23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 31 MART 2011 PERŞEMBE 6 HABERLER Ergenekon soruşturmasını yürüten Öz, HSYK kararnamesiyle İstanbul Başsavcı Vekilliğine getirildi Özel yetkileri kalktı AKP TEPK L MUHALEFET TED RG N Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek: Kişiye göre Türkiye’de yargılama yapılıyorsa bu yargı adına zaten felakettir. Neticede yargılama hukuka göre yapılır. Gelen her kişi de hukuku uygular, uygulamak mecburiyetindedir. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı: İnşallah sürece bir zarar vermez. Sanırım bunlar da konuşulmuştur, konuşmadan olduğu kanısında değilim. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ: Rızası olmadan yetkisinin kaldırılması yanlıştır. Yeni savcıların davaya hâkim olması zaman alır. Kendisinin Ergenekon davasına bakması gerekiyordu. Eğer artık bakmayacaksa yanlıştır. Dava süreci daha da uzayacaktır. AKP’li Burhan Kuzu: Görev değişikliğinin altında ne olduğunu bilmiyoruz. Atamada kimi uygulamaların etkisi olabilir. Bu karar dava sürecine zarar vermemelidir. CHP’li Ahmet Ersin: Şimdi Zekeriya Öz ve arkadaşlarının yetkileri alındı. Yıpranmış olan bir ekip, tasfiye edildi. Gelen gideni aratır endişesi içindeyim. Görevlendirilecek olan savcıların bu dosyaları incelemesi, tekrar elden geçirmesi, konuya hâkim olmaları epey bir zaman alacaktır. Doğal olarak da halen cezaevinde olan kişilerin mağduriyetlerinin devam etmesi demektir. Hayırlı bir girişim değil. CHP’li Şahin Mengü: Bu olayın temelinde yatan HSYK’nin yapılan şikâyetlerden rahatsız olmasıdır. MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay: HSYK şu anda iktidarın kontrolüne girmiş vaziyette. Mutlaka yine iktidarın işine gelecek bir uygulamadır. Yıprandığı düşünülebilir. Adaletin tecellisi açısından yeni bir adım olduğunu düşünmüyorum. BDP’li Hasip Kaplan: Basılmamış kitaba baskınlar kamuoyunda çok tepki topladı. Tepkiler üzerine hükümetin yapamadığını, HSYK müdahil oldu. HSYK’de iktidar yanlısı atamalar olsa bile mızrağın çuvala sığmadığı durumlar olabilir. LHAN TAŞCI/AL CAN ULUDAĞ Gaz Alma/Denge Kurma Ergenekon savcılığında yapılan değişiklikler Erdoğan’ın, iç ve dış kamuoyunda oluşan büyük tepkilerin gazını alma girişimidir. Çünkü Ergenekon davası, dengesiz bir şekilde hemen herkesi çarpmaya başlayan bir “salgın hastalık” niteliğine büründü! Öyle ki son mahkeme kararı, İmamın Ordusu kitap taslağını bulunduranı bile Ergenekon üyeliğiyle suçlama noktasına vardı! Üstüne üstlük, dün de bu kez “cemaatçi olmayan” ilahiyatçılara ulaştılar! İktidar ve adamlarının bu “ölçüsüz” pervasızlığı, önce Türkiye’de sonra da tsunami gibi dünyada önemli tepki dalgaları doğurdu! Bankacılar Birliği Başkanı Ersin Özince bile Babacan’ın “bankacılara polisiye” önlemler tehdidini, gazetecilerin alınması gibi mi, yanıtı verdi! Bu bile, Ergenekoncuların davayı artık komik bir duruma düşürdüğünün göstergesiydi! Başka neyin göstergesi? Türkiye’nin öyle sıradan bir İslam ülkesi olmadığının, büyük demokratik kazançlarının olduğunun, bu ölçüsüz/edepsiz saldırılara karşı bir direncin ve bağışıklığın oluştuğunun ve Ergenekon’un artık tamamen cıvığının çıktığının! İşte bu noktada, önce cemaatçi olduğu ileri sürülen, operasyonların başındaki polis şefi kızağa çekildi, ardından da gayet yasal bir düzende, Ergenekon savcılığına balans ayarı yapıldı! Saptamaları sıralayalım: Ergenekon davasının simge adı savcı Zekeriya Öz’dür. Ergenekon davası siyasidir. Davanın arkasında bizzat Tayyip Bey vardır. Ergenekon davası, ABD onayıyla yürütülmektedir. WikiLeaks belgelerine göre de Büyükanıt ile başbakan arasındaki, içeriği mezara götürülmesi üzerine yemin edilen “tarihi görüşme” sonrasında ordu üzerinde operasyon başlamıştır. ABD, özellikle Birinci Irak operasyonuna, 2003 yılında, Genelkurmay’ın hayır demesi ve ülke çıkarlarını koruması yüzünden ordunun ipini çekmiştir. Çuval, bunun tepe nortasıdır. AKP’nin, tam tasfiyeye varan bir cesaretle ordunun üzerine gitmesi, ABD’nin desteği iledir. Çünkü artık ABD AKP ve siviller üzerinden politika yapma stratejisini benimsemiştir. Bütün bu süreç içinde, cemaatin adamlarına da “temizlikçi” rolü verilmiştir. Bunu hakkıyla başarmaktadırlar. Her türlü bilgi, belge sahtekârlığında da usta oldukları ve CİA desteği de aldıkları açık bir olgu olarak ortaya çıkmıştır. Bugün, Türkan Saylan ve Çağdaş Yaşam üzerindeki komploda olsun, Odatv baskını ve gazetecilerin tutuklanmasında olsun, kitap imhasını ve bunlara sözde hukuki zemin oluşturacak uyduruk belgelerin, en kararlı tek savunucusu olarak, cemaatin medyası ortada kalmıştır: Zaman ve Samanyolu! Böylece son komploların esas sahibi de belli olmuştur! Zaten gazetelerine baktığımızda, burada AKP ile cemaatin biraz ayrıştığını gözlemliyoruz. Erdoğan, her ne kadar gözü kara görünse de bu gözü karalığı desteksiz değildir. En büyük desteği ABD ve Avrupa’dan alıyordu. Tabii büyük medya desteği ile içeride yaratılan “Ergenekon inanç kamuoyu”ndan! Öyle ki bizde bazı avukatlar bile bu inancın bir parçası olmuştur! Oysa, kamuoyunun bir mutlak parçası olmaktansa, iddialar karşısında bilimsel, şüpheci bir tavırla mesafeli ve anlama çabası içinde kalmak, her zaman doğrudur! Ergenekon, belki de tamamen çökecek veya üç beş generalin “darbe tartışmasına” indirgenecek, bazı yasadışılıklar cezalandırılacak.. Bugünkü inanç sahiplerinin o zamanki halini çok merak ederim! Bugün gelinen noktada, kamuoyunda Ergenekon’a olan inançta bir çöküş yaşanıyor! Dün de operasyon, bu kez, ilahiyatçı profesörlere yönelince, Ergenekoncu bir salgın hastalığın yayıldığı ayan beyan ortaya çıktı! İlginç bir şekilde, bu ilahiyatçıların hiçbiri cemaat yanlısı değildir, daha doğrusu bazılarının cemaat görüşlerine tamamen karşı oldukları biliniyor. Zekeriya Beyaz’ın üstelik cemaat ve Saidi Nursi üzerine yazdığı kitap belgelerine el konulmuştur! Ne benzerlik! Şahin Filiz, sahte inançlara ve sahte din yorumlarına karşı mücadele eden ciddi bir bilim insanıdır! Erdoğan, kamuoyunda davanın çöküşünü ve tepkilerin dirence döndüğünü görmektedir. Kamuoyu algısına önem veren biridir. AKP’nin çıkarları ile cemaatin çıkarları farklıdır. Cemaatin çıkarları ve zorlamaları, partisine zarar vermeye yönelmiştir... Bu gelişmeye, üç hafta önceki Analiz’de işaret etmiştik. Önce polis şefi, şimdi de savcılık! Polissavcılıkmahkeme zinciri, kopmaz bir şekilde inşa edilmişti. İlk iki halkada da zayıflama oldu... Beklenen, mahkeme ayağının da siyasi iradedeki bu gelişmelerden ders çıkartmasıdır! ANKARA Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararnamesi ve Ergenekon soruşturması ile adı özdeşleşen savcı Zekeriya Öz, İstanbul Başsavcı Vekilliği’ne getirildi. Yetki kararnamesi çıkarılmazsa Zekeriya Öz, özel yetkilerini yitirmiş olacak. Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı da İstanbul Başsavcılığı’na atandı. Ergenekon başta olmak üzere kamuoyunun yakından izlediği soruşturmalarda kilit önem taşıyan özel yetkili başsavcı vekili olarak da Fikret Seçen görevlendirildi. HSYK Birinci Dairesi’nin adli yargı kararnamesi yayımlandı. 128 hâkim ve savcının görev yeri değiştirildi. Ergenekon soruşturması başta olmak üzere kamuoyunun yakından izlediği soruşturma ve davaların kritik öneme sahip olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı’na atanmasıyla boşalan başsavcılığa Çolakkadı getirildi. Savcı Öz ise özel yetkileri kaldırılarak Sultanahmet Adliyesi’ne başsavcı vekili olarak atandı. Öz için ayrıca yetki kararnamesi çıkarılmazsa Ergenekon soruşturması başta olmak üzere “çete ve örgütlü” suçlarla ilgili suçlamaların soruşturmasında yer alamayacak. Öz’ün görev alanını Çolakkadı belirleyecek. Ergenekon soruşturmasında yer alan özel yetkili savcılardan Seçen ile Poyrazköy soruşturmasında yer alan Ercan Şafak da İstanbul Başsavcı Vekilliği’ne atandı. HSYK’nin atama kararnamesinin hemen ardından yaptığı yetkilendirmeyle Seçen özel yetkili İstanbul Başsavcı Vekilliği’ne getirildi. Zekeriya Öz: Sürpriz oldu. Çok yorulmuştum ama soruşturmaları yapmaya devam ediyordum. Kendimize vakit ayıracağız biraz da. Daha önce de Tuzla’ya göndermeye çalışmışlardı. Saygı duyacağız, ne diyeyim. Bir savcı gider, bir savcı gelir. şi kişiselleştirmenin mantığı yok. Ergenekon da bizim şahsımızla ilgili bir şey değil Fikret Seçen: Benim için de sürpriz oldu. Hayırlısı olsun. SAVCI ÖZ: SÜRPR Z OLDU ‘Ergenekon sekteye uğramayacak’ HSYK 1. Daire Başkanı brahim Okur, savcıların görev değişikliğiyle ilgili olarak “Arkadaşlar terfi etti. Soruşturmayla ilgisi yok. Ergenekon davası sekteye uğramayacaktır, yeni savcı görevlendirilecektir” dedi. Okur, ayrıca özel yetkinin kıdemli olduğu için Fikret Seçen’e verildiğini belirtti. Okur, Ergenekon davasına yeni savcıyı stanbul Cumhuriyet Başsavcısı Çolakkadı’nın belirleyeceğini vurguladı. HSYK üyesi Ali Suat Ertosun ise karar için, “gecikmiş bir tasarruf” yorumunu yaptı. stanbul Cumhuriyet Başsavcısı olan Turan Çolakkadı, “Öz gitti Ergenekon bitti diye bir şey yok. HSYK’nin takdiridir, objektif bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum” yorumunu yaptı. Çolakkadı, savcı Öz’ün elindeki soruşturmalarla ilgili bir soruya, “Zekeriya Öz’ün soruşturma dosyasında ne var ne yok kendi bilir. Benim bilgim dışında bunlar” yanıtını verdi. Çolakkadı, atanan savcıların ellerindeki dosyaların UYAP üzerinden 25 savcıya paylaştırılacağını kaydetti. Fikret Seçen Ercan Şafak Zekeriya Öz Erdoğan: Ben yargının işine karışamam yargı da benim işime karışmamalı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan HSYK kararnamesiyle ilgili soruları yanıtladı. Erdoğan, “Partinizden dava süresinin uzayabileceği kaygıları dile getiriliyor. Bu değişikliği nasıl yorumluyorsunuz” sorusu üzerine, “Bu konu yürütmenin konusu değil, yasamanın konusu değil. Bu konu HSYK’nin konusudur. Ben yargının işine karışamam, yargı da benim işime karışmamalı. Benim arkadaşlarımdan kim bu tür yorum yaptıysa bilemem. Eğer yapmışsa yanlış yapmış. Gecikmiş adalet adalet değildir. Temennim odur ki ilk adım mahkemelerinde daha süratle neticeler alınır. Bu tutukluluk süreçleri uzamaz, daha kısa zamanda biter” dedi. FETHULLAH GÜLEN Karar 5’e karşı 2 oyla alındı İbrahim Okur, başkanlığında toplanan HSYK 1. Daire’deki kararname görüşmeleri sırasında Zekeriya Öz konusunda iki farklı görüş ortaya çıktı. Öz’ün özel yetkilerinin alınarak başsavcı vekilliğine atanması ikiye karşı 5 üyenin oyu ile gerçekleşti. İki üye, Öz’ün başsavcı vekili olması halinde Ergenekon başta olmak üzere yürüttüğü soruşturmalardan uzaklaştırılmış olacağını, bunun da kamuoyunda farklı algılanabileceği görüşünü dile getirdi. Çoğunluk üyeler ise diğer savcıların da Ergenekon soruşturmasında yer aldıklarını ve yetkin isimler olduklarını dile getirdi. Zekeriya Öz’ün başsavcı vekilliğine getirilerek Ergenekon soruşturmasından bir anlamda el çektirilmesinde, yaptığı iş ve işlemlerin soruşturmanın önüne geçmesinin etkili olduğu savunuldu. Öz’ün yaptığı, kamuoyunda eleştirilen her türlü hatanın soruşturmanın hatası olarak görülmeye başlamasının da dairede rahatsızlık yarattığı kaydedildi. Deniz Feneri’ne ikinci terfi Türkiye boyutunun 2.5 yıldır tamamlanamaması nedeniyle eleştirilen Deniz Feneri soruşturmasında Alman savcıların Türkiye’ye gelerek incelemelerde bulunmak için talep ettiği adli yardım istemini reddeden Cumhuriyet Savcısı Harun Kodalak, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne ge tirildi. 17 Ekim 2010 tarihinde yapılan HSYK seçimlerinde “bakanlık listesinden” yedek üye seçilen Kodalak, 5 ay içinde iki kez terfi etmiş oldu. Ayrıca HSYK yedek üyeleri Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Celal Avar Üsküdar Başsavcı Vekili, İstanbul Savcısı Ali Güngör de İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili oldu. Eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in İsmailağa ve Gülen cemaatine ilişkin yürüttüğü soruşturmanın ardından tutuklanmasına kadar varan olaylar zincirinde yer alan Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş, Balıkesir Başsavcılığı’na getirildi. Cemaat soruşturması ardından Erzurum ile Erzincan arasında yaşanan tartışmalar üzerine HSYK tarafından özel yetkileri kaldırılan, yeni HSYK döneminde de Ünye Başsavcılığı’na atanan Tarık Gür, dört ay sonra bu kez de dünkü kararnameyle Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı’na atandı. Cihaner’in Gülen cemaatine yönelik başlattığı ancak tutuklanmasının ardından dosyayı “görevsizlik” kararıyla Erzurum Başsavcılığı’na gönderen Erzincan Savcısı Hasan Can, Seydişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na terfi etti. yürek Sincan hâkimliğine atandı. Sincan Mahkemesi, Ankara Başsavcılığı’nın verdiği kararların üst mahkemesi olarak biliniyor. Bu nedenle kritik bir önem taşıyor. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz siyasete gireceği gerekçesiyle emekliye ayrılmıştı. Bu başkanlık da boş bulunuyor. 128 kişilik kararnameyle 28 adalet müfettişi İzmir, İstanbul ve Ankara hâkim ve savcılıklarına atandı. 21 isim ise Yargıtay Tetkik Hâkimliği’ne getirildi. Rize Başsavcısı İsmet Özkorul, savcı olarak Konya’ya atandı. Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’nın Kürt sorununun çözümü için, “Güneydoğu’dan ikinci bir eş alalım. Hasım değil, hısım olalım” önerisi üzerine yapılan suç duyuruları üzerine soruşturma başlatmıştı. Özkorul’un bizzat yürüttüğü soruşturma sonucunda, Bakırcı’nın ifadeleri düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek takipsizlik kararı verilmişti. Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarına ilişkin gerekli girişimlerde bulunulmadığı iddiasıyla CHP tarafından eleştirilen Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Siyami Başok, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na atandı. ‘Karşı cephe’ itirafı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan Fethullah Gülen’le yaptığı görüşmeyi dünkü köşesine taşıdı. Gülerce, Gülen’in şu sözlerini aktardı: “Başkaları niye düşmanlık yapıyor, komplo kuruyor, her fırsatta bu harekete dil uzatıyor? Burada biraz da kendimize bakmamız lazım. Acaba bizim usul hatalarımız mı, üslup hatalarımız mı var? Bize olan bakış; yanlış yaklaşımlarımızdan mı, ihmallerimizden mi, o insanları ‘karşı cephe’ olarak görmemizden mi kaynaklanıyor? Keşke o insanlar da bizim iyiliğimizi isteyerek, bizler için ‘daha iyi olsalar’ mülahazasıyla ve insafla, izanla neyimiz eksik ise onu söyleseler. Biz bu yaklaşımı, irşat sayarız. Eksikliklerimizi giderme adına, bu hareketin içindeki insanların eksikliklerini giderme adına bir irşat sayarız. Bize irşat adına elini uzatan insanların elini öperiz, çok rahatlıkla...” Hüseyin Gülerce ise yazısını, “Evet, muhterem Gülen kanaatimce, insaf sahibi samimi insanlara, karanlık mahfillerden yürütülen kampanyaların boğucu atmosferinden kurtulup, ülkemizin ve insanımızın geleceği adına bir davet yapıyor. Tutulması gereken bir el uzatıyor. Kimler tutacak acaba?” ifadesiyle bitirdi. Takipsizlik kurtarmadı Sincan’a yeni hâkimler Adalet başmüfettişleri Vedat Yılmaz, Tuncay Öztürk ile Ayhan Ak Hukukçular, Öz’ün başsavcı vekili olmasını terfi olarak nitelendirdi ‘Öz koruma altına alındı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hukukçular, Zekeriya Öz’ün özel yetkili savcılıktan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na atanmasının “ödüllendirme” olduğunu kaydetti. METE GÖKTÜRK (Eski DGM Savcısı): Başsavcı vekiliğine atanmak bir terfi niteliğindedir. Özel yetkili savcı olmaktan daha prestijlidir. HSYK’da bazı yetkilerin aşıldığı, sert kullanıldığı görüşü hakim. Yapılan şeyleri olumlu buluyorlar ki rencide etmeden görev değişikliği yoluna gidilmiş durumdalar. Prof. BAHR ÖZTÜRK: İstanbul gibi bir yerde başsavcı vekilliği çok önemli bir görevdir, sorumlulukları ağırdır. Bunca iş yüküne rağmen bir de CMUK’nin 250. maddesiyle görevli savcı olursa bu işi nasıl yürütecektir? AL FA K KAYACAN (Onursal Askeri Yargıtay Üyesi): Normalde bu bir terfidir. Bütün savcılar başsavcı namına soruşturma yürütüyorlar. Ben Öz’ün özel yetkisinin alındığını düşünmüyorum. Elindeki dosyalara devam edebilir veya belki iş yoğunluğu nedeniyle elindeki dosyalarını devredebilir. EM NE ÜLKER TARHAN (Eski YARSAV Başkanı): Kesinlikle ödüllendirildiklerini düşünüyorum. Öz, bu kararla, koruma altına alındı. Öz’ün başsavcı vekili olarak atanmasının halkaları önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. Tam ruhsat verilmiş oldu. H KMET SAM TÜRK (Eski Adalet Bakanı): Öz, başsavcı yardımcısı oldu. Bir defa daha önce böyle bir sıfatı yoktu. Bu açıdan baktığınızda yükselme olarak görülebilir. Ama öte yandan Ergenekon süreci başka bir savcıya verilmiş olacak. Hâkim ve savcıların atanmasıyla ilgili yaz kararnamesi ve güz kararnamesi vardır. Erken yapılmasında yasal bir engel yok ama şu zamanda yapılması ilginç geldi bana. Prof. VAH T BIÇAK (Ceza hukukçusu): Bence bu bir terfidir. Öz, Ergenekon’un tek savcısı değil. Başka savcılar da var. Dolayısıyla ben bunu Ergenekon davasında mevcut gidişattan bir sapma olarak görmüyorum. ÜM T KOCASAKAL (İstanbul Barosu Başkanı): Eğer Öz “memnun oldum” diyorsa, bu bir ödüllendirmedir. Yeni gelişmelerin Ergenekon davasını etkilememesi lazım. Sonuçta Fikret Seçen de bu davanın savcılarından. CELAL ÜLGEN (Org. Çetin Doğan’ın avukatı): Öz’ün atanmasının terfi olduğunu düşünmüyorum. Bence bu atama tamamen ‘yetki azaltmaya’ yöneliktir. Çünkü son günlerde siyasi iktidar çok yıprandı. Siyasi iktidar yanlılarının bile aklında “Bu savcılar kimden yana” sorusu oluştu. Sanıklar için sevinecek bir gelişme değil bu. Yerine kim gelirse gelsin sonuç değişmez. Bu atama yalnızca siyasi iktidar açısından olumlu bir gelişme. STV’N N D Z S Y NE B LD İstanbul Haber Servisi Samanyolu Televizyonu’nun Ergenekon soruşturmasını konu alan dizisi “Kollama”nın cuma günü ekrana gelen bölümünde Savcı Zekeriya Öz’ün görevden alınacağı anlatıldı. Ergenekon soruşturmasında ismi geçen herkesin birebir karakterlerinin yer aldığı dizide savcı Öz’ü canlandıran özel yetkili “Erkenkondu” savcısı “Zeki Yahya”, bir komploya kurban gitmiş ve görevden alınmıştı. Dizinin bir önceki bölümünde de “yayınevine baskın” konusu işlenmişti. Dizinin yayımlandığı saatlerde İthaki Yayınları’nı basan polis, gazeteci Ahmet Şık’ın basılmamış kitabını aramıştı. Balyoz’da da hâkim değişmişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’liler, soruşturma sürerken soruşturmayı yürüten savcının görev yerinin değiştirilemeyeceğini savunurken Balyoz davasının hâkimleri duruşmaya 48 saat kala başka illere atanmıştı. 16 Aralık 2010 tarihinde görülecek davaya sayılı saatler kalmışken HSYK, davaya bakacak olan İstanbul Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt’u görevden alarak Gebze’ye özel yetkileri alınmış düz hâkim olarak atadı. Yerine ise Ömer Diken getirildi. Aralarında Hrant Dink davasının da olduğu birçok önemli davaya bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak da özel yetkileri kaldırılarak Sakarya’ya atandı. Canak’ın yerine aynı mahkemenin üyesi Rüstem Eryılmaz görevlendirildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle