18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] EMEK Birleşik Metal ş bir sözleşme daha imzaladı Uygulamaya başlanan grev kararı gereğince önceki gün Gebze’de 1700 işçinin çalıştığı Areva fabrikasında greve çıkmaya hazırlanan Birleşik Metalİş Sendikasıyla işveren uzlaşarak sözleşmeye imza attı. Böylece grev, başlamadan kazanımla sonuçlandı. 22 Mart’ta Eskişehir’de başlayan grevlere Areva’da devam edilecekti. Areva, Alston ve Shinder fabrikalarında gece geç saatlere kadar süren görüşmelerin ardından işveren Birleşik Metalİş’in taleplerini kabul etti. Sendika üyeleri Areva’da saatlik ücretlerine 51 kuruş zam getirecek sözleşmeye imza attılar. Ücret zammının yanı sıra bazı sosyal hakları da garanti altına alan Birleşik Metalİş üyeleri dün de Bekaert’te grev çıktılar. 7 Mahkeme: Eyleme katılmak sendikal hak İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) KESK ve KamuSen’in 2009 yılında gerçekleştirdiği eyleme katıldıkları için maaştan para kesme cezası alan memur, cezanın iptali için açtığı davayı kazandı. Balıkesir’in Edremit ilçesinde tarım müdürlüğünde mühendis olarak çalışan Bülent Coşar, 2009 Kasım’da KESK ve KamuSen’in bir günlük iş bırakma eylemine katıldı. Coşar hakkında ilçe tarım müdürlüğü, mazeretsiz işe gelmediği gerekçesiyle 1/20 oranında maaştan kesme cezası uyguladı. Bunun üzerine Balıkesir İdari Mahkemesi’nde dava açan Coşar, cezasını iptal ettirdi. Mahkeme kararında, eyleme katılmanın sendikal hak olduğu vurgulandı. DİSK, KESK, Türkİş ve meslek odalarından 26 örgüt, güvenceli çalışmayı esas alacak bir düzen için emek hareketi başlatıyor Güvence için 3 Nisan’da Ankara’ya Sermayenin krizden çıkarken emekçilerin krizinin büyüdüğüne dikkat çeken Çerkezoğlu, duyarlı tüm kesimleri Ankara’ya çağırdı. Emek örgütü, güvencesizleştirmeye ve taşeron sistemine karşı 3 Nisan’da Ankara’da olacaklarını açıkladı. DİSK’e bağlı Dev Sağlıkİş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sermaye sınıfı krizden çıkarken işçi sınıfında krizin büyüdüğünü belirtti ve işçi sınıfının yüz yılı aşkın süredir elde ettiği mevzilerin ve kazanımların yok edildiğini söyledi. Emeğe yönelik saldırıların, emeğin yeniden üretildiği alandaki piyasalaştırmayla birleştiğine işaret eden Çerkezoğlu, farklı istihdam biçimleri ve etnik/dinsel ayrımlar uzun süredir ‘işçi sınıfı parçalanıyor’ görüntüsünü verse de tüm emekçilerin kaderlerinin güvencesiz çalıştırma ekseninde birleştiğini söyledi. Birçok işkolunda, başta taşeronlaştırma olmak üzere güvencesizleştirmenin değişik biçimlerine karşı yükselen eylemlerin kazanımlar elde ettiğini ifade eden Çerkezoğlu, eylemlerin toplumda geniş yankı uyandırdığını söyledi. Çerkezoğlu işten atılmalara, sendikasızlaştırmaya, ücretlerin ödenmemesine, keyfi muamelelere, angaryaya, ayrımcılığa karşı mücadelelerin, grev, direniş, işgal ve yaygın protestoların; yoksul halkın temel hizmetler için giriştiği mücadelelerle bütünleşerek yeni mücadele ve örgütlenme biçimlerini tarih sahnesine çıkardığını belirtti. Çerkezoğlu bu durumun yeni bir sendikal hareketin kapılarını araladığını söyledi. 3 Nisan eylemine katılan örgütler Birleşik Metalİş, Petrolİş, EğitimSen, Dev Sağlık İş, Havaİş, Ses, Nakliyatİş,TekGıda İş, HaberSen, Limterİş, Belediyeİş, SineSen, Tümtis, Dev MadenSen, Deriiş, Sosyalİş, Basınİş, EnerjiSen,Türk Tabipleri Birliği (TTB), BTS, ESM, SporSen, Jeoloji Mühendisleri Odası, Tarım OrmanSen, Yapı Yol Sen, Tüm Bel Sen ve TMMOB 26 TÜS AD’ın Olmayan Raporda Sosyal Devlet TÜSİAD’ın, kendisinin “görüş raporu” olmadığını açıkladığı “Yeni Anayasanın Beş Temel Boyutu” başlıklı çalışma, “katılımcılar arasındaki görüş alışverişinin ana hatlarını derleyen bir özet” raporun amacı, “yeni bir anayasa yazmak” değil, beş konudaki “fikirler demeti”ni ortaya çıkarmak. Rapor, bir “fikirler ve öneriler derlemesi”. “Yeni bir anayasa taslağı üretme” amacı taşımıyor. Bu yazının konusu, basında neredeyse hiç tartışılmayan ve üstelik kamuoyuna açıklanmasından iki gün sonraki TÜSİAD ziyaretinde CHP Genel Başkanı’nca da hiç söz edilmeyen sosyal devlet ve sosyal haklar. Sosyal haklar, ilk olarak, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı bağlamında gündeme gelmiş. Kimi katılımcılar, bu hakkın “Anayasadaki tüm hakları kapsayacak ölçüde genişletilmesini” isterken, kimileri karşı çıkmış. Gerekçeleri, bunun AYM’ye “temsili demokrasi ve hukuk devletinin doğasıyla bağdaşmayan geniş bir takdir yetkisi tanıyacağı” savı. Oysa bu yaklaşım, insan haklarının evrensel ilkeleri (bölünmezlik, bütünsellik ve karşılıklı bağımlılık) ile bağdaşmaz. Rapordaki “görünürde olumlu” önerilerden biri, yeni “Anayasanın, (…) devlet memurları için geçerli olan grev yasağını kaldırması ve uluslararası standartlara uygun şekilde düzenlemesi”. Nerede bu grev yasağı? 2010’da, 53. maddeye “bon bon” olarak eklenen yeni fıkrada! Yapılması gereken ne? Hem grev hakkını “tanımak”, hem de zorunlu hakem sistemini kaldırmak. Görüş birliğine varamayan katılımcıların “sosyal devlet” yaklaşımı şöyle: “Yeni anayasa, sosyal devlet ilkesine ve insan hakları kavramının ayrılmaz parçası olan sosyal haklara yer vermelidir. Ayrıca katılımcıların bir kısmına göre, yeni anayasa ekonomik ve sosyal haklar alanında devletin yükümlülüklerini zayıflatan 1982 Anayasası’nın 65. maddesi gibi bir düzenlemenin yerine, devlete insan yaşamının temel ihtiyaçları arasında yer alan eğitim ve sağlık gibi alanlarda bir dizi açık yükümlülükler getirmelidir.” İnsan haklarının evrensel ilkeleri gereğince, sosyal hakların sosyal devletle birlikte anılması doğru. Ancak somut edimde bulunma yükümlülüğü tüm sosyal hakları kapsamadıkça, sosyal devlet ne etkin ne de işlevsel olabilir. Eşkoordinatörlerin “yorum ve değerlendirmeleri” ise 2. bölümde özetlenmiş. Yeni anayasanın temel ilkelerinin “ana hatları” sıralanırken, anlam ve içeriği belirsiz bir anlatım dikkat çekiyor: “Anayasanın, … hak alanlarına saygıyı güçlendirici bir sosyal devlet modelini şiar edinmesi.” Sosyal devlete saygı, ancak tüm sosyal haklardan eylemli olarak yararlanmayı sağlamakla güçlendirilebilir. “Sosyal devlet ilkesine yeni anayasada yer verilmesi şarttır” diyen eşkoordinatörler, “ancak” diyerek dolambaçlı bir cümle ekliyor: “Ancak, sosyal devlet ilkesinin, sosyal ve ekonomik hakların tanınmasına dair anayasal hak ve özgürlükler kategorisi ışığında ve bu hak kategorisine ilişkin uluslararası insan hakları standartları dikkate alınarak, hangi hukuki ve fiili güçlendirme (…) mekanizmaları sayesinde hayatiyet kazanacağı hususu da açıklıkla belirtilmelidir.” Amaç, sosyal devlete uygulamada işlevsellik ve gerçeklik kazandırmak, etkin bir sosyal devleti gerçekleştirmek için 65. maddeyi yeniden yazmak ise sözü uzatmanın ne gereği var? Eşkoordinatörlere göre, “… sosyal ve ekonomik hakların küreselleşmenin etkisi altında olmaları kadar aynı zamanda birer temel hak ve özgürlük olma karakterleri de göz önünde tutularak sadece piyasa koşullarına bağlı bir düzen tanımı içinde tanınmaması” gerekir. Yerden göğe kadar haklılar! Küreselleşmenin ve AKP’nin budamaktan usanmadığı sosyal haklar, piyasa yasalarına teslim edilemez elbette. 65. madde, bu açıdan yaşamsal önem taşır. Önerilen dengeci yaklaşım şöyle: “Yeni anayasada da, bu bağlamda bir sınır tanımına yer verilecekse, bunun, sosyal devlet ilkesiyle kabili telif olma ölçütlerinin de şeffaf biçimde belirlenmiş olması hayati bir öneme sahiptir. Örneğin sağlık ve eğitim gibi sosyal haklar bakımından, ‘devletin ödevi’ ve ‘haktan yararlanma’ kavramları arasındaki dengenin nasıl gözetileceği hususu bu çerçevede söz konusu olabilecek birçok önemli bir örnektir.” Uzlaşma dili böyle oluyor galiba! 22 katılımcısından yalnızca 6’sı kadın olan raporun söyleyemediğini ben söylüyorum: “Sosyal adalete dayalı sosyal devlet”, bağımsız ve değiştirilemez bir anayasal ilke olmalıdır. “Mali kaynakların yeterliliği” ölçütü 65. maddeden çıkarılmalı, başlıktaki “sınırı” yerine “gerçekleştirilmesi” yazılmalıdır. * Ankara ve Anadolu üniversitelerinde doktora dersleri veriyor Atilay Ayçin: Emekçi siyasete müdahale etmeli E ylemin duyurusunu yapmak üzere bir grup gazeteciyle bir araya gelen eylemin destekleyicilerinden Havaİş Genel Başkanı Atilay Ayçin, iktidarın uygulamalarından rahatsız olanların bir araya geldiğini belirterek emekçilerin siyasete müdahale etmesi gerektiğini vurguladı. Ayçin, bu birlikteliğin 3 Nisan’da bitmeyeceğini dile getirerek emeğe yönelik saldırıların sürdüğü ve bu saldırılara karşı emek cephesinin birleşik bir şekilde mü cadele etmesi gerektiği üzerinde durdu. Ayçin, birlikteliğin 1 Mayıs’ta ve seçim sonrasında da beraber süreceğini ifade etti. Birleşik Metalİş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, birlikteliğin özlenen bir birliktelik olduğunu belirtti ve kriz öncesinde ortaya konulan hedefin bir kısmının gerçekleştirildiğini, güvencesizleştirme tehlikesinin farkına geç varıldığını ifade ederek taşerona, ulusal istihdam stratejisi ve yeni torba yasalarla önümüze çıkacak olan tehlikelere karşı bir duruş sergilemeye başladıklarını söyledi. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Hüseyin Demirdizen de AKP’nin, uyguladığı neoliberal programın mağdurlarını eskisi gibi yönetemediğini belirtti. Birleşik mücadelenin önemi üzerinde duran Demirdizen, “3 Nisan yeni dönem için yeni bir sesleniş, yeni bir itiraz olacak. Bu sesin gücü, hepimizin ortak çabasına bağlı” dedi. Emek örgütleri 1 Mayıs’a hazırlanıyor İstanbul Haber Servisi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanvekili Tayfun Görgün, 1 Mayıs kutlamaları için çalışmalara başladıklarını ve 1 milyon kişilik katılım beklediklerini söyleyerek “İşsizliğin kitlesel boyutlara ulaştığı, güvencesiz, esnek çalışma biçimlerinin ve taşeronlaşmanın arttığı, sendikal hakların ihlal edildiği basın özgürlüğü başta olmak üzere hak ve özgürlükler alanının giderek daraldığı, AKP iktidarını otoriter özlemlerinin artırarak sivil diktaya doğru yöneldiği süreçte özgürlük taleplerimizi haykıracağız” dedi. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, dün DİSK Genel Merkezi’nde “Susmayacağız! 1 milyon yürek Taksim’de atacak” başlıklı ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamayı grup adına okuyan DİSK Genel Başkanvekili Tayfun Görgün, 1 Mayıs bayramının, eşitlik ve özgürlük taleplerini haykıracakları bir gün olacağını belirtti. İzlediği emek karşıtı politikalar nedeniyle AKP iktidarına yönelik toplumsal muhalefetin de her geçen gün daha da arttığını söyleyen Görgün, 1 Mayıs 1977 katliamında hayatını kaybedenlerin anısına, 1 Mayıs 2011 kutlamalarında örgütlü güçlerin katılımının yanında toplumun tüm kesimlerinden destek alacağını da söyledi. Anayasa Mahkemesi 4C’yi iptal etmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın, geçici personel çalıştırılmasına olanak sağlaDanıştay yan “4/C” maddesinin iptali istemini oydari Dava çokluğuyla reddetti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Daireleri Kurulu’nun 657 sayılı yasanın geçici personel çalışDevlet Memurları tırılmasına ilişkin “4/C” maddesi ile Yasası’nda geçici 5429 sayılı Türkiye İstatistik Yasası’nın 49. maddesinin ikinci fıkrasının personel çalıştırılmasına anayasaya aykırı olduğuna hükmedeolanak sağlayan rek iptali için itiraz yoluyla Anayasa düzenlemenin iptali Mahkemesi’ne başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi heyeti, bu başvuruyla ilgiistemini Anayasa li ilk incelemesini 20 Mayıs 2010’da yapMahkemesi oy mış, davayı esastan görüşmeye, yürürlüçokluğuyla ğünün durdurulması isteminin de esas inceleme aşamasında ele alınmasına karar verreddetti. mişti. Başvuruyu dün esastan görüşen mahkeme, iptal isteminin reddine oyçokluğu ile karar verdi. şsizliğin kitlesel boyutlara ulaştığını belirten D SK Başkanı Görgün, 1 milyon emekçi AKP’nin sivil diktasına karşı yürüyeceğini söyledi. TC İZMİR AHKÂMI ŞAHSİYE 14. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI DOSYA NO: 2010/48 Satış Mahkemece satışına karar verilen ve İİK hükümlerine göre satışı yapılacak olan taşınmaz; İzmir ili Karabağlar ilçesi, Karabağlar Tapu Sicil Müdürlüğü Vatan Mahallesi 13886 ada 6 parselde kayıtlı 486,00 m2 yüzölçümlü ana taşınmaz niteliği arsa olan taşınmaz İzmir ili, Karabağlar ilçesi Vatan Mahallesi 9080/1 sokak ile 9166/1 No’lu sokakların arasında kalan 9080/1 sokakta 4/1 kapı No’lu binanın batı tarafında kalan boş arsadır. Bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz boş arsa olduğu güney hududu 9080/1 nolu sokağa kuzey hududu 9166/1 nolu sokağa cepheli durumda olduğu arasi yapısının 9080/1 sokaktan 9166/1 nolu sokağa doğru azalan yönde eğimli vaziyette olduğu düzgün geometrik şekilli olan taşınmazın etrafında l,2 katlı ve yakınında çok katlı yapılar yer almakta olduğu taşınmaz üzerinde 9080/1 sokakta 4 kapı nolu binanın giriş kapımın sol tarafında yığma duvarlı ve basit depo tarzında kullanılan bir yapı bölümünün yer almakta olduğu işbu yapının yıkım sırasında elde edilecek malzemenin iktisadi değeri yıkım masrafını dahi karşılamayacağı için değerlendirmede nazara alınmamıştır. Ayrıca biri 9080/1 sokakta 4 kapı nolu yapıya ait bir adet ağaç ile 9166/1 sokakta 3 kapı nolu yapıya ait bir ağaç olduğu bildirilmiştir. İMAR DURUMU: Karabağlar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 30/11/2010 tarih ve 15505 sayılı yazılarından konut alanında kalmakta olup, imar ve kitle hattının gerisinde Blok Nizamda H: 12.80 m. Ç.katsız bina yüksekliğinde 4 katlı yapı müsadeli olduğu bildirilmiştir. MUHAMMEN BEDELİ: 184.680,00 TL SATIŞ ŞARTLARI: TAŞINMAZIN İHALESİ İZMİR AHKÂMI ŞAHSİYE ONDÖRDÜNCÜ SULH HUKUK MAHKEMESİ KALEMİNDE YAPILACAKTIR. Taşınmazın 1. İhalesi: 17/05/2011 günü saat: 15.00 15.10 arasındadır. Birinci arttırımda taşınmazlar, masrafları ile birlikte muhammen bedelin %60’ını bulmaz veya alıcısı çıkmaz ise taşınmazların aynı yer ve saatte 10 gün sonra ikinci ihalesi yapılacaktır. Taşınmazın 2. İhalesi: 27/05/2011 günü saat: 15.00 15.10 arasındadır. İkinci arttırımda taşınmaz, masrafları ile birlikte muhammen bedelinin %40’ının altında satılmayacaktır. Satışa girenler %20 Nakdi teminatlarını Vakıfbank Adliye şubesine yatırmak zorundadır. Bakiye satış bedelinden başkaca damga resmi, alım harcı, KDV alıcıya aittir. Satışa girenler şartnameyi okumuş ve kapsamını aynen kabul etmiş sayılırlar, şartnamesi ilan tarihinden itibaren herkese açıktır. İlan olunur. 15/03/2011 (Basın: 20860) ANMA Canım Biricik Anneciğim, Dr. Av. HATİCE KANSU Aramızdan ayrılışının 10. yılında seni saygıyla ve her geçen yıl artan bir özlemle anıyor ve arıyoruz. Her zaman yanımızda olduğunu hissediyoruz. Kızın ECE KANSU NG L ZCE Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, İş İngilizcesi (Business English), İngilizce iş görüşmelerine (Interviews) hazırlık Gramer ve kişiye özel konuşma dersleri Kadıköy / stanbul TEL: 0532 701 80 41 (0216) 418 94 51 C MY B C MY B ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle