18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 31 MART 2011 PERŞEMBE [email protected] 16 KÜLTÜR Borusan Müzik Kütüphanesi, çağdaş Türk bestecilerinin dijitalizasyonu çalışmasıyla bir ilke imza atıyor ‘Dünya, bestecilerimizi duyacak’ kütüphanelerinden çok daha donanımlı ve güncel olmamız. KüÇoksesli Batı müziğini gençlere sevdirtüphaneye malzeme teminini, ünime amacıyla 1997’de kurulan Borusan versite öğrencileri ile öğretim üyeMüzik Kütüphanesi, o tarihten bu yana atlerine danışarak yapıyor, böylece tığı adımlarla Türkiye’nin en donanımlı ar güncelliğimizi sağlıyoruz. En şivini oluşturmayı başardı. Ağırlıklı olarak önem verdiğimiz konu ise çağdaş klasik müzik olmak üzere, caz, blues, dünTürk bestecileri arşivimizin buluya müzikleri, Türk sanat müziği ve Türk nuyor olması.” halk müziği üzerine kitap, Sisa’nın çağdaş Türk CD, notalar ve dergilerin bubestecileri arşivini bu kaBorusan Müzik lunduğu arşivde, 8 bin 500 dar önemsemesinin altınKütüphanesi’nin kitap, 7 bin nota, yaklaşık 10 da bir başka neden daha müdürü Teri Sisa, “Şu yatıyor, Türkiye’de ilk bin 500 CD, 3 bin LP, 150 VHS, 100 DVD ziyaretçilekez, çağdaş Türk besteciana kadar 20 rin kullanımına sunuluyor. leri arşivinin dijitalizasbestecinin Kütüphane müdürü Teri yonu yapılıyor ve bu yolçalışmalarını bitirdik. la, Türk bestecilerin dünSisa, Borusan Müzik KütüpAmacımız hanesi’ni üniversitelerinkinyada bilinirliğinin arttırılden ayıran özellikleri anlataması hedefleniyor. “Türk bestebestecilerimizin rak söze başlıyor: dünyada bilinirliğini cilerinin büyük bir çoğunluğu“En belirgin özelliğimiz, nun yapıtlarının ne yazık ki arttırmak, zaten kütüphanemizin yalnızca edisyonları yok. Biz de buraöğrencilere değil, halkın da dan yola çıkarak, İstanbul Küarşivimizi Türkler kullanımına açık olması ve kadar yabancılar da tüphaneciler Derneği ile bir konservatuvarların müzik proje yaparak, Çağdaş Türk MELTEM YILMAZ kullanıyor” diyor. bestecilerinin notalarını dijitalize etmeye başladık. Şu ana kadar 20 kadar bestecinin çalışmalarını bitirdik. Bunlar arasında Hasan Uçarsu, Ahmet Yürür, İlhan Usmanbaş gibi isimler bulunuyor. Çalışmamızın temel amacı ve sonucu bestecilerimizin dünyada bilinirliğini arttırmak, zaten bu arşivimizi Türkler kadar yabancılar da kullanıyor.” Genellikle ülkelerin kültür bakanlıklarının üye olduğu Uluslararası Çağdaş Müzisyenler Birliği’ne (ISCM), Borusan’ın beş yıldır üye olduğuna dikkat çeken Sisa, birlik çerçevesinde yapılan yarışmalara katıldıklarını, bu sayede birliğin Türkiye’den bestecileri de dinleme olanağı bulduğunun da altını çiziyor: “Bir yandan uluslararası çalışmalarımız sürerken diğer yandan da kütüphanemizin arşivini zenginleştiriyoruz. Kasım ayında kaybettiğimiz sanatsever Kemal Türen, bize 8 bin CD bağışlayarak arşivimizin bir hayli zenginleşmesini sağladı. Kütüphanemizi günde ortalama 20 kişi ziyaret ediyor ve bağışlar sayesinde de arşivimize gelen bu çok nadir yapıtları dinleme, izleme olanağı buluyorlar.” Çinli sanatçı Yao Lu’nun ülkedeki kentsel ve sosyolojik değişimi sorguladığı çalışmaları İstanbul Modern’de Alevi dedeler Berlin’de rakı masasında Fazıl Say’ın Aralık 2010’da bestelediği eserin dünya prömiyeri yarın Berlin’de Kültür Servisi Avrupa’nın üç büyük kentini kapsayan bir turneye çıkan Fazıl Say, Aralık 2010’da bestelediği “Alevi Dedeler Rakı Masasında” eserinin dünya prömiyerini yarın Berlin’deki ünlü Konzerthaus Salonu’nda gerçekleştirecek. Konusu Say’ın büyük hayranlık duyduğunu belirttiği Alevi kültüründen bir hikâyeden esinlenen eserde flüt, obua, klarnet, fagot ve korno nefesli enstrümanlarının her biri, bir ‘Alevi dedesi’ni temsil ediyor. Alevi dedelerinin felsefi, hararetli ama aynı zamanda ‘matrak’ konuşmalarını ele alan eseri Say, Arif Sağ’ın kendisine anlattığı bir hikâyeden esinlenerek bestelemiş. Eserin dünya prömiyerinde, Konzerthaus Berlin Orkestrası müzisyenlerinden Pirmin Grehl (flüt), Michael Kuntz (Obua), Ralf Forster (Klarinet), Premysl Vojta (Korno) ve Michael von Schönermark (Fagot) sahne alacak. Konserde ayrıca Robert Schumann, Cesar Frank ve Francis Poulenc’in eserleri de seslendirilecek. Bu eserlerde Say’a Konzerthaus Berlin Orkestrası müzisyenleri eşlik edecek. Say, turne kapsamında geçen hafta Esen Kıvrak, Olgu Kızılay, Efdal Altun ve Çağ Erçağ’dan oluşan Borusan Quartet’le birlikte Milano’daki ünlü Verdi Salonu’nda ve 7 yıldır birlikte çaldığı kemancı partneri Patricia Kopatchinskaja’yla da Almanya Münih’teki Prinzregenten Tiyatrosu’nda konser verdi. Çin’den ‘kayıp’ manzaralar... ÖZLEM ALTUNOK Çinli fotoğrafçı Yao Lu, Çin’in son yıllardaki kentsel, ekonomik ve sosyolojik değişimini yansıttığı çalışmalarıyla İstanbul Modern’in konuğu. Küratörlüğünü Engin Özendes’in üstlendiği sergi, adından da anlaşılacağı gibi “Yao Lu’nun Yeni Manzaraları” sanatçının yorumuyla bir zamanlar varolan ile bugünün kederli bir birlikteliği. Lu, inşaat alanlarını kaplayan koruyucu yeşil örtüleri dijital ortamda geleneksel Çin resmindeki yeşil dağ ve su resimleriyle ilişkilendirdiği çalışmalarıyla çağdaş Çin’in manzarasını yeniden kuruyor. Sergiyi oluşturan seri çalışmanızdan yola çıkarsak geleneklerine sıkı sıkıya bağlı Çin’de neler oluyor da geçmişle bağını bu kadar çabuk koparabiliyor? Çin’in, özellikle de Pekin’in tarihi çok eskilere uzanıyor. Ülkede son yıllarda yaşanan hızlı dönüşüm, gelişme adı altında bir sürü binanın yıkılıp yerine yenilerinin yapılmasına yol açıyor ve böylece Pekin günden güne Avrupa kentlerine benziyor. Gelişmiş ülkelerle aynı konuma gelmek güzel de kendine has özellikleri kaybetmeye ne demeli? Pekin, New York’a benzerse benim için kaybedilmiş bir yer olur. 2006’dan beri üzerinde çalıştığınız seride bu değişimi güçlü ama bir o kadar da “Son yıllarda yaşanan hızlı dönüşüm, gelişme adı altında ülkeyi kimliksizleştiriyor ve böylece Pekin günden güne Avrupa kentlerine benziyor. Gelişmiş ülkelerle aynı konuma gelmek güzel de kendine has özellikleri kaybetmeye ne demeli? Pekin, New York’a benzerse benim için kaybedilmiş bir yer olur.” kederli bir dille yansıtıyorsunuz. Nasıl şekillendi bu seri? Pekin’de inşaat sahaları, çöplük ve molozları her yerde görebilirsiniz. Yıkılan alanlara toz kalkmasın diye örtülen yeşil örtünün oluşturduğu dağ görüntüsünü gördükten sonra başladı bu seri fikri. Bu yeşil örtüleri geleneksel Çin resminin öğeleriyle birleştirerek eskiyle yeniyi ve bu değişimin yarattığı tahribatı ortaya koymaya çalıştım. Bir araştırmacı gibi bölgeye gidip yıkı mın izlerini arıyor, fotoğraflıyor, sonra da resimle birleştiriyorsunuz. Fotoğraf, resim, belge… Nasıl tanımlıyorsunuz çalışmalarınızı? Sanırım “görüntü” diye tanımlamak en doğrusu. Çünkü içinde birçok şeyi barındırıyor. Fotoğraf, anlık ve tektir, sadece çekileni barındırır. Görüntü ise orada olmasa da “benim gördüğümü” canlandırarak sunmak demek. En büyük isteğimse bu “görüntü”lerin bu gelişim ve değişim sürecini belgelemede de kullanılabilmesi. Geçmiş ve bugün, geleneksel ve modern, doğa ve yıkım, gerçek ve kurgu… Çalışmalarınız gücünü zıtlıklardan alıyor, ama bir taraftan da onlara uzaktan bakınca birbirine benzeyen manzaralar görüyoruz. Bu zıtlık ve benzerliğin iç içe geçmesi bir yöntem mi sizin için? Çalışmalarımın en önemli öğelerinden biri zıtlık. Bazıları kendiliğinden ve zorunluluktan, bazıları ise bilinçli bu zıtlıkların. Teknolojik aletler de bu zıtlığı pekiştirmek için önemli bir araç. Teknolojiyi bir silah gibi kullanarak unutulmaması gerekenleri hatırlatmaya çalışıyorum özetle. Yükselen Çin sanatının uluslararası piyasada gördüğü ilgi gitgide artıyor. Pek çok çalışmanın, fikrin sansürlendiği Çin’de devlet bu ilginin ne kadar farkında? Çin modern sanatı özellikle 2006’dan beri önemli bir konumda. İlgi çoğaldıkça üretim de paralel olarak artıyor. Devletse henüz bunun pek farkında değil. Mesela Pekin’deki sanatçı yerleşimini geçenlerde devlet yıkmaya çalıştı. Sanatçılar karşı çıkınca vazgeçildi. Bu bile bir aşama şu anda. Elbette sansürlenen, tepki gören çok sanatçı var. Olay çok ama çoğunun doğruluk payını bilmiyoruz. Çünkü devlet kadar mafya da işin içinde. Bu yüzden bir süre sonra hiçbir şeye inanmamaya başlıyorsunuz. (Sergi, 22 Mayıs’a kadar görülebilir.) ‘MODERN VE ÇAĞDAŞ TÜRK RES M SANATINDAN 100 ESER’ Adnan Çoker’in ‘Yaratık’ adlı çalışması. 47. KÜTÜPHANE HAFTASI KAPSAMINDA KORSANA KARŞI YÜRÜYÜŞ ‘Düşünce özgürlüğüne evet, fikir hırsızlığına hayır’ Kültür Servisi Bu yıl 47.’si kutlanan Kütüphaneler Haftası kapsamında İstiklal Caddesi’nde Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi tarafından “İstanbul Kütüphaneleri Yürüyor” adlı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşte, İstanbul halkı, kentin kütüphanelerini keşfetmeye ve korsan yayınla mücadeleye çağrıldı. Nostaljik Tramvay’da üniversite öğrencileri tarafından hazırlanan ve kütüphaneyi kullanmak, yazarokur ilişkisi, otobüstramvayda kitap okumak ve korsan yayının önlenmesi temalarını içeren kısa yaratıcı drama oyunları sahnelendi. Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Mehmet Manyas tarafından okunan basın bildirisinde de kütüphanelerin bir kültürün, bir ülkenin, bir kentin zenginliği olduğuna vurgu yapılarak İstanbul halkından kentin farklı yerlerinde çağdaş bilgi hizmetleri sunan 300’den fazla kütüphane ve bilgi merkezini keşfetmeleri, vatandaşlık ğına hayır” denilerek tüm kesimlerin korsanla mücadelede işbirliği yapması ve bu konuda herkesin üzerine düşen sorumlulukları üstenmesi gerektiği belirtildi. Bu müzayede çok renkli Kültür Servisi Maçka Modern Galeri, 2 Nisan Cumartesi günü “Modern ve Çağdaş Türk Resim Sanatından 100 Eser” başlıklı müzayedeye ev sahipliği yapacak. Hakan Ezer tarafından yönetilecek müzayedede, Mübin Orhon, Selim Turan, Avni Arbaş, Burhan Doğançay, Adnan Çoker, Ömer Uluç, Kuzgun Acar, Koray Ariş gibi çağdaş Türk sanatının önde gelen isimlerinin yanı sıra Canan Tolon, Nur Koçak, İnci Eviner, Ansen Atilla, Azade Köker ve İrfan Önürmen gibi günümüz sanatçılarından da yapıtlar satışa sunulacak. Müzayedede Adnan Çoker’in “Yaratık” ile Burhan Doğançay’ın “Born To Be Free” adlı tuval üzerine akrilik yapıtları 500 bin 700 bin TL fiyat aralığında satışa sunulacak. Mübin Orhon’un tuval üzerine yağlıboya “Soyut” adlı yapıtı ise 400 bin 600 bin TL fiyat aralığında satışa çıkacak. Ahmet Utku ve Yeşim Turanlı tarafından seçilen ve müzayedede yer alan eserler yarına kadar Maçka Modern galerilerinde sergilenmeye devam ediyor. Ayrıntılı bilgi için: www.mackamezat.com, www.mackamodern.com C MY B C MY B hakları olan “bilgilenme özgürlüklerini” kullanmaları ve talep etmeleri istendi. Bildiride ayrıca; tarih boyunca düşünce ve fikir özgürlüğünün doğal savunucuları olan kütüphanecilerin Türkiye’nin “korsan yayıncılık cenneti” haline dönüşmesini üzüntü ile karşıladıkları, “düşünce özgürlüğüne evet, emeklerin çalınmasına, fikir hırsızlı Öte yandan kütüphane haftası kapsamında Okul Kütüphanecileri Derneği, TKD Düşünce Özgürlüğü Grubu, Kültür Paylaşım Platformu, Bahçeşehir Üniversitesi, İdeal Kültür Yayıncılık işbirliği ile yarın “Düşünce Özgürlüğü Karikatürleri Sergisi” açılıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Fazıl Say Fuayesi’nde saat 15.30’da açılacak, koordinatörlüğünü Hicabi Demirci’nin üstlendiği sergide aralarında Erdoğan Karayel, Hayati Boyacıoğlu, Hülya Erşahin, İsmail Doğan, Menekşe Çam, Muammer Olcay, Necmi Oğuzer, Nezih Danyal, Oğuz Gürel’in de olduğu karikatüristlerin 35 çalışması yer alıyor. Düşünce özgürlüğü konusuna, karikatürcülerin diliyle, çizgiyle değinen sergi, “Kütüphaneler düşünce özgürlüğünün en iyi yaşandığı kurumlardır” fikrini rehber alarak, kütüphaneler özelinde toplumda düşünce özgürlüğü konusunda farkındalık yaratma amacını taşıyor. Sergi 16 Nisan’a kadar görülebilir. Düşünce özgürlüğü karikatürleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle