın tamamı değerlendirildiğinde güvenlik kuvvetlerinin yetiştirilmesi ve eğitilmesi konusunda önerilerde bulunduğunun anlaşılacağını söyledi. Ergenekon soruşturması kapsamında gazeteci Ahmet Şık’ın basılmamış kitabının toplatılmasının ardından ilahiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Beyaz’ın “kitap taslaklarına el konulması” tepkilere neden oldu. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Ergenekon soruşturmasının gerçek mantığından çıktığını ve sulandırıldığını belirtti. Son dalgaların faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve Türkiye’nin geçmişi ile yüzleşmesinden daha çok gazeteci ve muhaliflere yönelik bir eylem ol duğunu söyleyen Yeşildere, “Türkiye’de bir korku düzeni oluşturulup kitap yazarken belirli noktaları eleştirdiğinizde ‘dikkat edin oturun oturdu yorlar. Basılmamış bir kitap bile suç unsuruysa bunun altında başka bir şey vardır” dedi Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal Zeynioğlu ise G azetecilere Özgürlük Platformu (GOP) Dönem Başkanı Ercan pekçi, “Darbe döneminde dahi kitap taslağına el konulması uygulamayla karşılaşılmadı“ dedi. yaşananların “endişe verici” olduğunu söyledi. Zeynioğlu, yaşananların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) ve anayasaya aykırı olduğunu belirterek “Derhal bu uygulamalardan vazgeçilmeli” diye konuştu. ğunuz yerde’ diyorlar. Akademik çalışmaların en önemli etkeni özgürlüktür. Bu kapsamda Türkiye’deki sorunlar üzerinde araştırma yapanlara korku ve göz dağı vermeye çalışı Gazetecilere Özgürlük Platformu (GOP) Dönem Başkanı Ercan İpekçi de “Darbe döneminde dahi bu uygulamayla karşılaşılmadı. Düşündüğünüzü bir yere not ettiğiniz takdirde bir suçla karşı karşıyasınız demektir” diye konuştu. İpekçi bir eserin Basın Kanunu’na göre suç sayılması için önce basılmış olması gerektiğini anlatarak “Bu belgelerin Basın Kanunu kapsamında değerlendirilemeyeceği, ‘terör örgütü’ ile ilişkili belgeler olduğu iddia edildi. Hukukun bu kadar ayaklar altına alındığı bir dönem olmamıştır” dedi. AVRUPALI GAZETEC LER: Türkiye’de basın özgürlüğü tehlikede İstanbul Haber Servisi Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB), Alman Gazeteciler Birliği (dju) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EJF), Türkiye’deki “basın özgürlüğü”nden kaygılı olduklarını bildirerek, “Türkiye, hükümetinin iddia ettiği gibi basın özgürlüğünün ileri derecede gelişmiş olduğu bir ülke değildir. Dahası basın özgürlüğünün tehlikede olduğu bir ülkedir” dedi. Ortak açıklamada, “Türkiye’de gazetecilere karşı artan baskılar bizi kaygılandırıyor” ifadesi kullanılarak, gazeteci Ahmet Şık’ın henüz yayımlanmamış “İmamın Ordusu” adlı kitabının “ismi” nedeniyle Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Türkiye’de şu sıralarda 68 gazeteci tutuklu bulunuyor. 45 gazeteci şimdiden mahkum oldu. Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı, Avrupa Gazeteciler Birliği üyesi ve Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) Sözcüsü Ercan İpekçi 150 gazetecinin tutuklanma ve hüküm giyme tehdidi altında olduğunu belirtiyor. Ayrıca gazetecilere ve medya sahiplerine karşı açılan 2 bin dava ve 4 bin soruşturma sürüyor” denildi. Kitabevlerine tutuklu gazeteci Şık’ın kitabı için tebligat yapıldı: Sedefçi’ye suç duyurusu EDİRNE (Cumhuriyet) Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Bırakın CHP’yi diğer partilerden bir tanesi Hanefi Avcı’ya sahip çıkarsa, böyle hastalıklı bir zihniyeti parlamento çatısı altına sokarlarsa Türkiye için zül olur” diyen Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi hakkında suç duyurusunda bulundu. Sedefçi ise Avcı ile ilgili söylediği sözlerin arkasında olduğunu belirtti. mamın Ordusu’nu satmayın AYŞEGÜL ÖZBEK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı sanıklarıyla görüştüğü iddialarını yalanladı. Avukatları, Tolon’un İnönü Üniversitesi’nce konferans vermek üzere davet edilmesi nedeniyle Malatya’ya bir kez gittiğini açıkladılar. C MY B C MY B Tolon’dan Zirve açıklaması Ahmet Şık’ın henüz piyasaya sürülmeden toplatılan “İmamın Ordusu” adlı kitabının taslağının dağıtım ve satışı İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yasaklanmasını Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri Metin Celal, “Mahkeme kararında kitap için “örgütsel doküman” tanımı yapılıyordu. Oysa tebliğ, “İmamın Ordusu”nun bir kitap olduğunun belgesidir. Öyle olmasa kitabevleri ve kırtasiyelere bu kitabı satmayın diye tebliğ yollanmazdı” sözleriyle değerlendirdi. Türkiye genelindeki tüm kitabevi ve kırtasiyelere gönderilen mahkeme kararında, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile “İmamın Ordusu” isimli doküman ve kitap taslağının dağıtım ve satışının yasaklandığı belirtilerek karar kitabevi ve kırtasiyelere tebliğ edildi. “İmamın Ordusu”nu basacaklarını duyuran Pencere Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Muzaffer Erdoğdu bunun bir tepki meselesi olduğunu belirterek, “Kitabı satmasalar bile sokakta dağıtır, yine bunun arkasında dururuz” şeklinde konuştu. Kitabın satışının yasaklandığı tebliğ edi len Beyaz Adam Kitabevi’nden yapılan açıklamada ise bunun bir usül olduğu ve bu tebligatın kitabı satmayacakları, ellerinde olmadığıyla ilgili bir taahhütname olduğu belirtilerek şöyle denildi: “Kitap basıldığı anda yasal olarak satamayız belki ama dükkanın önüne tezgâhı koyup kitabı satmaktan da çekinmeyiz. Bu ülkede “Kavgam” kitabı bile iki üç yıl önce döne döne baskı yaptı.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle